Defterinize
Doğada Yaşadıklarınızla İlgili Bir Anınızı Kısaca Yazınız
Hafta sonu geldiği için bugün
pikniğe gidecektik. Kayseri’nin Yahyalı İlçesi’nde olan ve dünyaca ünlü
Kapuzbaşı Şelalelerine gezmeye gidecektik. Çok övüyorlardı burayı harika bir yermiş. Hemen günler
öncesinden hazırlandık ve nihayet o gün geldi. Niğde’den Kayseri’ye doğru yola
çıktık ve babam, annem, ablam ve kardeşlerimle
harika bir yolculuk başlamıştı. Kapuzbaşı Şelelasi'nin yolları çok
virajlıydı ve çok dikkat etmek gerekiyordu. Onun için babam arabayı yavaş ve dikkatli
kullanıyordu. Buralarda zamanında çok kaza olmuş, çok sayıda insan bu kazadan
dolayı ölmüş kimileri de yaralanmıştı. Yolda giderken bir anda yerde kanlar içinde
yatan bir köpek gördük. Az önce önümüzden giden araba yanlışlıkla karşısına
çıkan bu köpeğe çarpıp kaçmıştı. Çok acımasızdı insanlar. Çarptın bari neden o köpeğe
yardım etmiyorsun. Babam arabayı bir kenara çekti ve durdurdu. Bizi oradan
uzaklaştırıp köpeği bir battaniye ile eline aldı.
Ne yazık ki köpek ölmüştü ve babam
bu canlıyı burada böyle bırakmanın insani duygular taşıyan bir kimseye
yakışmadığını söyledi. Arabanın bagajından aldığı kürekle az ileriye gitti ve o
köpek için küçük bir mezar yaptı. Çok üzülmüştük ama o zavallı canlıyı en
azından ölüsünde yalnız bırakmamıştık. Daha sonra arabaya binip tekrar yola
koyulduk ama hepimizin morali bozulmuştu ve çok üzülmüştük. Sonra yola devam
ettik ve Kapuzbaşı Şelalaleri'ne vardık. Şelale o kadar muhteşemdi. Dağların
arasından sular akıyor ve billur gibi suların damlaları yüzüme sıçrıyordu ve bu
harika bir duyguydu. Serinlemiştim mis gibi. Suyun içine girdim ve su buz
gibiydi ama fazla ilerleyemedim. Ayaklarım buz kesmişti. Annem bana bakıp
tebessüm ediyor ve çık çok soğuk İlayda dedi. Ben de tamam anneciğim buz gibi
dedim ve gülmeye başladık. Sudan çıktım. Çünkü ayağın oradaki bir taşa takılsa hızla alıp giderdi o
coşkun sular seni. Bunun için çok dikkatli oldum. Az önceki köpeğin acısını az
da olsa dindirmişti bu muhteşem yer.
Daha sonra ailemle birlikte gezmeye koyulduk.
Oradaki köylüler bize incir ve nar ikram ettiler. Adana’ya yakın olduğu için
burada da incir ve nar yetişiyormuş. Çok şaşırdım ama meyveleri bir güzel
yedim. Daha sonra ailemle balık yedik, gezdik, tozduk ve çok yorucu bir gün
geçirdik. Sonra orada bir pansiyonda geceledik ve sabaha doğru Niğde’ye yol aldık. Yoldan geçerken o zavallı
köpeğin mezarını da gördük ve içimden seni hiç unutmayacağım güzel köpek dedim.
Doğa ile harika bir gün geçmişti ama köpeği daima hatırlayacaktım.
0 Comments:
Yorum Gönder
Deneme