Atasözleri ve anlamları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Atasözleri ve anlamları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Öksüz İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

 

Öksüz İle İlgili Atasözleri ve Anlamları


Öksüz ile ilgili atasözleri ve anlamları şu şekildedir:

Öksüz kuzu toklu olmaz: Kimsesiz kimselerin hayatta başarılı olması, mutlu olması diğer insanlara göre daha zordur.

Öksüz güler mi, meğer yanıla: İşleri ters giden kimsesiz kişinin hiçbir zaman yüzü gülmez. Yüzünü güldürecek bir durum ortaya bile onu n yanlışlık olduğu çok kısa zaman geçmeden anlaşılır.


Öksüze acıyan çok ama ekmek veren yok: İnsan işsiz güçsüz kaldığında ona nasihat veren, yol gösteren çok olur fakat destek veren olmaz.

Öksüz hırsızlığa çıksa ay ilk akşamdan doğar: Kısmeti az olan birine kırk yılda bir fırsat gelir, onu da tam anlamı ile değerlendiremez veya akla gelmedik engeller çıkar.

Öksüz çocuk göbeğimi kendi keser: Koruyanı, yardım edeni bulunmayan kişiler herhangi bir yerden veya kişiden yardım göremeyeceği için, kendi işini kendi yapmak zorunda kalır.


Öksüzün karnına vurmuşlar “vay arkam” demiş. Toplumda iyi iş yapabilmek veya haksızlığa uğramak istemeyen kişinin koruyucusunun olması gerekir. Ona destek veren birilerinin olması gerekir aksi takdirde yaptığı iş başarıya ulaşamaz.

Öksüzün bağrı yağ bağlamaz: Zavallı ve kimsesi olmayan insanlar verimli iş yapamazlar.

Öksüzün bir doyarı ayran, bir doyarı bayram. Geçimi iyi olmayan bir kimse günü basit yiyeceklerle geçirir, bayram günlerinde gelecek hediyeler ile avunurlar.

Yağmur İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

 

Yağmur İle İlgili Atasözleri ve Anlamları


Yağmur ile ilgili atasözleri ve anlamları şunlardır:


 Yağmurlu gün tavuk su içmez: Elinde olan bir şeyi tekrar elde etmeye çalışmak akıllıca değildir.

Yağmur olsa kimsenin  tarlasına düşmez: Öyle insanlar vardır ki imkanları elverdiği halde iyilik etmekten kaçınırlar.

Yağmur diner, su durulur: İnsanların yaşadığı dertler sonsuza kadar sürüp gitmez. Zamanla  sorunlar da ortadan kalkar ve yaşanan olumsuzluklar geçmişte kalır.


Yağmur yağarken küpünü doldur:  İnsan sağlıklı ve gençken veya iş hayatı düzenli iken kazancını artırmaya bakmalıdır. Çünkü gençken ve güçlüyken kazandığı para onun gelecekte garantisi olacaktır.

Yağmurda düşmanın koyunu, dostun atı satılsın: Yağmurda ıslanan koyun zayıf ve gösterişsiz görünür. Değeri düşer. At ise ıslandıkça daha çevik ve daha gösterişli olur. Bundan dolayı at  daha iyi paraya satılır.

Yağmur yağsa kış değil mi? Kişi halini bilse hoş değil mi?: Her mevsimin  kendine özgü özellikleri vardır. Yaz sıcağından, kış soğuk ve yağmurundan belli olur. Mevsimler gibi insanların da kendine özgü durumları  ve nitelikleri vardır. Toplumda o nitelikleri ve özellikleri ile tanınırlar. Kendini başka türlü göstermenin bir anlamı yoktur.


Yağmur yağdıracak bulut uzaktan bellidir: Bir işi bereketli olacağı, sonuçlar alınacağı gidişatından belli olur.

Yağmur tavına ekilen darıdan, kocasından sonra kalkan karıdan hayır gelmez: Kuralına uygun, doğru şekilde yapılmayan hiçbir işten ve bu işi yapan kişiden hayır gelmez.

Mart İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

 

Mart İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

 

Mart kuruluk, nisan yağmurluk. Mart ayında fazla yağış olmaz, nisan ayındaki bol yağışlar toprağın bereketini artırır ve ürün verimli  olur.

Mart çıkmadıkça dert çıkmaz: Mart ayı kış ve yaz arasındaki geçiş dönemi olduğu için bu arada insanlar hastalıklara karşı kendilerini koruyamazlar, daha kolay hastalığa yakalanırlar. Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır: İnsanlar mart ayındaki aşırı soğuklardan dolayı ellerine geçen her şeyi yakmak zorunda kalırlar.


 Mart dokuzunda çıra yak, bağ buda. Mart ayının dokuzunda bağların kesinlikle budanması gerekir, bu iş gündüz yetiştirilemezse gece çıra ışığında yapılmaya değecek kadar önemlidir.

Mart çıktı, dert çıktı: Bahar ayı olmasına rağmen yılın en çetin günleri mart içinde olur. Mart ayının sona ermesiyle birlikte kış da sona ermiş demektir.

Mart içeri, pire dışarı: Birbirlerinden hoşlanmayan iki kişi bir yerde karşılaşırlarsa biri orayı terk eder.


Mart yağar, nisan övünür; nisan yağar, insan övünür: Mart ayında çok yağmur yağması nisan ayının daha yağışlı geçeceğinin göstergesidir. Nisan ayında çok yağmur yağdığında çiftçinin yüzü güler, ürünü bereketli olur.

Mart martlar, kaz yumurtlar: Mart ayı geldiğinde ve soğuk günler yavaş yavaş geride kaldığında tavuklar yumurtlamaya başlar.

Mal İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

 

Mal İle İlgili Atasözleri ve Anlamları


Mal melameti örter:  Zenginlik, kişinin ayıplarını kapatır.

Mal müşteriye göre satılır: Bir malın alıcı varsa o mal satılabilir, yoksa satılması mümkün değildir.

 Mal bulunur, can bulunmaz: Çalışarak kazanç sağlanabilir, mal ve mülk sahibi olunabilir fakat sağlıklı olmadığımız zaman bunların hiçbir önemi yoktur. Çünkü sağlıklı olmayan bir beden ve ruh çalışıp bir şeyler kazanamaz. Bu yüzden insan, sağlığının kıymetini bilmeli, onu tehlikeye atmamalıdır.


Mal adama hem dost hem düşmandır: Zenginlik insanı rahat yaşattığı gibi birtakım sıkıntılara da sokabilir. Malı çok olan rahat olsa da onu istemeyen düşmanları da olabilir.

 Malını yemesini bilmeyen zengin  her gün züğürttür: Kimi insanlar çalışarak para kazanmasını çok iyi bilirler fakat kazandıklarını kullanmasını ve huzur içinde yaşamasını bir türlü bilemedikleri için paraları ve imkanları yok gibi yani yoksul gibi yaşarlar

 Malı ongun olanın adı angın olur: Malından çokça ürün alan kişiden her yerde becerikli olarak bahsedilir.

 Malını yemeyenin malını yerler, adını aptal korlar: İnsan kazandığı malı yemesini, keyif yapmasını da bilmelidir. Eğer malını yemezsen arkadan gelenler o serveti kafasına göre harcarlar. Bir de serveti yiyenler yemeyeni aptal olarak suçlarlar. Onun için malımızı yemeli, kendimize de yatırım yapılmalıdır.

Mal sahibinin burnu kanamadıkça işçinin teri çıkmaz: İşveren kimse işçileri ile kendi de çalışıyorsa işçileri de canla başla çalışır ve mal üretimi de daha bereketli olur.

Malın iyisi boğazdan geçer: Kullanamadığı bir malın insan için bir değeri olmaz.

Para İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

 

Para İle İlgili Atasözleri ve Anlamları


 Para insan için gerekli olan bir araçtır ama her şey değildir. Para için her şey yapılmamalı, onurlu bir duruş sergilenmelidir. Kendi alın terimizle kazandığımız para az bile olsa onunla yaşamımızı devam ettirmeli, kötü yola gidilmemelidir.

 

Para ile ilgili atasözleri şunlardır.

* Parası ucuz olanın kendisi kıymetli olur:  Parasını esirgemeyen, eli açık kişiler herkes tarafından sevilir ve sayılır.

* Para adamı darağacından indirir: Varlık insana her kapıyı açar.

*  Para peşin, kırmızı meşin: Yapılan her işin karşılığı anında ödenmelidir.

*Paranın yüzü sıcaktır: İnsanlara para verilerek daha kolay iş yaptırılır.

* Paranın açamadığı kapı yoktur: Paranın çözemeyeceği sorun yoktur.


* Para adama her şeyi yaptırır:  Varlık insana iyi işler de yaptırır, kötü işler de yaptırır.

Paran varsa cümle âlem kulun, paran yoksa tımarhane yolun: Zengin olana herkes hizmet eder, herkes zengin olanın işini yapar. Fakir olana ise kimse değer vermez ve fakirin işini de yapmazlar. Hatta fakire deli damgası yapıştırırlar.

* Para dediğin el kiri: Para  elde kalmaz, harcanır biter.

* Para para kazanır, koç yiğit bağ beller: Elde biraz para varsa o para ile yeni işler yapıldığında kazanç çoğalır.

*Para iyi bir uşak, kötü bir efendidir: İnsan isterse parayı kendine itaat ve yatırım aracı eder, isterse paranın kulu, kölesi olur ve paranın getireceği zararı yaşayarak ömrünü heba, kişiliğini kaybeder.

* Para isteme benden, buz gibi soğurum senden: Kimi insanlar cimridir, kendisinden para isteyenlerden uzak dururlar.


*Parayla dost bulunmaz: Parası olduğu halde sevilmeyen çok çok insan vardır. Sevgi ve güven para ile elde edilecek değerler değildir.

*Parasını aziz eden, kendisini rezil eder: Kimi insanlar para harcamak yerine sadece biriktirmek yoluna gider. Gerektiği yerde ve ihtiyaçları olduğu halde para harcamadıkları için saygınlığını yitirirler.

*Parasız dellal olmaz: Bir istisna olmadığı sürece kimse parasız iş yapmaz.

* Parayı zapt etmek, deliyi zapt etmekten zordur: Elindeki parayı çar çur etmeyip tutmasını bilmek herkesin yapamayacağı güç bir iştir.

Fazla Bilinmeyen 10 Atasözü Örneği

 

Fazla Bilinmeyen 10 Atasözü Örneği


1) Ben sözümü pişireyim de ko bana çiğ desinler: Söylenileceklerden çekinilerek davranılmamalı, doğru neyse o yapılmalı, o konuşulmalıdır. Kişi çevreden olumsuz eleştiri alacağım diye doğru bildiği şeylerden vazgeçmemelidir.

 

2) Çengi ölüsü çalgı ile kalkar: Hayatını eğlence ve zevk içinde geçirmiş olan kişi en sıkıntılı günlerinde bile  yaşam tarzından taviz vermez, eğlenceden vazgeçmez. Sürdürülen bu yaşama göre de  hayatları sona erer.

 

3)  Dağdaki tavşanın suyu ocağa vurulmaz: Sonuna ulaşılmamış bir iş başarıyla bitirilmiş gibi davranılmaz. Henüz sahip olunmayan bir şey sanki varmış gibi ileriye dönük planlar yapılamaz.

 

4) Dikili ağacı yok, yaseminden çubuk ister: Haddini bilmeyen, sadece kendini düşünen, çevresine en ufak bir faydası bile olmayan kimse bu zayıf tarafını düşünmeden kendisi için en iyi makamları istemeye kalkar.

 

5) Döngelle oruç tutulmaz: Bir iş yapılırken bütün ayrıntıları düşünülmelidir. Sadece tek bir açıdan bakıp iş yapılmamalıdır.


 

6) El ile ellenmeyen elli yıl durur: Öyle işler vardır ki başkaları ile birlikte olunursa ancak yapılabilir.

 

7)  Eşeğine gücü yetmeyen semerini döver:  Çalışanlarına söz geçiremeyen yönetici işi kendisi yapar.

 

8) Hergeledeki öküzün ciğerine nohut ıslanmaz:  Düzeni olmayan, disiplinsiz ve bilinçsiz bir toplumda yetişen kimselerden hayır gelmez.

 

9)İt iti suvatta bulur: Kötü insanlar birbirlerini kendi gibi olanların toplandığı yerde bulurlar.

 

10) Kutlu gün doğuşundan bellidir: Mutlu sonuç verecek işler daha başlangıçta belli olur.

10 Atasözü ve Anlamları

 

10 Atasözü ve Anlamları


1) Belli düşman gizli dosttan yeğdir: Kişi, çevresindeki insanların dost mu düşman mı olduğunu çok iyi bilmelidir. Düşman bilinirse ona karşı önlem  alınır ve öyle kişilerden uzaklaşılır. Dostluğunu belli etmeyen kişiden ise bir fayda görmez. Onun varlığı da yokluğu da birdir.

 

2)  Bakacak yüze tükürülmez, tükürülecek yüze bakılmaz: İnsanlarla ilişki kurarken ölçülü davranılmalı, yüzü yüze gelinecek kimseleri kırmamalı, ilişkinin kesildiği kimselerle de bir daha görüşülmemelidir.

 

3) Çamur at, izi kalsın: Birine iftira atılır veya kişi haksız yere suçlanırsa bu doğru olmasa bile kişinin adı kötüye çıkmış olur.

 

4)Suyun akıntısına gitmeyen yorulur: Yürüyen bir iş insanı yormaz. Ter giden iş ise insanı hem üzer hem de yorar.

5) Rüya boş gezenlerin sermayesidir: Ortalıkta işsiz güçsüz dolanan kişilerin kurmuş oldukları hayalleri hayattaki dayanak noktalarıdır.



6)Pisboğaz ile boşboğaz beladan kurtulmaz: Geveze insan en olmadık yerde ve zamanda densiz laflar edip başını belaya sokar. Her önüne geleni, her bulduğunu yiyen kişi ise sağlığını çok çabuk kaybeder.


7) Kara gün kararıp kalmaz: İnsan devamlı sıkıntı ve zorluk içinde olmaz. Zor günlerin arkasından iyi günler de gelir.


8)Harman yakarım diyen orağa yetişememiş: Başkalarına kötülük yapmayı aklına koyan kimse kötülüğü yapmaya fırsat bulamadan cezasını görür.


9) Geç geçenden: İnsan kendisine değer vermeyen, saygı göstermeyen kişiye aynı şekilde değer vermemeli, saygı göstermemelidir.


10)Boş fıçı çok langırdar: Bilgili ve erdemli insan laf kalabalığı yapmaz. Çok konuşmaz yani. Gösterişten kaçınır Bilgili ve erdemli olmayan kişiler ise çok konuşur, bilgiçlik taslar, boş sözlerle çevresindeki insanları rahatsız eder.

Beş Atasözü ve Anlamları

 

Beş Atasözü ve Anlamları


1) Çağrılmayan yere çörekçiyle börekçi gider:  Toplum içerisindeki sosyal ilişkiler oldukça önemlidir. Bu nedenle yapılan davetlere çok önemli bir sebep yoksa nezaket gereği gidilmelidir. Gitmekle kişi nazikliğini ve inceliğini göstermiş olur. Geleneğimize göre çağrılmayan yere gitmek ise nezaketsizliktir, yüzsüzlüktür. Bu nedenle çağrılmayan yere gidilmemelidir.

 

2) Çiğ yemedim ki karnım ağrısın: Doğru ve dürüst insan hayatta her zaman başı dik yürür. Yanlış bir iş yapmadığı için korkmasını gerektirecek bir durum da yoktur. Onun için kimseden çekinmez ve dipçik gibi yaşamına devam eder.

 

3) Çaban aldı bağa gitti, kurt aldı dağa gitti:  Bazı saf ve iyi niyetli insanlar  mallarının veya imkanlarının değerini bilmezler. Bu gibi insanları açıkgözlü kimseler  her şekilde kandırıp sömürürler. Saf kimselerin mallarını, mülklerini tüketinceye kadar onun yanında olurlar. Saf kişinin elinde bir şeyi kalmaz ve dımdızlak ortada kalır.

 

4)  Çuhayı fırçala, kadifeyi elle:  Kişi yapacağı iş için gerekli olan koşulları oluşturmalı ve malzemeleri tedarik etmelidir. Birey hal ve hareketlerini de karşısındakinin  özelliklerine gör e ayarlamalıdır.

 

5) Düğün evinde kız, yaylada öküz beğenilmez:  Düğüne gelen herkes  bakımlı ve şık olduğu için  kişilerin kusuru pek görülmez. Yayladaki  bir hayvanda besili ve kuvvetli göründüğü için  hayvanın da kusurunu fark etmek kolay değildir. Her canlıyı sürekli yaşadığı ortamda  izleyip değerlendirmek en doğrusu olur.

Geçtiğin Köprüleri Yakma ve Gel Kara Ali, Git Kara Ali; Kına Gecesine Yok Kara Ali Atasözlerini Açıklayınız.

 

Geçtiğin Köprüleri Yakma ve Gel Kara Ali, Git Kara Ali; Kına Gecesine Yok Kara Ali Atasözlerini Açıklayınız.

 

 Geçtiğin köprüleri yakma:  Muhtaç durumdayken sana destek olan kişilerle arandaki ilişkiyi koparma. Sana ulaşmak isteyenlerle arana mesafe koyma. Gün gelir tekrar aynı kişilerden yardım almaya, onların senin yanında olmalarına ihtiyaç duyabilirsin. Yani sana iyilik eden insanlara karşı vefalı ol, nankör olma demek istemiştir. Kimi insanlar ne yazık ki vefasız ve nankördür. Yapılan iyiliği çok çabuk unuturlar. Oysa insan önce kendine yapılan iyiliği unutmamalı, o zor anlarında kimlerin elinden tuttuğunu bilmelidir. 


Bunun için de kendisine yardımı dokunan insanlar ile iletişim halinde kalmaya devam etmelidir. Kendisine yardıma ihtiyaç duyan insanlara yardım etmelidir. Bize iyilik edenleri unutmak bizim insan olmadığımızı da gösterir. İyi insan, erdemli insan vefalı insandır. Bunun için geçtiğimiz köprüleri yakmamalıyız.

 

Gel Kara Ali , Git Kara Ali; Kına Gecesine Yok Kara Ali: Çeşitli işlerin yapılmasında ve sorunların çözülmesinde kendisinden faydalanılan birini, herhangi bir işin yapılmadığı veya güzel bir davetin verildiği yere çağırmazlar. Yani böyle iyi niyetli insanlar sadece çıkar amaçlı kullanılır. Onun için kendi değerimizi bilelim ve bizi hak etmeyen insanlar için fedakarlık yapmayalım.

Komşuluk İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

 

Komşuluk İle İlgili Atasözleri ve Anlamları


Komşuluk ilişkileri her ne kadar günümüzde fazla kalmadıysa da yine az ve öz olarak bu ilişkiler devam etmektedir.

Komşuluk ile ilgili atasözleri ve anlamları şunlardır:


Komşu darısı iyi olur: İnsana başkalarının sahip oldukları daha cazip gelir.

Komşu boncuğunu çalan gece takınır: Hırsızlık yapılarak elde edilen şey mal sahibinin göremeyeceği yer ve zamanda kullanılır.

Komşunun karısı komşuya kız görünür: Birinin sahip olduğu mal başka birine olduğundan daha değerli görünür.

Komşu ekmeği komşuya borçtur: Komşunuz size ikramda bulunur ve hediye olarak bir şey verirse siz de ona ikramda bulunmalı ve hediye vermelisiniz.


Komşun kör ise sen kıpa bak: İnsan çevresindeki kişileri kıskandıracak hal ve hareketlerden kaçınmalıdır. Komşularında bulunmayan şeye sahip olsa bile  bunları belli etmemeli, çevresindeki kişiler gibi yaşamalıdır.

Komşunu sev ama aradaki duvarı kaldırma: İnsanlarla arkadaşlıklar dostluklar kur ama arada mutlaka bir sınır olsun. Çünkü o sınır seni koruyacaktır. İnsanlara aşırı güvenme yoksa hayal kırıklığı yaşarsın. 

Komşu da pişer, bize de düşer: Yakınlarımız, yararlı şeyler elde ettiği zaman o yararlı şeylerden bizim de faydalanmamız mümkün olabilir.

Komşu iti , komşuya ürümez: Başka kişilere zararı olan, onları rahatsız eden kişi komşularına kolay kolay zarar vermez.


Komşudan gelenle doyulmaz: Zor zamanlarda komşunun yardım edeceğini düşünmek güzel bir duygudur fakat  her şeyi komşudan beklemek de doğru olmaz. İnsan bazı şeyleri kendisi yapmalıdır, kendisi sağlamalıdır.

Komşu komşunun külüne muhtaçtır: İnsan herhangi bir sorun yaşadığı zaman komşularına başvurmak zorunda kalır çünkü hayat her zaman güllük gülüstanlık gitmeyebilir.

Komşu kızı almak kalaylı kaptan su içmek gibidir: Komşu kızıyla evlenecek olan, ailenin ve kızın durumunu çok iyi bildiği için gönül rahatlığı içinde bu ilişkiyi kurar.

Ev alma, komşu al: Komşuluk ilişkileri, iyi komşuluk çok önemlidir. Çünkü sabah akşam komşularınızı göreceksiniz ve onlarla daha çok iletişim kuracaksınız.

Komşu hakkı Tanrı hakkı gibidir: Komşunun komşu üzerindeki hakkı, Tanrı’ kul üzerindeki hakkı kadar önemlidir.

Komşuda aş pişer, kokusu bize düşer: Yakınlarımız, yararlı şeyler elde ettiği zaman o yararlı şeylerden bizim de faydalanmamız mümkün olabilir.

Komşunun tavuğu, komşuya kaz görünür: Birinin sahip olduğu mal başka birine olduğundan daha kıymetli görünür.


Komşunu iki inekli iste ki kendin bir inekli olasın: Başkalarının iyiliğini düşünen kimseler aynı şekilde karşılığını alır ve iyilik bulurlar.

Komşun hakkında karar vermeden  iki ay onun makosenleriyle yürü: İnsanlar hakkında doğru karar vermek için ön yargılı olmamak gerekir. Doğru bir değerlendirme için kişinin yaşam koşulları, eğitimi gibi özellikleri de göz önünde bulundurulmalıdır.

Komşu hakkı büyük, saymayan hödük: Komşunun, komşu üzerindeki hakkı Tanrı’nın kul üzerindeki hakkı gibi kutsaldır.

20 Tane Atasözü ve Anlamları

 20 Tane Atasözü ve Anlamları


1) Göz Mideden Büyüktür: Bir midenin içine alacağı yemek miktarı bellidir. Kimi insanlar ihtiyacı olmadığı halde gördükleri ve istedikleri her şeye sahip olmak isterler ve bundan dolayı açgözlü davranışlar sergilerler. Neyi, ne kadar alacakları hiç belli olmaz. Bunun için böyle insanlardan olmamalıyız. Tok gönüllü olmalıyız ve fazlasına kaçmamalıyız.

2) Ekmek bulduk, gaga mı kaldı?: İnsan çok ihtiyacı olan bir şeye kavuştuğu zaman onun daha iyisini, daha kalitelisini aramakla meşgul olmamalıdır.

3) Dilenci küsmüş, kısmetini kesmiş: Bir kimseden yardım bekleyen kişi ondan ümidi kesmemeli yoksa olacak işi de olmaz.

4) Çömlekçi suyu saksıdan içer: İnsan sahip olduğu bilgi, beceri ve yetenekleriyle elde ettikleri sayesinde hayatını idame ettirir.


5) Çok seğirten çabuk yorulur: Dengeli çalışarak hemen hemen her işte sağlıklı bir sonuca ulaşmak mümkündür. İnsan gücünün üstüne çıkmadan çalışmalıdır. Kendini fazla yormadan çalışanlar hem uzun süre çalışabilirler hem de istedikleri sonuca daha kolay ulaşırlar.

6) Buyurmadan tutan evlat, gün doğmadan kalkan avrat, deh demeden yürüyen at: Çocuk anlayışlı, anne ve babasını üzmeyen olursa iyi olur. Kadın da  güne erken kalkmalı, at da kamçı yemeden yürüyen olmalıdır .

7) Beylik çeşmeden su içme:  Devlet işlerine yanaşmak tehlikelidir. Küçük bir hata çok büyük sonuçlara neden olabilir. Devlet akla gelmeyecek bir açıdan olaya bakarak kişiyi altından kalkamayacak büyük sorumluluk altına sokabilir. Bu yüzden devletle ilişki kurulurken dikkatli olunmalıdır.

8) Arsız neden arlanır, çul da giyer sallanır: Arsız olan kişide utanma duygusu kalmadığı için elbise de çul daa giyse salına salına gezer.


9) Azmış, kudurmuştan beterdir: Kendisini kaybedecek derecede coşkun ve heyecan içindeki bir kişiyi kontrol altında tutmak kolay değildir.

10) Az el aş kotarır, çok el iş kotarır: Yemek az kişiyle  onun dışında kalan işler ise çok kişiyle daha çabuk yapılır.

11) Çok el ya yağmaya ya yolmaya: Bir işte gereğinden fazla kişi aynı anda çalıştığında karmaşa ortaya çıkar. İstenen sonuç  elde edilemez.

12) Çorbanın ateşini kazandan sor: Bir işin zorluğunu ancak o işin içinde olanlar bilir.

13) Dağ ardında olsun da yer altında olmasın: İnsan sevdiği birinin ölmesindense uzakta olmasını yeğler.

Dağdaki kekliğin bini bir paraya: Etrafta çok da olsa ele geçmeyen, yararlanılamayan güzelliklerinin insana bir faydası yoktur.

14) Damlaya damlaya göl olur: Küçük veya önemsiz görülen şeyler biriktirilirse lazım olduklarında çok işe yarayabilir.

15) Dalaşan köpekte yara eksik olmaz: Sürekli mücadele içinde olan kişinin başında bela eksik olmaz.

 

16) Değirmen taşının altından diri çıkar: Kişi zora düştüğü zaman daha kolay çözüm yolu üretir ve işini daha sağlıklı bir biçimde yürütür.

17)Dayanık öküze “oha” neymiş?: İşini eksiksiz ve doğru yapan kişiye iyi çalış demeye gerek yoktur.

18) Defineye malik viraneler var: Kimi insanlar kıyafetleri eski veya modası geçmiş olduğu için hor görülürler fakat onların içinde çok değer olanları vardır. İnsanları kılık kıyafete göre değerlendirmek saçma ve etik olmayan bir harekettir.

19) Devenin yemediği ot başını ağrıtır: Bir insanın yapması gereken ama yapmadığı bir iş kendisini sıkıntı içinde bırakır.

20) İmam görür ağlar, davul görürü oynar: Kimi insanlar çevrenin durumuna göre hareket ederler. Onları bazen imam ile derin inançla Allah’a yakarırken bazen de çalgılı, eğlenceli bir yerde eğlenirken görürsün.

 

 

10 Tane Atasözü ve Anlamları

 10 Tane Atasözü ve Anlamları


Devenin yemediği ot başını ağrıtır: Bir insanın yapması gereken ama yapmadığı iş kendisini sıkıntı içinde bırakır.

* Bir başa bir göz yeter: Ne kadar çok malı olsa da insan yine bir şeyler elde etmek ister, geleni geri çevirmek istemez. Oysa insan hayatta ihtiraslı olmamalı, ihtiyacından fazlasını istememelidir.

* Ağlamak para etmez: Bir iş olup bittikten sonra üzülmenin yararı olmaz.

* Çok gezen tavuk ayağında pislik getirir: İnsan kötü insanlarla bir arada olup, yanlış işler yaparsa ömrü boyunca bu kötülüklerin içinde kalır. Bu ortamdan kolay kurtulamaz ve hep aksiliklerle karşılaşır.


* Ekmek yemek istiyorsan saman yığının üstüne yatma: İnsan hayatta bir şeyleri başarmak istiyorsa, kazancının fazla olmasını istiyorsa muhakkak çok emek edip çok çalışmalıdır.

* Geçer ama deler geçer: Hiçbir şey kalıcı değildir. İyi günler de, kötü günler de  önünde sonunda biter. Ancak yaşanan dertler, üzüntüler ve çekilen çileler büyük izler bırakır.

* Gazap gelince akıl gider:  Öfkeli bir kişi mantıklı ve doğru düşünemez ve tutarlı hareket edemez.

* Hayırsız evlat, dermansız dertten beterdir: İyi yetiştirilmemiş ve malın değerini bilmeyen çocuk, kendi emeği ve alın teri ile kazanmadığı için ailenin malını kolayca elden çıkarabilir ve har vurup harman savurabilir. Ailenin başına türlü belalar açabilir.


* İlim dost kazandırır, mal düşman: Sahip olduğu bilgi insanın arkadaş edinmesine, saygı görmesine neden olur. Sahip olduğu mal ise çevresindekilerin onu kıskanmasına neden olur. O kişiler o malları elde etmek için kötülük yapmayı göze alırlar..

* Kurttan çoban olmaz: Çok önemli ve değerli olan bir mal veya eşya zarar görmemesi veya tamamen yok olmaması için ona zarar vereceği önceden belli olan kişilere teslim edilmemelidir.

* Kurt dumanlı gün arar: Kötü niyetli kimseler ortalıktaki karışıklıklardan yararlanırlar.

Fırsat İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

 Fırsat İle İlgili Atasözleri ve Anlamları


Su akarken testiyi doldurmalı: İnsan elinde imkanları varken, maddi açıdan iyi durumdaysa bu durumu iyi değerlendirmeli ve birikim yapmalıdır. Çünkü her zaman iyi durumda olamayabiliriz. Onun için yakaladığımız fırsatları değerlendirmeliyiz ve su akarken testiyi doldurmalıyız, birikim yapmalıyız ki ileride zorluklar yaşamayalım.


Fırsat her zaman ele geçmez:  Fırsatlar elimize nadiren geçer. Onun için elimize geçen fırsatı hiç beklemeden değerlendirmeliyiz ve kendimiz için yatırım yapmalıyız. Şans , fırsat her zaman bizimle olmayabilir. Bizimle olduğu zaman da elimizi çabuk tutmalı ve aklımızı iyi kullanmalıyız. Başarılı olmak için her zaman uygun ortamı ve koşulları bulamayız. Uygun ortam ve koşulları iyi değerlendirip başarılı olmak için çalışmalıyız.


Kaçan balık büyük olur: Yakalanamayan ve kaçan balık, başkalarına abartılarak anlatılır. Elden kaçırılan fırsat gözde büyütülür. Her şeyi olduğu gibi görmeli ve göstermeliyiz.

Yiğit bin yaşar, fırsat bir düşer:  Fırsatı binde bir kez ele geçiririz, fırsat elimize geçtiği zaman da bunun önemini bilip değerlendirmek gerekir.


Fırsat sakal altından geçer: Fırsatı yakalayabilmek için uygun zamanı yakalamak iyi olur.

Kaybolan (zayi olan) koyunun kuyruğu büyük olur:  Elden kaçırılan fırsat abartılır.

 

3 Atasözü ve Bu Atasözlerinin Açıklamaları

 3 Atasözü ve Bu Atasözlerinin Açıklamaları




“Fukaranın Tavuğu Tek Tek Yumurtlar.” Atasözünü Açıklayınız.

Yoksullar her zorluğu çeken, imkansızlıklar içinde kendine imkan yaratmaya çalışan kimselerdir. Yoksul olanların şansı hemen hemen hiç gülmez. Onun eline geçen fırsatlar da öyle çok değildir. İmkanları sınırlıdır. Bunun için hangi işe el atarsa atsın, zengin gibi kazanamaz. Yoksul insanların umduğundan fazla kazandığı görülmemiştir. Bunun için de atalarımız fukaranın tavuğu da tek tek yumurtlar sözü.” sözünü söylemiştir. Zengin insanların imkanı fazla olduğu için onlar bir işten zarar da görse de fukaralar kadar etkilenmezler. Çünkü onların geçmiş birikimleri vardır ve büyük bir iflasta bile kendilerini idare edebilecek şeyleri olabilir. Oysa yoksulun işi öyle değildir. Onlar hem zor kazanır hem de çok alın teri dökerler ama kazançları yine de az olur.

 

“Sabrın Sonu Selamettir.” Atasözünü Açıklayınız.

Olan veya olacak olan tüm güçlüklere göğüs geren, öfkeye ve telaşa kapılmadan başına gelen olumsuzlukların geçmesini bekleyen, ses çıkarmadan bunların da geçmesini sabır ile bekleyen, erdem gösteren insan sonunda istediği mutlu ve huzurlu günlere kavuşacaktır. Sabrın sonu esenlik olacaktır, sabrın sonu güzel ve aydınlık günler olacaktır. Yeter ki sabır göstermesini bilelim ve ani hareketlerde bulunarak güzel olan şeyleri sabırsızlığımızla kötüye çevirmeyelim. Sabrın sonu selamet olsun istiyorsak bu zor günlerinde geçeceğini bilelim ve zamana bırakalım kimi şeyleri. İşte o zaman mutluluklar bizimle olacaktır.

 

“Az Tamah Çok Ziyan Getirir.” Atasözünü Açıklayınız.

Elindeki ile yetinmeyen, gözü doymayan ve daha fazlasına sahip olmak isteyen kimseler, isteklerine kavuşmak için çeşitli yollara başvurur. Aç gözlü olduğu için doyumsuz olan böyle kimseler bu tutumlarından dolayı zarara uğrar. Açgözlü oldukları için doyumsuz davranmış ve ve kendini tehlikenin içine atmıştır. Böyle kimseler kimi zaman ellerindekileri de kaybederek kendilerini ateşin içine atarlar. Yaptığı aç gözlülüğün bedelini de bu şekilde ödemiş olurlar. Aç gözlü olmamak gerekir. Elimizdekiler ile yetinmeyi bilip çalışmaya devam edersek Yaradan bizlere zaten daha fazlasını verecektir.

Z Harfi İle İlgili Tüm Atasözleri ve Anlamları

 Z Harfi İle İlgili Tüm Atasözleri ve Anlamları


Zahmetsiz rahmet olmaz: Her verimli sonuç, disiplinli bir çalışma sayesinde olur.

Zahirenin ambarı sabanın ucundadır: Toprak işlenmediği zaman ambarlarda hiç bir şey olmaz. Verimli sonuç işe verilen önem sayesinde olur.

Zaman sana uymazsa, sen zamana uy: Zamanı kendimize uyduramıyorsak, biz zamana uygun davranmalıyız. Burada anlatılmak istenen ve verilmek istene bir diğer mesaj ise anlayışlı ve uyumlu olmamız gerektiği ile ilgilidir.

Zararın neresinden dönülse (dönersen) o kârdır: Zararın neresinden dönersek dönelim bizim için kazanç gibi olur. Zararımıza olan işten hemen geri çekilmeli, daha fazla zarar etmemek için mantıklı davranmalıyız.

Zaman insana her şeyi öğretir: Büyük işlerin sonucu süreç gerektirir. Yapılacak işlere gereken zaman harcanmalıdır ve işlerde acele edilmemelidir.

Zan, hatıranın yalanıdır: Sanmak kesinlik taşımaz. Sanmak kesinlik bildirmediği için hatıralarımızın  gerçekliği tartışılır. Sanılara uyarak gerçek dışı davranışlarda bulunmamalıyız.

Zor, oyunu bozar: Olağan gelişimini izleyen iş, zor karşısında bozulur. Güçlü kişinin isteği yerine getirilir.

Zenginin ayıbı, fukaranın hastalığı meydana çıkmaz: Zengin ayıbını parası ile örter. Yolsu kişi de parası olmadığı için hastalığını kendi kendine çeker.

Zengin arabasını dağdan aşırır, züğürt düz ovada yolunu şaşırır: Zengin imkanları çok olduğu için , her sıkıntısını giderebilir ama fakirin parası az olduğu için o her sıkıntısını gideremez.

Zemheride sür de çalı ile sür: Kışın çift sürülürse verim daha fazla olur. Elverişli koşullarda yapılan işlerden daha çok verim alınır.

Zenginin malı, züğürdün çenesini yorar:  Fakir kimse vaktini zenginin malını konuşmakla geçirir. Başkalarına özenmek yerine, kendi işimize bakmalıyız.

Zürefânın düşkünü, beyaz giyer kış günü: Önce varlıklı olup da mevsimine göre giyinen kişi, düşkün olunca bunu yapamaz.  Daha önce iyi bir durumdayken bulunduğu iyi konumu kaybeden kişi uygun olmayan, yerli yersiz davranışlarda bulunur.

 Zulüm ile abat olanın akıbeti berbat olur: Zorbalıkla varlık sahibi olanın sonu kötü olur. Kimsenin hakkını yememeliyiz yoksa bizim de canımızı bir güzel yakarlar.

Zorla güzellik olmaz: Çirkin bir zorla güzelleşemez. Her şeyi kendi doğallığına bırakmalıyız.

Zengin kesesini döver, züğürt dizini: Zengin malı ve mülkü ile gösteriş yaparken, yoksul da dizlerini döver. İnsanların toplumsal yaşamları arasındaki dengesizlik birine mutluluk getirirken, diğerine de mutsuzluk getirir.

Y Harfi İle İlgili Tüm Atasözleri ve Anlamları

 Y Harfi İle İlgili Tüm Atasözleri ve Anlamları


Yağmur yağarsa gelinin gözü yaşlı olur: Yağmur verimi artırdığı için gelin daha çok çalışmak zorunda kalır. Kırsal alanlarda kadının üzerindeki yükün azaltılması gerekir.

Yağmur yağsa kış değil mi, kişi halini bilse hoş değil mi?: İçinde bulunduğumuz durumu bilerek hareket etmeliyiz.

Yay yiyen köpek tüyünden belli olur: Yağ yiyen köpek besili olur, iyi olur. Durup dururken bir anda hayatı normal düzeyden yükseğe çıkarsa o kişi hakkında şüphe duyulur ve o kişi için çalıp çırpıyor denilir.

Yağına kıymayan çöreği zor yer: Ürünün iyi olması için gereken emek ve harcamadan kaçınılmamalıdır.

Yaban arısı kılavuzsuz olmaz: Yabancısı olduğumuz yerde, yol gösterici olmadan dolaşamayız.

Yağına göre tavası, kuyusuna göre kovası olmalı: Araç ve gereçler, yapılacak işlerin durumuna göre ayarlanmalıdır.

Yağmur yağsın da varsın kerpiçci ağlasın:  Toplumsal çıkarlar uğruna gerekirse bireysel çıkarlardan feda edilmelidir.


Yalancının mumu yatsıya kadar yanar: Yalanın ömrü az olur.

Yalancının yalanı tükenmez: Yalancılığı meslek edinenler her konuda söyleyecek yalanı bulur.

Yalan dinlemek, yalan söylemekten güçtür:  Yalan söylendiğini bilerek dinlemek, söylemekten zor gelir.

Yağmurda düşmanın koyunu, dostun atı salsın:  Dostumuzun zararına olacak  bir durumu istememeliyiz.

Yalancının evi yanmış, kimse inanmamış: Yalancı doğru söylese bile bir daha kimse ona inanmaz.

Yalanla iman bir arada durmaz: İnançlı kimse yalan söylemez.

Yara sıcakken sarılır: Olaylara gerektiği zaman ve hemen tepki göstermek gerekir.

Yapmak güç, yıkmak kolay: Yapmak güç ve emek ister. Yapıcı  olmalı, yıkıcı olmamalıyız.

Yâr anar, düşman kınar: Dost sevdiğini sevgi ile anarken düşman da kınar. Hatırlanmak için dostluğumuzu geliştirmeliyiz.

Yanlış hesap Bağdat’tan döner:  Yanlış hesapla Bağdat’a gidilse yanlış hesap oradan da döner.

Yar yıkıldığı gün tozar: Yar yıkılınca toz çıkarır. Zararlı işlerden, olduğu gün etkileniriz.

Yanık yerde ot tez biter: Yanık yerin külü gübre yerine geçer, otu besler. Üzüntüler ve sıkıntılar da başarıya hazırlık aşaması olur.

Yalnız öküz boyunduruğa (çifte) koşulmaz: Boyunduruk iki öküz içindir. İşimizde gerektiği kadar kişi çalıştırmalıyız.

Yanmış harmanın öşrü (vergisi) olmaz:  Yanmış harmanda tahıl olmadığı için , vergisi de olmaz. Vergi verecek durumu olmayandan vergi alınmamalıdır.

Yasak arzu doğurur: İnsan, yaradılışı gereği, yasak olan şeylere ilgi ve merak duyar.

Yaramaz yarasız olmaz: Söz dinlemeyen kişiler yaradan bereden kurtulamazlar.

Yaş kesen baş keser:  Yeşil , yaş, genç ağaçları kesen kişi insan ölüdrmüş kadar suç işlemiş sayılır. Doğayı korumalıyız ve yaş kesenleri de affetmemeliyiz.

Yarım hekim candan, yarım hoca dinden eder: Doktorluğu iyi bilmeyen biri insan canı ile oynar. Dini eğitim almamış olan biri de yanlış bilgiler verir. Her işi bilene yaptırmalıyız.

Yasemin yücede biter, kokusu âleme yeter: Yasemin çiçeği yüksek yerlerde biter ve kokusu her yana yayılır. Lider konumundakiler, herkesi yararlı olurlar.

Yârân kusuruna bakan, yârânsız kalır: Sevdiğinde kusur arayan, sevgilisiz kalır.

Yaş ot yanmaz, elçi öldürülmez: Yaş ot yanmaz, başkası adına gelen kişiye de  zarar verilmez. Başkasının bize gönderdiği aracıya zarar vermemek gerekir. Çünkü o kişi aracıdır.

Yıkmak kolay, yapmak güçtür: Yıkıcı olmamalı, yaratıcı ve yapıcı olunmalıdır.

Yıkma yıkılırsın: Kötülük eden kötülük bulur.

Yıkılan ağaca balta vuran çok olur: Düşen kişiye saldıran ve darbe vuran çok olur.

Yıkılmış yıkılmışı sever: Zor durumda olan her iki tarafta birbirini daha iyi anlar.

Yerini bilmeyen, yılda bir kat urba eskitir: Özensiz giyen kişiye giysi dayanmaz. İnsan giyimine ve kuşamına dikkat etmelidir.

Yetim malı ateşten gömlektir: Yetim malı yiyen bedelini ağır bir şekilde öder.

Yerine düşman gelin yerine yerine, boyuna düşmeyen esvap sürüne sürüne eskir: İyi bir evlilik yapmayan üzüntüyle, boya uygun gelmeyen kıyafet de  yerlerde sürünerek yıpranır. Nerede bulunması gerektiğini önceden iyi tespit edememiş kimseler zarar görür.

Yerdiğin oğlan yer tutar: Küçümsenmiş olan kişi gün gelir ileride önemli biri olabilir. Kimseyi küçümsememek gerekir.

Yıl uğursuzun, eyyam uğursuzun: Asalak kimse, emek edenin sırtından geçinir. Kendimizi ve içinde yaşadığımız çevremizi asalaklara kullandırmamalıyız.

Yılan sokan uyumuş, aç kalan uyumamış: Aç kalan, yılan sokmasından daha kötü ve rahatsız edicidir.

Yılan doğrulmayınca deliğe giremez: Durup dururken hiçbir şeye sahip olamayız.

Yiğidin malı meydandır: Yiğit kimse malını saklamaz.

Yiğit ekmeğiyle yiğit beslenir: Bir yiğidi ancak başka bir yiğit besleyip koruyabilir.

Yiğit arkasından vurulmaz: İnsanı arkasından vurmak yiğitlik değildir.

Yiğit bin yaşar, fırsat bir düşer: Her zaman aynı fırsatı yakalayamayız.

Yiğit yarasına yiğit katlanır: Zayıf ve kötü biri, yiğidin derdine ortak olamaz.

Yiğit lakabıyla anılır:  Yiğit, yaptığı iyilikler ile anılır.

Yiğit meydanda  belli olur:  Yiğitlik sözle olmaz, iş başında belli olur.

Yiğit yiğide at bağışlar:  Yiğit insan kendi gibi olanlara da büyük iyilikler der. Herkese hak ettiği değeri vermek gerekir.

Yoğurdum ekşidir diyen olmaz: Kimse malının kötü olduğunu söylemez.

Yok büyümez, arık büyür: Var olmayan şey büyümez. Hayal peşinde koşmamalıyız.

Yol bilen kervana katılmaz: İşini tek başına yapabilen kişinin kimseye gereksinimi yoktur.

Yokluk varlıkta, güçlük darlıkta:  Yokluk varlıkla giderilir, darlık sıkıntı yaratır.

Yoktan yonga çıkmaz: Yoksulun kimseye yararı olmaz.

Yol ile giden yorulmaz: Her konuda yol yordam bilerek hareket etmeliyiz.

Yolcu yolunda gerek: Yolcu yolundan kalmamalıdır.

Yorgun öküzün ıslık canına minnet: Yorgun öküze ıslık ninni gibi gelir. Yorgun kişileri çalıştırmamalıyız.

Yumurtada kıl bitmez: Koşulların imkan vermediği ortamdan verim alınamaz.

Yumurtlayan tavuk bağırtkan olur: İş yapan kişi, konuşarak çevresindekileri de çalıştırır.

Yurdun otlusundan, kutlusu yeğdir: Yurt bağımsız değilse, güzelliğinin bir anlamı yoktur.

Yumurtadan çıkan yine yumurta çıkarır: Bir kısım canlılar soylarının özelliklerini taşır.

Yordamsız elin kazası çok olur: Eli işe yatkın olmayan kişi çok kaza yapar.

Yüz verme arsız olur, az verme hırsız olur: Çocuk şımartılmamalı ama gereksinimlerini karşılanmalıdır.

Yuvayu yapan dişi kuştur: Evdeki huzuru ve düzeni sağlayan kişi kadınlardır.

Yürük ata kamçı olmaz: (Yürük at kamçı değdirmez.): Çalışkan kişiyi uyarmaya gerek kalmaz.

Yük altında eşek kalır: Kişilikli insan, kendisine  yapılan iyiliğin altında kalmaz.

Yüzü güzel olanın huyu da güzel olur: İnsanın iç güzelliği dışına yansır.

 

 

 

 

V Harfi İle İlgili Tüm Atasözleri ve Anlamları

 V Harfi İle İlgili Tüm Atasözleri ve Anlamları



Vakit nakittir:  Zaman çok önemlidir, zamanı doğru değerlendirmeliyiz.

Var varlatır, yok söyletir: Varlıklı kişi varlığı ile övünür, yoksulun gücü ise ancak dert yanmaya yeter. Ne varlığımızla övünmeli, ne de yoksulluğumuzla dert yanmalıyız.

Var akar, yok bakar: Varlıklı her gün kazanırken, fakir ise buna bakmakla kendini avutur. Toplumsal dengeyi sağlamalı, gelir adaletini sağlamak gerekir.

Vakıf tarla kimseye mal olmaz: Fakirler için bağışlanan tarlanın kimseye faydası dokunmaz. O tarla onlar için bağış yapılmıştır. Toplumsal yararlar için kullanılan şeylere el uzatmak doğru olmaz.

Vakitsiz öten horozun başını keserler: Horoz zamansız öterek insanları yanıltırsa, yaşlanmış demektir ve kesilir. Yerinde ve zamanında konuşmak gerekir yoksa başımız beladan kurtulmaz.



Vakitsiz açan gül, tez solar: Gülün belli bir açma zamanı vardır ve o zamandan önce açan gül uzun ömürlü olmaz. Yapacağımız işlerde zamanlamayı iyi ayarlamak gerekir.

Vasiyet ölüm getirmez: Vasiyet bırakmak ölmek demek değildir ve bu son derece doğaldır. Vasiyetimizi ölmeden önce de yazabiliriz hatta yazmaktan da çekinmemeliyiz.

Varlığın sonu ile yokluğun önü birdir: Varlıklı kişi elindekilerin kıymetini bilmeyince parası biter ve yoksul duruma düşer. Varlığımızın hiç  bitmeyeceğini düşünerek savurgan olmamak gerekir.

Varsa hünerin var her yerde yerin; yoksa hünerin, var her yerde yerin: Becerikli kimselerin her yerde yeri vardır ama beceriksiz kişi her yerde yerinir, üzülür. Becerikli kişiler, toplumda hak ettikleri değeri bulurlar.

Ver yiğidi yiğide, Mevla rızkını yetire: Yiğit kimselerin evlenmesinde yardımcı olana Allah’da yardım eder.

Varlığa darlık olmaz: Varlığı olan darda kalmaz. Sıkıntıya düşmemek için çalışmalıyız.

Veren eli herkes öper: Yardımseverlik, beraberinde insanın saygın olmasını da sağlar.. Yardımsever ve saygın bir kimse olmalıyız.

Verip pişman olmaktansa, vermeyip düşman olmak yeğdir: Geri alamayacağımız bir şeyi ödünç verip sonradan üzülmektense, vermeyip isteyeni üzmemiz daha iyidir. Geri alamayacağımız şeyleri ödünç vermemeliyiz.

Vurma korkağa, cesur edersin: Korkak, dayak yemekten çekinir ama korkağa sürekli dayak atarsan onun da korkacağı bir şey kalmaz ve o da en sonunda korkmamaya başlar ve daha kötü şeylere başvurabilir. İnsanların üzerine giderek onları kışkırtmamalıyız.

Verirsen veresiye, batarsın karasuya: Veresiye mal veren, sonunda batar. Ana paramızı batıracak biçimde çalışmamalıyız.

Varını veren utanmamış: Yardıma ihtiyacı olana yardım etmek yarım edeni üzmez. İhtiyacı olana yapacağımız yardım küçük de olsa vermeliyiz.

Ü Harfi İle İlgili Tüm Atasözleri ve Anlamları

 Ü Harfi İle İlgili Tüm Atasözleri ve Anlamları

Üç göç bir yangın yerini tutar: Göç etmek, ev sahiplerini çok yorar ve yıprattığı için  ev sahibine zarar verir. Onun için de sıkça yer değiştirmemek gerekir.

Üflemeyince kaynar çorba içilmez: Kaynar çorba  üflenmeden içilirse ağzı yakar. Önlemleri almak gerekir.

Üvey öz olmaz, kemha bez olmaz: Üvey özün, kemha ( ipek türü bir kumaş)  da bezin yerine geçmez. Doğanın belirlediği şeyler değişmez.

Üçlenmemiş eken, olmamış biçer: Tarla hazır hale getirilmeden yapılan ekimin bir verimi olmaz. Her iş gerekli koşullar hazır olduğu zaman yapılırsa verim olur.

Ürümesini bilmeyen it, sürüye getirir kurt: Köpek havlamasını bilmiyorsa, sürüyü kurda karşı koruyamaz. Yapamadığımız işlere girişmemeliyiz.



Ün lazım değil, un lazım: Ün karın doyurmaz, önce karnın doyması gerek Kendimizi sıkıntıya sıkarak ün peşine düşmemeliyiz. Önce ihtiyaçlarımızı karşılamalıyız.

Üveye etme özünde bulursun, geline etme kızında bulursun: Üvey çocuğu ve gelinine kötü davranan kişinin çocuklarına da başkaları kötü davranır. Kimseye kötülük etmemek akıllıca olur.

Üzüm zamanı köpek ölmez: Köpek üzümü sevdiği için, üzüm zamanı üzümle karnını doyurur. İnsan besinlerin bol olduğu zaman daha güçlü ve daha iyi olur.

Üzüm hırsızı güzün belli olur: Üzüm sonbahara doğru  ürün verdiği için hırsız da o zaman ortaya çıkar. Her şeyin sonucu zamanı gelince ortaya çıkar.

Üzüm üzüme baka baka kararır: Her zaman bir arada bulunan kimseler birbirlerine huy aşılarlar.

Üzümsüz  bağ, balsız kovan olmaz:  Deniz dalgasız, gönül sevdasız olmaz atasözü ile aynı anlama gelir

 

U Harfi İle İlgili Tüm Atasözleri ve Anlamları

 U Harfi İle İlgili Tüm Atasözleri ve Anlamları

 

Ucuz alan pahalı alır, pahalı alan aldanmaz: Kullanacağımız  araç ve gereçlerin iyisini alalım ki sürekli ucuz alıp paramız boşa gitmesin.

Umut fakirin ekmeğidir: Umut fakiri avundurur.

Ucuz satan tezcek satar: Ucuz malın alıcısı tez olur.

Un elekten, hamur bilekten çıkar: Un elenir, hamur da onu iyi yoğuran güçlü bir bileğin emeği sonucu olur. İyi iş yapımını gerektiren araç ve gereçlerle oluşur.

Ucuzdur vardır illeti, pahalıdır vardır hikmeti: Pahalı mal  ucuz ve kalitesiz maldan daha iyidir. Her şeyin dayanıklısını ve iyisini almalıyız.


Ulular köprü olsa da basıp geçme: Büyüklerimize saygısızlık etmemeliyiz.

Ustanın çekici bir altın: Çok çalışmak önemli değil çalıştığının karşılığını almak önemlidir. Usta ve becerikli kimselerin değeri bilinmelidir.

Uyku, uykunun mayasıdır: Uyku, sağlığımız için olmazsa olmazlardandır. Sağlığımızın bozulmaması için uyku düzenine dikkat etmek gerekir.

Uzun söz yorgunluk: Bir konuda gereğinden çok konuşma konuşanı da dinleyeni de yorar Onun için çok aşırı konuşmaktan uzak durmalıyız ve az ve öz konuşmalıyız.

Uzağa verme düveyi, çeker gider boğayı: Boğa devamlı düvenin peşinde olduğu için , düveyi verip boğadan da olmamalıyız. Birbirine alışkın şeylerin ayrılması bize zarar verecekse, bunu yapmamalıyız.

Utanma pazar, dostluğu bozar: Dostlar arasında yapılan pazarlıkta açık olunmaması dostluğa zarar verir. İlişkilerimize açık ve gerçekçi olmalıyız.

Uzayan kol bizden olsun: Bir başarılı olacaksa bu bizden olsun anlamında söylenmiş bir atasözüdür.

T Harfi İle İlgili Tüm Atasözleri ve Anlamları

 T Harfi İle İlgili Tüm Atasözleri ve Anlamları


Tahtadan çuvaldız olmaz:  Her araç gerekli malzemeden yapılmalıdır.

Tan yeri ağarınca hırsızın gözü kararır: Kirli işler yapan kişi, buna elverişli ortamı bulamadığı zaman sersemleşir, hiçbir iş yapamaz.

Tablakâr, başındakini satar: Herkes ekmek parasını değişik yollardan kazanır.

Tabancanın dolusu bir kişiyi, boşu kırk kişiyi korkutur: Dolu tabanca sahibini, boş tabanca karşısındakileri korkutur. Gerçek durumu bilinmeyen tehlikeli şeyler, bilinenlerden daha çok korku verirler.


Tamahkârın gözünü bir avuç  toprak doyurur: Açgözlünün gözünü öldüğünde toprak doyurur.

Taş düştüğü yerde kalır: İşimizi geliştirmez, emek etmezsek, olduğu yerde kalırız.

Taşıma su ile değirmen dönmez: Önemli işler, yetersiz araç ve gereçle yapılamaz.

Taş ıraktan gelmez: Genelde en büyük zararı yakınlarımızdan görürüz.

Taş ne kadar ıslanırsa, deli o kadar uslanır: Yapılması olanaksız işlerde boş yere zaman harcamamalıyız.

Taş yerinde ağırdır:  İnsan daha çok kendi çevresinde sevilip sayılır.

Tartılırsan denginle tartıl: Özellikleri sana uyan biri ile arkadaşlık yap.

Talihli adamın düşmanı, talihsiz adamın dostu ölür: Şanslı kişinin düşmanı ölürse rahatlar, şansız kişinin de dostu ölürse üzülür. Şanslıların işi rast gider.

Tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz: Üretime katılmayanın, paylaşmaya da hakkı olmaz.

Tanımayan dostunu, pazara verir postunu: Dostunu tanımayan, başına büyük işler açar.

 

Tebdil-i mekanda ferahlık vardır: İnsan aynı yerde devamlı durursa sıkılır arada yer değiştirmek can sıkıntısına iyi gelir ve ruhumuz açılır.

Tavuk eşe eşe gözünü çıkarır: Aç kalmamak için ne yapmamız gerekiyorsa yapmalıyız.

Tazının topallığı, tavşanı görene kadardır: Zorunlu kaldığımızda, olanca gücümüzü kullanmalıyız.

Tatsız çorbaya tuz, akılsız kafaya söz kâr etmez:  Aklı başında olmayan birine söz anlatmak boşunadır.

Tavşanı tazı tutar, çalımı avcı satar: Başkasının yaptığı işler ile övünmemeliyiz.

Tavşanın çıkışından, kurdun inişinden korkulmalıdır: Tavşan yokuşu hızla çıkar, kurt da yokuşu hızlı iner. Herkesin ayrı bir özelliği, üstün bir yanı vardır.

Teşbihte hata olmaz: Olayları açıklamak için  yapılan benzetmelerden alınmamalıyız. Yeri  geldiği zaman  kaba benzetmeler ile anlatıma daha etkili bir hava verilir. Bunu saygısızca bir davranış olarak görmemek gerekir.

Tok açın halinden anlamaz: Açın halinden aç olan anlar.

Tilkinin dönüp dolaşacağı yer kürkçü dükkanıdır: En zeki, en kurnazlar bile gün gelir aldatılabilir.

Tilki tilkiliğini bildirinceye kadar post elden gider: Kendilerini çok akıllı, kurnaz zanneden kişiler, bir gün kendilerinden daha kurnaz olan kişilere aldanabilirler.

Terziye “göç” demişler, “iğnem başımda” demiş: Terzinin gereci sadece iğne olduğu için taşınması da kolay olur. İşlerimizi, başkasına engel olmayacak şekilde ayarlamalıyız.

Tekkeyi bekleyen, çorbayı içer: İşinin başından ayrılmayan aç kalmaz.

Tükürdüğün  eli öpme: İnsan yaptığının arkasında durmalıdır.

Tuz ekmek hakkı bilmeyen itten de beter: Kendine yapılan iyiliği tepen kişi nankörün ta kendisidir.

Tutulmayan hırsız beyden büyüktür: Hırsız, yakalanmayınca arsız olur ve kendini bey zanneder. Suçu ispatlanmayan suçlu kimseler de sanki suçsuzmuş gibi  suçsuz insanlar ile dürüstlük yarışına girerler.

Topa alışan deve davuldan ürkmez Daha büyük problemler yaşamış olan biri küçük problemlerden çekinmez.

Tok ahmağa, akıllı  aça nasihat verir: Yardıma ihtiyacı olana öğüt değil yardım etmeliyiz. Kuru lafla milletin kafasını ütülememeliyiz. Edersek yardım edelim ancak o zaman o kişinin derdine derman olmuş oluruz.

Tok ile yemek yiyen, mezarını dişiyle kazar: Tokken yemek insanı obur ederek sağlığından eder. Sağlığımızı tehlikeye atacak kadar çok yememek gerekir.