Konuşma örnekleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Konuşma örnekleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Orhan Pamuk’u Tanıtan Kısa Bir Konuşma Hazırlayınız.


Orhan Pamuk’u Tanıtan Kısa Bir Konuşma Hazırlayınız.


Gerçek adı Orhan Ferit Pamuk’tur. Orhan Pamuk, 7 Haziran 1952 tarihinde İstanbul'da dünyaya geldi. Ailesi batı yönelimli, seküler, varlıklı orta sınıfa aitti. Cumhuriyet devrinin en önemli yazarlarından biridir. Romanları pek çok dile çevrilmiş, ödüller almıştır. Daha çok aydın kesimi anlatan, zor anlaşılan romanlar yazmıştır.

 

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım,

 Orhan Pamuk, romanlarında Doğu-Batı sorununu felsefi ve kültürel açıdan ele almıştır. Postmodern romancılar arasında yer alır. Romanlarında kurguladığı zaman eskiye dönüşlerle veya geleceğe gidişlerle şekillenir. Eserlerinde ansiklopedi ağırlığı vardır.  Orhan Pamuk, Türk romancı. Birçok başka edebiyat ödülünün yanı sıra, 2006 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görüldü ve 54 yaşında, bu ödülü kazanan en genç edebiyatçılardan biri oldu. Beyaz Kale adlı romanı tarihsel bir romandır. Kara Kitap adlı eseri ise simgesel değerlerle yüklüdür. Cevdet Bey ve Oğulları adlı romanında 2. Abdulhamit döneminde  12 Mart'a kadar geçen zaman diliminde bir ailenin yaşamını anlatmıştır. Nobel Edebiyat Ödülünü kazanan ilk yazardır.

 

Romanları; Beyaz Kale, Cevdet Bey ve Oğulları, Benim Adım Kırmızı, Masumiyet Müzesi, Kırmızı Saçlı Kadın, Sessiz Ev, Yeni Hayat, Kara Kitap, Kar, Öteki Renkler adlı romanlarıdır. Yazarın kitapları altmış üç dile tercüme edildi, yüzden fazla ülkede yayımlandı ve 13 milyon baskı yaptı. Orhan Pamuk hakkında anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Sevgi ve Merhamet Duyguları Senin İçin Ne İfade Ediyor?

 

Sevgi ve Merhamet Duyguları Senin İçin Ne İfade Ediyor?


Sevgi ve merhamet duygularının olması insanın insan olarak kalabildiğini, özünde bozulmadığını ve erdemli bir özelliğe sahip olduğunu gösterir. Sevgi ve merhamet benim için sıcaklığı ifade ediyor. Sadeliği, samimiyeti, yakınlığı, vicdanı, iyi niyeti temsil ediyor.

 

Sevgili öğretmenim, değerli  arkadaşlarım,

Sevgi ve merhamet insanı insan yapan en önemli değerlerden biridir. Sevginin olduğu yerde merhamet de olur.  Sevgiden mahrum kalmış bir yürek çok büyük bir kayıp yaşamıştır. Çünkü yüreğinde sevgi ve merhamet olmayan insandan korkmak gerekir. Böyle kimseler bencil, hoyrat ve insanlar tarafından sevilmeyen kişilerdir. Oysa sevgi ve merhameti yüreğinde taşıyan kimeler her zaman aranan kimseler olur. Yaralı bir kuşun yarasını sarmak ve ona su vermek, kimsesiz bir çocuğa sımsıkı sarılmak ve onun ihtiyaçlarını karşılamak için elden gelen özveriyi göstermek tir sevgi ve merhamet. İçinde sevgi olan, merhamet olan insanlar iyi insanlardır.

 

Bir evladın yaşlı anne ve babasına bakması, bir çocuğun kediye mama vermesi, bir öğretmenin öğrencisinin başını okşaması, adaletsizlik karşısında kişinin susmaması ve mazlumun yanında olması…vb işte tüm bunlar sevgi ve merhametten doğan güzelliklerdir.  Yardımlaşma ve dayanışma, affetme, kin gütmeme, sabırlı olma, cömert olma sevginin ve merhametin bana çağrıştırdıklarıdır. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ederim.

Sana Göre Mükemmel Bir Hafta Sonu Nedir? Nasıl Olmalıdır?

 

Sana Göre Mükemmel Bir Hafta Sonu Nedir? Nasıl Olmalıdır?

 

Mükemmel bir hafta sonu benim için kaliteli bir uyku ile başlar. Sabah yedide değil de sabah onda kalkmak isterim. Hafta içi okula gittiğimiz için hafta sonunun tadını iyi bir uyku ile çıkarmak ile başlarım güne. Uykumu iyice aldıktan sonra elimi , yüzümü yıkar ve aileme günaydın derim. Babamın, annemin, ablamın, ağabeyimin ve kardeşlerimin yanımda olması, onlarla bahçemizde güzel bir kahvaltı yapmak benim için en iyi hafta sonu etkinliği olur.

 

Semaverde demlenen çayın kokusunu buram buram içime çekmem, annemin evde yapıp getirdiği ekmek çeşitleri, mangalda sucuk ekmek, kızartılmış yumurta eşliğinde yapılan güzel bir kahvaltı benim için çok güzel olurdu. Mükemmel bir hafta sonu ailemle olmak, arkadaşlarımla alışveriş merkezine giderek yemek yemek, sinemaya gitmek ve daha sonra eve gelip dinlenmek en iyi hafta sonu olurdu. Hafta sonları ders çalışmak istemezdim. Hafta içi zaten yoğun olduğumuz için bari hafta sonu bize kalsın isterdim. Doya doya eğlenmek, yürüyüşe çıkmak, bisiklet sürmek, havuza gitmek güzel bir hafta sonu etkinliği olabilirdi.

 

 Bunları yaptığım zaman hem bedenen dinlenmiş ve arınmış oluyorum hem de ruhen. Hafta içi okula daha iyi başlarım ve dersleri de isteyerek çalışırım, her şeyin tadı daha güzel olurdu. Sorumluluklarımı yerine getirip hafta sonu da bize kalırsa he şey daha güzel olurdu. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için çok teşekkür ediyorum.

Bir Masal Kahramanı Olmak İsteseydin Hangisi Olmak İsterdin? Niçin?


Bir Masal Kahramanı Olmak İsteseydin Hangisi Olmak İsterdin? Niçin?


Çeşitli masallarda, gücün (padişahın) karşısında halkı temsil eden Keloğlan; Türk insanının zekâsını, aklını, başarısını, azmini, şansını ve saflığını da en güzel şekliyle kendi üzerinde toplayan, problemleri gülerek çözümleyen “hümanist yapıya sahip bir tiptir. İşte ben de bundan dolayı bir masal kahramanı olmak şistesem Keloğlan a olmak isterdim. Çünkü keloğlan iyiliği, adaleti, sevgiyi, yardımlaşma ve dayanışmayı temsil eder.

 

Sevgili öğretmenim, değerli sınıf arkadaşlarım,

 Keloğlan; akıllı, cesur, gözü pek, kendine güvenen, korku bilmez, mücadeleci, muktedir, saf, temiz, başarılı, iyiliksever, güler yüzlü olmasıdır. Otoritenin karşısında halkı temsil eder. Haksızlığa, adaletsizliğe, zorbaya, kötülüğe karşı mücadele eder. Toplumdaki yanlışları, tuhaf ve eğlendirici şeyleri görebilme ve gösterebilme yeteneği onun önemli bir özelliğidir. Birçok masalın birinci kahramanı olan “Keloğlan”, başında saçı olmadığından dolayı bu adı almıştır. Genellikle hayatta yaşlı ve dul anasından başka kimsesi olmayan, doğuştan kel, fakir bir delikanlı olarak anlatılır. Keloğlan masallarını okuduğum zaman ve sonunda Keloğlan gibi dürüst birinin  kazanan taraf olduğunu bildiğim zaman çok mutlu oluyorum. Çünkü iyi insanların kazanması dünyamızın da daha yaşanılır bir yer olmasını sağlar.

 

 İyiler hep kazansın kötüler hep kaybetsin isterim ama ne yazık ki yaşamın gerçekleri böyle olmuyor. Ben masal kahramanı olarak Keloğlan olmak ve onu temsil etmek isterdim. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Ünlü Bir Kişiyi Yemeğe Davet Edebilseydin Kimi Davet Etmek İsterdin ve O Kişiyi Nasıl Ağırlamak İsterdin?

 

Ünlü Bir Kişiyi Yemeğe Davet Edebilseydin Kimi Davet Etmek İsterdin ve O Kişiyi Nasıl Ağırlamak İsterdin?


Ünlü bir kişiyi evimize davet edebilme imkanım olsaydı bu kişi Haluk Levent olurdu. Çünkü Haluk Levent çocukların dilinden anlayan, onları çok seven, onları koruyan ve onlar içi elinden gelen her türlü maddi ve manevi desteği sağlayan gerçek bir sanatçı, iyi bir insandır. Haluk Levent’i evimize davet ettiğim zaman yaşadığım şehir olan Sivas'ın yöresel yemeklerinden hazırlardım. Daha doğrusu annemle birlikte hemen hazırlıklara başlardık ve yöremizin en güzel yemeklerini yapmaya çalışırdık. Sivas köftesi, sulu köfte, içli köfte, sarma, dolma, bildiğimiz tatlılardan yapardık.  O evimize geleceği zaman evimizi tertemiz hale getirirdik ve onun en iyi şekilde ağırlanmasını sağlardım.

 

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım,

Sevgili Haluk Levent’e bağlama çalardım. Nasıl bağlama çaldığımı görsün isterdim. Daha sonra bildiğim türkülerden söylerdim ve onun şarkılarını da seslendirirdim ve onun mutlu olmasını sağlardım. Bize birkaç gün kalacak olursa ailemle ona mangal yapardık. Evimizin bahçesindeki çileklerden ve domates, salatalıklardan ikram ederdim. İmkanımı neye yetiyorsa onu yapardık. Kendim abartacak kadar yormazdım. Özenli olurdum, temiz olurdum ama maddi gücümü aşan şeyleri yapmazdım. Çünkü o da mütevazi, bir insan olduğu için bizden böyle bir şey talep etmezdi. Onunla muhabbet ederdim, onun nasıl başarılı bir sanatçı olduğunu kendisine sorardım.

 

Kısaca onunla gülerek ve yiyerek, eğlenerek güzel anlar geçirmeye dikkat ederdim. Fotoğraf çekip instagrama atmayı da ihmal etmezdim elbette. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için çok teşekkür ediyorum.

Atatürk’ü Anlamak ve Vatan Sevgisi Hakkında Düşüncelerinizi Anlatınız

 

Atatürk’ü Anlamak ve Vatan Sevgisi Hakkında Düşüncelerinizi Anlatınız


Mustafa Kemal Atatürk Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu lideri, yol göstericisi olan büyük bir lider, büyük bir komutan, büyük bir eğitimcidir. O milletinin refaha kavuşması için hayatı boyunca milleti için çalışmış vatansever bir insan evladıdır. Atatürk’ü anlamak için onun yolundan gitmek gerekir. Küçük yaşlardan itibaren çok sayıda ve değişik türlerden kitap okumak, kendini geliştirmek ve kültürlü olmak gerekir. Bilim ve fen yolunda gitmek gerekir. Ülkesini seven bir birey bilim yolunda gider, aklını iyi kullanır ve vatanı için her türlü özveriyi gösterir.


Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım

Vatan sevgisine sahip olan bir birey vatanını geliştirmek için ilk olarak üzerine düşen sorumlulukları en iyi şekilde yerine getirir. Bu okula giden bir öğrenci ise derslerine çok iyi çalışır ve kimse ona hadi çalış demek zorunda kalmaz. Çünkü gerçekten vatanını seven kişi çalışır, üretir, sorgular ve hayatı boyunca da çalışmaya ve üretmeye devam eder. Vatanı seven kişi bir öğretmense nitelikli bir öğretmen olur ve öğrencilerine önce insan sevgisini, sonra vatan sevgisini  öğretir. En sonunda akademik anlamda başarılı olmasını sağlar. Topluma aydın bireyler kazandırır. Bir asker, bir çiftçi, bir doktor ya da avukat görevini en doğru şekilde eyerine getirmek için çalışır. Adaletli olur, dürüst ve güvenilir olur, güzel ahlaklı olur ve sürekli çalışmaya devam eder. 


İşte  tüm bu yukarıda yazılanları yaptığımız zaman Mustafa Kemal’i anlamış oluruz ve vatanımızı da gerçek anlamda sevmiş oluruz. Bu konu hakkında anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için çok teşekkür ediyorum.

Atilla İlhan’ı Tanıtan Kısa Bir Konuşma Hazırlayınız


Atilla İlhan’ı Tanıtan Kısa Bir Konuşma Hazırlayınız


Atilla İlhan “Maviciler” diye bilinen akımın sözcüsü olmuştur. Garip ve İkinci Yeni şiirine karşıdır. Hem bireysel hem de toplumsal şiirler yazarn Atilla İlhan bunları yazarken de hem divan edevbiyatından hemd e halk edebiyatından yararlanmıştır.

 

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım,

 Atilla İlhan aşk ve yalnızlık şairidir. Şiirlerie baktığımızda derin bir bir hayal gücü görebiliriz. Toplumsal şiire yeni boyular getirmiştir. Romanlarında yakın tarihi, çağdaşlaşma sürecindeki okumuş, aydın insnaları ve onların sonlarını işlemiştir. Attilâ İlhan, tam adıyla Attilâ Hamdi İlhan, Türk şair, romancı, düşünür, deneme yazarı, gazeteci, senarist ve eleştirmen. Entelektüel çalışmalarıyla Türk edebiyat ve düşünce dünyasına önemli katkıları olmuştur.

 

Şiirleri; Sisler Bulvarı, Elde Var Hüzün, Korkunun Krallığı, Ben Sana Mecburum, Bela Çiçeği, Kimi Sevsem Sensin ..vb adlı şiirleri vardır.

Romanları; Kurtlar Sofrası, Sokaktaki Adam, Bıçağın Ucu, Sırtlan Payı, Fena Halde Leman ..vb adlı romanların yazarıdır.

Gezi; Batının Deli Gömleği, Abbas Yolcu.

Deneme ve Anı; Hangi Laiklik, Ulusal Kültürel Savaşı, Hangi Atatürk, Hangi Küreselleşme, Aydınlar Savaşı İkinci Yeni Savaşı…vb deneme ve anı kitapları vardır. Atilla İlhan ile anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz İçin teşekkür ediyorum.

Hayatındaki Rol Modelin Kimdir? Niçin?

 

Hayatındaki Rol Modelin Kimdir? Niçin?


Hayatımdaki rol modelim babamdır. Çünkü babam gerçekten çok ama çok iyi baba, her şeyden önce çok ve temiz kalpli bir babadır. Bize karşı her zaman nazik olan, yaramazlık yaptığımız zaman bile bize asla vurmayan ama bizi güzelce uyaran ve yaptığımız yanlışı bir daha yapmamızı sağlayan, bize her davranışları ile örnek olan kişidir benim babam. Bunun için hayatımda model aldığım kişi ve en çok yüzünü gördüğüm ve görmekten de bıkmayacağım kişidir babam.

 

Sevgili öğretmenim, değerli sınıf arkadaşlarım.

Babamı model alıyorum, babamı seviyorum. Çünkü babam evimize geldiği zaman anneme hiç bağırmaz ve onunla saygılı konuşur ve ona karşı sesini hiç yükseltmez. Her zaman asil davranır. Bizde bunu gördüğümüz zaman bizde anneme karşı aynı oluruz ve aile içinde hiç şiddet, aşırı öfke ve nezaketsizlik olmaz. Tüm bunlar babamın sayesindedir. Babam eve geldiği zaman hiç kimsenin arkasından dedikodu etmez. Kimsenin arkasından kötü konuştuğunu duymadım.

 

İnsanları aşağılamaz, kötü olanların da içinde iyilik olabileceğini söyler ve bunun için onlara örnek olmamız, onları toplum dışına atmamamız gerektiğini söyler bize hep. Babam insanları çok seviyor ve her insanın içinde mutlaka iyilik vardır diyor. Bunun için de bizi öfkeli değil sakin yetiştiriyor. Kimseyi bize karşı kötülemiyor. Onun için benim hayattaki rol modelim babamdır. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ederim.

İleriki Yaşantında Arkana Baktığında Kendin İçin Nasıl Bir Miras Bırakmak İstiyorsun? Niçin?

 

İleriki Yaşantında Arkana Baktığında Kendin İçin Nasıl Bir Miras Bırakmak İstiyorsun? Niçin?


İleriki yaşamımda arkama baktığım zaman miras olarak bırakmak istediğim güzel bir kitap yazmak, iyi bir yazar olmak ve insanlar kitaplarımı okusun ve ondan faydalanasın isterin. Özellikle de kişisel gelişim kitabı ve çocuklar hakkında kitap yazmak isterim ki aileler daha bilinçli olsun, çocuk yetiştirme konusunda daha bilgili olsun isterim. Bırakmak istediğim şey değişik türden yazdığım kitaplarım olsun isterim.

 

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım,

Miras olarak bırakmak istediğim şeylerden biri de güzel ahlaklı çocuklarımın olmasıdır. İnsanlara merhametli davranan, empati kurma becerisine sahip, erdemli, barışçıl, içinde insan sevgisi, hayvan sevgisi taşıyan çocuklar bırakmak isterim. Ülkesine faydalı olan birer bilim insanları olsun, dürüst, samimi, güvenilir kimseler olsun ve başka insanlar da olumlu yönde etkilesin isterim. Çünkü hayırlı bir evlat, ahlaklı bir evlat topluma çok fayda sağlar diye düşünüyorum.

 

Hem kitaplarımı, hem çocuklarımı miras olarak bırakmak isterim. Ayrıca farklı türden ağaçlar dikmek ve o ağaçların yaşadığımız şehre faydası olsun isterim. Yeşil alan bırakmak isterim. Ağaçların gölgesinde insanlar gelsin dinlensin, otursun ve bana dua etsin isterim. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için çok teşekkür ediyorum.

Başınızdan Geçen İlginç Bir Olayı Anlatınız

 

Başınızdan Geçen İlginç Bir Olayı Anlatınız

 

Her insanın başından geçen olaylar olur zaman zaman. Benim de başımdan geçen ve benim için ilginç olan olay  şuydu: İzmir’e ablamın yanına tatile gitmiştim küçük kardeşimle. Ablam hastanede çalıştığı için gece nöbete kalmış daha eve gelmemişti. Ben de erkenden kalkıp o eve gelmeden çöpleri dökeyim kahvaltıyı hazırlayım da o da rahat etsin diye düşündüm.

 

Sevgili öğretmenim, değerli dinleyiciler,

Yaz tatili olduğu için dışarısı hele hele İzmir’in o sıcağı çok bunaltıcıydı. Ben biraz panik insan olduğum için en ufak bir şeyde çok heyecanlanırım. Asansöre bindim aşağı indim ve  evden dışarıya çıkıp çöpü döktüm ve tekrardan asansöre bindim. Yukarı kata çıkacaktım.  Hava beni bunaltmıştı. Asansöre bindim ama o sırada  gideceğim katın numarasına basmadığım için asansörün içi karardı ve hiçbir ilerleme olmadı. Unutmuşum düğmeye basmayı. Bekliyorum bekliyorum ne ses geliyor ne de bir ilerleme. Bir anda paniğe kapıldım ve kalbim sıkışmaya başladı. Bir anda havasız kaldığımı ve burada öleceğimi düşündüm ve korkmaya ve ağlamaya başladım. Allah’a dua ediyor, yalvarıyor ve bana yardım etmesini diliyordum. “Allah’ım ne olur yaşayım, ne olur kurtar ben daha çok küçüğüm.” diye ağlıyordum ama kalbim bu arada yerinden fırlayacakmış gibi atıyor ve  yavaş yavaş öbür yere  gidiyor gibi oluyordum.

 

 Korku, kaygı, aşırı heyecan beni bayıltacak gibi oldu ve son anda aklıma asansörün düğmesine dokunmadığım geldi ve dokunur dokunmaz asansör çalıştı ve bir ohhhh çektim ve kapı açılıp ablamın evine vardım. Bu olay başımdan geçen ve benim için ilginç olan bir olaydı. O olaydan sonra uzun süre asansöre tek başıma binmedim ancak yeni yeni binmeye başladım. Şimdi biner binmez hemen  numaraya basıyorum ve çok şükür bir şey olmuyor.

Yazmayı Mı Yoksa Okumayı Mı Çok Seviyorsunuz? Neden?

 

Yazmayı Mı Yoksa Okumayı  Mı Çok Seviyorsunuz? Neden?

 

Yazmak da okumak da insan için, insan zihninin daha iyi gelişmesi, insanın kendi daha iyi ifade edebilmesi için oldukça faydalı etkinliklerdir. Ne kadar çok ve farklı türden kitaplar okursak kendimizi o derece daha iyi eğitmiş oluruz ve genel kültürümüz de daha iyi gelişir. Ben okumayı çok seviyorum. Çünkü insan okudukça farklı düşüncelere sahip olmayı başlar ve daha çok öğrenir. Bu öğrendiklerini de dilerse yazabilir fakat okumadan sadece yazmakla ilerlenmez. Çünkü okudukça daha çok öğrenir insan ve daha çok yazar.

 

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım,

Okumak bize evrenin kapılarını aralar ve daha bilmediğimiz çok şeyi öğrenmiş oluruz çünkü bilgi sonsuzdur ve bunlara ulaşmak için çok ama çok okumak gerekir. Ben de okumayı çok sevdiğim için hayatım boyunca bilginin peşinde koşmaya devam edeceğim. İnsan okuduğu zaman daha iyi empati kurar. Yazarın kitabını okurken sanki  yazarla iletişim halinde olunuyormuş gibi bir ruh hali içinde oluruz. Okuyarak daha duyarlı insan oluruz, daha şefkatli oluruz ve cahil kalmayız. Okuyarak farklı kültürleri öğrenmiş oluruz, hafızamız da daha iyi gelişir. 


İnsan okuyarak zihinsel antrenman yapmış olur. Hayal gücümüz daha iyi gelişir ve daha sayamayacağımız çok sayıda faydası vardır. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için çok teşekkür ediyorum.

Halide Edip Adıvar’ı Tanıtan Bir Konuşma Hazırlayınız

 

Halide Edip Adıvar’ı Tanıtan Bir Konuşma Hazırlayınız


Halide Edip Adıvar Kurtuluş Savaşı yıllarında büyük başarılara imza atan, Mustafa Kemal’in izinden giden güçlü bir kadın sembolü, eğitimli, kültürlü bir insandır. Halide Adıvar, Türk yazar, siyasetçi, akademisyen ve öğretmen. Halide Onbaşı olarak da tanınır.

 

Sevgili öğretmenim, değerli dinleyiciler,

İlk zamanlar İngiliz edebiyatının etkisinde yazılarını yazmıştır Halide Edip Adıvar. İlk romanlarında aşk konusunu işlemiş ve kadın psikolojisi üzerinde durmuştur. Türkçülük akımını benimsemiştir. Sultan Ahmet mitingi ile halkı coşturmuş, halkının yanında Kurtuluş Mücadelesi yürütmüş ve Mustafa Kemal’e olan desteğini her yerde dile getirmiştir. Milli Mücadelenin bizzat içerisinde yer almış tır. Eserlerinde gözlem, tasvir ve tahlillerinde başarılıdır. Yazarın romanlarının kahramanları genelde kadındır. Mustafa Kemal’in yanında sivil olarak görev almasına rağmen kendisine rütbe verilerek savaş kahramanı ilan edilmiştir. Eserlerinde kadının eğitilmesine ve toplum içindeki konumuna özellikle yer vermiş, yazıları ile kadın hakları savunuculuğu yapmıştır. Birçok kitabı sinemaya ve televizyon dizilerine uyarlanmıştır.1926 yılından itibaren yurt dışında yaşadığı 14 sene boyunca verdiği konferanslar ve İngilizce olarak kaleme aldığı eserler sayesinde zamanının dış ülkelerde en çok tanınan Türk yazarı olmuştur.

 

Sevgili öğretmenim

Yazarın eserleri şunlardır: Ateşten Gömlek, Vurun Kahpeye, Handan, Seviye Talip, Kalp Ağrısı, Sinekli Bakkal, Zeyno'nun Oğlu, Tatarcık adlı romanları vardır. Dağa Çıkan Kurt ve Harap Mabetleri adlı hikayeleri vardır. Anı türünde ise Türk'ün Ateşle İmtihanı adlı anısı vardır. İngiliz Edebiyatı Tarihi adında ise inceleme türünde yazısı vardır. Halide Edip ile ilgili anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için çok teşekkür eder, konuşmamı burada sonlandırırım.

Yaşar Kemal’i Tanıtan Bir Konuşma Hazırlayınız

 


Yaşar Kemal’i Tanıtan Bir Konuşma Hazırlayınız


Yaşar Kemal asıl adı Kemal Sadık Göğçeli roman, hikaye yazarıdır. Eserlerinde yerel kelimelere, atasözlerine ve deyimlere fazlasıyla yer vermiştir. Uluslararası bazı ödüller almıştır. Yapıtları kırk dilde yayımlanmıştır. Yaşar Kemal yazdığı eserlerinde Torosları, Çukurova insanının acı yaşamını, ezilişini, kan davasını anlatmıştır. Haksızlıklara susmamak gerektiğini, güçlüden yana değil doğrudan yana olunması gerektiği mesajını vermiştir. Doğa betimlemelerinde başarılı bir yazar olan Yaşar Kemal çok okunan nitelikli yazarlarımızdan biridir.

 

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım,

Yaşar Kemal adlı yazarımız röportaj tekniğini bazı romanlarında uygulamıştır. Köy romanlarına özgü bir bakış acısı geliştirmiştir. İnce Memed adlı romanı ile haksızlığa karşı çıkan bir gencin hikayesini anlatır. Yazarın bilinen en önemli kitabı İnce Memed adlı eseridir. Eser dört ciltten oluşur ve dört ciltte de Memed’in eşkıyalık hayatı, köy ağalarına karşı gelişi, zulme isyan etmesi anlatılır. Bu eseri ile Yaşar Kemal uluslararası bir üne kavuşmuş, eser birçok dile çevrilmiştir. Yazarın romanların; İnce Memed, Çakırcalı Efe, Yılanı Öldürseler, Ağrı Dağı Efsanesi, Bir Ada Hikayesi, Ölmez Otu, Üç Anadolu Efsanesi, Orta Direk, Yer Demir Gök Bakır, Demirciler Çarşısı Cinayeti, Yusufçuk Yusuf adlı eserleridir.


Hikayesi ise Sarı Sıcak adlı hikayedir. Peri Baları, Bu diyar Baştan Başa vb. gibi röportajları vardır. Çocuklar ile ilgili yazdığı kitapları da vardır. Bunlar Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı eseridir. Yazar ile anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Anne Konulu Konuşma

 

Anne  Konulu Konuşma


Bir anneyi bu hayatta en mutlu eden şey çocuğuna olan sevgisi, merhameti ve ilgisidir. Çocuğuna olan bağlılığı onu hayata karşı güçlü kılar, mutlu eder ve anne yaşamak için, çocuğuna daha iyi bir gelecek hazırlamak için var gücü ile çalışmaya başlar ve bunu çocuğunu canından çok sevdiği için yapar. Çünkü anneler çocuklarını karşılıksız seven koca yürekler, güzel, nadide çiçeklerdir.

 

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım,

Annelerimiz bizim için gecesini gündüzüne katan, sabahtan başlayıp yatana kadar çalışan, bize emek eden, bizim için alın yeri döken en değerli varlıklarımızdır. Bizi koruyup, kollayan, biri bize kötülük yaptığında ona dersini veren büyük bir kurtarıcı büyük bir dağdır. Bunun için annelerimizin kıymetini sadece anneler gününde değil her zaman bilmeliyiz ve onların kalbini kıracak kötü ve saygısız davranışlarda bulunmamalıyız. Çünkü” annen yoksa kimsen yok." demiştir sevgili Doğan Cüceloğlu bir söyleşisinde. Gerçekten de öyledir. Annenin varlığının yerine başka hiç kimseyi koyamayız. Bir çocuğa verilecek en güzel hediye annesinin severek yaptığı yemek, onu sevdiğini hissettirmesi, onun başını okşaması ve onunla kaliteli zaman geçirmesidir. Bir çocuğun anneye vereceği en büyük hediye ise saygı, sevgi ve bir demet çiçek olabilir. Y ada bir gül yeter ki. Yeter ki annenizi yürekten sevin ve onun sizin için ne kadar değerli olduğunun farkında olun.

 

Bir toplum, çocuklarına duyduğu saygı kadar uygardır. İşte bu saygıyı çocuklarına karşı en çok duyan da sevgili annelerimizdir. Bunun için anne her zaman sevilmeli, sayılmalı ve başımızın üzerinde olunmalıdır. Anne ile ilgili anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Sizce Bir Okulun Fiziksel Özellikleri Nasıl Olmalıdır Konulu Konuşma

 

Sizce Bir Okulun Fiziksel Özellikleri Nasıl Olmalıdır Konulu Konuşma

 

Okullar çocukların eğitim ve öğretim yuvalarıdır. Onun için okul binalarımızın sağlam temellere dayanması gerekir. Okullar geniş, ferah ve güzel bir görünüme, güzel bir renge sahip olmalıdır.

 

Sevgili öğretmenlerim, değerli arkadaşlarım,

 

Okullar doğal afetlere karşı dayanıklı olmalıdır. Mesela en ufak bir depremde yerle bir olmamalıdır. Aileler çocuklarını güven içinde okula gönderebilmelidir. Okula gelen özel eğitim alan arkadaşlarımız vardır. Bunun için okullarımız özel eğitim alan arkadaşlarımıza uygun yapılmalıdır. Engelli bireyler için asansörler, rampalar yapılmalıdır. Sınıfların genişliği öğrenci sayısına göre olmalıdır. Okuldaki pencereler güvenlik kilidine sahip olmalı, rahat açılabilen, havalandırma sitemi olan pencereler yapılmalıdır. Okuldaki ses yalıtımı iyi olmalıdır. Okul modern eğitim araçlarına sahip olmalıdır. Yani teknolojik donanıma sahip olmalıdır okullarımız . Tuvaletler temiz olmalıdır, sınıflar öğrenciler tarafından temiz tutulmalıdır. Okulun kocaman bir kütüphanesi olmalı ve içinde çok sayıda yaşımıza uygun kitaplar olmalıdır. Spor salonları olmalıdır.

 

 Okul kantini de geniş olmalı ve içinde satılan gıdalar bizlerin sağlığı için faydalı olan gıdalar olmalıdır. Okulun güvenlik görevlisi olmalıdır, okulda park ve dinlenme alanları olmalıdır, okulun bahçesi çam ağaçları ve güllerle mis gibi ve çok güzel bir okul olmalıdır.  Ulaşım açısından uygun yerlerde olmalıdır okullar. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Arkadaşını Söyle Sana Kim Olduğunu Söyleyeyim Konulu Konuşma

 

Arkadaşını Söyle Sana Kim Olduğunu Söyleyeyim Konulu Konuşma


İnsan huyunu suyunu bildiği sevdiği, anlaştığı, yanından bulunmaktan hoşlandığı kişilerle arkadaşlık kurar. Bundan dolayı bir kimsenin iyi veya kötü olduğu arkadaşlık kurduğu kimsenin kişiliğine bakılarak anlaşılır. Arkadaşını seçen geleceğini seçer, geleceğinin iyi olup olmaması da arkadaşının kötü ya da güzel huylara sahip olup olmaması ile ilgilidir. Bunun için atalarımız arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim demiştir.

 

Sevgili öğretmenim, değerli dinleyiciler,

Arkadaşlık  bir güven ve dürüstlük üzerine kurulmalıdır. Güzel alışkanlıklara sahip, örnek insanlar ile arkadaşlık kurulduğu zaman kişi de güzel huylara sahip olur, güzel ahlaklı olur, çalışkan ve nitelikli bir birey olur. Kişinin seçtiği arkadaş çevresi kötü alışkanlıklara sahipse kişi de zaman içinde kötü alışkanlıklara başlar ve bu da ömür boyu sürer gider. Bunun için arkadaş seçerken çok dikkatli olunmalıdır. İyi, dost canlısı, güzel erdemlere sahip kişiler arkadaş olarak seçilmelidir. Kötü arkadaş kötü yola iyi arkadaş iyi yola götürür. Her ne kadar ben etkilenmem, ben değişmem deseniz de bu bir anda olma zaten. Zaman içinde o kötü arkadaşa benzemeye başlarsınız. Konuşmanız, davranışlarınız ve hatta düşünceleriniz bile onunla aynı olur. “Kiminle gezdiğinize, kiminle arkadaşlık ettiğinize dikkat edin. Çünkü bülbül güle, karga ise çöplüğe götürür.” diye bir söz vardır. Bu söz arkadaş seçiminin hayatımızı doğrudan etkilediğini anlatmak ister.

 

Geçenlerde instagramda bir video görmüştüm. Suçlu mahkemeye gider ve çok sayıda suçtan dolayı hakimin karşısına çıkıyor ve hakim olan kadın suçlu adamı görünce aynı okulda okuduklarını anlıyor ve adama da bunu diyor. Hakim seninle arkadaştık ve çok zeki bir çocuktun o zamanlar diyor. Oysa adamın yanlış arkadaş seçimleri onu kötü biri haline getirmiş ve suçlu yapmıştır. Adam ağlıyor, üzülüyor,  hakim de üzülüyor ama iş işten geçmiş oluyor. Çünkü arkadaşını seçen geleceğini seçer diyor hakim. Bu konu hakkında anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için çok teşekkür ediyorum.

En Sevdiğim Spor Dalı ve Sevme Nedenlerim Konulu Konuşma

 

En Sevdiğim Spor Dalı ve Sevme Nedenlerim Konulu Konuşma


Futbol, basketbol, badminton, atletizm ve daha çok sayıda spor dalları bulunur. Benim bunlar içerisinde en sevdiğim spor dalı ilse basketboldur.


Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım, Basketbolu çok seviyorum çünkü küçüklüğümden beri evimizin bir kenarına bir yere babam pota yapmıştı ve ortada kardeşlerimle sürekli oynardım ve büyük zevk alırdım. Bu arada basketbol sayesinde boyum da uzamıştı. Basketbolu çok severim çünkü; bu oyunu oynamak kemiklerimi daha güçlü yapıyor ve vücudum daha atletik yapıya sahip oluyor. Basketbol sayesinde arkadaşlar arasındaki sorumluluk da gelişiyor ve ben de  sorumluluklarımı yerine getiriyorum ve bu sayede kendime olan güvenim de artıyor.


 Devamlı hareket halinde olduğum için egzersiz de yapmış oluyorum ve bundan ötürü de kilo almıyorum, daha sağlıklı bir bedene ve daha sağlıklı bir ruha sahip oluyorum. Gün içindeki stresimi basket sayesinde atabiliyorum ve çok ama çok mutlu oynuyorum. Bağışıklık sistemimim de bu sayede daha güçlü oluyor.

 

Sevgili öğretmenim,

 Basketbol sosyalleşmek için gerekli olan etkili ve anlamlı bir takım oyunudur. Hem arkadaşlarımızla iletişim halinde oluyoruz, hem herkes sorumluluk alıyor ve böylece yardımlaşma ve dayanışma ruhu da gelişmiş oluyor. Bunun sonucunda hem mutlu oluyoruz, hem eğlenceli anlar oluyor hem de günün sonunda faydalı bir spor dalı ile ilgilenmiş oluyoruz. 


Zor durumlar ile karşı karşıya kaldığımız zaman olayları daha iyi anlıyor ve sabırlı oluyoruz. Bu sayede problem çözme becerimiz de gelişmiş oluyor. Daha dikkatli oluyoruz, zararlı alışkanlıklar yerine faydalı bir alışkanlığa sahip olmuş oluyorum. Spora gittiğim için daha güçlü olmak için daha faydalı gıdaları tüketiyorum. Sporcu olduğum için hem çevik, hem zeki hem de güzel ahlaklı olmaya çalışıyorum. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için çok teşekkür ediyorum.

Kurunun Yanında (Veya Arasında) Yaş Da Yanar Konulu Konuşma

 

Kurunun Yanında (Veya Arasında) Yaş Da Yanar Konulu Konuşma

 

Hiç suçu günahı olmayan kimseler bazen yanlış davranışlarından dolayı cezalandırılan kişiler gibi hırpalanırlar. Bunun için atalarımız kurunun yanında yaş da yanar demiştir.

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım,


Yanlışı yapan kişiye gereken ceza verilse de onun yanında hiçbir yanlışı olmayan, hiç suçu olmayan insanlar da suçlu gibi görülür ve bu durumdan onlar da kötü etkilenir. Yani masum olan da zarar görür. Buna en güzel örnek savaşları verebiliriz. Savaşlar ne yazık ki binlerce, on binlerce, yüz binlerce sivil ve masum insanların ölmesine neden olan bir olaydır. Hiçbir günahı olmayan bebeklerin, çocukların, yaşlıların, kadınların bundan zarar görmesi atasözüne iyi bir örnektir. Başka bir örnek ise şunu verebiliriz: Trafiğe alkollü çıkan birisi kaza yaptığı zaman hem kendine zarar vermiş olur, hem de başka bir cana zarar vermiş olabilir. Masum olan diğer sürücü yok yere canından olabilir ya da büyük zarara uğrayabilir. Burada da görüldüğü gibi suçlunun yanında suçu olmayan da olumsuz sonuçlara katlanır. Sınıfta bir arkadaşımızın yaramazlık yapması sonucunda öğretmenimizin hepimizi sıra dayağına da çekmesi kurunun yanında yaşın da yanmasına güzel bir örnektir.


Bu atasözü ile ilgili anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür eder, konuşmamı burada sonlandırırım.

Türk Kültüründe Komşuluk Konulu Konuşma Örneği

 

Türk Kültüründe Komşuluk Konulu Konuşma Örneği


Türk kültüründe komşuluğun önemi büyüktür. Çünkü Türkler yüzyıllardan beri komşuluk ilişkilerine önem vermiş, komşu yeri gediği  zaman aile gibi olmuş, yeri geldiği zaman dert ortağı olmuştur. Atalarımız “Ev alma komşu al,” diyerek komşunun ne kadar önemli olduğunu söylemiştir. İyi bir komşu iyi bir aile, iyi bir arkadaş, dost demektir. Kötü bir komşu ise baş belasından başka bir şey değildir. Onun için insanların oturacağı yerden önce orada oturan kişilerin nasıl özelliklere sahip olduğunu iyi araştırıp ondan sonra oralardan ev alması gerekir.

 

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım,

Komşular birbirine maddi ve manevi anlamda destek olan, birbirlerinin günlük yaşamından haberdar olan kimselerdir. Kültürümüzde komşularımız evin bir üyesi olarak görülür, benimsenir. Yeter ki komşularımız güvenilir, dürüst  ve namuslu insanlar olsun. Önemli olan bu erdemlere sahip olabilmektir. Maddi durumu iyi olan komşu maddi durumu iyi olmayana yardım eder, acısı olanın yanında olunur, sevinci olanın sevincine ortak olunur. Yardımlaşma, dayanışma ruhudur komşuluk. Türk kültüründe komşuluk sadece fiziki yakınlık değil aynı zamanda sosyal bir sorumluluk ve manevi bir bağdır. Bu gelenek nesilden nesle aktarılarak Türk toplumun samimi ve sıcak yapısını ortaya koyar.

 

İşte tüm bunlardan dolayı komşularımızla aramızı iyi tutmalıyız ama sınırı da aşmamalıyız. Çünkü her ne kadar komşuluk iyi de olsa en iyisi ölçü olan ilişkilerdir. Atalarımız “Komşunla aranı iyi tut ama aradaki bahçe duvarını yıkma,” diyerek de komşuluk ilişkilerinde  mesafeli olmanın önemini dile getirmişlerdir. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Keskin Bıçak Olmak İçin Çok Çalışmak Gerekir Konulu Konuşma

 

Keskin Bıçak Olmak İçin Çok Çalışmak Gerekir Konulu Konuşma


Başarılı olmak için çok çalışmak, emek harcamak, sıkıntı çekmek gerekir. Böylece tecrübe edinilir. Deneyimli kişiler başarıya daha kolay ulaşırlar. Bunun için atalarımız deneyimli kişilerin  başarıya daha kolay  ulaşacağını dile getirmiştir.


 Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım

Başarılı olmak için hayata dair planları olmalıdır insanın. Çünkü insanı özgürleştiren disiplinli olmak, çalışmaktır. Tüm bunlar da başarıyı doğuracaktır. Keskin bıçak olmak çok çalışmak, tecrübe kazanmak gerekir. Yılların birikimi ve tecrübesi sayesinde insan yaptığı işte daha başarılı olur ve daha yetkin olur. Örneğin; bir öğretmen öğretmenliğinin ilk yıllarında daha deneyimsizdir ama yıllar geçtikçe daha deneyimli olur ve öğrencilerini daha iyi anlar, bir öğrencinin sorunun ne olup olmadığı hakkında daha bilgili olur ve öğrencilere nasıl yaklaşılması gerektiğinin farkında olur. Yıllar öğretmene çok şey kazandırmıştır. O öğretmen bilgili, deneyimli, kültürlü keskin bir bıçağa dönüşmüştür adeta. 

 

Ya da başka bir örnek verelim; Bir kuaför işe ilk başladığı zamanlarda çok becerikli olmayabilir ama işi yapa yapa iyice tecrübe kazanmıştır ve işini daha hızlı ve daha güzel yapmaya başlamıştır. İşte tüm bunları çok çalışmaya, tekrar tekrar yapmaya borçludur.  Bilim insanları, ilim insanları tüm başarıları çok çalışmaya borçludur. Atasözü ile anlatacaklarım ve bildiklerim bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.