Atasözleri ve anlamları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Atasözleri ve anlamları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Dokuz Atasözü ve Anlamları

 

Dokuz Atasözü ve Anlamları

 

Yatan aslandan gezen tiki yeğdir: Çok güçlü olup da çalışmayan, soylu olup da bir şeyler üretmeyen, hantal hantal oturup onun bunun sırtından geçimini sağlayanlardan olmaktansa  güçsüz olan ama alın teri ile parasını kazanan, boş oturmayan kimseler daha iyidir.

Kapına Yörük, bağrına erik bastırma: Yörük gezmeyi, göç etmeyi seven karakterde olduğundan bir yerde sabit duramaz. Bundan dolayı evde de, iş yerinde de sebat etmez. Gözü hep yolda olup her an gitmeyi düşünür. İnsana ondan hayır gelmez. Erik ağacının kökleri de etrafa yayılmayı sevdiği için bağa zarar verir.


Kar yağar, iz örtülür: Gerçekler çeşitli  yöntemlerle, davranışlarla, sözlerle gizlenebilir.

İlim dost kazandırır, mal düşman: Sahip olduğu bilgi insanın arkadaş edinmesine, saygı göstermesine neden olur. Sahip olduğu mal ise .evresindekilerin onu kıskanmasına yol açar. O kişiler o malları elde etmek için kötülük yapmayı göze alırlar.

Fırın kızmayınca ekmek pişmez: Her iş zamanında yapılırsa başarılı sonuç alınabilir.

Çobana çoban ekmeği hoş gelir: İnsan başkasının sahip olduklarına ulaşmak yerine kendi elinde olanların kıymetini bilmelidir.

Bir para için yıldıza kement atılmaz: Para düşkünü olan insanlar olmayacak işlere girişmekten çekinmezler.


Altına yapışsa elinde bakır kesilir: Kişinin kaderi iyi değilse giriştiği hiçbir işten olumlu sonuç almaz.

Müft olsun da zift olsun: Bazıları bedava buldukları yenmeyecek şeyleri bile yerler, işe yaramayan şeyleri alıp götürürler.

5 Atasözü ve Açıklamaları

 

5 Atasözü ve Açıklamaları


1) Atalar Sözünü Tutmayanı Yabana Atarlar

Atalarımızın hayat tecrübesini yansıtan sözler, bir dünya görüşümüzün olmasını sağlar. Atalarının sözüne değer vermeyen, bu sözleri kulak ardı eden kimseler hem toplum tarafından saygı görmezler hem de o büyük deneyimlerden faydalanmamış olurlar. Kendi geçmişini hor gören, gelenek ve göreneklerini küçümseyen, kültürüne saygısı olmayana kimse değer vermez. Böyle kişiler toplum içinde bir yer edinmezler.


 

2) Düşüne düşüne görmeli işi, sonra pişman olmamalı: Bir işe başlayacağımız zaman o işi iyice araştırmalı, o iş hakkında fikir sahibi olmalıyız. İşi avantajlarını, dezavantajlarını iyi bir şekilde öğrenmeliyiz ki sonradan pişmanlık yaşamayalım.

 3) Her damardan kan alınmaz: Her insan farklıdır. Kimi iyi niyetli kimi ise kötü niyetli, kötü huyludur. Kimi merhametli, yardımsever kimi ise bencilin tekidir. Bundan dolayı herkesten yardım istenmez. İstenirse de büyük hayal kırıklığı yaşayabilirsiniz.

 

4) Kuru laf karın doyurmaz: Anlamsız ve yersiz sözler bir işe yaramaz. Sadece konuşmak değil uygulamaya da geçmek gerekir. Yoksa sürekli konuş dur bir işe yaramayacaktır.

5) Sözü söyle alana , kulağında kalana: Sözünü tutana nasihat et. Söylediklerini dinlemeyen, kulak ardı edene ise hiç nefesini tüketme. Çünkü bir işe yaramayacaktır.

Sık Kullanılmayan 10 Atasözü ve Anlamları

 

Sık Kullanılmayan 10 Atasözü ve Anlamları


1) Kadıyla mı iyisin, kapıyla mı? kapıyla: Yüksek makam sahibi  birisiyle bir iş yapmak isteyen kimse o kişinin yanında çalışan, sözü geçen, işlerin nasıl yürütüldüğünü ve çözüm yollarını bilen biriyle önceden görüşmelidir. Böyle yapılırsa sorunlar daha çabuk çözülecektir.

2) Geriden dana yetişmedikçe koca öküze baha yetişmez: Bir işi çok iyi bilen kişi bildiklerini başkasına öğretmezse o işi bilen sayısı az olacağından kendi değeri hep yüksek olur.


3)  Densizin devesi çansız olur: Görgüsüz ve münasebetsiz bir kimsenin yapacağı densizlik önceden kestirilemez.

4) Beş para giren ev yıkılmamış: Aile bireyleri çalışıp para kazanmanın yoluna bakıyorlarsa gelir az da olsa ailenin yaşam düzeni bozulmadan devam eder.

5) Akıllımız Hızır Ağa, parmağını saldı bardağa: Aklını iyi kullanamayan kişinin kısmeti az olur. Zaman zaman kısmeti olsa bile bu durum uzun sürmez.

6) İt başı terkide durmaz: Huysuz kişileri durdurmak zordur.

7) Merkebe cilve et demişler, art ayağıyla kulağını kaşımaya başlamış: Görgüsüz ve aptal kişinin birilerinin hoşuna gitsin diye söylediği sözler ve yaptığı işler, kaba ve kırıcı olur.


8) Maymun yoğurdu yer, ayranı yüzüne sürer: İşten anlamayan birine yaptığı hatayı örtmek isterken daha kötü ortaya çıkmasına sebep olabilir.

9) Soğuk tandırdan sıcak ekmek umulmaz: Beceriksiz bir kimseden iyi bir iş çıkarması  umulmaz.

10) Zemheri de sür de çalı sür: En zor koşullarda bile çalışmaya devam etmek gerekir.

8 Atasözü ve Anlamları

 

8 Atasözü ve Anlamları


1) Rızkı tükenmeyince kişi aç kalmaz: Allah her insanın rızkını verir ve hiç kimse hayatta nasipsiz kalmaz. Rızkı tükenmişse ömrü de bitmiş demektir.

2) Pulsuz iş, yolsuz iş: Karanlık işler çeviren kişi yasal olmayan yollara sapar.

3) Pişmiş aşa soğuk su katılmaz: Yürümekte olan bir işe gereksiz yere müdahale edilmemelidir.


4) Keskin kılıç kınını kesmez: Sert ve öfkeli kimsenin onu destekleyenlere, ona yardım edenlere herhangi bir zararı olmaz.

5)  Keskin bıçak olmak için çok çekiç yemek gerek: Başarılı olmak içim çok çalışmak, alın teri dökmek, sıkıntı çekmek gerekir. Bu sayede insan daha deneyimli olur. Deneyimli olan kimseler de daha başarılı olur ve daha az hata yapar.

6)Mecnun sever Leyla’yı, ben severim Mevla’yı: Ben herkesin ilgilendiği konudan ve işten başka konu ve işlerle uğraşıyorum.


7) Sopayı  yiyen eşek atı geçer: Bir konuda canı yanmış olan kişi o duruma bir daha düşmemek için elinden gelen çabayı harcar. Gücü yetmez sanılan, en zor işleri bile başarır.

8) Söz biliyorsan söyle, inansınlar; bilmiyorsan söyleme, seni bir adam sansınlar: İnsan çok iyi bildiği konu üzerinde konuşmalıdır. Bilmediği konuda ise hiç konuşmamalı, yorum yapmamalıdır.

13 Atasözü ve Anlamları

 

13 Atasözü ve Anlamları


Çatal kazık yere batmaz: Bir işte birden fazla kişi söz sahibi ise her kafadan bir ses çıkacağı için sorun çıkar, iş bir o yana, bir bu yana çekilir. İyi bir sonuç elde edilemez. Sağlıklı ve verimli bir iş için yetkilerin ve sorumlulukların tek elde toplanması gerekir.

Bir dalın gölgesinde bin koyun eğlenir: İyi durumda olan güçlü ve cömert kimseler, çevrelerindeki birçok yoksul ve muhtaç olan insanı koruyup kollar.

Bir ambar buğdayın örneği bir avuçtur: Aynı niteliğe ve özelliğe sahip şeylerin biri de birdir, bini de birdir.


Bir dala basarsan bin dal sallanır: Bir kimseye karşı yapılan olumlu veya olumsuz davranışlar sadece o kimseyi değil, o kimsenin yakınlarını ve çevresindekileri de ilgilendirir. İnsan davranışlarında bunu da göz önünde bulundurmak gerekir.

Çabalama ile çarık yırtılır: Olmayacak işi zorla yapmaya çalışan zarara uğrar.

Çalıda gül bitmez, cahile söz yetmez: Verimsiz topraktan iyi ürün alınamayacağı gibi iyi biçimde yetişmemiş insanın da topluma faydası olmaz.

Dağ başı dumandan, insan başı yamandan kurtulmaz: Yöneticilerin sorumlulukları fazla olduğu gibi sorunları da fazladır.

Gül dikensiz olmaz: İyi veya güzel olan her şeyin az çok sıkıntı veren bir yanı da bulunur.

Dadandırma kara gelin, dadanırsa yine gelir: Başkalarının sırtından geçinen kimselere fazla yüz vermeye gelmez. Bir kere yüz buldurlar mı insanın peşini bırakmazlar.


Dal rüzgarı affetse de bir kere kırılmıştır: Birilerinin yaptıkları davranışlardan incinen kimseler o davranışları unutmuş gibi olsa da asla unutmazlar. Üzüntüsünü daima yaşarlar.

Gök çok gürleyince az yağmur yağar: Konuşa konuşa hiçbir iş bitirilemez.

Gökteki yıldıza kement atılmaz: Ulaşılamayacak değerler insana her zaman çekici gelmiştir ve elde edilmesi de çok güçtür.

Göçülen yurdun kadri konulan yurtta bilinir: İnsanın yeni gittiği yerde başına gelen sorunlar geldiği yerdeki sorunları aratır durumda olabilir.

Ekmek İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

 

Ekmek İle İlgili Atasözleri ve Anlamları


Ekmeğin katığı açlıktır: Aç olan bir insan için ekmek yeterlidir. Onun yanında başka bir yiyeceğe ihtiyaç kalmaz.

Ekmeğini ekmekçiye ver, yarısını yerse helal olsun: Verilecek ücret ne kadar çok olursa olsun, her iş ustasına, o işi yapmasını bilene yaptırılmalıdır.

Ekmek bulmaz yemeye, itinin adını gümüş koyar: Fakirliğine bakmadan gösteriş yapmaya kalkan kimseler için söylenen atasözüdür.

Ekmek aslanın ağzında: İhtiyaçlarını karşılamak için gerekli olan paraya ulaşmak zordur.


Ekmek bulduk gaga mı kaldı?: İnsan çok ihtiyacı olan bir şeye kavuştuğunda onun daha iyisini, kalitelisini aramakla meşgul olmamalıdır.

Ekmeğin kestiğini kılıç kesmez: Kötü insana yapılacak bir yardımla ondan gelecek tehlike önlenmiş olur.

Ekmek boğazda kalırsa su, su boğazda kalırsa kefen: Çok zor durumdayken kurtulmak için bulunan bir çare gün gelir başka sorunlarla karşı karşıya kalmanıza neden olabilir.

Ekmeğin hikmeti, harmanın bereketi: Ekmeğin iyi kalitede  olabilmesi harman yapılan ürünü kalitesiyle ve verimliliğiyle ilgilidir.

Ekmeği bana bana, sonunu saya saya: İnsan ilerideki günleri düşünerek hareket etmeli ve her zaman tasarruflu olmalıdır.

Ekmeğimi al da dirliğimi alma:  İnsan aç kalmaya dayanabilir ama  huzursuzluk içinde olmaya dayanamaz.


Ekmeği yedi, gözü pabuçta: Bir yerde işi bitenin gözü yolda olur.

Ekmeğin yanığı başa kakınç olur: İşi düzgün yapmayan kişi bundan dolayı topluluk içinde sürekli ayıplanır.

Borç İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

 

Borç İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

 

Borç iyi güne kalmaz: Borçlu olan kimse borcunu ödemenin yollarını aramalıdır. İleride öderim diye düşünmesi son derece sakıncalıdır. Çünkü gelecek günlerin ne getireceğini kestiremeyiz.

Borcun iyisi ver kurtul, derdin iyisi öl kurtul: Borçlu ve dertli yaşamak insana dayanılma zacılar çektirir. Borçtan kurtulmanın çıkar yolu onu ödeyip kurtulmak, şifası olmayan hastalıktan kurtulmanın yolu ise ölmektir.


Borcun yoksa kefil ol, işin yoksa şahit ol: Tanıklık boş oturan kimselerin, kefillik ise parası çok olan kimselerin işidir. Zorunluluk olmadıkça şahitlikten ve kefillikten kaçınmak en doğru olanıdır.

Borca haylık, bir aylık: Borç alarak yaşanan güzel günler çok sürmez. Geriye kalan borçtur ve o borcu ödemek büyük sıkıntı yaratır.

Borç güle güle gelir, ağlaya ağlaya gider: Borç alan ihtiyacını karşılayacağı için o an çok sevinçlidir ancak borcunu ödeyeceği gün yaklaştığında durum değişir ve sıkıntı içine girer.

Borca içen iki kez sarhoş olur: Borç alarak alışveriş eden iki kere üzülür. Bir aldığı zaman bir süre sonra parayı nasıl ödeyeceğim diye kaygılanır. İkincisi ise ödeme zamanı gelince bir şey almadan ödeme yaptığı için kendisinin lüzumsuz bir iş yaptığını düşünür ve pişmanlık duyar.


Borç, yiğidin kamçısıdır: Birisine borçlanan, borcunu da ödemek isteyen kimse kendini daha çok çalışmak ve kazanmak zorunda  hisseder, bunun için de çok çalışır.

Borç ödenir, kira ödenmez: Kiracı olmaktansa borca girip ev sahibi olmak daha iyidir.

10 Atasözü ve Anlamı

 

10 Atasözü ve Anlamı

 

 

Dil yüreğin kepçesidir: Kişi içinde ne varsa, ne duyuyor, ne düşünüyorsa onu söyler,  ona göre davranır.

Döven öküzünün ağzı bağlanmaz: İmkanları geniş bir işin başında bulunan kimse bunlardan az da olsa faydalanır.

Çömçe tutan elim olsun, ocaklıkta yerim olsun: Her insan küçük de olsa bir yerde baş olmak ister.

Emme isteyen çocuk ağlar: Hakkını aramasını bilmeyen kişinin işi görülmez.


Emanetin canı gözünde olur: Kullanılmak üzere geçici olarak verilen emanet şeyler genellikle kalitesiz, eski olur. Hiç umulmadık yerde ve zamanda emanet mala zarar gelir, zor durumda kalınır.

Çarık çarıkla, sarık sarıkla: Hayatta herkes kendi seviyesindeki kimselerle bir arada olmak ister.

Başına gelen bilir: İnsan kötü bir durumu ancak kendisi yaşadığı zaman iyi anlar. Bundan dolayı aynı kötü durumu yaşayan kişiye de ancak o zaman hoşgörülü davranır.

En  kolay iş ekmek yemek, o da çiğnemeden yutulmaz: Her işin bir zorluğu vardır. Her iş için mutlaka bir emek sarf etmek gerekir.


Emanet eşeğin kuskunu yokuşta kopar: Ödünç  alınan araçlarla başlatılan işlerden çoğunlukla güzel sonuçlar alınamaz.

Gelen git denilmez: Çağrılmadığı halde kendiliğinden gelen bir misafir kovulmaz kabul edilir.

Her ziyan bir öğüttür: Kişi gördüğü her kötülükten, uğradığı her zarardan bir ders çıkarmalıdır.

9 Atasözü ve Anlamları

 

9 Atasözü ve Anlamları


Gel demesi kolay ama git demesi güçtür:  Bir kimseyi işe başlatmak, birini misafirliğe çağırmak kolaydır fakat bir kimseyi işten çıkarmak, misafire de git demek oldukça zordur.

Düşmanınki kayar geçer, dostunki koyar geçer:  İnsan için düşmanının söylediği sözler ve yaptığı davranışlar kötü de olsa fazla etki etmez. Ancak dostunun söylediği kötü sözler ve yaptığı kötü davranışlar iz bırakır.

Düştünse toprağa sarıl:  Toprağı eğer iyi işlersen hiçbir zaman seni yarı yolda bırakmaz, seni besler. Zor günleri topraktan elde edeceğin gelirle atlatabilirsin.


Boş ite menzil olmaz:  İşi gücü olmayan, aylak kişinin nerede olduğu belli değildir. Aklının estiği yere gider, aklının estiği yerde kalır. Canı nasıl istiyorsa o şekilde davranır. Ulaşmak istediği belirli bir amacı yoktur, geleceğini hiç düşünmez.

Boş eşek yorga gider: Üzerinde bir görev bulunmayan kaygısız kişi sorumluluktan uzak, rahat rahat, istediği gibi yaşar.

Altın ateşte, insan mihnette belli olur:  Her maddenin değerini gösteren belirleyici bir etken güç vardır. İnsanın da değerini gösteren zorlukları yenme azmi, sıkıntılara dayanma ve benliğini koruma gücüdür.

Diken battığı yerden çıkar:  İnsan sıkıntıya düştüğünde bunun sebebini iyice araştırıp o nedenleri ortadan kaldırırsa sıkıntıdan da kurtulur.


Duvarın kulağı var, gözünü de unutma:  Bir işi sonsuza kadar asla sır olarak kalamaz. Mutlaka bir yerden, bir sebepten açığa çıkar.

Düğün aşı savulduktan sonra gelen vah vah yer:  Her iş zamanında ve yapılması gereken biçimde yapılmalıdır.

Atasözü Örnekleri ve Anlamları (10)

 

Atasözü Örnekleri ve Anlamları (10)


Kuştan korkan darı ekmez:  Her işin kendine göre zor ve riskli yanları vardır. Tehlikeleri göz önüne alarak işe girişmekte çekingen davranan kimse amacına ulaşamaz. Amacına ulaşmak isteyen kimse bunları göze almalıdır.

Kazan kaynamayan yerde maymun oynamaz: Karşılıksız yapılan hiçbir iş yoktur.

İki kişiye bir börek, sana ne gerek: Bir işi hakkıyla yapanlar karşılığını almaya hak kazanır. Yapmayanlar ise herhangi bir istekte bulunamazlar.


Keçinin otladığı yerde oğlağı da otlatırlar: Küçükler büyüklerin tutum ve davranışlarını örnek alırlar.

Gem almayan atın ölümü yakındır: Kendisine söylenilen sözleri dinlemeyen kişi bu davranışının zararını her zaman görür.

Gevşek tükürüğün sakala zararı vardır: Güçlü olmak insanın rahat ve güvenli olmasını sağlar. En basit bir tembellik insan için sıkıntı yaratır.

Haramın binası olmaz: Kötü yollardan elde edilen kazanç, hiçbir işe yaramadan yok olup gider.

İşi olmayanın aşı olmaz: Kendisinin veya ailesinin geçimini sağlamak için herhangi bir yerde çalışmayan kimsenin elinde yiyecek parası olmaz.


Kuyu kazmadan suyunu haber verir: Bir işin sonu başlangıcından belli olur.

Lafla duvar örülmez: Sadece konuşarak, yaparım ederim diyerek bir yere varılmaz.

Sıcağa kar mı dayanır: İsraf en büyük birikimleri bile yok eder.

20 Atasözü ve Anlamları

 

20 Atasözü ve Anlamları


Atasözlerimiz atalarımız tarafından söylenmiş olup ve bizlere mesaj veren güzel ve anlamlı sözlerdir.

20 Atasözü ve anlamı şu şekildedir:


* Her zevalin bir kemali, her kemalin bir zevali vardır: Bir iyilik kalmadığı gibi makam da kalıcı değildir. Gün gelir kişi bulunduğu makamı başka birisne bırakabilir. Onun için koltuk sevdalısı olmamak gerekir.

*Herkes evinin ağasıdır: Her insanın saygınlığı kendi çevresindedir.

*Hastayı döşek bilir, ölüyü teneşir: İnsanın değeri hasta olduğu zaman yada öldüğü zaman bilinir.

*Hasan almaz, basan alır: Oyuna bakan değil, oyuna katılan kazanır.


*Gemisini batıran sandalını aramaz: Büyük işlerle uğraşan kimseler küçük işlerin peşinde koşmazlar.

*Diken battığı yerden çıkar: İnsan sıkıntıya düştüğünde, bunun nedenlerini ayrıntılı araştırıp  nedenleri ortadan kaldırırsa sıkıntıdan da kurtulur.

*Akçeli adamdan dağlar korkar: Maddi gücü çok iyi olan varlıklı kimseler herkesi etkiler, hatta korkutur.

*Akacak kan damarda durmaz: İnsan ne kadar önlemini alırsa alsın olacak olan yine olur, alın yazısında olan gerçekleşir.

*Balta sapını yonamaz: İnsan en küçük bir iş için bile  başkasına gereksinim duyar.

*Baş eğmekle baş ağrımaz: Kişi çevresindekilere karşı saygılı ve uyumlu olduğunda daima kazanır.

*Bardağı taşıran son damladır: Kimi insanlar yeteri kazar kazandığı halde daha çok kazanmak isterken başlarını derde sokarlar.

*Haddini bilmeyene bildirirler: Etrafındaki önemsemeyerek yetkili olmadığı konularda çok bilmişlik taslayanlara sert karşılıklarla gereken dersler bir güzel verilir.


*Her duaya amin denilmez: İnsan her istediğini ve her dilediğini elde edemez.

*İşemekle deniz pis olmaz: Doğruluğu ve dürüstlüğü herkesçe kabul edilen bir kimse aşağılık kimselerce atılan iftirayla kirletilemez.

* İtbaşı terkide durmaz: Huysuz kimseleri zapt etmek zordur.

*İşleyen el, ele açılmaz: Çalışan, üreten kimse başkalarına muhtaç olmaz.

*İşlek kuyunun suyu tatlı olur: Çok kullanılan kuyunun suyu her zaman temiz olur.

İt atarsa kurt kapar: Bir kimsenin beğenmediği bir şeyi, ona ihtiyacı olan bir başkası hemen alabilir.

*İşte at, işte meydan: İş yapmak isteyen veya işten kaçmayan için her zaman yeterli ve elverişli ortam bulunur.

Öksüz İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

 

Öksüz İle İlgili Atasözleri ve Anlamları


Öksüz ile ilgili atasözleri ve anlamları şu şekildedir:

Öksüz kuzu toklu olmaz: Kimsesiz kimselerin hayatta başarılı olması, mutlu olması diğer insanlara göre daha zordur.

Öksüz güler mi, meğer yanıla: İşleri ters giden kimsesiz kişinin hiçbir zaman yüzü gülmez. Yüzünü güldürecek bir durum ortaya bile onu n yanlışlık olduğu çok kısa zaman geçmeden anlaşılır.


Öksüze acıyan çok ama ekmek veren yok: İnsan işsiz güçsüz kaldığında ona nasihat veren, yol gösteren çok olur fakat destek veren olmaz.

Öksüz hırsızlığa çıksa ay ilk akşamdan doğar: Kısmeti az olan birine kırk yılda bir fırsat gelir, onu da tam anlamı ile değerlendiremez veya akla gelmedik engeller çıkar.

Öksüz çocuk göbeğimi kendi keser: Koruyanı, yardım edeni bulunmayan kişiler herhangi bir yerden veya kişiden yardım göremeyeceği için, kendi işini kendi yapmak zorunda kalır.


Öksüzün karnına vurmuşlar “vay arkam” demiş. Toplumda iyi iş yapabilmek veya haksızlığa uğramak istemeyen kişinin koruyucusunun olması gerekir. Ona destek veren birilerinin olması gerekir aksi takdirde yaptığı iş başarıya ulaşamaz.

Öksüzün bağrı yağ bağlamaz: Zavallı ve kimsesi olmayan insanlar verimli iş yapamazlar.

Öksüzün bir doyarı ayran, bir doyarı bayram. Geçimi iyi olmayan bir kimse günü basit yiyeceklerle geçirir, bayram günlerinde gelecek hediyeler ile avunurlar.

Yağmur İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

 

Yağmur İle İlgili Atasözleri ve Anlamları


Yağmur ile ilgili atasözleri ve anlamları şunlardır:


 Yağmurlu gün tavuk su içmez: Elinde olan bir şeyi tekrar elde etmeye çalışmak akıllıca değildir.

Yağmur olsa kimsenin  tarlasına düşmez: Öyle insanlar vardır ki imkanları elverdiği halde iyilik etmekten kaçınırlar.

Yağmur diner, su durulur: İnsanların yaşadığı dertler sonsuza kadar sürüp gitmez. Zamanla  sorunlar da ortadan kalkar ve yaşanan olumsuzluklar geçmişte kalır.


Yağmur yağarken küpünü doldur:  İnsan sağlıklı ve gençken veya iş hayatı düzenli iken kazancını artırmaya bakmalıdır. Çünkü gençken ve güçlüyken kazandığı para onun gelecekte garantisi olacaktır.

Yağmurda düşmanın koyunu, dostun atı satılsın: Yağmurda ıslanan koyun zayıf ve gösterişsiz görünür. Değeri düşer. At ise ıslandıkça daha çevik ve daha gösterişli olur. Bundan dolayı at  daha iyi paraya satılır.

Yağmur yağsa kış değil mi? Kişi halini bilse hoş değil mi?: Her mevsimin  kendine özgü özellikleri vardır. Yaz sıcağından, kış soğuk ve yağmurundan belli olur. Mevsimler gibi insanların da kendine özgü durumları  ve nitelikleri vardır. Toplumda o nitelikleri ve özellikleri ile tanınırlar. Kendini başka türlü göstermenin bir anlamı yoktur.


Yağmur yağdıracak bulut uzaktan bellidir: Bir işi bereketli olacağı, sonuçlar alınacağı gidişatından belli olur.

Yağmur tavına ekilen darıdan, kocasından sonra kalkan karıdan hayır gelmez: Kuralına uygun, doğru şekilde yapılmayan hiçbir işten ve bu işi yapan kişiden hayır gelmez.

Mart İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

 

Mart İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

 

Mart kuruluk, nisan yağmurluk. Mart ayında fazla yağış olmaz, nisan ayındaki bol yağışlar toprağın bereketini artırır ve ürün verimli  olur.

Mart çıkmadıkça dert çıkmaz: Mart ayı kış ve yaz arasındaki geçiş dönemi olduğu için bu arada insanlar hastalıklara karşı kendilerini koruyamazlar, daha kolay hastalığa yakalanırlar. Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır: İnsanlar mart ayındaki aşırı soğuklardan dolayı ellerine geçen her şeyi yakmak zorunda kalırlar.


 Mart dokuzunda çıra yak, bağ buda. Mart ayının dokuzunda bağların kesinlikle budanması gerekir, bu iş gündüz yetiştirilemezse gece çıra ışığında yapılmaya değecek kadar önemlidir.

Mart çıktı, dert çıktı: Bahar ayı olmasına rağmen yılın en çetin günleri mart içinde olur. Mart ayının sona ermesiyle birlikte kış da sona ermiş demektir.

Mart içeri, pire dışarı: Birbirlerinden hoşlanmayan iki kişi bir yerde karşılaşırlarsa biri orayı terk eder.


Mart yağar, nisan övünür; nisan yağar, insan övünür: Mart ayında çok yağmur yağması nisan ayının daha yağışlı geçeceğinin göstergesidir. Nisan ayında çok yağmur yağdığında çiftçinin yüzü güler, ürünü bereketli olur.

Mart martlar, kaz yumurtlar: Mart ayı geldiğinde ve soğuk günler yavaş yavaş geride kaldığında tavuklar yumurtlamaya başlar.

Mal İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

 

Mal İle İlgili Atasözleri ve Anlamları


Mal melameti örter:  Zenginlik, kişinin ayıplarını kapatır.

Mal müşteriye göre satılır: Bir malın alıcı varsa o mal satılabilir, yoksa satılması mümkün değildir.

 Mal bulunur, can bulunmaz: Çalışarak kazanç sağlanabilir, mal ve mülk sahibi olunabilir fakat sağlıklı olmadığımız zaman bunların hiçbir önemi yoktur. Çünkü sağlıklı olmayan bir beden ve ruh çalışıp bir şeyler kazanamaz. Bu yüzden insan, sağlığının kıymetini bilmeli, onu tehlikeye atmamalıdır.


Mal adama hem dost hem düşmandır: Zenginlik insanı rahat yaşattığı gibi birtakım sıkıntılara da sokabilir. Malı çok olan rahat olsa da onu istemeyen düşmanları da olabilir.

 Malını yemesini bilmeyen zengin  her gün züğürttür: Kimi insanlar çalışarak para kazanmasını çok iyi bilirler fakat kazandıklarını kullanmasını ve huzur içinde yaşamasını bir türlü bilemedikleri için paraları ve imkanları yok gibi yani yoksul gibi yaşarlar

 Malı ongun olanın adı angın olur: Malından çokça ürün alan kişiden her yerde becerikli olarak bahsedilir.

 Malını yemeyenin malını yerler, adını aptal korlar: İnsan kazandığı malı yemesini, keyif yapmasını da bilmelidir. Eğer malını yemezsen arkadan gelenler o serveti kafasına göre harcarlar. Bir de serveti yiyenler yemeyeni aptal olarak suçlarlar. Onun için malımızı yemeli, kendimize de yatırım yapılmalıdır.

Mal sahibinin burnu kanamadıkça işçinin teri çıkmaz: İşveren kimse işçileri ile kendi de çalışıyorsa işçileri de canla başla çalışır ve mal üretimi de daha bereketli olur.

Malın iyisi boğazdan geçer: Kullanamadığı bir malın insan için bir değeri olmaz.

Para İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

 

Para İle İlgili Atasözleri ve Anlamları


 Para insan için gerekli olan bir araçtır ama her şey değildir. Para için her şey yapılmamalı, onurlu bir duruş sergilenmelidir. Kendi alın terimizle kazandığımız para az bile olsa onunla yaşamımızı devam ettirmeli, kötü yola gidilmemelidir.

 

Para ile ilgili atasözleri şunlardır.

* Parası ucuz olanın kendisi kıymetli olur:  Parasını esirgemeyen, eli açık kişiler herkes tarafından sevilir ve sayılır.

* Para adamı darağacından indirir: Varlık insana her kapıyı açar.

*  Para peşin, kırmızı meşin: Yapılan her işin karşılığı anında ödenmelidir.

*Paranın yüzü sıcaktır: İnsanlara para verilerek daha kolay iş yaptırılır.

* Paranın açamadığı kapı yoktur: Paranın çözemeyeceği sorun yoktur.


* Para adama her şeyi yaptırır:  Varlık insana iyi işler de yaptırır, kötü işler de yaptırır.

Paran varsa cümle âlem kulun, paran yoksa tımarhane yolun: Zengin olana herkes hizmet eder, herkes zengin olanın işini yapar. Fakir olana ise kimse değer vermez ve fakirin işini de yapmazlar. Hatta fakire deli damgası yapıştırırlar.

* Para dediğin el kiri: Para  elde kalmaz, harcanır biter.

* Para para kazanır, koç yiğit bağ beller: Elde biraz para varsa o para ile yeni işler yapıldığında kazanç çoğalır.

*Para iyi bir uşak, kötü bir efendidir: İnsan isterse parayı kendine itaat ve yatırım aracı eder, isterse paranın kulu, kölesi olur ve paranın getireceği zararı yaşayarak ömrünü heba, kişiliğini kaybeder.

* Para isteme benden, buz gibi soğurum senden: Kimi insanlar cimridir, kendisinden para isteyenlerden uzak dururlar.


*Parayla dost bulunmaz: Parası olduğu halde sevilmeyen çok çok insan vardır. Sevgi ve güven para ile elde edilecek değerler değildir.

*Parasını aziz eden, kendisini rezil eder: Kimi insanlar para harcamak yerine sadece biriktirmek yoluna gider. Gerektiği yerde ve ihtiyaçları olduğu halde para harcamadıkları için saygınlığını yitirirler.

*Parasız dellal olmaz: Bir istisna olmadığı sürece kimse parasız iş yapmaz.

* Parayı zapt etmek, deliyi zapt etmekten zordur: Elindeki parayı çar çur etmeyip tutmasını bilmek herkesin yapamayacağı güç bir iştir.

Fazla Bilinmeyen 10 Atasözü Örneği

 

Fazla Bilinmeyen 10 Atasözü Örneği


1) Ben sözümü pişireyim de ko bana çiğ desinler: Söylenileceklerden çekinilerek davranılmamalı, doğru neyse o yapılmalı, o konuşulmalıdır. Kişi çevreden olumsuz eleştiri alacağım diye doğru bildiği şeylerden vazgeçmemelidir.

 

2) Çengi ölüsü çalgı ile kalkar: Hayatını eğlence ve zevk içinde geçirmiş olan kişi en sıkıntılı günlerinde bile  yaşam tarzından taviz vermez, eğlenceden vazgeçmez. Sürdürülen bu yaşama göre de  hayatları sona erer.

 

3)  Dağdaki tavşanın suyu ocağa vurulmaz: Sonuna ulaşılmamış bir iş başarıyla bitirilmiş gibi davranılmaz. Henüz sahip olunmayan bir şey sanki varmış gibi ileriye dönük planlar yapılamaz.

 

4) Dikili ağacı yok, yaseminden çubuk ister: Haddini bilmeyen, sadece kendini düşünen, çevresine en ufak bir faydası bile olmayan kimse bu zayıf tarafını düşünmeden kendisi için en iyi makamları istemeye kalkar.

 

5) Döngelle oruç tutulmaz: Bir iş yapılırken bütün ayrıntıları düşünülmelidir. Sadece tek bir açıdan bakıp iş yapılmamalıdır.


 

6) El ile ellenmeyen elli yıl durur: Öyle işler vardır ki başkaları ile birlikte olunursa ancak yapılabilir.

 

7)  Eşeğine gücü yetmeyen semerini döver:  Çalışanlarına söz geçiremeyen yönetici işi kendisi yapar.

 

8) Hergeledeki öküzün ciğerine nohut ıslanmaz:  Düzeni olmayan, disiplinsiz ve bilinçsiz bir toplumda yetişen kimselerden hayır gelmez.

 

9)İt iti suvatta bulur: Kötü insanlar birbirlerini kendi gibi olanların toplandığı yerde bulurlar.

 

10) Kutlu gün doğuşundan bellidir: Mutlu sonuç verecek işler daha başlangıçta belli olur.

10 Atasözü ve Anlamları

 

10 Atasözü ve Anlamları


1) Belli düşman gizli dosttan yeğdir: Kişi, çevresindeki insanların dost mu düşman mı olduğunu çok iyi bilmelidir. Düşman bilinirse ona karşı önlem  alınır ve öyle kişilerden uzaklaşılır. Dostluğunu belli etmeyen kişiden ise bir fayda görmez. Onun varlığı da yokluğu da birdir.

 

2)  Bakacak yüze tükürülmez, tükürülecek yüze bakılmaz: İnsanlarla ilişki kurarken ölçülü davranılmalı, yüzü yüze gelinecek kimseleri kırmamalı, ilişkinin kesildiği kimselerle de bir daha görüşülmemelidir.

 

3) Çamur at, izi kalsın: Birine iftira atılır veya kişi haksız yere suçlanırsa bu doğru olmasa bile kişinin adı kötüye çıkmış olur.

 

4)Suyun akıntısına gitmeyen yorulur: Yürüyen bir iş insanı yormaz. Ter giden iş ise insanı hem üzer hem de yorar.

5) Rüya boş gezenlerin sermayesidir: Ortalıkta işsiz güçsüz dolanan kişilerin kurmuş oldukları hayalleri hayattaki dayanak noktalarıdır.



6)Pisboğaz ile boşboğaz beladan kurtulmaz: Geveze insan en olmadık yerde ve zamanda densiz laflar edip başını belaya sokar. Her önüne geleni, her bulduğunu yiyen kişi ise sağlığını çok çabuk kaybeder.


7) Kara gün kararıp kalmaz: İnsan devamlı sıkıntı ve zorluk içinde olmaz. Zor günlerin arkasından iyi günler de gelir.


8)Harman yakarım diyen orağa yetişememiş: Başkalarına kötülük yapmayı aklına koyan kimse kötülüğü yapmaya fırsat bulamadan cezasını görür.


9) Geç geçenden: İnsan kendisine değer vermeyen, saygı göstermeyen kişiye aynı şekilde değer vermemeli, saygı göstermemelidir.


10)Boş fıçı çok langırdar: Bilgili ve erdemli insan laf kalabalığı yapmaz. Çok konuşmaz yani. Gösterişten kaçınır Bilgili ve erdemli olmayan kişiler ise çok konuşur, bilgiçlik taslar, boş sözlerle çevresindeki insanları rahatsız eder.

Beş Atasözü ve Anlamları

 

Beş Atasözü ve Anlamları


1) Çağrılmayan yere çörekçiyle börekçi gider:  Toplum içerisindeki sosyal ilişkiler oldukça önemlidir. Bu nedenle yapılan davetlere çok önemli bir sebep yoksa nezaket gereği gidilmelidir. Gitmekle kişi nazikliğini ve inceliğini göstermiş olur. Geleneğimize göre çağrılmayan yere gitmek ise nezaketsizliktir, yüzsüzlüktür. Bu nedenle çağrılmayan yere gidilmemelidir.

 

2) Çiğ yemedim ki karnım ağrısın: Doğru ve dürüst insan hayatta her zaman başı dik yürür. Yanlış bir iş yapmadığı için korkmasını gerektirecek bir durum da yoktur. Onun için kimseden çekinmez ve dipçik gibi yaşamına devam eder.

 

3) Çaban aldı bağa gitti, kurt aldı dağa gitti:  Bazı saf ve iyi niyetli insanlar  mallarının veya imkanlarının değerini bilmezler. Bu gibi insanları açıkgözlü kimseler  her şekilde kandırıp sömürürler. Saf kimselerin mallarını, mülklerini tüketinceye kadar onun yanında olurlar. Saf kişinin elinde bir şeyi kalmaz ve dımdızlak ortada kalır.

 

4)  Çuhayı fırçala, kadifeyi elle:  Kişi yapacağı iş için gerekli olan koşulları oluşturmalı ve malzemeleri tedarik etmelidir. Birey hal ve hareketlerini de karşısındakinin  özelliklerine gör e ayarlamalıdır.

 

5) Düğün evinde kız, yaylada öküz beğenilmez:  Düğüne gelen herkes  bakımlı ve şık olduğu için  kişilerin kusuru pek görülmez. Yayladaki  bir hayvanda besili ve kuvvetli göründüğü için  hayvanın da kusurunu fark etmek kolay değildir. Her canlıyı sürekli yaşadığı ortamda  izleyip değerlendirmek en doğrusu olur.

Geçtiğin Köprüleri Yakma ve Gel Kara Ali, Git Kara Ali; Kına Gecesine Yok Kara Ali Atasözlerini Açıklayınız.

 

Geçtiğin Köprüleri Yakma ve Gel Kara Ali, Git Kara Ali; Kına Gecesine Yok Kara Ali Atasözlerini Açıklayınız.

 

 Geçtiğin köprüleri yakma:  Muhtaç durumdayken sana destek olan kişilerle arandaki ilişkiyi koparma. Sana ulaşmak isteyenlerle arana mesafe koyma. Gün gelir tekrar aynı kişilerden yardım almaya, onların senin yanında olmalarına ihtiyaç duyabilirsin. Yani sana iyilik eden insanlara karşı vefalı ol, nankör olma demek istemiştir. Kimi insanlar ne yazık ki vefasız ve nankördür. Yapılan iyiliği çok çabuk unuturlar. Oysa insan önce kendine yapılan iyiliği unutmamalı, o zor anlarında kimlerin elinden tuttuğunu bilmelidir. 


Bunun için de kendisine yardımı dokunan insanlar ile iletişim halinde kalmaya devam etmelidir. Kendisine yardıma ihtiyaç duyan insanlara yardım etmelidir. Bize iyilik edenleri unutmak bizim insan olmadığımızı da gösterir. İyi insan, erdemli insan vefalı insandır. Bunun için geçtiğimiz köprüleri yakmamalıyız.

 

Gel Kara Ali , Git Kara Ali; Kına Gecesine Yok Kara Ali: Çeşitli işlerin yapılmasında ve sorunların çözülmesinde kendisinden faydalanılan birini, herhangi bir işin yapılmadığı veya güzel bir davetin verildiği yere çağırmazlar. Yani böyle iyi niyetli insanlar sadece çıkar amaçlı kullanılır. Onun için kendi değerimizi bilelim ve bizi hak etmeyen insanlar için fedakarlık yapmayalım.