Orman ve orman yangınları ile ilgili kompozisyon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Orman ve orman yangınları ile ilgili kompozisyon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Orman Ve Orman Yangınları İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 

Orman Ve Orman Yangınları İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


Çam ağaçlarının,  göknar ağaçlarının  selvi ağaçlarının  koca çınarların, badem ağaçlarının ve sayamadığımız binlerce ağaç türlerinin; sincap,  Çakır kuşu, gukuk kuşu, çalıkuşu, baykuşların, saksağanların ve daha binlerce canlı türünün dünyadan yok olup gittiğini düşünün. Sabah kalktınız , okula doğru yürüyorsunuz ve çevrenizdeki bir tane yeşil alan yok, ağaç yok, çeşitli sesler çıkaran sevimli serçeler, gece olduğunda çatınıza çıkan kargalar yok. Dışarıda sadece insanlar, arabalar, betondan yapılmış apartmanlar var. Dışarıda bir canlılık yok. Doğayı güzelleştiren, ona canlılık katan rengarenk çiçekler yok. Böyle bir dünya düşündüğümüzde ne kadar da sıkıcı bir yer olurdu yaşadığımız yer değil mi çocuklar?  Ormanlar oksijeni bol, güneşi bol, toprağı bol ormanlarımız.  Bakımsızlıktan kuruyan ağaçları, susuzluktan ölen hayvanları ve daha neler neler… Ne mi oldu ormanlarımıza? Haydi birlikte göz atalım. 


Özellikle bu yıl  yaz tatilinde her gün bir şehirden kara haber geldi ormanlarımızdan. Sönmek bilmeyen yangınlar , bitmek bilmeyen çileler, orada canlı canlı yanan kaplumbağalar, anasının karnından çıkalı henüz üç ay olmuş yavru inekler, tavşanlar ve daha çok sayıda canlar yandı orda. Oracıkta küsüverdiler hayata, veda ettiler dünyalarına, veda ettiler cennet vatanlarına. Yaşlı bir ninenin evine kadar yaklaşan yangına karşı orada kalması, umut var deyip bir kova ilesu alıp yanan yerlere dökmesi, evinin yandığını görüp yanan yerin dışarısına yere eski bir yorgan , yastığını serip buırası benim vatanım burada öleceğim diyerek günlerini orda geçirmesi, yaşlı bir amcanın yanan ormanlara arkasını dönüp son bir kez bakıp elveda vatanım, elveda emek ettiğim , yıllarımı verdiğim toprağım der gibi bakması… Yürekleri yaktı bu görüntüler yakmasına ama biraz daha önlem alsak, daha dikkatli olsak iyi olmaz mıydı sanki. Yanmazdı o zaman belki ormanlarımız, kalmazdı evinden ayrı o yaşlı teyze, ya da bakmazdı arkasına o yaşlı amca. Şu anda orada, o yeşil cennetlerinde yaşamaya devam ederlerdi belki. Orman yangınları bittikten sonra bir ağacın kökü yeniden yeşillenmiş, o kara görüntünün içinden bir çiçek filizlenip açmıştı, hayata inat , kötü insanlara, bilinçsiz insanlara inat dercesine. Umut var  diyor o küçük çiçek. Umut varsa her şey güzel olur o zaman. Gelin ormanlarımızı birlikte yeniden var edelim ve ormanları koruma bilincini toplum bilincine dönüştürelim.

 




 Ormanların faydalarının ne olduğuna bakalım bir de. Ormanların faydaları şunlardır: Ormanlar; nefes almamızı sağlayan, bizlerin yaşam olanı olan topraklarımız, ağaçlarımızdır. Sadece ağaçlar değil ağaçlardan fazlasıdır ormanlarımız. Bizleri serinletir, ruhumuzu iyileştirir, gündelik yaşamın sıkıntılarını atmamıza neden olan, piknik yaptığımız güzel yaşam alanlarımızdır. Yağmurun yağmasına yardım olan ciğerlerimizdir ormanlar. Yeraltı sularının oluşmasını sağlar, oksjen kaynağıdır, erozyonu önleyen yerlerdir. Bugün kullandığımız odunun, kağıdın, oturduğumuz sıraların, masaların ana kaynağı,  hammaddesidir ormanlarımız. İşi olmayan bir kimseye iş kapısıdır, alın terinin karşılığını verecek kapıdır ormanlarımız. Tıp, kimya kozmetik,  ve boya sanayinin hammaddesini oluşturan birçok ürün; ormandaki ağaçların kökünden, gövdesinden, dalından, yaprağından elde edilmektedir. Ve daha çok sayıda faydası vardır ormanların insana, insanlığa ve doğaya. İşte tüm bunları göz önüne alarak ağaç dikelim, ormanlarımızı yakmak yerine onları koruyalım. Sürekli oraları yeşillendirelim, oralarda yakıcı eşyalar bırakmayalım ve birçok canın yanmasına sebep olup insana, insanlığa ihanet etmeyelim.