Tarık Uslu Sözleri
Tarık Uslu, 1974 yılında Adapazarı'nda dünyaya gelmiştir. Milli eğitim hayatı lise
son sınıfa kadar sürmüştür. Bütün bu süre içerisinde okumak ve yazmaktan daha
önemli bir şey öğrenmediğini söyler. Tarık Uslu, lise yıllarında Zafer
dergisinin yazı işlerinde çalışmaya başlamış ve uzun yıllar derginin müdürlüğünü
yapmıştır. Hem kendi ismi olan (Özkan Öze) hem de Tarık Uslu ismi ile pek
çok kitabı yayınlanan yazar yazı çalışmalarını sürdürmeye devam etmektedir.
Tarık Uslu sözleri şunlardır:
"Özel biri olmak istiyorsan,
kendin olmalısın çaylak. Bu yıldızların altında senden bir tane daha yok!"
“Bütün zamanların en önemli
pedagojik öğüdü şu olmalı: Haram lokma yedirme !!!
“Bakışımızı düzeltemediğimiz
sürece, gölgeler ile asılları hep birbirine karıştırırız ve sıklıkla, hele de
düşerken.. Çünkü insan düşerken, tutunacak bir dal konusunda düşünemez. Tutmaya
çalıştığımız dalların, aslında bir gölge, bir yansıma olduğunu, yere çarptığımızda
fark ederiz.”
“Bir sabah gökyüzünde yüzbinlerce
su damacanasının sıra sıra uçtuğunu görsek, nasıl da şaşırırdık değil mi? Oysa
bir yağmur bulutunun başımızın üzerinde dolanması, milyonlarca su bidonunun
gökyüzünde uçmasından milyon kere daha acayip ve hayret edilmesi gereken bir
şeydir..”
“Aynı mutlulukları yaşayan
insanların değil ama aynı acıları çeken insanların yüzleri birbirine benzer.
Acılı yüzler birbirine benzer evet... Ve benzer acıları çeken insanlar,
birbirlerini yüzlerinden tanırlar.”
“İnsan, sevmek ve sevilmek arasında
bir tercih yapmak zorunda kalsa, Bütün keder ve hüznüne rağmen, Hiç düşünmeden,
karşılıksız da olsa, Sevmeyi seçmeli. Çünkü siz sevilmiyor olsanız, sizden bir
şey eksik olmaz. Fakat sevemiyorsanız, kalbinize bir “bakmalısınız; Acaba
hâlâ orada duruyor mu ?”
“Pek çok ölmek vardır... Yürümek gerekirken durmak, gitmek gerekirken kalmak, kalkmak gerekirken yatmak, görmek gerekirken gözlerini kapamak, konuşmak gerekirken susmak.. Ah, susmak zorunda kalmak.. Hep bir tür ölmektir.”
Nokta bir son mudur ? Evet ama aynı
zamanda nokta bir başlangıçtır. Bütün güzel cümleler, büyük harflerden
önce, küçücük bir nokta ile başlar.”
“Minicik zehirli bir böceğin eliyle
bizler için bal gibi tatlı bir nimeti kırk yıl düşünsek aklımıza gelmeyecek bir
yolla nasıl yaptırdığını gördük, görmeseydik nereden bilecektik?”
“İyilik her zaman vermek değildir.
Bazen de almaktır ! Yalnızlığı almak, hüznü almak, kederi almak, yorgunluğu
almak…”
“Evlilik, biri uyuyamadığında,
diğerinin ona, "O kadar kahve içmeseydin!" demek yerine,
"Konuşmak ister misin?" diye sorabilmesidir.”
"Farkında olmadığım, güzel
olmanın bir insanı tek başına iyi yapmaya yetmeyecek olmasıydı..."
Kimse senin aklından geçirdiğin
şeyleri, senin aklından geçirdiğin gibi geçiremez. Kimse senin kalbin gibi
sevemez. Kimse senin hayal ettiğin gibi hayal edemez. Sen bu kâinatta, SEN
olarak değerlisin Çaylak! Ve sen olarak bir başkasının asla dolduramayacağı bir
yerin var! Senden başka biri olman beklenseydi, başka biri olarak yaratılırdın!
ve eğer başka biri olmak istiyorsan, çok özel ve başka biri… o zaman kendin ol!
“Anne babalar sürekli çocuklarının ne kadar akıllı uslu oldukları ile övünürler ama onlar büyürken akıllarının da büyüdüğünü kabul etmeye her zaman yanaşmazlar. Özellikle de haklı olduğun durumlarda.”