Dokuz Atasözü ve Anlamları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Dokuz Atasözü ve Anlamları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Dokuz Atasözü ve Anlamları

 

Dokuz Atasözü ve Anlamları

 

Yatan aslandan gezen tiki yeğdir: Çok güçlü olup da çalışmayan, soylu olup da bir şeyler üretmeyen, hantal hantal oturup onun bunun sırtından geçimini sağlayanlardan olmaktansa  güçsüz olan ama alın teri ile parasını kazanan, boş oturmayan kimseler daha iyidir.

Kapına Yörük, bağrına erik bastırma: Yörük gezmeyi, göç etmeyi seven karakterde olduğundan bir yerde sabit duramaz. Bundan dolayı evde de, iş yerinde de sebat etmez. Gözü hep yolda olup her an gitmeyi düşünür. İnsana ondan hayır gelmez. Erik ağacının kökleri de etrafa yayılmayı sevdiği için bağa zarar verir.


Kar yağar, iz örtülür: Gerçekler çeşitli  yöntemlerle, davranışlarla, sözlerle gizlenebilir.

İlim dost kazandırır, mal düşman: Sahip olduğu bilgi insanın arkadaş edinmesine, saygı göstermesine neden olur. Sahip olduğu mal ise .evresindekilerin onu kıskanmasına yol açar. O kişiler o malları elde etmek için kötülük yapmayı göze alırlar.

Fırın kızmayınca ekmek pişmez: Her iş zamanında yapılırsa başarılı sonuç alınabilir.

Çobana çoban ekmeği hoş gelir: İnsan başkasının sahip olduklarına ulaşmak yerine kendi elinde olanların kıymetini bilmelidir.

Bir para için yıldıza kement atılmaz: Para düşkünü olan insanlar olmayacak işlere girişmekten çekinmezler.


Altına yapışsa elinde bakır kesilir: Kişinin kaderi iyi değilse giriştiği hiçbir işten olumlu sonuç almaz.

Müft olsun da zift olsun: Bazıları bedava buldukları yenmeyecek şeyleri bile yerler, işe yaramayan şeyleri alıp götürürler.