Tamahkârlık
(Açgözlülük) İle İlgili Konuşma
Tamahın kökü 'tama' ve anlamı aşırı
istek, heves ise gel geç istek anlamına geliyor. Mal edinme tutkusu,
açgözlülüktür. Neredeyse tatmin olmayan bir iştah, dindirilemeyen bir susuzluk.
Mala-mülke, şöhrete, hakim olmaya bir susuzluk.
Tamahkâr yani açgözlü insanlar bir
türlü doymak bilmezler. Her şeyin iyisine, en güzeline sahip olmak isterler.
Bulunduğu ile yetinmeyen, gözü bir türlü doymayan kimseler içlerindeki kötü
hırs ve istek ile hareket ederler. Açgözlü olan bu kimseler sadece kendilerini
düşünürler ve bencilce de davranmış olurlar. Ne yazık ki isteğin ev arzunun sonu
yoktur. İnsanoğlu ne kadar çok mala ve mülke sahip olursa olsun gözü bir türlü
doymaz ve hep daha fazlasını ister. İşte bu insanoğlunun açgözlülüğün
göstergesidir. Açgözlülüğün sonu da iyi
olmaz. Çünkü açgözlü insan hiçbir zaman tatmin olmaz, hiçbir şeyden doyum
sağlamaz. Bundan dolayı da hiçbir zaman
mutlu olamazlar. Böyle insanların gözünü ancak kara toprak doyurur.
Açgözlü kimselerden olmamalıyız,
bencil olmamalıyız. Elbette paramız olsun, malımız mülkümüz olsun ama bir yerde duralım ve halimize şükredelim. Böyle olursak daha mutlu oluruz, daha
paylaşımcı oluruz ve daha iyi bir insan oluruz. Açgözlülük ile ilgili şu sözle
konuşmama son vermek istiyorum: "Hiçbir uyuşturucu, hatta alkol bile, toplumsal
hastalıkların ana sebebi değildir. Eğer sorunlarımızın asıl kaynağını
arıyorsak, insanlara uyuşturucu testi yapmak yerine; aptallık, cahillik,
açgözlülük ve güç hayranlığı testi uygulamalıyız." (Patrick Jake O’Rourke)
0 Comments:
Yorum Gönder
Deneme