Susuzluk, Toprak, Kirlilik, Atmosfer, Kuraklık Sözcükleri İle İlgili Hikaye

 

Susuzluk, Toprak, Kirlilik, Atmosfer, Kuraklık Sözcükleri İle İlgili Hikaye


Sabah erkenden uyandım. Bugün okulun ilk günüydü. Çok heyecanlıydım. Hemen yerimden kalktım, yeni okul kıyafetlerimi giyip doğruca elimi yüzümü yıkmaya gittim. Çeşmeyi açtığımda çeşmeden su gelmiyordu. Sular kesilmişti.  Susuzluk kadar kötü bir şey yoktu. Çünkü su ölmese kirimizden, pasağımızdan  birbirimizin yanına bile yaklaşamazdık. Ne kadar da önemliymiş suyun olması dedim kendi kendime.  Sivas Belediyesi'nden anons yapılmış akşam beşe kadar su gelmeyecek deniliyordu. Küresel ısınmanın etkisiyle iklimler değişmeye başlamış, iklimlerin zamanı da değişmeye başlamıştı. Bu yıl çok fazla kar ve yağmur yağmadığı için barajlar çekilmeye başlamış ve her yerden kuraklık sinyalleri gelmeye başlamıştı.


 Çok korktum ve çok üzüldüm ama bugün moralimi bozmamalıydım. Çünkü bugün okulun ilk günüydü ve okulumuz farklı bir mahallede olduğu için orada sular kesik değildi. Hemen servise binip okuluma vardım. Okula girdiğimde öğretmenimiz ve arkadaşlarımı görünce çok heyecanlandım ve hemen onlara sarıldım. Okuldaki suyu da dikkatli kullanmayı ihmal etmedim. Çünkü kuraklık kapıdaydı. Daha sonra öğretmenlerimle ve arkadaşlarımla küresel ısınma üzerine, atmosferin kirliği üzerine muhabbet ettik. Öğretmenimiz bir Kızılderili atasözü  söyleyerek doğamızın önemine dikkat çekti. O söz aklımda kaldığı kadarı ile şöyleydi: “Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak”.  Ne kadar da çok önem veriyorlarmış yaşadıkları çevreye diye düşündüm. Daha sonra okul bitti ve servise binip tekrar eve geldim. Yemeğimi yedikten sonra üstümü çıkarıp arkadaşlarımla dışarı çıktım ve mahallede top oynamaya başladık. Top oynarken yerde bir sürü pet şişeler, abur cubur kağıtları, kullanılmış peçeteler,  sigara izmaritleri vardı. İnsanlar olarak çevreyi ne kadar çok kirletiyoruz diye düşündüm. Havayı, suyu, toprağı kirletiyor sonra da mucize bekliyorduk. Mucize kendi elimizdeydi oysa. Temiz olmak, doğamızı korumak kendi elimizdeydi. Hemen arkadaşlarıma döndüm ve top oynamayı bırakalım ve önce oynayacağımız yeri temiz hale getirelim dedim ve birlikte top oynadığımız yeri ve diğer çöp atıkları olan yerleri tertemiz yaptık. Birlik, beraberlik ve dayanışma içinde çalışmak da ayrı bir zevk veriyordu insana. Böylece daha temiz bir çevre ortaya çıkmıştı. Çok mutlu olmuştuk.


 Arabadan çıkan gazlar, kalitesiz yakıt kullanımı, doğaya zararlı kozmetik kullanımı, egzoz gazları ve ve daha birçok etmenler atmosferimizi kirletiyordu. Atmosfer kirlendiği zaman cilt hastalıkları, saç dökülmesi, akciğer hastalıkları ve kansere yakalanma kaçınılmaz sonumuz olurdu.. Ayrıca kükürt dioksit ve ozon;  bitkiler için zararlı olup; özellikle ozon, ürün kayıplarına sebep olmaya ve ormanlara zarar vermeye başlardı. Kirli hava genlerimizi etkiler ve bu da bizde çeşitli sağlık sorunlarına neden olurdu. Arkadaşlarımla da güzel bir sohbet gerçekleşmişti. Daha sonra biz bugün çok ders çalıştık galiba dedik ve hemen futbol oynamaya başladık ama daha temiz bir sahaydı artık oynadığımız yer ve biz daha bilinçli insanlar olacağımıza söz vermiştik adeta.

0 Comments:

Yorum Gönder

Deneme