Olmayan Ülke Kitabının Özeti

 

Olmayan Ülke Kitabının Özeti


Büyücüler Ay tozundan yaratıldıklarına inandıkları için topraktan gelen insanları küçümserler ve onlara karşı nefret duyarlarmış. İnsanlar da büyücülerin kendilerinden daha yetenekli olmalarını çekemez ve onları uğursuz sayar, hiçbir yerde aralarına almazlarmış. Akıl ülkesi ve hayal ülkesi adında iki ülke varmış. Akıl ülkesinde insanlar, hayal ülkesinde ise büyücüler yaşarmış. Akıl ülkesinin bir padişahı varmış. Halkı ile yakından ilgilenir, halkını çok sever, halk da padişahını çok severmiş. Her ne kadar padişah halkını çok sevse de padişahın üç tane tutkusu varmış. Bu üç tutku padişahın üç kızıymış. Gök Hanım, Yer Hanım ve Su Hanım adında kızları varmış. Kızlar evlilik çağına yaklaştıkları için babalarına karpuz göndermişler. Bu kızların artık evlenmek istediklerini ifade eden bir ipucuymuş. Padişah ise kızlarını halâ çocuk olarak görürmüş. Gel zaman git zaman kızlarının istediğini anlamış ve bunu kabul etmiş.  


Ülkesinin tüm yakışıklılıkları gelmiş ve kızlar istedikleri genç üzerine elma atacaklarmış. Gök Hanım ve Yer Hanım vezirin oğulları üzerine elma atmış. Küçük hanım olan Su Hanım ise elindeki elmayı  bir gözü kör ve  bir ayağı topal bir eşeğin üzerine atmış.Su Hanımın ablaları sevdikleri üzerine elmayı atabilmiş ve Su Hanım öyle yapamamış. Oysa onun elma attığı eşek çok yakışıklı bir delikanlıymış ve Su Hanım dışındakilere eşek olarak görünüyormuş. Padişah kızına çok öfkelenmiş ve elmayı bir eşeğin üzerine attı diye eşeği ve kızını ahıra kapatmış. Ahıra giren Su Hanım ve genç delikanlı orada konuşmuşlar ve genç delikanlı kıza şunu söylemiş: Ben büyücüler ülkesinden geliyorum. Amacım size kötülük yapmaktı ama seni görünce aşık oldum ve sevginin ne demek olduğunu anladım demiş. Kız da ona aşık olmuş. Genç adam kıza ben şimdi ölü numarası yapacağım ve sen de ahırdan kurtulacaksın daha sonra babanın yapacağı yarışmalara ben de katılacağım demiş ve dediğini de yapmış. Bu arada Su Hanım büyücü delikanlının söylediklerini ablalarına söylemiş. Ablaları bu olayı hemen babalarına iletmişler. Oysa Rüzgar adındaki büyücü oğlan Su Hanım’a aralarındaki bu sırrı söylemeyeceğine dair söz vermişti ve Su Hanım sözünü tutamamış. Genç delikanlı yarışları kazanmış ve padişah onu tutsak etmek ve öldürmek için harekete geçse de genç delikanlı büyü yardımıyla kurtulmuş ve  aslana dönüşmüş ve Su Hanımın ülkesini terk etmiş. Su Hanım çok pişman olmuş. Daha sonra Su Hanımın ablalarının düğünü olmuş. Su Hanım ise dadısına Rüzgar'ı unutamadığını ve onu aramak için yola düşeceğini söylemiş. Bunun için de  demir çarık ve demir asa alarak yola düşmüş. Günlerce Rüzgar'ı aramış. Karşısına bir altın kelebek çıkmış, altın kelebek kıza soru sormuş ve kız sorulara samimi cevap vermiş. Bunun üzerine Altın Kelebek genç delikanlıya dönüşmüş. O genç delikanlı da Rüzgar'mış. Rüzgar ise Su Hanıma şunu demiş: Nasıl ki senin baban benim babamı öldürdü ve bize düşman benim annem de babamın katili senin baban olduğu için sizden nefret ediyor ama ben seni ona kabul ettirmeye çalışacağım demiş. İki genç birbirine sımsıkı sarılmış ve aşklarından vazgeçmemişler. 


Daha sonra küreden oğlunu ve gelin adayını izleyen büyücüler kraliçesi oğluna gelini kabul edeceğini söylemiş ve yalan söylemiş. Aslında gelinden nefret ediyormuş ve onu ortadan kaldırmak için türlü oyunlara başvurmuş. Çünkü o insanmış ve insanlar büyücülerin en büyük düşmanıymış. Büyücüler kraliçesi Su Hanımı sırasıyla kız kardeşine, erkek kardeşine göndermiş ve onların Su Hanıma zarar vermesini istemiş  çünkü kendisi oğluna söz verdiği için Su Hanıma zarar veremezmiş. Annesinden şüphelenen Rüzgar bu durumun farkında olduğu için annesinden şüphelenmiş ve Su Hanımın başına kötü bir olay gelmesine izin vermemiş. Büyücüler Kraliçesi gelinine kendi zarar veremediği için her türlü yolu denemiş. Çünkü kendisi büyük Bir yemin etmişti ve ve beni ateş kuşatsın demişti. Tüm bunlara rağmen kötülük kazanmamış. Rüzgar ve Su Hanım Hayal ülkesinden de kaçmış ve kazanan sevgi, aşk, cesurluk olmuş. Rüzgar ve Su Hanım bir yıldızın peşinden gitmişler. O yıldızın adı da Venüs’müş. Venüs güzellik demekmiş. Su ve Rüzgar yeryüzüne yepyeni bir uygarlık armağan etmiş.

0 Comments:

Yorum Gönder

Deneme