Ağaçların Önemi İle İlgili Atasözü, Özdeyişler ve Anlamlarını Bulunuz.
Ağaçlar gölgesinde oturup güneşten
aşırı sıcaklığından bizi koruyan ve bizi serinleten, dallarındaki meyveler
bizim karnımızı doyuran, kökleri sayesinde suyu tutan, yeşil renkleri ile
doğaya renk katan ve doğanın muhteşem görünmesini sağlayan güzelliklerdir.
Ağaçsız bir yer kurak bir yerdir ve çoğu güzelliklerden mahrumdur.
Ağaç ile ilgili atasözleri ve anlamları şunlardır:
Ağaç yaşken eğilir: Kişinin en çok öğreneceği yaşlar küçük
yaşlarıdır. Onun için çocukları küçük yaşta eğitmek en güzelidir yoksa ileride
onları yönlendirmek ve onlara şekil vermek daha zor olacaktır.
Ağaca beşikten mezara muhtacız: Hayatımızın her aşamasında ağaca
gereksinim duyarız. Bu nedenle ağaçlarımızı iyi korumalıyız.
Ağaçtan maşa, aptaldan paşa olmaz:
Ağaç ateşe dayanıklı olmadığı için, maşa olamaz. Aptal kimsede de
beceriksiz ve yeteneksiz olduğu için
yöneticilik yapamaz.
Ağacın meyvesini ye, kabuğunu soyma: Kabuğu soyulan ağaç kurur ve
meyvesinden yararlanılamaz.
Ağaç yaprağı ile gürler: Ağaca
canlılığı, verimliliği ve güzelliği yaprakları sağlar. İnsan yalnız başına bir
hiçtir. Ancak olumlu insanların arasında başarılı olur, sevilir ve beğenilir. İnsanlar
ancak, akrabaları, yakınları ve arkadaşları ile birlikteyken değerli ve güçlüdür.
Ağaç kesen baş keser: Ağacı yaşken eğebiliriz ama kuruyunca ağaç eğilmez ve
kırılır. İnsanlarda küçük yaşlarda eğitilir. Çocukluk, gençlik zamanlarında
eğitilmeyen bir kimseyi kötü alışkanlıklar edindiği zaman eğitmek zor olur. Yaş
olan ağaçları zalimce kesen kişi insan öldürmüş gibidir. Çünkü yaş olan
ağaçların yaşaması ve doğaya katkı sağlaması gerekir. Oysa yaş kesmek çok
canice bir davranıştır. Onun için yaş kesen baş keser demiştir atalarımız.
Ağacı içinden kurt yer: Zararlı şeyler ağacı daha çok içinden kemirir,
çürütür.
Ağaç kökünden yıkılır: Temelinden köklü değişiklikler olmadıkça,
bir düzen bozulmaz, düzenin yıkılması, temelin yıkılmasıyla olur.
Ağaç ucuna yel değer, güzel kişiye söz değer: Ağaç, doğadaki diğer nesnelerden yüksek olduğu
için rüzgara açıktır. Güzel olan kimse de
diğer kimselerden farklı olduğu için ilgi odağıdır ve kıskanılır.
Ağaca balta vurmuşlar “sapı bedenimden” demiş: Kişiye en büyük kötülük, nankör ve vefasız yakınlarından
gelir.
Ağaç, meyvesi olunca başını aşağı salar: Erdemli, bilgili insan okudukça, öğrendikçe daha mütevazi olmaya
başlar ve alçak gönüllü olur.
Ağaç ne kadar uzarsa göğe eremez: Ağaç ne denli uzarsa uzasın,
doğada bir nesnedir sadece. Ağaç tek başına doğanın tümü olamaz.
Ağaç ile kabuk arasına parmak sokulmaz: Ağaçla kabuk kaynaştıkları için, arasına parmak
sokulması imkansızdır.
Ağaç kapı kapandıysa altın kapı açlılır: Kapılar temelli kapanmaz. Bir kapı kapanırsa başka
kapı açılır.
Ağaç yumuşağını kurt yer: Zararlı böcekler, ağacın en çok yumuşak
yerlerine zarar verir.
Ağaca (taşa) çıkan keçinin dala bakan (ağaca
çıkan) oğlağı olur: Küçükler büyüklerden
gördüklerini taklit ederler.
Ağaç İle İlgili Özdeyişler ve Anlamları Şunlardır:
“Bir kimse bir ağaç dikerse Allah, o ağacın meyvesi kadar o kimseye
sevap yazar.” (Hz.Muhammed): Efendimiz ağaç dikmenin ne kadar önemli
ve büyük bir değer olduğuna dikkat çekmiştir. Yetiştirdiğimiz ağaçlar binlerce
kişiye hatta milyonlarca kişiye katkı sağlayabilir. O ağacın meyvesinden yoldan
geçen aç biri yiyebilir, gölgesinde biri serinleyebilir. Onun için ağaç dikmek
sevaptır ve değerli bir eylemdir.
“Bir ulusun uygarlık düzeyi, üzerinde yaşadığı toprakları
ağaçlandırmasıyla ölçülür.”( Franklin Roosevelt): Bir millet ağaçlara,
doğaya değer veriyorsa o millet gerçekten uygar bir millettir. Çünkü ağaçtır
insanlara katkı sağlayan, doğanın dengesini koruyan ve bizi mutlu eden,
karnımızı doyuran. Yaşadığımız toprakları yaşadığımız sürece korumalı ve her
zaman ağaç dikmeye devam etmeliyiz. Ağaç dikmek hepimizin görevi olmalı ve
gelecek nesiller için gür ağaçlar bırakmalıyız ki çocuklarımız gölgesinde
serinlesin, meyvelerinden doya doya yesin.
“Ağaç büyük bir armağandır. Canlıyken gölge
verir, çiçek verir; öldüğünde de kerestesini.” (Christian Jacq ):
Ağaç bizler için büyük bir hediyedir. Canlıyken insanları gölgesinde
serinletir, öldüğünde ise sanayiye katkı sağlar, evlerde yakılan sobaya ısıtılarak ısınmamızı sağlar. Yani ağacın sağlıklısı da faydalıdır ölüsü de. Onun
ağaçların kıymeti bilinmelidir.
“Bağa geliniz, yeşil giymiş tabiatı seyrediniz.
İçiniz açılır, ruhunuz neşe bulur.” (Mevlana): Yeşilin içine
girdiğimiz zaman ruhumuz açılır ve insanın içi neşe ile dolar. Onun için
gezmeliyiz bağları, dağları, yeşil olan her yeri. Tabiat ana bize her zaman
kucağını açar yeter ki bizi onu sevelim ve ağaçlarımızı koruyalım.
“Yeşil görmeyen gözler renk zevkinden yoksundur. Burasını öyle bir
ağaçlandırın ki, kör bir insan dahi yeşillikler arasında olduğunu anlasın.”
Mustafa Kemal Atatürk): Yeşil görmeyen kişilerin bir zevki yoktur der
Mustafa Kemal. Yeşilliklerin olduğu yer
insanların içini açar ve ruhumuzu aydınlatır. Yeşil demek cennet
demektir, mutluluk demektir. Temizlik demek, bereket demektir. Onun için de
Atatürk kurak olan yerlerin yeşil ile kaplı olmasını, ağaçlandırılmasını
istemiştir. Yeşil alanda görmeyen bir insan bile o yeşil alanların kokusundan,
orada esen rüzgardan nasibini alır ve bu muhteşem doğa kokusunu doya doya
içine çekerek mutlu olur.
“Ormanımda bir dalı kesenin başını keserim.” (Fatih
Sultan Mehmet): Büyük kumandan Fatih Sultan Mehmet Han’ın ağaçlara
karşı ne kadar hassas bir ruha sahip olduğu anlatılmaktadır. Bir dal demek
yurdun bir parçası gibidir. Onun için ağaç kesene büyük ceza veririm demiştir
ve bu ceza da kişinin hayatı olmuştur.
"Bahçelerde ağaç olmalı insanda ideal. Eğer bahçede ağaç yoksa
meyve de yoktur. İnsanda ideal yoksa geleceği yoktur. " (Necip Fazıl
Kısakürek): Bahçeler ağaç ile renklenir
ve güzel olur. İnsanlar da amaçları olduğu zaman, üretken olduğu zaman
daha güzel ve daha faydalı kişiler olur.
"Bir derdin varsa açabilirsin ağaçlara, ağaç yaprak
verir, sır vermez rüzgara.” (Cahit Sıtkı Tarancı): İnsan derdini, sıkıntılarını bir ağacın altında ağaca
anlatabilir, doğaya anlatır ve bu sayede iç huzuruna kavuşur. Çünkü doğa bizim
, ağaçlar bizim en yakın dostumuzdur.
Ağaç dikmek, yapabileceğimiz şeyler arasında bencillikten en uzak
olanıdır. Dünyaya çocuk getirmekten de saf bir eylemdir o. (Thorton Nıven
Wılder): Ağaç dikmek sadece kendi
faydamıza bir eylem değildir. Bizden sonraki nesiller için de faydalıdır ve
onun için ağaç dikmek bencillikten uzak bir davranıştır. Hatta dünyaya çocuk
getirmekten de saf bir eylemdir. Çünkü dünyaya getirdiğimiz çocukları bile
sevmek, onlarla vakit geçirmek için yaparız. Oysa ağaç diken en masum olanı
ve en biz olanıdır.
Ağaç geçmiş ile gelecek arasında birer köprü
görevi üstlenir. ( Marcel Prevast.): Ağaç geçmiş ile gelecek arasındaki bağdır. Dedelerimizin bize bıraktığı anıları, alın teri, göz yaşları, mutluluğudur. Onun için ağaçlara sahip çıkmalı ve onları korumalıyız.
0 Comments:
Yorum Gönder
Deneme