Kudüs İle İlgili Şiir Örnekleri

 

Kudüs İle İlgili Şiir Örnekleri


Kudüs şehri Filistin'in orta bölgesinde bulunmaktadır. Şehir Doğu ve Batı olarak iki kısımdan oluşur. Şehrin asıl kısmı Doğu Kudüs (eski Kudüs) tür. Kudüs ile ilgili şiir örnekleri şunlardır:

1)  Kudüs’çe

Ana Kudüs, ata Kudüs.

Yar Kudüs, ar Kudüs.

Âh Kudüs, vah Kudüs.

Gel Kudüs, el Kudüs.

El Kudüs, yel Kudüs.

Elin Kudüs, adın Kudüs, yadın Kudüs.

Dert Kudüs, dertdaş Kudüs.

Üz Kudüs, üzgün Kudüs, üzen Kudüs, üzülen Kudüs.

Yar Kudüs, yara Kudüs, yaran Kudüs, yaralı Kudüs, yaralanan

Kudüs, yaralayan Kudüs.

Üs Kudüs, düş Kudüs, düş Kudüs, düşen Kudüs, düşüren Kudüs,

düşünen Kudüs.

Üs Kudüs, üşü Kudüs, üşüyen Kudüs.

Yel Kudüs, yol Kudüs, ol Kudüs.

Yel Kudüs, sel Kudüs, sil Kudüs, bil Kudüs.

Başı duman derdi yaman Kudüs,

Gam Kudüs, gel Kudüs, gül Kudüs.

Diş Kudüs, deş Kudüs, daş Kudüs, aş Kudüs.

Sen Kudüs, san Kudüs, şan Kudüs.

Sen Kudüs, ben Kudüs, biz Kudüs.

İz Kudüs, üz Kudüs, yüz Kudüs.

Sez Kudüs, az Kudüs, yaz Kudüs.

Diz Kudüs, dik Kudüs, dimdik Kudüs.

Ağlayan Kudüs, ağlatan Kudüs, aklayan Kudüs, aklatan Kudüs.

Ağ Kudüs, çağ Kudüs, çığ Kudüs.

Çağı Kudüs, çağın Kudüs, çağır Kudüs.

An Kudüs, Anka Kudüs, Anka-ra Kudüs.

Kudüs, Kudüs’tan, Kudüs’tanbul.

Kudüs, küdes, kodes.

As Kudüs, yas Kudüs.

Kudüs, kadeş, kardeş.

Dem Kudüs, hemdem Kudüs, gamdem Kudüs, her dem Kudüs.

Sor Kudüs, ser Kudüs, sır Kudüs.

Kar Kudüs, karda Kudüs, kardaş Kudüs.

Sırdaş Kudüs, derttaş Kudüs, yoldaş Kudüs, hâldaş Kudüs.

On Kudüs, an Kudüs, en Kudüs.

Öz Kudüs, göz Kudüs, söz Kudüs.

Bak Kudüs, çak Kudüs, yak Kudüs.

Ak Kudüs, ok Kudüs, çok Kudüs.

İz Kudüs, biz Kudüs, bir Kudüs. (Fahri Tuna)

 

 

2)  Filistinli Enes’in Dersi

Enes’in parmakları tankın altında,

Göğsüne bir gül gibi düşmüş sapankayası.

İdealini arkadaşlarına,

Ruhunu meleklere emanet etmiş.

Sıkı sıkıya tutuyor fırlatamadığı taşını.

Bunun için savaşır Filistinli çocuklar,

Seyrederek Enes’in nâşını…

Enes’in dudağında kan vardı,

Gözlerinde ışık.

Bin not düşmüş gömleğinin cebine;

“Şehitler ölmez, bilirsin anacağım,

Onlar zaferlerini kanla örtsünler,

Zehir etsinler ekmeğini, aşını,

Ayaklarımın altında medeniyetin dişleri,

İnsanlık benim kanımda kaybetti savaşını!..

Bilirim anne, ben bir defa öldüm,

Sen her gün ölürsün.

Ölme anne!

Yeni kardeşlerimi doğur.

Bu sapanı alsınlar elimden,

Bu bayrak yerde kalmayacak,

Onlar büyütecek direnmenin yaşını.

Kanım yastığım benim,

Sen üzerime yorgan yap gözyaşını!

Bu, savaş dersidir anacağım,

Okulu sokaklarımız,

Kalemi sapanımız,

Defteri yüreğimizdir,

Öğretmeni Peygamberim.

Ben bir küçücük, on yaşında neferim,

Ben sınıfta kalmadım anne!

Rabbim takdirname verdi bana,

Nurumu şahit yaptı cihana.

Usulca koy yüreğime başını,

Sen de gölgesinde rahat uyuman için,

Bayrağıma gönder yap mezarımın taşını!..”(Muhsin İlyas Subaşı.)

 

 

3) Mescid-i Aksa

Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde

Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu

Varıp eşiğine alnımı koydum

Sanki bir yeraltı nehr çağlıyordu

Gözlerim yollarda bekler dururum

Nerde kardeşlerin diyordu bir ses

İlk Kıblesi benim ulu Nebi’nin

Unuttu mu bunu acaba herkes

Burak dolanırdı yörelerimde

Miraca yol veren hız üssü idim

Kutsallığım belli şehir ismimden

Her yana nur saçan bir kürsü idim

Hani o günler ki binlerce mü’min

Tek yürek halinde bana koşardı

Hemşehrim nebiler hatırı için

Cevaba erişen dualar vardı

Şimdi kimsecikler varmaz yanıma

Mü’minden yoksunum tek ve tenhayım

Rüzgarlar silemez gözyaşlarımı

Çöllerde kayıp bir yetim vâhayım

Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde

Götür Müslümana selâm diyordu

Dayanamıyorum bu ayrılığa

Kucaklasın beni İslam diyordu. (Mehmet Akif İnan)

 

4) Kudüs ( Nazir Kabbani)

 

 Ağladım tükendi gözyaşım ağladım
Ağladım mumlar bitti
Ağladım namaz kıldım
Bitirdi beni vardığım rükûlar
Sende Muhammed’i Yesuğ’u aradım
Ey Kudüs Ey peygamberler kokusu
Ey yerin göklere en yakın avlusu
Ey Kudüs ey yolların ışığı
Ey parmaklarını yakan güzel çocuk
Ey Peygamber’in geçtiği gölgeli ova
Hüzünlü gözlerinle ey kentlerin incisi
Acıdır cadde taşları
Acıdır müezzin sesleri

Ey Kudüs ey kentlerin acılısı
Ey göz kapakları arasında kabaran büyük
gözyaşı damlası
Kim durdurur düşmanları
Sana karşı ey dinlerin gerdanlığı
Kim siler kanları duvar taşlarından
İncil’i kim kurtarır
Kur’an’ı kim kurtarır
Kim kurtarır İsa’yı İsa’yı öldürenlerden
İnsanı kim kurtarır
Ey Kudüs ey kentim
Ey Kudüs ey sevgilim
Yarın çiçek açacak limon ağaçları
Açılıyor yeşil sümbüller zeytinler
Gülüyor gözler
Dönüyor giden güvercinler gene
Tertemiz masmavi göklere

 

5)  Alınyazısı Saati (Sezai Karakoç)


Ve Kudüs şehri. Artık yer şehri, toprak şehri.
Bakır yaprakların, çelik gövdelerin, acımasız yüreklerin.
Demir köklerin, tunçtan ve uranyumdan dalların.
Kurşundan çiçeklerin şehri.
Gülle kusuyor ana rahmi
Bomba parçalıyor beynini bebeğin.
Tanklar saldırıyor evlere bir anda ev yok tank var
Uçak var gök yok utanç var
Ve kime karşı bütün bunlar
Masum insanlara karşı
Binlerce yıl oturdukları yurtta kalmak isteyenlere karşı
Ve kim tarafından bütün bunlar
Roma’nın, Babil’in, Asur’un ve Firavunların
Ve nice milletlerin zulmünü görenler tarafından
Zalime olan öcünü mazlûmdan almak
Zalim olmak ve en zalim olmak
Ve artık ne İbrahim ne Yakup ve ne Musa var
Tersinden okunan Tevrat hükümleri
Karaya boyanmış Mezmurlar.

0 Comments:

Yorum Gönder

Deneme