Mimar Sinan Sözleri ve Mimar Sinan Hakkında Söylenmiş Sözler
Yaptığı eserler Mimar Sinan’ın
nasıl bir iş ahlakına sahip olduğunun da kanıtıdır. Çimentodan, demirden,
kolonlardan çalmamıştır. İşini dürüst yaptığı için, el- emin bir kişi olduğu
için eserleri yıllara meydan okumaktadır
Mimar Sinan’ın Sözleri
“Hayırla yad edilmek, hayır dua
almak, Allah rızasını kazanmak için, ben bütün bu eserleri yaptım.”
“Biz hizmetimizi dünyada bir bardak
suya satacak kadar menfaat düşkünü değiliz. Biz hizmetimizi Allah için yaptık
ve mükafatını da ahirette bekliyoruz. Dünyada evimize su verilmediği için
müteessir değiliz.”
“Herkesin içinde doğru olana eğri
bakan bir göz vardır.”
“Ayasofya çok yaşlanmıştı yaptığım
minareler ile kollarının arasına iki baston koydum, o ihtiyar bastonlarla
kıyamete kadar dimdik duracak” (Mimar Sinan Ayasofya’yı tadilattan geçirirken)
“Yaptığın işi gönlünde hissedersen,
ırmaklar çağlar içinde.
Selimiye’nin inşasında himmet
edip, yüce Allah’ın izni ve yardımı, Sultan ikinci Selimin de teşvik ve desteğiyle
Selimiye’nin kubbesini altı zira (yaklaşık 5 m) daha yüksek, derinliğini de
dört zira (yaklaşık 3.5 m) fazla inşa ettim.
Mimar Sinan Hakkında Söylenmiş Sözler
“Şehre Mimar Sinan gibi bakıyor
olsaydık, bunları yapmazdık. Şu camilerin etrafını boş tutardık mesela,
civardaki ahşap yapıları muhafaza ederdik. Velhasıl sadece Sinan’ın eserleriyle
bile göz zevkimizi koruyabilir, ruhumuzu dinlendirebilirdik.” İlber Ortaylı
“Osmanlı olmasaydı, Ayasofya
yaşamayacaktı. Osmanlı’nın mimarları, en önemlisi de Mimar Sinan olmasaydı
bugün dünyanın hayranlıkla izlediği 1500 yıldır ayakta kalan bir yapıdan söz
ediyor olamayacaktık.” Erhan Altunay.
“Bütün totaliter rejimler insanı
ezer, bireye “Sen hiçbir şeysin ama senin rejimin çok büyük“ dedirtmeye
çalışır. Onun için Hitler, Wagner‘in majestik müziğini kullandı; Nazi sanatı
korkunç kaslı heykeller, yanına yaklaştığında insanı ezen, “Sen hiçbir şeysin“
dedirten dev binalar yaptı. Hıristiyanlıkta da bu var. Bunun istisnası Mimar
Sinan. Yaptığı cami ne kadar büyük olursa olsun, insana “Sen bir hiçsin”
duygusunu vermiyor. “Sen bu evrenin bir parçasısın, bu da senin bir parçan“
diyor. Ömer Zülfü Livaneli.
“İstanbul’daki Mimar Sinan
eserlerini tanıyabilmek için eğitimli mimar olmak gerekmiyor . Bunları gören ,
bir kaçına dikkatli bakan herhangi bir şehirli , mimari bilgisi olmasa bile ,
aynı mimarın elinden çıktığını anlar . İşte böyle özgün üslûp sahibi olmak ,
ancak dahilere hastır.” İlber Ortaylı
‘Sinan, bir dünyadır. Bir Leonardo Da Vinci, bir Michelangelo gibi Sinan’ın da dünyası vardır. Bu dünyalar her nedense hep bu üç adamın yüzyılına rastlar. Benim Mimar Sinan’da bulduğum şey ışığın kullanılması. Bu ışığı kendi filtresinden geçirerek estetik kazandırdığı mekanı kabul ettirmesidir. Mimar Sinan taşlarla bir mekan yapan bir mimar değil, dünyayı içine toplayan bir adam. Onun yaptığı pencerelerden sızan ışık, yalnız bir estetik anlam taşımaz. Işığın yarattığı atmosferin gerektirdiği ulviyeti de katar camilere. Ben Sinan’ın binalarına dıştan baktığımda onun taşlarında bir yaşam hissediyorum. Onu kuşlarla, ağaçlardan düşen gölgelerle birleştiriyorum ve onun resmini çekiyorum. Ben bir nevi kubbelerden sızan rüzgarın müziğini dinlemek istiyorum; mimari bir senfonidir, onu buluyorum Sinan’da…’Ara Güler