Kendi Şiirini Yaşayanlar Kitabı İle İlgili Test Soruları ve Cevapları (7) (Nuri Pakdil)

 

Kendi Şiirini Yaşayanlar Kitabı İle İlgili Test Soruları ve Cevapları (8) (Nuri Pakdil)

 

1) Nuri Pakdil yaşadığı acılar ve zor günlerden dolayı haftanın hangi gününü hiç sevmezdi?

A) Çarşamba

B) Cuma

C) Pazar

D) Pazartesi

 

2) Nuri Pakdil üniversiteyi okumak için hangi şehre gitmiştir?

A) Ankara

B) İstanbul

C) İzmir

D) Eskişehir

 

3)  Nuri Pakdil’in mektuplarındaki  yazılarında amacı neydi?

A) İnsanlara maneviyatı hatırlatmak

B) İnsanları endişelendirmek

C) İnsanları eğlendirmek

D) İnsanları duygulandırmak


 

4) Nuri Pakdil askerlik görevi için hangi ilimize çağrılmıştır?

A) Bingöl

B) Bitlis

C) Siirt

D) Hakkari

 

5)   Nuri Pakdil’e göre en etkili silahlar nedir?

A)Kelimeler

B) Cümleler

C) Özlü Sözler

D) Atasözleri

 

6) Nuri Pakdil’e göre “Şiirin asıl sermayesi nedir?

A) Dert

B) Aşk

C) Özlem

D) Merhamet


 

7)  Nuri Pakdil’e göre  …… sevilemeden insanlığa girilemez. Noktalı yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Kudüs

B) İstanbul

C) Hatay

D) Konya

 

8) Nuri Pakdil en çok hangi yakınına özlem duymaktadır?

A) Dedesi

B) Ninesi

C) Annesi

D) Kuzeni


9) Nuri Pakdil en çok hangi şair ve yazardan etkilenmiştir?

A) Necip Fazıl Kısakürek

B) Ahmet Hamdi Tanpınar

C) Atilla İlhan

D) Mehmet Akif Ersoy


10)  Hangi şehri hiç sevmemektedir?

A) Maraş

B) İstanbul

C) Ankara

D) İzmir


11) Nuri Pakdil için ulu ağaç gibi olan kişi kimdir?

A) Cahit Zarifoğlu

B) Sezai Karakoç

C) Ömer Seyfettin

D) Fethi Gemuhluoğlu


12)  Nuri Pakdil; "Bağlanma" isimli kitabını kimin anısına ele almıştır?

A) Fethi Gemuhluoğlu

B) Necip Fazıl Kısakürek

C) Reşat Nuri Güntekin

D) Halide Edip Adıvar


Cevaplar:

1.d  2.b  3.a  4.b  5.a  6.a   7.a   8.c  9.a   10.c   11.d   12.a

Kütüphanelerin Öğrenci Başarısına Etkisi

 

Kütüphanelerin Öğrenci Başarısına Etkisi


Kütüphaneler çocukların merak ettiği konuları, araştırma ödevlerini yapabildiği zengin bir hazinedir. Kütüphanedeki kitaplar sayesinde çocuklar merak ettiği konuları araştırılar, orada kitap okurlar ve kendi gelişimlerine büyük katkı sağlarlar. Her kütüphane toplumsal bilgi ihtiyacını sağlamak amacıyla kurulmuştur. Her türlü kayıtlı bilgi kaynaklarını bünyesinde barındırır. Bu kayıtlı bilgi kaynakları ile bilgiye ihtiyaç duyan her kişiye etkin bir şekilde sunarak gereksinimi ortadan kaldırır.

 

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım,

Kütüphaneler çocukların kişisel gelişimlerine katkı sağlar, akademik alanda başarılı olmalarına katkı sağlar. Öğrenme merakını artırır. kütüphaneler genellikle sessiz ve huzurlu bir ortam sağlar. Bu durum odaklanmaya yardımcı olur. Araştırma yapmak isteyen öğrenciler için en doğru yerdir. Çünkü kütüphaneler, çok çeşitli kitap, dergi, makale ve diğer kaynakları içerdiği için bir konu hakkında sınırsız kaynağa ulaşım imkanı sağlar. Kütüphaneler birçok öğrencinin aynı anda çalışmasına olanak sağladığı için diğer öğrencilerin öğrenmeye odaklı olduğunu görmek motivasyonunda artmasını sağlar. Dış uyaranların kütüphane ortamında kısıtlı kullanımı (telefon, tablet vb.) ise dikkatin artmasını ve öğrenmenin kalıcı olmasını da sağlar.

 

Okumaya olan istek artar, Çocuklar daha fazla kitap okur ve bu da çocukların dil gelişimine, bilişsel gelişimine katkı sağlar. Çocukların daha sosyal olmasını sağlar. Daha disiplinli bir ortam olur ve bu da disiplini hayatımızda alışkanlık haline getirir. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Sevgide Özgür Saygıda Mecbursunuz Konulu Konuşma

 

Sevgide Özgür Saygıda Mecbursunuz Konulu Konuşma

 

Kimse kimseyi sevmek zorunda değildir. Sevgi samimiyet, fedakarlık insanalar arasında zamanla olan şeylerdir. Kimse kimseyi sevmek zorunda değildir ama herkes herkese saygı duymak zorundadır. Toplum içinde insanlar davranışlarına,  hareketlerine dikkat  etmeli bir başkasının özel yaşamına saygı duymalı, kişisel tercihlerine saygı duymalıdır. Yani hoşgörü temel esas olmalı, ön yargılardan uzak durulmalıdır.

 

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım,

Sevmek zorunda olmadığınız bir kişiye saygı duymak insani bir görevdir. Olması gerekendir yani. Oysa saygı duyduğunuz birini sevseniz de olur sevmeseniz de. Örneğin; Apartmanda yaşayan bir ailesiniz diyelim. O apartmanın içinde gıcıklığına  saatin gece birinde yüksek sesle müzik, açmak, yüksek sesle aile bireyleri ile tartışma binanın diğer sakinlerini rahatsız eder. Çünkü sabah erkenden işe gidecek olan insanlar olabilir. O kişileri sevmeyebilirsiniz ama o kişilere saygı  göstermek zorundasınız. 


Toplum içinde birlikte yaşıyorsak birbirimize saygı duymak gerekir, anlayışlı olmak gerekir. Yoksa kaos  ortamı olur, insanlar arasındaki iletişim güç hale gelir ve olumsuz durumlar yaşanabilir. Bunların olmaması için sevmeyebilirsiniz ama saygıda mecbursunuz. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Aile Bağlarının Çocuk Üzerindeki Etkisi

 

Aile Bağlarının Çocuk Üzerindeki Etkisi


Aile bir toplumun temel yapı taşıdır. Çünkü ailede kurulan iletişim çocuğun gelecekteki yaşamında etkili olacaktır. Mutlu ve güvenli aile ortamı çocuğu da mutlu yapar ve çocuğun kendine olan güvenini artırır. Aile kadar aile bağlarının da güçlü olması son derece önemlidir. Aile ortamı, çocukların sosyalleşmesini, öğrenme, bağımsızlık, başkaları ile geçinme kuralların önemini kavrama gibi yeteneklerini önemli ölçüde etkiler. Ayrıca, okulda başarı ve özgüven duygusu üzerinde de etkileri vardır. 


Sosyalleşme ailenin en önemli görevlerinden biridir. Sadece anne , baba ve çocukların iletişim içinde olduğu, diğer aile bağlarının olmadığı bir sistem içinde çocuk yalnız kalabilir, sosyal becerileri gelişmeyebilir. Bunun için aile kadar aile bağları da iyi olmalıdır. Çocuk amcasını, halasını, teyzelerini, dayısını tanımalı ve onlarla da iletişim içinde olmalıdır. Dedesi, ninesi, diğer yakınları çocuğa güç verir ve çocuğun toplum içinde çocuğun daha güçlü olmasını sağlar. Ağaç yaprağı ile gürler diye bir atasözü vardır. 


İnsanın arkasında yakınları varsa o insan daha dik duruşlu olur, daha mutlu olur ve kendini daha iyi hisseder. Bu durum çocuklar içinde geçerlidir. Bunun için aile bağlarına çok önem verilmeli, çocuk yakınlarını tanımalı, onlara gelip gitmeli ve onlarla sağlıklı bir iletişim içinde olmalıdır.

Kendi Şiirini Yaşayanlar Kitabı İle İlgili Test Soruları ve Cevapları (6)) (Nuri Pakdil)

 

Kendi Şiirini Yaşayanlar Kitabı İle İlgili Test Soruları ve Cevapları (7) (Nuri Pakdil)

 

1)Nuri Pakdil hangi şehirde dünyaya gelmiştir?

A) İstanbul

B) Kahramanmaraş

C) Elazığ

D) İzmir

 

2) Nuri Pakdil’in ideolojik ilk mürebbiyesi kimdir?

A) Büyük annesi

B) Teyzesi

C) Halası

D) Annesi

 

3)  Nuri Pakdil'in öğretmeninin adı nedir?

A) Ahmet

B) Mehmet

C) Hüseyin

D) Mustafa


 

4)  Nuri Pakdil’in çocukluğunun ayrılmaz parçası nedir?

A) Oyuncakları

B) Çeşmeler

C) Üzüm bağları

D) Komşu çocukları

 

5)  Mahallesinin kitapçısının adı nedir?

A) Kemal

B) Ali

C) Mehmet

D) Erdem

 

6)  Nuri Pakdil’in  ufkuna yeni bir pencere açan derginin adı nedir?

A) Büyük Doğu Dergisi

B) Aksiyon Dergisi

C) Anadolu Gençlik Dergisi

D) Ağaç Dergisi


 

7) Aşağıdakilerden hangisi Nuri Pakdil’e ait bir özellik değildir?

A) Çok konuşmazdı.

B) Çok okurdu.

C) Az düşünürdü.

D) İnsanların davranışlarını anlamaya çalışırdı.

 

8) Nuri Pakdil için hangi ünlü yazar Nuri Pakdil için  iyi bir yazar ve düşünür olacağını söylemiştir?

A)Nurullah Ataç

B) Atilla İlhan

C) Nazım Hikmet

D) Sezai Karakoç

 

9)   Nuri Pakdil'in hangi derslere merakı çoktu?

A) Antik Yunanca ve İtalyanca

B) İspanyolca ve Arapça

C) Edebiyat ve Fransızca

D) İngilizce ve Almanca

 

10)  Nuri Pakdil'in hayatının penceresinde devasal bir boşluk ne zaman başlamıştır?

A) Annesini kaybetmesi ile

B) Komşusunu kaybetmesi ile

C) Ninesini Kaybetmesi

D) Dedesini kaybetmesi ile

 

Cevaplar:

1.b   2.d   3.a  4.b  5.c  6.a   7.c   8.a   9.c  10.a

Kendi Şiirini Yaşayanlar Kitabı İle İlgili Test Soruları ve Cevapları (5) (Sezai Karakoç)

 

Kendi Şiirini Yaşayanlar Kitabı İle İlgili Test Soruları ve Cevapları (5) (Sezai Karakoç)


1)  Sezai Karakoç ağabeyinin vefatını nerede öğrenmiştir?

A) Tren

B) Uçak

C) Otobüs

D) Vapur

 

2) 1950 yılında henüz lise öğrencisiyken Mehmet Leventoğlu imzasıyla “Büyük Doğu” dergisine gönderdiği ve 300 şiir arasından seçilerek yayımlanan ilk şiirinin adı nedir?

A) Kader

B) Gayret

C) Sabır

D) Kibir

 

3) Sezai Karakoç kiminle tanışma fırsatı bulmuştur?

A) Necip Fazıl Kısakürek

B) Atilla İlhan

C) Cahit Sıtkı Tarancı

D) Yavuz Bülent Bakiler


 

4)  Sezai Karakoç, Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne kaçıncı sıradan girmiştir?

A) 3

B) 5

C) 9

D) 13

 

5) Sezai Karakoç’un okul arkadaşları onun hangi şiirini çok beğenmiştir?

A) Donuk Aşk

B) Kara Yılan

C) Mona Rosa

D) Batış

 

6) Yağmur duası şiir kime aittir?

A) Necip Fazıl Kısakürek

B) Sezai Karakoç

C) Cahit Zarifoğlu

D) Yakup Kadri Karaosmanoğlu

 

7) Sezai Karakoç’a mahalledeki komşuları ne lakabı takmıştır?

 A) Hacettepelilerin Cemilesi

B) Şairlerin Kralı

C) Şiirlerin Cerrahı

D) Duyguların Öğretmeni

 

8) Sezai Karakoç’un sınıf arkadaşı kimdir?

A) Cemal Süreyya

B) Özdemir Asaf

C) Behçet Necatigil

D) İlhan Berk


 

9)  Sezai Karakoç için 1957 yılı neden “Hüzün Yılıdır”?

A) Babasını kaybetmiştir.

B) Annesini kaybetmiştir.

C) Kardeşini kaybetmiştir.

D) Amcasını kaybetmiştir.

 

10) Sezai Karakoç’un  ilk şiir kitabı  olan “Körfez” kaç yılında  çıkarılmıştır?

aşağıdakilerden hangisidir?

A)  1945

B) 1939

C) 1944

D) 1959

 

11) Sirkeci Faciasında yaralananlardan biri de kimdir?

A) Sezai Karakoç

B) Hüseyin Rahmi Gürpınar

C) Falih Rıfkı Atay

D) Orhan Kemal

 

12)  “Bin yıllık ömrüm olsa Müslümanların birleşmesi için konuşur, yazar  ve bunları yayımlardım.” diyen kişi kimdir?

A) Sezai Karakoç

B) Atilla İlhan

C) Oğuz Atay

D) Mine Urgan


13) 1)  Sezai Karakoç’un  "Şahdamar" adlı kitabı kaçıncı şiir kitabıdır?

A) 1

B) 2

C) 3

D) 4

 

14) “Asıl söz hakikatle arasına mesafe girmemiş sözdür. cümlesini söyleyen kimdir?

A) Nuri Pakdil

B) İsmet Özel

C) Necip Fazıl Kısakürek

D) Sezai Karakoç


15) Diriliş dergisini kim çıkarmıştır?

A) Nazım Hikmet

B) İsmet Özel

C) Nuri Pakdil

D)Sezai Karakoç


16) Sezai Karakoç'un 1990 yılında kurduğu partinin adı nedir?

A)Zafer Partisi

B) Diriliş Partisi

C) Umut Partisi

D) Çile Partisi


17) Okurların kitaplarını okumasını en büyük ödül olarak gören şair kimdir?

A) Ahmet Haşim

B)Nuri Pakdil

C) Sezai Karakoç

D) İsmet Özel


18)  Sezai Karakoç haftanın hangi günleri sohbetlerine devam etmiştir?

A) Pazartesi

B) Cuma

C) Salı

D) Cumartesi

 

Cevaplar:

1. a  2.c  3.a  4.d   5.c   6.b  7.a  8.a  9.b  10.d  11.a   12. a  13.b   14. d   15.d  16.b   17.c   18.d

Kendi Şiirini Yaşayanlar Kitabı İle İlgili Test Soruları ve Cevapları (4) (Sezai Karakoç)

 

Kendi Şiirini Yaşayanlar Kitabı İle İlgili Test Soruları ve Cevapları (4) (Sezai Karakoç)

 

1) Sezai Karakoç hangi şehirde dünyaya gelmiştir?

A) Mardin

B) Kayseri

C) Adıyaman

D) Diyarbakır

 

2)  Sezai  Karakoç’un babası ile ilgili verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) Çalışkan olmayı sever.

B) Disiplinlidir.

C) Yalnız kalmayı sever.

D) Akşamları çocuklarına kitap okurmuş.

 

3)  Sezai Karakoç ile ilgili verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?

A) Eline geçen her kitabı okurdu.

B) Bilmediği kelimelerin anlamını öğrenirdi.

C) Osmanlı Türkçesini kitaplardan kendi azmi ile öğrenmiştir.

D) İngilizce öğrenmeye çok meraklıdır.

 

4)   Aşağıdakilerden hangisi  Sezai Karakoç’un eserlerini  okuduğu yazarlar arasında değildir?

A) Ziya Paşa

B) Ziya Gökalp

C)Mehmet Akif Ersoy

D) Falih Rıfkı Atay

 

5)  Öğretmeni Sezai Koç için sınıftaki öğrencilere ne demiştir?

A) Bu arkadaşınız çok iyi bir doktor olacak

B) Bu arkadaşınıza iyi bakın ileride çok iyi işler yapacak demiştir.

C) Sezai iyi bir öğretmen olacak

D) Sezai geleceğin aydını olacak

 

6) Beden eğitimi öğretmeni Sezai Karakoç’a ne lakabını takmıştır?

A) Büyük Şair

B) Geleceğin Yazarı

C) Asrın Lideri

D)Koca Filozof

 

7) Sezai Karakoç’u mutlu eden olay ne olmuştur?

A)Necip Fazıl’ın Büyük Doğu Dergisini çıkarması

B) Yazdığı eserlere toplumdaki herkesin olumlu yaklaşması

C) Belli bir kesimin onun eserlerine tepki göstermesi

D) En güzel şiirleri kendisinin yazdığını söyleyenler olması

 

8) Sezai Karakoç kendi alanı hakkında  hangi dilde  araştırmalar yapmamıştır?

A) Arapça

B) Farsça

C) Fransızca

D) Yunanca

 

9)  Sezai Karakoç aşağıdaki kişilerden hangisinden etkilenmemiştir?

A) Goethe

B) William Shakespeare

C)  Duhamel

D) Balzac

 

10) Sezai Karakoç hangi derste başarısız olmamıştır?

 

A) Beden Eğitimi

B) Resim

C) Müzik

D)Edebiyat


CEVAP:

1.d   2.c  3.d   4.d  5.b  6.d   7.a  8. d  9. d  10. d

 

Akran Zorbalığına Karşı Alınacabilecek Önlemler Nelerdir?

 

Akran Zorbalığına Karşı Alınabilecek Önlemler Nelerdir?


Akran zorbalığı, akran grubu içinde fiziksel, duygusal ya da sosyal biçimde zarar veren, tekrar tekrar yaşanan saldırgan davranış biçimi olarak tanımlanmaktadır. Okul ortamlarında sıkça karşılaşılan bir durumdur. Akran zorbalığını önlemek için farkındalık yaratmak, empati geliştirmek ve güvende hissettirmek önemlidir. Yalnız kalmak korkusu içinde olan çocuklar maruz kaldığı zorbalıkları ailesine anlatmayabilir. Bunun için ailelerin bilinçli olması ve çocukların okul durumundan, arkadaş çevresinden sürekli haberdar olması gerekir.


Akran zorbalığına karşı alınabilecek önlemler şunlardır:

Aileler ve öğretmenleri çocuklara empati kurma becerisini kazandırmalı ve saygı değerlerini öğretmelidir. Çocuklara sosyal beceriler öğretilmelidir. Okullarda akran zorbalığı ile ilgili farkındalık oluşturulmalıdır. Çocukların duygusal ihtiyaçlarını anlamak ve desteklemek gerekir. Çocukları takip etmek ve onlarla düzenli iletişime geçmek gerekir. Zorbayı yapan kişinin de desteğe ihtiyacı vardır. Çünkü zorbalığı yapan çocuk da bunu çevresinden görerek yapmış olabilir, aile sevgisinden yoksun bir şekilde büyütülmüş olur. Onun için olayın temeline inmek gerekir. 


Çocukların bireysel, sosyal ve duygusal gelişimlerini desteklemek ve sosyal aidiyetlerini pekiştirmek gerekir. Çocukları akran zorbalığına karşı güçlü hale getirilmelidir.  Çocukların kendilerini ifade etme becerilerini ve yaratıcılıklarını geliştirmelerine katkıda bulunulmalıdır. Çocuklara hakkını aramasını öğretmek gerekir. Eşitlik kavramının önemi vurgulanmalıdır. Çocuklara sana vurana sen de vur denmemelidir. Bunun yerine olayların buraya kadar gelmesinin nedenleri araştırılmalıdır.

Öfkeli Olmanın Zararları

 

Öfkeli Olmanın Zararları


Öfke; Öfke ya da kızgınlık, insanların ve hayvanların algıladıkları bir tehdit veya hakaret karşısında sergiledikleri düşmanlık duygusudur. Kızgınlık vücutta birtakım fiziksel değişikliklere neden olur. Örneğin tansiyon ve nabız yükselir, vücuttaki adrenalin ve noradrenalin düzeylerinde artma gözlenir.  Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Öfkeli insanın savaş stratejisi orman kanunlarıdır. Güçlünün dediği olur. Böyle durumda sen onu kendi savaş stratejine çekeceksin. Doğru olan; aklın, muhakemenin hâkim olduğu sağlıklı ortamdır.” dedi. 


Her şeyi konuşabilen, sakin kalan, akılcı olan kişiler öfkeli olmaz ve bilinçli bir şekilde hareket eder. Öfkenin en büyük zararı kişinin kendisine olur. Öfke anında kişi ne yapacağını bilmeyebilir ve karşısındaki kişiye fiziksel ve ruhsal zararla verebilir. Öfke anında patlayan insan kendi sağlığını da bozmuş olur. Öfke; fiziksel olarak baş ağrılarına, mide rahatsızlıklarına, solunum problemlerine, cilt problemlerine, böbrek fonksiyonlarında problemlere, sinir sistemi rahatsızlıklarına, dolaşım sorunlarına, var olan fiziksel rahatsızlıkların kötüleşmesine ve duygusal rahatsızlıklara; bilişsel olarak konsantrasyon bozukluğuna, düşük performansa, unutkanlığa, uykusuzluğa ve dikkatsizliğe; davranışsal olarak alkolizme, sigara tiryakiliğine, huzursuzluğa, aceleciliğe, ilaç kullanımına ve aşırı yemek yemeye; sosyal olarak da aile hayatında, iş/okul hayatında ve toplumsal hayatta sorunlara yol açmaktadır. 


Kişinin çevresindekiler ondan uzaklaşır ve ona olan güven duygusu sarsılır. Kişi yalnız kalır. Pişman olsa bile iş işten geçmiş olabilir. Dil ile kırdığımız insanlar bir daha biz eskisi gibi davranmazlar. İnsanların canını yakmış oluruz ve onları üzmüş oluruz. Bu da insan olana yakışmayan davranışlardandır. İşte tüm bunların olmaması için öfke anında sakinliğimizi koruyabilmeli, dilimize sahip olmalı, insanları incitmemeye özen göstermeliyiz.

Gıda İsrafı İle İlgili Kompozisyon

 

Gıda İsrafı İle İlgili Kompozisyon


Gıda israfı, tüketilmeden çöpe atılan gıdalardır. Tüketim çılgınlığı modası yüzünden insanlar kullanmadıkları eşyaları satın almakta, yemediği yiyeceklere boşuna  para vermekte ve o gıdalar da bozulup gitmektedir. Gıda israfının en önemli sebebi bilinçsizlik, özentiliktir. Dünyanın bir yerinde gıda israfı yapan insanlar varken dünyanın öte bucağında bir yudum suya, bir  kuru ekmeğe muhtaç olan milyonlarca insan vardır. Bunun ne kadara acı bir şey olduğunu oturup düşünsek daha vicdanlı, daha ince düşünceli ve daha bilinçli insanlar oluruz aslında.


 Boş yere elektrik harcamak, suyu boş yere akıtmak, ihtiyacından fazlasına sahip olmak gıda israfıdır. İnsanların bir an önce bu yanlıştan dönmesi gerekir. Gıda israfını engellemek için şunlar yapılmalıdır:  Toprağın bize armağan ettiği buğdayın her zerresini değere dönüştürmeliyiz. Geleneksel mutfak kültürümüzü devam ettirmeliyiz. Artan yemeklerimizi çöpe atmamalıyız. Ya yetecek kadar yemek yapmalıyız ya da yemekler  artarsa ertesi güne o yemeği yemeliyiz. Boş yere gıdalar heba etmemeliyiz. İklim değişikliği dünyamızı tehdit ederken doğal kaynaklarımızı boş yere tüketmemeliyiz. Tatlı su kaynaklarımızı bilinçli kullanmalıyız.. İlk olarak önceden aldığımız gıdaları tüketmeliyiz, bir şey bitmeden hemen yenisini almamalıyız. Gıda atıklarını değerlendirmeliyiz. Doğru saklama yöntemlerini kullanmalıyız. 


Kimi gıdalar buzdolabında, kimisi dışarıda saklanmalı. Aldığınız gıdaları saklamak için en doğru yöntemleri araştırın ve bunları uygulamalıyız. Artan  gıdalarınız varsa bunları atmak yerine sokak hayvanlarını beslemeliyiz. İhtiyaç sahiplerine verin ve çeşitli kurumlara bağışlamayı denemeliyiz. Gıda israfı, küresel çapta pek çok probleme yol açabilen etkilere sahiptir. Önlem alınmaması durumunda su kaynaklarının azalması, kıtlık, salgın hastalıklar gibi birçok sorun meydana gelebilir.  Gıda israfının yapılması; elektrik ve su gibi enerji kaynaklarının boşa harcanmasına neden olur. Toprağın sürekli işlenmesi, besin değerini düşürerek verimi azaltır.