yazım türleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yazım türleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Dilekçe Yazarken Nelere Dikkat Etmeliyiz ?


Dilekçe Yazarken Nelere Dikkat Etmeliyiz ?

Bir isteği bildirmek , bir şikayeti duyurmak amacı ile veya  herhangi bir konuda  bilgi vermek amacı ile  özel veya resmi kurumlara , kuruluşlara yazılan  resmi yazıya dilekçe denir .
Dilekçe yazarken şunlara dikkat edilmelidir :
*  Konular kısa ve öz olarak belirtilmelidir . Eğer dilekçe uzun yazılacaksa ilk kullanılan kağıdın arkasına yazılmaz . İkinci bir kağıda geçilir ve o kağıttan devam edilir .
*  Dilekçeyi bilgisayar ile  ya da elimiz ile yazabiliriz . Mürekkeplerin rengi ise  mavi veya siyah olmalıdır.


* Dilekçe metnini güzel bir şekilde yazmalıyız .
* Anlatılmak istenenler  yalın  olmalıdır .
*  Dilekçe hangi kurum için yazılıyorsa , o kurumun bulunduğu şehir adı yazılmalıdır.
*  Dilekçeyi  yazarken problemle ilgilenecek kurum veya makama hitap  ile başlanılmalıdır.
*  Daha sonra  konunun yer aldığı metin bölümüne geçilmelidir.
* Dilekçe yazılıp bittikten sonra sağ alt köşeye  adımızı ve soyadımızı yazmalıyız. Daha sonra  onun altına  imzamızı atmalıyız.
*  Dilekçeye tarihi yazmalıyız.
* Sol alt köşeye adresimizi yazmalıyız.
*  Dilekçeye mutlaka imzamızı atmalıyız. İmzası olmayan dilekçeler geçerli  olmaz.    Bir dilekçede de yalnız bir kişinin imzası olmalıdır.


Zarflar İle İlgili Örnek Cümleler

Zarflar İle İlgili Örnek Cümleler

Bu yazımızda zarf türleri ile ilgili örnekler üzerinde duracağız . Yazımız örnekler üzerine olduğu için zarflar ile ilgili konu anlatımına girmeyeceğiz . Eğer zarflar ile ilgili konu anlatımı istiyorsanız buradan detaylı konu anlatımına ulaşabilirsiniz .

A. Durum Zarfları İle İlgili Örnekler :
1. Öğretmenimiz insanlara çok güzel bakıyordu .
2. Yanımızdan sinirli bir şekilde , birilerine bağırarak yürüdü .
3. Annemin telefonunun ardından eve koşa koşa gittim .
4. Mahalleden tanıdığım arkadaşım yanımdan ağlayarak geçti .
5. Kar yağışını izlemek için pencereyi yavaşça araladım .

B. Zaman Zarfları İle İlgili Örnekler
1. Gelecek yıl 8. sınıf öğrencisi olacağım .
2. Dün burada az kalsın büyük bir kavga çıkacaktı .
3. İstediğiniz kitapları yarın kütüphaneden alacağım .
4. Ülkemiz üzerinde gelecek hafta yağmur yüklü bulutlar gözüküyor .
5. Matematik sınavımız bugün olacak .

C. Miktar Zarfları İle İlgili Örnekler
1. Burada on dakika kadar dinlenmeliyiz .
2. Yaşanılan olayların ardından çok etkilendi .
3. Masadaki kahvaltılıklardan biraz yedim .
4. Bu durum karşınıda kendini fazla üzme .
5. Az pişmiş eti pek sevmem .

D. Yer-Yön Zarfları İle İlgili Örnekler
1. Babam biraz önce dışarı çıktı .
2. Hava çok soğumadan içeri gir .
3. Gönderdiğim poşetleri ver , hemen geri gel .
4. Arabalar çok yakın geçiyor biraz beri gel .
5. Sana söyleyeceklerim var , aşağı gel .

E. Soru Zarfları İle İlgili Örnekler
1. Baban yurt dışından ne zaman dönecek ?
2.  Bu kadar soruyu nasıl çözdün ?
3. Bu ıssız yerde daha ne kadar bekleyeceğiz ?
4. Onun sana kızgın olduğunu nasıl anladın ?

5. Bu saatte buraya niçin geldin ?

Belirlediğiniz Bir Konuda Bir Eleştiri Yazısı Yazınız

Belirlediğiniz Bir Konuda Bir Eleştiri Yazısı Yazınız
Eleştiri türünde örnek bir metin vermeden önce kısaca eleştiri türü hakkında bilgi verelim . Eleştiri bir sanat eseri ya da bir kitap ve ya herhangi bir konunun olumlu ve olumsuz özelliklerini  ortaya çıkarmak için yazılan yazılara verilen addır . Eleştiri türünde amaç bir eserin gerçek değerini ortaya çıkarmaktır . Bu türde yazar mümkün olduğu kadar nesnel olmaya gayret göstermelidir . Eleştiri türü ile ilgili yanlış bir algı bulunmaktadır . Eleştiri türü insanlarda genellikle olumsuz bir anlam çağrıştırır ancak eleştiri olumsuz özelliklerin yanı sıra olumlu özellikleri de ortaya çıkarma çabasıdır . Şimdi eleştiri türü ile ilgili bir örnek verelim :

Evlilik Programları


Son dönemde birçok televizyon kanalının vazgeçilmez programlarından bir tanesi de evlilik programları oldu . Bu programlar öz itibari ile yani hizmet etmek istediği amaç itibari ile kutsal bir görev üstlenmektedir . Akraba çevresi olmayan , kendine uygun eş bulamayan insanlar bu programlar sayesinde kendine uygun eş bulabilmektedir . Ancak maalesef bu kadar iyi niyetli bir düşünce ile ortaya çıkmalarına rağmen zamanla misyonlarını kaybetmişler ve bir reyting aracı haline gelmişlerdir . Daha fazla kazanç sağlamak adına da çoğu zaman ilişkiler tartışma ortamına çekilmeye ve evlendirmekten ziyade evlendirmemeye çalışma faaliyetine dönüşmektedir . Bu yönüyle kültürümüze zarar vermektedir .

Mülakat İle Anket Arasındaki Farklar Nelerdir ?

Mülakat İle Anket Arasındaki Farklar Nelerdir ?

Mülakat ve anket arasındaki farklara geçmeden önce isterseniz mülakat ve anket kavramları ile ilgili kısa bilgi vermeye çalışalım .

Mülakat : Bir gazetecinin çoğu zaman toplum tarafından bilinen , tanınan , önemli bir mevkide bulunan insanları ziyaret etmesi ; genellikle de gündemi işgal eden konularla ilgili olarak sorular sorması ve sorulara aldığı cevapları gazetesinde yazması ile oluşan yazı türüne denilmektedir .

Anket : Bir toplumun ya da belli bir grubun bir konu üzerindeki görüşlerini anlamak  eğilimlerini belirlemek amacıyla hazırlanmış olan soru listesidir .

Mülakat ve Anket Arasındaki Farklar Nelerdir ?

- Mülakat yapılacak kişi ile önceden görüşülür , randevu alınır ve konu ile ilgili bilgi verilir ; anket ise bir anda yapılabilir .
- Mülakat karşılıklı görüşme şeklinde olduğu için mülakatı yapacak kişi mülakatı yapacağı kişiyi ve mülakat konusunu iyi bilmeli ve ön araştırma yapmalıdır . Ankette ise anketi yapan kişinin konuyu ve anket yaptığı kişileri çok iyi tanıma gibi bir zorunluluğu yoktur .
- Mülakat bireysel olarak yapılabilir . Anketlerin ise verim alınabilmesi için çok fazla kişiye uygulanması ve değerlendirilmesi gerekir .
- Mülakatı yapan kişi konuşma sanatı , konuşturabilme yeteneği gibi özelliklere sahip olmalıdır ancak anketlerde yazılı  sorulara kısa cevaplar verildiği için anketi yapan kişinin bu yeteneklere sahip olması çok da gerekli olmayabilir .


Anı ve Günlük Arasındaki Benzerlikler ve Farklılıklar Nelerdir ?

Anı ve günlük türü arasındaki benzerlikler ve farklılıklar nelerdir ?

Anı ve günlük türü arasındaki benzerlikler ve farklılıklara geçmeden önce isterseniz kısaca anı ve günlük türleri hakkında bilgi verelim .

Anı Nedir ?

Bir kişinin özellikle de sanat , siyaset , edebiyat vb. Alanlarda tanınmış insanların yaşadıkları dönemde yaşadıkları ya da şahit oldukları olayları bilgi ve gözlemlerine dayanarak anlattıkları yazı türüdür . Anılarda kayda değer , ilginç olaylar kaleme alınır .

Günlük Nedir ?

Yazarın gün içerisinde yaşamış olduğu kayda değer ve ilginç olayları günü gününe ve tarih belirterek anlattığı yazı türüne günlük denilmektedir . Günlük, yazan kişi hakkında bize bazı bilgiler verdiği gibi aynı zamanda yazan kişinin içerisinde bulunduğu dönem ile ilgili olarak da bize bazı bilgiler sunabilir .

Anı ve Günlük Arasındaki Farklılıklar Nelerdir ?

- İki türün arasındaki en belirgin fark anlatılan olayların tarihleri ile ilgilidir . Günlüklerde yaşanılan olaylar aynı gün içerisinde tarih belirtilerek anlatılırken anılarda anlatılan olayların üzerinden belirli bir süre geçmesi gerekmektedir .

- Günlüklerde kişinin kendi hayatına ait kesitler ön planda olurken anılarda başkalarının hayatlarından kesitlere de yer verilebilir .

- Günlükler içe dönük yani daha özel bir mahiyet taşırken anılar biraz daha dışa dönük olabilmektedir .

- Günlükler sıcağı sıcağına yazıldığı için duygular ön planda olabilir , öznellik daha fazla olabilir ; anılarda ise olayların üzerinden belli bir zaman geçtiği için yazar daha nesnel davranabilir .

Günlük ve anı arasındaki benzerlikler nelerdir ?

- Günlükler ve anılarda olay anlatılmaktadır .

- Her iki türde de yaşanmış olaylar anlatılır yani kurgulanmış ya da hayali olaylara yer verilemez .

- Her iki yazı türünde de kişilerin tecrübelerine yer verilir .

- Her iki türde de zaman ve yer kavramlarının belirtilmesi gerekmektedir .

Deneme ve Sohbet Türleri Arasındaki Benzerlikler ve Farklılıklar Nelerdir ?

Deneme ve Sohbet ( Söyleşi ) Arasındaki Benzerlikler ve Farklılıklar

Deneme sohbet türleri arasındaki benzerlikler ve farklılıklara geçmeden önce isterseniz her iki türü de kısaca açıklayalım :

Deneme Nedir ?

Yazarın herhangi bir konu ile ilgili olarak şahsi düşüncelerini ispatlama kaygısı gütmeden öznel yargılarla açıkladığı metinlere deneme adı verilir . Denemelerde konu sınırlaması yoktur yani denemeler istenilen her konu ile ilgili olarak yazılabilir .  Yazar düşüncelerini özgürce ifade edebilir ve iddia ettiği düşüncelerle ilgili kanıt sunmak , bu düşünceleri ispatlamak gibi bir zorunluluğu yoktur . Deneme yazarının amacı bir konu hakkında okuyucuyu düşündürmek ve kendi bakış açısını göstermektir . Doğal ve içten bir üslup kullanılır .

Sohbet ( Söyleşi ) Nedir ?

Yazarın bir düşünceyi kendi bakış açısı içerisinde ispatlama amacı olmadan , doğal ve samimi bir dille , okuyucuyla konuşuyormuş gibi anlattığı yazı türüne sohbet ( söyleşi ) denir . Öznel bir anlatımla konuşma havası içerisinde konu ele alınır . Sohbet türünde konu sınırlaması yoktur yani yazzar her konuda sohbet türünde eser verebilir .

Deneme ve Sohbet Türü Arasındaki Farklılıklar Nelerdir ?

-  Yazar deneme türünde kendisiyle konuşuyormuş gibi bir anlatım kullanırken sohbet türünde okuyucuyla konuşuyormuş gibi bir hava ağır basmaktadır . Bu yüzden sohbet türündeki metinlerde yazar “ sizce de öyle değil mi ? vb. “ soru ifadeleriyle adeta okuyucudan bir cevap bekliyormuş gibi yazar .

- Sohbet türü metinlerde soru cümleleri deneme türü metinlere göre daha fazla kullanılmaktadır .

- Sohbet türü metinlerin anlatımı deneme türündeki metinlere göre daha içten ve samimidir .

Deneme Sohbet Türü Metinler Arasındaki Benzerlikler Nelerdir ?

- Her iki türde de yazar düşüncelerini öznel bir anlatımla dile getirir .

- Deneme ve sohbet türlerinin ikisinde de konu sınırlaması yoktur yani her konuda yazılabilirler .

- İçten ve samimi bir anlatım deneme ve sohbet türlerinin ortak özelliklerinden biridir .

- Deneme ve sohbet türleri düşünce yazıları olma yönünden de benzerlik gösterirler .

Makale ve Eleştiri Arasındaki Farklar ve Benzerlikler

Makale ve Eleştiri Arasındaki Farklar Nelerdir ?

Makale ve eleştiri arasındaki farklara geçmeden önce eleştiri ve makalenin özelliklerinden kısaca bahsedelim :

Makale Nedir ?

-  Herhangi bir konu ile ilgili düşüncelerin nesnel yargılarla , kanıtlama mecburiyeti bulunarak , ayrıntıları ile anlatıldığı yazı türüne makale denilmektedir . Makaleler her tür konu ile ilgili yazılabilir . Sanat , spor , siyaset , edebiyat vb. hemen hemen her alanda makale yazılabilmektedir .

Eleştiri Nedir ?

Farklı türlerde sanat eserlerinin inceleme ve araştırma neticesinde olumlu ve olumsuz özelliklerini ortaya çıkarmaya eleştiri denilmektedir . Yani eleştiri bir eser ile ilgili yapılan değerlendirmedir . Bu eser bir kitap , bir heykel ya da bir müzik eseri gibi çok farklı alanlara ait olabilir .

Makale ve Eleştiri Türü Arasındaki Benzerlikler ve Farklılıklar ?

- Makaleler eleştirilere göre daha nesneldir .  Eleştiri yazarı da eleştirdiği eseri nesnel ölçütlere göre değerlendirir ancak ister istemez kişisel beğeniler eleştiriyi etkileyebilir .

- Her iki türde de yazarın eserini yazmadan önce sağlam bir çalışma yapması gerekir . Makale yazarı yazacağı konu ile ilgili derin bir bilgiye sahip olmalı , eleştiri yazarı da eleştirisini yapacağı eser ile ilgili bilgilere sahip olmalıdır .

- Makalelerde yazar görüşünü benimsetmek gibi bir amaç güderken eleştiri yazarı ise okuyucuyu yönlendirmek yerine eserin olumlu ve olumsuz yönlerini ortaya koyar seçimi okuyucuya bırakır .

- Eleştiri türü yazılarda dil daha samimi ve sohbete yakındır



Olay Yazıları ve Düşünce Yazıları Arasındaki Fark Nedir ?

Olay Yazıları ve Düşünce Yazıları Arasındaki Fark Nedir ?

Düşünce yazıları ve olay yazıları arasındaki farka geçmeden önce isterseniz düşünce yazısı ve olay yazısı nedir öncelikle buradan başlayalım :

Olay Yazısı Nedir ?

Bir olayın yere , zamana , kişilere bağlı olarak anlatıldığı yazılara olay yazıları denilmektedir . Hikaye , roman , masal gibi türler olay yazılarına örnek olarak verilebilir .

Düşünce Yazısı Nedir ?

Bir fikri ya da bir görüşü savunmak ve ya reddetmek amacıyla yazılan yazılara düşünce yazıları denir . Düşünce yazılarına örnek olarak deneme, makale , sohbet gibi türleri verebiliriz .

Olay Yazısı ve Düşünce Yazısı Arasındaki Farklar Nelerdir ?

- Düşünce yazılarında fikir ön planda tutulurken olay yazılarında olay plana çıkmaktadır .

- Olay yazılarında yer , zaman , şahıs kadrosu gibi unsurlar bulunurken düşünce yazılarında bu unsurlar bulunmamaktadır .

- Düşünce yazılarında herhangi bir olay akışı bulunmazken olay yazılarında akıp giden bir olay söz konusudur .

- Düşünce yazılarında ağırlıklı olarak " açıklayıcı ve tartışmacı anlatım " kullanılırken olay yazılarında " betimleyici ve öyküleyici anlatım " kullanılmaktadır .

- Olay yazıları içerisinde yer alan destan ve fabl gibi türler şiir biçiminde de yazılabilmesine rağmen düşünce yazıları yalnızca düz yazı şeklinde yazılabilir .

- Olay yazıları ve düşünce yazılarının yazılış amaçları bir birinden farklıdır . Olay yazılarında amaç hayatın bir kesitini ya da hayal ürünü bir olayı okuyucuya göstermektir , düşünce yazılarında ise amaç okuyucuya bir düşünceyi benimsetmektir .

- Düşünce yazılarında herhangi bir olağan üstü durumu rastlanmazken olay yazıları içerisinde yer alan masal ve fabl gibi türlerde olağan üstü durumlarla karşılaşılır .

Şiir Yazarken Nelere Dikkat Etmek Gerekir ?

Şiir Yazarken Nelere Dikkat Etmek Gerekir ?

    Şiir duyguların kulağa hoş gelecek biçimde dışa vurumudur . Şiir yazmak biraz yetenek biraz da duygusallık gerektirir . Şimdi şiir yazarken nelere dikkat edilmesi gerektiğinden kısaca bahsedelim :

- Eğer kafiyeli ( uyaklı ) bir şiir yazmak istiyorsanız dize sonlarındaki kelimelerde ses benzerlikleri olmasına dikkat etmelisiniz . Tabi ses benzerliklerini sağlarken anlam bütünlüğünün kaybolmamasına da dikkat etmek gerekir .

- Tüm yazı türlerinde başarılı olabilmek için kitap okumak gerektiği gibi iyi bir şair olabilmek için de bol bol kitap okumak ve kendimizi geliştirmek gerekmektedir .

- Azimli ve kararlı olmak gerekir . İlk yazdığınız şiirleri beğenmeyebilirsiniz . Bu son derece normal bir durum . Yazdıkça gelişeceğinizi ve şiirlerinizin mükemmelleşeceğini unutmayın .

- Yazacağınız konuya karar verin ve okuyucuları şiirinizin içine çekecek kelimeler bulmaya çalışın . Tabi bunu sağlamak için geniş bir kelime hazinenizin olması gerekmektedir .

- Yazdığınız her dizeyi sesli olarak tekrar tekrar okuyun ve daha güzel olabilir miydi ? ya da tüm kelimeler yerine oturdu mu gibi soruları kendi kendinize sorun .

- Şiiri bir anda bitireceğim diye bir düşünceyle hareket etmeyin . Zannedildiği gibi şiir bir anda ilham perisi tarafından gelmez . Bazen birkaç güne de yayılabilir .


- Zamanla kendimize ait bir üslup oluşacaktır . Bunu yakalamak için çalışmaya devam edin . 

Biyografi ve Otobiyografi Arasındaki Farklar

Biyografi : Sanat, spor, siyaset,  bilim, edebiyat gibi alanlarda tanınmış, çalışmaları ile toplum tarafından bilinen ve yaşadığı döneme iz bırakmış kişilerin yaşamlarını  anlatan yazılara biyografi adı verilir . Çoğu kaynak  sevilen,  takdir edilen insanların yaşamının anlatıldığı yazılardır diye tanımlar var fakat  bu tanımlar hatalıdır . Çünkü yalnızca sevilen , takdir edilen kişilerin yaşamı  değil " iz bırakan " insanların yaşamı anlatılır. Zira yalnızca sevilen insanların  yaşamları anlatılsaydı yaşadığı döneme damgasını vurmuş birçok diktatörün biyografilerinin yazılmaması gerekirdi.
Otobiyografi : Bir insanın kendi hayatını, yaptıklarını veya yapamadıklarını, düşlerini , başarılarını ya da başarısızlıklarını başkalarıyla paylaşmak maksadıyla yazmış olduğu yazılara otobiyografi adı verilir . Otobiyografiler zaman zaman  günümüz iş hayatında işverenler tarafından istenen özgeçmişlerle aynı zannedilebiliyor . Bir birine çok benzemelerine rağmen otobiyografiler kişinin doğumdan otobiyografiyi yazdığı ana kadar ki genel bir bakış iken , özgeçmişler başvuru yapılan işle ilgili hayatımızdaki ayrıntılara yer verilen yazılardır . Öz geçmişler otobiyografiler kadar geniş yazılamaz sınırlandırılması gerekmektedir .

Biyografi ve otobiyografi arasındaki farklar
- Biyografilerde üçüncü şahsın ağzından anlatım ön planda iken , otobiyografilerde birinci şahsın ağzından anlatım kullanılır .
- Esasında her ikisinde de nesnel yargılar bulunması gerekirken otobiyografilerde yazar nesnellikten uzaklaşabilir .
- Otobiyografilerde metnin yazıldığı ana kadar ki yaşam öyküsü anlatılırken biyografiler bir yaşamın tamamını anlatır .


Eleştiri ( Tenkit ) Türü ve Özellikleri

Özet :edebiyatta eleştiri ne demektir, eleştiri olumlu olur mu, eleştiri türünün özellikleri, eleştirinin özellikleri, eleştirinin özellikleri nedir, tenkit nedir, tenkit ve eleştiri aynı mı

Edebi ya da sanatsal eserleri inceleyerek olumlu ve olumsuz yönleri ile ilgili değerlendirmeler yapan edebi türe eleştiri denilmektedir.

Eleştiri Türünün Özellikleri
  • Eleştiri bir edebi metni türlü yönlerden inceleyerek olumlu ve olumsuz yönlerini ortaya çıkarıp okuyucu tarafından daha iyi anlaşılmasını sağlamaya yardımcı olmaktır.
  • Eser eleştirilerde tanıtılarak edebiyat dünyasındaki yeri ve önemi belirtilerek olumsuz ya da eksik yönleri belirtilir.

  • Gerçek bir eleştiri de eleştirmenin doğru ve başarılı bir eleştiri yapabilmesi için edebiyat, tarih, sosyoloji vb. alanlarda kayda değer bir bilgi sahibi olması gerekir.
  • Eleştirmen eleştireceği eser ve yazarı hakkında detaylı bir araştırma yapmalı, üstünkörü bilgilere dayanarak eleştirmemelidir.
  • Bir eser eleştirilirken yazıldığı dönemin siyasi, sosyal vb. özellikleri göz önünde bulundurulmalıdır. Yazar yalnızca kendi beğeni ölçülerine göre eleştirse nesnellikten uzak bir tutum olur.
  • Eleştiride öznel yargılar olabilir ancak eleştiri yapılan noktalarda kanıtlanabilirlik olmalıdır.
  • Eleştiri yazılarında açıklayıcı anlatım biçimi tercih edilir.

Deneme ve Makale Arasındaki Benzerlikler ve Farklılıklar

Özet : deneme ve makale arasındaki benzerlikler ve farlılıklar, deneme ve makale arasındaki farklar, deneme ve makale arasındaki benzerlikler

Deneme ; herhangi bir konu hakkında görüşlerin ispatlama amacı olmaksızın aktarıldığı, yazarın kendisiyle konuşuyormuş havasında yazdığı yazım türüdür .

Makale ; bir konu hakkındaki görüşlerin kanıtlanması amacıyla yazılan, bilimsel içerikli yazılara makale adı verilmektedir .


Deneme ve makale arasındaki farklar:

-Makale bilimsel içerikli hususları ele alırken  denemeler  her hususta yazılabilir.

-Makalelerde savunulan fikirleri ispatlama amacı vardır, denemelerde ise ispatlamak gibi amaç  yoktur.

-Denemelerde öznel yargılara ağırlık verilirken , makalelerde nesnel yargılar daha çokdur.

-Denemelerde sayısal verilerden faydalanma çok kullanılmaz ancak makalelerde çokça kullanılır.

-Denemelerde gözlem yeteneği ön plana çıkarken, makalelerde yazılan alan ile ilgili uzmanlık ve derin bir bilgi birikimi olmalıdır .

-Herkes her hususta deneme yazabilir ancak makale yazabilmek için akademik bir kariyer gereklidir.

-Makaleler açıklayıcı anlatım şekli ile yazılır ancak denemelerde farklı anlatım şekilleri kullanmak mümkündür .

- Makaleler de ciddi bir üslup kullanılırken denemelerde anlatılan konuya göre üslup değişebilir .

- Makalelerde kesin bir neticeye varmak gerekirken denemelerde böyle bir zorunluluk bulunmamaktadır .

Deneme ve Makale Arasındaki Benzerlikler 

- Makale ve denemelerin ortak özelliklerinden birisi her ikisinin de düşünce yazısı olmasıdır .

- Her ikisi de gazete ve dergilerde yayınlanan yazı türleridir .

- Her ikisinde de aynı düşünce planı uygulanır .

Efsane ve Destan Arasındaki Farklar

Destanlar toplumların geçmişte yaşamış olduğu göç, felaket, savaş, kahramanlık vb. önemli olayları anlatan halk edebiyatı ürünüdür. Destanlar sözlü edebiyat ürünüdürler. Dilden dile anlatılarak günümüze gelmiş olan destanlar uzun yıllar sonra yazıya geçirilmişlerdir. Destanlar gerçek olayların ya da kişilerin olağanüstü durumlarla süslenmesi ile oluşmuştur. Destanlar ikiye ayrılır:

1.Doğal Destanlar: Eski dönemlerde yaşanmış toplumun hayatında derin izler bırakan olayları anlatan anonim destan türüdür.
2.Yapay Destanlar: Yeni ve yakın zamanda yaşanmış olayların bir ozan tarafından destan kurallarına uygun olarak anlatılmasıdır.

Efsaneler önemli bir olayı ya da kişileri konu alan bir edebi türdür. Efsanelerde de destanlardaki gibi olağanüstülükler yaşanabilir ama genellikle toplumsal olmaktan ziyade bireysel nitelikler taşır.

Destan ve efsane arasındaki farklar:
Destanlar bir toplumun bütününü ilgilendiren olayları konu edinirken efsaneler daha özel olayları konu alır.
-destanlarda olağanüstü olaylar efsanelere oranla daha fazladır.
-efsaneler farklı biçimlerle başka milletlerde de vardır ama destanlar tamamen bir milletin ürünüdür.

Hikayenin Unsurları

Yaşanmış ya da yaşanma ihtimali olan olayların kurgulanması ile oluşan eserlere hikaye (öykü)adı verilmektedir. Her hikayede aşağıda detaylı olarak anlatılan dört unsur mutlaka bulunmaktadır.

1. Olay :

Hikayede mutlaka bulunması gereken unsurların başında olay gelmektedir. Olay hikayedeki kahraman ya da kahramanların başından geçen, oluşan durum, ilgi çeken her türlü iş ve ya hadisedir. Bazı hikayeler özellikle olay üzerine kurgulandığı için olaylar çok ve iç içe geçmiş olabilir. Bazı hikayelerde ise kahramanların iç dünyası ön planda olduğu için olaylar sınırlı ve azdır.

2. Kahramanlar :

Hikayede meydana gelen olayları yaşayan kişilere kahraman adı verilmektedir. Hikayede kahramanlar olayın içerisinde yer alıp almama durumuna göre farklı şekilde adlandırılırlar. Olayların merkezinde olan asıl kişilere ana karakter, ana karakterlerin çevresinde yer alan ana  karakterin iletişim halinde olduğu kişilere ise yan karakter adı verilmektedir.

3. Yer :

Hikayede meydana gelen olayların geçtiği mekanlara yer adı verilmektedir. Hikayeler nispeten kısa eserler olduğu için mekanlar romanlara oranla daha az olabilmektedir.

4. Zaman

Hikayede gerçekleşen olayların meydana geldiği zaman dilimine denir. Hikayelerde zaman diyince çoğu kişi takvimsel bir zaman arayışına girmektedir. Ancak illa gün, ay, yıl gibi bir takvim olması şart değil. Mesela;  sıcak bir yaz günü, sabahın erken saatlerinde, akşama doğru gibi ifadeler de zaman hakkında bilgi vermektedir.

Söylev ( Nutuk ) Türü ve Özellikleri

 Bir topluluğu etkilemek amacıyla topluluk karşısında söylenen etkili sözleden oluşan konuşmaya söylev denir . Söylev yerine nutuk ve hitap ifadeleri de kullanılabilmektedir .  Söylevde konuşmayı yapan kişi " Hatip " yaptığı konuşma ise " Hitabet " olarak adlandırılır .

Söylevde konuşmacı sözlerini hitap ettiği kitlenin kültürü , mesleği , ilgi alanları gibi konuları dikkate alarak hazırlar .

Konuşmacı sözlerinin doğru olması , karşısındaki insanlara saygı göstermesi , kedisini dinleyenlerin yerine koyması gibi hususlara önem vermesi gerekmektedir .

Söylev , esasında sözlü bir edebiyat ürünüdür . Ancak yazıya geçirilebilir . Böyle bir durumda da yazılı edebiyat ürünü olarak da kabul edilir . Atatürk ' ün " Büyük  Nutku " söylev türünün önemli bir örneğidir .

Söylev türünde konuşmacının ( Hatibin ) amaçları şunlardır :

- Bir düşünceyi ya da bir meseleyi açık ve net bir biçimde anlatmak
- Dinleyenleri etkilemek ve onları anlattıklarına ikna etmek
- Dinleyenlerin beklediği şekilde harekete geçmesini sağlamak
- Dinleyicilere hoş vakit geçirtebilmek

Söylev ( Nutuk ) Türünün Tarihi Gelişimi

Eski Yunan ve Roma İmparatorluğu dönemleri söylev türünün ilk örneklerinin ortaya çıktığı zamanlardır . Demosthenes , Cicero , Bossuet , Mirabeau , Robespiere önemli söylevcilerdir .

Türk edebiyatında söylev türü söz özgürlüğü ve toplanma gibi hakların tanındığı II. Meşrutiyet Dönemi ile gelişmeye başlamıştır . Hamdullah Suphi Tanrıöver ve Ömer Naci Türk edebiyatının önemli söylevcilerindendir.  Sonraki dönemde de Mehmet Akif Ersoy ve Halide Edip Adıvar önemli söylevcilerdendir .

Kısaca söylev türünü maddeler halinde şu şekilde özetleyebiliriz :

- Söylev türünde konuşan kişiye Hatip yaptığı konuşmaya ise Hitabet denir .
-Başarılı bir hatip iletişim becerilerine sahip olmalı ve karşısındakileri ikna edebilme becerisine sahip olmalıdır .
- Söylev türünde başarılı olabilmek için hatibin jest ve mimiklerini başarılı bir biçimde kullanması gerekir .


Konularına Göre Söylevler


Söylevler konunun özelliğine göre  siyasi söylev , dinsel söylev , hukuksal söylev , akademik söylev , askeri söylev vb. adlar alır . 

Fabl ve Özellikleri

İnsanlara öğüt ve ders vermek amacı ile yazılan kısa öykülerdir. Fabllarda kahramanlar insan dışındaki varlıklar olur. yani fablların kahramanları bitkiler , hayvanlar ya da cansız varlıklar olabilmektedir .  Günümüzde çocukları eğitmek ve eğlendirmek gibi bir görevi olan fablların ortaya ilk çıkışlarının büyükleri eğitmek maksatlı olduğu düşünülmektedir .

Fabllarda insanlar arasında bulunan iyi-kötü, dürüst-yalancı vb. karakterlerin çatışması insan dışındaki varlıkları kullanarak işlenir . fabl kelime anlamı olarak Latince "hikaye" anlamına gelen "fabıla" kökünden türemiştir . Zamanla bu kelime kahramanları insan dışı varlıklar olan ve bu varlıklar kullanılarak insanlara ders vermek istenen kısa hikayelerin adı olmuştur .

Fablların özelliklerini maddeler halinde şu şekilde sıralayabiliriz :

- Bu tür hikayelerde kahramanlar insan dışındaki varlıklardan seçilir . Bu varlıklara  insana ait özellikler verilir ve insan gibi konuşturulurlar. yani fabllarda teşhis ( kişileştirme )  ve intak ( konuşturma ) sanatları kullanılır .

- Çoğunlukla nazım ( şiir ) biçiminde olmalarına rağmen nesir ( düz yazı ) şeklinde yazılanları da vardır .

- Fablların sonunda mutlaka fablda anlatılan olaylara bağlı olarak okuyucuya bir ders verilir .

- Fabllar didaktik yani öğretici metinlerdir . Fabllarda genellikle fablın sonunda bir özdeyiş ya da bir atasözü şeklinde insanlara ahlaki bir ders verilir .

- Fabllar bir eğitim aracı olarak kullanılabilir . Özellikle 7-12 yaş arası çocuklar fablları ilgi ile okudukları için doğruluk , dürüstlük , tutumlu olmak , yardımsever olmak vb. birçok değer fabllar aracılığı ile çocuklara kazandırılabilir .

- Fabllar manzum yazıldıklarında insan hafızasında kolay kalabilirler ve sözlü kültür içerisinde de yeni nesillere aktarılabilirler .

- Fabllarda olaylar çoğu zaman bir ormanda , köyde  ya da kırda geçer .

- Fablların serim bölümünde kahramanlar ve çevre tanıtılır. Düğüm bölümünde olaylar kahramanların konuşmaları ile anlatılır . Çözüm bölümünde olay sonuca ulaştırılır. Öğüt bölümünde ise olayların sonucunda okuyanlara bir ders verilir .

 Türk ve Dünya Edebiyatında Fabl

En tanınmış fabl yazarları Ezop, Beydeba  ve La Fontaine'dir . Çağdaş fabl yazarları arasında ise George Orwell ve James Thurber önemlidir. Türk edebiyatında ise Ahmet Mithat Efendi ve Şinasi önemli fabl yazarlarıdır . Şeyhi'nin Harname adlı eseri Türklerdeki ilk fabl olarak kabul edilmektedir .


Fabl Örneği 

Horoz ile Tilki

Görmüş geçirmiş, anasının gözü bir horoz
Tünemiş bir ağacın dalına.
Kurnaz tilki, sesini yumuşatarak, ona
Dedi ki: "Kardeşçiğim, artık dostuz;
Barış oldu hayvanlar arasında.
Müjde getirdim sana, in de bir öpüşelim;
Ama Allah aşkına oyalanma;
Çünkü bilirisin ya, başımdan aşkım işlerim.
Oysaki siz serbestsiniz daima,
İşleri düşünemeye bilirsiniz;
Hem artık siz yardım da ederiz.
Ama, kuzum, in de aşağıya bir
Doya doya öpeyim gözlerinden"
"Kardeşim" dedi horoz, "Bu mutlu haberinden
Daha güzel bir haber almazdım şüphesiz.
Bu nefis
Bu mutlu haberinden.
Üstelik bunu senden öğrenmekle
Sevincim iki kat oldu. Ama, dur hele.
Bunu müjdelemek için olacak,
Bak iki tazı geliyor koşarak"
Hızlı da koşuyorlar; haydi ben ineyim de
Hep birden öpüşelim tazılar geldiğinde.
"Hoşça kal " dedi tilki, "Yolum biraz uzunca,
Kutlarız bu barışı yeniden buluşunca."
Çabuk toplayıp tası tarağı,
Külhani bir anda tırmandı dağı.
Bir iş çıkmamıştı numarasından.
O sırada çalının arkasından,
İhtiyar horoz kıs kıs gülüyordu.
Oyunbazı oynatmak pek tatlı oluyordu.


La Fontaine'den çeviren; 

Orhan Veli Kanık




Roman Türü ve Özellikleri

Roman yaşanmış bir gerçek olayı ya da yaşanmamış olsa yaşanabilme ihtimali olan bir olayı ( kurmaca ) anlatan, olayı yer , zaman  ve kahramanlara bağlı olarak anlatan uzun edebi türdür . "Roman" kelime anlamı olarak Roma İmparatorluğu içerisinde yer alan halkların kullandıkları bozuk Latinceye verilen addır . İlk zamanlarda bozulmuş latince ile yazılan halk hikayelerine verilen ad olan roman zamanla edebi bir türün adı haline gelmiştir .

Romanlar uzun olmaları sebebiyle şahıs kadrosu kalabalıktır ve olaylar birden fazladır . Roman kahramanları gerçek hayatta var olsa bile yazarın hayal gücü ile de şekillenir ve farklı özellikler katılır . Bu yüzden romanlar gerçek hayatın bire bir yansıması olmaktan ziyade gerçek hayatın yazarın bakış açısındaki yansımasıdır . Romanın özelliklerini maddeler halinde şu şekilde sıralayabiliriz :

- Okuyucunun ilgisini canlı tutacak düzeyde merak unsurları içerir .

- Günlük yaşamda karşılaşılan ya da karşılaşılma ihtimali olan olaylar anlatılır .

- Romanlarda birden fazla olay bir ana olaya bağlı olarak anlatılır .

- Romandaki olaylar ya da kişiler gerçek yaşamın aynısı değil yazarın penceresinden yansıması şeklindedir .

- Romanların anlatımında birinci şahısın ağzından anlatım kullanılabileceği gibi üçüncü şahsın ağzından anlatım da kullanılabilir .

- Romanlarda kişi sayısı fazladır .

     Roman türünün ilk yazarı olarak Fransız Rabelais kabul edilir . Bir tür olarak ilk başarılı roman olarak ise Cervantes ' in " Donkişot " romanı kabul edilmektedir .

    Türk Edebiyatında Tanzimat Dönemi'ne kadar roman türü yoktu. Romanın yerini uzun halk hikayeleri, mesneviler vb. türler tutuyordu. Tanzimat edebiyatında Yusuf Kamil Paşa'nın Fenelon'dan çevirdiği "Telemak" adlı eser ilk çeviri roman kabul edilir . Şemseddin Sami’nin yazdığı ‘Taaşşuk-ı Talat-ı Fitnat” isimli eser  ilk yerli roman kabul edilir.

Not : Düşündürme amacı olmadan yalnızca okuyucuyu eğlendirmek maksadı ile yazılan romanlara " yığın romanı " adı verilmektedir .

Not : Roman ve hikaye arasındaki en bariz fark hikayelerin kısa olması romanların ise uzun olmasıdır. Elbette kahramanlar ve olay açısından da başka farklar bulunmaktadır .
Romanın Ögeleri :

- Olay : Romanda olay ana olay ve bu olayı destekleyen yardımcı olaylar şeklindedir .

- Kahramanlar : Çoğu romanda geniş bir şahıs kadrosu vardır . Roman kişileri "tip" ve "karakter " olarak iki kısma ayrılır. Tip, birçok insanda bulunan ortak özellikleri yansıtan kahramanlardır . Sevecen olmak , alıngan olmak , açgözlü olmak gibi . Karakter ise kendine has özellikleri olan bir yönleri ile sivriltilmemiş kahramanlardır .

- Yer : Romanda çevre olayların gerçekleştiği mekanlardır . Romanda mekanlar fazladır ve mekanlar detaylı bir biçimde anlatılır .

- Zaman : Olayların geçtiği zaman dilimidir. Genellikle "-di"li geçmiş aman kullanılır .

- Fikir : Çoğu romanda kahramanların yaşadığı olaylar ve duygu dünyaları okuyucuya bir düşünceyi anlatmak için kurgulanmıştır .

- Dil ve Anlatım : Romanlarda birinci şahsın ağzından anlatım kullanılabildiği gibi üçüncü şahsın ağzından anlatım da kullanılır .


Not : Romanların tarihi roman, macera romanı, polisiye roman, sosyal roman vb. türleri vardır .

Günlük Türü ve Özellikleri

Günlük Türü ve Özellikleri

Yazarın anlatmaya değer bulduğu olayları günü gününe tarih düşerek anlattığı yazı türüne günlük denir. Burada önemli olan nokta "anlatmaya değer bulduğu" ifadesidir. Hepimizin çocukluk yıllarında tuttuğu günlükler vardı. Bu günlükler sabah kalktım , elimi yüzümü yıkadım .... diye devam eder giderdi. Gerçek manada günlük bu mudur ? Elbette hayır . Tanımda da söylediğimiz gibi günlük olması için o gün içerisinde yaşadıklarımızdan kayda değer olanların yani önemli görülen noktaların anlatılması gerekir.

 Günlükler yazarın iç dünyası hakkında önemli bilgiler edinmemizi sağladığı gibi yazarın yaşadığı dönem ile ilgili de ipuçları edinmemize olanak sağlar.

Günlüklerin Özellikleri

- Kişinin gün içerisinde yaşadığı ve kendi iç dünyasında iz bırakan olayları tarih belirterek yazmasıdır .
- Birinci şahsın ağzından anlatımın kullanıldığı bu yazılar kısa ve özlü bir anlatım özelliği taşır .
- İçten , samimi ve inandırıcı bir anlatıma sahiptirler .
- Anlatım esnasında konuşma diline yakın bir tutum sergilenir .
- Günlükler yazarının hayat görüşü , ruhsal yapısı ve düşünceleri hakkında bize bilgiler sunar .
- Günlüklerde mümkün olduğu kadar gerçekler çarpıtılmadan ve aslına uygun bir biçimde anlatılmaya çalışılır .
- Tarih bilimi için yardımcı bir kaynak özelliği gösterirler .


     Anı ve günlüklerde nesnellik açısından bir fark vardır . günlük olayların sıcağı sıcağına anlatıldığı bir tür olduğu için yazar dah duygusal bakabilir ve objektif olamayabilir. Çünkü duygular henüz tazeyken nesnellik tam manasıyla korunamayabilir. Ama anılarda uzun zaman sonra anlatılan olaylar tabiri caizse küllenmiştir ve yazar daha nesnel değerlendirmeler yapabilir .