Gençlerle Baş
Başa Kitabında Geçen Alıntılar
Ali Fuat Başgil; Gençlerle Baş Başa
kitabında; bilgi ve tecrübesiyle genç nesillere rehberlik etmiş, gençlere
başarılı olma yolunun tehlikeli düşmanlarını anlatmış ve başarıya ulaşmanın
şartları üzerinde durmuştur.
Gençlerle Baş Başa kitabında geçen
alıntılar şunlardır:
“Kibirli olma. Kibirli insan
sarımsak kokan ağız gibidir. Herkesi kendisinden uzaklaştırır. Alçak
gönüllü ol. Mütevazı insan, meyve ağacına benzer. Meyve dalının yere eğilmesi
meyvesinin çokluğundandır.”
Çalışmak için müsait gün ve saat
bekleme. Bil ki, her gün ve her saat çalışmanın en müsait
zamanıdır. Çalışmak için müsait yer ve köşe arama. Bil ki, her yer
ve her köşe çalışmanın en müsait yeridir.”
“Okuduğun bir kitapta rastladığın
güzel bir parçayı veya orijinal bir fikri yerini ve sahifesini işaret ederek
not et. Bu suretle biriktirdiğin notları bir dosyaya ve bir fiş kutusuna sırası
ile yerleştir. Bir yazı yazmak veya bir eser yapmak istediğin zaman, bu notlar
senin için zengin bir malzeme hâzinesi olur.”
“Bir işe başlamadan, bir
dersi öğrenmeye, bir kitabı okumağa oturmadan evvel düşün ve çalışman için lâzım
olan şeyleri yanında ve elinin altında bulundur. Tâ ki, ikide bir kalem, kâğıt
aramağa kalkıp ta dikkatin dağılmasın. Çalışmağa oturduğun zaman tıpkı ateş
hattında düşmanı gözetleyen bir asker gibi uyanık ol, ve dikkat kesil. Ve bütün
ruhî ve bedenî kuvvetinle kendini işe ver.”
“Herkesin imrendiği pırlanta gibi
kıymet sahibi ol. Korkma, yerde kalmazsın. Kendinden üsttekilere
değil, kendinden alttakilere bak, rahat edersin. İşinde ve sözünde
doğruluktan ayrılma. Hak doğruların yardımcısıdır. Çalış, daima çalış, fakat
hırsı bırak. Zira hırs, verimli çalışmanın, sağlık ve saadetin
düşmanıdır. Çalış, fakat haris olma. Haris insan, ciğer bulaşmış
eğeyi yalayan aç kedi gibidir: dilinden akan kanı yalar da bilmez.”
“Hayatın ve tutacağın yol hakkında
tereddüde ve kararsızlığa düşüp de bir ışık aradığın zaman, fikrini ve reyini
soracağın kimseyi iyi seç. Düşün ki, isabetsiz bir fikirden hareket ederek
verdiğin karardan bütün ömür boyunca pişmanlık duyman mümkündür. Fakat
isabetli bir fikirden aldığın ışık da bütün Ömrünce yolunu aydınlatır.”
“Sebat önünde güçlükler erir
ve imkansız görünen, mümkün olur. İşinde rastladığın bir güçlüğü evvelâ
parçala. Her parçayı birer birer ve sıra ile yenmeğe çalış. Bunun için de,
meselâ, bir dersi, bir kitabı en basit elemanlarına, kısım, fasıl ve
bahislerine ayır. Sıra ile her bahsi iyice ve noksansızca anlayıp öğrenmeden
öbür bahse geçme. Fasıllar ve bahisler üzerinde bir kör gibi yürü. Yani attığın
adımı iyice basmadan öbürünü atma.”
“Bir iş üzerinde yorulursan
dinlenmek için işini değiştir ve çalışma hızını yavaşlat. Fakat dinlenme
bahanesi ile, asla boş oturma. Boş oturanın içi, işlemeyen demir gibi, pas
tutar. Çok düşün. Ve bil ki, çalışmak mutlaka hareket etmek veya okumak, yazmak
demek değildir.”
İşinde ve dersinde herhangi
bir fikri ve noktayı küçümseyerek ihmal edip geçme. Küçük ihmalden bazen büyük
zararlar doğduğunu unutma. Gece yatağına uzandığın zaman, o gün ne
yaptığını ve yarın ne yapacağını kendine sormadan uyuma.
“Düşünen bir insan, maden
kuyularında kazma sallayan işçiden daha çok çalışıyordur. Verimli çalışmayı
sakın iş üzerinde geçirdiğin zamanla ölçüp de, eh bugün şu kadar saat çalıştım,
yetişir deme.”
“ Çalıştığın bir dersin, bir
kitabın fasıl ve bahislerini bitirdikçe, kitabı kapayıp, okuduğunu ezberden
hülâsa halinde not et. Bir dersi, bir suretle iyi anlayıp öğrenmenin yolu, onu
bu suretle yazmaktır. Bir dersten öğrendiğin, bir kitaptan okuduğun fasıl ve
bahisleri arkadaşlarınla ezberden müzakere ve münakaşa et. Bu suretle hem zekân
işler ve öğrendiğin hazmolur, hem hafızan kuvvetlenir; hem de düzgün konuşma ve
fikirlerini vuzuh ile ifade etme melekesi elde edersin.”
“Herkesçe beğenilen asıl güzellik, ahlâk güzelliğidir. Çünkü ahlâkı güzel insan her yaşta güzeldir. Ahlâkını güzelleştirmeğe daima çalış. Ahlak güzelliği insan için en kıymetli bir servettir. En yakın arkadaşlarınla bile şakaların zarif ol- sun. Kaba şakadan hayvan bile hoşlanmaz. Dost ol, tâ ki sana da dost olsunlar.”