Atasözleri ve anlamları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Atasözleri ve anlamları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Su İle İlgili Atasözü Örnekleri ve Anlamları

 

Su İle İlgili Atasözü Örnekleri ve Anlamları


Su bulanmayınca durulmaz: Bazı işler, konular, olaylar veya durumlar pek çok tartışma, çekişme ve mücadeleden sonra aydınlığa kavuşur. Herkes fikrini söyler, söylenmedik bir şey kalmaz, sonunda mesele çözülür ve iş yoluna girer.

Suyu havana koy, döv döv yine su:: Boş işlerle uğraşmaktan yararlı sonuç elde edilemez.


Suya gidenin susağı, köye gidenin köpeği: İnsan ne iş yapıyorsa veya nereye gidiyorsa yanında bulundurması gereken araç ve gereçleri önceden hazırlamalıdır.

Su bulandırılmakla balık tutulmaz: Ortamı karıştırarak, işleri çıkmaza sokarak sağlıklı ve yararlı bir iş yapılamaz.

Suya düşen yılana sarılır: En tehlikeli durumlarda insan kurtuluşu için her çareye başvurabilir, çıkış yolu bulmak için her tehlikeyi göze alabilir.

Suyun akarına giden yorulmaz: Yürüyen bir iş insanı yormaz, ters giden iş insanı hem üzer hem de yorar.


Suyun çağlaması, insanın söylemezi: Çok sık sinirlenmeyen kişiler sabırları taştığında aşırı tepki gösterirler ve çok kızgın olurlar. Her zaman, her şeye kızan kişinin ise tepkileri aşırı boyutta olmaz.

Su akar, yolunu bular: Bazı işler başlangıçta düzensiz ve disiplinsiz olsa da zaman içinde tekrarlandıkça belirli bir düzen ve disipline kavuşur.

Dert İle İlgili Atasözü Örnekleri ve Anlamları

 

Dert İle İlgili Atasözü Örnekleri ve Anlamları


Dertsiz başta akıl olmaz: Büyük bir üzüntü ve sıkıntı içinde bulunan kişinin yaptığı işlerde ve sözlerde mantık aranmaz.

Dert gitmez, değişir: Kişi herhangi bir sorundan kurtulsa bile başka sorunlarla karşı karşıya kalabilir.


 Dert Deli Ahmet’in başında: Zor bir işin sorumluluğunu insanlar kolay kolay almak istemezler. Herkes bir yolunu bulup kurtulur, sorumluluk kimsesizin üstüne kalır.

Dert ağlatır, aşk söyletir: Dertler, sıkıntılar insanı bunaltır hatta ağlatır. Aşka tutulan kişinin ise duyguları coşkundur. Bu duygularını dışa vurup ferahlamak için durmadan konuşur.

Dert gezmiş, derman beraber gezmiş: Her derdin çözüm yolu mutlaka vardır.

Dertsiz baş bostan korkuluğunda: Derdi olmayan kimse yoktur. Derdi olmayanlar ancak cansız varlıklardır.

Dert gider ama yeri boş kalmaz: Kişi herhangi bir sorundan kurtulsa bile başka sorunlarla karşı karşıya kalabilir.


Dertsiz baş mezarda taş: Derdi tasası olmayan yalnız cansız varlıklardır. İnsanın başı ancak mezara girdiği zaman dertten kurtulur.

Dert bir olaydı ağlamak kolaydı: İnsanın başındaki sorun yalnız bir tane olsa o acıya ya da o soruna katlanmak kolay olurdu.

Ev İle İlgili Atasözleri Ve Anlamları

 

Ev İle İlgili Atasözleri Ve Anlamları


Evine göre pişir aşını, yerine göre bağla başını: Davranışlar, içinde bulunulan koşullara göre ayarlanmalıdır.

 Ev alanla evlenene Allah yardım eder: Evlenmek ve ev almak hayırlı işlerdir. Bu bakımdan evlenen kimselere ve ev alanlara herkes kolaylık gösterir, yardımcı olur. Herkesin kolaylık göstermesi, onlara Allah’ın yardımının dolaylı olarak ulaşıyor olması demektir.


Evdeki buzağı öküz olmaz: Çocuklar ne kadar büyürse büyüsünler anne  babaları için hep küçüktürler.

 Ev sahibi mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi: Kişi malını mülkünü kaybederim korkusuyla kendini üzüntüye kapılmamalı, malı mülkü ile övünmemelidir.

 Ev alma, komşu al: Komşuluk ilişkileri, ,iyi bir komşuya sahip olma çok çok önemlidir.

Ev devdir. Bir evde toplu olarak yaşayanların gereksinimleri çoktur. İhtiyacın biri karşılansa bir başkası ortaya çıkar. Bu ihtiyaçları karşılamak oldukça zordur.


Evimiz bezden, ne umarsın bizden: Kendisi yardıma muhtaç olandan yardım beklemek boşuna umutlanmaktır.

Evini tavuk eşiyor, çalımı dağdan aşıyor. Bazı kişiler maddi gücü olmadığı halde gösteriş yapmak için olağandışı çabalar gösterirler. Kişi kendi maddi gücünü bilerek hareket etmelidir.

Baba İle İlgili Atasözü Örnekleri ve Anlamları

 

Baba İle İlgili Atasözü Örnekleri ve Anlamları


Babalı fırın has ekmek çıkarır: İşinin ehli kişi iyi iş üretir.

Baba malı tez tükenir, evlat gerek kazana. Kişi kendi emeği ile kazanç sağlayıp bunu baba malına katmıyorsa babasından kalan mal çok çabuk tükenmeye başlar.

Babadan mal kalır adamlık kalmaz: Babası ölen kişiye miras kalabilir ama kişinin kendi kazanması gereken adamlık, olgunluk, erdem ve fazilet gibi değerler miras olarak kalmaz. İyi huylar, güzel ahlak, bilgi ve saygınlık kişinin kendi çabalarıyla elde edebileceği bir şeydir.


*Baba borç yapar, çocukluk çocuk aç yatar: Düşüncesizce davranan babalar gereksiz yere borçlanır. Bu borçların etkisiyle evdeki herkes sıkıntı çeker.

*Babamın öleceğini bilseydim bir acı soğana değişirdim: İnsan en değerli malının yok pahasına elinden çıkacağını bilse onu ederin az bir paraya satar.

*Babam bana öğüt verirken ben inek gözünden kırk sinek saydım: İnsanlar nasihat edilmesinden pek hoşlanmazlar. Çoğu zaman nasihat eden kişiyi dinlemezler.

Baba himmet, oğul hizmet: Büyüklerin, kendilerine el uzatıp yardım etmelerini istemeye hak kazanabilmek için küçüklerin görevlerini iyi yapmaları gerekir.


*Baba ekşi elma yese oğlunun dişi kamaşır. Ataların yaptığı iyi ve kötü işlerden sonrakiler muhakkak etkilenir.

*Baba oğluna bir bağ bağışlamış; oğul babaya bir salkım üzüm vermemiş: Babalar çocukları için büyük özveri ve fedakarlıklarda bulunurlar. Bazı çocuklar ise babaları ve diğer büyükleri için küçük özveride bile bulunmazlar.

Gün İle İlgili Atasözü Örnekleri ve Anlamları

 

Gün İle İlgili Atasözü Örnekleri ve Anlamları


Gün varken davarını eve götür: Yapacağınız işler için en uygun zamanı seçin anlamında kullanılan atasözüdür.

Gün ola harman ola: Bugün gerçekleşmeyen bir durum sonraki günlerde gerçekleşebilir.

Gün güne uymaz: Bir günde gerçekleşen işler, durumlar, koşullar başka bir gününkine uymaz.


 Gün geçer, kin geçmez: Birine karşı beslenen kin uzun zaman kaybolmaz.

Gün çarığı sıkınca çarık da ayağı sıkar: Toplumda yaşanan genel bir sıkıntı mutlaka kişileri de tek tek etkiler.

Gün olsa kimseye çavmaz. Kendini çok beğenen ve yalnız kendini düşünen insanın çevresine bir faydası olmaz.

Gün böyle kalmaz, bunalan ölmez: Sürekli kötü günler olacak diye bir kural yoktur. Günün birinde mutlaka dertler biter ve huzurlu günler yaşanmaya başlar.

Gün doğmadan neler doğar: Beklenmedik anlarda umutlandırıcı, sevindirici durumlarla karşılaşılabilir.


Gün ışığı varken çerağ yakılmaz. Bilgisi ve deneyimi çok olan kişiden faydalanmak yerine konu hakkında çok az bilgi ve deneyimi olan kişiden faydalanmak işin başarılı olmasını engeller.

Gün gelir ayı besler, ay günü besler: Öyle zaman olur ki bir günlük kazanç insanı bir ay geçindirir. Bazen de bir ayda kazanılan para bir günde biter.

Mal İle İlgili Atasözü Örnekleri ve Anlamları

 

Mal İle İlgili Atasözü Örnekleri ve Anlamları


1) Malını yemesini bilmeyen zengin, her gün züğürttür: Kimi insanalar çalışarak çok iyi paralar kazanırlar fakat kazandıkları parayı nasıl kullanacağını bilmezler ve huzur içinde yaşamazlar. Para olduğu halde yoksul gibi yaşayıp kendilerine eziyet çektirirler. Böyle insanların yoksuldan farkı olmaz.

2) Malını övme, pazarını öv: Bir malın satılabilmesi için alıcısının olması gerekir. Mal ne kadar iyi olursa olsun alıcıyla buluşmazsa istenilen düzeyde satış olmaz. Bundan dolayı malın satılacağı yer önemlidir.


3) Malın iyisi boğazdan geçer: Kullanamadığı bir malın insan için herhangi bir değeri yoktur.

4) Malı ongun olanın adı angın olur: Malından çokça ürün alan kişi her yerde becerikli olarak anılır.

5) Malını iyi sakla, komşunu hırsız etme: Kötü bir durumla karşılaştığı zaman hemen etrafındakileri suçlamamak için insan önce güvenlik tedbirlerini tam olarak almalıdır.

6) Mal sahibi, mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi: Dünya var olduğundan beri nice şanlı, zengin kişiler bu dünyadan ayrılmışlardır. Yani ölüm vardır, mal kimseye kalmaz. Mal ve mülkü çok kafaya takmamak, fazla önemsememek ve mal ile fazla övünmemek gerekir.


7) Mal melameti örter: Zenginlik kişinin ayıplarını kapatır.

8) Mal ile insan insan olmaz: Kişi sahip olduğu mal  ile değerli olmaz. Kişiyi değerli kılan güzel ahlakı, becerisi ve üretkenliğidir.

15 Kısa Atasözü ve Anlamları

 

15 Kısa Atasözü ve Anlamları


1) Aç köpek ava salınmaz: Kendisinden iş beklenilen kişiden emeğinin karşılığı esirgenmemelidir.

2)Bahanesiz ölüm olmaz: Her ölümün mutlaka bir nedeni olur.

3) Ekin sapta, dana harmanda belli olur: İnsan iş başında belli olur.

4)  Keskin kılıç kınını kesmez: Ser ve öfkeli kişinin onu destekleyenlere, yardım edenlere zararı olmaz.

5) Ne verirsen elinle o gider seninle: İnsanın bu dünyada yaptığı bir iyilik ahirette karşısına çıkar.


6) Rahvan at kendini yorar: Bir işi işgüzarlık ederek veya gereksiz yere üstünde durarak uzatanın zararı kendisine olur.

7) Pulsuz iş, yolsuz iş. Karanlık işler çeviren kişi yasal olmayan yollara sapar.

8)  Kelin ayıbını takke örter: Birçok kimsenin eksiğini zenginlik, makam gibi durumlar örter.

9)  Kendi ekmeğini kendi kırar: Her işi kendisi yapar, başkalarından medet ummaz.

10)  Yularsız deve yedilmez: Kural veya disipline bağlı olmayan bir işletme, kuruluş veya kişi yönetilemez.

11)Yolda giden yorulmaz: Bir işi yoluyla, yöntemiyle yapan kolay yapar.

12) Gön, yufka yerinden delinir: Her iş en zayıf noktasından patlak verir.


13) Acıklı başta akıl olmaz.: Büyük acılar ve sıkıntılar çeken kişilerden olağan hareketler beklenemez.

14)  Beşer şaşar: Zayıf yaradılışlı olduğu için insanın zaman zaman şaşırmasını, yanılmasını hoş görmek gerekir.

15) Beş para etmez: Hiçbir değeri yok, işe yaramaz.

10 Tane Fazla Bilinmeyen Kısa Atasözü ve Anlamları

 

10 Tane Fazla Bilinmeyen Kısa Atasözü ve Anlamları


1) Dikili ağacı yok yaseminden çubuk ister: Haddini bilmeyen, hep kendini düşünen, hayatta çevresindekilere en ufak bir yardımı bile olmayan kimse bu zayıf yanını hiç düşünmeden kendisi için en iyi makamları istemeye kalkar.

2) Çıngıraklı deve kaybolmaz: Kalıcı eser bırakan kimseler daima hatırlanır ve asla unutulmaz.

3) Ayı akım, kirpi yumuşağım demiş:  Hiç kimse kendi kusurunu görmez, üstelik kendi yaptıklarını başkalarının yaptıklarından daha üstün görür.


4) Hergeledeki öküzün ciğerine nohut ıslanmaz: Düzeni olmayan, disiplinsiz, bilinçsiz bir toplumda yetişen kimselerden hayır gelmez.

5) İtin ahmağı baklavadan pay umar: İyi eğitilmemiş ve bayağı kimseler eline geçmesi imkansız olan bir nimeti bekler durur.

6)  Kopacak kiriş sesinden belli olur: Yaşanacak kötü olaylar önceden tahmin edilebilir.

7) Müft olsun da zift olsun: Bazıları bedava buldukları yenmeyecek şeyleri bile yerler, işe yaramayan şeyleri de alıp götürürler.

8) Yüzünün yumuşaklığından donunun ağı kurumaz: İşinde ciddi olmayan ve yavaş davranan kişi hem çok çalışır hem de çok çalıştırılır.


9)  Züğürtlük zadeliği bozar: Soylu olan kişi zenginliğini yitirdiğinde soyluluğu unutulur, saygı görmez hale gelir.

10)  Uğruya beylerin borcu var: Güçlü ve varlıklı olan kimseler bile zor kullanan kişinin karşısında çaresiz kalır ve o zorbanın istediğini yerine getirir.

El İle İlgili Atasözü Örnekleri Ve Anlamları

 

El İle İlgili Atasözü Örnekleri Ve Anlamları


Ek akıl verir, ekmek vermez: Öğüt vermek kolay olduğu için zor durumda olan birine yardım etmek yerine öğüt verirler.

El ağzı ile çorba içilmez: Kişi özel yaşamı ile ilgili konularda başkalarının düşünce öğütlerine önem vermemelidir. Aksi durumda aile düzeni ve huzur bozulabilir.


El adamın öğüdünü verir, ekmeğini vermez: İnsan işsiz güçsüz kaldığında ona yol gösteren çok olur. Ancak destek veya iş veren olmaz. Onların sorunlarını konuşmayla değil iş imkanları sunarak çözmeliyiz.

El kesesinden cömertlik olmaz: Başkasının olanaklarına güvenip gelecek için girişimlerde bulunmak doğru değildir. Başkasından gelecek olan yardım kesildiği anda her şey alt üst olur.

 El ile ellenmeyen elli yıl durur: Öyle işler vardır ki başkalarıyla birlikte olunursa ancak yapılabilir.

El elin nesine, gülerek gider yasına. Hiç kimse, başkasının içine düştüğü derdi tam anlamıyla kavrayamaz.

El için ağlayan gözden olur: Hep başkaları için didinip  uğraşan kişi sonunda kendisi zor duruma düşer.

El atına binen tez iner: Ödünç alınan araçlarla başlatılan işlerden çoğunlukla güzel sonuçlar alınamaz.


El ekmeğine ayak direnmez: Yabancıların cazip önerilerine karşı koymak mümkün değildir.

El elden üstündür: Bir durumda ileri  bir durumda  olan kişi aslında o konunun son basamağına ulaşmış değildir. Kendisinden çok daha üstün olan birileri olabilir.


El ile ilgili diğer atasözlerinden bazıları da şunlardır:

*El kesesinden cömertlik olmaz

 *El için kuyu kazan evvela kendisi düşer.

* El ile bozgun düzgün.

* El kazanı ile aş kaynamaz.

* El kadar ekmeğin dağ kadar hükmü vardır.

 El iki söylerse sen bir söyle

* El eliyle yılan tutulur.

 *El eliyle yılan tut, onu da yalan tut.

* El elden kalmaz, dil dilden kalmaz.

*El el üstünde olur, ev ev üstünde olmaz.

*El ağlarsa gözünden, gözün ağlarsa özünden ağlar.

Y Harfi İle İlgili Kısa Atasözü Örnekleri ve Anlamları

 

Y Harfi İle İlgili  Kısa Atasözü Örnekleri ve Anlamları


Yaş ağaç tez eğilir: İnsanlar küçük yaşta kolay eğitilir.

Yangın yerinin ekini gür biter: Bir işin cefasını çeken kişi sonunda başarıyı elde eder ve kazancı bol olur.

Yalnız elin avazı çıkmaz: Başarıya ulaşmak için birlik olmak gerek.

Yanık yerin otu tez biter: Acı veren bir olayın etkileri kısa sürede ortadan kalkar.


Yanan kendi derdine yanar: Herkes acısını kendi yaşar ve kendi dindirmeye çalışır.

 Yardımcısının yardımcısı olur: Bir işi yapmakla gönülsüz olan kimse o işi savsaklar veya başkasına yaptırmaya çalışır.

Yarının gelişi bugünden bellidir: Bir işin sonu en başından belli olur. İş iyi başlarsa iyi, kötü başlarsa kötü biter.


Yatan öküze yem yok: .alışmadan yan gelip yatana ekmek yoktur.

Yavuz sirke küpüne zarar: Sert, öfkeli kişi en çok kendisine zarar verir.

Yavaş köpek sürüye kurt getirir: Beceriksiz kimse yalnızca kendisine değil çevresine de zarar verir.

Yaz ayransız, kış yorgansız olmaz: İnsan mevsime göre hazırlanmalı, mevsimin gerektirdiği malzemeyi önceden hazırlamalıdır.

Yavuz hırsız ev sahibini bastırır. Suçlu kişi zarar verdiği kişiyi edepsizce susturur, hatta suçu ona atar.

Hastalık İle İlgili Atasözü Örnekleri ve Anlamları

 

Hastalık İle İlgili Atasözü Örnekleri ve Anlamları


Hastaya çorba mı sorarsın:  Bir kimse ona gerekli olan şeye gereksinimi olup olmadığı sorulmaz. Gereken yapılır, yani çorba yapılıp götürülür. Yalandan lafla sorulmaz, ihtiyaç ne ise giderilir.

Hasta tabip ararken tabip ayağına geldi: İnsan kimi zaman  çok zor durumlara girebilir ve hiç ummadığı anda bir yardımla karşılaşır ve o zor durumdan kolaylıkla kurtulur.

Hastalık da sağlık da bizim için: İnsan sağlıklı olabildiği gibi hasta da olabilir. Sağlık da hastalık da insanoğlu içindir.


Hasta yatan ölmez, eceli yeten ölür: Hasta olan kişi ölecek diye bir durum yoktur. Ancak eceli geldiyse ölür.

Hasta olmayan sağlığın kadrini bilmez: İnsan sağlığın ne denli büyük bir hazine olduğunu ancak onu kaybettiği zaman anlayabilir.

 Hastalık han kapısından girer, dirhemle çıkar: Hastalık çok çabuk gelir ama insanı harap ederek gider. İyileşme ise yavaş yavaş olur.

Hastayı döşek bilir, ölüyü teneşir: İnsanın kıymeti hasta olunca veya ölünce bilinir.


Hastaya bakmaktan hasta olmak yeğdir: Bir hastaya bakmak o kadar zor bir durumdur ki onun için hasta olmak daha iyi olur belki anlamında söylenmiş atasözüdür.

Hastaya naz etmek hekime yakışmaz: İnsan sağlığı söz konusu olduğu zaman duygusal olarak hareket etmek, hasta kişiyi mağdur etmek yanlış bir tutumdur. Orada size muhtaç olana yardım edilmeli, şımarık hareketlere girilmemelidir.

11 Atasözü ve Anlamları

 

11 Atasözü ve Anlamları


1) Pire yüzünden yorgan yakılmaz: İnsan hayatında birçok basit engellerle karşılaşabilir. Böyle basit bir engel karşımıza çıktığında çok değerli varlıklarımızı yok etmemiz akıl işi değildir.

2) Pilavdan dönenin kaşığı kaşığı kırılsın: Yaralı bir şeyi elde etmek için sonuna kadar uğraşmalı, direnilmelidir.

3)  Odunun kurusu, suyun durusu: Kullanılacak eşyanın kalitelisi ve işe yarar olanı makbuldür.


4) Kar susuzluk kandırmaz: Gerçek ihtiyaçlar avutucu, oyalayıcı, göz boyayıcı şeylerle karşılanmaz.

5) Gitsen de beni bağlamaz, kendi düşen ağlamaz: Gitmek isteyen bir kişiyi durduramam. Ancak gitmesinden dolayı kendisine zarar veren kişinin yakınmaya hakkı yoktur.

6) Düzlükte kurt ulusa evde itin bağrı sızlar: Geçmişte kötü olaylar yaşayanlar o olayı en ilgisiz zamanda ve en ilgisiz şeylerde hatırlarlar.

7) Anamızı rüşvet ile işret ağlatır: Dürüst elde edilmeyen kazanç ve zevk ile sefa insanın yok oluşunu hazırlar.

8) Balık baştan avlanır: Eğer bir yeri ele geçirmek istiyorsan oranın hakimi olan yöneticileri ele geçirmen yeterlidir.


9) Balcıya pekmez satılmaz: Bir işin ehline  yaptığı iş konusunda büyüklük taslanmaz.

10) Geç geçenden: İnsan kendisine değer vermeyen, saygı göstermeyen kişiye aynı şekilde değer vermemeli, saygı göstermemelidir.

11) İyi yoldaşla uzun yol  kısalır: İnsan her konuda anlaştığı bir kimse ile mutlu ve huzurlu olur.

7 Atasözü ve Anlamları

 

7 Atasözü ve Anlamları


1) Adam adamı bir kere aldatır: İnsanlar arasındaki ilişkilerde iyi niyeti kötüye kullanıp aldatıcı olanlar bunu ancak bir kez yapabilirler. Bu tutumları onlara bir defalık kazandırsa da bu olay duyulacağı için bir daha kimse onlarla iş yapmaz, dolayısıyla uzun vadede zararlı çıkarlar.

2) Adamın kıymetini adam bilir: Bir kimsenin değerini ancak o kimsenin değerini ölçebilecek niteliklere sahip insanlar takdir eder.


3) Ak akçe kara gün içindir: İnsanın alın teriyle, emeğiyle ve bilgi birikimiyle kazanıp sağladıkları onu zor günlerinde yaşayacağı sıkıntılardan kurtarır.

4)  Çocuk onuna kadar ekmekçi, yirmisine kadar ortakçıdır: Çocuklar küçük yaşlarında anne ve babasından sadece yemek beklerler. Büyüdüklerinde ise onların her malına ortak olurlar.

5) Beşer şaşar: İnsan yaradılışı gereği zayıf olduğu için zaman zaman hatalar yapması doğaldır. Bunu hoş görmek gerekir.


6) Takke düştü, kel göründü: Bir ayıbı örtüp gizleyen şey ortadan kalktığında gerçek ortaya çıkar.

7) Şüphe insanı rahat komaz amma tehlikeden de korur: Her şeye şüphe ile yaklaşmak insanı rahatsız eder. Ancak bu şüphecilik karşılaşabileceği sıkıntılara karşı önlem almasını, bundan dolayı da  tehlikelere karşı kişinin korunmasını sağlar.

Dokuz Atasözü ve Anlamları

 

Dokuz Atasözü ve Anlamları

 

Yatan aslandan gezen tiki yeğdir: Çok güçlü olup da çalışmayan, soylu olup da bir şeyler üretmeyen, hantal hantal oturup onun bunun sırtından geçimini sağlayanlardan olmaktansa  güçsüz olan ama alın teri ile parasını kazanan, boş oturmayan kimseler daha iyidir.

Kapına Yörük, bağrına erik bastırma: Yörük gezmeyi, göç etmeyi seven karakterde olduğundan bir yerde sabit duramaz. Bundan dolayı evde de, iş yerinde de sebat etmez. Gözü hep yolda olup her an gitmeyi düşünür. İnsana ondan hayır gelmez. Erik ağacının kökleri de etrafa yayılmayı sevdiği için bağa zarar verir.


Kar yağar, iz örtülür: Gerçekler çeşitli  yöntemlerle, davranışlarla, sözlerle gizlenebilir.

İlim dost kazandırır, mal düşman: Sahip olduğu bilgi insanın arkadaş edinmesine, saygı göstermesine neden olur. Sahip olduğu mal ise .evresindekilerin onu kıskanmasına yol açar. O kişiler o malları elde etmek için kötülük yapmayı göze alırlar.

Fırın kızmayınca ekmek pişmez: Her iş zamanında yapılırsa başarılı sonuç alınabilir.

Çobana çoban ekmeği hoş gelir: İnsan başkasının sahip olduklarına ulaşmak yerine kendi elinde olanların kıymetini bilmelidir.

Bir para için yıldıza kement atılmaz: Para düşkünü olan insanlar olmayacak işlere girişmekten çekinmezler.


Altına yapışsa elinde bakır kesilir: Kişinin kaderi iyi değilse giriştiği hiçbir işten olumlu sonuç almaz.

Müft olsun da zift olsun: Bazıları bedava buldukları yenmeyecek şeyleri bile yerler, işe yaramayan şeyleri alıp götürürler.

5 Atasözü ve Açıklamaları

 

5 Atasözü ve Açıklamaları


1) Atalar Sözünü Tutmayanı Yabana Atarlar

Atalarımızın hayat tecrübesini yansıtan sözler, bir dünya görüşümüzün olmasını sağlar. Atalarının sözüne değer vermeyen, bu sözleri kulak ardı eden kimseler hem toplum tarafından saygı görmezler hem de o büyük deneyimlerden faydalanmamış olurlar. Kendi geçmişini hor gören, gelenek ve göreneklerini küçümseyen, kültürüne saygısı olmayana kimse değer vermez. Böyle kişiler toplum içinde bir yer edinmezler.


 

2) Düşüne düşüne görmeli işi, sonra pişman olmamalı: Bir işe başlayacağımız zaman o işi iyice araştırmalı, o iş hakkında fikir sahibi olmalıyız. İşi avantajlarını, dezavantajlarını iyi bir şekilde öğrenmeliyiz ki sonradan pişmanlık yaşamayalım.

 3) Her damardan kan alınmaz: Her insan farklıdır. Kimi iyi niyetli kimi ise kötü niyetli, kötü huyludur. Kimi merhametli, yardımsever kimi ise bencilin tekidir. Bundan dolayı herkesten yardım istenmez. İstenirse de büyük hayal kırıklığı yaşayabilirsiniz.

 

4) Kuru laf karın doyurmaz: Anlamsız ve yersiz sözler bir işe yaramaz. Sadece konuşmak değil uygulamaya da geçmek gerekir. Yoksa sürekli konuş dur bir işe yaramayacaktır.

5) Sözü söyle alana , kulağında kalana: Sözünü tutana nasihat et. Söylediklerini dinlemeyen, kulak ardı edene ise hiç nefesini tüketme. Çünkü bir işe yaramayacaktır.

Sık Kullanılmayan 10 Atasözü ve Anlamları

 

Sık Kullanılmayan 10 Atasözü ve Anlamları


1) Kadıyla mı iyisin, kapıyla mı? kapıyla: Yüksek makam sahibi  birisiyle bir iş yapmak isteyen kimse o kişinin yanında çalışan, sözü geçen, işlerin nasıl yürütüldüğünü ve çözüm yollarını bilen biriyle önceden görüşmelidir. Böyle yapılırsa sorunlar daha çabuk çözülecektir.

2) Geriden dana yetişmedikçe koca öküze baha yetişmez: Bir işi çok iyi bilen kişi bildiklerini başkasına öğretmezse o işi bilen sayısı az olacağından kendi değeri hep yüksek olur.


3)  Densizin devesi çansız olur: Görgüsüz ve münasebetsiz bir kimsenin yapacağı densizlik önceden kestirilemez.

4) Beş para giren ev yıkılmamış: Aile bireyleri çalışıp para kazanmanın yoluna bakıyorlarsa gelir az da olsa ailenin yaşam düzeni bozulmadan devam eder.

5) Akıllımız Hızır Ağa, parmağını saldı bardağa: Aklını iyi kullanamayan kişinin kısmeti az olur. Zaman zaman kısmeti olsa bile bu durum uzun sürmez.

6) İt başı terkide durmaz: Huysuz kişileri durdurmak zordur.

7) Merkebe cilve et demişler, art ayağıyla kulağını kaşımaya başlamış: Görgüsüz ve aptal kişinin birilerinin hoşuna gitsin diye söylediği sözler ve yaptığı işler, kaba ve kırıcı olur.


8) Maymun yoğurdu yer, ayranı yüzüne sürer: İşten anlamayan birine yaptığı hatayı örtmek isterken daha kötü ortaya çıkmasına sebep olabilir.

9) Soğuk tandırdan sıcak ekmek umulmaz: Beceriksiz bir kimseden iyi bir iş çıkarması  umulmaz.

10) Zemheri de sür de çalı sür: En zor koşullarda bile çalışmaya devam etmek gerekir.

8 Atasözü ve Anlamları

 

8 Atasözü ve Anlamları


1) Rızkı tükenmeyince kişi aç kalmaz: Allah her insanın rızkını verir ve hiç kimse hayatta nasipsiz kalmaz. Rızkı tükenmişse ömrü de bitmiş demektir.

2) Pulsuz iş, yolsuz iş: Karanlık işler çeviren kişi yasal olmayan yollara sapar.

3) Pişmiş aşa soğuk su katılmaz: Yürümekte olan bir işe gereksiz yere müdahale edilmemelidir.


4) Keskin kılıç kınını kesmez: Sert ve öfkeli kimsenin onu destekleyenlere, ona yardım edenlere herhangi bir zararı olmaz.

5)  Keskin bıçak olmak için çok çekiç yemek gerek: Başarılı olmak içim çok çalışmak, alın teri dökmek, sıkıntı çekmek gerekir. Bu sayede insan daha deneyimli olur. Deneyimli olan kimseler de daha başarılı olur ve daha az hata yapar.

6)Mecnun sever Leyla’yı, ben severim Mevla’yı: Ben herkesin ilgilendiği konudan ve işten başka konu ve işlerle uğraşıyorum.


7) Sopayı  yiyen eşek atı geçer: Bir konuda canı yanmış olan kişi o duruma bir daha düşmemek için elinden gelen çabayı harcar. Gücü yetmez sanılan, en zor işleri bile başarır.

8) Söz biliyorsan söyle, inansınlar; bilmiyorsan söyleme, seni bir adam sansınlar: İnsan çok iyi bildiği konu üzerinde konuşmalıdır. Bilmediği konuda ise hiç konuşmamalı, yorum yapmamalıdır.

13 Atasözü ve Anlamları

 

13 Atasözü ve Anlamları


Çatal kazık yere batmaz: Bir işte birden fazla kişi söz sahibi ise her kafadan bir ses çıkacağı için sorun çıkar, iş bir o yana, bir bu yana çekilir. İyi bir sonuç elde edilemez. Sağlıklı ve verimli bir iş için yetkilerin ve sorumlulukların tek elde toplanması gerekir.

Bir dalın gölgesinde bin koyun eğlenir: İyi durumda olan güçlü ve cömert kimseler, çevrelerindeki birçok yoksul ve muhtaç olan insanı koruyup kollar.

Bir ambar buğdayın örneği bir avuçtur: Aynı niteliğe ve özelliğe sahip şeylerin biri de birdir, bini de birdir.


Bir dala basarsan bin dal sallanır: Bir kimseye karşı yapılan olumlu veya olumsuz davranışlar sadece o kimseyi değil, o kimsenin yakınlarını ve çevresindekileri de ilgilendirir. İnsan davranışlarında bunu da göz önünde bulundurmak gerekir.

Çabalama ile çarık yırtılır: Olmayacak işi zorla yapmaya çalışan zarara uğrar.

Çalıda gül bitmez, cahile söz yetmez: Verimsiz topraktan iyi ürün alınamayacağı gibi iyi biçimde yetişmemiş insanın da topluma faydası olmaz.

Dağ başı dumandan, insan başı yamandan kurtulmaz: Yöneticilerin sorumlulukları fazla olduğu gibi sorunları da fazladır.

Gül dikensiz olmaz: İyi veya güzel olan her şeyin az çok sıkıntı veren bir yanı da bulunur.

Dadandırma kara gelin, dadanırsa yine gelir: Başkalarının sırtından geçinen kimselere fazla yüz vermeye gelmez. Bir kere yüz buldurlar mı insanın peşini bırakmazlar.


Dal rüzgarı affetse de bir kere kırılmıştır: Birilerinin yaptıkları davranışlardan incinen kimseler o davranışları unutmuş gibi olsa da asla unutmazlar. Üzüntüsünü daima yaşarlar.

Gök çok gürleyince az yağmur yağar: Konuşa konuşa hiçbir iş bitirilemez.

Gökteki yıldıza kement atılmaz: Ulaşılamayacak değerler insana her zaman çekici gelmiştir ve elde edilmesi de çok güçtür.

Göçülen yurdun kadri konulan yurtta bilinir: İnsanın yeni gittiği yerde başına gelen sorunlar geldiği yerdeki sorunları aratır durumda olabilir.

Ekmek İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

 

Ekmek İle İlgili Atasözleri ve Anlamları


Ekmeğin katığı açlıktır: Aç olan bir insan için ekmek yeterlidir. Onun yanında başka bir yiyeceğe ihtiyaç kalmaz.

Ekmeğini ekmekçiye ver, yarısını yerse helal olsun: Verilecek ücret ne kadar çok olursa olsun, her iş ustasına, o işi yapmasını bilene yaptırılmalıdır.

Ekmek bulmaz yemeye, itinin adını gümüş koyar: Fakirliğine bakmadan gösteriş yapmaya kalkan kimseler için söylenen atasözüdür.

Ekmek aslanın ağzında: İhtiyaçlarını karşılamak için gerekli olan paraya ulaşmak zordur.


Ekmek bulduk gaga mı kaldı?: İnsan çok ihtiyacı olan bir şeye kavuştuğunda onun daha iyisini, kalitelisini aramakla meşgul olmamalıdır.

Ekmeğin kestiğini kılıç kesmez: Kötü insana yapılacak bir yardımla ondan gelecek tehlike önlenmiş olur.

Ekmek boğazda kalırsa su, su boğazda kalırsa kefen: Çok zor durumdayken kurtulmak için bulunan bir çare gün gelir başka sorunlarla karşı karşıya kalmanıza neden olabilir.

Ekmeğin hikmeti, harmanın bereketi: Ekmeğin iyi kalitede  olabilmesi harman yapılan ürünü kalitesiyle ve verimliliğiyle ilgilidir.

Ekmeği bana bana, sonunu saya saya: İnsan ilerideki günleri düşünerek hareket etmeli ve her zaman tasarruflu olmalıdır.

Ekmeğimi al da dirliğimi alma:  İnsan aç kalmaya dayanabilir ama  huzursuzluk içinde olmaya dayanamaz.


Ekmeği yedi, gözü pabuçta: Bir yerde işi bitenin gözü yolda olur.

Ekmeğin yanığı başa kakınç olur: İşi düzgün yapmayan kişi bundan dolayı topluluk içinde sürekli ayıplanır.

Borç İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

 

Borç İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

 

Borç iyi güne kalmaz: Borçlu olan kimse borcunu ödemenin yollarını aramalıdır. İleride öderim diye düşünmesi son derece sakıncalıdır. Çünkü gelecek günlerin ne getireceğini kestiremeyiz.

Borcun iyisi ver kurtul, derdin iyisi öl kurtul: Borçlu ve dertli yaşamak insana dayanılma zacılar çektirir. Borçtan kurtulmanın çıkar yolu onu ödeyip kurtulmak, şifası olmayan hastalıktan kurtulmanın yolu ise ölmektir.


Borcun yoksa kefil ol, işin yoksa şahit ol: Tanıklık boş oturan kimselerin, kefillik ise parası çok olan kimselerin işidir. Zorunluluk olmadıkça şahitlikten ve kefillikten kaçınmak en doğru olanıdır.

Borca haylık, bir aylık: Borç alarak yaşanan güzel günler çok sürmez. Geriye kalan borçtur ve o borcu ödemek büyük sıkıntı yaratır.

Borç güle güle gelir, ağlaya ağlaya gider: Borç alan ihtiyacını karşılayacağı için o an çok sevinçlidir ancak borcunu ödeyeceği gün yaklaştığında durum değişir ve sıkıntı içine girer.

Borca içen iki kez sarhoş olur: Borç alarak alışveriş eden iki kere üzülür. Bir aldığı zaman bir süre sonra parayı nasıl ödeyeceğim diye kaygılanır. İkincisi ise ödeme zamanı gelince bir şey almadan ödeme yaptığı için kendisinin lüzumsuz bir iş yaptığını düşünür ve pişmanlık duyar.


Borç, yiğidin kamçısıdır: Birisine borçlanan, borcunu da ödemek isteyen kimse kendini daha çok çalışmak ve kazanmak zorunda  hisseder, bunun için de çok çalışır.

Borç ödenir, kira ödenmez: Kiracı olmaktansa borca girip ev sahibi olmak daha iyidir.