Uğur Mumcu’nun Bir Pulsuz
Dilekçe Kitabında Geçen Alıntılar
Suikasta uğrayarak hayatını kaybeden onur ve
dürüst gazeteci Uğur Mumcu Bir Pulsuz Dilekçe kitabında 12 Mart döneminin
arkasından gelen ve aslında onun uzantısı olmaya çabalayan Milliyetçi Cephe
rejiminin marifetleri ve marifetlileriyle uğraşıyor. Ülke gerçeklerine değinen Uğur Mumcu Bir Pulsuz Dilekçe
kitabında şunları yazmıştır:
“Türkiye bir garip ülke oldu.
Yolsuzluklar, cinayetler, son zamanlarda çok partili hayatımızın vazgeçilmez
unsurları yapıldı, kimsenin bu işlere aldırdığı yok. Toplum olarak cinayetlere
de yolsuzluklara da alıştırıldık.”
“Özgürlüklerin kısıldığı bir
toplumda, insanlar, bir maskeli balodaymış gibi, kimlerle beraber olduğunu bile
bilmiyor. Işıklar açıldıkça, maskeler çıkıyor, ve herkes gerçek yüzleriyle
tanınıyor...”
“Devleti ele geçirmek, her zaman
tankla tüfekle olmaz. Devlet bürokrasisi içinde, önemli köprü başlarının
tutulması, karar organlarında egemenlik kurulması da bir bakıma, devletin ele
geçirilmesidir. “Milliyetçi Cephe” adıyla ortaya çıkan sermaye partileri,
devleti adım adım egemenlikleri altına sokmuşlardır.”
Cinayet, yolsuzluk ve işkence... Bu
uğursuz üç geni kırmadan, ne demokrasiden söz edebilirsiniz, ne de
özgürlükten.”
“Arslanın sırtında hükmetmeye
özenenler de bir gün bu arslana yem olurlar.”
"Şiddet, şiddeti besler "
gerçekten de öyledir. Şiddetin egemen olduğu toplumlarda, yasalara bir yana
atılır, öç alma ve kin, bir " siyasal kan davası " gibi herkesi
sarar.”
“ Atatürk’ün hangi ilkesini bir
bayrak yarışı gibi genç kuşaklara sapasağlam verebildiler? Ülkemizin
bağımsızlığını mı korudular? Kırk bin karanlık köyü ışıklarla mı donattılar?
İnançları uğruna yiğitçe mi dövüştüler? Yenilmezliğin, ulusallığın simgesi mi
oldular? Atatürk milliyetçiliğinin hangi mirasına sahip çıktılar?. Ülkeyi
yönetmiş ve yönetmekte olan ve <Nizam-ı alem > adına bir kuşağı ezmek
isteyenlere soruyoruz: —Sizler, Atatürk’ün mirasını harcamış bir kuşağın
sorumluları ve suçluları değil misiniz? . Ne ektiniz ki , ne biçmek
istiyorsunuz?...