Abartma Tozu Kitabında Geçen Alıntılar

 

Abartma Tozu Kitabında Geçen Alıntılar


Kitapta insanların abartılı davranışlarına yer vermiştir Sevgili Şermin Yaşar. Kitap çok eğlenceli bir kitaptır. Merak uyandıran bir kitaptır. Şermin Yaşar, Abartma Tozu kitabında, absürtlüğün doruklarında yaşayan bir kasabanın hikâyesiyle, insanın "normal" olma arayışını mizahi bir dille ele alıyor. Etrafındaki kaosa karşı ayakta kalan bir çocuğun gözünden, abartılı hırsların ve uç davranışların yarattığı eğlenceli ve düşündürücü durumları anlatıyor.

Kitapta geçen alıntılar şunlardır:


“Eskiden birine yardım etmek nazik bir davranıştı, parayla yapılmazdı.”

“Kocam benim birtanemm, her seyim, aşkımm, kuzum, kocişim.Ben onu asla yanımdan ayırmam. Ben ne renk giyinirsem oda o renk giyinir. Ben öğrettim ona. Ben sağ kelimi kaldırınca o da kaldırıyor. Ben gülersem güler, gülmezsem gülmez. Niye ? Çünkü biz çoook uyumlu bir çiftizzzz.”

“Herkes haklıydı , kimse karşısındakinin de haklı olabileceğini düşünmüyordu.”

“Eskiden az oyuncağım vardı ama birlikte oynayabilecek bir annem babam vardı. Artık odalar dolusu oyuncağım vardı ama oynayacak kimsem yoktu. “Sevdiğin işi yaparken mesai saatin yoktur evlat!”

"Çocuklar birbirinizi çok sevin ama boğmayın, birbirinize özgürlük alanı tanıyın."

"Ohhhhhh be!" dedim. "Sonunda! Test yok, eğlenerek öğrenebileceğimizi, hayatta her şeyin ödev ve ders demek olmadığını anladı".

‘’ Okulda sırasında kımıldayan çocuğa, anında hiperaktif dediler. Sağa sola bakınana, "Dikkat eksikliği var bunun" dediler. Konuşan geveze, konuşmayan içe kapanıktı. Robot gibi insanlara dönüştürdüler.’’

“Gözünüzün içi parlasın, önemli olan o...”


“Annemle babamın oğlu, babaannemle dedemin torunu, dayımın, teyzemin, yengemin yeğeni, kuzenlerimin kuzeni, arkadaşlarımın arkadaşıyım. Tipim bu şekil, gördüğün gibi. Sokakta oyun oynamayı, evde sohbet etmeyi, kitap okumayı, bir şeyler yazmayı, hayaller kurmayı severim.”

“Zaten artık sevinçler, coşkular hep göstermelikti. Kimse gerçekten bir şeye sevinmiyordu.”

“Herkes her şeyden şikâyet ediyor, herkes sürekli söyleniyordu.”

“Eskiden hafta sonları okula gitmezdik; hafta sonu da gitmeye başladık. Hem de tam gün. Yazın yaz okulu, kışın kış okulu açtılar. Tatillerde de okula gider olduk. Bir kere boş bulundum, "Ne zaman tatil yapacağız?" dedim. Öğrenciler beni öğretmene, öğretmen okul müdürüne, okul müdürü emniyete şikayet etti. Toplumu tembelliğe sürüklemekten hakkımda dava açmak üzereydiler ki okul müdürü, "Duruşmaya gidip gelirken derslerinden geri kalır, otursun ders çalışsın." dedi, kurtuldum.”

“Arada iyice coşup " seni yeneceğiz dünyaaa!" diye çığlıklar atıyor. İçimden, " Peki Birsen, şeyin bundan haberi var mı? Dünyanın?" dedim...”

“Önce iyi insan olmamızı istiyor öğretmenlerimiz. Önce iyi, anlayışlı, güvenilir, saygılı insanlar olun, sonra meslek seçersiniz, bunlar her şeyden önemli diyorlar.”

“Bir sorunun farkına varırsak ve düzeltmek için gönüllü olursak, mutlaka başarırdık.”

“Kendi çocuğunun farkına varmıyor ama başka çocukları telefon ekranından seviyordu.”

“Bazı anne babalar çocuklarının bu sessiz sedasız, etliye sütlüye karışmayan hâllerinden o kadar memnundular ki çocuklarına en yeni teknolojileri anında aldılar. Çocukların tabletle ne kadar erken tanışırsa o kadar başarılı olacağına inandılar.”


“Piyano hocasıyla flüt hocasını aynı anda tutmuş. "Bir eliyle piyano çalsın, öbür eliyle flüt üflesin" dedi ve ağlamaya başladı. "Birsen Başar, seninle gurur duyuyorum, iftihar ediyorum, benim üstün yetenekli ve çok özel çocuğum! Sen bu çağın Beethoven'ısın! Birsen Ludwig Van Beethoven! İçimden, "Peki teyze, şeyin bundan haberi var mı? Beethoven'ın?" dedim.”

“Bundan sonra artık kimse kimseye bakmayacaktı. Biri yol ortasında düşüp bayılsa, görenler yolunu değiştirecek, birinin yardım çığlığını duyduğunda bile koşarak uzaklaşacaktı. Bundan böyle "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" anlayışı hakim olacaktı.”

0 Comments:

Yorum Gönder

Deneme