Tiyatro örnekleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Tiyatro örnekleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

“Af, İnsanlık Dilinin En Tatlı Kelimesidir.” Yukarıdaki Cümleden Yola Çıkarak “Affetmek” Konulu Tiyatro Metni Yazınız.

 “Af, İnsanlık Dilinin En Tatlı Kelimesidir.”  Yukarıdaki Cümleden Yola Çıkarak “Affetmek”  Konulu Tiyatro Metni Yazınız.


Öğrenciler, İstiklal Marşı’nın ardından sınıflara dağılmıştı. Öğretmen derse geldiğinde, sınıftaki öğrenciler ayağa kalkmış, öğretmeni selamladıktan sonra yerlerine oturmuştu. Filiz Öğretmen  dersini bitirdikten sonra teneffüs zilinin çalması ile öğretmenler odasına gitti.


Çocuklar sınıfta kalmışlardı. Ali, Murat, Çiğdem ve Eda konuşmaya başladılar. Konuştukları kişi ise sınıfın en çelimsiz ve  en temiz kalpli kızı Fatmaydı.


Ali:  (Gülmeye başlayarak) Bu Fatma ne zayıf değil mi arkadaşlar? Zayıflıktan neredeyse iskeleti çıkmış gibi.  Fatma tüm bu konuşulanları duyuyordu bu arada.


 Murat:  ( Kahkaha atarak) Evet Ali çok çok zayıf galiba evde hiçbir şey yemiyor, ekmeğiniz de mi yok?


Çiğdem:  (Sinsi sinsi gülümseyerek)  Uğraşmayın şu zavallı kızla, baksanıza acınacak durumda zaten.  (Çiğdem Çantasından çıkardığı kuruyemişlerden ikram ederek dört arkadaş birlikte yemeye başladı.)


Eda: ( Konuşulanların yanlış olduğunu fark ederek)   Biraz da Fatma’ya verelim arkadaşlar. Bu yaptığınız yanlış, bize yakışan erdemler değil.


Ali: ( Dalga geçmeye devam ederek)   Ne yaptık ki sadece şaka yapmıştık.  Şakada mı yasak oldu?


Çiğdem: Bu şaka değil ama.


Ali: (Susarak) Çevresine bakındı.


 Çiğdem:  (Elindeki kuruyemişleri Fatma’ya göstererek )Yer misin dedi.


Fatma: Teşekkür ederim, tokum.


 (Fatma sabahtan beri açtı zaten. Gerçekten de evlerinde yiyecek bir kuru ekmek bile yoktu. Arkadaşlarının dalga geçmesine rağmen onlara kızmamıştı ).


Çiğdem: Sen bilirsin o zaman ( Zil çaldı ve öğretmen sınıfa girdi. Derse başladı.)


Öğretmen Filiz Hanım:   Okuttuğu okuma parçasının ana fikrini bilen var mı? (Herkes el kaldırıyordu. Fatma’nın ise açlıktan el kaldırmaya mecali bile kalmamıştı.)


Öğretmen: Fatma soruma sen cevap verir misin? 


 Fatma :  Yavaşça ayağa kalktı, Bu met- nin- a- na fik-ri ( derken  bir anda yere yığıldı. Kimse ne olduğunu anlamamıştı. Öğretmen hemen koşarak Fatma’yı kucağına aldığı gibi müdür beyin odasına götürdü. Daha sonra okula gelen ambulansla Fatma acile kaldırıldı. Herkes durumunu merak ediyordu Fatma’nın. Ertesi gün öğretmen Fatma’nın durumu hakkında açıklama yaptı.)


Öğretmen Filiz Hanım: Çocuklar, endişe etmeyin. Korkulacak bir şey yok ama üzülecek şey çok .  (Fatma aç olduğu için bayılmış, babası hasta olduğu için çalışmıyormuş. Annesi de yakın zamanda vefat ettiği için kardeşine o bakmak zorunda kalıyormuş. Kardeşine bakmaktan, ev işlerini küçücük yaşta görmekten çok yorulmuş ve bir deri bir kemik kalmış. Üstelik maddi durumları da iyi olmadığı  için yeterli beslenmemiş ve bunun için de bayılmış dedi. Bunu duyan öğrenciler büyük vicdan azabı çekmeye başlamıştı. İlk konuşan Ali oldu.)


Ali: Öğretmene dönerek ağlamaya başladı ve Fatma ile geçtiği dalgayı öğretmene anlattı. Daha sonra  Murat konuştu.


Murat:  (Pişmanlık içinde ağlayarak)Çok pişmanız öğretmenim , biz çok büyük bir hata yaptık. Biz Fatma’nın zayıf olması ile ilgili dalga geçmiştik. Oysa o ne zorluklar çekiyormuş küçücük omuzlarında.


Çiğdem: Öğretmenim büyük bir eşeklik ettik ama hiç bir şey için geç değil. Siz de bize yardım ederseniz, arkadaşımız için bir şeyler yapar ve onun bizi affetmesini sağlayabiliriz.


Eda: Ben dalga geçmeyelim demiştim size arkadaşlar. Ne de olsa o  bizim arkadaşımızdı ama siz beni anlamadınız.


Öğretmen: Evet çocuklar, yaptığınız şey çok yanlış ve çok ayıp. Bir kere zayıf olmak dalga geçilecek bir durum değil. İkincisi insanlar hakkında böyle yargılarda bulunmanız doğru değil. Zayıf olmasının nedeninin  açlıktan da olabileceği hiç aklınıza da mı gelmedi. Bu nasıl bir  duyarsızlıktır.


Sınıf: Sustu ve başını önüne eğdi.


( Daha sonra sınıfça para toplandı ve Fatmaların  evine gidildi. Fatma  için çok güzel bir çiçek  ve çikolata yaptırıldı. Onunla dalga geçen dört öğrenci ondan af diledi.)

 

Fatma:  Affetmek ne demek arkadaşlar. Yapmayın böyle şeyler. Olur biz çocuğuz, üzmeyin kendinizi. Hayatta hepimiz hata yapabiliriz. Önemli olan hatalarımızın farkında olmak ve özü dileyebilmek. Siz özür dilediniz ve ben de affettim. (Böylece Fatma’nın gönlü alınmış oldu  bir daha böyle saçma sapan sulu şakalar, kalp kıran şakalar yapılmadı sınıfta. Ertesi hafta okuldaki tüm öğrenciler seferber oldu ve Fatma ve ailesi için her türlü destek sağlandı. Fatma artık kilo almaya ve boy atmaya başlamıştı. Affettiği arkadaşları ise onun en yakın dostları olmuştu.)