Uçurtma Avcısı Kitabında Geçen Anlamlı Sözler
" Yalnızca bir günah
vardır, tek bir günah. O da hırsızlıktır..." "Bir insanı öldürdüğün
zaman, bir yaşamı çalmış olursun,"... "Karısının elinden bir kocayı,
çocuklarından bir babayı almış olursun. Yalan söylediğinde, birinin gerçeğe
ulaşma hakkını çalarsın. Hile yaptığın, birini aldattığın zaman doğruluğu,
haklılığı çalmış olursun..."
"Afganistan'da çocuk çok ama
çocukluk yok." Dünya da öyle değil mi? İnsan çok ama insanlık yok...”
“Yeniden iyi biri olmak
mümkündür.''
''Sonradan bulduğun bir şeyi
yitirmek, her zaman daha zordur.''
“Çocuklar boyama kitapları
değildir, onları istediğiniz renklere boyayamazsınız.”
"Uçurtmayı senin için
yakalamamı ister misin?" Yutkunurken ademelması inip çıktı. Rüzgar
saçlarını karıştırdı. Başını evet anlamında salladığını gördüm. "Senin
için bin tane olsa yakalarım."
“Namus kavramı bizler için bacak
arasından ibarettir! Oysa bir insanın hayatını mahvetmek de namussuzluğun en
büyüğüdür. Bir insanın emeğini yok etmek de, insana hayatı zehir etmek de
namussuzluğun en büyüğüydü. Ama bizler hep namusu kadına yükledik. İşte bu
yüzden hep bizler kaybettik.”
''Yalanla kendini kandırmaktansa
gerçekle yüzleşmek iyidir.''
“Mutlu son diye bir şey var mı? Her
şey bir yana, yaşam bir Hint filmi değil. Afganların en sık yinelediği deyiştir:
Zendagi migzara. Hayat devam ediyor. Başlangıcı, sonu, kemyah, nah-kam,
bunalımları, sevinçleri önemsemeksizin, ağır, tozlu bir kervan gibi ilerliyor.”
“Galiba bazı öykülerin
anlatılması gerekmiyor.”
''Savaş onuru ortadan kaldırmaz.
Tam tersine, barış zamanından çok daha fazla onur gerektirir.''
“Senin bu kadar mutlu olmana, ancak
senden bir şey almaya hazırlandıkları zaman izin verirler.”
“Özü sözü doğru olanların ortak
yönü de budur: Karşısındaki kişinin de içten konuştuğunu sanırlar.”
“Yaptığın şey yanlıştı Emir Can,
ama unutma o sırada sen de henüz bir çocuktun; sorunlu, endişeli bir çocuk. O
zamanlar kendine karşı çok katıydın, hala da öylesin. Ama bunu aşacağını
biliyorum. Vicdanı olmayan, iyiliği bilmeyen kişi acı da çekmez."
“Babanın iyiliği, gerçek
iyiliği, duyduğu pişmanlıktan kaynaklanıyordu. Bana öyle geliyor ki yaptığı her
şey; sokaktaki yoksulları koruması, yetimhane yaptırması, her ihtiyacı olana
para vermesi bunların hepsi suçunu bağışlatmak, yaptığı hatayı telafi etmek
içindi. Emir Can bence borcunu ödemenin, gerçek kefaretin yolu da budur:
Pişmanlığı iyiliğe dönüştürmek, şerden hayır çıkartmak."
“Kendimize acımaktan boğulacak gibi
oluruz. Kaybetmeyi, acı çekmeyi yaşamın gerçeği sayar, hatta gerekli görürüz.
Sonra da "zandagi migzara" deriz. Hayat devam ediyor. Ama benim şu an
yaptığım kadere boyun eğmek değil. Yalnızca gerçekçi olmak.”
"Burası hiç de korunaklı değil
yiyecek yok, giysi yok, içecek su yok. Buradaki en bol şey çocukluğunu yitirmiş
çocuklar. İşin en acıklı yanı da bunlar şanslı olanlar..."
“Bir insanı öldürdüğün zaman, bir
yaşamı çalmış olursun.”
"Ne biçim ülke bu? Kimse
kimseye güvenmiyor."
“Bu dünyada hiçbir şey bedava değildir.”
0 Comments:
Yorum Gönder
Deneme