Ayasofya’daBir Gece Kitabının Özeti

 

Ayasofya’daBir Gece Kitabının Özeti


 Ayasofya  Jüstünyen tarafından yapılmıştır ve Jüstinyen’in hazinelerinid e burada saklandığı söylentisi vardır. Şimdi kitabımızı anlatmaya başlayalım. Mihrimah, Ayasofya'da çalışırken bir sırrın tam ortasına düşüyor. Üstelik bu sırrın ortakları da var. İpek ve Mehmet, kendilerini bu gizemi çözüp parçaları tamamlamaya adıyorlar. Çünkü, bu sırrı aydınlığa kavuşturmak Ayasofya'yı korumak demektir. Mihrimah ve Mehmet Sanat Tarihçisi olan iki arkadaştırlar. Ayasofya’da görevli olarak çalışan bu iki genç hem çalışkan, hem sorumluluk sahibi hem de  tarihe meraklı olan kimselerdir. Ayasofya’da hem araştırmalar yapan, hem de çalışan bu gençlerden Mihrimah bir harita görüyor ve bu harita çok eski bu harita ve üzerinde yabancı yazılar yazıyor ve  Mihrimah orada yazan dili anlamadığı için ne yazıldığını anlamıyor. Bunun için ev arkadaşı olan aynı zamanda en yakın arkadaşı olan İpek’e haritayı götürüyor. Mehmet, Mihrimah ve İpek evde akşamüzeri toplantı yapıyorlar ve haritanın üzerinde yazılanlar Antik Yunanca olduğu için, Antik Yunancayı da İpek bildiği için işler yoluna girmeye başlıyor. Haritada “ Hazine”  yazıyor ve gençler buna çok seviniyor ve hemen bu işin peşine düşüyorlar. Çünkü bu haritayı kimsenin görmemesi gerekiyor. Çünkü hazineyi bulup yağmalayabililrler ve Ayasofya’nın ruhuna zarar verebilirler diye düşünüyor gençler.

 

 Başlarda Mihrimah çok korksa da , başımıza büyük iş alırız dese de Mehmet daha cevval oluyor ve işin üzerine gidiyor ama Mihrimah da korkuyu bir kenara bırakıp büyük işler başarıyor. İşin peşine düşmek ve haritanın parçalarını bulmak için herkes yardımlaşma ve dayanışma içinde hareket ediyor. İpek Diyarbakır’a gidiyor. Mehmet ve Mihrimah ,ise İtalya’ya gidiyor, Venedik’e gidiyor ve çalışmalarına devam ediyor. İpek Diyarbakır’da bir aileye misafir oluyor ve daha sonra Van’da bulunan Akdamar Kilisesi’ne gidiyor ve orada haritanın bir parçasını buluyor. Mihrimah ise San Vitale’de bir kağıt buluyor ve işler yavaş yavaş çözülmeye başlıyor. İpek’ê yardım eden bir kaptan da vardır ve bu kaptan da sanat tarihine çok meraklı olduğu için bu olayların peşine düşüyor ve gençleri gizliden takip etmeye başlıyor. Daha sonra Mihrimah ve Mehmet son şövalye kadın olan Leone Belvasti’yi ziyaret ediyor ve bildiklerini söylemesini rica ediyorlar. Kadın başta gençlere hayır dese de daha sonra bildiklerini açıklıyor. Belvasti denen kadın hazinenin yağmalanmasından korktuğu için başlarda sırrı vermiyor ama daha sonra Mihrimah ve Mehmet’in samimiyetine inanıyor. 


Daha sonra üç arkadaş ta İstanbul’a geri geliyor ve Ayasofya’da bir gece geçiriyorlar. Çinileri söküyolar ve aşağı kata iniyorlar. Girdikleri yer de Ayasofya’nın tam ortasıdır. Orada Meryem Ananın hırkasını buluyorlar ve sırrın bu hırka olduğunu anlıyorlar ve o sırada büyük bir gürültü oluyor ve deprem olduğunu zannediyorlar. Gençler gizli olarak gece yarısı burada olduğu için başlarına büyük belalar açabilirlerdi, meslekten men edilebilirlerdi rama yine de meraklarının peşinden gidiyorlar. Çalışma sırasında Kerem de onları izlediği için adamları ile gençlerin yanına geliyor ama onlara kötü davranmıyor. Hep birlikte araştırmalara devam ediyorlar ve bu sırrı kimseye söylemeyeceklerine söz veriyorlar. Böylece sır da çözülmüş oluyor ve bunu kimseye demiyorlar ve Ayasofya’nın manevi bütünlüğü de korunmuş oluyor.

0 Comments:

Yorum Gönder

Deneme