“Bir Dirhem İlim, Bin Okka Edebe Muhtaçtır.” Sözü İle İlgili Kompozisyon

 “Bir Dirhem İlim, Bin Okka Edebe Muhtaçtır.” Sözü İle İlgili Kompozisyon


İlim yolunda olmak, insanlara faydalı eserler ortaya çıkarmak, insanlığa faydalı buluşlar geliştirmek çok büyük bir başarıdır. Başarılı insanlar bu yaptığı çalışmalar sayesinde insanlığın gelişmesine ve ilerlemesine fayda sağlar. İnsanlık bilim ve teknoloji alanında gelişir. Bunlar güzeldir ama bunu gerçekleştirirken  ilim insanlarının, bilim insanlarının yapacağı işlerde  akıl ve edep kavramlarını da ortak noktada buluşturması gerekir. Bir dirhem ilim, bin okka edebe muhtaçtır sözü ile anlatılmak istenen; Önemli olanın önce edep sonra arkasından gelecek olan büyük çalışmalar olduğudur.

 Bir iş edep ile yapıldığı zaman, insanlığın faydasına yapıldığı zaman iyi olur. Mesela atom bombasını insanlığın faydasına bulan Albert Eınstein bunu savaşlarda insanlar ölsün, yıkımlar olsun, acılar olsun diye yapmamıştır. Aksine insanlığın katkısına işler yapılsın diye atom bombasını bulmuştur. Yani burada edep kavramı devreye girmektedir. İşler edep çerçevesinde yapıldığı zaman, insanlığa büyük kötülükler yapılmadığı zaman ortaya çıkan bilimin ve ilimin herkese faydası olur ve herkes ortak noktada insan olma noktasında birleşir. Birlik, beraberlik içinde, barış içinde yaşama duygusunu hisseder ve dünyaya hep birlikte yeni şeyler katar insanlar. Yapılan ilimde, ortaya çıkarılan buluşlarda insanlığın zararına bir şey varsa orada edep yoktur ve o ilimin hiç bir anlamı yoktur. Bilimde etik olmalıdır. Yani bilimin ahlaki yönü de olmalıdır. Mesela belli bir deneyler yapmak için hayvanlara eziyet yapılmamalı, insanlar örnek olarak o  acı veren deneylerde kullanılmamalıdır.

 Bilimde ahlak kavramı olmalıdır önce. Bilimsel araştırmalarda bilerek ya da bilmeyerek etik sorunlar ortaya çıkabilir ve buna deneyimsizlik deriz  onu deriz bunu deriz. Ya bilerek yapılanlara ne demeli? Örneğin, binlerce sınava giren insanların başarılı olmak için yıllarını verdiği sınavlarda soruların bir takım kişilere önceden verilmesi, mülakatta torpil olması ve emek edenin hakkını alamaması vb. Eş ya da akraba kontenjanının olması ahlaki değildir elbette.

  Belki o çalışanlar ileride büyük işlere imza atacak olan kişiler olacaktı ama edep kavramı yaşamda uygulanmadığı zaman, iş ahlakı yerini almadığı zaman o insanların hayatı ile oynamakta bir edepsizlik değil midir aslında. Bundan dolayı her işte önce edep olmalıdır. Edep olduktan sonra, hak hakkına teslim edildikten herkes elinden geleni yapar ve dünyaya faydalı bir birey olmak için çalışmaya devam eder.

0 Comments:

Yorum Gönder

Deneme