Atasözleri ve anlamları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Atasözleri ve anlamları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Komşuluk İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

 

Komşuluk İle İlgili Atasözleri ve Anlamları


Komşuluk ilişkileri her ne kadar günümüzde fazla kalmadıysa da yine az ve öz olarak bu ilişkiler devam etmektedir.

Komşuluk ile ilgili atasözleri ve anlamları şunlardır:


Komşu darısı iyi olur: İnsana başkalarının sahip oldukları daha cazip gelir.

Komşu boncuğunu çalan gece takınır: Hırsızlık yapılarak elde edilen şey mal sahibinin göremeyeceği yer ve zamanda kullanılır.

Komşunun karısı komşuya kız görünür: Birinin sahip olduğu mal başka birine olduğundan daha değerli görünür.

Komşu ekmeği komşuya borçtur: Komşunuz size ikramda bulunur ve hediye olarak bir şey verirse siz de ona ikramda bulunmalı ve hediye vermelisiniz.


Komşun kör ise sen kıpa bak: İnsan çevresindeki kişileri kıskandıracak hal ve hareketlerden kaçınmalıdır. Komşularında bulunmayan şeye sahip olsa bile  bunları belli etmemeli, çevresindeki kişiler gibi yaşamalıdır.

Komşunu sev ama aradaki duvarı kaldırma: İnsanlarla arkadaşlıklar dostluklar kur ama arada mutlaka bir sınır olsun. Çünkü o sınır seni koruyacaktır. İnsanlara aşırı güvenme yoksa hayal kırıklığı yaşarsın. 

Komşu da pişer, bize de düşer: Yakınlarımız, yararlı şeyler elde ettiği zaman o yararlı şeylerden bizim de faydalanmamız mümkün olabilir.

Komşu iti , komşuya ürümez: Başka kişilere zararı olan, onları rahatsız eden kişi komşularına kolay kolay zarar vermez.


Komşudan gelenle doyulmaz: Zor zamanlarda komşunun yardım edeceğini düşünmek güzel bir duygudur fakat  her şeyi komşudan beklemek de doğru olmaz. İnsan bazı şeyleri kendisi yapmalıdır, kendisi sağlamalıdır.

Komşu komşunun külüne muhtaçtır: İnsan herhangi bir sorun yaşadığı zaman komşularına başvurmak zorunda kalır çünkü hayat her zaman güllük gülüstanlık gitmeyebilir.

Komşu kızı almak kalaylı kaptan su içmek gibidir: Komşu kızıyla evlenecek olan, ailenin ve kızın durumunu çok iyi bildiği için gönül rahatlığı içinde bu ilişkiyi kurar.

Ev alma, komşu al: Komşuluk ilişkileri, iyi komşuluk çok önemlidir. Çünkü sabah akşam komşularınızı göreceksiniz ve onlarla daha çok iletişim kuracaksınız.

Komşu hakkı Tanrı hakkı gibidir: Komşunun komşu üzerindeki hakkı, Tanrı’ kul üzerindeki hakkı kadar önemlidir.

Komşuda aş pişer, kokusu bize düşer: Yakınlarımız, yararlı şeyler elde ettiği zaman o yararlı şeylerden bizim de faydalanmamız mümkün olabilir.

Komşunun tavuğu, komşuya kaz görünür: Birinin sahip olduğu mal başka birine olduğundan daha kıymetli görünür.


Komşunu iki inekli iste ki kendin bir inekli olasın: Başkalarının iyiliğini düşünen kimseler aynı şekilde karşılığını alır ve iyilik bulurlar.

Komşun hakkında karar vermeden  iki ay onun makosenleriyle yürü: İnsanlar hakkında doğru karar vermek için ön yargılı olmamak gerekir. Doğru bir değerlendirme için kişinin yaşam koşulları, eğitimi gibi özellikleri de göz önünde bulundurulmalıdır.

Komşu hakkı büyük, saymayan hödük: Komşunun, komşu üzerindeki hakkı Tanrı’nın kul üzerindeki hakkı gibi kutsaldır.

20 Tane Atasözü ve Anlamları

 20 Tane Atasözü ve Anlamları


1) Göz Mideden Büyüktür: Bir midenin içine alacağı yemek miktarı bellidir. Kimi insanlar ihtiyacı olmadığı halde gördükleri ve istedikleri her şeye sahip olmak isterler ve bundan dolayı açgözlü davranışlar sergilerler. Neyi, ne kadar alacakları hiç belli olmaz. Bunun için böyle insanlardan olmamalıyız. Tok gönüllü olmalıyız ve fazlasına kaçmamalıyız.

2) Ekmek bulduk, gaga mı kaldı?: İnsan çok ihtiyacı olan bir şeye kavuştuğu zaman onun daha iyisini, daha kalitelisini aramakla meşgul olmamalıdır.

3) Dilenci küsmüş, kısmetini kesmiş: Bir kimseden yardım bekleyen kişi ondan ümidi kesmemeli yoksa olacak işi de olmaz.

4) Çömlekçi suyu saksıdan içer: İnsan sahip olduğu bilgi, beceri ve yetenekleriyle elde ettikleri sayesinde hayatını idame ettirir.


5) Çok seğirten çabuk yorulur: Dengeli çalışarak hemen hemen her işte sağlıklı bir sonuca ulaşmak mümkündür. İnsan gücünün üstüne çıkmadan çalışmalıdır. Kendini fazla yormadan çalışanlar hem uzun süre çalışabilirler hem de istedikleri sonuca daha kolay ulaşırlar.

6) Buyurmadan tutan evlat, gün doğmadan kalkan avrat, deh demeden yürüyen at: Çocuk anlayışlı, anne ve babasını üzmeyen olursa iyi olur. Kadın da  güne erken kalkmalı, at da kamçı yemeden yürüyen olmalıdır .

7) Beylik çeşmeden su içme:  Devlet işlerine yanaşmak tehlikelidir. Küçük bir hata çok büyük sonuçlara neden olabilir. Devlet akla gelmeyecek bir açıdan olaya bakarak kişiyi altından kalkamayacak büyük sorumluluk altına sokabilir. Bu yüzden devletle ilişki kurulurken dikkatli olunmalıdır.

8) Arsız neden arlanır, çul da giyer sallanır: Arsız olan kişide utanma duygusu kalmadığı için elbise de çul daa giyse salına salına gezer.


9) Azmış, kudurmuştan beterdir: Kendisini kaybedecek derecede coşkun ve heyecan içindeki bir kişiyi kontrol altında tutmak kolay değildir.

10) Az el aş kotarır, çok el iş kotarır: Yemek az kişiyle  onun dışında kalan işler ise çok kişiyle daha çabuk yapılır.

11) Çok el ya yağmaya ya yolmaya: Bir işte gereğinden fazla kişi aynı anda çalıştığında karmaşa ortaya çıkar. İstenen sonuç  elde edilemez.

12) Çorbanın ateşini kazandan sor: Bir işin zorluğunu ancak o işin içinde olanlar bilir.

13) Dağ ardında olsun da yer altında olmasın: İnsan sevdiği birinin ölmesindense uzakta olmasını yeğler.

Dağdaki kekliğin bini bir paraya: Etrafta çok da olsa ele geçmeyen, yararlanılamayan güzelliklerinin insana bir faydası yoktur.

14) Damlaya damlaya göl olur: Küçük veya önemsiz görülen şeyler biriktirilirse lazım olduklarında çok işe yarayabilir.

15) Dalaşan köpekte yara eksik olmaz: Sürekli mücadele içinde olan kişinin başında bela eksik olmaz.

 

16) Değirmen taşının altından diri çıkar: Kişi zora düştüğü zaman daha kolay çözüm yolu üretir ve işini daha sağlıklı bir biçimde yürütür.

17)Dayanık öküze “oha” neymiş?: İşini eksiksiz ve doğru yapan kişiye iyi çalış demeye gerek yoktur.

18) Defineye malik viraneler var: Kimi insanlar kıyafetleri eski veya modası geçmiş olduğu için hor görülürler fakat onların içinde çok değer olanları vardır. İnsanları kılık kıyafete göre değerlendirmek saçma ve etik olmayan bir harekettir.

19) Devenin yemediği ot başını ağrıtır: Bir insanın yapması gereken ama yapmadığı bir iş kendisini sıkıntı içinde bırakır.

20) İmam görür ağlar, davul görürü oynar: Kimi insanlar çevrenin durumuna göre hareket ederler. Onları bazen imam ile derin inançla Allah’a yakarırken bazen de çalgılı, eğlenceli bir yerde eğlenirken görürsün.

 

 

10 Tane Atasözü ve Anlamları

 10 Tane Atasözü ve Anlamları


Devenin yemediği ot başını ağrıtır: Bir insanın yapması gereken ama yapmadığı iş kendisini sıkıntı içinde bırakır.

* Bir başa bir göz yeter: Ne kadar çok malı olsa da insan yine bir şeyler elde etmek ister, geleni geri çevirmek istemez. Oysa insan hayatta ihtiraslı olmamalı, ihtiyacından fazlasını istememelidir.

* Ağlamak para etmez: Bir iş olup bittikten sonra üzülmenin yararı olmaz.

* Çok gezen tavuk ayağında pislik getirir: İnsan kötü insanlarla bir arada olup, yanlış işler yaparsa ömrü boyunca bu kötülüklerin içinde kalır. Bu ortamdan kolay kurtulamaz ve hep aksiliklerle karşılaşır.


* Ekmek yemek istiyorsan saman yığının üstüne yatma: İnsan hayatta bir şeyleri başarmak istiyorsa, kazancının fazla olmasını istiyorsa muhakkak çok emek edip çok çalışmalıdır.

* Geçer ama deler geçer: Hiçbir şey kalıcı değildir. İyi günler de, kötü günler de  önünde sonunda biter. Ancak yaşanan dertler, üzüntüler ve çekilen çileler büyük izler bırakır.

* Gazap gelince akıl gider:  Öfkeli bir kişi mantıklı ve doğru düşünemez ve tutarlı hareket edemez.

* Hayırsız evlat, dermansız dertten beterdir: İyi yetiştirilmemiş ve malın değerini bilmeyen çocuk, kendi emeği ve alın teri ile kazanmadığı için ailenin malını kolayca elden çıkarabilir ve har vurup harman savurabilir. Ailenin başına türlü belalar açabilir.


* İlim dost kazandırır, mal düşman: Sahip olduğu bilgi insanın arkadaş edinmesine, saygı görmesine neden olur. Sahip olduğu mal ise çevresindekilerin onu kıskanmasına neden olur. O kişiler o malları elde etmek için kötülük yapmayı göze alırlar..

* Kurttan çoban olmaz: Çok önemli ve değerli olan bir mal veya eşya zarar görmemesi veya tamamen yok olmaması için ona zarar vereceği önceden belli olan kişilere teslim edilmemelidir.

* Kurt dumanlı gün arar: Kötü niyetli kimseler ortalıktaki karışıklıklardan yararlanırlar.

Fırsat İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

 Fırsat İle İlgili Atasözleri ve Anlamları


Su akarken testiyi doldurmalı: İnsan elinde imkanları varken, maddi açıdan iyi durumdaysa bu durumu iyi değerlendirmeli ve birikim yapmalıdır. Çünkü her zaman iyi durumda olamayabiliriz. Onun için yakaladığımız fırsatları değerlendirmeliyiz ve su akarken testiyi doldurmalıyız, birikim yapmalıyız ki ileride zorluklar yaşamayalım.


Fırsat her zaman ele geçmez:  Fırsatlar elimize nadiren geçer. Onun için elimize geçen fırsatı hiç beklemeden değerlendirmeliyiz ve kendimiz için yatırım yapmalıyız. Şans , fırsat her zaman bizimle olmayabilir. Bizimle olduğu zaman da elimizi çabuk tutmalı ve aklımızı iyi kullanmalıyız. Başarılı olmak için her zaman uygun ortamı ve koşulları bulamayız. Uygun ortam ve koşulları iyi değerlendirip başarılı olmak için çalışmalıyız.


Kaçan balık büyük olur: Yakalanamayan ve kaçan balık, başkalarına abartılarak anlatılır. Elden kaçırılan fırsat gözde büyütülür. Her şeyi olduğu gibi görmeli ve göstermeliyiz.

Yiğit bin yaşar, fırsat bir düşer:  Fırsatı binde bir kez ele geçiririz, fırsat elimize geçtiği zaman da bunun önemini bilip değerlendirmek gerekir.


Fırsat sakal altından geçer: Fırsatı yakalayabilmek için uygun zamanı yakalamak iyi olur.

Kaybolan (zayi olan) koyunun kuyruğu büyük olur:  Elden kaçırılan fırsat abartılır.

 

3 Atasözü ve Bu Atasözlerinin Açıklamaları

 3 Atasözü ve Bu Atasözlerinin Açıklamaları




“Fukaranın Tavuğu Tek Tek Yumurtlar.” Atasözünü Açıklayınız.

Yoksullar her zorluğu çeken, imkansızlıklar içinde kendine imkan yaratmaya çalışan kimselerdir. Yoksul olanların şansı hemen hemen hiç gülmez. Onun eline geçen fırsatlar da öyle çok değildir. İmkanları sınırlıdır. Bunun için hangi işe el atarsa atsın, zengin gibi kazanamaz. Yoksul insanların umduğundan fazla kazandığı görülmemiştir. Bunun için de atalarımız fukaranın tavuğu da tek tek yumurtlar sözü.” sözünü söylemiştir. Zengin insanların imkanı fazla olduğu için onlar bir işten zarar da görse de fukaralar kadar etkilenmezler. Çünkü onların geçmiş birikimleri vardır ve büyük bir iflasta bile kendilerini idare edebilecek şeyleri olabilir. Oysa yoksulun işi öyle değildir. Onlar hem zor kazanır hem de çok alın teri dökerler ama kazançları yine de az olur.

 

“Sabrın Sonu Selamettir.” Atasözünü Açıklayınız.

Olan veya olacak olan tüm güçlüklere göğüs geren, öfkeye ve telaşa kapılmadan başına gelen olumsuzlukların geçmesini bekleyen, ses çıkarmadan bunların da geçmesini sabır ile bekleyen, erdem gösteren insan sonunda istediği mutlu ve huzurlu günlere kavuşacaktır. Sabrın sonu esenlik olacaktır, sabrın sonu güzel ve aydınlık günler olacaktır. Yeter ki sabır göstermesini bilelim ve ani hareketlerde bulunarak güzel olan şeyleri sabırsızlığımızla kötüye çevirmeyelim. Sabrın sonu selamet olsun istiyorsak bu zor günlerinde geçeceğini bilelim ve zamana bırakalım kimi şeyleri. İşte o zaman mutluluklar bizimle olacaktır.

 

“Az Tamah Çok Ziyan Getirir.” Atasözünü Açıklayınız.

Elindeki ile yetinmeyen, gözü doymayan ve daha fazlasına sahip olmak isteyen kimseler, isteklerine kavuşmak için çeşitli yollara başvurur. Aç gözlü olduğu için doyumsuz olan böyle kimseler bu tutumlarından dolayı zarara uğrar. Açgözlü oldukları için doyumsuz davranmış ve ve kendini tehlikenin içine atmıştır. Böyle kimseler kimi zaman ellerindekileri de kaybederek kendilerini ateşin içine atarlar. Yaptığı aç gözlülüğün bedelini de bu şekilde ödemiş olurlar. Aç gözlü olmamak gerekir. Elimizdekiler ile yetinmeyi bilip çalışmaya devam edersek Yaradan bizlere zaten daha fazlasını verecektir.

Z Harfi İle İlgili Tüm Atasözleri ve Anlamları

 Z Harfi İle İlgili Tüm Atasözleri ve Anlamları


Zahmetsiz rahmet olmaz: Her verimli sonuç, disiplinli bir çalışma sayesinde olur.

Zahirenin ambarı sabanın ucundadır: Toprak işlenmediği zaman ambarlarda hiç bir şey olmaz. Verimli sonuç işe verilen önem sayesinde olur.

Zaman sana uymazsa, sen zamana uy: Zamanı kendimize uyduramıyorsak, biz zamana uygun davranmalıyız. Burada anlatılmak istenen ve verilmek istene bir diğer mesaj ise anlayışlı ve uyumlu olmamız gerektiği ile ilgilidir.

Zararın neresinden dönülse (dönersen) o kârdır: Zararın neresinden dönersek dönelim bizim için kazanç gibi olur. Zararımıza olan işten hemen geri çekilmeli, daha fazla zarar etmemek için mantıklı davranmalıyız.

Zaman insana her şeyi öğretir: Büyük işlerin sonucu süreç gerektirir. Yapılacak işlere gereken zaman harcanmalıdır ve işlerde acele edilmemelidir.

Zan, hatıranın yalanıdır: Sanmak kesinlik taşımaz. Sanmak kesinlik bildirmediği için hatıralarımızın  gerçekliği tartışılır. Sanılara uyarak gerçek dışı davranışlarda bulunmamalıyız.

Zor, oyunu bozar: Olağan gelişimini izleyen iş, zor karşısında bozulur. Güçlü kişinin isteği yerine getirilir.

Zenginin ayıbı, fukaranın hastalığı meydana çıkmaz: Zengin ayıbını parası ile örter. Yolsu kişi de parası olmadığı için hastalığını kendi kendine çeker.

Zengin arabasını dağdan aşırır, züğürt düz ovada yolunu şaşırır: Zengin imkanları çok olduğu için , her sıkıntısını giderebilir ama fakirin parası az olduğu için o her sıkıntısını gideremez.

Zemheride sür de çalı ile sür: Kışın çift sürülürse verim daha fazla olur. Elverişli koşullarda yapılan işlerden daha çok verim alınır.

Zenginin malı, züğürdün çenesini yorar:  Fakir kimse vaktini zenginin malını konuşmakla geçirir. Başkalarına özenmek yerine, kendi işimize bakmalıyız.

Zürefânın düşkünü, beyaz giyer kış günü: Önce varlıklı olup da mevsimine göre giyinen kişi, düşkün olunca bunu yapamaz.  Daha önce iyi bir durumdayken bulunduğu iyi konumu kaybeden kişi uygun olmayan, yerli yersiz davranışlarda bulunur.

 Zulüm ile abat olanın akıbeti berbat olur: Zorbalıkla varlık sahibi olanın sonu kötü olur. Kimsenin hakkını yememeliyiz yoksa bizim de canımızı bir güzel yakarlar.

Zorla güzellik olmaz: Çirkin bir zorla güzelleşemez. Her şeyi kendi doğallığına bırakmalıyız.

Zengin kesesini döver, züğürt dizini: Zengin malı ve mülkü ile gösteriş yaparken, yoksul da dizlerini döver. İnsanların toplumsal yaşamları arasındaki dengesizlik birine mutluluk getirirken, diğerine de mutsuzluk getirir.

Y Harfi İle İlgili Tüm Atasözleri ve Anlamları

 Y Harfi İle İlgili Tüm Atasözleri ve Anlamları


Yağmur yağarsa gelinin gözü yaşlı olur: Yağmur verimi artırdığı için gelin daha çok çalışmak zorunda kalır. Kırsal alanlarda kadının üzerindeki yükün azaltılması gerekir.

Yağmur yağsa kış değil mi, kişi halini bilse hoş değil mi?: İçinde bulunduğumuz durumu bilerek hareket etmeliyiz.

Yay yiyen köpek tüyünden belli olur: Yağ yiyen köpek besili olur, iyi olur. Durup dururken bir anda hayatı normal düzeyden yükseğe çıkarsa o kişi hakkında şüphe duyulur ve o kişi için çalıp çırpıyor denilir.

Yağına kıymayan çöreği zor yer: Ürünün iyi olması için gereken emek ve harcamadan kaçınılmamalıdır.

Yaban arısı kılavuzsuz olmaz: Yabancısı olduğumuz yerde, yol gösterici olmadan dolaşamayız.

Yağına göre tavası, kuyusuna göre kovası olmalı: Araç ve gereçler, yapılacak işlerin durumuna göre ayarlanmalıdır.

Yağmur yağsın da varsın kerpiçci ağlasın:  Toplumsal çıkarlar uğruna gerekirse bireysel çıkarlardan feda edilmelidir.


Yalancının mumu yatsıya kadar yanar: Yalanın ömrü az olur.

Yalancının yalanı tükenmez: Yalancılığı meslek edinenler her konuda söyleyecek yalanı bulur.

Yalan dinlemek, yalan söylemekten güçtür:  Yalan söylendiğini bilerek dinlemek, söylemekten zor gelir.

Yağmurda düşmanın koyunu, dostun atı salsın:  Dostumuzun zararına olacak  bir durumu istememeliyiz.

Yalancının evi yanmış, kimse inanmamış: Yalancı doğru söylese bile bir daha kimse ona inanmaz.

Yalanla iman bir arada durmaz: İnançlı kimse yalan söylemez.

Yara sıcakken sarılır: Olaylara gerektiği zaman ve hemen tepki göstermek gerekir.

Yapmak güç, yıkmak kolay: Yapmak güç ve emek ister. Yapıcı  olmalı, yıkıcı olmamalıyız.

Yâr anar, düşman kınar: Dost sevdiğini sevgi ile anarken düşman da kınar. Hatırlanmak için dostluğumuzu geliştirmeliyiz.

Yanlış hesap Bağdat’tan döner:  Yanlış hesapla Bağdat’a gidilse yanlış hesap oradan da döner.

Yar yıkıldığı gün tozar: Yar yıkılınca toz çıkarır. Zararlı işlerden, olduğu gün etkileniriz.

Yanık yerde ot tez biter: Yanık yerin külü gübre yerine geçer, otu besler. Üzüntüler ve sıkıntılar da başarıya hazırlık aşaması olur.

Yalnız öküz boyunduruğa (çifte) koşulmaz: Boyunduruk iki öküz içindir. İşimizde gerektiği kadar kişi çalıştırmalıyız.

Yanmış harmanın öşrü (vergisi) olmaz:  Yanmış harmanda tahıl olmadığı için , vergisi de olmaz. Vergi verecek durumu olmayandan vergi alınmamalıdır.

Yasak arzu doğurur: İnsan, yaradılışı gereği, yasak olan şeylere ilgi ve merak duyar.

Yaramaz yarasız olmaz: Söz dinlemeyen kişiler yaradan bereden kurtulamazlar.

Yaş kesen baş keser:  Yeşil , yaş, genç ağaçları kesen kişi insan ölüdrmüş kadar suç işlemiş sayılır. Doğayı korumalıyız ve yaş kesenleri de affetmemeliyiz.

Yarım hekim candan, yarım hoca dinden eder: Doktorluğu iyi bilmeyen biri insan canı ile oynar. Dini eğitim almamış olan biri de yanlış bilgiler verir. Her işi bilene yaptırmalıyız.

Yasemin yücede biter, kokusu âleme yeter: Yasemin çiçeği yüksek yerlerde biter ve kokusu her yana yayılır. Lider konumundakiler, herkesi yararlı olurlar.

Yârân kusuruna bakan, yârânsız kalır: Sevdiğinde kusur arayan, sevgilisiz kalır.

Yaş ot yanmaz, elçi öldürülmez: Yaş ot yanmaz, başkası adına gelen kişiye de  zarar verilmez. Başkasının bize gönderdiği aracıya zarar vermemek gerekir. Çünkü o kişi aracıdır.

Yıkmak kolay, yapmak güçtür: Yıkıcı olmamalı, yaratıcı ve yapıcı olunmalıdır.

Yıkma yıkılırsın: Kötülük eden kötülük bulur.

Yıkılan ağaca balta vuran çok olur: Düşen kişiye saldıran ve darbe vuran çok olur.

Yıkılmış yıkılmışı sever: Zor durumda olan her iki tarafta birbirini daha iyi anlar.

Yerini bilmeyen, yılda bir kat urba eskitir: Özensiz giyen kişiye giysi dayanmaz. İnsan giyimine ve kuşamına dikkat etmelidir.

Yetim malı ateşten gömlektir: Yetim malı yiyen bedelini ağır bir şekilde öder.

Yerine düşman gelin yerine yerine, boyuna düşmeyen esvap sürüne sürüne eskir: İyi bir evlilik yapmayan üzüntüyle, boya uygun gelmeyen kıyafet de  yerlerde sürünerek yıpranır. Nerede bulunması gerektiğini önceden iyi tespit edememiş kimseler zarar görür.

Yerdiğin oğlan yer tutar: Küçümsenmiş olan kişi gün gelir ileride önemli biri olabilir. Kimseyi küçümsememek gerekir.

Yıl uğursuzun, eyyam uğursuzun: Asalak kimse, emek edenin sırtından geçinir. Kendimizi ve içinde yaşadığımız çevremizi asalaklara kullandırmamalıyız.

Yılan sokan uyumuş, aç kalan uyumamış: Aç kalan, yılan sokmasından daha kötü ve rahatsız edicidir.

Yılan doğrulmayınca deliğe giremez: Durup dururken hiçbir şeye sahip olamayız.

Yiğidin malı meydandır: Yiğit kimse malını saklamaz.

Yiğit ekmeğiyle yiğit beslenir: Bir yiğidi ancak başka bir yiğit besleyip koruyabilir.

Yiğit arkasından vurulmaz: İnsanı arkasından vurmak yiğitlik değildir.

Yiğit bin yaşar, fırsat bir düşer: Her zaman aynı fırsatı yakalayamayız.

Yiğit yarasına yiğit katlanır: Zayıf ve kötü biri, yiğidin derdine ortak olamaz.

Yiğit lakabıyla anılır:  Yiğit, yaptığı iyilikler ile anılır.

Yiğit meydanda  belli olur:  Yiğitlik sözle olmaz, iş başında belli olur.

Yiğit yiğide at bağışlar:  Yiğit insan kendi gibi olanlara da büyük iyilikler der. Herkese hak ettiği değeri vermek gerekir.

Yoğurdum ekşidir diyen olmaz: Kimse malının kötü olduğunu söylemez.

Yok büyümez, arık büyür: Var olmayan şey büyümez. Hayal peşinde koşmamalıyız.

Yol bilen kervana katılmaz: İşini tek başına yapabilen kişinin kimseye gereksinimi yoktur.

Yokluk varlıkta, güçlük darlıkta:  Yokluk varlıkla giderilir, darlık sıkıntı yaratır.

Yoktan yonga çıkmaz: Yoksulun kimseye yararı olmaz.

Yol ile giden yorulmaz: Her konuda yol yordam bilerek hareket etmeliyiz.

Yolcu yolunda gerek: Yolcu yolundan kalmamalıdır.

Yorgun öküzün ıslık canına minnet: Yorgun öküze ıslık ninni gibi gelir. Yorgun kişileri çalıştırmamalıyız.

Yumurtada kıl bitmez: Koşulların imkan vermediği ortamdan verim alınamaz.

Yumurtlayan tavuk bağırtkan olur: İş yapan kişi, konuşarak çevresindekileri de çalıştırır.

Yurdun otlusundan, kutlusu yeğdir: Yurt bağımsız değilse, güzelliğinin bir anlamı yoktur.

Yumurtadan çıkan yine yumurta çıkarır: Bir kısım canlılar soylarının özelliklerini taşır.

Yordamsız elin kazası çok olur: Eli işe yatkın olmayan kişi çok kaza yapar.

Yüz verme arsız olur, az verme hırsız olur: Çocuk şımartılmamalı ama gereksinimlerini karşılanmalıdır.

Yuvayu yapan dişi kuştur: Evdeki huzuru ve düzeni sağlayan kişi kadınlardır.

Yürük ata kamçı olmaz: (Yürük at kamçı değdirmez.): Çalışkan kişiyi uyarmaya gerek kalmaz.

Yük altında eşek kalır: Kişilikli insan, kendisine  yapılan iyiliğin altında kalmaz.

Yüzü güzel olanın huyu da güzel olur: İnsanın iç güzelliği dışına yansır.

 

 

 

 

V Harfi İle İlgili Tüm Atasözleri ve Anlamları

 V Harfi İle İlgili Tüm Atasözleri ve Anlamları



Vakit nakittir:  Zaman çok önemlidir, zamanı doğru değerlendirmeliyiz.

Var varlatır, yok söyletir: Varlıklı kişi varlığı ile övünür, yoksulun gücü ise ancak dert yanmaya yeter. Ne varlığımızla övünmeli, ne de yoksulluğumuzla dert yanmalıyız.

Var akar, yok bakar: Varlıklı her gün kazanırken, fakir ise buna bakmakla kendini avutur. Toplumsal dengeyi sağlamalı, gelir adaletini sağlamak gerekir.

Vakıf tarla kimseye mal olmaz: Fakirler için bağışlanan tarlanın kimseye faydası dokunmaz. O tarla onlar için bağış yapılmıştır. Toplumsal yararlar için kullanılan şeylere el uzatmak doğru olmaz.

Vakitsiz öten horozun başını keserler: Horoz zamansız öterek insanları yanıltırsa, yaşlanmış demektir ve kesilir. Yerinde ve zamanında konuşmak gerekir yoksa başımız beladan kurtulmaz.



Vakitsiz açan gül, tez solar: Gülün belli bir açma zamanı vardır ve o zamandan önce açan gül uzun ömürlü olmaz. Yapacağımız işlerde zamanlamayı iyi ayarlamak gerekir.

Vasiyet ölüm getirmez: Vasiyet bırakmak ölmek demek değildir ve bu son derece doğaldır. Vasiyetimizi ölmeden önce de yazabiliriz hatta yazmaktan da çekinmemeliyiz.

Varlığın sonu ile yokluğun önü birdir: Varlıklı kişi elindekilerin kıymetini bilmeyince parası biter ve yoksul duruma düşer. Varlığımızın hiç  bitmeyeceğini düşünerek savurgan olmamak gerekir.

Varsa hünerin var her yerde yerin; yoksa hünerin, var her yerde yerin: Becerikli kimselerin her yerde yeri vardır ama beceriksiz kişi her yerde yerinir, üzülür. Becerikli kişiler, toplumda hak ettikleri değeri bulurlar.

Ver yiğidi yiğide, Mevla rızkını yetire: Yiğit kimselerin evlenmesinde yardımcı olana Allah’da yardım eder.

Varlığa darlık olmaz: Varlığı olan darda kalmaz. Sıkıntıya düşmemek için çalışmalıyız.

Veren eli herkes öper: Yardımseverlik, beraberinde insanın saygın olmasını da sağlar.. Yardımsever ve saygın bir kimse olmalıyız.

Verip pişman olmaktansa, vermeyip düşman olmak yeğdir: Geri alamayacağımız bir şeyi ödünç verip sonradan üzülmektense, vermeyip isteyeni üzmemiz daha iyidir. Geri alamayacağımız şeyleri ödünç vermemeliyiz.

Vurma korkağa, cesur edersin: Korkak, dayak yemekten çekinir ama korkağa sürekli dayak atarsan onun da korkacağı bir şey kalmaz ve o da en sonunda korkmamaya başlar ve daha kötü şeylere başvurabilir. İnsanların üzerine giderek onları kışkırtmamalıyız.

Verirsen veresiye, batarsın karasuya: Veresiye mal veren, sonunda batar. Ana paramızı batıracak biçimde çalışmamalıyız.

Varını veren utanmamış: Yardıma ihtiyacı olana yardım etmek yarım edeni üzmez. İhtiyacı olana yapacağımız yardım küçük de olsa vermeliyiz.

Ü Harfi İle İlgili Tüm Atasözleri ve Anlamları

 Ü Harfi İle İlgili Tüm Atasözleri ve Anlamları

Üç göç bir yangın yerini tutar: Göç etmek, ev sahiplerini çok yorar ve yıprattığı için  ev sahibine zarar verir. Onun için de sıkça yer değiştirmemek gerekir.

Üflemeyince kaynar çorba içilmez: Kaynar çorba  üflenmeden içilirse ağzı yakar. Önlemleri almak gerekir.

Üvey öz olmaz, kemha bez olmaz: Üvey özün, kemha ( ipek türü bir kumaş)  da bezin yerine geçmez. Doğanın belirlediği şeyler değişmez.

Üçlenmemiş eken, olmamış biçer: Tarla hazır hale getirilmeden yapılan ekimin bir verimi olmaz. Her iş gerekli koşullar hazır olduğu zaman yapılırsa verim olur.

Ürümesini bilmeyen it, sürüye getirir kurt: Köpek havlamasını bilmiyorsa, sürüyü kurda karşı koruyamaz. Yapamadığımız işlere girişmemeliyiz.



Ün lazım değil, un lazım: Ün karın doyurmaz, önce karnın doyması gerek Kendimizi sıkıntıya sıkarak ün peşine düşmemeliyiz. Önce ihtiyaçlarımızı karşılamalıyız.

Üveye etme özünde bulursun, geline etme kızında bulursun: Üvey çocuğu ve gelinine kötü davranan kişinin çocuklarına da başkaları kötü davranır. Kimseye kötülük etmemek akıllıca olur.

Üzüm zamanı köpek ölmez: Köpek üzümü sevdiği için, üzüm zamanı üzümle karnını doyurur. İnsan besinlerin bol olduğu zaman daha güçlü ve daha iyi olur.

Üzüm hırsızı güzün belli olur: Üzüm sonbahara doğru  ürün verdiği için hırsız da o zaman ortaya çıkar. Her şeyin sonucu zamanı gelince ortaya çıkar.

Üzüm üzüme baka baka kararır: Her zaman bir arada bulunan kimseler birbirlerine huy aşılarlar.

Üzümsüz  bağ, balsız kovan olmaz:  Deniz dalgasız, gönül sevdasız olmaz atasözü ile aynı anlama gelir

 

U Harfi İle İlgili Tüm Atasözleri ve Anlamları

 U Harfi İle İlgili Tüm Atasözleri ve Anlamları

 

Ucuz alan pahalı alır, pahalı alan aldanmaz: Kullanacağımız  araç ve gereçlerin iyisini alalım ki sürekli ucuz alıp paramız boşa gitmesin.

Umut fakirin ekmeğidir: Umut fakiri avundurur.

Ucuz satan tezcek satar: Ucuz malın alıcısı tez olur.

Un elekten, hamur bilekten çıkar: Un elenir, hamur da onu iyi yoğuran güçlü bir bileğin emeği sonucu olur. İyi iş yapımını gerektiren araç ve gereçlerle oluşur.

Ucuzdur vardır illeti, pahalıdır vardır hikmeti: Pahalı mal  ucuz ve kalitesiz maldan daha iyidir. Her şeyin dayanıklısını ve iyisini almalıyız.


Ulular köprü olsa da basıp geçme: Büyüklerimize saygısızlık etmemeliyiz.

Ustanın çekici bir altın: Çok çalışmak önemli değil çalıştığının karşılığını almak önemlidir. Usta ve becerikli kimselerin değeri bilinmelidir.

Uyku, uykunun mayasıdır: Uyku, sağlığımız için olmazsa olmazlardandır. Sağlığımızın bozulmaması için uyku düzenine dikkat etmek gerekir.

Uzun söz yorgunluk: Bir konuda gereğinden çok konuşma konuşanı da dinleyeni de yorar Onun için çok aşırı konuşmaktan uzak durmalıyız ve az ve öz konuşmalıyız.

Uzağa verme düveyi, çeker gider boğayı: Boğa devamlı düvenin peşinde olduğu için , düveyi verip boğadan da olmamalıyız. Birbirine alışkın şeylerin ayrılması bize zarar verecekse, bunu yapmamalıyız.

Utanma pazar, dostluğu bozar: Dostlar arasında yapılan pazarlıkta açık olunmaması dostluğa zarar verir. İlişkilerimize açık ve gerçekçi olmalıyız.

Uzayan kol bizden olsun: Bir başarılı olacaksa bu bizden olsun anlamında söylenmiş bir atasözüdür.

T Harfi İle İlgili Tüm Atasözleri ve Anlamları

 T Harfi İle İlgili Tüm Atasözleri ve Anlamları


Tahtadan çuvaldız olmaz:  Her araç gerekli malzemeden yapılmalıdır.

Tan yeri ağarınca hırsızın gözü kararır: Kirli işler yapan kişi, buna elverişli ortamı bulamadığı zaman sersemleşir, hiçbir iş yapamaz.

Tablakâr, başındakini satar: Herkes ekmek parasını değişik yollardan kazanır.

Tabancanın dolusu bir kişiyi, boşu kırk kişiyi korkutur: Dolu tabanca sahibini, boş tabanca karşısındakileri korkutur. Gerçek durumu bilinmeyen tehlikeli şeyler, bilinenlerden daha çok korku verirler.


Tamahkârın gözünü bir avuç  toprak doyurur: Açgözlünün gözünü öldüğünde toprak doyurur.

Taş düştüğü yerde kalır: İşimizi geliştirmez, emek etmezsek, olduğu yerde kalırız.

Taşıma su ile değirmen dönmez: Önemli işler, yetersiz araç ve gereçle yapılamaz.

Taş ıraktan gelmez: Genelde en büyük zararı yakınlarımızdan görürüz.

Taş ne kadar ıslanırsa, deli o kadar uslanır: Yapılması olanaksız işlerde boş yere zaman harcamamalıyız.

Taş yerinde ağırdır:  İnsan daha çok kendi çevresinde sevilip sayılır.

Tartılırsan denginle tartıl: Özellikleri sana uyan biri ile arkadaşlık yap.

Talihli adamın düşmanı, talihsiz adamın dostu ölür: Şanslı kişinin düşmanı ölürse rahatlar, şansız kişinin de dostu ölürse üzülür. Şanslıların işi rast gider.

Tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz: Üretime katılmayanın, paylaşmaya da hakkı olmaz.

Tanımayan dostunu, pazara verir postunu: Dostunu tanımayan, başına büyük işler açar.

 

Tebdil-i mekanda ferahlık vardır: İnsan aynı yerde devamlı durursa sıkılır arada yer değiştirmek can sıkıntısına iyi gelir ve ruhumuz açılır.

Tavuk eşe eşe gözünü çıkarır: Aç kalmamak için ne yapmamız gerekiyorsa yapmalıyız.

Tazının topallığı, tavşanı görene kadardır: Zorunlu kaldığımızda, olanca gücümüzü kullanmalıyız.

Tatsız çorbaya tuz, akılsız kafaya söz kâr etmez:  Aklı başında olmayan birine söz anlatmak boşunadır.

Tavşanı tazı tutar, çalımı avcı satar: Başkasının yaptığı işler ile övünmemeliyiz.

Tavşanın çıkışından, kurdun inişinden korkulmalıdır: Tavşan yokuşu hızla çıkar, kurt da yokuşu hızlı iner. Herkesin ayrı bir özelliği, üstün bir yanı vardır.

Teşbihte hata olmaz: Olayları açıklamak için  yapılan benzetmelerden alınmamalıyız. Yeri  geldiği zaman  kaba benzetmeler ile anlatıma daha etkili bir hava verilir. Bunu saygısızca bir davranış olarak görmemek gerekir.

Tok açın halinden anlamaz: Açın halinden aç olan anlar.

Tilkinin dönüp dolaşacağı yer kürkçü dükkanıdır: En zeki, en kurnazlar bile gün gelir aldatılabilir.

Tilki tilkiliğini bildirinceye kadar post elden gider: Kendilerini çok akıllı, kurnaz zanneden kişiler, bir gün kendilerinden daha kurnaz olan kişilere aldanabilirler.

Terziye “göç” demişler, “iğnem başımda” demiş: Terzinin gereci sadece iğne olduğu için taşınması da kolay olur. İşlerimizi, başkasına engel olmayacak şekilde ayarlamalıyız.

Tekkeyi bekleyen, çorbayı içer: İşinin başından ayrılmayan aç kalmaz.

Tükürdüğün  eli öpme: İnsan yaptığının arkasında durmalıdır.

Tuz ekmek hakkı bilmeyen itten de beter: Kendine yapılan iyiliği tepen kişi nankörün ta kendisidir.

Tutulmayan hırsız beyden büyüktür: Hırsız, yakalanmayınca arsız olur ve kendini bey zanneder. Suçu ispatlanmayan suçlu kimseler de sanki suçsuzmuş gibi  suçsuz insanlar ile dürüstlük yarışına girerler.

Topa alışan deve davuldan ürkmez Daha büyük problemler yaşamış olan biri küçük problemlerden çekinmez.

Tok ahmağa, akıllı  aça nasihat verir: Yardıma ihtiyacı olana öğüt değil yardım etmeliyiz. Kuru lafla milletin kafasını ütülememeliyiz. Edersek yardım edelim ancak o zaman o kişinin derdine derman olmuş oluruz.

Tok ile yemek yiyen, mezarını dişiyle kazar: Tokken yemek insanı obur ederek sağlığından eder. Sağlığımızı tehlikeye atacak kadar çok yememek gerekir.

 

Ş Harfi İle İlgili Tüm Atasözleri ve Anlamları

 Ş Harfi İle İlgili Tüm Atasözleri ve  Anlamları


Şahine lokma eksik olmaz: Şahin yırtıcı ve bereketli bir kuş olduğu için, aç kalmaz. Gözü açık, becerikli kişiler aç kalmaz.

Şahit ölür de senet ölmez: Bir şeye tanık olan kişi ölebilir ama yazılı kaynak ölmez.

Şahin küçük, yolda gezer; deve büyük, çölde gezer: Şahin deveye nazaran daha küçük olduğu halde avlanabilir. İnsanları biçimlerine göre değerlendirmemeliyiz.

Şalgamın sıkından seyreği iyidir: Şalgam seyrekse olgunlaşmıştır. Nüfusun kalabalık olması, geçinmeyi zorlaştırır.

Şerrin azı birdir, çoğu da: Kötülüğün azı da çoğu da zarardır. Kimseye kötülük etmemek gerek.




Şeriatın kestiği parmak ağrımaz. (acımaz):  Kanunlara uygun olarak cezalandırılan kişi üzülmez, çünkü herke için aynı kurallar geçerlidir. Toplumsal yasalara uygun davranmalıyız.

Şeytan onmaz, yiğit bön gerek: Düzenbazın sonu iyi olmaz. Yiğitlik temiz ve saf olmaktır. Hileden ve düzenbazlıktan kaçınmak gerekir.

Şeytan ile ortak eken, buğdayın samanını alır: Kurnaz kişiler ile ortaklı yapan aldatılır. Düzenbazlarla iş birliği yapmamalıyız.

Şeytanın dostluğu, darağacına (zindana) kadar: Suç işlerken şeytan insanın yanındadır ama suçun bedeli ödenirken şeytan insanın yanında olmaz. Bize zararı olacak kişiler ile arkadaşlık kurmamalıyız.

Şöhret afettir: Ünlü kişilerin dostu kadar kıskananı da olur, düşmanı da olur.

Şeyhin kerameti kendinden menkul: Şeyhlik özentisi içindeki kişiler, kendi kendilerine keramet uydurur ve şeyhliği sahiplenmeye çalışırlar. Kendimizi olduğumuzdan farklı göstermemeliyiz.

 

S Harfi İle İlgili Tüm Atasözleri ve Anlamları

S Harfi İle İlgili Tüm Atasözleri ve Anlamları

 

Sabır acıdır, meyvesi  tatlıdır: Sabredilirken sıkıntı çekilir ama sabrın sonu mutluluğa gider ve sabrın meyvesi de tatlı olur.

Sabrın sonu selamettir: En zor işlerde bile sebat gösteren kişi, kesinlikle başarılı olur.

Sabırla koruk helva olur, dut yaprağı atlas: Koruk üzümün olmamış halidir. Koruktan helva olur, Dut yaprağından da atlas olur. Bunların olması da uzun bir süreç gerektirir. Sabretmesini bilen insan amacına da ulaşır.

Sabreyle işine, hayır gelsin başına: Sabretmesini  bilen istediğine ulaşır.

Saç sefadan, tırnak cefadan uzar: Rahat bir yaşam süren kişinin saçı çabuk uzar, sıkıntı çeken kişinin de  tırnağı çabuk uzar.

Sağ kuşun eti yenmez: Sağ olan kişinin mirası paylaşılmaz.

Sağ baş yastık istemez: Sağlıksız kişi zamansız yatmak istemez.


Sağırın kulağı duymaz, ahmağın her yanı: Sağır duymaz, ahmak ise budala olduğu için  duyduğunu da anlamaz.

Sağır işitmez, uydurur: Duymadığı şeyleri duyduğunu söyleyenler için söylenilmiş deyimdir.

Sakınan göze çöp batar: Yersiz ve abartılı sakınma  önlem değil şaşkınlıktır ve bu da kişiye daha çok zarar verir.

Sakın aprilin beşinden, camızı ayırır eşinden: April nisan demek, camız da öküz demektir. Eski hesaba göre nisan ayı en soğuk aydır ve bu ayda öküz bile soğuktan ölür ve eşini yalnız bırakır. Yöresel iklim özelliklerine dikkat edilmeli ve gerekli önlemler alınmalıdır.

Sağlık varlıktan yeğdir: Varlık her zaman elde edilebilir ama sağlık bir kere elden gitti mi bir daha geri gelmez. Onun için her şeyin başı sağlıktır.

Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur: Sağlam düşünmek için sağlam bedenlere sahip olmak, spor yapmak, yeterli ve dengeli beslenmek gerekir.

 

Saman yiyen, torbasını beraber taşır: Yapacağımız iş için gereken  araç ve gereçlerimiz de yanımızda bulunmalıdır.

Sanatını hor gören boğazına torba takar: Sanatının değerini bilmeyen, geçim sıkıntısı geçer.

Sakla samanı gelir zamanı: Kötü ve zor günlerimiz için mutlaka birikim yapmalıyız.

Sanatına güvenenin para ayağına gelir:  İyi sanatçının yapıtlarını almak  için mal alıcısı ayağına dek gelir ve malını alır. Sanatçı, işini iyi yapmaya çalışmalı, uyduruk iş yapmamalıdır.

Saman hayvana, zaman insana yakışır: Her iş zamanla gelişip oluşur. Zamanımızı iyi kullanmalıyız.

Sabreden derviş, muradına ermiş:  Sabreden kişi amacına eninde sonunda ulaşır.

Sarımsağı gelin etmişler, kırk gün kokusu çıkmamış:  Uzaktan gelenin yalan söylemesi kolay olur. Çünkü uzaktan gelenin yalanları hemen ortaya çıkmaz. Kötü kişi, yeni katıldığı bir toplumda olumsuz yönlerini uzun süre saklar.

Saygısız ağız , anahtarsız açılır: Saygısız kimse gevezedir, aklına geleni söyler.

Sayılı gün tez geçer: Bir iş için belirlenen gün tez geçer, sabırsız ve aceleci olmamalıyız.

Sapsız balta suya batar: İşsiz güçsüz, sahipsiz kimseler, toplum içinde yitip giderler.

Saygı sayana, terbiye alana göredir: Saygı onu hak eden kişiye gösterilir. Eğitim de eğitime yatkın kişiye verilir.

Sayılı akçede bereket olmaz:  Paranın sayısı belli olur ve çoğalmazsa, tez biter. Hiç bir işimizi belli noktada bırakmamalı, geliştirmeliyiz.

Sefahat sefaletle biter: Eğlenceye ve hızlı yaşama düşkünlük, savrukluk, fakirliği de tez getirir.

 Sevmek kolay, sevilmek güç: İnsanın başkalarını sevmesi kolay ama kendini başkasına sevdirmesi zordur. Çünkü ben herkesi seviyorum diye herkes de beni sevmek zorunda değildir.

Sev seni seveni yerle yeksan ise de sevme seni sevmeyeni Mısır’a sultan ise de:  Seni seveni sev, sevmeyeni de kesinlikle sevme ve o kişiden uzak dur. Yani kendine de saygı göster ve seni sevmeyenin peşinde ezik gibi koşma. Sevgi para ile satın alınmayacak kadar kıymetli bir elmastır.

Sen işlersen mal işler, insan böyle genişler:  Çalışan insanın sahip olduğu malı ve mülkü artar. çalışmaktan kaçınmamalıyız.

Sen işten korkma, iş senden korksun: İnsan isterse her şeyi başarabilir. Çalışmaktan kaçmamalı, kendimizi adam gibi işimize vermeliyiz.

Sel gider kum kalır, kişi ettiğini bulur: İnsan ettiğinin karşılığını bulur.

Seyrek git sen dostuna, kalksın ayak üstüne: Bir yere sık gidilirse oradaki kişilerden beklediğimiz ilgiyi göremeyiz. İnsanları bıktıracak şekilde kimseye fazla gitmemeliyiz.

Sığır güden başka, hakkını devşiren başka: Toplumda herkes kendi işini yapmalı, başkasının işine karışmamalıdır.

Sıpalı eşek deste dağıtır: Çocuklar anne ve babasının yanında yaramazlık yaparak çevreye zarar verebilirler, çocuklara sahip çıkmaz ve onların çevreye zarar vermemesini önlemek lazımdır.

Sırt giydiğini, ağız alıştığını ister: İnsan alıştığı şeyleri daha güvenli bulur ve onları ister.

Sıkışınca kedi yüze saldırır: Kişi kendinden zayıf kişilere saldırır.

Seyyah için dünya geniştir: Gezgin için gezilecek yer tükenmez.

Sıpa büyüye büyüye eşek olur:: Kötü yaradılışta olan bir çocuk büyüyünce de kötü olur.

Silah, sahibine bile düşmandır:  Silahı kendine yöneltirsen seni bile vurur. Silahı taşımak iyi bir şey değildir, korkunç ve insanın başına zarar getiren bir şeydir. Onun için silah taşımamalıyız.

 

Sinek pekmezciyi tanır: Usta ve becerikli kişi, yararlanacağı şeyi arar bulur.

Sirkeyi sarımsağı düşünen, paçayı yiyemez: Küçük şeyleri öne sürerek büyük işleri ertelememeliyiz.

Sinek küçüktür ama mide bulandırır:  Önemsiz, küçük gibi görünen  bir şeyi kötü ve olumsuz bir izlenim yaratır.

Sofu soğan yemez, bulsa kabuğunu koymaz: Dindar görünen kimseler fırsat yakaladıklarında başkalarına öğütledikleri şeylerin tersini yaparlar. İnsan göründüğü gibi olmalıdır.

Sona kalan donakalır: İşimizi son ana bırakmamalıyız.

Sonradan gelen devlet, devlet değildir: Her şey zamanında ve yerinde olursa işe yarar.

Sora sora Kâbe bulunur: İnsan danışırsa her şeyi çözer.

Söğüde tazelik, kayına kartlık yaraşır: Söğüt ağacı tazeyken , kayın da yaşlanınca güzel olur. Her yaşın kendine göre güzelliği vardır.

Söyleyenden, dinleyen arif gerek: Konuşmacı, üstü kapalı konuşabilir; dinleyen bilge olmalı ki söyleneni anlasın.

Söz torbaya sığmaz: İpe sapa gelmeyen sözler söylememeliyiz.

Söz büyüğün, su küçüğün:  Küçükler büyüklerini dinlemelidir. Büyüklerin sözlerine de küçükle kulak vermelidir.

Söylenmedik söz olmaz: Söylenmemiş söz yoktur. Söylenen sözlerin bir  değeri olmalıdır.

Söz gümüşse, sükut altındır: Gerektiği yerde konuşmalı, gerektiği yerde susmalıyız.

Söz anlamın mihengidir: Söylediği söz kişinin niteliğini gösterir.

Sorma kişinin aslını, izzetinden bellidir: Kişinin konuşması kendini belli eder. Önemli olan hangi soydan olmak değildir önemli olan insanın yüceliği, kalitesidir.

Su testisi su yolunda kırılır:  Her şey kullanıldığı yerde ya da amaçta yok olur.

Su küpünün  yanında çanaklar kırılır: Çok büyük ve önemli şeylerin yanında, küçük şeylerin değeri ve önemi yoktur.

Su bulanmayınca durulmaz: Önemsenen karışık işler, iyice karışmayınca düzelmez.

Su içene yılan bile dokumaz:  Kendi işi ile, geçici ile uğraşan kişilerle uğraşmamalıyız.

Su aka aka yolunu bulur:  Sorunlar durarak değil mücadele edilerek aşılır.

Sözün yalanı olmaz, yanlışı olur:  Söz bir amacı dile getirdiği için yalanı olmaz, yanlışı olur.

Su uyur, düşman uyumaz: Düşmanlarımıza karşı her zaman tetikte olmalıyız.

Sükut ikrardan gelir: Söylenen söze karşılık vermemek, onu kabullenmek anlamına gelir.

Sür git, gör geç demişler:  Belli bir noktada kalıp takılmamalıyız, işimizi yarıda bırakmadan sonuna kadar yürütmeliyiz.

Sütlü koyun sürüden ayrılmaz: Üretken kimseler toplumdan kopuk davranmazlar.

Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer:  Bir işten zarar görenler, zarar görmeyeceklerini bildikleri işlerde bile özenli davranmaya başlarlar.

Sürüden ayrılanı kurt kapar: Toplumdan ayrı yaşamamalıyız.

 

 


R Harfi İle İlgili Tüm Atasözleri ve Anlamları

 R Harfi İle İlgili Tüm Atasözleri ve Anlamları

 

Rakip ölüsün de ne yüzden olursa olsun: Önemli olan engel olanın ortadan kalkmasıdır. Nasıl bir şekilde ortadan kalktığı önemli değildir anlamında söylenmiş deyimdir. Kişisel çıkarlarımız için karşıtlarımızın ölümünü istemek insanlığa yakışmaz.

Rağbet güzel ile zenginedir: Güzel, insanın güzellik duygusunu, gönlünü etkiler. Zengin ise parası sayesinde güzelleri de etkiler. Ama tüm bunlara aldırış etmemek gerekir. Çünkü para ve güzellik geçicidir. Önemli olan insanın kişiliğinin sağlam kalabilmesidir.


Rençberin kedisi de  dişi olmalıdır: Çiftçi, dişi olan hayvanların sütünden faydalandığı gibi, dişilerin üremesi de çiftçiye yarar ve çiftçinin çok sayıda hayvanı olur. Eskiyen eşyanın yerine yenisini alamayanlar için  en iyisi dayanıklı olanlar, ya da üreyenlerdir.

Rençber kırk yılda, tüccar kırk günde: Çiftçinin kırk yılda kazandığını, tüccar ticaret ettiği için kırk günde kazanır. Yani zarar eden çiftçi kar eden tüccar olur. Çeşitli iş kolları arasında denge sağlanmalıdır.

Rüşvet kapıdan girince insaf (iman) bacadan çıkar: Rüşvet alan kişide merhamet duygusu olmaz. Yüz kızartıcı işlerden kaçınmalıyız.

Rüzgâra tüküren kendine tükürür: Bizden daha güçlü kişiler ile uğraşırsak zarar kendimize gelir ve yenik düşeriz. Onun için  rüzgara savrulan tükürük, geri dönerek tükürenin yüzüne çarpar.

Rüzgârın önüne düşmeyen yorulur: Rüzgara karşı yürüyen, yürümekte zorlanacağı için yorulur. Kurallara uymayanlar yıpranırlar.