Akvaryumdaki Tiyatro Kitabında Geçen Özlü Sözler

 

Akvaryumdaki  Tiyatro Kitabında Geçen Özlü Sözler


Kitap doğayı korumak için, balıkların zarar görmemesi için köylünün canla başla çalıştığını anlatır. Köye yönetmen gelir ama yapımcı senaryoyu saçma bulur. Bunun üzerine yönetmen ve köylüler de köye tiyatro yaparlar. Okul camlarla kaplanır ve böylece okul da sulara kapılmamış olur ve okulun içi akvaryumdan tiyatro olur ve eğlenceli anlar geçirilmeye başlanır. Çocukların zevkle okuyacağı güzel bir kitaptır.

 

Kitapta geçen özlü sözler şunlardır:


“Balıklının meşhur olması her şeyi bitirir.  Oteller, toplu konutlar, havuzlu evler yapılır. Ağaçlar acımasızca kesilir, balta girmemiş ormandan otoban geçirilir. Göle kanalizasyon akıtılır. Tarlalarda domates, biber yerine villa yetiştirilir. Marka manyaklığı burayı da ele geçirir.”

" Marka dolusu bir dünyada yaşamak istemiyordu artık."

“Canavar, biz insanlarız! Bir yerlerde gölleri kuruturken, başka yerlerde suları taşırıyoruz.”

"Ama ben yine de insanların balıkları akvaryumlara hapsetmesine sinir oluyorum."


“Balıklar kedi köpek gibi seviliyor burada.”

Akvaryumdaki balıklarla konuşup, şakalaşabiliyorlar.”

“Ağaçların özgürce gelişmesine izin verdiklerini öğrenince çok şaşırdım. Dalları budandıkça ağaçların hafızalarını kaybettiğine inanıyorlar. “Ağaçları budarsan, dallar ne yöne doğru büyümeleri gerektiğini unutur. Karman çorman olur, dolanır ve birbirlerini boğarlar.” diye düşünüyorlar.”

“Bu köyün en özelliği kimsenin köyü bilmemesidir.”

“Burası öyle bir köy ki iletişim telefon, faks veya internet yoluyla değil, gözle, sözle, dokunmayla sağlanıyor. Kimse gereksiz konuşmuyor. Susmak da bir anlatım biçimi. Çayırlarda dostluk yeşeriyor, mutluluk rüzgar olup esiyor. Unutkanlık yağan karla geliyor, havalar ısınınca da karla birlikte eriyip gidiyor.”


“Ama ben yine de insanların balıkları akvaryumlara hapsetmesine sinir oluyorum.”

“Bir akvaryumdaki yaşamanın dayanılmaz endişesini hissetmeyecekler!”

0 Comments:

Yorum Gönder

Deneme