Gün Doğmadan Neler Doğar Atasözü İle İlgili Kompozisyon
Umut ve umutsuzluk bu hayatta
devamlı yüzleştiğimiz duygulardır. Kimi zaman umudumuzu yitirir hayata küseriz,
kimi zamanda küçük bir umut ışığı bile bize sabretme gücü verir. Her şeyin daha
bitmediğini görür ve umutla bekleriz.Atasözleri toplumların yaşama bakış
biçimlerinin en net yansımalarıdır. “Gün doğmadan neler doğar” atasözü de Türk
milletinin olumsuzluklar karşısında umudunu yitirmediğinin, pes ederek
olacakları beklemek yerine hep bir çıkış yolu aradığının çok güzel bir
ifadesidir.
Çağımızın en büyük sorunlarından
biri ümitsizlik ve en küçük sıkıntılar karşısında hayata küserek kabuğuna
çekilmektir. Günümüz insanı gittikçe daha hırslı hale gelmesine rağmen, bir o
kadar da yenilmişliği kabullenir oldu. Oysaki bizim kültürümüz yüzyıllar boyu
bizlere “çıkmadık candan umut kesilmez” diye öğüt verdi. Zora gelen insanlar
hemen pes eder ve teslim olur. Amacı olan, hedefini belirlemiş insanlar ise
yaşadıkları zorlukların mutlaka geçeceğine inanarak kendini sağlam tutmasını
bilir. Dedelerimizden, ninelerimizden “sabah ola hayrola” sözünü çok sık
duymuşuzdur. Bu söz günümüzde pak kullanılmaz oldu. Umudu kesilmezdi çünkü
onların; nasıl ki rahat zamanlar varsa sıkıntılı zamanlarında olacağını bilir
ve geçeceğine inanırlardı.
Depresyon, sıkıntı, cinnet gibi
kavramlar son yüzyılda ortaya çıkmaya başladı. Tesadüf müdür bilinmez ama aynı
yüzyılda “sabah ola hayrola!”, “Allahtan umut kesilmez” gibi atalarımızın yaşam
biçimini yansıtan sözler az kullanılır oldu. Çünkü bir sözü kullanabilmek için
o söze ve o sözün doğduğu kültüre inanmak gerekir.
Bugün bu atasözlerimizin yerine “
maç doksan dakika” gibi sığ sözlerle kendimizi avutmaya çalışıyoruz ama nafile.
Çünkü kullandığımız sözlerde derinlik olmayınca yaşadıklarımızı hafifletemiyor.
Unutmamak gerekir ki “ Allahtan umut kesilmez “ sözü çok şey ifade eder ve bize
kuvvet verir. İnanarak dilimizden dökülen bu söz kuvvetimize kuvvet katar.
0 Comments:
Yorum Gönder
Deneme