Atasözleri ve anlamları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Atasözleri ve anlamları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Atasözü ve Anlamları

 

8 Atasözü ve Anlamları


1) Rızkı tükenmeyince kişi aç kalmaz: Allah her insanın rızkını verir ve hiç kimse hayatta nasipsiz kalmaz. Rızkı tükenmişse ömrü de bitmiş demektir.

2) Pulsuz iş, yolsuz iş: Karanlık işler çeviren kişi yasal olmayan yollara sapar.

3) Pişmiş aşa soğuk su katılmaz: Yürümekte olan bir işe gereksiz yere müdahale edilmemelidir.


4) Keskin kılıç kınını kesmez: Sert ve öfkeli kimsenin onu destekleyenlere, ona yardım edenlere herhangi bir zararı olmaz.

5)  Keskin bıçak olmak için çok çekiç yemek gerek: Başarılı olmak içim çok çalışmak, alın teri dökmek, sıkıntı çekmek gerekir. Bu sayede insan daha deneyimli olur. Deneyimli olan kimseler de daha başarılı olur ve daha az hata yapar.

6)Mecnun sever Leyla’yı, ben severim Mevla’yı: Ben herkesin ilgilendiği konudan ve işten başka konu ve işlerle uğraşıyorum.


7) Sopayı  yiyen eşek atı geçer: Bir konuda canı yanmış olan kişi o duruma bir daha düşmemek için elinden gelen çabayı harcar. Gücü yetmez sanılan, en zor işleri bile başarır.

8) Söz biliyorsan söyle, inansınlar; bilmiyorsan söyleme, seni bir adam sansınlar: İnsan çok iyi bildiği konu üzerinde konuşmalıdır. Bilmediği konuda ise hiç konuşmamalı, yorum yapmamalıdır.

13 Atasözü ve Anlamları

 

13 Atasözü ve Anlamları


Çatal kazık yere batmaz: Bir işte birden fazla kişi söz sahibi ise her kafadan bir ses çıkacağı için sorun çıkar, iş bir o yana, bir bu yana çekilir. İyi bir sonuç elde edilemez. Sağlıklı ve verimli bir iş için yetkilerin ve sorumlulukların tek elde toplanması gerekir.

Bir dalın gölgesinde bin koyun eğlenir: İyi durumda olan güçlü ve cömert kimseler, çevrelerindeki birçok yoksul ve muhtaç olan insanı koruyup kollar.

Bir ambar buğdayın örneği bir avuçtur: Aynı niteliğe ve özelliğe sahip şeylerin biri de birdir, bini de birdir.


Bir dala basarsan bin dal sallanır: Bir kimseye karşı yapılan olumlu veya olumsuz davranışlar sadece o kimseyi değil, o kimsenin yakınlarını ve çevresindekileri de ilgilendirir. İnsan davranışlarında bunu da göz önünde bulundurmak gerekir.

Çabalama ile çarık yırtılır: Olmayacak işi zorla yapmaya çalışan zarara uğrar.

Çalıda gül bitmez, cahile söz yetmez: Verimsiz topraktan iyi ürün alınamayacağı gibi iyi biçimde yetişmemiş insanın da topluma faydası olmaz.

Dağ başı dumandan, insan başı yamandan kurtulmaz: Yöneticilerin sorumlulukları fazla olduğu gibi sorunları da fazladır.

Gül dikensiz olmaz: İyi veya güzel olan her şeyin az çok sıkıntı veren bir yanı da bulunur.

Dadandırma kara gelin, dadanırsa yine gelir: Başkalarının sırtından geçinen kimselere fazla yüz vermeye gelmez. Bir kere yüz buldurlar mı insanın peşini bırakmazlar.


Dal rüzgarı affetse de bir kere kırılmıştır: Birilerinin yaptıkları davranışlardan incinen kimseler o davranışları unutmuş gibi olsa da asla unutmazlar. Üzüntüsünü daima yaşarlar.

Gök çok gürleyince az yağmur yağar: Konuşa konuşa hiçbir iş bitirilemez.

Gökteki yıldıza kement atılmaz: Ulaşılamayacak değerler insana her zaman çekici gelmiştir ve elde edilmesi de çok güçtür.

Göçülen yurdun kadri konulan yurtta bilinir: İnsanın yeni gittiği yerde başına gelen sorunlar geldiği yerdeki sorunları aratır durumda olabilir.

Ekmek İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

 

Ekmek İle İlgili Atasözleri ve Anlamları


Ekmeğin katığı açlıktır: Aç olan bir insan için ekmek yeterlidir. Onun yanında başka bir yiyeceğe ihtiyaç kalmaz.

Ekmeğini ekmekçiye ver, yarısını yerse helal olsun: Verilecek ücret ne kadar çok olursa olsun, her iş ustasına, o işi yapmasını bilene yaptırılmalıdır.

Ekmek bulmaz yemeye, itinin adını gümüş koyar: Fakirliğine bakmadan gösteriş yapmaya kalkan kimseler için söylenen atasözüdür.

Ekmek aslanın ağzında: İhtiyaçlarını karşılamak için gerekli olan paraya ulaşmak zordur.


Ekmek bulduk gaga mı kaldı?: İnsan çok ihtiyacı olan bir şeye kavuştuğunda onun daha iyisini, kalitelisini aramakla meşgul olmamalıdır.

Ekmeğin kestiğini kılıç kesmez: Kötü insana yapılacak bir yardımla ondan gelecek tehlike önlenmiş olur.

Ekmek boğazda kalırsa su, su boğazda kalırsa kefen: Çok zor durumdayken kurtulmak için bulunan bir çare gün gelir başka sorunlarla karşı karşıya kalmanıza neden olabilir.

Ekmeğin hikmeti, harmanın bereketi: Ekmeğin iyi kalitede  olabilmesi harman yapılan ürünü kalitesiyle ve verimliliğiyle ilgilidir.

Ekmeği bana bana, sonunu saya saya: İnsan ilerideki günleri düşünerek hareket etmeli ve her zaman tasarruflu olmalıdır.

Ekmeğimi al da dirliğimi alma:  İnsan aç kalmaya dayanabilir ama  huzursuzluk içinde olmaya dayanamaz.


Ekmeği yedi, gözü pabuçta: Bir yerde işi bitenin gözü yolda olur.

Ekmeğin yanığı başa kakınç olur: İşi düzgün yapmayan kişi bundan dolayı topluluk içinde sürekli ayıplanır.

Borç İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

 

Borç İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

 

Borç iyi güne kalmaz: Borçlu olan kimse borcunu ödemenin yollarını aramalıdır. İleride öderim diye düşünmesi son derece sakıncalıdır. Çünkü gelecek günlerin ne getireceğini kestiremeyiz.

Borcun iyisi ver kurtul, derdin iyisi öl kurtul: Borçlu ve dertli yaşamak insana dayanılma zacılar çektirir. Borçtan kurtulmanın çıkar yolu onu ödeyip kurtulmak, şifası olmayan hastalıktan kurtulmanın yolu ise ölmektir.


Borcun yoksa kefil ol, işin yoksa şahit ol: Tanıklık boş oturan kimselerin, kefillik ise parası çok olan kimselerin işidir. Zorunluluk olmadıkça şahitlikten ve kefillikten kaçınmak en doğru olanıdır.

Borca haylık, bir aylık: Borç alarak yaşanan güzel günler çok sürmez. Geriye kalan borçtur ve o borcu ödemek büyük sıkıntı yaratır.

Borç güle güle gelir, ağlaya ağlaya gider: Borç alan ihtiyacını karşılayacağı için o an çok sevinçlidir ancak borcunu ödeyeceği gün yaklaştığında durum değişir ve sıkıntı içine girer.

Borca içen iki kez sarhoş olur: Borç alarak alışveriş eden iki kere üzülür. Bir aldığı zaman bir süre sonra parayı nasıl ödeyeceğim diye kaygılanır. İkincisi ise ödeme zamanı gelince bir şey almadan ödeme yaptığı için kendisinin lüzumsuz bir iş yaptığını düşünür ve pişmanlık duyar.


Borç, yiğidin kamçısıdır: Birisine borçlanan, borcunu da ödemek isteyen kimse kendini daha çok çalışmak ve kazanmak zorunda  hisseder, bunun için de çok çalışır.

Borç ödenir, kira ödenmez: Kiracı olmaktansa borca girip ev sahibi olmak daha iyidir.

10 Atasözü ve Anlamı

 

10 Atasözü ve Anlamı

 

 

Dil yüreğin kepçesidir: Kişi içinde ne varsa, ne duyuyor, ne düşünüyorsa onu söyler,  ona göre davranır.

Döven öküzünün ağzı bağlanmaz: İmkanları geniş bir işin başında bulunan kimse bunlardan az da olsa faydalanır.

Çömçe tutan elim olsun, ocaklıkta yerim olsun: Her insan küçük de olsa bir yerde baş olmak ister.

Emme isteyen çocuk ağlar: Hakkını aramasını bilmeyen kişinin işi görülmez.


Emanetin canı gözünde olur: Kullanılmak üzere geçici olarak verilen emanet şeyler genellikle kalitesiz, eski olur. Hiç umulmadık yerde ve zamanda emanet mala zarar gelir, zor durumda kalınır.

Çarık çarıkla, sarık sarıkla: Hayatta herkes kendi seviyesindeki kimselerle bir arada olmak ister.

Başına gelen bilir: İnsan kötü bir durumu ancak kendisi yaşadığı zaman iyi anlar. Bundan dolayı aynı kötü durumu yaşayan kişiye de ancak o zaman hoşgörülü davranır.

En  kolay iş ekmek yemek, o da çiğnemeden yutulmaz: Her işin bir zorluğu vardır. Her iş için mutlaka bir emek sarf etmek gerekir.


Emanet eşeğin kuskunu yokuşta kopar: Ödünç  alınan araçlarla başlatılan işlerden çoğunlukla güzel sonuçlar alınamaz.

Gelen git denilmez: Çağrılmadığı halde kendiliğinden gelen bir misafir kovulmaz kabul edilir.

Her ziyan bir öğüttür: Kişi gördüğü her kötülükten, uğradığı her zarardan bir ders çıkarmalıdır.

9 Atasözü ve Anlamları

 

9 Atasözü ve Anlamları


Gel demesi kolay ama git demesi güçtür:  Bir kimseyi işe başlatmak, birini misafirliğe çağırmak kolaydır fakat bir kimseyi işten çıkarmak, misafire de git demek oldukça zordur.

Düşmanınki kayar geçer, dostunki koyar geçer:  İnsan için düşmanının söylediği sözler ve yaptığı davranışlar kötü de olsa fazla etki etmez. Ancak dostunun söylediği kötü sözler ve yaptığı kötü davranışlar iz bırakır.

Düştünse toprağa sarıl:  Toprağı eğer iyi işlersen hiçbir zaman seni yarı yolda bırakmaz, seni besler. Zor günleri topraktan elde edeceğin gelirle atlatabilirsin.


Boş ite menzil olmaz:  İşi gücü olmayan, aylak kişinin nerede olduğu belli değildir. Aklının estiği yere gider, aklının estiği yerde kalır. Canı nasıl istiyorsa o şekilde davranır. Ulaşmak istediği belirli bir amacı yoktur, geleceğini hiç düşünmez.

Boş eşek yorga gider: Üzerinde bir görev bulunmayan kaygısız kişi sorumluluktan uzak, rahat rahat, istediği gibi yaşar.

Altın ateşte, insan mihnette belli olur:  Her maddenin değerini gösteren belirleyici bir etken güç vardır. İnsanın da değerini gösteren zorlukları yenme azmi, sıkıntılara dayanma ve benliğini koruma gücüdür.

Diken battığı yerden çıkar:  İnsan sıkıntıya düştüğünde bunun sebebini iyice araştırıp o nedenleri ortadan kaldırırsa sıkıntıdan da kurtulur.


Duvarın kulağı var, gözünü de unutma:  Bir işi sonsuza kadar asla sır olarak kalamaz. Mutlaka bir yerden, bir sebepten açığa çıkar.

Düğün aşı savulduktan sonra gelen vah vah yer:  Her iş zamanında ve yapılması gereken biçimde yapılmalıdır.

Atasözü Örnekleri ve Anlamları (10)

 

Atasözü Örnekleri ve Anlamları (10)


Kuştan korkan darı ekmez:  Her işin kendine göre zor ve riskli yanları vardır. Tehlikeleri göz önüne alarak işe girişmekte çekingen davranan kimse amacına ulaşamaz. Amacına ulaşmak isteyen kimse bunları göze almalıdır.

Kazan kaynamayan yerde maymun oynamaz: Karşılıksız yapılan hiçbir iş yoktur.

İki kişiye bir börek, sana ne gerek: Bir işi hakkıyla yapanlar karşılığını almaya hak kazanır. Yapmayanlar ise herhangi bir istekte bulunamazlar.


Keçinin otladığı yerde oğlağı da otlatırlar: Küçükler büyüklerin tutum ve davranışlarını örnek alırlar.

Gem almayan atın ölümü yakındır: Kendisine söylenilen sözleri dinlemeyen kişi bu davranışının zararını her zaman görür.

Gevşek tükürüğün sakala zararı vardır: Güçlü olmak insanın rahat ve güvenli olmasını sağlar. En basit bir tembellik insan için sıkıntı yaratır.

Haramın binası olmaz: Kötü yollardan elde edilen kazanç, hiçbir işe yaramadan yok olup gider.

İşi olmayanın aşı olmaz: Kendisinin veya ailesinin geçimini sağlamak için herhangi bir yerde çalışmayan kimsenin elinde yiyecek parası olmaz.


Kuyu kazmadan suyunu haber verir: Bir işin sonu başlangıcından belli olur.

Lafla duvar örülmez: Sadece konuşarak, yaparım ederim diyerek bir yere varılmaz.

Sıcağa kar mı dayanır: İsraf en büyük birikimleri bile yok eder.

20 Atasözü ve Anlamları

 

20 Atasözü ve Anlamları


Atasözlerimiz atalarımız tarafından söylenmiş olup ve bizlere mesaj veren güzel ve anlamlı sözlerdir.

20 Atasözü ve anlamı şu şekildedir:


* Her zevalin bir kemali, her kemalin bir zevali vardır: Bir iyilik kalmadığı gibi makam da kalıcı değildir. Gün gelir kişi bulunduğu makamı başka birisne bırakabilir. Onun için koltuk sevdalısı olmamak gerekir.

*Herkes evinin ağasıdır: Her insanın saygınlığı kendi çevresindedir.

*Hastayı döşek bilir, ölüyü teneşir: İnsanın değeri hasta olduğu zaman yada öldüğü zaman bilinir.

*Hasan almaz, basan alır: Oyuna bakan değil, oyuna katılan kazanır.


*Gemisini batıran sandalını aramaz: Büyük işlerle uğraşan kimseler küçük işlerin peşinde koşmazlar.

*Diken battığı yerden çıkar: İnsan sıkıntıya düştüğünde, bunun nedenlerini ayrıntılı araştırıp  nedenleri ortadan kaldırırsa sıkıntıdan da kurtulur.

*Akçeli adamdan dağlar korkar: Maddi gücü çok iyi olan varlıklı kimseler herkesi etkiler, hatta korkutur.

*Akacak kan damarda durmaz: İnsan ne kadar önlemini alırsa alsın olacak olan yine olur, alın yazısında olan gerçekleşir.

*Balta sapını yonamaz: İnsan en küçük bir iş için bile  başkasına gereksinim duyar.

*Baş eğmekle baş ağrımaz: Kişi çevresindekilere karşı saygılı ve uyumlu olduğunda daima kazanır.

*Bardağı taşıran son damladır: Kimi insanlar yeteri kazar kazandığı halde daha çok kazanmak isterken başlarını derde sokarlar.

*Haddini bilmeyene bildirirler: Etrafındaki önemsemeyerek yetkili olmadığı konularda çok bilmişlik taslayanlara sert karşılıklarla gereken dersler bir güzel verilir.


*Her duaya amin denilmez: İnsan her istediğini ve her dilediğini elde edemez.

*İşemekle deniz pis olmaz: Doğruluğu ve dürüstlüğü herkesçe kabul edilen bir kimse aşağılık kimselerce atılan iftirayla kirletilemez.

* İtbaşı terkide durmaz: Huysuz kimseleri zapt etmek zordur.

*İşleyen el, ele açılmaz: Çalışan, üreten kimse başkalarına muhtaç olmaz.

*İşlek kuyunun suyu tatlı olur: Çok kullanılan kuyunun suyu her zaman temiz olur.

İt atarsa kurt kapar: Bir kimsenin beğenmediği bir şeyi, ona ihtiyacı olan bir başkası hemen alabilir.

*İşte at, işte meydan: İş yapmak isteyen veya işten kaçmayan için her zaman yeterli ve elverişli ortam bulunur.

Öksüz İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

 

Öksüz İle İlgili Atasözleri ve Anlamları


Öksüz ile ilgili atasözleri ve anlamları şu şekildedir:

Öksüz kuzu toklu olmaz: Kimsesiz kimselerin hayatta başarılı olması, mutlu olması diğer insanlara göre daha zordur.

Öksüz güler mi, meğer yanıla: İşleri ters giden kimsesiz kişinin hiçbir zaman yüzü gülmez. Yüzünü güldürecek bir durum ortaya bile onu n yanlışlık olduğu çok kısa zaman geçmeden anlaşılır.


Öksüze acıyan çok ama ekmek veren yok: İnsan işsiz güçsüz kaldığında ona nasihat veren, yol gösteren çok olur fakat destek veren olmaz.

Öksüz hırsızlığa çıksa ay ilk akşamdan doğar: Kısmeti az olan birine kırk yılda bir fırsat gelir, onu da tam anlamı ile değerlendiremez veya akla gelmedik engeller çıkar.

Öksüz çocuk göbeğimi kendi keser: Koruyanı, yardım edeni bulunmayan kişiler herhangi bir yerden veya kişiden yardım göremeyeceği için, kendi işini kendi yapmak zorunda kalır.


Öksüzün karnına vurmuşlar “vay arkam” demiş. Toplumda iyi iş yapabilmek veya haksızlığa uğramak istemeyen kişinin koruyucusunun olması gerekir. Ona destek veren birilerinin olması gerekir aksi takdirde yaptığı iş başarıya ulaşamaz.

Öksüzün bağrı yağ bağlamaz: Zavallı ve kimsesi olmayan insanlar verimli iş yapamazlar.

Öksüzün bir doyarı ayran, bir doyarı bayram. Geçimi iyi olmayan bir kimse günü basit yiyeceklerle geçirir, bayram günlerinde gelecek hediyeler ile avunurlar.

Yağmur İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

 

Yağmur İle İlgili Atasözleri ve Anlamları


Yağmur ile ilgili atasözleri ve anlamları şunlardır:


 Yağmurlu gün tavuk su içmez: Elinde olan bir şeyi tekrar elde etmeye çalışmak akıllıca değildir.

Yağmur olsa kimsenin  tarlasına düşmez: Öyle insanlar vardır ki imkanları elverdiği halde iyilik etmekten kaçınırlar.

Yağmur diner, su durulur: İnsanların yaşadığı dertler sonsuza kadar sürüp gitmez. Zamanla  sorunlar da ortadan kalkar ve yaşanan olumsuzluklar geçmişte kalır.


Yağmur yağarken küpünü doldur:  İnsan sağlıklı ve gençken veya iş hayatı düzenli iken kazancını artırmaya bakmalıdır. Çünkü gençken ve güçlüyken kazandığı para onun gelecekte garantisi olacaktır.

Yağmurda düşmanın koyunu, dostun atı satılsın: Yağmurda ıslanan koyun zayıf ve gösterişsiz görünür. Değeri düşer. At ise ıslandıkça daha çevik ve daha gösterişli olur. Bundan dolayı at  daha iyi paraya satılır.

Yağmur yağsa kış değil mi? Kişi halini bilse hoş değil mi?: Her mevsimin  kendine özgü özellikleri vardır. Yaz sıcağından, kış soğuk ve yağmurundan belli olur. Mevsimler gibi insanların da kendine özgü durumları  ve nitelikleri vardır. Toplumda o nitelikleri ve özellikleri ile tanınırlar. Kendini başka türlü göstermenin bir anlamı yoktur.


Yağmur yağdıracak bulut uzaktan bellidir: Bir işi bereketli olacağı, sonuçlar alınacağı gidişatından belli olur.

Yağmur tavına ekilen darıdan, kocasından sonra kalkan karıdan hayır gelmez: Kuralına uygun, doğru şekilde yapılmayan hiçbir işten ve bu işi yapan kişiden hayır gelmez.

Mart İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

 

Mart İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

 

Mart kuruluk, nisan yağmurluk. Mart ayında fazla yağış olmaz, nisan ayındaki bol yağışlar toprağın bereketini artırır ve ürün verimli  olur.

Mart çıkmadıkça dert çıkmaz: Mart ayı kış ve yaz arasındaki geçiş dönemi olduğu için bu arada insanlar hastalıklara karşı kendilerini koruyamazlar, daha kolay hastalığa yakalanırlar. Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır: İnsanlar mart ayındaki aşırı soğuklardan dolayı ellerine geçen her şeyi yakmak zorunda kalırlar.


 Mart dokuzunda çıra yak, bağ buda. Mart ayının dokuzunda bağların kesinlikle budanması gerekir, bu iş gündüz yetiştirilemezse gece çıra ışığında yapılmaya değecek kadar önemlidir.

Mart çıktı, dert çıktı: Bahar ayı olmasına rağmen yılın en çetin günleri mart içinde olur. Mart ayının sona ermesiyle birlikte kış da sona ermiş demektir.

Mart içeri, pire dışarı: Birbirlerinden hoşlanmayan iki kişi bir yerde karşılaşırlarsa biri orayı terk eder.


Mart yağar, nisan övünür; nisan yağar, insan övünür: Mart ayında çok yağmur yağması nisan ayının daha yağışlı geçeceğinin göstergesidir. Nisan ayında çok yağmur yağdığında çiftçinin yüzü güler, ürünü bereketli olur.

Mart martlar, kaz yumurtlar: Mart ayı geldiğinde ve soğuk günler yavaş yavaş geride kaldığında tavuklar yumurtlamaya başlar.

Mal İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

 

Mal İle İlgili Atasözleri ve Anlamları


Mal melameti örter:  Zenginlik, kişinin ayıplarını kapatır.

Mal müşteriye göre satılır: Bir malın alıcı varsa o mal satılabilir, yoksa satılması mümkün değildir.

 Mal bulunur, can bulunmaz: Çalışarak kazanç sağlanabilir, mal ve mülk sahibi olunabilir fakat sağlıklı olmadığımız zaman bunların hiçbir önemi yoktur. Çünkü sağlıklı olmayan bir beden ve ruh çalışıp bir şeyler kazanamaz. Bu yüzden insan, sağlığının kıymetini bilmeli, onu tehlikeye atmamalıdır.


Mal adama hem dost hem düşmandır: Zenginlik insanı rahat yaşattığı gibi birtakım sıkıntılara da sokabilir. Malı çok olan rahat olsa da onu istemeyen düşmanları da olabilir.

 Malını yemesini bilmeyen zengin  her gün züğürttür: Kimi insanlar çalışarak para kazanmasını çok iyi bilirler fakat kazandıklarını kullanmasını ve huzur içinde yaşamasını bir türlü bilemedikleri için paraları ve imkanları yok gibi yani yoksul gibi yaşarlar

 Malı ongun olanın adı angın olur: Malından çokça ürün alan kişiden her yerde becerikli olarak bahsedilir.

 Malını yemeyenin malını yerler, adını aptal korlar: İnsan kazandığı malı yemesini, keyif yapmasını da bilmelidir. Eğer malını yemezsen arkadan gelenler o serveti kafasına göre harcarlar. Bir de serveti yiyenler yemeyeni aptal olarak suçlarlar. Onun için malımızı yemeli, kendimize de yatırım yapılmalıdır.

Mal sahibinin burnu kanamadıkça işçinin teri çıkmaz: İşveren kimse işçileri ile kendi de çalışıyorsa işçileri de canla başla çalışır ve mal üretimi de daha bereketli olur.

Malın iyisi boğazdan geçer: Kullanamadığı bir malın insan için bir değeri olmaz.

Para İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

 

Para İle İlgili Atasözleri ve Anlamları


 Para insan için gerekli olan bir araçtır ama her şey değildir. Para için her şey yapılmamalı, onurlu bir duruş sergilenmelidir. Kendi alın terimizle kazandığımız para az bile olsa onunla yaşamımızı devam ettirmeli, kötü yola gidilmemelidir.

 

Para ile ilgili atasözleri şunlardır.

* Parası ucuz olanın kendisi kıymetli olur:  Parasını esirgemeyen, eli açık kişiler herkes tarafından sevilir ve sayılır.

* Para adamı darağacından indirir: Varlık insana her kapıyı açar.

*  Para peşin, kırmızı meşin: Yapılan her işin karşılığı anında ödenmelidir.

*Paranın yüzü sıcaktır: İnsanlara para verilerek daha kolay iş yaptırılır.

* Paranın açamadığı kapı yoktur: Paranın çözemeyeceği sorun yoktur.


* Para adama her şeyi yaptırır:  Varlık insana iyi işler de yaptırır, kötü işler de yaptırır.

Paran varsa cümle âlem kulun, paran yoksa tımarhane yolun: Zengin olana herkes hizmet eder, herkes zengin olanın işini yapar. Fakir olana ise kimse değer vermez ve fakirin işini de yapmazlar. Hatta fakire deli damgası yapıştırırlar.

* Para dediğin el kiri: Para  elde kalmaz, harcanır biter.

* Para para kazanır, koç yiğit bağ beller: Elde biraz para varsa o para ile yeni işler yapıldığında kazanç çoğalır.

*Para iyi bir uşak, kötü bir efendidir: İnsan isterse parayı kendine itaat ve yatırım aracı eder, isterse paranın kulu, kölesi olur ve paranın getireceği zararı yaşayarak ömrünü heba, kişiliğini kaybeder.

* Para isteme benden, buz gibi soğurum senden: Kimi insanlar cimridir, kendisinden para isteyenlerden uzak dururlar.


*Parayla dost bulunmaz: Parası olduğu halde sevilmeyen çok çok insan vardır. Sevgi ve güven para ile elde edilecek değerler değildir.

*Parasını aziz eden, kendisini rezil eder: Kimi insanlar para harcamak yerine sadece biriktirmek yoluna gider. Gerektiği yerde ve ihtiyaçları olduğu halde para harcamadıkları için saygınlığını yitirirler.

*Parasız dellal olmaz: Bir istisna olmadığı sürece kimse parasız iş yapmaz.

* Parayı zapt etmek, deliyi zapt etmekten zordur: Elindeki parayı çar çur etmeyip tutmasını bilmek herkesin yapamayacağı güç bir iştir.

Fazla Bilinmeyen 10 Atasözü Örneği

 

Fazla Bilinmeyen 10 Atasözü Örneği


1) Ben sözümü pişireyim de ko bana çiğ desinler: Söylenileceklerden çekinilerek davranılmamalı, doğru neyse o yapılmalı, o konuşulmalıdır. Kişi çevreden olumsuz eleştiri alacağım diye doğru bildiği şeylerden vazgeçmemelidir.

 

2) Çengi ölüsü çalgı ile kalkar: Hayatını eğlence ve zevk içinde geçirmiş olan kişi en sıkıntılı günlerinde bile  yaşam tarzından taviz vermez, eğlenceden vazgeçmez. Sürdürülen bu yaşama göre de  hayatları sona erer.

 

3)  Dağdaki tavşanın suyu ocağa vurulmaz: Sonuna ulaşılmamış bir iş başarıyla bitirilmiş gibi davranılmaz. Henüz sahip olunmayan bir şey sanki varmış gibi ileriye dönük planlar yapılamaz.

 

4) Dikili ağacı yok, yaseminden çubuk ister: Haddini bilmeyen, sadece kendini düşünen, çevresine en ufak bir faydası bile olmayan kimse bu zayıf tarafını düşünmeden kendisi için en iyi makamları istemeye kalkar.

 

5) Döngelle oruç tutulmaz: Bir iş yapılırken bütün ayrıntıları düşünülmelidir. Sadece tek bir açıdan bakıp iş yapılmamalıdır.


 

6) El ile ellenmeyen elli yıl durur: Öyle işler vardır ki başkaları ile birlikte olunursa ancak yapılabilir.

 

7)  Eşeğine gücü yetmeyen semerini döver:  Çalışanlarına söz geçiremeyen yönetici işi kendisi yapar.

 

8) Hergeledeki öküzün ciğerine nohut ıslanmaz:  Düzeni olmayan, disiplinsiz ve bilinçsiz bir toplumda yetişen kimselerden hayır gelmez.

 

9)İt iti suvatta bulur: Kötü insanlar birbirlerini kendi gibi olanların toplandığı yerde bulurlar.

 

10) Kutlu gün doğuşundan bellidir: Mutlu sonuç verecek işler daha başlangıçta belli olur.

10 Atasözü ve Anlamları

 

10 Atasözü ve Anlamları


1) Belli düşman gizli dosttan yeğdir: Kişi, çevresindeki insanların dost mu düşman mı olduğunu çok iyi bilmelidir. Düşman bilinirse ona karşı önlem  alınır ve öyle kişilerden uzaklaşılır. Dostluğunu belli etmeyen kişiden ise bir fayda görmez. Onun varlığı da yokluğu da birdir.

 

2)  Bakacak yüze tükürülmez, tükürülecek yüze bakılmaz: İnsanlarla ilişki kurarken ölçülü davranılmalı, yüzü yüze gelinecek kimseleri kırmamalı, ilişkinin kesildiği kimselerle de bir daha görüşülmemelidir.

 

3) Çamur at, izi kalsın: Birine iftira atılır veya kişi haksız yere suçlanırsa bu doğru olmasa bile kişinin adı kötüye çıkmış olur.

 

4)Suyun akıntısına gitmeyen yorulur: Yürüyen bir iş insanı yormaz. Ter giden iş ise insanı hem üzer hem de yorar.

5) Rüya boş gezenlerin sermayesidir: Ortalıkta işsiz güçsüz dolanan kişilerin kurmuş oldukları hayalleri hayattaki dayanak noktalarıdır.



6)Pisboğaz ile boşboğaz beladan kurtulmaz: Geveze insan en olmadık yerde ve zamanda densiz laflar edip başını belaya sokar. Her önüne geleni, her bulduğunu yiyen kişi ise sağlığını çok çabuk kaybeder.


7) Kara gün kararıp kalmaz: İnsan devamlı sıkıntı ve zorluk içinde olmaz. Zor günlerin arkasından iyi günler de gelir.


8)Harman yakarım diyen orağa yetişememiş: Başkalarına kötülük yapmayı aklına koyan kimse kötülüğü yapmaya fırsat bulamadan cezasını görür.


9) Geç geçenden: İnsan kendisine değer vermeyen, saygı göstermeyen kişiye aynı şekilde değer vermemeli, saygı göstermemelidir.


10)Boş fıçı çok langırdar: Bilgili ve erdemli insan laf kalabalığı yapmaz. Çok konuşmaz yani. Gösterişten kaçınır Bilgili ve erdemli olmayan kişiler ise çok konuşur, bilgiçlik taslar, boş sözlerle çevresindeki insanları rahatsız eder.

Beş Atasözü ve Anlamları

 

Beş Atasözü ve Anlamları


1) Çağrılmayan yere çörekçiyle börekçi gider:  Toplum içerisindeki sosyal ilişkiler oldukça önemlidir. Bu nedenle yapılan davetlere çok önemli bir sebep yoksa nezaket gereği gidilmelidir. Gitmekle kişi nazikliğini ve inceliğini göstermiş olur. Geleneğimize göre çağrılmayan yere gitmek ise nezaketsizliktir, yüzsüzlüktür. Bu nedenle çağrılmayan yere gidilmemelidir.

 

2) Çiğ yemedim ki karnım ağrısın: Doğru ve dürüst insan hayatta her zaman başı dik yürür. Yanlış bir iş yapmadığı için korkmasını gerektirecek bir durum da yoktur. Onun için kimseden çekinmez ve dipçik gibi yaşamına devam eder.

 

3) Çaban aldı bağa gitti, kurt aldı dağa gitti:  Bazı saf ve iyi niyetli insanlar  mallarının veya imkanlarının değerini bilmezler. Bu gibi insanları açıkgözlü kimseler  her şekilde kandırıp sömürürler. Saf kimselerin mallarını, mülklerini tüketinceye kadar onun yanında olurlar. Saf kişinin elinde bir şeyi kalmaz ve dımdızlak ortada kalır.

 

4)  Çuhayı fırçala, kadifeyi elle:  Kişi yapacağı iş için gerekli olan koşulları oluşturmalı ve malzemeleri tedarik etmelidir. Birey hal ve hareketlerini de karşısındakinin  özelliklerine gör e ayarlamalıdır.

 

5) Düğün evinde kız, yaylada öküz beğenilmez:  Düğüne gelen herkes  bakımlı ve şık olduğu için  kişilerin kusuru pek görülmez. Yayladaki  bir hayvanda besili ve kuvvetli göründüğü için  hayvanın da kusurunu fark etmek kolay değildir. Her canlıyı sürekli yaşadığı ortamda  izleyip değerlendirmek en doğrusu olur.

Geçtiğin Köprüleri Yakma ve Gel Kara Ali, Git Kara Ali; Kına Gecesine Yok Kara Ali Atasözlerini Açıklayınız.

 

Geçtiğin Köprüleri Yakma ve Gel Kara Ali, Git Kara Ali; Kına Gecesine Yok Kara Ali Atasözlerini Açıklayınız.

 

 Geçtiğin köprüleri yakma:  Muhtaç durumdayken sana destek olan kişilerle arandaki ilişkiyi koparma. Sana ulaşmak isteyenlerle arana mesafe koyma. Gün gelir tekrar aynı kişilerden yardım almaya, onların senin yanında olmalarına ihtiyaç duyabilirsin. Yani sana iyilik eden insanlara karşı vefalı ol, nankör olma demek istemiştir. Kimi insanlar ne yazık ki vefasız ve nankördür. Yapılan iyiliği çok çabuk unuturlar. Oysa insan önce kendine yapılan iyiliği unutmamalı, o zor anlarında kimlerin elinden tuttuğunu bilmelidir. 


Bunun için de kendisine yardımı dokunan insanlar ile iletişim halinde kalmaya devam etmelidir. Kendisine yardıma ihtiyaç duyan insanlara yardım etmelidir. Bize iyilik edenleri unutmak bizim insan olmadığımızı da gösterir. İyi insan, erdemli insan vefalı insandır. Bunun için geçtiğimiz köprüleri yakmamalıyız.

 

Gel Kara Ali , Git Kara Ali; Kına Gecesine Yok Kara Ali: Çeşitli işlerin yapılmasında ve sorunların çözülmesinde kendisinden faydalanılan birini, herhangi bir işin yapılmadığı veya güzel bir davetin verildiği yere çağırmazlar. Yani böyle iyi niyetli insanlar sadece çıkar amaçlı kullanılır. Onun için kendi değerimizi bilelim ve bizi hak etmeyen insanlar için fedakarlık yapmayalım.

Komşuluk İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

 

Komşuluk İle İlgili Atasözleri ve Anlamları


Komşuluk ilişkileri her ne kadar günümüzde fazla kalmadıysa da yine az ve öz olarak bu ilişkiler devam etmektedir.

Komşuluk ile ilgili atasözleri ve anlamları şunlardır:


Komşu darısı iyi olur: İnsana başkalarının sahip oldukları daha cazip gelir.

Komşu boncuğunu çalan gece takınır: Hırsızlık yapılarak elde edilen şey mal sahibinin göremeyeceği yer ve zamanda kullanılır.

Komşunun karısı komşuya kız görünür: Birinin sahip olduğu mal başka birine olduğundan daha değerli görünür.

Komşu ekmeği komşuya borçtur: Komşunuz size ikramda bulunur ve hediye olarak bir şey verirse siz de ona ikramda bulunmalı ve hediye vermelisiniz.


Komşun kör ise sen kıpa bak: İnsan çevresindeki kişileri kıskandıracak hal ve hareketlerden kaçınmalıdır. Komşularında bulunmayan şeye sahip olsa bile  bunları belli etmemeli, çevresindeki kişiler gibi yaşamalıdır.

Komşunu sev ama aradaki duvarı kaldırma: İnsanlarla arkadaşlıklar dostluklar kur ama arada mutlaka bir sınır olsun. Çünkü o sınır seni koruyacaktır. İnsanlara aşırı güvenme yoksa hayal kırıklığı yaşarsın. 

Komşu da pişer, bize de düşer: Yakınlarımız, yararlı şeyler elde ettiği zaman o yararlı şeylerden bizim de faydalanmamız mümkün olabilir.

Komşu iti , komşuya ürümez: Başka kişilere zararı olan, onları rahatsız eden kişi komşularına kolay kolay zarar vermez.


Komşudan gelenle doyulmaz: Zor zamanlarda komşunun yardım edeceğini düşünmek güzel bir duygudur fakat  her şeyi komşudan beklemek de doğru olmaz. İnsan bazı şeyleri kendisi yapmalıdır, kendisi sağlamalıdır.

Komşu komşunun külüne muhtaçtır: İnsan herhangi bir sorun yaşadığı zaman komşularına başvurmak zorunda kalır çünkü hayat her zaman güllük gülüstanlık gitmeyebilir.

Komşu kızı almak kalaylı kaptan su içmek gibidir: Komşu kızıyla evlenecek olan, ailenin ve kızın durumunu çok iyi bildiği için gönül rahatlığı içinde bu ilişkiyi kurar.

Ev alma, komşu al: Komşuluk ilişkileri, iyi komşuluk çok önemlidir. Çünkü sabah akşam komşularınızı göreceksiniz ve onlarla daha çok iletişim kuracaksınız.

Komşu hakkı Tanrı hakkı gibidir: Komşunun komşu üzerindeki hakkı, Tanrı’ kul üzerindeki hakkı kadar önemlidir.

Komşuda aş pişer, kokusu bize düşer: Yakınlarımız, yararlı şeyler elde ettiği zaman o yararlı şeylerden bizim de faydalanmamız mümkün olabilir.

Komşunun tavuğu, komşuya kaz görünür: Birinin sahip olduğu mal başka birine olduğundan daha kıymetli görünür.


Komşunu iki inekli iste ki kendin bir inekli olasın: Başkalarının iyiliğini düşünen kimseler aynı şekilde karşılığını alır ve iyilik bulurlar.

Komşun hakkında karar vermeden  iki ay onun makosenleriyle yürü: İnsanlar hakkında doğru karar vermek için ön yargılı olmamak gerekir. Doğru bir değerlendirme için kişinin yaşam koşulları, eğitimi gibi özellikleri de göz önünde bulundurulmalıdır.

Komşu hakkı büyük, saymayan hödük: Komşunun, komşu üzerindeki hakkı Tanrı’nın kul üzerindeki hakkı gibi kutsaldır.

20 Tane Atasözü ve Anlamları

 20 Tane Atasözü ve Anlamları


1) Göz Mideden Büyüktür: Bir midenin içine alacağı yemek miktarı bellidir. Kimi insanlar ihtiyacı olmadığı halde gördükleri ve istedikleri her şeye sahip olmak isterler ve bundan dolayı açgözlü davranışlar sergilerler. Neyi, ne kadar alacakları hiç belli olmaz. Bunun için böyle insanlardan olmamalıyız. Tok gönüllü olmalıyız ve fazlasına kaçmamalıyız.

2) Ekmek bulduk, gaga mı kaldı?: İnsan çok ihtiyacı olan bir şeye kavuştuğu zaman onun daha iyisini, daha kalitelisini aramakla meşgul olmamalıdır.

3) Dilenci küsmüş, kısmetini kesmiş: Bir kimseden yardım bekleyen kişi ondan ümidi kesmemeli yoksa olacak işi de olmaz.

4) Çömlekçi suyu saksıdan içer: İnsan sahip olduğu bilgi, beceri ve yetenekleriyle elde ettikleri sayesinde hayatını idame ettirir.


5) Çok seğirten çabuk yorulur: Dengeli çalışarak hemen hemen her işte sağlıklı bir sonuca ulaşmak mümkündür. İnsan gücünün üstüne çıkmadan çalışmalıdır. Kendini fazla yormadan çalışanlar hem uzun süre çalışabilirler hem de istedikleri sonuca daha kolay ulaşırlar.

6) Buyurmadan tutan evlat, gün doğmadan kalkan avrat, deh demeden yürüyen at: Çocuk anlayışlı, anne ve babasını üzmeyen olursa iyi olur. Kadın da  güne erken kalkmalı, at da kamçı yemeden yürüyen olmalıdır .

7) Beylik çeşmeden su içme:  Devlet işlerine yanaşmak tehlikelidir. Küçük bir hata çok büyük sonuçlara neden olabilir. Devlet akla gelmeyecek bir açıdan olaya bakarak kişiyi altından kalkamayacak büyük sorumluluk altına sokabilir. Bu yüzden devletle ilişki kurulurken dikkatli olunmalıdır.

8) Arsız neden arlanır, çul da giyer sallanır: Arsız olan kişide utanma duygusu kalmadığı için elbise de çul daa giyse salına salına gezer.


9) Azmış, kudurmuştan beterdir: Kendisini kaybedecek derecede coşkun ve heyecan içindeki bir kişiyi kontrol altında tutmak kolay değildir.

10) Az el aş kotarır, çok el iş kotarır: Yemek az kişiyle  onun dışında kalan işler ise çok kişiyle daha çabuk yapılır.

11) Çok el ya yağmaya ya yolmaya: Bir işte gereğinden fazla kişi aynı anda çalıştığında karmaşa ortaya çıkar. İstenen sonuç  elde edilemez.

12) Çorbanın ateşini kazandan sor: Bir işin zorluğunu ancak o işin içinde olanlar bilir.

13) Dağ ardında olsun da yer altında olmasın: İnsan sevdiği birinin ölmesindense uzakta olmasını yeğler.

Dağdaki kekliğin bini bir paraya: Etrafta çok da olsa ele geçmeyen, yararlanılamayan güzelliklerinin insana bir faydası yoktur.

14) Damlaya damlaya göl olur: Küçük veya önemsiz görülen şeyler biriktirilirse lazım olduklarında çok işe yarayabilir.

15) Dalaşan köpekte yara eksik olmaz: Sürekli mücadele içinde olan kişinin başında bela eksik olmaz.

 

16) Değirmen taşının altından diri çıkar: Kişi zora düştüğü zaman daha kolay çözüm yolu üretir ve işini daha sağlıklı bir biçimde yürütür.

17)Dayanık öküze “oha” neymiş?: İşini eksiksiz ve doğru yapan kişiye iyi çalış demeye gerek yoktur.

18) Defineye malik viraneler var: Kimi insanlar kıyafetleri eski veya modası geçmiş olduğu için hor görülürler fakat onların içinde çok değer olanları vardır. İnsanları kılık kıyafete göre değerlendirmek saçma ve etik olmayan bir harekettir.

19) Devenin yemediği ot başını ağrıtır: Bir insanın yapması gereken ama yapmadığı bir iş kendisini sıkıntı içinde bırakır.

20) İmam görür ağlar, davul görürü oynar: Kimi insanlar çevrenin durumuna göre hareket ederler. Onları bazen imam ile derin inançla Allah’a yakarırken bazen de çalgılı, eğlenceli bir yerde eğlenirken görürsün.

 

 

10 Tane Atasözü ve Anlamları

 10 Tane Atasözü ve Anlamları


Devenin yemediği ot başını ağrıtır: Bir insanın yapması gereken ama yapmadığı iş kendisini sıkıntı içinde bırakır.

* Bir başa bir göz yeter: Ne kadar çok malı olsa da insan yine bir şeyler elde etmek ister, geleni geri çevirmek istemez. Oysa insan hayatta ihtiraslı olmamalı, ihtiyacından fazlasını istememelidir.

* Ağlamak para etmez: Bir iş olup bittikten sonra üzülmenin yararı olmaz.

* Çok gezen tavuk ayağında pislik getirir: İnsan kötü insanlarla bir arada olup, yanlış işler yaparsa ömrü boyunca bu kötülüklerin içinde kalır. Bu ortamdan kolay kurtulamaz ve hep aksiliklerle karşılaşır.


* Ekmek yemek istiyorsan saman yığının üstüne yatma: İnsan hayatta bir şeyleri başarmak istiyorsa, kazancının fazla olmasını istiyorsa muhakkak çok emek edip çok çalışmalıdır.

* Geçer ama deler geçer: Hiçbir şey kalıcı değildir. İyi günler de, kötü günler de  önünde sonunda biter. Ancak yaşanan dertler, üzüntüler ve çekilen çileler büyük izler bırakır.

* Gazap gelince akıl gider:  Öfkeli bir kişi mantıklı ve doğru düşünemez ve tutarlı hareket edemez.

* Hayırsız evlat, dermansız dertten beterdir: İyi yetiştirilmemiş ve malın değerini bilmeyen çocuk, kendi emeği ve alın teri ile kazanmadığı için ailenin malını kolayca elden çıkarabilir ve har vurup harman savurabilir. Ailenin başına türlü belalar açabilir.


* İlim dost kazandırır, mal düşman: Sahip olduğu bilgi insanın arkadaş edinmesine, saygı görmesine neden olur. Sahip olduğu mal ise çevresindekilerin onu kıskanmasına neden olur. O kişiler o malları elde etmek için kötülük yapmayı göze alırlar..

* Kurttan çoban olmaz: Çok önemli ve değerli olan bir mal veya eşya zarar görmemesi veya tamamen yok olmaması için ona zarar vereceği önceden belli olan kişilere teslim edilmemelidir.

* Kurt dumanlı gün arar: Kötü niyetli kimseler ortalıktaki karışıklıklardan yararlanırlar.