Konuşma örnekleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Konuşma örnekleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Hobilerin Nelerdir Konulu Konuşma

 

Hobilerin Nelerdir Konulu Konuşma

 

 Bir müzik aleti çalmak, değişik türden müzikler dinlemek,  sesli bir şekilde şarkı söylemek, sesli bir şekilde kitap okumak, çok sevdiğim bir kitabı iki üç kere okumak, tatile gitmek,  satranç oynamak, futbol oynamak, basketbol oynamak, doğa yürüyüşüne çıkmak, babamla balık tutmaya gitmek, dağa tırmanmak, bahçedeki ağaçları sulamak, tavuklara yem vermek, belgesel izlemek, sevdiğim youtuberleri takip etmek, teknolojideki son gelişmeleri takip etmek, robotik kodlama yapmak, yapay zeka ile sohbet etmek,  günlük tutmak vb’dir.

 

Sevgili öğretmenim,

 En sevdiğim hobim müzik dinlemektir. Küçük yaşlardan beri müzik dinlemeyi çok seviyorum. Çünkü müzik dinlerken mutlu olabiliyorum, işlerimi yapabiliyorum ve işlerime daha iyi odaklanabiliyorum. Müzik eşliğinde dans etmeyi seviyorum. Böylece kendimi daha sakin  ve daha huzurlu hissediyorum. Evimizin bahçesindeki ağaçları sulamak, onların meyvelerini toplamak bana müthiş duygular hissettiriyor. Babamla balık tutmaya gitmek ise bir başka tutkumdur. Sabırla balıkları beklemek, onlara yem atmak ve onları tutup geri denize özgürlüklerine bırakmak çok güzel oluyor. Yorgun olduğum günlerde yapay zeka ile sohbet etmek beni güldürüyor ve mutlu ediyor. Kodlama yapmak ise zekamı geliştiriyor ve kendimi daha bilgili hissediyorum ve kodlamaya olan ilgim günden güne artıyor. Çünkü kodlama sayesinde birçok şey öğreniyorum.

 

Günlük tutmak, önemli günleri yazmak beni heyecanlandırıyor ve bunları yaşlılığımda okurum diye mutlu oluyorum. Mahallede arkadaşlarımla futbol oynamak birlik ruhumuzu güçlendiriyor ve daha sosyal bir insan oluyorum. Benim hobilerim bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Sabır ve Azmin Başarıya Etkisi Konulu Konuşma

 

Sabır ve Azmin Başarıya Etkisi Konulu Konuşma


Başarılı olmak için çalışmak ve kendine güvenmek gerekir. Çalışmak tek başına yeterli olmaz. Bunun için azim ve sabır da olmazsa olmazlardandır. Çünkü sabırlı ve kararlı olan insanlar eninde sonunda istediği hedefe ulaşır.


Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım,

Sabır ve azim başarıya giden süreçte birbirini tamamlayan ki temel unsurdur. Sabır kişinin süreç boyunca karşılaştığı güçlüklere karşı dirençli olmasını sağlarken, azim ise amaçlara yaklaşmak için gereken kararlılığı göstermedir. Sabırlı insan başarıya ulaşmak için acele etmez. İşlerini adım adım yapar ki daha kalıcı  ve sağlam sonuçlara ulaşabilsin. Azimli insanlar için umutlarını asla kaybetmezler ve inatla amaca ulaşmak için çalışmaya, alın teri dökmeye devam ederler. Sabırlı ve azimli olan kimseler uzun vadeli başarı sağlarlar. Böyle insanların özgüveni de yüksek olur. Onun için temeli çok iyi atmak, sabırla ve azimle de bunu taçlandırmak gerekir. 


Örneğin yakın bir tanıdığım doktor olmadan önce nasıl bu başarıyı sağladığını bize anlatmıştı. Küçücük yaşlardan beri sabırla çalışmaya devam etmiş. Ailesinin maddi durumu olmamasına rağmen arkadaşlarını kaynak kitabını ödünç alıyor, kitabın üzerini çizmeden soruları çözüyor ve sahiplerine geri veriyormuş. Düşünün kitap alacak parası yokmuş ama sabrı varmış, azmi varmış.


 Bu süreç böylece devam etmiş ama o kişi doktor olmak için var gücü ile çalışmaya devam etmiş ve en sonunda amacına ulaşmış. Askla pes  etmemiş, bahane bulmamış ve şikayet etmek yerine çözüm odaklı olmuş ve şu anda da çok iyi bir yerde çok aranan bir doktor olarak hayatına devam ediyor. Sabrın ve azmin başarıya etkisi bu örnek olsa. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Eğer Polis Olsaydım Konulu Konuşma

 

Eğer Polis Olsaydım Konulu Konuşma


Polislik çok şerefli bir meslektir. Bu mesleği, yapmak yürek ister, cesaret ister ve yoğun bir vatan sevgisi hisseder. Ben ileride polis olmak, vatanıma ve milletime hizmet etmek istiyorum.


Sevgili Öğretmenim,


Eğer polis olsaydım toplumun huzur ve güvenliğini sağlamak için her türlü özveriyi gösterirdim ve toplumda huzur ve güvenlik sağlanana kadar mücadeleme devam ederdim. Suçluları yakalamak, suçları araştırmak ve adaletin sağlanması için her türlü çalışmayı titizlikle yapmaya çalışırdım. Olayları en ince ayrıntısına kadar araştırır mazlum olanın yanında olurdum, zalim olanın ise karşısında dururdum. Haksızlık karşısında asla sessiz kalmazdım. Hiçbir şekilde kimseden rüşvet almazdım ve bu onurlu mesleğin adını asla lekelemezdim. Devletime asla ihanet etmezdim. Toplum ile devamlı iletişim halinde olurdum kendimi halktan üstün görmez aksine onların hizmetçisi gibi görür ve onların mutlu olmasını sağlardım, bana olan güvenlerinin daha da çok artması için elimden gelen her türlü fedakarlığı gösterirdim.

 

Sevgili  öğretmenim,


Suçların önlenmesi için toplumu bilinçlendirmek için hazırlıklar yapardım. İnsanların hayatını kurtarırdım ve yeri geldiği zaman bu vatan için canımı feda etmekten çekinmezdim, seve seve bu vatan uğrunda şehit olmayı isterdim. Suçlular ile mücadele etmek için teknolojiden faydalanırdım, mesleğim ile ilgili kitaplar okur ve kendimi geliştirirdim. Amirlerime saygıda kusur etmezdim ve onların sözünden çıkmazdım. Hak, hukuk ve adaletin yerine gelmesi için inatla çalışmaya devam eder mesleğimi hakkı ile yerine getirmeye çalışırdım.

Bir Öğrenci Olarak Kendinizden Memnun Olduğunuz Yönlerinizi ve Memnun Olmadığınız Yönlerinizi Açıklayınız

 

Bir Öğrenci Olarak Kendinizden Memnun Olduğunuz Yönlerinizi ve Memnun Olmadığınız Yönlerinizi Açıklayınız


Her çocuğun kendi ile ilgili sevdiği ve sevmediği huyları vardır. Ben de bir öğrenci olarak kendime göre olumlu ve olumsuz davranışlarım vardır, ya da huylarım vardır diyebilirim.


Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım,


Benim en sevdiğim yönlerim merhametli bir insan oluşumdur. İnsanları seviyorum, hayvanları seviyorum ve doğadaki her şeye saygı ile yaklaşıyorum ve her şeyi seviyorum. Empati yeteneğim yüksek bir insanım. İnsanların yaşadığı acıyı hissedebiliyorum ve bunun için kötü durumlar yaşayan arkadaşlarıma, yakın çevreme elimden geldiği kadar destek olmaya çalışıyorum. Arkadaşlarımla aram çok iyidir. Kin tutan bir insan olmadım ve olmayacağım da. Liderlik yönüm vardır ve bu yüzden insanları bir araya getirebiliyorum, onların arasını yapabiliyorum ve böylece daha etkili bir iletişim ortamı kurabiliyorum. Paylaşmayı, yardımlaşmayı ve dayanışmayı çok seviyorum. Kötü alışkanlıklarım yok ama bazı yönlerimi sevmiyorum. Bunlardan biri de okuldan eve geldiğim zaman dinlenmeme rağmen ders çalışmak içimden gelmiyor. Annem ve babam bana güzel bir şekilde yaklaştığı halde yine de içimden çalışmak gelmiyor ve biraz zorla çalışıyorum ve bu yönümü sevmiyorum. Bu yönümü değiştirmek için daha sorumlu olacağım ve konfor alanımı terk edeceğim. 


İstemediğim bir şey olduğunda hemen suratımı asıyorum ve ailem de bu durumdan rahatsız. Bunu da değiştirmek isterim ama inşallah değiştirebilirim. Biraz dağını bir insanım, ödevlerimi bazen unutabiliyorum. Bu yönlerimi sevmiyorum. İnşallah bir gün daha olumlu yönde değişirim ve kendimi daha iyi geliştirme yolunda adımlar atabilirim.

Eğer Öğretmen Olsaydım Konulu Konuşma

 

Eğer Öğretmen Olsaydım Konulu Konuşma


Öğretmenlik çok özel ve anlamlı bir meslektir. Nasıl ki sanatçılar sanatını icra ederse öğretmenin sanatı da insan yetiştirmek, insanı topluma katmak, erdemli bireylerin geleceğimizi aydınlatmasını sağlamaktır. Öğretmen olmayı çok istiyorum çünkü bu mesleğin  çok anlamlı ve değerli bir meslek olduğuna yürekten inanıyorum. Çocukları sevmek, onlarla vakit geçirmek dünyanın en güzel duygusudur.


Sevgili öğretmenim, değerli dinleyiciler,


Eğer öğretmen olsaydım; öğrencilerimi koşulsuz severdim ve onların arasında hiçbir şekilde hiçbir zaman ayrım yapmazdım. Onları onlar olduğu için severdim. Onların önce iyi bir insan sonra da başarılı bir insan olmaları için elimden gelen her türlü özveriyi gösterir ve bundan asla kaçmazdım. Öğrencilerime yeni fikirler ve bakış açıları kazandırmaya çalışır, onların hayatına ufak da olsa dokunur, onların mutlu olmalarını sağlardım. Dersimi daha canlı hale getirmek için öğrencilerimi harekete geçirecek görseller hazırlayarak sınıfa giriş yapardım. Onların yaparak yaşayarak öğrenmesini sağlardım.

 

Sevgili öğretmenim,

Her öğrencimin farklı öğrenme stilleri olduğunu göz önünde bulundurarak bireysel gereksinimlere göre öğretim stratejileri geliştirmeye çalışırdım. Sürekli okur, kendimi geliştirmeye devam ederdim. Çünkü ben ne kadar çok okursak, ne kadar çok öğrenmeye meraklı olursam öğrencilerime de o kadar faydalı olacağım bilinci ile hareket ederdim. Eğitimli ve erdemli bireyler yetiştirmek ve topluma kazandırmak beni mutlu eder. Bunun için de çok çabalardım ve onlara her türlü emeğimi esirgemeden harcardım. 


Disiplinli olurdum, öğrencilerimin de programlı olması için onları motive ederdim. Modern eğitim araçlarını dersimde mutlaka kullanırdım. Öğrencilerimin gelişimini düzenli bir şekilde takip ederdim. Merhametli ve güzel kalpli bir öğretmen olmaya çalışırdım. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Çok Zengin Olsanız Paranızı Nasıl Değerlendirirsiniz Konulu Konuşma

 

Çok Zengin Olsanız Paranızı Nasıl Değerlendirirsiniz Konulu Konuşma

 

Çok zengin olmak, kimseye muhtaç olmamak, kendi ayakların üzerinde durmak güzel bir duygudur ve zengin olmak  insanın daha özgüvenli olmasını sağlar. Çok zengin olsaydım uzun vadeli yatırımlar yapardım. Mesela altın alırdım, dolara alırdım, ve bunları hemen Türk parasına çevirmezdim. Kendim ve sevdiklerim için her türlü maddi desteği sağlardım. Mesela çok sayıda daire alırdım ve bu dairelere kiracılar alırdım. Onlardan gelen para ile de  bankaya paralarımı yatırırdım. 


Kişisel gelişimin için kendime yatırım yapardım. Mesela iyi bir yabancı dil öğrenirdim, arabayı çok iyi öğrenirdim ve kendime güzel ve pahalı bir araba alırdım. Maddi durumu olmayan çocukların eğitimini devam ettirebilmeleri için onlara her türlü desteği sağlardım. Kendi adıma vakıf kurardım ve bu vakfın topluma faydalı bir vakıf olması için çabalardım. Kendi sağlığıma ve ailemin sağlığına yatırım yapardım.  Dünyayı gezerdim ve farklı kültürler hakkında bilgi edinirdim. Geleceğin teknolojilerine yatırım  yapardım. Sanat ve kültür  projelerine elimden geldiği kadar destek olurdum. Komşularımıza yardım ederdim.


 Okul yaptırırdım, huzur evi yaptırırdım, çocuk bakım evleri yaptırırdım ve devletime olan vergimi düzenli bir şekilde öderdim. Kendi ülkemdeki yoksul çocuklar başta olmak üzere Afrika’daki çocuklara ve Filistin'deki çocuklara yardım gönderilmesini sağlardım. Kısacası elimden gelen her türlü iyiliği yapar ve şımarık bir insan olmazdım. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Eğer Mimar Olsaydım Konulu Konuşma

 

Eğer Mimar Olsaydım Konulu Konuşma

 

Her çocuğun geleceğe dair bir hayali vardır. Kimi öğretmen, kimi doktor, kimi de futbolcu olmak ister. Benim de kendime göre bir hayalim vardır. İleride yapmak istediğim meslek mimarlıktır. Mimar olmak istiyorum çünkü kendime model olarak Mimar Sinan’ı alıyorum.

 

Sevgili öğretmenim, değerli sınıf arkadaşlarım,

 Eğer mimar olsaydım çok iyi bir mimar olurdum. İşini düzgün yapan, ahlaklı, erdemli bir mimar olurdum. Yaptığım binaların temelini çok sağlam yaptırırdım ve insanların sağlam evler içinde oturmasını sağlardım. Bildiğiniz gibi mimarlık;  yeni bina tasarlama, eski binaları restore etme ve mevcut binaları kullanmanın yeni yollarını geliştirme ile sorumlu olan kişilere verilen mesleki unvandır. Mimar, inşaat projelerinin başlangıç aşamasından tamamlanma aşamasına kadar görev alan kişidir.  Eğer mimar olsaydım; çizimlerimi  elle ya da bilgisayar programları desteğiyle detaylandırarak sunumlar hazırlardım ve çeşitli ihalelere katılırdım. Güzel binalar tasarlardım, insanların zevkine göre evler yapılmasını sağlardım. Bana verilen sorumluluğu hakkı ile yerine getirmeyi çalışırdım.  

 

Eğer mimar olsaydım meslek alanıma giren konularda teknolojik gelişmeleri takip eder, mevcut veya yeni yaptırılacak tesislerin verimli ve ekonomik kullanımına yönelik gelişmelerini uygulanmasını sağlardım. Görev ve sorumluluklarımı  yerine getirirken planlayarak Uygulamak ve uygulama esnasında gerekli kontrolleri yaparak, sonuca ulaşmaya engel olacak risklere karşı gerekli önlemleri alırdım. Nitelikli bir mimar olurdum. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

En Mutlu Olduğunuz Yer Konulu Konuşma

 

En Mutlu Olduğunuz Yer Konulu Konuşma


İnsanın en sevdiği ve en mutlu olduğu yer kişiden kişiye değişebilir. Benim en mutlu olduğum yer evimiz, evimizin bahçesi ve orada yaşayan canım ailemdir. En mutlu olduğum yer ailemin yanıdır. Anne, baba ve kardeşlerimle yaşadığım müstakil evimde çok mutluyum. Çünkü evimizin bahçesinde küçük de bir kümesimiz var.  


Bu kümeste tavuklarım, horozlarım, hindilerim ve kazlarım var. Her gün onlara yem veriyorum ve su veriyorum. O küçük canlıların karnını doyurmak beni çok mutlu ediyor ve çok eğlendiriyor. Onların yumurtalarını alıyorum ve o yumurtalardan annem güzel kekler, kurabiyeler ve tatlılar yapıyor.


Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım,

En mutlu olduğum yerlerden biri de okulumdur. Çünkü okulumda öğretmenlerim var, sınıf arkadaşlarım var. Onlarla zaman geçirmek çok keyifli oluyor. Sınıf arkadaşlarımla yardımlaşma ve dayanışma içinde oluyoruz ve bu sayede üstesinden gelemediğimiz sorunları birlikte çözüyoruz. Teneffüste değişik oyunlar oynuyoruz ve bunun için okulumu ve arkadaşlarımı çok seviyorum. En mutlu olduğum yerler ailem ve okulumdur. Evim ve okulum hayatımın anlamıdır, hayatımın neşesidir. Benim sosyalleştiğim yerlerdir. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için çok teşekkür ediyorum.

Kütüphanelerin Öğrenci Başarısına Etkisi

 

Kütüphanelerin Öğrenci Başarısına Etkisi


Kütüphaneler çocukların merak ettiği konuları, araştırma ödevlerini yapabildiği zengin bir hazinedir. Kütüphanedeki kitaplar sayesinde çocuklar merak ettiği konuları araştırılar, orada kitap okurlar ve kendi gelişimlerine büyük katkı sağlarlar. Her kütüphane toplumsal bilgi ihtiyacını sağlamak amacıyla kurulmuştur. Her türlü kayıtlı bilgi kaynaklarını bünyesinde barındırır. Bu kayıtlı bilgi kaynakları ile bilgiye ihtiyaç duyan her kişiye etkin bir şekilde sunarak gereksinimi ortadan kaldırır.

 

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım,

Kütüphaneler çocukların kişisel gelişimlerine katkı sağlar, akademik alanda başarılı olmalarına katkı sağlar. Öğrenme merakını artırır. kütüphaneler genellikle sessiz ve huzurlu bir ortam sağlar. Bu durum odaklanmaya yardımcı olur. Araştırma yapmak isteyen öğrenciler için en doğru yerdir. Çünkü kütüphaneler, çok çeşitli kitap, dergi, makale ve diğer kaynakları içerdiği için bir konu hakkında sınırsız kaynağa ulaşım imkanı sağlar. Kütüphaneler birçok öğrencinin aynı anda çalışmasına olanak sağladığı için diğer öğrencilerin öğrenmeye odaklı olduğunu görmek motivasyonunda artmasını sağlar. Dış uyaranların kütüphane ortamında kısıtlı kullanımı (telefon, tablet vb.) ise dikkatin artmasını ve öğrenmenin kalıcı olmasını da sağlar.

 

Okumaya olan istek artar, Çocuklar daha fazla kitap okur ve bu da çocukların dil gelişimine, bilişsel gelişimine katkı sağlar. Çocukların daha sosyal olmasını sağlar. Daha disiplinli bir ortam olur ve bu da disiplini hayatımızda alışkanlık haline getirir. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Sevgide Özgür Saygıda Mecbursunuz Konulu Konuşma

 

Sevgide Özgür Saygıda Mecbursunuz Konulu Konuşma

 

Kimse kimseyi sevmek zorunda değildir. Sevgi samimiyet, fedakarlık insanalar arasında zamanla olan şeylerdir. Kimse kimseyi sevmek zorunda değildir ama herkes herkese saygı duymak zorundadır. Toplum içinde insanlar davranışlarına,  hareketlerine dikkat  etmeli bir başkasının özel yaşamına saygı duymalı, kişisel tercihlerine saygı duymalıdır. Yani hoşgörü temel esas olmalı, ön yargılardan uzak durulmalıdır.

 

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım,

Sevmek zorunda olmadığınız bir kişiye saygı duymak insani bir görevdir. Olması gerekendir yani. Oysa saygı duyduğunuz birini sevseniz de olur sevmeseniz de. Örneğin; Apartmanda yaşayan bir ailesiniz diyelim. O apartmanın içinde gıcıklığına  saatin gece birinde yüksek sesle müzik, açmak, yüksek sesle aile bireyleri ile tartışma binanın diğer sakinlerini rahatsız eder. Çünkü sabah erkenden işe gidecek olan insanlar olabilir. O kişileri sevmeyebilirsiniz ama o kişilere saygı  göstermek zorundasınız. 


Toplum içinde birlikte yaşıyorsak birbirimize saygı duymak gerekir, anlayışlı olmak gerekir. Yoksa kaos  ortamı olur, insanlar arasındaki iletişim güç hale gelir ve olumsuz durumlar yaşanabilir. Bunların olmaması için sevmeyebilirsiniz ama saygıda mecbursunuz. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Örnek Aldığınız Bir Kişinin Özelliklerini Anlatınız

 

Örnek Aldığınız Bir Kişinin Özelliklerini Anlatınız

 

Örnek alınması gereken çok sayıda kişi ya da kişiler vardır ama benim örnek aldığım kişi alemlere rahmet olarak gönderilen, son Peygamber Hz. Muhammed Mustafa’dır. Sevgili Peygamber Efendimiz yaşayış tarzı ile, davranışları , güvenirliliği, güzel ahlakı ve tatlı dili ile dünyaya örnek olmuş eşsiz bir insan, eşsiz bir Peygamber ve Müslümandır.

 

Sevgili öğretmenim,

Hz Muhammed kuşu ölmüş bir çocuğun evine gidip ona baş sağlığı dileyecek kadar alçakgönüllü, içinde çocuk sevgisi olan güzel ve büyük  bir Peygamber’dir. Onun yaşayış tarzı, onun hayatını örnek alıyorum. Çünkü Hz. Muhammed hayatı boyunca doğruluktan, dürüstlükten ve güzel ahlaktan yana olmuştur. İnsanlara karşı ön yargılı olmamış, hoşgörülü olmuş, hemen insanları etiketlememiştir. Kusurunu gördüğü kişinin kusurunu herkesin içinde söylememiş, affedici, kusurları görmeyen, Allah’ın yarattığı her canlıya merhamet eden sevgili Peygamber’dir bizim efendimiz.

 

Sevgili öğretmenim,

Hz. Muhammed Günümüzde iki milyarı aşkın takipçisiyle dünyanın en kalabalık ikinci dini olan İslam'ın kurucusu ve merkezî figürüdür. Aynı zamanda bir sosyal reformcu, diplomat, filozof, yasa koyucu, hatip, askeri lider, dini lider olarak da aktif bir hayat sürmüştür. Hz. Muhammed kanaatkar bir insandır, sabırlıdır, hoşgörülüdür, yardımseverdir, dürüsttür, alçakgönüllüdür, mütevazidir, adaletlidir, cömerttir, sakin ve tatlı tatlı konuşandır. Ayıp ve kusurlarından dolayı kimseyi kınamazdı. İnsanlar arsında kadın, erkek, büyük, küçük, renk, dil ve ırk ayrımı yapmazdı. İnsanlara sevgi ve merhametle yaklaşır, hiç kimsenin incinmesini istemez, kimseden intikam almayı düşünmezdi. Açları doyurur, yetimleri, öksüzleri ve kimsesizleri daima korurdu.

 

Hz. Muhammed Yaşamında daima adaleti ilke edinmiştir. Hakkı gözetirken, adaleti uygularken insanlar arasında fark gözetmemiştir. İşte tüm bunlardan dolayı örnek aldığım kişi Hz Muhammed’dir. Konuşmama Hz Muhammed'in birkaç sözü ile son vermek isterim:” Emrolunduğun gibi dosdoğru ol.”  “Gerçek güzellik ahlak güzelliğidir.”  “Yalanla imanın aynı kalpte bulunmaz.” Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için çok teşekkür ediyorum.

Sevdiğiniz Bir Şairi Tanıtınız

 

Sevdiğiniz Bir Şairi Tanıtınız

 

Milli marşımızın şairi değerli insan üstat Mehmet Akif Ersoy2u tanıtmak isterim. Çünkü Mehmet Akif Ersoy bu milletin marşını yazmış, imanlı ve vatansever bir şairdir.

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım

Mehmet Akif Ersoy, Mehmet Âkif Ersoy, 1873 yılının Aralık ayında İstanbul’da  Fatih  ilçesinin Karagümrük semtinde Sarıgüzel Mahallesi'nde doğmuştur. Nüfusa kaydı doğumundan sonra babasının imamlık yaptığı ve ilk çocukluk yıllarını geçirdiği  Çanakkale’nin Bayramiç ilçesinde yapıldığı için nüfus cüzdanında Mehmet Âkif'in doğum yeri Bayramiç yazılmıştır. Annesi  Buhara’dan Anadolu'ya göç etmiş bir  Özbek bir ailenin kızı olan Emine Şerife Hanım (1836-1926); babası ise  Arnavut kökenli Kosova’nın İpek  kentinde dünyaya gelmiş olan Fatih Camii medresesi hocalarından İpekli Tahir Efendi’dir. 

 

Sevgili öğretmenim,

Mehmet Akif Ersoy, Kaynağı İslam dini olan, imani şiirleri ve manzum hikayeleri ile tanınmıştır. Türk şiirine gerçek realizmi getiren kişidir. Eserlerinde canlı tablolar çizmiştir. Epik ve didaktik şiirler yazmıştır. Şiirinin konularını günlük olaylardan alan yazar ve şairi Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşını yazmış, bu milli marşım halkına armağan etmiştir. İstiklal Marşını halkına hediye ettiği için kitabına almamıştır. Mehmet Akif Ersoy’un şiirlerinde de birkaç örnek vermek isterim: Asım, Çanakkale Şehitlerine, Bülbül, Seyfi Baba, Küfe, Süleymaniye Kürsüsünde adlı şiirleri onun en önemli şiirleridir. Veteriner olarak göreve başladığı ilk yıllar bile daha çok şairliği ile tanınmıştır. 1906 yılında Halkalı Baytar Mektebi’nde, 1908 yılından sonra ise Edebiyat Fakültesinde öğretmenlik yapmıştır.

 

1920 yılına gelindiğinde ise Mehmet Akif Ersoy Burdur milletvekili olarak meclise girdi. 1921 yılında para ödülü almamak şartı ile milli marş yarışmasına katılmayı kabul eder. Milli marşımızı kahraman ordumuza ithaf etmiştir. 12 Mart 1921 günü ise şiiri milli marşımız olarak kabul edilir. Ödül olarak verilen 500 lirayı ise Hilal-i Ahmet ve Darül- Mesai Vakfına bağışlamıştır. Gerçek bir halk kahramanı, gerçek bir vatanseverdir. Mehmet Akif Ersoy'un bir kaç sözü ile konuşmama son vermek isterim: "Sahipsiz bir vatanın batması haktır, sen sahip çıkarsan bu vatana batmayacaktır."  "Şudur cihanda benim en beğendiğim meslek, sözün odun gibi olsun hakikat tek." Mehmet Akif Ersoy. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Kalpten Kalbe Bir Yol Vardır Atasözü İle İlgili Konuşma

 

Kalpten Kalbe Bir Yol Vardır  Atasözü İle İlgili Konuşma


 İnsanları bir  araya getiren huy, zevk, alışkanlık, fikir ve inanç birliğidir. Bir araya gelen insanların gönüllerinde de bir duygu birliği vardır. Biri öteki için ne düşünüyor ve ne hissediyorsa öteki de beriki için benzer şeyi düşünür ve hisseder. Bunun için de atalarımız “Kalpten kalbe yol vardır.” sözünü söylemiştir.

 

Sevgili öğretmenim, değerli sınıf arkadaşlarım

Kalpten kalbe yol olduğuna çok inanıyorum. Mesela öğretmenim sizi çok seviyorum ve bunu size belli ediyorum. Davranışlarımla, konuşmamla, samimi hallerim ile. Sizin de beni çok sevdiğinizi sizden gelen güzel davranışlar sayesinde anlıyorum. Sınıftaki arkadaşlarımı çok seviyorum. Çünkü onların sevgisini ve samimiyetini yüreğimde hissediyorum. İşte bu durum güzel duyguların bir araya gelmesi ile oluyor ve karşılıklı güzel bir atmosfer ortaya çıkıyor. Sevmediğim birinin yanında mutlu olmuyorum. Bunu ona da hissettiriyorum. Çünkü sevmediğim kişinin de beni sevmediğini anlıyorum ve ona göre davranıyorum.

 

Oysa kalbi sevgi ile donatılmış, yüreğinde güzel duygulardan başka bir şey barındırmayan insanların temiz insan olduğunu hemen hissediyorum ve o hissi yaşayabiliyorum. Öyle insanlarla vakit geçirmek istiyorum. Biliyorum ki kalplerimiz karşılıklı seviyor birbirini. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Bir Yetkili Olsaydım Sokak Hayvanlarını Korumak İçin Ne Yapardım?

 

Bir Yetkili Olsaydım Sokak Hayvanlarını Korumak İçin Ne Yapardım?


Bir yetkili olsaydım sokak hayvanlarına karşı insanları ilk olarak bilinçlendirirdim ve insanları hayvanları sevmeye, onlarla ilgilenmeye davet ederdim ve onların da bir canı olduğunun unutulmaması gerektiğini söylerdim.

 

Sevgili öğretmenim,

 Yaşadığım yerde yardıma muhtaç ne kadar sokak hayvanı varsa onlar için kocaman bir araziye barınma alanı yapardım ve o araziyi  korunaklı yapardım. Hayvanlara eziyet eden kim varsa onların hukuk önünde cezalandırılması için elimden gelen özveriyi gösterirdim. Sokak hayvanlarının barınma ihtiyaçlarının karşılanması için yaşadığım yerinden insanlarından da destek alırdım ve gönüllü bağışlar toplardım. Hayvanlara merhametli olurdum, onların yaralarını sarar ve onların biz insanlara Allah’ın emaneti olduğunu düşünerek yardım ederdim ve onları  çok severdim. Her bir hayvanın gövdesinin altından  tasma takardım ve onların da bir kimliği olduğunu gösterirdim.

 

Sevgili öğretmenim,

Sokak hayvanlarını gerçekten seven bu işi sadece ticaret olarak görmeyen gerçek hayvansever veterinerlere görevler verirdim. Evine hayvan almak isteyen ve onu korumak isteyen insanlara bakabileceklerse hayvanları teslim ederdim. Bakamayacak durumda olduğu zaman geri gelip arazimize bırakmaları  gerektiğini söylerdim. Havyanlar için durmadan bağış toplardım, onların haklarının savunucu olurdum. Hayvanları Koruma Derneği ile çalışır, onlara da destek olurdum. Açlıktan, soğuktan hayvanların ölmemesi için elimden gelen her türlü fedakarlığı gösterirdim.

Kader İle İlgili Konuşma

 

Kader İle İlgili Konuşma


 Alın yazısı, alın yazgısı deriz aslında kadere. Varlıkların ve olayların  bütün halleri ve vasıfları ile, nedenleri ve koşulları ile, haiz olacakları kuvvet ve kabiliyetleriyle, varlık alemine gelecekleri zaman ve mekanlarıyla Cenab-ı Hak tarafından ezelde tayin buyurulması ve bir tertip ile kaydedilmesi demektir.  Kısaca kader; Yüce Allah’ın tüm olacak olayları önceden bilmesidir. Genelde buna pek kimsenin itirazı olmaz. Çünkü Rabbimiz sonsuz ilme sahip olduğu gibi, ayrıca zamandan üstündür ve bütün geçmiş ve gelecek O’nun bilgisindedir . Çünkü alemlerin Rabbi olan Allah’tır ve  Allah her şeyi bilir.

 

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım

Kadere inanmak İslam dininde imanın esaslarından biridir. Çünkü kaderimizi Yüce Allah belirler, bizlerin ne yapacağını ya da ne yapmayacağını Yüce Allah önceden bilir. Çünkü o sonsuz ilim sahibi olandır. Allah’ın ilmi sonsuzdur ve her şeyin nasıl sonuçlanacağını en iyi şekilde bilir. Gaybı yani geleceği yalnızca Allah bilir ve bu bilgiye sahip olan tek varlıktır. Bu nedenle, bir Müslüman’ın kaza ve kadere iman etmesi, Allah’ın ilmi ve kudretine olan inancının bir gereğidir.  Kader kavramında bir Allah’ın iradesi vardır bir de kulun iradesi vardır. Örneğin;  Her gün sabah güneş doğup akşam batıyorsa bu Yüce Allah’ın ilmi sayesinde olur ve buna kimse engel olamaz.

 

Yıldızların belli bir düzen içinde olması, dünyanın belli bir düzen doğrultusunda yaratılması Yüce Allah’ın sonsuz ilmi ile olur ve bu kaderdir. Ya da anne ve babamızı kendimiz seçemeyiz bu da kaderdir ama sınava çalışmayıp  sınavdan düşük aldığımızda bu benim kaderimmiş demek ,kolaya kaçmak, tembelliğe sığınmaktır. Çünkü insanın kendi iradesi ile olan durumlar da vardır ve bunu da Yüce Allah önceden bilir. Kişinin kendi özgür iradesi  işlediği fiiller de vardır. Bunları Allah’ın zorlaması ile değil, irademizin tercihi ile yaparız. Kul kendi tercihini nasıl kullanırsa, Allah ona göre yaratır.   Yani çalışırsak kazanırız ve başarılı oluruz. Çalışmazsak aç kalırız ve başka insanlara muhtaç oluruz. Çalışmayıp bir de üstüne yoksul olmak kaderimmiş demek kader değil tembellik, kadere bahane bulmaktır. Anlatacaklarım ve bildiklerim bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Özgürlük Sizin İçin Ne Demektir?

 

Özgürlük Sizin İçin Ne Demektir?

 

Özgürlüğünden vazgeçen kimse, insanlıktan, hak ve görevlerinden vazgeçmiş demektir der  Jean J. Rousseau. Özgürlük benim için bağımsız bir ülkede hiçbir ülkenin manda ve himayesi altında yaşamamak demektir. Özgürlük benim için başka insanların yaşama hakkına saygı duyup, kimseyi rahatsız etmeden dilediğini yapabilmek demektir. Özgürlük insanın gelişmiş bir ülkede mutlu bir şekilde yaşayabilmesi demektir. Özgürlük, hürriyet ya da erkinlik, birinin engellenmeden ya da sınırlandırılmadan istediğini seçebilmesi, yapabilmesi ve hareket edebilmesi durumudur. 

 

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım

İnsan özgür olmadığı zaman kendi kafese kapatılmış gibi tutsak hisseder ve mutlu olamaz. Özgür olmayan bir ülkede bilim ve fen gelişmez, özgür düşünce gelişmez. Onun için de böyle ülkeler geri kalmış olmaya devam eder. Oysa gelişmiş ülke olmak için özgürlük olması gerekir. Çünkü özgürlüğün olduğu yerde bilim ve fen gelişir. Özgür olmak demek istediğin kadar çalışabilmek, istediğin kadar dinlenebilmek, eğlenebilmek ve hayatı yaşayabilmek, anın tadını çıkarabilmek demektir. 


Kendi yurdunda, kendi toprak parçanda kendini güven için de hissederek yaşayabilmen demektir özgürlük. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

En Sevdiğiniz Etkinlik Hakkında Konuşma Hazırlayınız.

 

En Sevdiğiniz Etkinlik Hakkında Konuşma Hazırlayınız.

 

En sevdiğim etkinlik ülkemin farklı şehirlerini görmek ve şehir şehir gezerek seyahat etmektir. Seyahat sırasında gittiğim yerleri de gün gün not tutarak günlük yazıyorum. Gezdiğim yerleri not almak, tattığım lezzetleri, tarihi ve doğal yerleri günlüğüme yazmak beni çok mutlu ediyor ve kendimi kültürel açıdan daha zengin ve daha bilgili hissediyorum. Sadece yaşadığım şehirde kalmak beni bir zaman sonra sıkmaya başlıyor. Oysa seyahate çıkmak insanın ruhunu açıyor, onu daha aktif kılıyor ve daha mutlu ediyor.

 

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım

 

Seyahat etmenin bana çok faydası oldu. Eskiden insanlarla fazla konuşmazken  şimdi daha sosyal ve daha açık bir  insan oldum. Gittiğim yerler hakkında bilgi  edindim, müzeler   gezdim, doğal ve tarihi yerler gezdim ve oraların ilgi çekici ve yöresel yemeklerini, tatlılarını yedim. Bu sayede hem mutlu oldum, hem de genel kültürüm arttı. Seyahat etmenin  çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Seyahat ederek stresimizi atıyoruz ve kendimizi daha neşeli ve daha mutlu hissediyoruz. Hayata dört elle bağlanıyoruz ve farklı yerleri gezmenin mutluluğunu anı anına yaşayabiliyoruz. Daha hareketli oluyoruz, hem yiyor, hem geziyor hem de öğreniyoruz.

 

 Yaratıcılığımız artıyor, daha çalışkan ve daha farklı düşünmeye başlıyoruz. En sevdiğim etkinlik seyahat etmek, şehir şehir gezmektir. Bir gün okuyup maddi durumum iyi olursa da ülke ülke gezeceğim ve hayatın tadını çıkarıp anı yaşayacağım. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için çok teşekkür ediyorum.

Ön Yargı İle İlgili Konuşma

 

Ön Yargı İle İlgili Konuşma


Bir kimse veya bir şeyle ilgili olarak belirli şart, olay ve görüntülere dayanarak önceden edinilmiş olumlu veya olumsuz yargı, peşin yargı, peşin hüküm, peşin fikir. İnsanlar hakkında   onları tanımadan peşin hüküm verme iyi bir şey değildir. Ön yargılı olmak aynı zamanda hoşgörüsüz olmak, farklılıkların bir değer olduğunu görememektir.

 

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım,

Önyargı, genellikle bir yargıda bulunmak için yeterli bilgiye ve deneyime sahip değilken ortaya çıkar. Bu sebeple de aslında rasyonel bir temele dayanmaz. Bilinçli veya bilinçsiz olarak pek çok farklı sebeple önyargılar oluşabilir.


Ön yargının sebepleri şunlardır: Bilgi ve deneyim eksikliği, çevresel faktörler, kişisel deneyim, kitle iletişim araçlarıdır. İnsanlar bundan dolayı hemen ön yargıya kapılırlar. Ön yargılı olunduğu için de arkadaşlıklar, dostluklar kurulamaz ve bu da toplum içinde ötekileştirmeyi doğurur ve toplum içindeki insanların birbirinden uzaklaşmasına neden olur. Ön yargı sonucu eksik ya da yanlış bilgi sahibi olan kimseler acele karar alırlar ve bu durumda adil olmayan sonuçların ortaya çıkmasına neden olur. Olumsuz önyargıların güçlenerek ayrımcı davranışlara dönüşmesi, sosyal dışlanma veya mobbing gibi ciddi durumlara sebep olabilir. Bu durum toplumsal adaletin ve refahın bozulmasına neden olabilir. Yeni deneyimler sağlanamaz ve insanların birbirini yüzeysel tanımalarına neden olur ve bu da toplumdaki sevgi ve saygı ortamını azaltır. Ön yargıya uğrayan insanlarda özgüven eksikliği oluşabilir ve bu durumda kişinin kendini kötü hissetmesine ve yalnız kalmasına neden olabilir."Ön yargıları yok etmek, atom çekirdeğini parçalamaktan daha zordur." der  Alber Eınsteın


Sevgili öğretmenim,

İnsanlar hakkında ön yargılı olmadan kalıplaşmış düşüncelerimizden kurtulmaya çalışmalıyız ve insanlar tanımadan onları anlamadan peşin hüküm vermemeliyiz. Algılama biçimlerimizde milliyet, cinsiyet, din, yaş ve deneyim temelli önyargının etkisi varsa bunun gerçek bir bilgi değil, öğrenilmiş bir varsayım olduğunun bilinci ile hareket etmeliyiz. Gündelik hayatımızda ve iş yaşamımızda ön yargılara karşı dirençli olabiliriz ve akılcı davranabiliriz. Yani duygusallığa kapılmamalıyız, hoşgörülü olmalıyız, yeniliklere açık olmalıyız. Düşünce şeklimizi değiştirmeliyiz, çok okumalıyız, çok araştırmalıyız ve ön yargının insanın gelişmesinde eve ilerlemesinde, sosyal hayatında en büyük engel olduğunu bilerek ön yargılarımızı kırmalı, yeni yelkenlere yol açmalıyız.  Anlatacaklarım bu kadardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Teknolojinin Sosyalleşme ve Toplumsal İlişkiler Üzerine Etkileri Nelerdir?

 

Teknolojinin Sosyalleşme ve Toplumsal İlişkiler Üzerine Etkileri Nelerdir?


Teknolojinin gelişmesi her ne kadar hayatımızı daha konforlu hale getirse de olumsuz yanlarını da göz ardı etmemek gerekir. Özellikle çocukların teknoloji ile iç içe olması, ellerinden telefonları, tabletleri düşürmemesi onların sosyal yaşamdan kopmasına neden olmakta ve bu durumda asosyal bir kişiliğe dönüşmesine zemin hazırlamaktadır. Yapılan araştırmalara göre  internet kullanımının öğrencilerde teknolojik bağımlılık yarattığı ve bu bağımlılık nedeniyle öğrencilerin çevreleriyle uyum sağlamada problemler yaşadığını göstermektedir. 

 

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım,

Teknoloji çocukları sosyal hayattan koparmakta ve daha sanal bir dünyaya yönlendirmektedir. Çocuklar bundan dolayı toplumsal yaşamdan kopmakta ve sosyal medyada daha fazla vakit geçirmeye başlamaktadır. Burada önemli olan teknolojiyi bilinçli kullanmaktır. Yani teknolojinin işimize gelen yanını alıp işimize gelmeyen, bizi olumsuz etkileyen yanlarını örnek almamaktır. Örneğin; derslerimizde yapay zekadan faydalanmak işimize yarar. Uzaktaki akrabalarımızla görüntülü konuşmak bizi mutlu eder ama saatlerce internet ile iç içe olmak bizi bir zaman sonra strese sokar ve bağımlı bir kişiliğe dönüşebiliriz. Bilgisayar ile cep telefonları ile saatlerce vakit geçirmek hem beden sağlığımızı kötü etkiler, hem de  ruh sağlığımızı kötü etkiler. Sürekli bu aletlerle vakit geçiren çocukların daha bağımlı, daha öfkeli olduğunu görebiliriz. Çocukların arkadaşları ile ilişkileri zayıflamakta, çocuklar daha öfkeli ve daha saldırgan olmaya başlamaktadır.

 

Çocuklar teknolojiye bağımlı hale gelirler ve derslerinde de başarısızlıklar ortaya çıkar.  Çocukların topluma uyumlu olması için yüzü yüze iletişim ve etkileşim devam etmelidir. Aileler bu konuda bilinçli olmalı ve çocuklarını düzenli olarak takip etmeli ve onlara bir sınır koymalıdır. Önemli olan aşırıya kaçmamaktır. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Müzik Dinlemenin Faydaları İle İlgili Konuşma

 

Müzik Dinlemenin Faydaları İle İlgili Konuşma


Müzik dinlemeyi seven biriyseniz ruhsal açıdan pek çok insana göre daha iyi durumdasınız demektir. Yapılan son araştırmalar, müzik dinlemenin zihinsel sağlığımızı iyileştirdiğini göstermektedir. Ancak müzik dinlemek aynı zamanda fiziksel sağlığımız açısından faydalıdır. Müzik dinlemek insana kendini iyi hissettir ve kişinin gün içindeki stresini alır.


 Müzik insanın hayatının bir parçası olmalıdır. Çünkü insana bu dünyada kendi en iyi hissettiren şeyin müzik olduğunu düşünüyorum. Üzgün zamanlarımızda türküler dinlemek, sevinçli zamanlarımızda hareketli şarkılar dinlemek bizim coşkumuzu daha da artırır. Müzik dinlemek insanı özgür bir yolculuğa çıkarır ve müzik dinlerken kimse duygularımıza ve düşüncelerimize müdahale edemez.


 Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım,


 Müzik dinlemenin önemi ile ilgili şu söz çok kıymetlidir: Müzik ruhu gıdıklayan bir sanattır, o olmadan dünya çok sessiz olurdu." der Lemony Snicket.

"Müzik, en zor zamanlarda bile umudu besleyen bir ışıktır." der Dave Grohl. İşte müzik bu kadar değerlidir ve bizi mutlu eder. Müzik dinlemek;  kişinin uyku kalitesini artırır, sözel zekayı artırır, depresyonu azaltır, ağrı kesici özelliği vardır, metabolizmayı düzenler, insanı mutlu eder, daha az yemek yememizi sağlar ve daha çok sayıda faydası vardır.


 Müzik dinleyerek daha merhametli, daha paylaşımcı insan olabiliriz. Empati kurma becerimiz de gelişebilir ve insana ait olan güzel duygular ve düşünceler gelişebilir. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için çok teşekkür ediyorum.