Yavuz Bülent Bakilerin Sivas’ta Yoksul Çocuklar Şiirinde Anlatılmak İstenen Nedir?
Sivas'ta Ulu Camii avlusunda
çocuklar
Yalvaran gözlerle etrafa baka baka
Açıyorlar küçük esmer avuçlarını:
-Emmilerim sadaka! Emmilerim sadaka!
Hükümet konağının yanında biri
Bir kemik kalmış bir deri...
'Boya cila yimbeş,boya cila yimbeş' diye ağlıyor
Ve daha fırça bile tutamıyor elleri.
Garipler Pazarı'nda körpe çocuklar
Yorgunluktan güzelim yüzleri al al...
Öldüren bir çığlık dudaklarında:
-Boş hamal! boş hamal! boş hamal!
Nane satan su satan yetim çocuklar
Şarkı söyleyemediler güneşe aya...
Biliyorum ne masal dinlemeye doydular
Ne oyun oynamaya...
Bezirci'de, Yüceyurt'ta Altıntabak'ta...
Çocuklar var incecik yüzleri nurdan
Ama toz toprak içinde elleri ayakları
Oyuncakları çamurdan...
Ve günahkar çocuklar, suçlu çocuklar
Mahkeme salonunda bakarım dizi dizi
Bu suç bizim suçumuz, bu günah bizim
Affedin bizi.
Bu özel ve anlamlı şiirde anlatılmak istenen şudur: Yoksul çocuklar maddi imkansızlardan dolayı evlerinin geçimini sağlamak için çalışıyorlar. Kış demeden, ayaz demeden sokaklarda mendil satan bu çocuklar insanın yüreğini acıtmaktadır. Çocuklar bir işte çalışıyor veya çalıştırılıyorsa bunun suçu toplumundur yani hepimizindir. Çünkü her çocuğun sıcak bir yuvaya ihtiyacı vardır, o çocukların okula giderek eğitim alması gerekir yollarda çalışması o çocuğa verilen en büyük cezadır. Şair de bunu gördüğü için topluma kırgınlığını dile getirmiş ve suç bizim suçumuz, günah bizim günahımızdır. Küçücük bedenleri ile onları çalıştırmak, onlara büyük sorumluluklar yüklemek insana yakışan, topluma yakışan ve bizim kültürümüze yakışan bir davranış değildir.
Her çocuk şarkı söylemelidir güneşe ve aya. Her çocuk
mutlu olmalı, her çocuk karnı tok olmalı ve hiçbir çocuk çalışmamalıdır,
çalıştırılmamalıdır. Onlar çocukluğunu yaşayabilmelidir. Bunun için bu
duruma son verip çocuklara toplum olarak daha önem vermeliyiz ve onlar
sokaklarda oyun oynamalı, şekerlemelerini yemelidir sadece ve tabi ki de mutlu
olmalıdırlar.
0 Comments:
Yorum Gönder
Deneme