“Toprağı İşleyen, Ekmeği Dişler.” Atasözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 “Toprağı İşleyen, Ekmeği Dişler.” Atasözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


 

İşini hakkı ile yapan, çalışan, alın teri döken insanlar yaptığı işin sonucundan fayda görür ve  emek ettiği işin  sonunda kazandığı para ile o paranın tadını alır. İnsan ancak çalıştığı zaman, bir iş üzerine kafa yorduğu zaman, toprağını işlediği zaman  bunun karşılığını alır ve başka kimselere muhtaç olmaz. Bu atasözüne bir çiftçiden örnek verelim. Çiftçi olan kişi bahar geldiği zaman toprağını sürdürürse, ağaçlarının  bakımını yaparsa, toprağı ekilebilir ve dikilebilir hale getirirse oraya ekilen hasattan da büyük fayda sağlar. Çünkü bu işte alın teri dökülmüştür,  o emektar çiftçi sabah geç saatlere kadar uyumamıştır.


 Çiftçi olan kişi sabah ezanında kalkıp bir iki lokma atıştırdıktan sonra hemen tarlasına koşmuş, tohumunu ekmiştir, fidanlarını  dikmiştir. Yani çok çalışmıştır, üretmiştir ve Yüce Allah da çalışan kimselere yardım ettiği için çalışmanın faydasını  sonbahara doğru ürünlerini satarak görürü ve yaptığı işten büyük kâr sağlamış olur. Bu atasözü ile anlatılmak ve bizlere verilmek istenen mesaj da şudur: Bir amaçları olan ve bu amacı çalışmak olan kişiler yaptığı çalışmanın sonucunda, ektiği hasadın sonucunda  orada yetişen ürünlerin tadına bakarlar, o ürünleri satıp ailesini geçindirebilir ve kendi ayakları üzerinde mutlu bir şekilde durabilirler.

Yeter ki toprağımızı işleyen ve onun için emek edelim, ondan gelebilecek güzelliklerden de haliyle faydalanıp mutlu oluruz. Toprağını işeyen ekmeğini de bir güzel dişlemiş olur.

“Çocuklarımıza Hayat Boyu Yol Gösterecek Kaynak, Onlara Hiçbir Şeyin Bozamayacağı Güzel Alışkanlıklar Kazandırmaktır. ”Sözü İle İlgili Kompozisyon Örneği

 “Çocuklarımıza Hayat Boyu Yol Gösterecek Kaynak, Onlara Hiçbir Şeyin Bozamayacağı Güzel Alışkanlıklar Kazandırmaktır Sözü İle İlgili Kompozisyon Örneği


 

Çocuk dünyaya getirmek, onun her türlü fiziksel gereksinimleri karşılayabilmek, duygusal gereksinimlerini  karşılayabilmek büyük bir emek  ve fedakarlık ister. Gerçekten çocuk bakmak, onu topluma kazandırmak, onun  iyi bir insan olması için var gücümüzle mücadele etmek biz anne ve babalar için zorlu bir yolculuktur. Allah’ın izni ile dünyaya gelmesine vesile olduğumuz çocuklarımıza bakmak her ne kadar zorlu bir süreç olsa da onlarsız yaşamanın da bir tadı olmaz. Çünkü çocuktur sofranın tadı tuzu, çocuktur insanı şenlendiren ve mutlu eden gerçek şey.



 Çocuklarımıza  hayat boyu yol gösterecek kaynak, onlara hiçbir şeyin bozamayacağı güzel alışkanlıklar kazandırmaktır der Sdney Smith. Gerçekten de  çocuklara yapabileceğimiz en büyük yatırım onlara güzel ve faydalı alışkanlıklar kazandırmaktır. Onların  ne istediği de çok önemlidir. Hangi mesleği yapmak istediği, gün içinde zamanını nasıl kullanacağı onların görüşleri alarak yapılmalıdır. Özellikle de küçük yaşlarda kazandırılan kitap okuma alışkanlığı çocukların ileriki yaşamında vazgeçilmez bir alışkanlık haline gelecektir. Haftanın belli günleri yürüyüş yapmak, sağlıklı yemekler tüketmek, kuruyemişler tüketmek, güzel ve ahlaklı insan olarak yetişmek çocuklarda alışkanlığa dönüştüğü zaman  bu onlar için büyük bir hazine değerinde olacaktır.

Eğitici ve öğretici alışkanlıklar kazandırıldığı zaman toplum da  gelişecek ve sağlıklı, eğitimli, bilinçli ve ahlaklı nesiller ortaya çıkacaktır. İşte bunların nedeni de güzel alışkanlıklar kazanmanın sayesinde olacaktır. Küçükken yapılan her güzel alışkanlık geleceğe ekilen umut tohumları, sevgi pınarları sayesinde bize dünyamıza geri dönecek ve dünyamız da daha aydınlık ve daha güzel bir dünya olacaktır.

Ucuz İle İlgili Atasözleri, Deyimler ve Anlamları

 Ucuz İle İlgili Atasözleri, Deyimler ve Anlamları



İnsan ihtiyaç duyduğu bir gıda ya da eşyayı alırken kaliteli olmasına dikkat etmelidir. Aldığımız ürün ucuz ama kaliteli değilse o ürün uzun süreli olmayacak ve bizim hem paramız boşa gidecek hem de sorun çözülmemiş olacaktır. Onun için  kaliteye önem vermeliyiz ve  sürekli ucuz mal almak yerine bir tane kaliteli mal alıp onunla işlerimizi halletmeliyiz.

 

Ucuz ile ilgili atasözleri ve anlamları şunlardır:

 

*Ucuzdur vardır illeti, pahalıdır vardır hikmeti: Bir şeyin ucuz olduğuna kanmamalıyız. Ucuz olduğu için mutlaka bir kusuru vardır. Pahalı olan da pahalılığından korkulmamalıdır. Pahalı olan malın niteliği ucuz olandan daha kalitelidir. Alışveriş yaparken de bir malın niteliğine önem verilmelidir.

*Ucuz alan pahalı alır, pahalı alan aldanmaz: Ucuz mal kalitesi olduğu için hemen bozulur ve sürekli bir yenisi almak zorunda kalınır. Bu kadar uğraşmak yerine biraz daha pahalı olanını alıp işlerimizi daha iyi hallederiz ve aldığımız mal da ömürlük olur, böylece kârlı olan biz oluruz.

*Parası (akçesi) ucuz olanın kendisi kıymetli olur:  Cömert insanlar kıymetli olur. Parayı esirgemeyen, başkaları ile de paylaşan gönlü bol insanlar el üstünde tutulur.

Ucuz satan tezcek satar:  Ucuz malın alıcısı çok olur.

*ucuz etin yahnisi yavan (tatsız) olur: Ucuz olan şeylerin niteliği de iyi olmaz ve aldığımız şey bir yiyecek bile olsa onun hiç bir tadı olmaz.

 

Ucuz ile ilgili deyimler ve anlamları şunlardır:

 Ucuza çıkmak: Kolay, önemsiz, basit, hemen ulaşılabilir olmak.

Ucuz atlatmak: Zor ve tehlikeli bir olaydan az bir zararla paçayı kurtarabilmek.

 Ucuza kapatmak: Ucuza satın almak, bir fırsatı değerlendirmek anlamlarına gelir.

Ucuz, pahalı dememek: Bir şeyin düşük ya da yüksek fiyatlı olup olmadığına bakmamak

Alışkanlıklar İle İlgili Özlü Sözler

 Alışkanlıklar İle İlgili Özlü Sözler



Günlük yaptığımız işler bir süre sonra bizde alışkanlığa döner. Yaptığımız işler  iyi de olsa kötü de olsa bunu sürekli yaptığımız zaman o bizde alışkanlık hali alır. Onun için güzel işler yapmalıyız, ahlaklı işler peşinde koşmalıyız ki bunlar bizim yaşam boyu alışkanlık halimiz olsun ve yaşam boyu da güzel işler bırakmış olalım ardımızda. Güzel alışkanlıklar kazanalım. Örneğin; her gün kitap okuma, gazete veya dergi okuma, yarım saat spor yapma, bir insana elden geldiği kadar ufak da olsa bir iyilikte bulunma vb. gibi.


Alışkanlıklar  ile ilgili anlamlı ve özlü sözler şunlardır:

“Tilki, derisinden vazgeçer de, alışkanlıklarından vazgeçmez.” Suetonius

“Sürekli yaptığımız şey ne ise biz oyuz, o zaman mükemmellik bir eylem değil, bir alışkanlıktır.” Aristoteles

“Çalışma uçup gidebilen bir alışkanlıktır; bırakması kolay, yeniden başlaması zor bir alışkanlık.” Victor Hugo

“İlk gördüğümüz zaman korktuğumuz nice şeyler vardır ki, zamanla alışır, hiç aldırmaz oluruz.” Aisopos


“Her şey insanoğlunun elindedir ama yine de sırf korkaklığı yüzünden her fırsatı elinden kaçırıyor… Bu artık bilinen bir gerçek… Acaba insanlar en çok neden korkarlar? Doğrusu ilginç bir soru. İnsanlar en çok atacakları yeni adımdan, söyleyecekleri yeni sözden kısacası alışkanlıklarını terk etmekten korkarlar.” Dostoyevski

“Çocuklarımıza hayat boyu yol gösterecek kaynak, onlara hiçbir şeyin bozamayacağı güzel alışkanlıklar kazandırmaktır. ”Sydney Smith


“Sigara içenler bunun sadece bir alışkanlık olduğu yanılgısına kapılır. Ama sigara içmek alışkanlık değil uyuşturucu bağımlılığıdır.” Allen Carr.

“Kuşkusuz, hayatı severiz; fakat yaşamayı istediğimizden, ona alıştığımızdan değil, sevmeye alıştığımızdan.” Friedrich Nietzsche

“Başarı zorlanmayı gerektirir ve alışkanlık başarıyı kolaylaştırır.” Virginia Woolf

“Alışkanlık bir halata benzer, her gün bir lifi örer ve sonunda onu koparamayacak kadar güçlü yaparız.” Heinrich Mann.

“Alışkanlıkla üzerinde durduğunuz büyük ve asil düşünceler, büyük eylemlere dönüşür.” Joseph Murphy.



“Gözleriyle görmediği, alışkanlık haline getirmediği şeyi inkar etmek insanın değişmez huyudur.” İmam Gazali

“Alışkanlıklar bırakılmazlarsa, zamanla en çok ihtiyaç duyulan şeyler olurlar.” Saint Augustinus.

“İnsanın bütün rahatlığı alışkanlıkta gizlidir, alıştığımız hoş olmayan bir şeyi bile kaybetmekten korkarız.” Goethe.

“Karakter, güç ve uzun süren bir alışkanlıktan başka bir şey değildir.” Plutarchus

“Sakınılan Göze Çöp Batar.” Atasözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 “Sakınılan Göze Çöp Batar.” Atasözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


 

İnsan olduğumuz için sağlığımıza dikkat ederiz, psikolojimizin yerinde olmasını isteriz, maddi bir sıkıntı yaşamamak isteriz, isteriz de isteriz. Tüm bunları istemek ve hayatımıza devam etmek, günlük yorgunluklardan sonra evimizde rahat bir uyku çekmek, dinlenmek, eğlenmek herkesin hakkıdır. Tüm bu isteklerimizin yanında sevdiklerimizin de başına bir şey gelsin istemeyiz ve onları korumak, desteklemek için elimizden gelen her türlü fedakarlığı yapmaya çalışırız


Bunları yaparken bazı şeylerde abartıya kaçmaya başlarız. Örneğin; Çocuğumuz ile ilgili konularda anneler olarak çok hassas oluruz. Aman üşümesin, ama hastalanmasın, yorulmasın, çabuk hasta olur. Dışarıya çok fazla çıkmasın, kimse ile arkadaşlık kurmasın vb. Çocuğu dışarıdan sakınırız, kendimizden sakınırız ve hal böyle olunca en ufak bir şeyde çocuk hemen hasta olur, dışarıya çıkılmadığı için o çocuğun hiç arkadaşı olmaz ve bu durumda çocuk asosyal olur ve arkadaşlarından mahrum kalır. Çocukluğunu çocukça yaşayamadığı için, düşmediği için, bir yeri kirlenmediği için bunların da zevkine varamaz ve en ufak sorunlarda hastalıklar başlar, rahatsızlıklar başlar. Bu kadar abartıya gerek yoktur hayatta.

 Elbette çocuklarımızı  korumalıyız, sevmeliyiz ve onların iyiliğini istemeliyiz ama onun yaşam hakkına karışmadan, onun adına karar vermeden ve onun da hatalar yaparak, deneme yanılma yoluyla hayatı öğrenmesine izin vererek, sakınmadan, korkmadan ona destek olmalıyız. Sakınılan göze bata sözü ile de anlatılmak istenen şudur: Esirgediğimiz, üzerine hassasiyetle titrediğimiz şeye bir şekilde zarar görür. Buradan olmaz, oradan olur, oradan olmaz öbür yerden olur. Onun için bir şeyi aşırı şekilde sakınmamalıyız. Bu bir sevdiğimiz olabilir, en sevdiğimiz eşyamız olabilir vb.

“Parayla Dost Bulunmaz.” Atasözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 “Parayla Dost Bulunmaz.” Atasözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 


 Para insanların temel ihtiyaçlarını karşılamak için önemli bir araçtır ama asla amaç değildir. Elbette geçimimizi sağlamak için, karnımızı doyurmak, kimseye muhtaç olmamak için para hepimize gerekir. Çünkü para olmayınca hayatımızda çeşitli sıkıntılar baş gösterir. Para ile arkadaş kazanmak, dost olmak,  çevre edinmek doğru bir şey değildir. Parayla dost bulunmaz der atalarımız. Bu atasözünde bizlere anlatılmak istenen ve verilmek istenen mesaj şudur: Para önemli bir araç olsa da her şeyi alabilecek güce sahip bir şey değildir.

 


İnsanları para ile satın alamazsınız. Eğer para ile arkadaşlık, dostluk olsaydı en zenginler en yoksul duruma düştüğü zaman önce en yakınları onları terk etmezdi, o güvendikleri, emin oldukları arkadaşları, yakın çevreleri onları bir başına bırakıp gitmezdi. Sadakatı, dostluğu, güveni, samimiyeti, doğruluğu asla para ile satın alamazsınız. Bunlar sevgi ve gönül işi ile kazanılır. Bunlar menfaatsiz kazanılan özel duygular ve davranışlardır. İnsanların sizinle arkadaş, dost olmasını istiyorsanız önce onların güvenini kazanmalısınız. Güvenini kazandığınız biri sizi paranız olmasa  da sever ve  size her daim güven duyar.

 

Önemli olan para değil karşılıklı anlayış, sevgi, saygı ve emin insan olmaktır. Mesela bir komşunuz size bir eşyasını emanet edebiliyorsa, acil bir işi çıktığında çocuğunu size emanet edebiliyor ve gözü kapalı bir şekilde işine güvenle gidebiliyorsa, size olan güveni tamsa işte burada paralı olmanızın hiçbir önemi yoktur. Çünkü komşunuz sizin paranıza değil sizin insanlığınıza, dürüstlüğünüze, namuslu olmanıza güvenmiştir. İşte böyle insanların umutlarını ve güvenini boşa çıkarmamalısınız. Dostlarımızı para ile değil güven ile bulmalıyız. Onlarla aramızdaki en güçlü bağ sevgi, saygı, itibar ve güvenden geçer.

 

 

“Gönülsüz Yenen Aş, Ya Karın Ağrıtır, Ya Baş.” Atasözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 “Gönülsüz Yenen Aş, Ya Karın Ağrıtır, Ya Baş.” Atasözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


Yemeği genelde gönülsüz yiyen çocuklar olur ama gönülsüz yedikleri için de karınları ağrır, başları ağrır, konuşurlar da  konuşurlar ağrımız var diye. Bu atasözü ile açıklanmak ve verilmek istenen mesaj ise şudur: Bir insana zorla yemek yedirirseniz kişi o yediği yemekten ne tat alır ne de lezzet. İsteksiz yenen yemek nasıl ki insana dokunur, onu rahatsız eder ise gönülsüz yapılan işin sonu da iyi olmaz ve bir verim alınamaz.

Yani bir insana bir şeyi zorla yaptırmak iyi olmaz. Zorla yaptırıldığı zaman da ondan olumlu  bir sonuç  beklemeyin. Bu atasözü ile ilgili şu örneği de vermek istiyorum: Bir çocuğa zorla ders çalış, çok çalış, sürekli çalış diyerek o çocuğu zorlarsak ve o çocuk da velisinden korktuğu için gönülsüzce çalışmaya başlarsa o çalışmanın sonucundan verim alınamaz. Çocuğumuza yaptırdığımız bir deneme sınavında çocuk bu sınava isteksiz girmişse çok sayıda yanlışı çıkar.


 Dolayısı ile her iş gönül ile yapılmalı, isteyerek, azmedilerek yapılır. Zorla kimseye bir şey yaptırılmaz, yaptırılsa bile güzel işler, başarılı sonuçlar ortaya çıkmaz. Onun için aş da gönüllü yenmeli, iş de gönüllü yapılmalıdır.

“Cahile Söz Anlatmak, Deveye Hendek Atlatmaktan Zordur.” Atasözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

“Cahile Söz  Anlatmak,  Deveye  Hendek Atlatmaktan Zordur.” Atasözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 

Deveye yapısı, korkusu ve inadı sebebiyle  ne  kadar uğraşırsak uğraşalım hendek atlatamayız. Cahil insanların inadı, bilgisizliği, bilgiçliği ise deveden daha beterdir. Deveye atlatamadığımız hendek  ise cahil insana anlatamadığımız ise sözdür. Cahil insana ne kadar doğruyu anlatmaya çalışırsanız çalışın o yine bildiği yoldan gidecek ve kendi gittiği yolun en doğrusu olduğunu  savunmaya devam edecek ve kendini olumlu yönde geliştirecek en ufak bir harekette bulunmayacaktır. Cahilin aklı ermediği için ona bir şeyi anlatmak güçtür. Çünkü cahiller her şeyi kendilerinin bildiğini zannederler.

Cahil insanlar;  az bilirler ama çok savunurlar,  her konuda  çok fazla konuşurlar ve her şeyi bildiğini sanırlar,  her şeye kafayı çok yorma kafayı yersin deyip kolaycılığa kaçarlar, araştırmazlar, yeni bir şey öğrenmezler, yeniliğe karşı çok dirençlidir ve  bütün bu yeniliklere karşı gelirler, az düşünürler ve çok söz ederler,  bir de cahil kelimesinden nefret ederler ve aydın kimseleri cahil olarak nitelendirirler ve kendilerini dünyanın en akıllı ve zeki insanlar olduğunu söylerler, sabit fikirlidirler ve fikirlerini değiştirmek için en ufak bir çaba içine girmezler.

 Kendi karanlığında boğulmaya gönüllü olan bilgisiz  kimselerdir.  Herhangi bir konu hakkında uzmanından bile daha fazla bilgiye sahipmiş gibi boş boş konuşmaya devam ederler  ama sonuç sadece boşluk, cahillik ve gereksizliktir. Onun için cahil kişiler ile vakit geçirip değerli vaktimizi onlar için boş yere harcamamalı, bilgili, aydın, öğrenmeye meraklı ve eleştirilere açık olan, doğruyu bulmak isteyen kişiler ile vakit geçirmeliyiz.

“Hesabı Pak Olanın Yüzü Ak Olur.” Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 “Hesabı Pak Olanın Yüzü Ak Olur.” Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


 

Pak kelimesi sözcükte temiz, arınmış anlamlarına gelir. Dürüst insanlar, işlerinde hileye başvurmayan güzel insanların yüzü de ak olur , aydın olur. Hesabı pak olanın yüzü ak olur atasözü ile anlatılmak istenen de şudur: Güvenilir ve dürüst olan kimseler, doğruluktan şaşmayan, kanunlara uygun iş yapan kimseler kötü olmaz. Onlar her zaman  doğruluktan yana olurlar ve asla kötü işlere, yasalara uygun olmayan işlere başvurmazlar.

 Onun için de böyle kimseler toplum tarafından sevilir, iş arkadaşları tarafından sevilir, aile bireyleri tarafından sevilir vb. Yaptığımız iş her ne olursa olsun alın teri ile yapılmış, helali ile yapılmış olsun. Hırsızlık yapan, yalan dolana başvuran, devlet malı yiyen insanın işi gücü de rast gitmez ve gününde birinde yaptığı hileler  ortaya çıkar. İşte böyle insanların yüzü de kara olur ve toplum tarafından böyle insanlara değer verilmez ve toplum öyle kimseleri dışlar. Her zaman iyilikten, doğruluktan dürüstlükten yana olmalıyız.


Devlet malına göz dikmemeliyiz. Onda bir sürü yetim ve öksüzün hakkının olduğunu düşünerek hareket etmeliyiz ve en ufak bir haram lokmayı dahi boğazımızdan geçirmemeliyiz, çocuklarımıza da yedirmemeliyiz. Böyle olduğumuz zaman ak oluruz, pak oluruz, ruhumuz da mutlu olur, vicdanımızda da en ufak bir rahatsızlık duymayız. Niyetimiz temiz olmalıdır, kalbimiz doğruluk ve dürüstlük üzerine atmalı, haram yollara başvurulmamalıdır.

 

“Bol Bol Yiyen, Bel Bel Bakar.” Atasözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 “Bol Bol Yiyen, Bel Bel Bakar.” Atasözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

İnsan her zaman  tutumlu olmalıdır. Tutumlu olmadığımız zaman gün gelir başkalarına el açmak zorunda kalırız ve el açtığımız kimseler de bize yardım etmeyebilir   ve bize şunu söyleyebilir: “Sen de her şeyini bir anda harcamasaydın, bana mı güvendin de harcadın, ben sana yardım falan edemem.” diyerek bize haddimizi bildirebilir. Bol bol yiyen, bel bel bakar demiş atalarımız. Bol keseden yemeye devam ettiğimiz zaman, geleceğimizi düşünmediğimiz zaman, her şeye fazla fazla harcama yaptığımız zaman  ileride daha zor günler bizi bekler ve büyük bir maddi sıkıntı içine gireriz.

Sadece maddi sıkıntı değil manevi sıkıntı içine de gireriz. Elimizde, avucumuzda üç kuruşumuz kalmadığı zaman ruh sağlığımız da bozulur ve ortada dımdızlak kalırız.  Devamlı savurganlık yapan kişi, bir zaman sonra harcayacak mal varlığı kalmadığı zaman büyük sıkıntılar ile karşı karşıya kalabilir. İşte bu zor durumlara düşmemek için akıllı olmalıyız. Her zaman bir yerlerde birikimimiz olmalıdır. Örneğin elimizde beş bin liramız var diyelim. Bu beş bin liranın hepsini bir günde harcarsak ertesi güne elimizde hiçbir şey kalmaz. O günde arabamızda bir sorun çıktı diyelim. Arabamızın tamirine verecek bir kuruşumuz kalmadığı için zor duruma düşeriz ve çevremize bön bön bakarız ve pişmanlık duyarız ve ama iş işten geçmiş olur. 

Pişman olmamak için, kimseye muhtaç olmamak için tutumlu olmalıyız, elimizdeki her şeyin değerini bilmeliyiz ve her şeyde ölçülü olmalıyız. Bunu yaptığımız zaman hem kendimize güvenimiz artar, hem namerde muhtaç olmayız , hem de mutlu bir şekilde yaşama devam ederiz.