Keçe Keçi Kurt Sürü Çoban Köpek Kır Sözcüklerinden
Bir Hikaye
Çoban Mehmet sabah erkenden kalkmış
koyun ve keçi sürülerini dağlara çıkarmak için yola koyulmuştu. Gökyüzü
masmavi, güneş her yeri ısıtacak güçteydi. Hava çok berraktı ve Çoban Ali de
buna çok sevinmişti. Küçük bebeği Aslı’yı ve eşi Sude’yi yanaklarından öptükten
sonra gitti işine. Yanındaki Kangal köpeği de onlara eşlik ediyordu. Sivaslı
bir yiğitti genç çoban. Kırlara doğru çıktı ve sürü de peşinden geldi. sürülerini
otlatmaya başlayan çobanın iki saat sonra uykusu gelmeye başladı. Gözleri
kapandı kapanıyordu. Çünkü dün gece geç saatlere kadar maç izlemiş ve saat iki gibi yatmıştı.
Bir anda uyumaya başladı ve Kangal
köpeğinin havlaması ile uyandı. O da ne Kurt sürüsü gelmiş koyunları götürmeye
çalışıyordu. Kangal köpeği her ne kadar havlasa da onlara karşı çıksa da
kurtlar sürü halinde olduğu için bir şey yapamıyordu. Kurtlar çobanın etrafını
sarmıştı ve çobanı yok edeceklerdi. Kelime-i şehadet getiren çoban çok korkuyor
ve sonunun geldiğini düşünüyordu. Kurtlar bir kaç tane koyun ve keçiyi almış yemişti
bile. Çobanın keçesine diş attı bir kurt. Çoban
kendini korumaya başladı ama iş işten geçmişti. Tam kurt onu ısıracağı
zaman irkilerek terler içinde uyandı ve koca bir ohhh... çekti. Can ne tatlıymış meğer dedi. Meğerse on dakikalık uykuda gördüğü her şey
rüyaymış.
Gerçekte koyun ve keçiler otluyordu. Hemen uyandı
hayvanlarının yanından ayrılmadı. Bir daha da geç saatlere kadar beklemedi. Çünkü kendisine emanet edilen koca sürü bir köyün gelir kaynağıydı. Emanetti ve Mehmet de emanete sahip çıkmalı ve güvenilir olmalıydı. Mehmet daha sonra hayvanlarını otlattı, leğenlere su koyup içine tuz attı ve hayvanla suları bir güzel içtiler daha sonra sürüleri alıp evine gitti ve eşinin
hazırladığı sıcak çorbayı içti ve
akşamdan uyudu.
0 Comments:
Yorum Gönder
Deneme