Sevdiğiniz Bir Türkünün Oluşum Hikayesini Anlatıp Seçtiğiniz Türküyü Sınıfta Okuyunuz

 

Sevdiğiniz Bir Türkünün Oluşum Hikayesini Anlatıp Seçtiğiniz Türküyü Sınıfta Okuyunuz

Ülkemizin başkenti olan Ankara’nın meşhur bir elması vardır. Bu elmaya misket adı verilir. Küçücük bir elmadır bu elma türü. Ganizade ailesinin Huriye adında şirin mi şirin güzel mi güzel bir kızı vardır. Huriye evlerinin bahçesinde olan elma ağacına çıkar ve aşık olduğu, canından çok sevdiği Osman Efe’yi bekler orada. Osman Efe de  Ankara’nın sayılı efelerinden biridir. Yakışıklı, genç, geniş omuzlu,  yiğit bir delikanlıdır.  Osman Efe Huriyelerin evinin önünden geçtiği zaman Huriye hemen elma ağacına çıkıyor ve Osman Efe de onu görüyor. İkisinin de yüreğinde  heyecan, aşk  duygusu başlıyor. Osman Efe Huriye’ye Misket diye hitap ediyor.

 

O yörenin  bir de meşhur ağası vardır. Adı Kır Ağa’dır. Kır Ağa  günlerden bir gün Huriye’yi su doldururken görüyor ve Huriye’yi çok beğeniyor. Kır Ağa, Huriye’ye görücü gönderiyor. Huriye’nin babası ise Kır Ağa zengin diye buna mutlu oluyor ve Annesi, Huriye’nin ağzını arıyor, fakat Huriye ”Ölsem DE  Kır Ağa’ya varmam” diyor. Huriye, akşamı zor ediyor ve olanları bir an önce sevdiğine anlatmak istiyor. Bahçeye çıkıp, Osman Efe’nin yolunu gözlemeye başlıyor. Uzaktan atını görünce, tırmanıp çıkıyor elma ağacına. Başına gelenleri anlatıyor sevdiğine,  Osman Efe’sine. Osman Efe bunları duyunca çılgına dönüyor ve  Kır Ağa’ya haber gönderiyor , ”Kendini sever, sayarım. Yiğit kişi bellerim. Yolumdan çekilsin. Sonu iyi olmaz” diyor.. Haberi Osman Efe’den Kır Ağa’ya götürenler, bire bin katarak anlatıyorlar Kır Ağa’ya . Şunu diyorlar:  ”Osman diyor ki, Kır Ağa kim oluyor da benim yavuklumu alacak. Leşini sararım”  falan diyerek yalan yanlış abartmalarla dolduruyorlar Kır Ağa’yı.

 

Kır Ağa, ”Demek dünkü çocuk bize meydan okuyor. Kendine güveniyorsa karşıma çıksın” diye Osman Efe’ye haber gönderiyor.  Tabii haberi götürenler Osman Efe’ye de olayı  abartarak anlatıyorlar. Osman Efe Kır Ağa’ya, Kır Ağa Osman Efe’ye  öfkeleniyor ve kinleniyorlar. Sonunda  kıran kırana kavga ediyorlar ve kazanan Huriye’yi alsın diyorlar. Belirlenen gün ve yerde karşılaşıyorlar. Bıçaklar çekiliyor. Huriye ise durumu merakla bekliyor. Çıkmış elma ağacı üstüne, olanları gözlüyor. Bir yandan da Osman Efe için dua ediyor. Osman Efe ise Kır Ağa karşısında aslanlar gibi dövüşüyor. Kır Ağa birden duruyor. ”Benimle böylesine boy ölçüşen yiğide, ben kıyamam. Koç olacak kuzuya bıçak çekemem. Vur bıçağını bağrıma. Misket senin olsun” diyor. Osman Efe önce şaşırıyor, sonra oda bıçağını yere atıyor ve koşup ellerine sarılıyor Kır Ağa’nın ve her ikisi barışıyorlar. 


 Huriye olayları ağaçtan izliyor ve ne olduğunu tam anlayamıyor. Derken kalabalık yaklaşır, önde Kır Ağa, arkasında kalabalık.  Huriye’nin  gözleri Osman Efe’yi arıyor ama Osman Efe görünmüyor o sırada Huriye’nin gözüne.  Daha sonra ağaçta  Huriye’nin aniden başı dönüyor, gözleri kararıyor, tepe üstü ağaçtan aşağı düşerek cansız bir şekilde yere yığılıyor. Çok geçmeden kalabalık elma ağacına ulaşınca, bir feryattır kopuyor. Osman Efe, sığmıyor oralara. Kadınlar kızlar perişan. Misket kızın yani Huriye’nin hikayesi dilden dile dolaşıp türkü oluyor.

 

Güvercin Uçuverdi (Misket) Türküsünün Sözleri ise şunlardır:

Güvercin uçuverdi
Kanadın açıverdi
Elin oğlu değil mi
Sevdi de kaçıverdi

A benim aslan yarim
Duvara yaslan yarim
Duvar cefa götürmez
Sineme yaslan yarim

Güvercinim uyur mu
Çağırsam uyanır mı
Yar orada ben burda
Buna can dayanır mı

A benim hacı yarim
Başımın tacı yarim
Eller bana acımaz
Sen bari acı yarim

Caminin müezzini yok
İçinin düzeni yok
Çok memleketler gezdim
Misget’ten güzeli yok

Daracık daracık sokaklar
Misget şeker topaklar
Pul pul olsun dökülsün
Seni öpen dudaklar

Caminin ezan vakti
İçinin düzen vakti
Ben Misget’i yitirdim
Sonbahar gazel vakti

Gökte yıldız sayılmaz
Çiğ yumurta soyulmaz
Üçer avrat almayan
Hiç erkekten sayılmaz

 

 

0 Comments:

Yorum Gönder

Deneme