Kompozisyon Örnekleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kompozisyon Örnekleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Kendimize Karşı Dürüst Olmak Konulu Konulu Kompozisyon Yazınız.


Kendimize Karşı Dürüst Olmak Konulu Konulu Kompozisyon Yazınız.

Dürüstlük insanın her yerde aynı olmasıdır. Yani yalan söylememesi, kimseye  kötülük düşünmemesi, merhametli olmasıdır. İnsan ilk olarak kendine karşı dürüst olmalıdır. Kendine karşı dürüst olan, erdemli olan  insan başkalarının yönlendirmeleri ile hareket etmeyen insanlardır. Dolayısı ile başkalarının bir sözü ile kendini değiştirmez ve dürüstlük ilkelerinden de vazgeçmez.

Kendine karşı dürüst olan insan dıştan güdülenen insan değil içten güdülenen insandır. İnsan böyle olduğu zaman çevresine karşı da dürüst olur.  Yani hep olduğu gibi görünür ve karakter ve kimlik değiştirmez. Tutarlı bir yapıya sahip olur. İşte böyle olduğu zaman da kişi kendini sever, kişiyi çevresindeki insanlar sever ve toplum nezdinde sevilen, sayılan bir kimse haline dönüşür. Kendine karşı dürüst olan kişi aile hayatında  da mutlu bir yaşam sürer. Aile içinde yalan dolan olmadığı için , güven bu aile içinde daim olur. Kişinin  kendi mutlu olur,kişi  ailesini mutlu eder ve kimseye karşı kötülük etmediği için her zaman vicdan rahatlığı içinde yaşamını devam ettirir. Kendine karşı dürüst olmayan insan hep bir sıkıntı içinde olur ve gerçek anlamda mutlu olmaz.  Yani kişi kendini  mutsuz eder ve gerçek  anlamda da mutluluğu yakalayamamış olur.  

Gerçek anlamda  kendine karşı dürüst olmayan bir insan sürekli savunma mekanizmalarına vurur ve gerçekleri görmemeye çalışır.  İşte tüm bunlardan dolayı her zaman dürüstlükten yana olmalıyız. Erdemli ve ahlaklı bir kimseye olmalıyız. Can yakmamalıyız, canımızın yakılmasına izin vermemeliyiz ve kimsenin de ahını almamalıyız.

Teknoloji Bağımlılığı İle İlgili Bir Paragraf Yazınız.


Teknoloji Bağımlılığı İle İlgili Bir Paragraf Yazınız.

Teknolojinin hayatımızda olması  ve hayatımıza katkı sağlaması güzel bir şeydir fakat  bunu ölçülü şekilde yaptığımız sürece bir problem olmaz. Teknolojiye bağlı, bağımlı bir hayat yaşarsak insanlar ile iletişimimiz güçleşir. Asosyal bir hayat yaşarız ve bir süre sonra toplumdan kopmaya ve uzaklaşmaya başlarız.  Özellikle de çocuklar, gençler teknoloji bağımlısı olmaya daha yatkındır. Şimdi hemen hemen her çocuğun elinde bir tablet ya  da telefon bulunmakta ve  bu aletleri de yanlarından ayırmamaktadırlar. 

Anne ve babalar çocuklarına bu konuda örnek olmalı ve çocuklarını teknoloji bağımlısı olmaktan kurtarmalıdırlar. Çocuğum ağlamasın, kızım  üzülmesin diye onları teknoloji bağımlısı yaparsak ilerde bu bağımlılığının önüne geçemeyiz ve  çocuklarımızı kendi ellerimizle bir teknoloji bağımlısına dönüştürebiliriz . Bunun için çocuklara anne ve baba gözetiminde bilgisayar, tablet vb vermeliyiz.

Teknoloji bağımlığının şu zararlarını da unutmamalıyız:
*  Depresyon
* Aşırı savunmacılık
* Günlük planları sürekli ertelemeye başlamak
* Sorumlulukları ertelemek
* Zamanın kıymetini bilememek ve zaman kavramını yitirmek
* Ani duygusal değişikliklerin olması
* Uykusuzluk
* Baş ağrısı
* Boyun ağrısı
* Boyunda, belde birtakım fiziksel problemlerin olması
* Görme bozukluklarının başlaması
* Sağlıksız beslenmeye yol açması
* Spor yapmama ve sürekli ekran başında olarak kilo alma
* Sırt ağrıları vb gibi sorunlara yol açabilir.

Hangi Çizgi Film Karakteri Olmak İsterdin Konulu Kompozisyon


Hangi Çizgi Film Karakteri Olmak İsterdin Konulu Kompozisyon

Çizgi film izlemek her çocuk son derece eğlenceli bir olaydır. Hemen çizgi filmler çocukların asosyalleşmesine neden oluyor, çizgi film seyreden çocuklar şiddet eğilimlisi oluyor vb. ezber sözleri duyar gibi oluyorum. Evet bu sözler biraz ezber gibi. Çünkü abartmadan izlendiğinde ve izlenen çizgi filmlerde seçici davranıldığında çizgi filmlerden çok şey öğrenebiliriz.

Ben bir çizgi film kahramanı olsaydım “Heidi” filmindeki Peter karakteri olmak isterdim. Çünkü Peter dağlarda özgürce yaşayan, kendine güveni olan bir çocuk. Tertemiz doğanın içerisinde kuş cıvıltıları arasında, kendi halinde bir çocuk. Peter olmak isterdim çünkü Peter yeri geldiğinde en zor ve sarp yerlerde, zorlu koşullarda mücadele edip zorlukların üstesinden gelmeyi bilen bir çocuk. Peter başkalarına yardım etmekten zevk alan özellikle yaşlıların her türlü ihtiyacını karşılamak için çaba harcayan bir çocuk. Peter çok iyi bir arkadaş ve arkadaşı için her türlü zorluğa katlanabilecek birisi. Peter  çok cesur ve hayattan ne istediğini iyi bilen ve mücadeleci bir ruha sahip.

Peter dışında bir tercihim daha olsaydı o da “Tsubasa” olurdu. Çünkü futbolu çok seviyorum ve tıpkı Tsubasa gibi futbol oynarken başka hiçbir şey düşünmüyorum.  Tsubasa karakterinin de en çok yılmadan çalışan çabalayan ve yalnızca yeteneklerine güvenmeyen tarafı beni çok etkiliyor. Yani Tsubasa “Ben yetenekliyim her şeyi yaparım.” mantığında değil. Hep daha çok çalışıyor ve kendisini geliştirmek için devamlı mücadele ediyor.

Özetle söyleyecek olursam iyi seçilmiş çizgi filmler bize çok şey öğretebilir. Tabi belli bir süre izlemek şartıyla. Peter ve Tsubasa karakterleri de bana hayata dair çok şey öğretiyor.

Sevgi Ve Saygı Üzerine Kompozisyon


Sevgi  Ve Saygı Üzerine  Yazı Yazınız.

Dünyayı güzelleştiren, yaşama anlam katan en önemli değerler sevgi ve saygıdır. Dünyamız  gerçek anlamda sevgi ve saygı üzerine kurulmuş olsaydı şu anda ne savaş olurdu ne de kötülükler olurdu. Sevginin olduğu yerde barış olur, muhabbet olur. Sevgi varsa saygı da olur ve yaşam daha  anlamlı olur. 

İnsan  toplum içinde yaşadığı için , başkaları ile iletişim kurmaya mecburdur. İletişim kurarken de  konuştuğumuz söze, üsluba dikkat etmek gerekir. Başkalarına karşı her zaman saygılı olmalıyız ve nazik davranmalıyız.  İnsanları, hayvanları, doğayı sevmeliyiz ve yüce Allah’ın yarattığı her şeye saygı duymalıyız. Sevginin olduğu yerde kötülük barınmaz, saygı da daim olur. Bundan dolayı her zaman sevgi ve saygıdan yana olmalıyız.  Başka insanların özel yaşamına müdahale etmemeliyiz. Kimsenin kalbini kırmamalıyız.  İçimizde şefkat ve merhamet olmalıdır. İşte tüm bunlar olduğu zaman sevgi ve saygı da daim olur. Yaşadığımız dünya daha güzel ve daha yaşanılır bir dünya haline dönüşür.

Sevgi ve saygı ile ilgili şu sözleri de unutmamalıyız: ‘’ Hayat küçük şeylerden oluşur sen seversen büyük olurlar.’’ , ’’ Saygı ancak özgürlüğün bulunduğu yerde vardır sevgi ise özgürlüğün çocuğudur hiçbir zaman zorbalığın çocuğu olmamıştır.’’

Annemi Örnek Alıyorum Çünkü Konulu Kompozisyon Yazınız.


Annemi Örnek Alıyorum Çünkü Konulu Kompozisyon Yazınız.

Anneler dünyanın en  fedakar, en cefakar insanlarıdır.  En zor  işleri yapan ve sabahtan akşama kadar hiç durmadan çalışan canlarımızdır. Annemi örnek alıyorum çünkü  annem  beni ve kardeşlerimi koşulsuz seven ve bize  sevildiğimiz hissettiren en önemli varlığımdır. Annemi örnek alıyorum çünkü annem  karşılık beklemeden bize her türlü hizmeti yapan ve bundan da zevk alan  tek insan.

Annemi örnek alıyorum çünkü çocuklarını canından çok seven, onlara gözü gibi bakan ve onlara kimsenin vermediği değeri veren dünyadaki tek varlıktır belki de. Annemi örnek alıyorum çünkü annem benim her şeyim, kıymetlim,  en sevdiğim,  zahmetimi çeken kişidir. Annemi çok seviyorum çünkü  hayatın zorluklarına rağmen yılmadan bize bakan, çalışan ve  bizim için canını feda etmeye hazır olan  yegane varlıktır. Onu çok seviyorum ve ona çok değer veriyorum çünkü o annelik  gibi çok zor bir sorumluluğu üstleniyor ve bu durumdan da rahatsız olduğunu bir gün olsun görmedim. Bana ve kardeşlerime her gün ders çalıştırıyor. İnsanlara iyi davranmamız gerektiğini ve her şeyden  önce  iyi ve güzel ahlaklı olmamızı söylüyor ve bunu bize öğretiyor.

Yalan söylemiyor, kimsenin güvenini kırmıyor, emanete asla ihanet etmiyor. Çünkü o harika bir kadın ve harika bir anne. Annemi çok  seviyorum çünkü o  benim için bulunmaz bir değer ve dünyanın en değerli hazinesidir.

Atatürk'ün " Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir benim fikirlerimi benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir " sözünü açıklayınız

Atatürk'ün " Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir benim fikirlerimi benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir " sözünü açıklayınız.

Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ülkesinin, milletinin bağımsızlığı ve halkının  egemenliği için her zaman çok çalışmıştır. Mustafa Kemal kendisini görmek isteyenlere şunu söylemek istemiştir. Beni görmek istiyorsanız benim ilkelerime, inkılaplarına sahip çıkın. Ülkenizi koruyun ve ülkeniz için bilim ve fen yolunda ilerleyin. Boş işlerle uğraşmayın. Sürekli çalışın, üretin demek istemiştir.

Onu görmek demek onun bize,  gençlere emanet ettiği Cumhuriyete, demokrasiye sahip çıkmak demektir. Mustafa Kemal tam bir vatan sevdalısıydı. Onun duygularını anlamak, onun gibi  vatana aşk ile bağlanmak onu görmekle eş değerdir. Çünkü bunu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk kendi söylemiştir. Ülkemizin değerlerini her şeyin üstünde tutmalıyız. Milli benliğimizi korumalı ve milli değerlerimize sahip çıkmalıyız. Ülkemizin bağımsızlığını her şeyin üstünde tutmalıyız.  Ülkemizin her ferdinin okuma yazma bilmesi için fedakarlık göstermeliyiz. Eğitim ve öğretime çok önem vermeliyiz. İnsan haklarına , kadınlara, çocuklara çok önem vermeliyiz.  Kadınlarımız başımızın tacı yapmalıyız. Eğitime, öğretime, öğretmenlere önem vermeliyiz. Ülkemizi siyasi, sosyal, askeri, ekonomik anlamda gelişmesi için var gücümüzle çalışmalı ve ilerlemeliyiz. Adaletli olmalıyız, insanlara eşit davranmalıyız.  Kimseye torpil yapılmamalıdır. Herkes liyakati ile görevine gelmelidir. Çünkü Mustafa Kemal Atatürk çalışana, emek  edene hakkının verilmesi gerektiğini savunmuştur. Milliyetçilik, devletçilik, cumhuriyetçilik, inkılapçılık, halkçılık, laiklik gibi ilkeleri yaşamımızda uygulamalıyız. Din ve devlet işleri aynı anda yürütülmemelidir. Din ve siyaset birbirinden ayrılmalıdır.

Ülkemizin muasır medeniyetler seviyesine ulaşması, ülkemizin  her ferdinin okuması, ilim yolunda, fen yolunda uğraşması gerekir. Vatan ve milletin  bağımsızlığı tehlikeye girdiği zaman Ya İstiklal, ya ölüm demesini bilmeliyiz. Spora önem vermeliyiz. Gençlerin spor ile uğraşmasını, sanat ile uğraşmasını, edebiyat ile ilgilenmesini sağlamalıyız. Geçmişimizi çok iyi bilmeliyiz ve geçmişte yapılan hatalardan ders çıkarmalıyız. İşte tüm bunları yaptığımız zaman Mustafa Kemal’i görmüş gibi oluruz. Yeter ki onun ilkelerine, inkılaplarına sahip çıkalım ve  bunları her zaman yaşatalım.


Kurtuluş Savaşı’nda Türk Kadınının Rolü İle İlgili Bir Kompozisyon


Kurtuluş Savaşı’nda Türk Kadınının Rolü İle İlgili Bir Kompozisyon Yazınız.

Atalarımız her savaşta olduğu gibi Kurtuluş Savaşı’nda da kadını ile, erkeği ile bir olmuştur. Kurtuluş Savaşı yıllarında asil milletimiz   yoklukla, sefaletle uğraşırken bir yandan da savaşla uğraşmıştır. Düşmanlar Anadolu köylerini yağmalıyor, bebeklere, çocuklara hiç acımadan kıyıyordu. Bu yıllarda çok zorluk çeken milletimiz iman gücü ile  bunların üstesinden gelmeyi bilmiştir.

Türk kadını, kahraman yürekli kadınlarımız savaşta askerlerimize yiyecek götürmüş, cepheye silah taşımış, yeri gelmiş kendileri asker olmuştur. Kimileri yeni doğan bebelerini evde bırakıp gitmiş, kimileri yaşlı anasını evde bırakıp cepheye koşmuştur. Tayyar Rahimeler, Ayşe Çavuşlar, Hatice Kadınlar ve daha niceleri.. .  Kadınlarımız kendi canlarını düşünmemişler, vatan ve milletin bağımsızlığını her şeyden  üstün tutmuşlardır.  Türk kadınları kadar dünyanın hiçbir yerde cefakar, fedakar, vefalı  kadınlar yoktur. Çünkü bizim milletimizin asil kadınları ülkesi tehlikedeyken kendi canlarını hiçe saymışlardır. Bu uğurda kimileri şehit olmuş kimileri gazi olmuştur.

Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk de kahraman kadınlarımız ile ilgili şu sözleri söylemiştir: ‘’ Dünyada hiç bir milletin kadını: ‘Ben Anadolu Kadınından fazla çalıştım. Milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu Kadını kadar emek verdim.’  diyemez!'’

‘’ Ben Öğretmen Olsaydım ‘’ Konulu Kompozisyon Yazınız.


‘’ Ben Öğretmen Olsaydım ‘’ Konulu Kompozisyon Yazınız.

Öğretmenlik  çok zor ve aynı zamanda çok güzel  bir meslektir. Bu mesleğin özelliklerini yerine getirmek için önce iyi bir insan olmak gerekir. Ben öğretmen olsaydım ; öğrencilerime  ilk olarak iyi insan ve ahlaklı insan  olmayı öğretirdim. Kendim de iyi davranışlar sergileyerek onların doğruyu görmesini sağlardım.  Onlara asla yalan söylemezdim.  Doğru, dürüst ve güvenilir bir insan olurdum.  Öğrencilerimin de böyle olması için elimden  gelen fedakarlığı gösterirdim.  Onların  vatanına ve milletine faydalı olması için  her türlü sorumluluğumu yerine getirirdim.

Öğrencilerim arasında asla ayrım yapmazdım. Tüm öğrencilerim benim için  aynı değerde olurdu ve hepsini de aynı oranda severdim. Öğrencilerimi koşulsuz severdim.   Başarılı olan öğrencilerimin  daha da başarılı olması için onlara farklı görevler verirdim. Başarısız olanlar için ise okul çıkışı  kurslar verirdim.  Onların yaptığı yaramazlıkları  bazen de görmezden gelirdim ama yeri geldiği zaman da onların  iyiliği için kızmasını bilirdim.  Öğrencilerime konuyu yaparak, yaşayarak anlatırdım. Onları sadece ezberci bir sistemle yetiştirmezdim.   Dersten zevk almaları için  çeşitli materyaller  hazırlar ve öğrencilerimin  dikkatini  çeker ve onların hem eğlenmesini hem de öğrenmesini sağlardım. Onlara güler yüzlü ve anlayışlı olurdum.  Onları çok severdim. Onların kişiliğini hedef alacak kırıcı sözlerden kaçınırdım ama yaptığı yanlış davranışları da güzel bir şekilde onlara anlatırdım. Onlara ders çalışma alışkanlığı kazandırırdım. Yeri geldiği zaman disiplinli olur, yeri geldiği zaman da esnek olmasını bilirdim. Onlara vatanımızın ve milletimin her alanda gelişmesi için çalışmaları gerektiğini söylerdim.

Elimden geldiği kadar iyi ve başarılı bir öğretmen olmayı çalışırdım. Farklı  yetenekleri olan öğrencilerimi , yeteneklerine uygun alanlara yönlendirirdim. Sınıfımda engelli bir öğrencim varsa ona karşı daha nazik ve  anlayışlı davranılmasını sağlardım. Öğrencilerime  empati kurma becerisini ve eleştirel düşünme becerini kazandırırdım.

“11.11 Çılgınlığı, En Uzun Gece İndirimleri vb.” Hakkında Kompozisyon


“11.11 Çılgınlığı, En Uzun Gece İndirimleri vb.” Hakkında Kompozisyon

Alışveriş insanoğlunun hayatını idame ettirebilmesi için gerekli faaliyetlerdendir. Özellikle 20. yüzyıdan itibaren sanayileşme, seri üretim vb. gelişmeler; hammadelerin işlenmesi ve ürünlerin bollaşmasına neden oldu. Bu bollaşma beraberinde de bu ürünlerin satılması için pazar ihtiyacını beraberinde getirdi.

Günümüzde internet vb. teknolojik gelişmeler, reklam pazarının gittikçe genişlemesine sebep oldu. Cazip indirimler, yılda bir kez yapılıyor algısı, sürekli aynı ürünleri her yerde görmek gibi etkenler insanları alışveriş yapmaya zorlamakta. “Kara Cuma, En Uzun Gece, 11.11, 12.12” gibi özel tarihlerde yapılan bu kampanyalar insanların tabiri caizse “aklını çelmekte.” Hatta çoğu insan aldığı ürünleri birkaç gün sonra neredeyse hiç kullanmamaya başlamakta. Bu yüzden kullanıcılar olarak bilinçli olmalı ve gerçekten ihtiyacımız olan ürünleri iyi belirlemeliyiz. Kendimize gerçekten faydası olacak ve ihtiyaçlarımızı giderecek ürünlere yönelmeliyiz. Tabiri caizse bu “çılgınlıktan” en az zararla kurtulmak için bilinçli davranmamız gerekir.

Unutmamak gerekir ki dünyanın birçok yerinde bir dilim kuru ekmeğe, bir yudum suya muhtaç milyonlarca insan var. Şımarık bir tavırla her şeye sahip olma dürtüsü ile hareket etmek içinde bulunduğumuz zamanın en büyük hastalıklarındandır. Bizler bilinçli tüketiciler olarak bu kampanyalardan en iyi şekilde faydalanmalı ve gerçekten ihtiyacımız olan ürünleri hesaplı fiyatlarla almaya gayret göstermeliyiz.
Peki siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?

Komşularımıza Ve Fakir Ailelere Yardım Etmeliyiz Konulu Kompozisyon Yazınız


Komşularımıza Ve Fakir Ailelere Yardım Etmeliyiz Konulu Kompozisyon Yazınız.

Yaşadığımız çevrede herkesin maddi durumu iyi olmayabilir. Çünkü herkesin   iyi bir işi olmayabilir, herkes varlıklı olmayabilir. Bunun için de  maddi durumu olmayan komşularımıza, çevremizde gördüğümüz diğer yoksul insanlara maddi ve manevi olarak yardımcı olmalıyız. İnsanları bu zor durumdan kurtarmalıyız ve düşenin dostu olmalıyız.

Elimizden geldiği kadar yardımsever ve paylaşımcı olmalıyız.  Sadece kendi nefsimizi düşünmemeliyiz. Ben anlayışı ile değil biz anlayışı ile hareket etmeliyiz.  Kendimizi fakir kimselerin yerine koymalıyız ve onların yaşadıkları acıları, maddi ve manevi sıkıntıları anlayabilmeliyiz. Bunu yapmanın yolu da empati kurabilme becerisinden geçer.  Empati kurarak insanları daha iyi anlarız ve daha duyarlı ve daha iyi bir insan oluruz. Çevremizde gördüğümüz, yardıma muhtaç kim olursa olsun ona yardım etmeliyiz ve her zaman yardımsever olmalıyız. Yardım etmenin önemi ile ilgili şu özlü sözleri de unutmamalıyız:
- “Eller çok olunca yük hafifleşir. ‘’ İngiliz Atasözü.
- ‘’ Bir başkasının yaşamasına yardım etmeyen yaşadığını iddia edemez. ‘’ Merry Brown

İşte tüm bu sözlerden de anlaşılacağı gibi her zaman  iyimser ve yardımsever olmalıyız. Düşenin elinden tutup kaldırmasını bilmeliyiz.

Ben Şanslıyım Çünkü… İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


Ben Şanslıyım Çünkü…  İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

Hayat herkese farklı  alternatifler sunar.  Herkesin yaşamdan zevk  alma düşüncesi farklıdır. Çünkü her  insan tektir ve her insan farklı görüşlere ve özelliklere sahiptir. Ben de kendime göre bir insanım ve kendimin şanslı olduğunu düşünüyorum. Ben şanlıyım çünkü beni yetiştiren annem ve babamı çok seviyorum. Ben şanslıyım çünkü yaşamak için sebebim var. Ben şanslıyım çünkü nefes alıyorum ve sağlıklıyım. Ben şanslıyım çünkü ailem bana sevgiyi hissettirdi. Saygılı olmayı öğretti İnsanlara şefkatli ve merhametli olmam gerektiğini öğretti.

Empati kurma becerisini ve sorgulama becerisini kazandırdı. Ben şanslıyım çünkü çevremde beni anlayan, bana değer veren ve beni olduğu gibi kabul eden ailem, arkadaşlarım var. Ben şanlıyım çünkü yaşamın tadını çıkarmayı biliyorum ve yaşadığım için hala şükredebiliyorum. İnsanlara yardım edebiliyorum.  Her yıl bir ağaç dikebiliyorum. Yoldan geçen sokak hayvanlarına bir kap su ve yemek verebiliyorum ve bu çok güzel bir duygu. Ben şanslıyım çünkü beni çok seven iki tane güzel kız kardeşe sahibim ve onların abisiyim. Onlarla olduğum için çok mutluyum ve çok şanlıyım.  Ben şanslıyım çünkü insanları karşılıksız sevebiliyorum ve kimse ile menfaat için arkadaşlık kurmuyorum. Herkesi karşılıksız seviyorum . Yaşlılara yardım edebiliyorum, yürüyebiliyorum, koşabiliyorum, görebiliyorum, bir çiçeği koklayabiliyorum ve sevdiklerime onları çok sevdiğimi söyleyebiliyorum.

Ben şanlıyım çünkü okuyabiliyorum, okuyarak, araştırarak farklı dünyaları gezmiş, görmüş gibi olabiliyorum. Ben şanlıyım çünkü ülkemde savaş yok ve çocukluğumu doya  doya yaşayabiliyorum. Ben  şanlıyım çünkü yaşıyorum, özgürüm ve hiçbir ülkenin manda ve himayesi altında yaşamıyorum.

Sizce Yapmak Mı, Yoksa Yıkmak Mı Daha Kolay? Neden? Arkadaşlarınızla Tartışınız.


Sizce Yapmak Mı,  Yoksa Yıkmak Mı Daha Kolay? Neden? Arkadaşlarınızla Tartışınız.

Yapılan her eser, her iş bir emek ve  mücadele ister. Hiçbir iş boş durularak yapılmaz. Her şey çalışma ile gerçekleşir ve her şey emek ile ortaya çıkar. Örneğin; bir evi yapmak çok zordur. Evi yapmak için önce arsa olması gerekir. Arsayı aldıktan sonra evin  temeli atılır, daha sonra ev yapılmaya başlanır ve bir ürü ince işler  yapılır. Bir evin yapımında birçok kişinin emeği  olur. İşte olaya böyle baktığımızda bir işi yapmak zor yıkmak kolaydır.

Yapmak zaman ister, süre ister, sermaye ister, azim ister vb. Oysa  yıkmak çok kolaydır ve çok kısa sürede  bunu yapabiliriz. İnsan ilişkilerinde de bu durum böyledir. Kimi insanlar kötü niyetlidir  iyi olan şeyleri yok etmek yıkmak  isterler. İşte böyle insanlar hep yıkımdan yana olurlar. Kalp kırmayı, kötü olmayı severler ve bunu da hüner sayarlar.  Kalbi kırmak kolaydır fakat o kırılan kalbi  geri kazanmak kolay olmaz. Oysa kalp kazanmak, insanlara kendini sevdirmek, emeğe saygı duymak daha güzeldir ve  insana daha çok mutluluk verir. Bunun için her zaman yapmak zor yıkmak kolaydır.

Bundan dolayı da her zaman yapmaktan yana olmalıyız, yıkmaktan, yok etmekten, kötülükten yana olmamalıyız. Yapıcı  insanlar   ile iç içe olmalıyız, yıkıcı insanlardan uzak durmalıyız.

Ulusal Bağımsızlık İle İlgili İçinde ‘’ Lakin, Fakat, Buna Rağmen, Ancak’’ Kelimeleri Geçen Bilgilendirici Bir Metin Yazınız.


Ulusal Bağımsızlık İle İlgili İçinde  ‘’ Lakin,  Fakat, Buna Rağmen, Ancak’’ Kelimeleri Geçen Bilgilendirici Bir Metin Yazınız.

Kurtuluş Savaşı yıllarında  vatanımız  işgal altındaydı. Düşmanlar el birliği içinde vatan topraklarını yok  etmek için var gücüyle her yerden bizi yok etmeye çalışıyordu lakin Anadolu halkı boş durur muydu hiç? Elbette durmazdı. Çünkü vatanın kurtarılması gerekiyordu. Vatan elden giderse her şeyimiz giderdi fakat vatanımıza sahip çıkmak için de birlik, beraberlik ve dayanışma gerekliydi.

İşte Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk çıktı ortaya.  Mustafa Kemal halkını, milletini yanına alarak bu zulme son vermek istiyordu. Ya İstiklal Ya ölüm diyordu da başka bir şey demiyordu. Buna rağmen düşman hala gizli planlarına devam ediyor, Anadolu köylerini yağmalıyor, bebekleri, çocukları katlediyordu ancak onların bu hain zulümlerinin bir sonu gelmeliydi artık. Çünkü vatanımız için, asil milletimiz için en önemli şey vatanın birliği ve bütünlüğü, ulusal bağımsızlığıydı. Bunun için milleti ile kol kola olan Atatürk milletinin  iman gücü ile, Türk’ün gücü ile ezdi o düşmanın  hain planlarını. Ulusal bağımsızlığımızdan asla ödün vermedik, vermeyeceğiz de bundan sonra.

Çünkü bu topraklar şehitlerin kanı ile sulanmış ve sulanmaya da devam etmektedir. Onun için bu toprakların kıymetini bilelim ve ülkemizi her alanda geliştirmek için hiç durmadan çalışmaya devam edelim.

‘’Heykeltıraş Mermere Ne İse Öğretmen de Çocuğa Odur.’’ Sözünden Hareketle Aşağıya Bir Yazı Yazınız

‘’Heykeltıraş Mermere Ne İse  Öğretmen de Çocuğa  Odur.’’ Sözünden Hareketle Aşağıya Bir Yazı Yazınız.

Heykeltıraşın görevi  mermere şekil vermek ve ondan çeşitli sanat eserleri ortaya çıkarmaktır. Boş ve şekli olmayan bir mermerin hiç kıymeti yoktur. Çünkü o mermerin  bir kullanım alanı ve amacı olmayacaktır. Heykeltıraşın elinde ise o işe yarayacak ve çeşitli şekiller ortaya çıkacak,  mermerin talibi de çok olacaktır. İşte öğretmen ile öğrenci arasındaki ilişki de böyledir. 

Öğretmenler insan yetiştirmeyi, insanı eğitmeyi ve onu geleceğe hazırlamayı çok sever. Öğrencilerini aydınlatmayı, toplumu cahil kalmaktan kurtarmayı çok sever. Öğrenci de öğretmenin elinde hayat bulur.  Bunu şu şekilde örneklendirebiliriz:  Okumayı yazmayı bilmeyen öğrenciye öğretmen okuma- yazma öğretir. Ona sadece eğitim vermez, aynı zamanda öğretim verir, güzel  ahlaklı olmayı öğretir, sevgiyi öğretir, saygı duymayı öğretir, şefkatli ve merhametli olmayı öğretir. Yani öğretmenler öğrencilerin yontulmasını sağlar ve geleceğe iyi bir şekilde hazırlar. Yani her şey eğitimle, nitelikli ve değerli öğretmenlerimizin elinde hayat bulur. Öğretmen öğrencilerine yaptığı bunca fedakarlığın karşılığını onların okuduklarını görünce, onların iyi bir insan olduklarını görünce anlar ve bundan hem öğretmen karlı çıkar hem öğrenci karlı çıkar ve hem de toplum karlı çıkar. Böyle olunca da nitelikli ve başarılı öğrenciler ülkesinin  bilim ve fen alanında ilerlemesi için  çalışırlar, üretirler ve güçlü bir toplum ortaya çıkmış olur. Bunda da en büyük pay öğretmenlerimizin, o elleri öpülesi değerlerimizdir.

Bize bunca emeği  geçen, bize şekil veren ve bizi yetiştiren, geliştiren ve bizi aydınlığa götüren tüm öğretmenlerimizin öğretmenler günü kutlu olsun, onlar hep mutlu olsun, toplumlar hep  gelişsin, insanlık var olsun, insanca yaşansın.

‘’ Umudunu Kaybeden İnsanın Başka Kaybedecek Bir Şeyi Yoktur.’’ Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

‘’Umudunu  Kaybeden İnsanın Başka Kaybedecek  Bir Şeyi Yoktur.’’ Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

İnsanı yaşama  bağlayan, insanın yaşamdan zevk almasını sağlayan şey onun hayat ile ilgili planları, amaçlarıdır. Yani insanı yaşama bağlayan şey umuttur.  İnsan umutla yola çıkar ve umutla bir şeyler yapar. Umudu olan insan , çalışarak bir yerlere gelir ve hem kendini mutlu eder, hem de içinde yaşadığı topluma faydalı olur.

Hayatla ilgili umudunu kaybeden, hayattan zevk alamayan, yan gelip yatan insanlar ise umut kavramının hiçbir anlamı olmaz. Çünkü onlar umudunu öldürmüştür. Umudunu kaybeden insanın da kaybedecek bir şeyi kalmamıştır. Çünkü umudunu kaybeden  her şeyini kaybetmiştir. Çünkü umudunu kaybeden emek  harcamaz, çalışmaz, üretmez, yeni bir şeylere girişmek için mücadele etmez . Bunun için  umudunu kaybeden insanlara ne kadar  yol gösterilirse gösterilsin bu işe yaramaz.  insanlara önce umudunu yitirmemeyi öğretmek gerekir. Hayatla ilgili hiçbir zaman umudumuzu kaybetmemeliyiz. Belki hayat bize bazen zorluklar getirmiştir, belki en sevdiğimiz kaybetmişizdir fakat yaşam her şeye rağmen devam ediyor ve  umut her şeye rağmen olması gerekiyor.

Bunun için yaşama umutla bağlanmaya devam edelim. Çalışalım, alın teri dökelim ve umudumuz her ne olursa olsun kaybetmeyelim ve inadına yaşama dört kolla sarılalım.

‘’Türk Dili, Türk Ulusunun Yüreğidir, Beynidir.’’ Sözünden Anladığınız Bir Metin Yazınız.


‘’Türk Dili, Türk Ulusunun  Yüreğidir, Beynidir.’’  Sözünden Anladığınız Bir Metin Yazınız.

Bir  milletin  konuştuğu dil o milletin aynı zamanda  kültürüdür, benliğidir. O milleti millet yapan en  önemli unsurlardan biri de dildir. Çünkü aynı dili konuşan, aynı coğrafyada yaşayan insanlar  dili ile bir olur, birlik olur. Çünkü konuştuğumuz dil bizim her şeyimizdir. Çünkü  bizi anlayan insanlar vardır, bize  derdini anlatan insanlar vardır. İşte tüm bunlar da dil sayesinde  olur.

Dil insanları bir araya getiren, duyguları bir araya getiren, birlik , beraberlik ve dayanışmayı sağlayan en önemli unsurlardan biridir. Dil milletimizin kalbidir, beynidir. Çünkü bizler  Türk dili ile gönlümüzden geçenleri dile getiririz.  Örneğin  dilini bilmediğimiz bir ülkeye gitsek ve orada yaşamak zorunda kalsak ne kadar zorluklar çekeceğimizi tahmin dahi edemiyorum. Tamam zamanda içinde o yabancı ülkenin dilini öğrenebiliriz fakat bu yeterli olabilir mi? Elbette olmaz. Çünkü dil aynı zamanda kültürü yansıtır. Kültürünü bilmediğimiz, kültürünü benimsemediğimiz bir yerde yaşamak ve oranın dilini konuşmak bizi ne kadar mutlu eder  ya da bizi ne kadar hayata bağlar  işte bu tartışılır. Oysa kendi ülkemizde sadece kendi dilimizi konuşmuyoruz. Aynı zamanda dil aracılığı ile kültürümüzü  yaşıyoruz, acılarımızı paylaşıyoruz, dertlerimizi paylaşıyoruz. Bizi anlayan, bize değer veren ailemiz, sevdiklerimiz oluyor yanımızda .  Dil ile geleneklerimizi yaşıyoruz, hatıralarımızı anımsıyoruz ve daha neler neler… İşte tüm bunları sağlayan da dildir. Türk dili de milletimizin kalbi, ruhu, beyni kısacası her şeyidir diyebiliriz.

Dilimizin milletimiz için ne kadar önemli olduğunu Mustafa Kemal Atatürk’de şu şekilde dile getirmiştir: ‘’ Milliyetin çok belirgin niteliklerinden biri de dildir. Türk milletindenim diyen insan, her şeyden evvel mutlaka Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir insan Türk kültürüne, topluluğuna bağlılığını iddia ederse buna inanmak doğru olmaz.’’

Atatürk’ü Anlamak İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


Atatürk’ü Anlamak İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 Mustafa Kemal Atatürk Türkiye Cumhuriyeti’nin  büyük lideri ve kahramanıdır.  Mustafa Kemal  ve   vatan evlatlarımız vatanımız işgal altında olduğu zaman , vatanı düşman ele teslim etmemiştir.  Ellerinden gelen her türlü fedakarlığı vatan için yapmışlar ve vatan yolunda çok çalışmaktan asla vazgeçmemişlerdir. Mustafa Kemal’i  anlamak demek onun yaptıklarını bilmek ve uygulamak demektir.

Onun ilke ve inkılaplarına sahip çıkmak demektir. Onun gençlere emanet ettiği cumhuriyete, demokrasiye sahip çıkmak demektir. Mustafa Kemal’i anlamak demek çok çalışmak demek, ilim ve fen yolunda ilerlemek demektir.  İnsan haklarına saygılı olmak, adaletli olmak, eşitliğe önem vermek demektir. Mustafa Kemal’i anlamak demek kahvehanelerde değil laboratuvarlarda  sabahlamak demektir. Onu  gerçekten anlayan kişi vatanı ve milleti için elinden gelen her türlü fedakarlığı yapar ve her türlü zorluğa göğüs gerer.  Onu anlayan kişi vatan sevgisine ve millet sevgisine sahip olur. Onu anlayan kişi vatanına sahip çıkar, bağımsızlığına sahip çıkar, halkın iradesine, halkın egemenliğine önem verir. Onu anlayan kişi  eğitime ve öğretime çok önem verir. Ülkesinin tüm çocuklarının okuması için gerekli çabayı gösterir. Onu anlayan kişi  barışa, kardeşliğe, sevgiye önem verir.

Onu anlayan kişi  sanata, spora, edebiyata ve daha diğer  derslere önem verir. Onu anlamak demek onun  yaptıklarını yaşatmak ve onun  emanetlerine sahip çıkabilmek demektir.

Cumhuriyet Meşalesini Elimde Tutuyorum Çünkü… İle Başlayan Bir Metin Yazınız.


Cumhuriyet Meşalesini Elimde Tutuyorum Çünkü… İle Başlayan Bir Metin Yazınız.

Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Mehmetçiklerimiz, kadın kahramanlarımız vb.  birlik, beraberlik ve dayanışma içinde hareket ederek ülkemizi düşman ülkelerden korumuş ve bağımsızlığımız elden gitmemiştir. Cumhuriyet meşalesini elimde tutuyorum çünkü cumhuriyetin olduğu yerde tek kişinin egemenliği yoktur, krallık yoktur, padişahlık yoktur.  Cumhuriyet meşalesini elimde tutuyorum çünkü cumhuriyetin olduğu yerde milletin egemenliği, ulusun egemenliği vardır. Halkın iradesi vardır, belli aralıklarla başa getirilen liderler vardır. 

Görevini  iyi yapmayan liderlerin tekrar baştan gitmesi vardır. Cumhuriyetin olduğu yerde insan hakları vardır, adalet vardır,  özgürlük vardır. Kişilerin  başka insanların hayatlarına müdahale etmeden özgürce yaşaması, nefes alması vardır. Cumhuriyetin olduğu yerde  baskı yoktur, zorlama yoktur. Gönüllük vardır, halk iradesi ön plandadır. Bunun için ve daha nice  sahip olduğumuz  haklarımız için Cumhuriyet meşalesini her zaman elimde tutacağım ve tutmaya da devam edeceğim. Mustafa Kemal’in cumhuriyetin önemi ile ilgili şu sözlerini de hiç unutmayacağım ve sonsuza kadar cumhuriyete sahip çıkacağım.


*‘’ Cumhuriyet, fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre hürmet ederiz.’’
* ‘’ Bugünkü hükûmetimiz, devlet teşkilâtımız doğrudan doğruya milletin kendi kendine, kendiliğinden yaptığı bir devlet teşkilâtı ve hükûmettir ki, onun ismi Cumhuriyettir. Artık hükûmet ile millet arasında mazideki ayrılık kalmamıştır. Hükümet millettir ve millet hükûmettir. Artık hükûmet ve hükûmet mensupları  kendilerinin milletten ayrı olmadıklarını ve milletin efendi olduğunu tamamen anlamışlardır.’’


Kurtuluş Savaşı’ndaki Kadınlarımızın Fedakarlıklarını Ve Sorumluluklarını Anlatan Bir Konuşma Yazınız.


Kurtuluş Savaşı’ndaki  Kadınlarımızın  Fedakarlıklarını Ve  Sorumluluklarını Anlatan Bir Konuşma Yazınız.

Kurtuluş Savaşı yıllarında  vatanımız, milletimiz çok zorlu bir süreçten geçmeye devam ediyordu. İşte bu zorlu süreçte erkeğinin yanında dimdik duran, korkusuz duran kişiler de elbette kahraman kadınlarımızdır. Kara Fatma, Tayyar Rahime ,  Şerife Bacı, Ayşe Hanım, Hatice Hanım , Kara Fatma Şimşek, Gördesli Makbule Hanım vb.  daha niceleri…

Kadınlarımız savaşa katılmış ve savaştan asla korkmamışlardır. Kimisi cephaneye mermi taşımış, kimisi cephane ıslanmasın diye üstündeki hırkayı  cephanenin  üstüne kapatmış ve donarak yaşamını kaybetmiş, kimisi  savaş sırasında yaralanan askerlere yardım etmiş, onların yaralarını sarmış , kimisi evdeki bebeklerini bırakıp vatan uğrunda , millet uğrunda şehit olmayı göze almıştır. Bizim kahraman kadınlarımız işte böyle asil ve büyüktür. O kadınlarımız ki erkeğini savaş esnasında asla yalnız bırakmamış ve milletini zor duruma düşürmemiştir. Bu kadınlarımız, bu elleri öpülesi kahraman kadınlarımız bu millet için büyük bir değerdir, büyük bir hazinedir. Onların yaptığı bunca fedakarlıklar tarihe yazılmıştır ve asla da unutulmayacaktır.  Onlar evde oturmamışlardır, nasıl olsa eşlerimiz savaşıyor diye  biz de evde yatalım uyuyalım dememişlerdir. Onlar vatanı için, milleti için  çalışmış ve bu yolda şehit olmayı tercih etmişlerdir. Onlar büyük, kahraman  , asil varlıklarımız, analarımız, bacılarımızdır.

Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk de kadınlarımız ile ilgili şu sözü söylemiştir:
*’’Dünyada hiçbir milletin kadını, milletini kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadınından daha fazla çalıştım diyemez.’’ Mustafa  Kemal Atatürk
İşte bizler de milletimizin, topraklarımızın kıymetini bilmeliyiz.  Onca zorluklarla kazanılan bu toprakları düşmanlara teslim etmemeliyiz. Bilim ve fen yolunda  ilerlemeli, bize  emanet edilen bu vatanı  en iyi yere, hak ettiği yere çıkarmalıyız. Biz Türkiye Cumhuriyeti fertlerine yakışan   da budur.

Siz Okul Müdürü Olsanız Cumhuriyet Bayramı İle İlgili Nasıl Bir Konuşma Yapardınız?


Siz Okul Müdürü Olsanız Cumhuriyet Bayramı İle İlgili Nasıl Bir Konuşma Yapardınız?

Ben okul müdürü olsam Cumhuriyet Bayramı ile ilgili şu şekilde bir konuşma yapardım:
29 Ekim 1923 sabahı  ülkemiz Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk  ve yüce milletimiz sayesinde hepinizin de bildiği gibi çok büyük başarıya imza atmıştır. Çünkü bu günde Cumhuriyet ilan edilmiştir. Savaşlardan çıkan Türk Milleti yorulmuştu ve maddi sıkıntılar çekiyordu.  Salgın hastalıklar bir yandan, yoksulluk bir yandan  vuruyordu milletimizi. Çoğu yerde elektrik yoktu, su yoktu. Kadın insan yerine konulmuyordu. 

Kadın hakları yoktu, eşitlik yoktu. Kadının boşanma hakkı, velayet hakkı yoktu, kızlık soy adını kullanma hakkı yoktu  vb. Müzik yok, tiyatro yok, spor yok, resim yok vb. Okuma yazma  yok. Yok da yok. Kısacası ülkemiz çok zor durumdaydı. Geriye kalan borçlu ve hastalıklı bir vatandı. Ama bunca yokluğa rağmen, hastalığa rağmen milletimiz Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ve askerlerimiz tarafından çok iyi yerlere getirilmiş ve  ülkemizin özgür olması için, çağdaş olması için her türlü çaba harcanmıştır. Özgür bir millet olarak başka milletlere örnek olmuşuz ve hiç kimsenin esiri olmamışızdır. Cumhuriyet demek halkın egemenliği demek, demokrasinin anlam bulduğu  yönetim şekli demektir.  Cumhuriyet  demek insan hakları demek, özgürlük demek, eşitlik demek, çağdaşlık demektir. Halkın egemenliği, liyakatli kişilerin başa geçmesi demektir.  Başa geçen kişi görevini adil bir şekilde yapmazsa yine halk tarafından o kişinin baştan indirilmesi demektir.

Cumhuriyet demek yaşamak demek, hayatın anlamı, coşkusu demektir. Onun için Cumhuriyet’in, demokrasinin kıymetini bilmeliyiz ve ülkemize, vatanımıza her zaman sahip çıkmalıyız. Cumhuriyet’in mucize olduğunun farkında olmalıyız ve ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak için var gücümüzle ilim ve fen  yolunda ilerlemeliyiz.