‘’ Vatan Çalışkan İnsanların Omuzları Üstünde Yükselir.’’ Sözünü Açıklayan Bir Yazı Yazınız. Yazınız Yazım Ve Noktalama Açısından İnceleyip Varsa Yanlışlarınızı Düzelterek Arkadaşlarınızla Paylaşınız.


‘’ Vatan Çalışkan İnsanların  Omuzları Üstünde  Yükselir.’’ Sözünü  Açıklayan Bir Yazı  Yazınız.   Yazınız Yazım Ve Noktalama  Açısından İnceleyip Varsa Yanlışlarınızı Düzelterek  Arkadaşlarınızla Paylaşınız.

Bir vatanı  gelişmiş vatan haline getiren, insanlarını eğitimli ve aydın kimseler haline getiren  unsur o vatandaki her bir ferdin eğitime ve öğretime verdiği önem sayesindedir.  İlim ve fen yolunda ilerleyen toplumlar bunu çalışkan ve emektar olmasına borçludurlar. Vatan yolunda her zaman çok çalışmak, alın teri dökmek gerekir.

Bu vatan toprakları yatarak kazanılmadı ya da boş işlerle uğraşılarak, magazin haberlerine bakılarak kazanılmadı. Bu topraklar kan ile kazanıldı, ayrılık ile, göz yaşı ile kazanıldı. Bu toprakları bize emanet bırakan atalarımız şehit oldu, gazi kalanlar oldu, sevdiklerinden ayrılanlar oldu. Onlar olmasaydı, onların çalışkanlığı ve azmi olmasaydı bugün bu topraklar üzerinde bir İngiliz sömürgesi ya da Fransız  sömürgesi olarak yaşayabilirdik. Dilimizi konuşamaz, dinimizi yaşayamaz, kültürel değerlerimizin ne olduğunu bilemezdik. Bugün bunları yapabiliyorsak, bugün özgür bir Türkiye Cumhuriyeti içinde yaşıyorsak bunu çalışkan insanlara ve Mustafa Kemal gibi önder insanlara borçluyuz. Bizim duracak, vakit kaybedecek zamanımız yok. Bizim çalışkan  çocuklara, gençlere , yetişkinlere, yaşlılara ihtiyacımız var. Ancak onlar çalıştığı zaman , vatan yükselir ve bu vatanı yıkmaya kimse cesaret edemez. Yeter ki bizler çalışkan olalım, üretelim, yerli mala önem verelim, dilimize sahip çıkalım, ülkemizi her alanda geliştirelim ki vatan vatan olmaya değsin, atalarımızın kanı boşa gitmemiş olsun.

Vatanı uğrunda çalışan her bir ferdi selamlıyor ve gözlerinden öpüyorum. Emek ile kalın, alın teri ile kalın ve ülkenizi her zaman yüceltin.







Küçük Yunus Metnindeki Koyu Yazılmış Cümlede Anlatılmak İstenen Nedir? Düşüncelerinizi Aşağıya Yazınız. Yazınızda Uygun Geçiş Ve Bağlantı İfadelerini Kullanınız.


Küçük Yunus Metnindeki Koyu Yazılmış  Cümlede Anlatılmak İstenen Nedir? Düşüncelerinizi Aşağıya Yazınız. Yazınızda Uygun Geçiş Ve Bağlantı İfadelerini Kullanınız.

Küçük Yunus metninde koyu  olarak yazılmış cümle şudur ve bu cümlede anlatılmak istenen ise şunlardır:
* Denizlere  karışan lağımlar, zehirli fabrika atıkları, aldırmadan dökülen çöpler ve bırakılan  kimyevi madde yüklü variller, yaşayan denizin katilleriydi.
Dünyamızda çevre kirliliği ne yazık ki gün geçtikçe daha  da çoğalmaktadır. Havayı, suyu, toprağı kirleten canlılar  kendi elleri ile kendi sonlarını getirmektedirler. Denizlere karışan lağımlar deniz suyunun kirlenmesine ve  pislik olmasına neden olmaktadır. 

Fabrikadan çıkan  zehirli  atıklar denizin suyuna karışınca orada yaşayan canlıların yaşamı  büyük bir tehlike altına girmekte ve  çeşitli deniz canlıları da ne yazık ki yaşamını kaybederek kıyıya vurmaktadır. İnsanlar   denize eğlenmek için geldikleri zaman aldırmadan çöplerini denize dökmekte  ve deniz kirliliğini daha da artırmakta ve denizlerimizin pislik ile boğuşmasına göz  yummaktadırlar. Denizlere bırakılan  kimyasal variller de aynı zamanda denizlerin  korkulu rüyası ve en büyük düşmanlarıdır. Oysa denizlerimizi kirletmeden , onları temiz hali ile bırakarak yaşamak varken kendi ellerimizle onlara zarar veriyor ve onların katili oluyoruz. Bu son derece yanlış bir  davranıştır ve  bu yanlışlıktan bir an önce  kurtulmalıyız. Yoksa ilerde  bir yudum su dahi bulmayacak hale geleceğiz ve deniz suları zehirden başka bir şey olmayacak.

Denizin içindeki canlılara zarar vermemek için, onların katili olmamak için lütfen  doğayı seven , doğayı koruyan, denize zarar vermeyen bilinçli insanlar olalım ve bize ait olanları yok edip kendi sonumuzu acı bir şekilde getirmeyelim.

Kültürel Değerlerin Gelecek Nesillere Aktarılmasında Üzerimize Düşen Görevlerin Neler Olduğunu Belirten Bir Metin Yazınız.


Kültürel Değerlerin  Gelecek Nesillere Aktarılmasında Üzerimize Düşen Görevlerin Neler Olduğunu Belirten Bir Metin Yazınız. 

Kültürel değerlerimiz  milletimiz için  çok ayrı bir önem sahiptir. Çünkü bu değerler bizi  biz yapan ve bizi diğer milletlerden ayrı kılan değerlerdir. Bu değerlerimiz kısaca şöyledir. Vatan , millet sevgisi, bayrak , İstiklal Marşı, din, dil, aile, gelenek ve görenekler,   tarihimiz, sanat vb. kültürel değerlerimiz arasında yer alır. Bize bu değerlerin korunmasında çok büyük görevler düşmektedir. Bunlardan ilki de vatana sahip çıkmak ve onu canımız pahasına da olsa korumaktır. Çünkü vatanımız  bizim her şeyimizdir, özgürlüğümüzdür,  yaşama nedenimizdir.

Milli Marşımızın değerini bilmeliyiz  ve marşımız okunurken her zaman  saygılı olmalıyız. Geçmişimizi iyi tanımalıyız ve gelecek kuşaklara da  tarihimizi anlatmalıyız, atalarımızı anlatmalıyız ve   geçmişi bilmeden geleceğe yön vermenin  mümkün olmadığını gençlere  anlatmalıyız. Ana dilimize sahip çıkmalıyız. Yabancı sözcükler kullanmamalıyız ve her zaman Türkçe konuşmalı, Türkçe yazmalıyız. Özenti bir toplum olmamalıyız. İş yerlerimiz Türkçe olmalıdır. Dinimize sahip çıkmalıyız ve dinimizin emrettiği gibi yaşamaya çalışmalıyız ve  doğru, dürüst güvenilir insanlar olmalıyız ve böyle insanlar yetiştirmeliyiz. Aile birliğine önem vermeliyiz ve çocuklarımıza iyi anne ve baba olmalıyız.  Kendini bilen , kültürel değerlerini bilen  , bilinçli insanlar olmalıyız ve bilinçli nesiller yetiştirmeliyiz. Başka milletlerin oyununa gelmemeliyiz. Kendi benliğimize , değerlerimize her zaman sahip çıkmalıyız. Gelenek ve göreneklerimizi her zaman yaşatmalıyız ve çocuklarımız bu güzel  yaşantılardan, bu güzel adetlerden mahrum bırakmamalıyız. Kim olduğumuzu, nereden geldiğimizi  ve ne için yaşadığımızı bilmeliyiz .







Kültürümüzle alakası olmayan dizileri, filmleri, reklamları  vb. izlememeliyiz ve çocuklarımıza da izletmemeliyiz.  Kendi kültürel değerimizin parçası olan Nasreddin Hoca, Yunus Emre, Mevlana, Akşamseddin gibi değerleri çocuklarımıza anlatmalıyız ve yeni yıl kutlamaları gibi kültürümüze ait olmayan kutlamalardan da her zaman uzak durmalıyız ve  kendimiz olmalıyız.

‘’Çalışan Dağlar Aşar, Çalışmayan Düz Yolda Şaşar.’’ Atasözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız

‘’Çalışan Dağlar Aşar, Çalışmayan Düz Yolda Şaşar.’’ Atasözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

İnsanı diğer insanlardan ayıran en önemli fark  ona akıl verilmiş olmasıdır. İnsan kendi aklını  kullanarak  başarılı da olur, başarısız da olur. Çalışan insan, amaçları olan insan yaşamdan her zaman zevk almaya  bakar ve mutlu olmak için devamlı çalışılması gerektiğini düşünür. Çalışan insan karşısına çıkan her  türlü engeli geçmek için mücadele eder, zorluklar karşısında  çözüm yolları bulmaya çalışır ve eninde sonunda hedefine ulaşır. 

Çalışmayan insan  ise en basit sorunların bile  üstesinden gelemez  ve yolda kalır.  Çünkü çalışmayan kimsenin bir amacı yoktur, hayatla ilgili umudu yoktur ve en basit işlerde  ne yapacağını, bir soruna nasıl bir  çözüm getireceğini bilemez. Çünkü aklını iyi kullanmamıştır ve  aklını boş işlere harcamıştır. Onun içindir ki  ‘’Çalışan dağları aşmış, çalışmayan düz yolda şaşmış ‘’ denilmiştir.  Çalışan insan aynı zamanda başkalarının fikirlerine önem veren, bilmediği konularda daha deneyimli kişilerden yeni şeyler öğrenen kişilerdir. Onun içindir ki danışan ve çalışan kişiler her zaman başarılı olur ve mutlu olur. Bunun için  çalışıp dağları aşalım,  tembel kimseler olmayalım.

Bu atasözünün aslı “Danışan dağları aşmış, danışmayan düz yolda şaşmış.” şeklindedir. Yani hangi işi yaparsak yapalım başka insanların da fikirlerini almak, farklı düşünceleri de dinlemek bizi başarıya götürür.

Yeni Yıl İle İlgili Tebrik Mesajları


Yeni Yıl İle İlgili Tebrik Mesajları

2019’u geride bırakmaya sayılı gün kaldı. Artık yeni bir yıla giriyoruz. Yeni yıl ile ilgili herkesin beklentileri vardır. Para, aşk, mutluluk, sevgi vb.
Yeni yıl ile ilgili tebrik mesajları:
* Yeni yılınızı en içten dileklerimle kutlar, sevdiklerinizle birlikte nice yıllar dilerim.
* Her geçen yıldan daha güzel ve daha coşku dolu olsun yeni yılınız. Mutlu ve huzur dolu yıllar dilerim.
* İnsanların  daha iyi olduğu, kötülüklerin son bulduğu, acıların yaşanmayacağı  bir yıl dilerim. Yeni yılınız kutlu ve mutlu olsun. Nice yıllar…
* Yeni yılda dünyada barışın daim olmasını ve savaşların son   bulmasını isterim. Tüm insanların yeni yılı kutlu olsun, barış olsun, sevgi olsun, yeni yılınız güzel geçsin.

* Yeni yılda yüzünüzdeki gülümseme hiç eksilmesin her zaman bu güzel tebessüm var olsun. Mutlu yıllar.
* Para dolu, sevgi dolu, aşk dolu yıllar dilerim Mutlu Yıllar.
* Ailenizin her zaman yanınızda olduğu,  huzurunuzun kaçmadığı yıllar dilerim.    Yeni yılınız kutlu ve mutlu olsun.
* Yeni yılda paylaşma, yardımlaşma ve dayanışma daim olsun. Yeni yılınız kutlu olsun.
* Çocukların  yüzlerinin hep güldüğü, kadın cinayetlerinin bir daha yaşanmayacağı bir yıl olsun. Mutlu  yıllar,  yaşanılır yıllar dilerim.
* Kötülüklerin olmadığı,  hoşgörünün olduğu bir yıl dilerim. Mutlu ve  güzel yıllarınız olsun.
* Mutluluk yağmurlarının üzerinden hiç eksilmemesi  dileği ile nice yıllara.
 * İnsanların birbirini daha iyi anlayabileceği ve empati kura becerisinin daha çok olduğu bir yıl dilerim. Nice  yıllara.
* Herkese sağlık dolu, huzur dolu, para dolu bir yıl dilerim. Rabbim kimsenin ağzının tadını bozmasın. Mutlu yıllar.

Bir Gazeteci Olduğunuzu Düşününüz. Dede Korkut İle Röportaj Yapmak İçin Sorular Oluşturunuz. Dede Korkut’un Vermiş Olduğu Cevapları Araştırma Sonuçlarınızdan Yararlanarak Arkadaşlarınıza Sununuz.


Bir  Gazeteci Olduğunuzu Düşününüz. Dede Korkut İle  Röportaj  Yapmak İçin Sorular Oluşturunuz. Dede Korkut’un Vermiş Olduğu  Cevapları   Araştırma Sonuçlarınızdan  Yararlanarak Arkadaşlarınıza  Sununuz.

Dede Korkut büyük bir halk kahramanı ve halk ozanıdır.
Dede  Korkut’a şu soruları sorardım o da şu cevabı verirdi:
Ben:  Merhabalar  adınız nedir?
Dede Korkut: Benim adım Dede Korkut
Ben: Ben de Emre, memnun oldum.
Dede Korkut: Ben de memnun oldum.
Ben: Nasılsınız, iyi misiniz?
Dede Korkut: Sağ olun evladım,  iyiyim, siz nasılsınız?
Ben: Teşekkür ederim efendim, ben de iyiyim.
Ben:   Sayın  Dede Korkut kendinizi biraz tanıtır mısınız?
Dede Korkut: Elbette yavrum. Ben halkın içinden gelmiş, halkın evladı olan bir halk ozanıyım. İnsanlara hayır dualar eden ve onların başarılı olması için onlara dualar eden bir insanım.

Ben: Sayın Dede Korkut hangi boydansınız?
Dede Korkut: Evladım ben Oğuzların Bayat boyundanım.
Ben: Gerçek adınız nedir?
Dede Korkut: Gerçek adım Korkut Ata
Ben: Sizin için insanlar ne demektedir?
Dede Korkut: Boy boylayan, soy soylayan, hikmetli sözler söyleyen  kişi derler benim için .
Ben: Demek ki  insanlar  sizi çok sevmiş
Dede Korkut: Ben de  onları çok seviyorum.
Ben: Yani siz yol gösterici, geleneksel eğitici  bir insansınız o zaman.?

Dede Korkut: Bunu ben  diyemem, insanlar benim hakkımda böyle düşünüyorlarsa o kararlarına da saygı duyarım.
Ben: Siz kimlere ad verdiniz.?
Dede Korkut: Sevgili evladım  ben  Bey çocuklarına adlar verdim ve onlar için hayırlı dileklerde bulundum.
Ben: Başka neler yaptınız?
Dede Korkut: Oğuz hükümdarına vezirlik yaptığım dönemler de oldu.
Ben: Sizin için insanlar başka neler söylemektedir.
Dede Korkut: Keramet sahibi, geleceği görebilen bir insan olduğumu söylerler.
 Ben: Kaç padişaha vezirlik yaptınız?
Dede Korkut: Üç padişaha vezirlik yaptım yavrum.
Ben: Kopuzu nasıl yaptınız?
Dede Korkut: Ormanda  gördüğüm olağanüstü varlıklardan öğrendim.
 Ben: Toplam Kaç Hikayede adınız geçmektedir?
Dede Korkut: Var biraz

Ben: Bazılarını söyler misiniz?
Dede Korkut: Evet söylerim. Dirse Han Oğlu Boğaç Han, Duha Koca Oğlu Deli Dumrul, Salur Kazan’ın Evinin Yağmalanması, Kazan Bey’in Oğlu Uruz Bey’in Tutsak Olması  vb.
Ben: En çok neye önem verirsiniz?
Dede Korkut: Aile birliğine, çocuklara, kadınlara, misafirperver olmaya , iyi niyetli olmaya doğru ve dürüst olmaya,  cömert olmaya önem veririm.
Ben: Benimle röportaj yaptığınız teşekkür ederim efendim, sağ olun, var olun.
Dede Korkut: Ben teşekkür ederim yavrum, sen de sağ ol  var ol, bahtın açık ola….

"Dünyayı verseler İki gözünü vermezsin. Sana iki göz verene neden iman etmezsin" Sözü İle İlgili Kompozisyon


"Dünyayı verseler İki gözünü vermezsin.  Sana iki göz verene neden iman etmezsin" Sözü İle İlgili Kompozisyon

Bizim  dünyaya  gelmemiz için, bizi anne karnında yaşatan ve orada dokuz ay boyunca nefes almamızı sağlayan Yüce Allah o kadar büyüktür ki ona ne kadar şükretsek azdır. Rabbimiz bize bu dünyada her türlü nimeti vermiş, önümüze koymuştur.  Bizim ona gerçek anlamda bir mümin olarak secde etmemiz ve şükür etmemiz gerekir. 

İnsanoğluna dünyayı  verseler iki gözünü vermez. Çünkü sağlığım olmayınca ne edeyim dünya malını der. Sağlık insan için olmazsa olmazlardandır. Gözüm görmediği için dünyadaki güzellikleri göremediğimden  paranın, malın, mülkün hiçbir anlamı olmaz.  Bize bu iki gözü veren de Yüce Mevlamdır. Ama ben ona ne kadar iyi kulluk ediyorum diye kendini sorgulamalıdır insanoğlu.  Dünya malına, gündelik işlere takılıp gidiyoruz ve  ibadetlerimizi tam anlamı ile  yapmıyoruz.  Bunu da bilerek yapmıyoruz. Çünkü dünya işleri gözümüzü boyuyor ve bizi Allah’ı anmaktan uzaklaştırıyor. Oysa bize her şeyi veren Yüce Allah’a dua etmeliyiz ve ona karşı sorumluluklarımız  tam anlamıyla yerine getirmeliyiz.

Aklımızda  sürekli Allah olmalıdır. Sürekli onu düşünmeliyiz ve onun için de iyi ve salih kullardan olmak için var gücümüzle ibadetlerimizi yapmalıyız.

Kent Yaşamı Ve Modernleşmenin Komşuluk İlişkilerini Etkilemesiyle İlgili Düşüncelerinizi Anlatan Bir Konuşma Yapınız.


Kent Yaşamı Ve Modernleşmenin Komşuluk  İlişkilerini Etkilemesiyle İlgili  Düşüncelerinizi Anlatan Bir Konuşma Yapınız.

Sevgili Öğretmenim ve Sevgili Arkadaşlar! Bugün sizlere şehir yaşamının komşuluk ilişkilerini nasıl etkilediği hakkında bir konuşma yapacağım.
Yaşam başlı başına zorlu bir yolculuğa çıkmak gibidir. Herkes geçimini nerede sağlıyorsa oraya yerleşir ve orda yaşamına devam eder. Bu bir köy olabilir, ilçe olabilir, şehir olabilir ..vb. 
Nüfusun hızla artması ve köylerde iş imkanlarının  azalması sonucunda, şehir yaşamının insanlara daha cazip ve daha avantajlı gelmesi neticesinde insanlar şehirlere göç etmeye başlamışlardır. İnsanlar geçimlerini sağlamak için,  daha iyi hizmet almak için, mesleklerini yapmak için vb. nedenlerle zamanla şehirlere yerleşmiştir.  Şehirlere gelen her insanın müstakil evi olmayacağı için apartmanlarda yerleşimler  olmaya başlamıştır.  Nüfus kalabalık olunca haliyle de her insana müstakil ev  diye bir şans da kalmamaktadır.

Şehirlere her  yerden insan geldiği için insanlar köylerdeki kadar birbirine güvenmemiş ve bunun sonucunda da komşuluk ilişkileri azalmaya başlamıştır. Şehirdeki komşuluk ilişkileri  “biz” anlayışı ile değil “ben” anlayışı ile  çalışmaktadır. Herkes kendini düşünmekte ve herkes kendi işleri ile ilgilenmektedir. Köy yaşamındaki dayanışma, birlik ve beraberlik yoktur, güven yoktur.  Aynı apartmanda kaldığınız bir insanın hırlı mı hırsız mı olduğunu hemen bilemiyorsunuz. Dolayısı ile  kimse ile hemen iletişim kurulmamaktadır. Bu da komşuluk ilişkilerinin zaman içinde daha da azalmasına  neden olmaktadır. Aslında şehir yaşamında insanların  birbirlerinden soğumalarında haklı nedenler de vardır. Çünkü güvendiğiniz kişiler sizi yanıltabiliyor ve bu durumda içinize kapanıyorsunuz ve bir daha  kimseye güvenmiyorsunuz. Herkes geçim derdinde olduğu için aileler, akşama kadar çalışmakta ve  çocuklarının yüzünü bile zor görmektedir. Babalar  ve anneler  daha rahat yaşayalım diye çok çalışmakta ve çocuklarına bile çok fazla zaman ayıramamaktadır. İnsan ailesine bile ayırmadığı zamanı komşusuna zaten  zaman   ayıramaz.         

Böyle olduğu zaman da insan başkalarından soğur ve bulunduğu ortamda da kendini yabancı gibi hisseder. Oysa eskiden komşuluk ilişkileri daha içten ve daha candandı.  İnsanlar birbirine zaman ayırır ve birbirlerinin dertlerini dinlerdi. Güven vardı, samimiyet vardı, içtenlik vardı. Günümüz komşuluk ilişkilerinde ise böyle güzellikler azalmıştır ve azalmaya da devam etmektedir. 

Sevgili  öğretmenim ve değerli arkadaşlarım  benim bu konudaki görüşlerim böyledir. Beni dinlediğiniz hepinize çok teşekkür ederim ve hepiniz sevgi ve saygı ile selamlarım. Bir dahaki konuşma metnimde görüşmek üzere.

Su İsrafını Önlemenin Yolları İle İlgili Bir Paragraf Yazınız


Su İsrafını Önlemenin Yolları İle İlgili Bir Paragraf Yazınız.

Doğanın bize sunduğu onca nimete rağmen  biz insanlar doğanın kıymetini bilmiyoruz. Bilmemekte de ne yazık ki ısrar ediyoruz. Havayı, suyu, toprağı kirleterek hem kendi yaşamımızı tehlike altına atıyoruz hem de  diğer canlıların yaşamını tehlikeye atıyoruz.  Özellikle de sularımız her geçen gün kirlenmekte ve  azalmaya da devam etmektedir.  Evde, iş yerinde  vb. her yerde su israfı yapıyoruz. Su israfını  önlemek için  şunları  yapmalıyız:
* İlk olarak bilinçli insan, bilinçli tüketici olmalıyız.
* Evde muslukları boş yere akıtmamalıyız ve  musluklardan su aldıktan sonra ağızlarını iyice sıkarak kapatmalıyız.

* Elimizde bulaşık  yıkayıp  litrelerce suyu israf etmek yerine bulaşık makinesi kullanmayı tercih etmeliyiz.
* Tarlalarımızı, bahçelerimizi  suya ihtiyaç olduğu zaman sulamalıyız, onun dışında  suya doymuş bir  toprağı sulamaya çalışmamalıyız.
* Saatlerce banyoda kalınmamalıdır  ve boş yere su israfı yapılmamalıdır.
* İş yerlerinde muslukları boş yere açıp bırakmamalıyız ve muslukları su sızdırıp sızdırmadığından emin olmalıyız.
* Kimi köylerde sular bedava olduğu  için  ‘’ Ne de olsa bedava su boş yere aksın.’’ para vermiyoruz gibi yanlış bir   düşünce ile   hareket edilmemelidir.
* Evde baktığımız çiçeklerin suya ihtiyacı olmadığı halde onlara su vermemeliyiz.

* Ellerimizi sabunlarken suyu dakikalarca açmamalıyız ve suyu çok değil az miktarda açmalıyız. Su  tutumlusu insanlar olmalıyız.
* Lavabolara  atık yağları dökerek suları kirletmemeliyiz.
* Musluğu açtığımızda sıcak su gelene kadar soğuk suyu bir kaba doldurmalıyız.

Çevrenizde Türkçe Olmayan Tabelalar Var Mı? Varsa Bunlar Hakkındaki Düşüncelerinizi Söyleyiniz.


Çevrenizde Türkçe  Olmayan Tabelalar Var Mı?  Varsa Bunlar  Hakkındaki Düşüncelerinizi Söyleyiniz.

Çevremizde  ne yazık ki Türkçe olmayan tabelalar vardır.  Arapça, İngilizce  gibi -ne yazık ki- yabancı iş yerleri adları kendi ülkemizde vardır. Kendi dilimizin kelimelerini  kullanmak varken nedense yabancı adlarını kullanmaya özen gösteriyoruz. Bu son derece  yanlış bir tutumdur. Örneğin yemek evlerine “Cafe, Restaurant” deniliyor. Ayrıca “Pizza Hut, Cafe Show, SHOW ROOM” gibi yabancı sözcükleri kullanmak son derece doğal karşılanır oldu. Daha birçok yabancı isimler kullanılıyor. Böylece kendi  çocuklarımız kendi kelimelerine yabancı kalıyor ve milli benliğini kaybediyor. Kendi özümüzü korumak için ana dilimize sahip çıkmalıyız ve her zaman Türkçe kelimeler kullanmalıyız, iş yerlerimize de Türkçe isimler vermeliyiz.

Not: Türkçesi varken  yabancı sözcüklerin kullanılmasını doğru buluyor musunuz? Niçin?
Cevap: Tabi ki yanlış buluyorum. Çünkü kendi dilimiz o kadar zengin bir dildir ki   başka dillerin kelimelerini kullanmaya ve özenti bir toplum olmaya hiç gerek yoktur. Kendi ana  dilimiz varken , kendi özümüz varken yabancı toplumların dilini kullanmak kendi benliğini kaybetmekten başka bir şey değildir. Her zaman ana dilimizin güzel sözcüklerini kullanmalıyız ve yeni kelimeler türetmeliyiz.  Kültürümüzü korumak için, gelenek ve göreneklerimizi yaşatmak için kendi dilimizin kıymetini bilmeliyiz ve Türkçe kelimeler  kullanmalıyız. Mustafa Kemal Atatürk’ün dilimiz ile ilgili şu sözünü de unutmamalıyız:

Milliyetin çok bariz vasıflarından biri dildir. Türk milletindenim diyen insan, her şeyden evvel ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir insan Türk kültürüne, topluluğuna bağlılığını iddia ederse buna inanmak doğru olmaz.