Fabl örnekleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Fabl örnekleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Mevsim Değişikliklerinin Canlılar Üzerindeki Etkileri İle İlgili Hikaye Edici Metin Örneği (2)

  Mevsim Değişikliklerinin Canlılar Üzerindeki Etkileri İle İlgili Hikaye Edici Metin Örneği


Havalar ısınması ile yaz mevsimi gelmiş,  ağaçların meyveleri olgunlaşmış, bahar mevsiminde açan çiçeklerin yaz mevsiminde farklı türleri de açmaya başlamıştı.  Hayvanlar yaz mevsiminde gözle görülmeye başlamış, hem sıcağın hem de güneşin tadını çıkarmaya başlamışlardı.


Anne karınca yaz mevsimi geldi diye diğer hayvanlar gibi yatıp uzanmak yerine yavru karınca Hızlı ve Çalışkan ile yuvalarına yiyecek taşımaya başlamışlardı. Hızlı ve Çalışkan adlı yavru karıncalar anneleri ile yuvaya girince konuşmaya başladılar.

Hızlı: Anneciğim havalar ısındı, neden biz de diğer hayvanlar gibi yatıp uzanmıyoruz da sürekli çalışıyoruz dedi.

Çalışkan: Evet anne biz neden hep çalışıyoruz ?

Anne karınca Anaç: Yavrularım yaz mevsimi sıcak olur, bereketli olur ama bu mevsimde çalışmazsak kışın çok yiyecek bir şey bulamayız ve aç kalırız. Aç kaldığımız için de hepimiz hayatımız kaybederiz .

Hızlı: Tamam anne o zaman dediğin gibi çalışmaya devam edelim.

Çalışkan: Zaten benim adımı da Çalışkan koymuşsun o zaman daha çok çalışma zamanı dediler ve hep birden yuvaya yiyecek taşımaya devam ettiler.

Akşam oldu, hava iyice karanlık oldu.


Anne karınca Anaç: Kuzularım artık uyuyabilirsiniz. Bugün üzerinize yorgan örtmeyeceğim dedi..

Hızlı: Çünkü yaz mevsimindeyiz değil mi anne dedi.

Anne karınca Anaç: Ne de çok şey bilirmiş benim Hızlı yavrum dedi.

Çalışkan: Peki anne bu yaz mevsimi ise diğer mevsimlerin de adları ve özellikleri var mı? dedi.

Anne karınca Anaç: Olmaz olur mu benim Çalışkan’ım, elbet var dedi ve açıklamaya başladı. Yaz mevsiminden sonra sonbahar, sonra kış, sonra da ilkbahar gelir. Her mevsimin kendine göre farklı özellikleri vardır ve her mevsimde iklim de de değişikleri olur.

Hızlı: Nasıl yani?

Çalışkan? Nasıl yani anne?

Anne karınca Anaç: Mesela ilkbahar geldiğinde her yemyeşil olur, diğer anne koyunlar yavrularını dünyaya getirir, hava yavaş yavaş ısınmaya ve güneş o güzel yüzünü daha sıcak bir şekilde göstermeye, ayı anne ve  babalar kışlık uykusundan yavaş yavaş uyanmaya başlar. Yağmurlar yağar, çiçekler rengarenk açılır ve dışarısı mis gibi kokar. İşte bunlar baharın özellikleridir canlarım dedi.

Çalışkan: Anne peki sonbaharda ne olur? dedi

Anne Karınca Anaç: Sonbahar mevsimi  yaz mevsiminden sonra gelir kuzum o zaman da artık havalar yavaş yavaş  soğumaya başlar, ağaçların yaprakları sararmaya ve yere düşmeye başlar. Anne ağaç gelecek yıla daha çok meyve yavrusu vermek ve daha çok uzamak için, gelişmek için dinlenmeye ihtiyaç duyar dedi.

Hızlı: Peki kış mevsiminde ne olur annem?

Anne karınca Anaç: Kış mevsiminde ülkemizde havalar iyice soğur ve kar yağmaya başlar. Bu karlı zamanlarda yuvamızda, sıcacık yanan ateşimizin başında oluruz ve yazın biriktirdiğimiz yiyecekleri kış mevsiminde yemeye başlarız. Çünkü dışarı bu soğuk havalarda çıkılmaz ve çok kötü hasta olursunu dedi.


Hızlı: Anne ne güzel anlattın bize mevsimleri dedi

Çalışkan: Evet dört tane mevsim varmış mesela.

Anne karınca Anaç: Hadi bakalım kim sayacak bu mevsim adlarını dedi.

Hızlı ve Çalışkan: Aynı anda İlkbahar, Yaz, Sonbahar, Kış diye bağırdılar ve annelerine sarılıp güldüler.

Anne karınca Anaç: Gelin buraya minik canavarlarım şimdi sizi yeme zamanı diye onları öpmeye ve onların karnını doyurmaya başladı.

Hızlı ve Çalışkan: Bizim annemiz çok güzel, bizim annemiz çok güzel, İlkbahar çok güzel, Sonbahar faz soğuk , kış en soğuk, Yaz en sıcak diye kendi kafalarından şarkı söylemeye başladılar ve kahkahalar atarak uykuya daldılar.

Mevsim Değişiklerinin Canlılar Üzerindeki Etkileri Konulu Hikaye Edici Metin Örneği (1)

 Mevsim Değişikliklerinin  Canlılar Üzerindeki  Etkileri Konulu Hikaye Edici Metin Örneği

 

Mevsim değişiklerinin canlılar üzerinde farklı etkileri vardır. İlkbahar gelince hava daha yumuşamaya başlar, koyunlar kuzularını dünyaya getirir, dışarısı yemyeşil olur, bahar yağmurları başlar. Yaz gelince hava ısınır ve insanlar güneşten daha çok faydalanırlar. Çeşitli sebze ve meyveler olur. Kış uykusuna yatmış olan hayvanlar kalkar ve doğa kendi dengesi üzerinde kendini idame ettirmeye devam eder. Sonbahar gelince yapraklar sararır,  kış gelince hava soğur  vb. diye çoğaltabiliriz.

 

Mevsimlerin canlılar üzerindeki etkili konulu hikaye edici metin örneği:

Bahar mevsimi gelmişti. Havalar yavaş yavaş ısınmaya başlamış, çiçekler açmaya başlamış ve dışarısı cennet gibi olmuştu. Bahar  yağmurları başlamıştı. Anne koyun Pamuk Hanım doğumuna hazırlanıyordu. Sancıları iyice artan Pamuk Hanım bu sancıların biteceği saatleri heyecanla ve acı ile bekliyordu. Pamuk Hanım saat gece ikiye doğru sancılarının artması ile küçük kızı Yüncük dünyaya geldi. Yüncük dünyaya gözünü açar açmaz annesine sarılmış, onun sıcak koynunda beklemeye başlamış ve daha sonra annesini emmeye başlamıştı. Pamuk Hanım kuzusunu dünyaya getirdikten sonra rahatlamış ve onu korumak için, onu sıcak tutmak için her türlü zorluğa göğü geriyordu.


 Yüncük konuşmaya başladı:

- Anne neden hava bu kadar yağışlı ve yerler çok ıslak dedi.

-Annesi: Bahar geldi benim beyaz kuzum, beyaz Yüncük kızım dedi. Bahar gelince yağmur çok yağar, onun için de yerler ıslak olur dedi.

- Yüncük:  Üşüyorum anne, anne dışarısı ne kadar yeşil ve güzel dedi. Bir de çiçekler rengarenk dedi.

- Annesi: Bahar mevsiminde ağaçlar çiçek açar, her yemyeşil olur ama bu uzun sürmez kızım dedi.

- Yüncük: Ama anne neden hep yemyeşil olmuyor her yer, hep yağmur yağsın sen de beni ısıt dedi.

-Annesi: Hayır kızım hep yağmur yağarsa o zaman iyi olmaz. Sıcağın da olması gerekir yiyeceğimiz otlar hem yağmura hem güneşe doysun Böylece bende  senin karnını rahat doyurabilirim dedi.

- Yüncük : Anne sıcak hava ne zaman olur dedi.



Annesi: Yaz mevsiminde kızım dedi. Bahar mevsimi tam doksan gün sürer. Doksan gün sonra yaz mevsimi gelir ve her yer sımsıcak olur. Otların boyu uzar, meyveler ve sebzeler olur ve her türlü yiyeceğe ulaşmamız kolay olur dedi.

- Yüncük: Annesini emmeye devam ederek, ne kadar güzel her mevsim farklı peki anne yazdan sonra hangi mevsim gelir dedi.

- Annesi: Sonbahar mevsimi gelir kızım dedi. Artık yaz mevsimi bitmiştir. Hava yavaştan soğur, ağaçlar yapraklarını döker ve çırılçıplak kalır. Sen de o zamana kadar kocaman kız olursun Yüncük dedi.

Yüncük: Peki anne sonbahardan sonra ne gelir dedi.

- Annesi: Kış gelir kızım o zaman hava çok soğuk olur ve hep kapalı ortamlarda kalırız ama ben senin yanında olmaya devam ederim dedi.

Yüncük: Anne her mevsimin kendine göre ne kadar çok farklı özelliği ve farklı güzelliği varmış dedi.


Annesi: Kızım benim canım yavrum elbette her mevsimin güzellikleri vardır ama bazen zorlukları da vardır dedi. Mesela her kuzu senin gibi şanslı bir ailede dünyaya gelmeyebilir ve çadırları olmayabilir dedi.

- Yüncük: Anladım anne ama ne kadar çok mevsim varmış ve her birinin de farklı özellikleri varmış. Daha çok öğrenecek şey vardı.

Annesi: Ona sarılarak onu okşadı, öptü ve daha sonra da uyudu. Böylece Yüncük mevsimleri  öğrenmiş oldu.

Konusu Azim ve Kararlılık Olan Bir Fabl Yazınız.

 Konusu Azim ve Kararlılık Olan Bir  Fabl Yazınız.



İklimlerin değişmesi ve küresel ısınmanın da etkisi ile doğa değişmeye başlamış ve fakat doğadaki bu değişme olumlu bir değişme değilmiş. Doğanın böyle zor günler geçirdiği zamanlarda  büyük mü büyük bir ormanda yaşayan çok sayıda canlı varmış. Aslan, kaplan, karınca,  tilki, kedi, tavşan , sansar, kurt vb. Ormanda yaşayan bu hayvanlar da  iklim değişikliğinden nasibini almaya başlamış. Eskisi gibi yiyecek ve içecek bir şey bulamaz hale gelmişler.  Ormanda yiyecek de bir şey kalmamış, Sular tükendiği için  su da bulamaz hale gelmişler ama yine de  hayvanlar var gücü ile çalışmaya , kendilerine yemek ve su aramaya devam ediyorlarmış. 

Ormanlar kralı Aslan şunu söylemiş: Umudunuzu kaybetmeyin sevgili orman sahipleri. Her ne kadar yiyecek ve içeceğimiz kalmadıysa da yiyecek aramaya devam edeceğiz demiş. Hayvanlardan bir kaçı umutları olmadığını ve artık yorgunluktan ve açlıktan ölmek üzere olduklarını söylemiş.  Kurt ve aslan ise sabah erkenden kalkıp tüm ormanı karış karış gezeceklerini söylemiş. Ormanda yeni doğum yapmış olan kedi de onlara katılacağını söylemiş.


 Yavrularının yiyeceğe ve içeceğe ihtiyacı olduğunu söyleyerek aslan ve kurtla gitmeye karar vermiş. Yavrularını yuvaya bırakıp sabah erkenden yola koyulmuş kedi ve diğer iki hayvan. Yürümüşler , yürümüşler, toprağın altını kazmışlar ama ne yazık ki ne bir yiyecek ne de içecek bulamamışlar ama yine de umutlarını kaybetmeden elinden geldiği kadar aramaya devam etmişler. Artık akşam oluyormuş . Kurt, aslan ve kedi eve boş döneceklermiş ama yine de umutlarını kaybetmeden aramaya devam etmişler. Üçü yolda giderken ormanda iki gün önce piknik yapmış olan  etlerini ormanda bırakıp giden insanların yiyeceklerini görmüşler ve  hemen  o etleri çantalarına koymuşlar. O arada kedi arkadaşlarına sessiz olmaları gerektiğini söylemiş. Az aşağıda bir su sesi geliyormuş. Hemen aşağıya inmişler ve su sesinin geldiği yeri  kazarak oradan çıkan suları da ormandan getirdikleri kaplara doldurmuşlar. 


Azmin ve çalışmanın sonucu olumlu olmuş ve hayvanlar ormana elleri dolu ile gitmiş. Onları gören diğer hayvanlar da bir güzel o etler ile karınlarını bir güzel doyurmuşlar  ve gelen suyu  da kana kana içmişler. Suyun yerini buldukları için her gün oraya su içmeye gitmişler ve yeni yiyecekler bulmak için durmadan çalışmışlar. Yani er olan ekmeğini taştan çıkarmış. Er olan ekmeğini taştan çıkarır atasözümüz de buradaki hayvanların ekmeğini bulmak için nice zorluklara katlandığını göstermektedir. Azim ve sebat da hayvanların en büyük yardımcısı olmuş.