Kış Mevsimi İle İlgili Konuşma

 

Kış Mevsimi İle İlgili Konuşma

 

Ülkemizde dört mevsim yaşandığı için zengin bir coğrafyaya ve zengin bir kültüre sahibiz. İlkbahar, yaz, sonbahar, kış mevsimlerimiz vardır. Yılın en soğuk ayları, insanın en karamsar ve kendi içine çekildiği aylardır kış mevsimi. Kimi insanlar ise kış mevsimini çok sever ve diğer mevsimlere nazaran kışın gelmesini çok ister. Genele baktığımızda ise kış mevsimi karamsarlık, soğuk, güneşsiz kalma durumudur. Her ne kadar kış mevsiminin bu olumsuzlukları olsa da her mevsimin kendine göre güzellikleri de olduğunu unutmamak gerekir.

 

Sevgili öğretmenim, değerli sınıf arkadaşlarım,

Kış mevsimi  demek;  kar topu oynamak, kardan adam yapmak, doyasıya akşama kadar kaymak demektir. İlk karın yağması ile koşarız pencereye ve hemen atarız kendimizi dışarıya. O yağan kar çok az bile olsa onu hemen kar topu haline getirmeye ve mahalle çocukları ile oyuna başlamaya devam ederiz. Çünkü kış mevsimi kar demek, kar sevinci demek, kar tatili demektir. Hele  bir de yaşadığımız şehrin valisi yarın kardan dolayı okul tatil diyorsa o valiyi daha da çok severiz. Çünkü biz çocuklar karla oynamaya bayılırız. Dışarıda ayaklarımızın parmakları , ellerimiz, burnumuz donana kadar oynarız da yine girmeyiz içeriye. Ta ki iyice ıslandığımız zaman üşümeye başlarız da öyle koşarız evlere. Akşam olur. Evde yanan sobanın içindeki odunların çıtırtısı, annemizin sobanın fırınına attığı patatesler, kestaneler bir başka mutlu eder biz çocukları. Çünkü çok farklı duygular hissederiz ve çok mutlu oluruz kış mevsiminde. Aileyle olmak, yuvanın içinde olmak bir başka birleştirir insanları. Bir başka sımsıkı sarılır aileler kış mevsiminde birbirlerine.

 

Sevgili öğretmenim,

Yollar karla kaplı olduğu için hava da soğuk olunca gece ayaza çeker o kar. Sabah uyandığımızda okula giderken çok üşürüz ve yolda düşmeye başlarız. Kimimiz poposu üstüne düşer, kimimiz elinizin üzerine düşer de yine de eğlenmeye devam ederiz. Çünkü karın sevinci ısıtır içimizi. Kimi zaman yollarda aşırı buzlanmadan dolayı trafik azaları olur. Bunun için sürücülerin kışın çok dikkatli olması gerekir. Ayrıca sabah dışarı da siz olabilir. Buna da dikkat edilmesi gerekir. Kışlık kıyafetler giyilir artık  ve farklı bir görünüme kavuşuruz. Güneşi özleriz kimi zaman da. Güneşin o yoğun sıcaklığını  ve büyüklüğünü. Ama biliriz ki kış da bitecek ve o koca güneşe kavuşacağımız için karın  ile tadını çıkarmaya devam ederiz kış mevsiminin. Anlatacaklarım bunlardı. Dinlediğiniz için çok teşekkür ediyorum.

Toplumdaki Bireylerin Adabımuaşerete Uygun Davranmasının Toplumsal Düzen Açısından Önemini Açıklayınız

 

Toplumdaki Bireylerin Adabımuaşerete Uygun Davranmasının Toplumsal Düzen Açısından Önemini Açıklayınız


Nezaket ve görgü kuralları, toplumsal yaşam içinde uyulması gereken kurallarıdır. Nezaket ve görgü kuralları yazılı olmayan ve uyma zorunluluğu bulunmayan kurallardır, yapılmadığı takdirde hiçbir cezai yaptırımı bulunmaz. Ancak doğru bir toplumsal ilişki ve toplumsal uyum için nezaket ve görgü kuralları mutlaka uygulanmalıdır. 


Toplumdaki bireylerin adabımuaşerete uygun davranmaması sonucu  toplumda kaos ortamı olur ve toplum içinde kural tanımayan insanlar bu kuralsızlığına devam eder ve büyük bir karışıklık ortaya çıkar. Toplumdaki bireyler adabımuaşaret kurallarına uygun davrandığı zaman büyük bir huzur sağlanmış olur ve kaos ortadan kalkmış olur. Böylece insanlar arası etkileşim ve iletişim daha sağlıklı olur. Sevgi ve saygı toplumda temel unsur olur. Toplumda düzen sağlanmış olur. İnsanlar birbiri ile daha yapıcı ilişkiler kurmaya başlar ve yıkıcı davranışlar ortadan kalkmış olur. Toplum bütünlüğü sağlanmış olur. İnsanlar kurallara uyduğu zaman toplum içindeki, birlik, beraberlik ve dayanışma duygusu artmaya başlar. Bilinçli bir toplum ortaya çıkar ve o toplumun gelişmesi ve ilerlemesi de de daha çabuk olur.


 Kısacası adabımuşaret kuralları Nezaket kuralları; toplumdaki bütünlüğü sağlamak, insan ilişkilerini kuvvetlendirmek, samimi ilişkilerin gelişmesini sağlamak açısından önem taşır. Nezaket kuralları, insanların hoşgörülü, farklılıklara karşı saygılı ve topluma duyarlı bireyler olmasını sağlar.

Okulda, Anladıkça Başaracaksın. Yaşamda Başardıkça Anlayacaksın Sözü İle Kompozisyon

 

Okulda, Anladıkça Başaracaksın. Yaşamda Başardıkça Anlayacaksın Sözü İle Kompozisyon


Okulda anladıkça başaracaksın. Yaşamda, başardıkça anlayacaksın der Özdemir Asaf. Okul öğrenme yeridir. Hayatta da bu başarıları yakaladıkça okulda öğrendiklerinin önemini anlayacaksın. Okulda öğrendiklerin bilgileri kimi zaman  gereksiz kimi düşünebilirsin  fakat yaşamın içine girdiğin zaman o okulda öğrendiğin bilgilerin senin başarında, toplum içindeki davranışlarında  nasıl büyük bir etkiye sahip olduğunu göreceksin.


Bunun için de okulda, anladıkça başaracaksın, yaşamda başardıkça anlayacaksın sözü söylenmiştir. Okul;  çocukların bilgileri öğrendiği, gerçek yaşama hazırlandığı yerdir. İnsanlar okulda birçok şey öğrenir, anlar ve anladığı şeyi de başarır ve başarılı olur. Yeter ki çalışsın, derslerine kendini versin ve eğitime merakı hiçbir zaman bitmesin. Böyle olunduğu zaman başarılı olur insan. Yaşamda da insan başarılı oldukça hayatı daha iyi anlar. Çünkü başarı yeni başarıların ortaya çıkmasını sağlar ve okulun ne kadar değerli bir eğitim yuvası olduğunu ortaya koyar. 


Yapamıyorum,” diyen çocuğa “Henüz yapamıyorsun, elbette yapacaksın!”, “Başaramadım, ” diyene “Henüz başaramadın, vazgeçmezsen başaracaksın!”, “Olmuyor,” diyene “Henüz olmuyor, tekrar denersen yapabilirsin!” diyerek yolunu aydınlatsak başarı  zamanla gelir ve çocuk okul sayesinde yaşamda başarılı olur, hayata dört elle tutulur ve başarı yolculuğunda ümidini asla kaybetmez.

 

İleriki Yaşlarında Geriye Dönüp Baktığında Nasıl Bir Miras Bırakırsın Konulu Konuşma

 

İleriki Yaşlarında Geriye Dönüp Baktığında Nasıl Bir Miras Bırakırsın Konulu Konuşma


Her insanın gelecek yaşamına dair hayalleri vardır. Kimi yetenekleri doğrultunda hareket ederek bir meslek sahibi olur. Kimi ise ilgisini çeken, sevdiği bir mesleğin sahibi olur. Ben ileriki yaşlarımda geriye dönüp baktığımda büyük pişmanlıklar yaşamayacağım bir hayat istiyorum.

 

Sevgili öğretmenim, değerli dinleyiciler,

Geriye bırakacağım en büyük miras yazdığım kitaplar olurdu diye düşünüyorum. Çünkü çok kitap okuduğum için ve kitaplara ilgim fazlasıyla olduğu için değişik  türde kişisel gelişim kitapları yazmak istiyorum. Kitaplarımı okuyan insanların onlardan ilham alarak hayatlarına yön verdiğini duymak, bilmek beni çok mutlu ederdi. İnsanlara ufacık da olsa bir mutluluk sağlayabilmek beni ileriki yaşlarda çok mutlu ederdi. İkinci mirasım ise şu olurdu. Güzel ahlaklı çocuklarım olsun ve onlar toplum içinde örnek insan olsun.

 

Mesela yoksulun elinden tutsun, adaletli olsun, insan haklarına önem versin, mazlumun yanında olsun.  Sokak hayvanlarına merhametli olsun, yaşlı insanların elinden tutup onlara yardım etsin, mağdur olan kim varsa onlara merhametli olsun isterdim. Nezaket sahibi çocuklarım olsun. İnsanları kırmayan, patavatsızlık yapmayan çocuklarımı miras bırakmak isterdim.  En iyi miras güzel ahlak olurdu bence. Çünkü iyi bir   anne ya da baba olarak  iyi evlatlar yetiştirip onları topluma katmanın da  değerli bir miras olduğu kanısındayım.

Adam Adamdan Korkmaz, Utanır Atasözü İle Kompozisyon

 


Adam Adamdan Korkmaz, Utanır Atasözü İle Kompozisyon

 

İnsanlar arasındaki ilişkilerde haddini bilen, karşısındakinin hukukunu gözeten, haksızlık yapmaktan çekinen kişiler korktukları için değil karşısındaki kişiye saygı duydukları için böyle davranırlar. Dışarıdan bakanlar bu davranışı korku eseri olarak görse de  bunlar her insanda bulunması  gereken güzel ve örnek davranışlardır. Bunun için de atalarımız adam adamdan korkmaz, utanır ya da çekinir sözünü söylemiştir.

 

İnsana yakışan en önemli erdemlerden biri de dürüst ve güvenilir olması, adaletli olmasıdır. Haksızlık gördüğünde konuşması, haksızlık yapmaktan çekinmesidir. İnsan böyle olduğu zaman değerli olur ve toplum tarafından sevilip sayılır. Böyle kimseler kötülüğü sevmezler, iyilik ile ile yaklaşırlar her şeye. Böyle oldukları için de kimi insanlar bu tip temiz insanlara korkak derler, ezik derler. Oysa durum bu değildir. Kişi gerçekten ahlaklı olduğu için, dürüst ve güvenilir bir insan olduğu için, yani olduğu gibi göründüğü için, net olduğu için karşısındaki kişi ya da kişilere saygılı davranırlar ve hadsiz davranışlarda bulunmazlar.

 

Çünkü kişinin özünde güzle ahlak vardır, doğruluk vardır, iyi insan olma eğilimi vardır. Böyle özelliklerin her insanda bulunması gerekir ve her insanın haksızlıktan yapmaktan korkması, güvenilir ve adaletli insan olması gerekir. Böyle insanlar ar damarı çatlamamış, insan insan gibi insan olan halk deyimiyle adam gibi adam olan hakikatli kimselerdir.

Mangala Göçürme Oyunu Metninin Soru ve Cevapları

 

Mangala Göçürme Oyunu Metninin Soru ve Cevapları

 

MANGALA/GÖÇÜRME OYUNU

 

Mangala/göçürme genellikle iki kişi tarafından oynanan, bunun yanı sıra iki grubun birlikte oynamasına da imkân sağlayan Türk strateji ve zekâ oyunudur.
Toprağa kazılan çukurlarda oynanabileceği gibi oyuna özel tasarlanmış tahtalarda da oynanabilir. Her yaştan oyuncunun oynayabileceği bu oyunda amaç, en çok taşı toplamaktır.
Oyunda taş yerine tohum ya da tane de kullanılabilir. Oyun, oyuncu sayısına ve oyunun çeşitlerine göre iki, üç ya da dört sıralı çukurlarda oynanabilir.
Taşlar oyunun kurallarına göre çukurlara dağıtılır ve en çok taşı toplayabilen oyuncu oyunu kazanır. Oyunun süresi de oyunculara ve oyunun kurallarına bağlı olarak değişir.
Osmanlı Döneminde özellikle saraylarda, hanlarda ve cami avlularında oynanan mangala oyunu, sosyalleşme ve kültür paylaşımı araçlarından biri olarak görülmüştür. Bu durum, Osmanlı Dönemine ait pek çok tasvir ve resimde de izlenebilmektedir.
Bugün ise “mangala oyunu”; her yaştan oyuncunun ev, okul, kurs, geleneksel kutlama alanları gibi farklı mekânlarda her an oynanabilmesi bakımından sosyalleşme ve kültür paylaşımı işlevini sürdürmektedir.
Dîvânu Lugâti’t-Türk’te Göçürme veya Köçürme adıyla anılan oyun Türkiye’nin pek çok yerinde “Göçürme”, “Mankala”, “Kümelek”, “Dokuz Kuyu”, “Dokuz Taş”, “Emme”, “Kale”, “Mele”, “Hane”, “Kuyucuk Taşı”, “Göçme” gibi farklı adlarla bilinir.
Geniş bir coğrafyada kendine yer bulan oyun; uygulayıcılarının bilişsel, duyuşsal ve motor becerilerini geliştiren, stratejik ve yaratıcı düşünme kabiliyetini arttıran bir yapıya sahiptir. Dünya üzerinde bu oyunun onlarca farklı çeşidi bulunmaktadır.

Okuduğunuz metinden hareketle aşağıdaki soruları cevaplayınız?


* Mangala oyunu nasıl oynanmaktadır?

Toprağa kazılan çukurlarda oynanabileceği gibi oyuna özel tasarlanmış tahtalarda da oynanabilir. Her yaştan oyuncunun oynayabileceği bu oyunda amaç, en çok taşı toplamaktır.


*  Sizce mangalanın sosyalleşme ve kültür paylaşımı araçlarından biri olarak görülmesinin sebebi nedir?

cevap: Düşünme becerilerini geliştirir,  o iletişimi artırır, duygular ve düşünceler ortaya çıkar. İnsanları bir araya getirdiği için sosyalleşmeyi sağlar.

 

 

*  Metnin anahtar kelimelerini yazınız.

Cevap: Mangala, kültür paylaşımı, taş,  oyun, beceri,  sosyalleşme.

* Aşağıda anlamı verilen kelimelerin metnin anahtar kelimelerinden hangilerine ait olduğunu yazınız.

Cevap:

Anlam: Yetenek ve zekâ geliştirici, belli kuralları olan, iyi vakit geçirmeye yarayan eğlence. (Oyun)
Anlam: Kişinin yatkınlık ve öğrenime bağlı olarak bir işi başarma ve bir işlemi amaca uygun olarak sonuçlandırma yeteneği; maharet. (Beceri)


* Zeka oyunlarından hangilerini oynadınız?

Tangram, polyomino, küp sayma, şekil oluşturma, labirentler, düğüm oyunları, rubikkübü, soma küpleri, mekanik ayırma bilmeceleri, mikado, jenga, yap-boz-lar, sudoku oyunlarını oynadım.

 

* Oynadığınız biri zeka oyunundaki gözlem ve deneyimlerinizi anlatan bir konuşma yapınız.


Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım. Benim en sevdiğim zeka oyunlarından biri sudokudur.  Sudoku oyunu Oynama alanı, kenarda 3 hücre ile küçük karelere bölünmüş 9x9 karedir. Oyunun amacı, her bir sırada, her bir sütunda ve her bir küçük 3 × 3 karede her numara sadece bir kez yer alacak şekilde boş hücreleri 1'den 9'a kadar rakamlarla doldurmaktır.


Sudoku, rakamlardan oluşan bir mantık bulmaca oyunudur. Bunu çözmek için konsantre olmanız ve aynı zamanda mantıksal düşünmeyi kullanmalısınız. Sudoku'nun zorluğu, başlangıçta doldurulmuş olan hücrelerin sayısına ve bunu çözmek için kullanılması gereken yöntemlere bağlıdır. Düzenli Sudoku oynamak hafızayı, mental netliği geliştirir ve beyin hücrelerinin yaşlanmasını azaltır. Bunun için bende bu oyunu oynarken büyük keyif alıyorum ve bu oyun sayesinde daha dikkatli oluyorum. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

 

 

 

Deniz ve Öğretmenin Duygu Durumlarını Belirleyip Söyleyiniz

 

Deniz ve Öğretmenin Duygu Durumlarını Belirleyip Söyleyiniz


“ Öğretmen Dede, uçurtmamı kaçırdım, yakala onu, lütfen!

Yakala!... diye bağırıyor küçük Deniz ve bana doğru koşuyor.

“Üzülme!” dedim. “Sana yeniden yapacağım. Hem öyle kocaman, öyle güzel olacak ki gökyüzünde süzülürken tüm kuşlar onu kıskanacak.”

“Şimdi istiyorum” dedi ağlamaklı bir sesle. ”Şimdi!”

Kuyruğunu sallayarak gittikçe uzaklaşan uçurtmanın arkasından hüzünle baktı küçüğüm. Sanki sevinçleri de onunla uzaklaşıyor.


 

Deniz'in duygu durumu şu şekildedir: Uçurtması kaçtığı için kendini çaresiz ve yorgun hissetmiştir. Bundan dolayı da canı yanmış gibi çok mutsuzdur. Çünkü büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştır. Hemen yeniden uçurtma istemiştir. Çocuk olduğu için sabırsız olması son derece doğaldır. Bir an önce kaçan uçurmayı yakalamak istediği için telaşlanmıştır. Yani endişe etmiştir. Çünkü o da diğer çocuklar gibi mutlu olmak istemiş ve olamamıştır. Tüm sevinci gittiği için duygusal bir şekilde , ağlamaklı bir şekilde davranmaya devam etmiştir.

 

Emekli öğretmenin duygu durumu ise şu şekildedir: Deniz’in duygularını anlayabilmiş, onun için üzülmüş ama umudunu kaybetmemiştir. Daha güzelini yapacağına inandığı için, Deniz'i mutlu olarak göreceği için güzel günleri düşünmeye başlamıştır. Bunun için çocuğa karşı şefkatli ve merhametli davranmış, babacan bir tavır takınmıştır. Onu kırmamış, kaybetmeseydin sen de deyip onu azarlamamıştır ve kendisini onun yerine koyarak yani empati kurarak çocuğa güzel bir şekilde yaklaşmıştır. Kötümser olmamış, iyimser davranmıştır. Yardımsever ve çok iyi bir öğretmen, umutlu bir öğretmen, koruyucu ve samimi bir öğretmendir. Çünkü çocuğun duygularını en iyi şekilde anlamaya çalışmış ve ona kibar davranmıştır.

Öğretmenin Sevinci Metnindeki Emekli Öğretmenin Aşağıda Verilen Davranışlarından Hareketle Hangi Kişilik Özelliklerine Sahip Olduğu Söylenebilir?

 

Öğretmenin Sevinci Metnindeki Emekli Öğretmenin Aşağıda Verilen Davranışlarından Hareketle Hangi Kişilik Özelliklerine Sahip Olduğu Söylenebilir? 3. etkinlik


Çocuklarla arasında samimi ve güçlü bir bağ kurması: Samimi, sıcakkanlı,  sosyal ve doğal olduğunu gösterir.

Çocuklara verdiği sözü tutması: Güvenilir, doğru ve dürüst bir insan olduğunu gösterir.


 Çocukların güvenliğini ve mutluluğunu sağlamak için gerekenleri yapması: İnce düşünceli, sorumluluk sahibi, sevecen, koruyucu bir kişilik özelliğine sahip olduğunu gösterir.

Çocukların istediklerini dikkate alması: Empati kurma düşüncesine sahip, anlayışlı ve çocuklara karşı sevgi dolu,  olduğunu gösterir.

Çocukların mutluluğu için çok sayıda uçurtma hazırlayıp yorulması: Fedakâr, sorumluluk sahibi, çalışkan, empati kurabilen bir kişilik özelliğine sahip olduğunu gösterir.


Not: Çocukların emekli öğretmeni sevmelerinde yukarıda yazdığım özelliklerin etkisi çoktur. Çünkü emekli öğretmen her şeyden önce içinde çocuk sevgisi taşıyan, sıcakkanlı, fedakar, empati kuran, sorumluluk sahibi bir insandır. Çocuklarına olan ilgisi ve sevgisi onun nasıl iyi ve anlayışlı bir öğretmen olduğunu da gösterir. Güvenilir olması, özverili olması, sevgi dolu olması, çocuk ruhu ile hareket etmesi ve çocuklarla arasında bağ kurması çocukların onu sevmesinin en önemli nedenlerinden biridir.

Öğretmenin Sevinci Metninin 2. Etkinliğinin Soru ve Cevapları

 

Öğretmenin Sevinci Metninin 2. Etkinliğinin Soru ve Cevapları

 

1)  Öğretmen, emekli olduktan sonra neden uçurtma yapmaya karar vermiştir?

Cevap: Öğretmen boş durmayı sevmediği için, bir işle meşgul olmak ve çocuklardan uzak kalmamak için, onların heyecanına ortak olmak ve mutlu olmak için uçurtma yapmaya karar vermiştir.


 2) Öğretmen, uçurtma sayısını neden artırmaya karar vermiştir?

Daha fazla çocuğu mutlu etmek ve onların yüzündeki mutluluğu görmek için uçurtma sayısını artırmıştır.

3. Çocuklar, uçurtmalarını gökyüzüne bıraktıklarında ne hissetmişlerdir?

Uçurtmaların özgürlüğe giden yol olduğunu hissetmişlerdir. Kendilerini özgür ve mutlu hissetmişlerdir. Çocuklar, uçurtmalarını gökyüzüne bıraktıklarında çok heyecanlanmış ve mutlu olmuşlardır.  Çocukların içi içine sığmamıştır. Mis gibi temiz havayı içine çekmişlerdir ve uçurtmanın özgürlüğü onlara kendi özgürlüklerini d e hatırlatmış olabilir diye düşünüyorum.

4) Deniz, uçurtmasını kaybedince neler hissetmiştir? Öğretmen, Deniz’e nasıl bir öneride bulunmuştur?

cevap: Ağlamış ve çok mutsuz olmuş, hayal kırıklığına uğramıştır. Umduğunu bulamadığı için özgürlük elden gitti diye düşünmüş olabilir. Tüm emek boşa gitti diye yorgun hissetmiş olabilir kendisini Küçük Deniz. Üzülme demiş öğretmen. Sana yeniden bir uçurtma yapacağım. Hem de öyle kocaman, öyle güzel olacak ki, gökyüzünde süzülürken tüm kuşlar onu kıskanacak demiştir.


5) Söz öğretmenin yerinde olsaydınız çocukları sevindirmek için neler yapardınız?

Evimin bahçesinde çocuklara mangal yapardım ve onları kendi elimle beslerdim daha sonra onlara aldığım hediye paketlerini gözlerinin içine bakarak ve onları çok sevdiğimi hissettirerek öğrencilerime verirdim. Onları kütüphaneye götürürdüm ve orada bira zaman geçirirdim. Kırtasiyeye götürürdüm ve her birine sevdiği kitaptan birer tane alırdım. Pikniğe götürürdüm, müze gezisine götürürdüm, okulun bahçesinde onlarla futbol maçı yapardım, voleybol oynadım ve daha birçok şey yapardım.

Sizce Çocukların Zaman Geçirdiği Ortak Yaşam Alanlarının Korunmaması Ne Gibi Sorunlara Yol Açabilir?

 

Sizce Çocukların Zaman Geçirdiği Ortak Yaşam Alanlarının Korunmaması Ne Gibi Sorunlara Yol Açabilir?


Hepimizin ortak kullandığı bazı yaşam alanları vardır: Sahil, çocuk parkı, yeşil alanlar gibi. Bu alanları temiz ve düzenli tutmak herkesin sorumluluğundadır. Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakabilmek için çevreye karşı duyarlı olmalıyız. Bu, aynı zamanda sağlıklı ve huzurlu bir ortamda yaşamımızı sürdürmek için de önemlidir. 


Çocukların zaman geçirdiği ortak yaşam alanları korunmadığı zaman çocukların oynayabileceği, eğlenebileceği ve kaliteli vakit geçirebileceği yerler azalmış olur ve çocuklar mutuz olur. Çocuklar ortak yaşam alanlarında birbirleri ile kaynaşmakta ve sosyalleşmektedirler. Bu alanları ortadan kaldırdığımız zaman çocukları yalnızlığa itmiş oluruz ve ruhsuz ve mutsuz çocukla ortaya çıkar. Çocuklar bu alanlarda oynamayıp streslerini atmadığı için rahatlayamazlar ve yaramazlık yapmaya başlarlar.  Ortak yaşam alanlarını hep birlikte korumalı ve temiz tutmalıyız.


 Çocukların mutlu olması için, arkadaşlıklar kurup yeni şeyler öğrenmesi için ortak yaşam alanlarına gereksinim vardır. Bunları yok ettiğimiz zaman, korumadığımız zaman bu alanlar büyük zarar görür ve çocuklar pis bir ortamda oynarlar ve bu da salgın hastalıkları beraberinde getirir.