Cengiz Aymatov’un "Toprak Ana" Adlı Kitabında Geçen Özlü Sözler

 Cengiz Aymatov’un "Toprak Ana" Adlı Kitabında Geçen Özlü Sözler


İkinci Dünya Savaşı yıllarında savaşın sadece savaşanlar değil, kalanlar için de yıkıcı etkisi olduğunu iliklerinize kadar hissedebileceğiniz  muhteşem bir eserdir. Savaşın duygusunu, eşinden, oğullarından ayrı kalan ananın duygularını o kadar derinden hissedeceksiniz ki. Onun için bu kitabı mutlaka okumak gerekir. Sovyet döneminde güçlü iki Kırgız kadın; Tolgonay ve Aliman. Biri hem eşini hem çocuklarını, diğeri kocasını savaşa kurban veriyor. Kitap mutlu bir ailenin gündelik yaşamı ile başlamaktadır. Sonunu ise okumayı sizlere bırakıyorum.


Kitapta geçen özlü sözler şunlardır:

“İki insan birbiriyle tam bir uyum içinde yaşarsa, konuşmadan ya da yarım sözcüklerle bile anlarlar birbirlerini.”

“Bu dünyadan insanlar göçüp gider ama yaptıkları iyi şeyler kalır.”

“Benim şimdi söyleyebileceğim şundan ibaret: Savaşı biz istemedik ve biz başlatmadık. Bu savaş, herkesi can evinden vuran çok büyük bir felakettir. Bu canavarı devirip etkisiz hale getirmek için kanımızı dökmemiz, canımızı feda etmemiz gerekiyor. Aksi halde insanlığa layık olmayız. Benim idealim savaş kahramanı olmak değildi, ben daha mütevazi bir amaç seçmiştim: Bir öğretmen olmak istiyordum. Candan istediğim şey öğretmen olmaktı. Ama beyaz tebeşir ve cetvel yerine, elime asker tüfeği almak zorunda kaldım. Bunun sorumlusu da ben değilim. Yaşadığımız devir böyle istedi. Çocuklara bir defa bile ders vermek nasip olmadı bana. Bir saat kadar sonra, vatan için görevimi yapmak üzere buradan gideceğim. Bu gidişin dönüşü olmayacak. Sağ olarak dönmeyeceğim. Hücum başladığı zaman birçok arkadaşımın hayatını kurtarmak için gidiyorum. Halk adına, zafer adına, insan için güzel olan her şey adına gidiyorum.”


“Ey besleyici Toprak Ana, hepimizi bağrına basan sensin. Onlarla sen konuş, insanlara sen anlat! Hayır Tolganay, onlarla sen konuşmalısın. Sen kadınsın. Sen her şeyin üstündesin, daha bilgesin. Bir insansın sen. Onlara sen anlat.”

Gerçek mutluluk, yavaş yavaş, azar azar gelir ve bu bizim hayata bakış açımızla, çevremizle, çevremizdekilere karşı davranışımızla doğrudan doğruya ilgili ve orantılıdır. Mutluluk, birbirini tamamlayan ufak tefek şeylerin birikmesinden doğuyor.”

“Zaman akıp gidiyor ve hiçbir saat bir öncekine benzemiyor.”

“Geleceğin ne getireceğini kimse bilemezdi ve şimdi olanları düşünüp üzülmenin de hiçbir yararı yoktu.”

"Hayat bizim hepimizi aynı teknede yoğurmuş, aynı yumağa sarmıştır. Ama yine de bu olayları anlamak için o olayların içinde yaşamış olmak ve onları ruhunda duymak gerek."

“İnsanların insan olarak kalmalarıydı senin en büyük dileğin. Savaşın onları insanlıktan çıkarmamalarını, ruhlarından iyilik ve acıma duygusunu çıkarıp atmamasını istiyordun. Sen hep böyle olmaya çalıştın.”

“İyilik, yola düşen, yoldan toplanan bir şey değildir. Tesadüfen ele geçen bir şey değildir. İnsan iyiliği ancak başka insandan öğrenir.”


“Benim en büyük düşmanım savaş başlatandır.”

"Çektiğim bütün acılara, hayatın bana indirdiği korkunç darbelere rağmen bugün de bu düşüncedeyim. Ne olursa olsun, milletim yaşıyor, ben de yaşıyorum."

"Nerede olduğu değil, sağlıklı olması önemli" diye düşünüyorum.”

"Bir insanın kaderi, dağdaki patika gibidir: Bazen çıkar, bazen iner, bazen de dibi görünmeyen bir uçurumun başına gelip durur. İnsan tek başına böyle bir yolda ilerleyemez ama birleşenler, birbirlerine omuz verenler her engeli aşarlar."

“Ey Güneş, bak, bu benim karımdır! Ne kadar güzel değil mi? Yüzgörümlüğü olsun diye ışınlarını gönder, sıcaklığını, aydınlığını ver!”

“İnsanın eli ayağı tutuyorsa, sağlığı yerindeyse, çalışmaktan daha iyi ne vardır onun için?”

 

“Can dostları böyledir işte, birbirlerinin düşüncelerini tek sözden, ufak bir imadan hemen anlarlar.”

“Gerçek mutluluk yaz yağmuru gibi birdenbire boşanmaz insanın başına. Davranışımıza, çevremizdeki insanlarla ilişkilerimize her gün azar azar çekidüzen vererek eksiklerimizi tamamlarız. Yavaş yavaş biriken bir şeydir mutluluk.”

“İnsanın canı çıkmadıkça umudu da yok olmazmış.”

“Öyleyse, dünyada oğlunu böylesine bekleyen son ana ben olayım. Bundan böyle hiçbir ana oğlu yerine soğuk raylara sarılmasın.”

0 Comments:

Yorum Gönder

Deneme