Okul Özlemi İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


Okul Özlemi İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

Eğitimin en önemli  kurumlarından biri de okullardır. Okul çocuklar için  eğitim ve öğretim yeri, eğlenme yeri, sosyalleşme yeri, sevgi yeri, saygı yeridir.  Çocuklarımız okulu çok sever ve orada geçen vakitler en değerli vakitlerdir ve en değerli anıların biriktiği yerdir.  Dünyada gerçekleşen koronavirüs denen salgından dolayı ne yazık ki çocuklarımız okula belli bir süre  gidememekte ve bu sürecin uzayacağı da söylenmektedir.

Hal böyle olunca çocuklarımızın okula olan özlemi de günden güne daha çok artmaktadır.   Bir an önce okulların açılmasını isteyen, öğretmenlerine sarılmayı bekleyen, arkadaşlarına sarılmayı bekleyen yavrularımız belli bir süre de  daha  sabır ile bu olumsuz şartların yok olmasını beklemek zorundadırlar.  Elbette bu zorlu günler geçecek ve elbette ki okullarımız virüs  ortadan kalkınca açılacaktır. Böylece hayatın kıymetini, okulun, arkadaşların, öğretmenlerin, öğrencilerin kıymeti daha iyi bilinecektir. Dışarı çıkıp özgürce gezilebilecek ve aslında  geçmişte  şikayet ettiğimiz şeylerin  ne kadar da önemli şeyler olduğunun  farkına varılacaktır ve zaten varılmıştır da.  Çocuklarımız okullarına kavuşmak için bu süreçte evde uzaktan eğitim şeklinde telafi eğitimler almaya devam edecek ve  iş birliği ile bu olumsuz, olağanüstü  süreç de Allah’ın da izni ile, insanların sosyal mesafeyi kurması ile aşılacaktır. İşte böyle olunca herkes, her çocuk okuluna kavuşacak ve  kıymetini bilemediği şeylerin artık daha çok kıymetini bilmeye  başlayacaktır.

Okula bir an önce kavuşmak için  devletin söylediği kurallara tam anlamı ile uyulmalı ve herkes özgür yaşamına kavuşmayı sabır ile beklemelidir. Okulun   çocuklar için vazgeçilmez bir eğitim ve öğretim kurumu olduğunu da şu sözler ile hatırlatmalıyız:
* ''  En önemli  ve feyizli görevlerimiz milli eğitim işleridir. Milli eğitim  işlerinde mutlaka  muzaffer olmak lazımdır. Bir milletin gerçek kurtuluşu ancak  bu suretle olur. '' Mustafa Kemal Atatürk.

İstediğiniz Bir Kişiye Kurallara Uygun Olarak Özel Bir Mektup Yazınız.


İstediğiniz Bir Kişiye Kurallara Uygun  Olarak Özel Bir Mektup Yazınız.

Dünyada benim için  çok değerli olan ve benim için  sevgiyi  ifade eden değerli anneciğim ve babacığım!
Şu anda sizden ayrı olarak başka bir şehirde görevimi icra etmeye çalışıyorum. Mesleğim doktorluk olduğu için  şu anda sizin yanınıza ne yazık ki fazla gelemiyorum. Çünkü şu anda dünyamızda büyük bir salgın hastalık var ve bu hastalık biz sağlık çalışanlarına da bulabilir.  Koronavirüs denen bu hastalık her gün  çok sayıda kişinin ölümüne neden olmaktadır.  Bizler de sağlık sektöründe olduğumuz için bu virüsün bize  bulaşma ihtimali de vardır. Bunun için sizlerden bir süre uzak durmam gerekir canım annem ve canım babam.

Sizin yanınına gelirsem  size kötü bir şey olmasından korkarım ve belki virüs bende olabilir ve size bulaştırabilir diye çok korkuyorum. Onun için  gelemiyorum. Lütfen kendinizi üzmeyin. Elbette eski günlerimiz, sarılmalarımız yine olacak. Yine  güzel sohbetler edeceğiz, yine güzel yemekler yiyeceğiz birlikte.  İnsanlar yine her gün güzel bir şekilde işlerine gidecek, çocuklar sokaklarda cıvıl cıvıl koşturacak,  top oynayacak, ip atlayacak….  Değerli ailem lütfen bu süreçte mecbur kalmadığınız sürece evde kalmaya devam edin ve devletimizin  söylediği kuralları harfiyen yerine getirin. İnanın ki çok zor günler geçiriyoruz. Bizler sağlık çalışanları olarak hayatını kaybeden insanlara çok üzülüyoruz. Sizlere de bir şey olmaması için lütfen dışarı çıkmayın değerli ailem. Çevrenizdeki insanları da çıkmamaları konusunda uyarın.

Hepinizi çok seviyorum ailem, çevrem, yakınlarım. Güzel ve güneşli günler geri gelecek emin. Lütfen sabredelim ve sarılacağımız günlerin umudu ile  yaşama devam etmeye çalışalım  ve bol bol kitap okumayı da ihmal etmeyelim. Ellerinizden öpüyor sizi  Yüce Allah’a emanet ediyorum sevgili ailem!

Temizlik Hakkında Kompozisyon Yazınız.


Temizlik Hakkında Kompozisyon Yazınız.

Canlıların sağlıklı olması için temizlik olmazsa olmazlardandır. Çünkü temiz olmayan kimseler her türlü hastalığa   yakalanırlar.  Temizlik aynı zamanda İslam dininin de, diğer tüm dinlerin de çok önem verdiği bir   husustur. Elini yüzünü yıkamayan, vücudunu temiz tutmayan kimseler  başka insanlara da zarar verirler ve başka insanlara da hastalık bulaştırırlar. 

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa temizliğin önemi  ile ilgili şunu söylemiştir: ’’ Müslümanlık temizdir, kirsizdir. Siz de temiz olun, temizlenin, Zira cennete temizler girer.’’
Temizliğin önemi ile ilgili  bir diğer söz de şudur: ‘’ Müslüman  temizdir, kirsizdir. Siz de temiz olunuz,  temizleniniz. Zira cennete temizler girer. Hz. Aişe
Yukarıdaki sözlerden de anlaşılacağı gibi temizliğin insan  sağlığı için ne kadar önemli olduğunu kavrayabiliriz. İnsan hem bedenini temiz tutmalı, hem de ruhunu temiz tutmalıdır. Bedenen temizlik ve ruhen temizlik kişiyi daha da parlak yapar ve daha  sağlıklı yapar. Temizlikten kasıt aynı zamanda temiz yiyecekleri de tüketmekten geçer. Mesela yenmesi uygun olmayan, dinen haram olan, sağlığımız açısından da bize zarar veren yemekleri, hayvanları yememeliyiz. Örneğin ; timsah eti, yarasa eti gibi bize zarar veren ve  içinde oluşan zararlı bakteriler  başka insanlara da zarar veren  şeyleri yememeliyiz. Örneğin; Bugün dünyada yaşanan küresel salgının edenlerinden biri de yarasa çorbası denen çorbadan dolayı olduğu söylenmektedir.  Korona virüsü denilen bu salgın şu anda tüm dünyada binlerce, on binlerce can almaktadır. İşte temiz olmamanın,  sağlığa zarar veren şeylerin yenmesi sonucu  bu kötü virüs tüm dünyayı  tehdit etmeye devam etmektedir.  

Ayrıca her yemekten önce  ve sonra, dışarıdan geldiğimiz zaman da ellerimiz sabunla güzel bir şekilde yıkamalıyız, yüzümüzü yıkamalıyız ve sağlığımızı tehlikeye atmamalıyız. Her zaman temiz olmalıyız ve  ‘’ Temizlik imanın yarısıdır.’’ sözünü de unutmamalıyız.

Coronavirüs İle İlgili Slogan Yazınız.


Coronavirüs İle İlgili Slogan Yazınız.

Son zamanlarda dünyayı kasıp kavuran coronavirüs salgını ne yazık ki  çok sayıda can almaktadır. Özellikle de yaşlılarımızda   ciddi tehlike oluşturan bu salgından kurtulmak için evlerimizde kalmalıyız ve  daha fazla insanın  ölmemesi için  sosyal mesafeye dikkat etmeliyiz.
Coronavirüs ile ilgili sloganlar şunlardır:
* Sağlığın için, başkalarının sağlığı için evde kal Türkiye'm , evde kal  dünyamın  güzel insanları.*
* Hayatın en güzel yaşandığı yer evinizdir. Bunun için  ‘’ Hayat Eve Sığar Türkiye'm.’’
* Başkalarının yaşamını yok etmek istemiyorsan bir süreliğine  arkadaşlarınla   buluşmaya son ver Türkiye'm.
* Yaşlılarımızı o değerli çınarlarımızı korumak için evinizden  hayata devam edin Türkiye'm.
* Bu salgın bir an önce bitecek yeter ki evinizde kalın , sabredin  kardeşlerim.
* Evimizde kalarak dünyaya , insanlığa bir katkı da sen sağla insanoğlu.
* Başka canlara zarar vermemek için  , sağlığınızdan olmamak için evde huzur içinde ailenle kal Türkiye'm.
*  Hayatın yaşandığı yer, sevginin paylaşıldığı yer ailedir, ailenle  çok zaman geçir, salgından kısa zamanda kurtul güzel ülkem.
* Dünya insanları bu zamanlarda bir araya gelmeyin, iyiliğinizi için  evde kalın  güzel canlar.
* Şimdi  bir olma zamanı değil şimdi gönüllerin ve duaların bir olma zamanı onun için herkes kendi evinde kalsın, kendi yuvasında iyi niyetini ortaya koysun güzel dünyam.
* Şu zamanlarda anne ve babanızı dahi ziyaret etmeyin, sizin yapacağınız en büyük iyilik onların telefondan aramaktır, telefonla iletişim kur, telefonla hal hatır sor Türkiye'm.
* Hastanelerin dolup taşmaması için, sağlık sisteminin çökmemesi için bulunduğun yerden zaruri olmadıkça bir yere çıkma Türkiye'm.
*Kendi küçük  fakat tahribatı büyük  bu virüsten kurtulmak için  yuvanda kal, başka canlara zarar verme yoksa  çok pişman olursun.
* Başka insanların yaşamına neden olan kişi sen olma onun için sosyal mesafeye  dikkat et, yakın temas kurma insanoğlu.
* Bana bir şey olmaz deme , cahilce davranma yoksa sana çok şey olur da konuşacak derman bulamazsın. Bunun evinde kal  insanoğlu.
* Ailece vakit geçirmek için al işte sana bol zaman. Hadi ailece evde kalma vakti, güzel geçirme vakti. Onun için ailenle kal çıkma dışarı  güzel insan.

‘’ Kitap En İyi Dosttur.’’ Sözünü Açıklayan Bir Kompozisyon Yazınız.


‘’Kitap En İyi Dosttur.’’ Sözünü Açıklayan Bir Kompozisyon Yazınız.

Hayatımızın vazgeçilmez kaynaklarından biri de kitaplardır. Nasıl ki su içmek bir gereksinim ise, nasıl ki yemek yemek, uyumak, eğlencelere katılmak bir gereksinimse elbette kitap okumak da bizim için büyük hem de çok büyük gereksinimlerden biridir. Kitap insanı hayata bağlar, kitap insana umut aşılar, kitap insana vefasızlık yapmaz. İşte tüm bunlardan dolayı kitaplar bizlerin en yakın, en iyi , en vefalı dostlarıdır. Çünkü kitaplar bize kötülük yapmaz, aksine iyilik yapar.

Bize doğruları gösterir, bize  yanlışlarımızın neler olduğunu gösterir ve bizi hep ileriye, aydınlığa doğru götürür. Gitmediğimiz yerlere,  gezmediğimiz yerlere kitaplar sayesinde ulaşırız.  Aslında hayallerimizin  gerçekleştiği umutlarımızın can bulduğu  kaynaklardır kitaplar.  Kitap aynı zamanda kişinin güzel konuşmasına olumlu etki eder, güzel yazmasına  olanak sağlar. Kişinin   orijinal fikirler üretmesine katkı sağlar, kişinin empati kurma becerine katkı sağlar, hafızayı kuvvetlendirir, ruhu canlandırır, bizleri hayata bağlar. İşte tüm bu ve bunlardan dolayı kitap okumayı asla bırakmamalıyız. Mümkün olduğu kadar günde bir ya da iki saat kitap okumaya çalışmalıyız. Kitabı sadece boş zamanların ilacı olarak görmemeliyiz. Kitap her zaman ve her yerde ihtiyaç duyacağımız ilaçlarımız olmalıdır. Onun için kitapların değerini bilelim ve her türlü kitabı okumaya ve onlardan yararlanmaya çalışalım. Onların en yakın  dostumuz olduğunu  da aklımızdan hiçbir zaman çıkarmayalım.

Kitapların önemi  ile ilgili şu sözü unutmamalıyız:
‘’ Asıl iktidarın kitapta olduğunu gördükten sonra, hükümdarlar da kaleme sarılıp kitap yazmaya başladılar.’’ Alfred de Vigny.
‘’ Kitaplarım, bana yetecek kadar büyük krallıktır.
‘’ Yemek doymak içindir. Dostlar cemiyet için, seyahatler öğrenmek için, ev; çiçek, taş ve antika şeyler satın almak içindir, bunlar daha sonra insanı fazla ilgilendirmezler. Kitaplar; hem gençlik, hem ihtiyarlık, hem hastalık, hem açlık, hem yel, hem yağmur, hem de soğuk içindir.

‘’Tatlı Dil, Her Kapıyı Açan Sihirli Bir Anahtardır.’’ Sözünü Açıklayan Bir Kompozisyon Yazınız.


‘’Tatlı  Dil, Her Kapıyı Açan  Sihirli Bir Anahtardır.’’ Sözünü Açıklayan  Bir Kompozisyon Yazınız.

İnsanlar arası iletişimde en etkili yollardan biri de güzel konuşmak ve tatlı bir dile sahip olabilmektir. Bunu başaran insanlar  da hem yakın çevreleri tarafından hem de toplum tarafından sevilen ve sayılan kimseler olur. Tatlı dilin olduğu yerde muhabbet vardır, içtenlik vardır, yalınlık vardır. Çünkü tatlı dilin olduğu yerde sevgi ortaya çıkar, saygı ortaya çıkar. İnsan tatlı dili sayesinde, güler yüzü sayesinde zor şeylerin bile üstesinden gelebilir.

Tatlı dilli olmak  kişinin kendisini de mutlu eder  ve kişinin ruh hali de iyi olur. Tatlı dile sahip olan kimseler  sert , huysuz kişileri bile yola getirebilirler. Çünkü böyle insanları  bazı konularda ikna etmek zor olduğu için bunu ancak ve ancak tatlı dilli insanlar başarabilir. Çocuklarımıza bile bir görev verirken onlara tatlı dilli davranmalıyız. Çocuğa emrederek sorumluluk vermek, onu tersleyerek  sorumluluk vermek onda itici bir etki yaratabilir. Oysa tatlı dille işlerini yaptırmak, başını okşayarak, onu severek  ona görev   vermek o çocuğun yumuşamasına ve sorumluluğunu  güzel bir şekilde yerine getirmesine olanak sağlayacaktır.

İşte tüm bunlardan dolayı her zaman tatlı dilli, güler yüzlü olmalıyız. Çünkü tatlı dilin olduğu yerde kapalı kapılar bile açık olur ve   karanlık yerler  güneş ışığı gibi aydınlanmaya başlar. Bunun için her zaman tatlı dille kalalım. Tatlı dilin  önemi ile ilgili şu sözü de unutmamalıyız:
‘’ Acı (kötü) söz insanı (adamı) dininden (çıkarır), tatlı söz (dil) yılanı deliğinden (ininden) çıkarır.” Burada tatlı dilli olmanın ne denli önemli olduğu anlatılmıştır. Tatlı dil sizi insan yapar, tatlı dil sizi saygın yapar. Hem kendinizi daha değerli görürsünüz hem de toplum tarafından sevilirsiniz.
 Tatlı dil ile kalmak üzere yaşamınız güzel geçsin.

Okumanın Yararlarını Anlatan Kompozisyon

Aşağıdaki Plana  Dikkat Ederek Okumanın Yararlarını Anlatan  Bir Kompozisyon Yazınız.

a) Giriş Bölümünde, İnsanların Niçin Okumaya İhtiyaç Duyduğunu
b) Gelişme Bölümünde, Kitap Okuyanlarla Okumayanlar Arasındaki Farklılıkları  Örneklerler Açıklayınız.
c) Sonuç Bölümünde İse Kitap Okumanın  Yararları Konusunda Değerlendirme Yapınız.
d) Yazınıza Uygun  Bir Başlık Koyunuz.

Kitap Okumanın  Gücü
İnsanda merak duygusu doğduğu anda başlar. Çevrenize  şöyle dönüp baktığınızda  küçük bebeklerin sürekli her tarafı incelemeye çalıştıklarını, meraklı bakışlarla etrafa göz gezdirdiklerini görürsünüz. Merak ederler, çevreyi tanımaya çalışırlar, çünkü bu duygu ile gelmişlerdir dünyaya.  Çünkü merak duygusu,  insanın içinde olan  doğal bir güdüdür. O küçükler zaman içinde büyür ve kocaman kocaman çocuklar olurlar.  İçlerindeki  o merak duygusu ise hiç bitmemiş, hatta daha da çoğalmıştır.  Önceleri  çevresindeki her şeye bakan ve merak eden çocuklar daha sonra ellerine aldıkları oyuncaklar ile oynar ve deneme yanılma yolu ile meraklarını gidermiş olurlar. Daha sonra ise merak duygusu okul ortamında artar ve okuma ile, yazma ile bu merak artmaya başlar. Yani insanlar kitabı  kendilerini geliştirmek için, gündemdeki ve dünyadaki olaylardan haberdar olmak , kendilerini  mutlu etmek ve her gün yeni bir şeyler öğrenerek sıcak yatağa girmenin daha lezzetli olduğunun farkında oldukları için okurlar. İnsanlar aslında  okumak için  okurlar. Çünkü okumak insana zevk verir, çünkü okumak insana mutluluk verir ve kişiyi  olduğu yerden alır farklı diyarlara uçurur. Çünkü okumak bizi heyecanlandırır,  neşelendirir, kaygılandırır. Yani insan kitap okuyarak bu duyguları da hissetmek ister aslında. İnsan kitap okuyarak karmaşık dünyanın o sıkıcı  olaylarından  kurtulmak ister. Yalnız olmak ister bazen, kabuğuna çekilmek ister insanoğlu. İşte burada da yine ona kitaplar yardım eder. Çünkü okumak isteriz hem de zevkle okumak ve  hiç bitmek bilmeyen ihtirasla okumak isteriz.

Kitap okuyanlar  elbette okumayanlara nazaran daha bilgili ve genel kültürü daha gelişmiş kimseler olur. Kitap okuyanların  hafızaları  da  daha gelişmiştir.  Kolay kolay unutkan olmazlar. Kitap okuyanlar dünyaya sadece dar bir pencereden değil farklı pencerelerden bakmayı bilir. Okumak , öğrenmek kişiyi cahil olmaktan çıkarır ve aydınlığa doğru götürür. Okuyan insanlar her geçen   gün öğrendiği o muhteşem bilgiler sayesinde daha alçak gönüllü ve daha mütevazı kimselere dönüşür. Çünkü  okumak insanı yüceltir, çünkü okumak ve okuduklarını hayatta uygulamak insanı kamil insan yapar. Okuyan insan kalıp yargılara takılı kalmaz. Kitap okuyanlar dünyadaki olayları takip ettiği için daha çok bilgi ve kültür sahibi kimseler olur. Kitap okumayan insanlar kendilerini geliştiremezler. Genel kültüre sahip olamazlar.   Daha unutkan olurlar ve daha az bilgili olurlar.  Kendilerini geliştirmek için bir çaba içinde olmadıkları için de ne yazık ki mutlu olamazlar.  Örneğin; gelişmiş ülkelere baktığımızda orada bir yılda okunan kitapların sayısı bizim ülkemizdekinden fazladır. Ne yazık ki ülke olarak fazla kitap okumuyoruz.  Kitap okumak yerine zamanı kahvehanelerde geçirmeyi, boş oturmayı tercih ediyoruz. Bu da son derece tehlikeli bir durumdur aslında. Oysa bizler de gelişmiş ülkeler gibi yılda okuduğumuz kitap sayılarını ve oranlarını artırmalıyız ve daha  okuyan, daha uygar bir ülke haline dönüşmeliyiz.

İşte tüm bunlardan da çıkarılacağı gibi kitap okumayı hayatımızın bir parçası haline getirmeliyiz. Kitap okuma alışkanlığı edinmeliyiz.  Çocuklarımıza küçük yaşlarda kitap  okuma saatleri düzenlemeliyiz ve bu alışkanlıkların da hayat boyu devam etmesi için elimizden gelen tüm gayreti göstermeliyiz. Kitap okumanın  yararlarını kısaca gözden geçirecek olursak  şunları söyleyebiliriz:

Kitap okumak bizi daha fazla bilgi sahibi yapar, daha farklı kültürler öğreniriz, daha farklı ülkeleri gezmiş, görmüş gibi oluruz, hafızamız daha da güçlenir. Güzel konuşma ve güzel yazma yeteneğimiz daha çok gelişir. Hayattan manevi olarak tat alırız, kendimizi daha  mutlu ve daha sağlıklı hissederiz.  Kelime dağarcığımız gelişir, stresle baş etmemiz daha kolay olur, pratik düşünme gelişir, kendimizi çevremizdekilere daha iyi ifade edebiliriz, yalnızlık hissi yaşamayız, karar  verme mekanizmamız güçlenir, empati kurma becerisine sahip oluruz ve daha neler neler… Yazımı Konfüçyüs’ün kitap okumanın önemi ile ilgili sözleri ile bitirmek istiyorum: ‘’Ne kadar meşgul olduğunu düşünürsen düşün kitap okumak için zaman ayırmazsan cahilliğe teslim olursun.’’ Konfüçyüs.

‘’ Büyüklerimize Nasıl Davranmalıyız? Sizin Büyüklerinizden Beklediğiniz Davranışlar Nelerdir?’’ Konulu Bir Kompozisyon Yazınız.


‘’ Büyüklerimize  Nasıl Davranmalıyız? Sizin Büyüklerinizden  Beklediğiniz Davranışlar Nelerdir?’’ Konulu Bir Kompozisyon Yazınız.

 Deneyim sahibi olan, hayatın  her türlü aşamasından geçmiş olan büyüklerimiz bizim değerimizdir. Bize kültürümüzü, gelenek ve göreneklerimizi öğreten ve  bunları yaşamamızı sağlayan  da yine büyüklerimizdir. Büyüklerimiz,  yaşamın belki de en zor zamanlarında bizim elimizden tutan, bizi   düştüğümüz zorluklardan kaldıran,  bize yol gösteren kimselerdir. Onlar bize hayatın zorluklarını, kolaylıklarını anlatan ve gösteren tanıklardır. Büyüklere  her zaman  nazik davranmalıyız.  Onların  kalbi çabuk kırılır. Çünkü yaş geçtikçe insan daha duygusal ve daha alıngan bir  tavır takınır.  Bunun için büyüklerimize asla ve asla saygıda kusur etmemeliyiz. Onların o narin, o naif kalbini kırmamalıyız. Kırmaya cüret edenleri ise sert bir dille  uyarmalıyız. Onlara asla bağırmamalıyız,  çok bilmişçesine cevaplar vermemeliyiz. Yeri geldiği zaman onların yanında sus pus olmasını bilmeliyiz ve önlerinde saygı ile eğilmeliyiz. Susmaktan kastım saygıyı hiç bir zaman kaybetmemek, kibar olmaktır.

Bize yol gösteren, bize öğütler veren bu dev çınarlarımızın kıymetini bilmeliyiz ve  her fırsatta onların  engin tecrübe ve bilgilerinden faydalanmaya çalışmalıyız. Onları çok ama  çok sevmeliyiz ve  onları gerçekten koşulsuz sevmeliyiz. Onların   var olması bize bu hayatta güven verir, güç verir. Çünkü biz sevgi nedir, saygı nedir büyüklerimizden öğrendik ve öğrenmeye de devam edeceğiz.  Elbette biz küçükler onlara son derece anlayışlı ve kibar olmalıyız fakat bizim de bu koca çınarlardan beklentilerimiz olacaktır. Bizim büyüklerimizden beklentilerimiz ise şunlardır:  Bizlere  sevgi versinler,  yanlış da yapsak, yanlış kararlar da alsak onların arkamızda dağ gibi durduğunu bize hissettirsinler.  Her şeyden önce tıpkı bizim onları çok sevdiğimiz gibi onlar da bizi çok sevsin ve saysın. Bize  her anlamda örnek olsunlar.   Bizlere güzel ahlakı öğretsinler ve yaşatsınlar. Bizlere sevgiyi, saygıyı, paylaşmayı ve dayanışmayı öğretsinler ve bu değerleri  her zaman yaşatmaya çalışsınlar. Bize güvensinler.  Bizi hemen yargılamasınlar  ve asla  ve asla ön yargılı olmasınlar.

İşte bizim de büyüklerimizden beklentilerimiz bunlardır.  Bizler küçük olarak onlar da büyük olarak sorumluluklarını bilirse hayatı yaşamanın tadı da başka olur. Çünkü hayatta  sevgi, saygı, barış ve dayanışma olur. Bunun için  herkes sevgi ile beslenmelidir ve  sevgiyi yüreğinden asla eksik etmemelidir. Büyüklerimizin  ne kadar  hayatımızda değerli olduğu ile ilgili şu sözü de unutmamalıyız: ‘’ Saygı ve sevgi büyüklerle küçükler arasındaki uçurumu yok eden bir köprüdür. Kendinden büyüğe saygı göstermeli, kendinden küçüğe ise şefkat. - Yusuf Has Hacip
İşte tüm bunlardan da anlaşılacağı gibi her zaman sevgi ve saygı içimizde yer edinmelidir ve bunları büyüklerimiz bize biz de büyüklerimize vermeliyiz.

‘’İnsan Hayatı Sınırlıdır, Sınırsız Olan Bilgidir.’’ Sözünü Açıklayan Bir Yazılı Anlatım Hazırlayınız.


‘’İnsan Hayatı Sınırlıdır, Sınırsız Olan Bilgidir.’’  Sözünü Açıklayan  Bir Yazılı Anlatım Hazırlayınız.

Yüce Allah tarafından insana verilmiş olan belirli bir süre vardır.  Kimi yüz yıl yaşar, kimi otuz yıl yaşar. Yani hayatın sonunda bir durak noktası vardır.  Her insan , her canlı ölümlüdür. Yaratılma amacımız ise imtihan edilmemizdir. Yaşamak güzeldir, hayatın tadına varmak elbette güzeldir  fakat bu güzelliklerin bir gün  son olacağını bilerek erdemli yaşamak, güzel ahlaklı yaşamak , bilgi ile, ilim ile  yaşamak ise en güzel yaşamaktır, hayatın  tadına varmaktır.

Bu hayatta yapacağımız  en iyi şey ise elbette öğrenme, öğrenmeye açık olmak yenilikleri takip etmektir.   İnsan yaşamı sonsuz değildir fakat bilgi sonsuzdur. İşte  hayatımızın  bu kısacık alanında ne kadar çok şey öğrenirsek   o kadar  mutlu oluruz ve insanlığa faydalı oluruz. İnsanın bilmediği o kadar çok şey vardır ki bunları saymakla bitiremeyiz. Biz  fazla bildiğimizi zannederiz  fakat yeni şeyler öğrendiğimiz zaman aslında bizim bildiklerimizin  o kadar da çok olmadığını görürüz.  İnsanın  yaşam süresinin  uzun olması da önemli değildir bir noktadan sonra. Önemli olan otuz yıl da yaşasak, yüz yıl da yaşasak bu yıllar içinde neler yaptığımız, kendimize, içinde yaşadığımız dünyaya ne oranda faydalı olduğumuzdur. Onun için durmadan bilginin peşinde koşmalıyız, yeni kitaplar okumalıyız, dergileri takip etmeliyiz, dünyada bilim alanında, teknoloji alanında olan yenilikleri takip  etmeliyiz ve  güncellikten uzaklaşmamalıyız. Her gün  yeni şeyler öğrenerek  yaşama daha çok bağlanmalıyız. Kendimize, ülkemize faydalı üretken bireylere, nitelikli kimselere dönüşmeliyiz. Tüm bunları yaptığımız zaman da dolu dolu bir yaşam geçirmiş oluruz. Yaşlandığımız zaman  benlik bütünlüğüne karşı benlik karmaşası yaşamayız. Çünkü ömrümüz boyunca çalışmaya devamlı hale getirmeliyiz.
Bir de yaptığımız meslek ne ise o meslekte en iyisi olmalıyız.  Sadece kendi mesleğimizle kalmayıp  başka alanlarda başka bilgiler de öğrenerek gelecek kuşaklara  örnek teşkil eden , nitelikli bireyler olmalıyız.  Elbette her mesleği aynı anda yerine getiremeyiz fakat en azından  yeni bir şeyler öğrenmek kişiye katkı sağlar ve kişi daha çok bilgiye sahip olmuş olur. 

Bilginin peşinden koşmalıyız, bilgi ile uyanmalıyız, bilgi ile yatmalıyız. Yaşamın tadı ancak öğrenerek, okuyarak, okuduklarımızı idrak ederek, toplumla paylaşarak çıkar. Bunun için  bilgi dünyadaki en büyük değer ve hazinedir.  Bilgi ile kalalım ve  yeni şeyler öğrenmekten, dünyaya  bir nebze de olsa faydalı olmaktan  korkmayalım , bilgi sonsuz da olsa biz son nefesimize kadar  onu bulmaya, öğrenmeye çalışalım.  Çünkü Yüce Allah Kuran-ı Kerim’de ilk olarak ''oku'' diyor.  Okumanın, bilginin bu kadar faydalı olduğunu söyleyen  İslam dini bile bilgiye önem veriyorken biz neden bilgi ile  hayata veda etmeyelim . Elbette ki bilgi ile, ilim ile hayata veda edelim ve arkamızda güzel anılar  bırakalım.

Coronavirüs’ün Çocuklara Psikolojik Etkisi Hakkında Kompozisyon Yazınız.


Coronavirüs’ün  Çocuklara  Psikolojik  Etkisi Hakkında Kompozisyon Yazınız.

Dünyayı etkisi altına alan, dünyayı kasıp kavuran korona virüs ne yazık ki her geçen gün can almaya devam etmektedir. Çok sayıda kişinin de virüs testi pozitif  çıkmaya devam  etmektedir.   Yüksek ateş, öksürük, solunum sıkıntıları, ishal, eklemlerde ağrı, halsizlik  gibi belirtiler ile kendini gösteren   bu virüs son zamanlarda dünya gündemini  meşgul eden en önemli sorun haline gelmiştir. İlk olarak Çin’in Wuhann  kentinde ortaya çıkıp daha sonra İtalya, İran, Fransa, Almanya, Amerika Birleşik Devletleri Türkiye vb. tüm dünya ülkelerini içine almaya başlayan  bu virüs şu anda hepimizi  tehdit eden  bir duruma gelmiştir.  Bu virüsün etkilerinden  her ne kadar biz yetişkinler  olumsuz etkilensek de  bundan en çok etkilenen ve korkan çocuklarımız  olmaktadır.  Çünkü onlar en savunmasız ve en masum  canlarımızdır. Virüs  nedeni ile okullara gidemeyen ve eve kapanmak zorunda kalan çocuklar hem eğitimden soğumaya başlamışlar , hem de psikolojik olarak sıkılmaya ve asosyal olmaya başlamışlardır.

Bu virüsün can aldığı yaş aralığı ise genelde  elli,  altmış yaş üzeredir. Yaşlıların bağışıklığı daha düşük olduğu için onlar   virüs karşısında ne yazık ki daha savunmasız kalmaktadır. Bunun  için  bu virüsün  etkisi bitene kadar  en değer verdiklerimiz, sevdiklerimiz  büyüklerimizin  evde kalmasını sağlamalıyız ve onları korumak için elimizden geleni yapmalıyız. Peki çocuklarımıza bunu nasıl anlatmalıyız soruna gelince bunun cevabını şu şekilde açıklayabilirim: Çocuklarımıza  el ve yüz temizliği yapmalarının çok önemli olduğunu ve bunun korkulacak bir şey olmadığını anlatmalıyız.  Vücudumuzu temiz tutarsak, sağlıklı gıdalar tüketirsek,  düzenli ve yeterli bir uyku düzenimiz olursa bununla baş edebilecek kadar güçlü olabileceğimizi  onlara güzel ve yumuşak bir dille anlatmalıyız. Haberleri dinlerken   kaygı ve korkuya kapılmadan sakinliğimizi korumalıyız.  Çocuklara da bu sakinliği geçirebilmeliyiz. Bizler kaygı ve endişe içinde olursak  onların da psikolojisi bozulur  ve ilerde  çocuklarda çeşitli psikolojik problemlere yol açabilir. Bunun için  sakin ve rahat olmalıyız.  Çocuklara olumlu model olmalıyız. Sık sık el ve yüz temizliğimizi yapmalıyız. Onlara  insanlar ile iletişim kurarken   arada mesafelerini korumaları gerektiğini öğretmeliyiz ve mesafenin sağlığı için ne kadar önemli olduğunu kavratmalıyız. Haberlerde bu virüs ile ilgili ölüm haberlerini onların yanında izlememeliyiz ve onlara da izlettirmemeliyiz. Çocuklar özellikle de bu dönemde polislerden korkmaya başlamıştır.  Onlara polislerden korkulmaması gerektiğini, maskelerini takarlarsa ve kurallara uyarsa polis amcalarının onlara bir şey yapmayacağını güzel bir dille anlatmalıyız. Böylece çocuklarımızdaki polis korkusu da geçmiş olur ve sıkıntı yaşamamış olurlar.

Mümkün olduğu kadar bu süreci evde yaşarsak sağlığımız için daha  uygun olacağını, bu zamanın  kısa süreceğini  onlara anlatmalıyız. Okuluna tekrar başlayacağını, arkadaşlarına, öğretmenlerine kavuşacağını onlara söylemeliyiz ve bu durumun hep böyle devam etmeyeceğini onlara söylemeliyiz. Yani bu problemi  hep birlikte aşmalıyız ve mümkün olduğu kadar da  mecbur olmadığı sürece kesinlikle evden dışarı çıkmamalıyız, ya da kendi evimizin önünde  gezmeliyiz,  hava almalıyız. Unutmayalım ki sabır ile koruk helva olur. Biraz sabrettiğimiz zaman daha güneşli günler bizi bekliyor olacaktır. Yeter ki umutla yolumuza devam edelim ve çocuklarımıza da umut etmeyi aşılayalım.