İstanbul’u Çalıyorlar Kitabı (Ömer Hepçözer Dedektiflik Bürosu) İle İlgili Test Soruları ve Cevapları

 

İstanbul’u Çalıyorlar Kitabı  (Ömer Hepçözer Dedektiflik Bürosu) İle İlgili Test Soruları ve Cevapları

 

1)  İşinden çıkıp dedektiflik bürosu açan Ömer Bey kimi işe almıştır?

A) Mustafa

B) Ali

C) Hayriye

D) Necla

 

2) Mustafa’nın babası olan Mahmut Bey’in mesleği nedir?

A) Hakim

B) Savcı

C) Öğretmen

D) Komiser

 

3) James Bond Ömer Bey ile hangi dilde konuşuyordu?

A) Almanca

B) İngilizce

C) Rusça

D) Fransızca

 

4) Aşağıdakilerden hangisi Mustafa'nın annesi ile gezdiği yerlerden birisi değildir?

A) Ani Kalesi

B) Sultan Ahmet Camii

C) Topkapı Sarayı

D)  Ayasofya Camii

 

5)  Ömer Bey James’in zamanı kısıtlı olduğu için hangi sadece nereyi gezeceğiz demiştir?

A) Ayasofya Camii

B) Süleymaniye Camii

C) Sultan Ahmet Camii

D) Selimiye Camii

 


6) Hangi camiinin kubbesi çalınmıştır?

A) Şehzade Cami

B) Süleymaniye Camii

C) Ayasofya Cami

D) Selimiye Camii

 

7) James Bond hangi polis teşkilatındandır?

A) Alman

B) Fransız

C) İngiliz

D) İtalyan

 

8) Ayasofya’dakinden sonra İstanbul2daki en büyk kubbe hangi camiye aittir?

A) Süleymaniye Cami

B) Beyoğlu Cami

C) Ali Efendi Cami

D)Çavuşbaşı  Cami

 

9) Mustafa’nın babasının en sevdiği program hangisiydi?

A) Magazin programları

B) Siyaset programları

C) Eğitim programları

D) Türk Sanat Müziği programı

 

10) Manisa şehrimizin adı nereden geliyormuş?

A) Macun

B) Mıknatıs

C) Çekim

D) Kuvvet


 

11) Osmanlı Dönemi’nden kalma kaç parça yurt dışına kaçırılmış?

A) 23

B) 65

C) 117

D) 89

 

12)  Kaçırılma olayında şüphe duyulan ve o şüphelerinde de  gerçek çıktığı kişi kimdir?

A) Dedektif Ömer

B) Komiser Mahmut

C) Küçük dedektif Mustafa

D) Veli Uzunelli

 

13) Mustafa’nın babasının en yakın arkadaşının adı nedir?

A) Cavit

B) Tekin

C) Murat

D) Kasım

 

14) Dünya’nın en büyük mıknatısı hangi dağdadır?

A) Aladağlar

B) Tecer Dağları

C) Erciyes Dağı

D) Spil Dağı

 

15)  Doğal mıknatıs açısından zengin olan şehrimiz hangisidir?

A) Aydın

B) Manisa

C) Elazığ

D) Diyarbakır


 

16)  Mustafa’nın sevdiği kızın adı nedir?

A) Elif

B) Şevval

C) Şeyma

D) Esma

 

17) Sari nedir?

A) Çin giysisi

B) Türkiye giysisi

C) Hindistan giysisi

D) İtalya giysisi

 

18) Mustafa’nın babasının en çok güvendiği komiserinin adı nedir?

A) Mehmet İsmail

B) Ali Kamil

C) Hayri

D) Akın

 

19)  Hangi şehirde ulaşımda araba kullanılmıyor, ulaşım gondollarla sağlanıyormuş?

A) Paris

B) Ankara

C) Venedik

D) Sofya

 

20)  Venedik’ gidip suçluların yakalanmasına destek olan kişiler kimlerdir?

A) Mustafa- Mahmut

B) Cavit - Mahmut

C) Özden - Ömer


D) Mustafa- Elif

 

21)  Başbaakan aşağıdakilerden hangisini yeniden açmamıştır?

A) Süleymaniye Cami

B) Yerebatan Sarayı

C) Galata Sarayı

D) Ayasofya Cami

 

22) Onur belgeseli alan kişi kimdir?

A) Mustafa

B) Özden

C)  Ömer

D) Mahmut

 

23) “İyi iş reklamını yapmaz. Kusura bakmayın, röportaj yapmak istemiyorum diyen kişi aşağıdakilerden kimdir?

A) Mahmut

B) Mustafa

C) Ömer

D) Özden

 

24) Aşağıdakilerden hangisi kitapta geçen olaylardan biri değildir?

A) Ülkemizden başka ülkeye kaçırılan tarihi yapıtlar olmuştur.

B) Mahmut Bey  bu işin üzerine düşmüş ve hırsızların yakalatmıştır

C) İş birlik ve dayanışma sayesinde olaylar açığa çıkmıştır.

D) Mustafa’nın babası Mustafa’yı herkesin içinde terslemiş ve Mustafa’nın kalbini kırmıştır.

 

25) İstanbul’u  Çalıyorlar kitabının  yazarı kimdir?

A) Gülsevin Kıral

B) Bilgin Adalı

C)  Aytül Akal

D) Behiç Ak

 

Cevaplar:

1.a  2.d   3.b   4.a   5.b   6.b   7.c   8.a   9.d   10.b   11.c   12.d  13.a  14.d  15.b   16.a  17.c  18.a  19.c  20.c  21.d   22.d   23.c   24.d  25. a

İstanbul’u Çalışıyorlar (Ömer Hepçözer Dedektiflik Bürosu) Kitabının Özeti

 

İstanbul’u Çalışıyorlar (Ömer Hepçözer Dedektiflik Bürosu)  Kitabının Özeti

 

Mustafa adında bir çocuk vardır. Bu çocuğun babasının adı ise Mahmut’tur. Mahmut Bey’in mesleği komiserliktir. İşi yoğun olduğu için Mahmut Bey çok yorulmakta ve ama işine tutku ile bağlı olduğu için çalışmaya devam etmektedir. Bir gün eve geldiğinde arkadaşı Ömer’in işten  ayrıldığını ailesine anlatır ve özel bir dedektif bürosu açacağını söyler. O sırada Mustafa  da gazete ilanında dedektif aranıyor, genç ve çalışkan, insanlara ihtiyacımız var sözünü okur ve ve babasına bu işe girmek istediğini söyler. Babası da o iş ilanını arkadaşı Ömer’in verdiğini görünce mutlu olur ve Ömer’in yanına yardımcı çocuk dedektif olarak Mustafa’nın çalışmasına izin verir. Mustafa buna çok sevinir ve hemen Ömer amcası ile çalışmaya başlar. Bu arada Ömer Bey’in bir arkadaşı yurt dışından gelecektir. Adı da James Bond’dur ama o bildiğimiz James Bond değildir. James Bond karakterini çok seven ailesi ona bu ismi koymuştur. 


Ömer Bey  onu hava alanında karşılar ve İstanbul’da tarihi yerleri gezdirmeye başlar ve bu ekibe Mustafa da katılmıştır.  Yerebatan Sarnıcı’nı gezerler, Süleymaniye Camiini gezerler ve daha birçok yeri gezerler. Bu gezme sırasında Süleymaniye Cami’nin kubbesi çalındığı haberi gelir, Galata Kulesi’nin kulesi çalınmıştır, Manisa’daki Sipil dağı kaçırılmıştır vb şeklinde olaylar gerçekleşir. Mahmut Bey bu işe çok yoğunlaşır ve günlerce çalışır.  Bu arada James Bond işi gereği ülkesinden çağırılır ve ülkesinde büyük bir helikopter çalınmıştır onun için gitmek zorunda kalır.  Mahmut Komiser ekibini bu işe gönderi her ne kadar Ömer ekipte yoksa da onu da bu işe dahil eder ve hep birlikte ülkemizdeki eserleri yabancı ülkelere götüren ve oraya satan insanları bulurlar ve hukuka teslim ederler. O hırsız kişilerin kimisi Venedik’e kimisi ise Hindistan'a kaçmıştır. İzleri sürdürülür ve ekipler başarıyla onları yakalar. Bu hırsız kişiler Veli Uzunelli, Acar Tezkaçar adında kişilerdir. 


Bunların yakalanmasında Mahmut Bey ve ekibinin, Ömer ve Mustafa’nın, Elif ve Elif’in teyzesi  Özden Hanım’ın da payı vardır. Venedik ve Hindistan’a kaçırılan eserler bulunur ve suçlular devlete teslim edilir.  Böylece güzel bir son olur.  Bu arada Mustafa da Elif’i çok beğeniyor ve onu çok seviyordur. Onun güzel ve masum aşkına da kitapta yer verilmektedir. Güzel bir macera kitabıdır. Okumanızı öneririm.

Bir Yetkili Olsaydım Sokak Hayvanlarını Korumak İçin Ne Yapardım?

 

Bir Yetkili Olsaydım Sokak Hayvanlarını Korumak İçin Ne Yapardım?


Bir yetkili olsaydım sokak hayvanlarına karşı insanları ilk olarak bilinçlendirirdim ve insanları hayvanları sevmeye, onlarla ilgilenmeye davet ederdim ve onların da bir canı olduğunun unutulmaması gerektiğini söylerdim.

 

Sevgili öğretmenim,

 Yaşadığım yerde yardıma muhtaç ne kadar sokak hayvanı varsa onlar için kocaman bir araziye barınma alanı yapardım ve o araziyi  korunaklı yapardım. Hayvanlara eziyet eden kim varsa onların hukuk önünde cezalandırılması için elimden gelen özveriyi gösterirdim. Sokak hayvanlarının barınma ihtiyaçlarının karşılanması için yaşadığım yerinden insanlarından da destek alırdım ve gönüllü bağışlar toplardım. Hayvanlara merhametli olurdum, onların yaralarını sarar ve onların biz insanlara Allah’ın emaneti olduğunu düşünerek yardım ederdim ve onları  çok severdim. Her bir hayvanın gövdesinin altından  tasma takardım ve onların da bir kimliği olduğunu gösterirdim.

 

Sevgili öğretmenim,

Sokak hayvanlarını gerçekten seven bu işi sadece ticaret olarak görmeyen gerçek hayvansever veterinerlere görevler verirdim. Evine hayvan almak isteyen ve onu korumak isteyen insanlara bakabileceklerse hayvanları teslim ederdim. Bakamayacak durumda olduğu zaman geri gelip arazimize bırakmaları  gerektiğini söylerdim. Havyanlar için durmadan bağış toplardım, onların haklarının savunucu olurdum. Hayvanları Koruma Derneği ile çalışır, onlara da destek olurdum. Açlıktan, soğuktan hayvanların ölmemesi için elimden gelen her türlü fedakarlığı gösterirdim.

İnsan Ne İle Yaşar Kitabı İle İlgili Test Soruları ve Cevapları

 

İnsan Ne İle Yaşar Kitabı İle İlgili Test Soruları ve Cevapları


 

1) Simon’un mesleği nedir?

A) Ayakkabı tamircisi

B) Terzi

C) Berber çırağı

D) Öğretmen

 

2) Simon işten eve doğru dönerken  aşağıdakilerden hangisini yapmamıştır?

A) Yolda gördüğü bir adama yardım etti.

B) Adama tokat attı

C) Adamı eve aldı

D) Adamın üşümesini önledi.

 

3) Michael zengin adam ayakkabı yerine ne yapmıştır?

A) Terlik

B) Lastik

C) Bot

D) Hırka

 

4) Michale neeye dönüşmüştür?

A) Cadı

B) Kedi

C) Melek

D) Kuş

 


5) Bilge insana göre en büyük ihtiyaç nedir?

A) Yemek

B) Okumak

C) Çalışmak

D) Yanındaki insan

 

6) Bilge insana  göre en önemli arzu nedir?

A) Eğlenmek

B) Uyumak

C) Nezaket

D) Öfkelenmek

 

7)  Bilge insana göre en önemli an ne zamandır?

A) Yarın

B) Ertesi gün

C) Şimdi

D) Gelecek yıllar

 

8) Pahom’un ölüm nedeni neydi?

A) Trafik kazası

B) Şeker hastalığı

C) Açgözlülük

D) Kavgada öldürülmesi

 

9) Aşağıdakilerden hangisi İnsan Ne İle Yaşar kitabında verilmek istenen mesajlardan biri değildir?

A) İnsan sosyal bir varlıktır yalnız yaşayamaz.

B)  İnsan hayatta sevmeyi bilmelidir, sevgi büyük bir güçtür.

C)  Açgözlü olmamak ve anın tadını çıkarmak gerekir

D) Sürekli mal hırsı peşinden koşmalıyız ve çok zengin olmalıyız.

 

10) İnsan Ne İle Yaşar kitabının yazarı kimdir?

A) Balzac

B) Tolstoy

C) Dostoyevski

D) Freud

 

 

Cevaplar:

1.a   2.b  3.a  4.c   5.d   6.c   7.c  8.c  9.d   10.b

Sosyal Medyanın Dilimize Ve Kültürümüze Etkisi

 

Sosyal Medyanın Dilimize Ve Kültürümüze Etkisi


Sosyal medyanın olumsuz etkilerine bakacak olursak şunları söyleyebiliriz:  Ana dilimiz olan Türkçe’nin ne yazık ki kötü kullanılmasına neden olmakta ve insanlar sosyal medya üzerinden mesajlaşırken kısa kısa cevaplar vermektedir. Mesela merhaba yazmak yerine mrb, görüşürüz demek yerine grsz, nasılsın yerine naber gibi kelimeler kullanarak ana dilimize zarar vermektedirler. İnsanların konuşma aksanları bozulmaktadır ve kendini fenomen olarak gören kişilerin yanlış Türkçe kullanımı gençleri de kötü etkilemektedir ve gençler de ana dilinden kopmaya başlamaktadır. 


Sosyal medyanın dilimiz olan olumlu etkileri ise şunlardır: Sosyal medya sayesinde insanlar kendilerini daha rahat bir şekilde tanıtmaktadırlar. Ana dilini daha doğru kullanmayı bilen insanlar sosyal medyada kendilerini daha iyi ifade edebilmekte ve kendilerini geliştirmeye devam etmektedirler. Sosyal medyanın kültürümüz etkilerine baktığımızda şunları söyleyebiliriz: Sosyal medya sayesinde insanlar bilgiye daha çabuk ulaşabilirler ve kendilerini geliştirecek vidoları izleyerek daha bilgili ve daha kültürlü olabilirler. Haber almadığımız yakınlarımıza sosyal medya sayesinde daha çabuk ulaşabiliriz. İş bulabiliriz, daha kolay yoldan haberleşebiliriz. Olumsuz etkilerine bakacak olursak şunları söyleyebiliriz: Bir insan hakkında hemen ön yargılı olunabilir ve bu da gereksiz linçlere neden olur ve başka insanların psikolojilerinin bozulmasına neden olabilir. Gereksiz gruplar ve eylemler gerçekleşebilir. Her türlü yalan haberler insanların hayatı karartılabilir. Çeşitli yöntemlerle dolandırıcılık yapılabilir. Sosyal medyada her türlü insanı görebilirsiniz. Ahlaklı olanı da vardır, ahlaksız olanı da vardır. Bunun için çok dikkatli ve akıllı olmak gerekir. 


Ahlaki gelişimi kötü etkileyen durumlar olabilir ve bu da çocukların ve gençlerin daha bilinçsiz, daha kültürsüz ve ahlaksız olmasına neden olabilir. Gençler milli benliğinden uzaklaşabilir ve özünü kaybedebilir. Sosyal medyadaki yaşan hayatlar, gösteriş dolu hayatlar buna özenen gençlerin psikolojisini bozabilir. Giyim kuşam olarak gençler kendi kültürlerinden uzaklaşabilir ve kendi olmaktan çıkar  bu da kültürel değerlerin  zamanla yok olmasına neden olur.

Kader İle İlgili Konuşma

 

Kader İle İlgili Konuşma


 Alın yazısı, alın yazgısı deriz aslında kadere. Varlıkların ve olayların  bütün halleri ve vasıfları ile, nedenleri ve koşulları ile, haiz olacakları kuvvet ve kabiliyetleriyle, varlık alemine gelecekleri zaman ve mekanlarıyla Cenab-ı Hak tarafından ezelde tayin buyurulması ve bir tertip ile kaydedilmesi demektir.  Kısaca kader; Yüce Allah’ın tüm olacak olayları önceden bilmesidir. Genelde buna pek kimsenin itirazı olmaz. Çünkü Rabbimiz sonsuz ilme sahip olduğu gibi, ayrıca zamandan üstündür ve bütün geçmiş ve gelecek O’nun bilgisindedir . Çünkü alemlerin Rabbi olan Allah’tır ve  Allah her şeyi bilir.

 

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım

Kadere inanmak İslam dininde imanın esaslarından biridir. Çünkü kaderimizi Yüce Allah belirler, bizlerin ne yapacağını ya da ne yapmayacağını Yüce Allah önceden bilir. Çünkü o sonsuz ilim sahibi olandır. Allah’ın ilmi sonsuzdur ve her şeyin nasıl sonuçlanacağını en iyi şekilde bilir. Gaybı yani geleceği yalnızca Allah bilir ve bu bilgiye sahip olan tek varlıktır. Bu nedenle, bir Müslüman’ın kaza ve kadere iman etmesi, Allah’ın ilmi ve kudretine olan inancının bir gereğidir.  Kader kavramında bir Allah’ın iradesi vardır bir de kulun iradesi vardır. Örneğin;  Her gün sabah güneş doğup akşam batıyorsa bu Yüce Allah’ın ilmi sayesinde olur ve buna kimse engel olamaz.

 

Yıldızların belli bir düzen içinde olması, dünyanın belli bir düzen doğrultusunda yaratılması Yüce Allah’ın sonsuz ilmi ile olur ve bu kaderdir. Ya da anne ve babamızı kendimiz seçemeyiz bu da kaderdir ama sınava çalışmayıp  sınavdan düşük aldığımızda bu benim kaderimmiş demek ,kolaya kaçmak, tembelliğe sığınmaktır. Çünkü insanın kendi iradesi ile olan durumlar da vardır ve bunu da Yüce Allah önceden bilir. Kişinin kendi özgür iradesi  işlediği fiiller de vardır. Bunları Allah’ın zorlaması ile değil, irademizin tercihi ile yaparız. Kul kendi tercihini nasıl kullanırsa, Allah ona göre yaratır.   Yani çalışırsak kazanırız ve başarılı oluruz. Çalışmazsak aç kalırız ve başka insanlara muhtaç oluruz. Çalışmayıp bir de üstüne yoksul olmak kaderimmiş demek kader değil tembellik, kadere bahane bulmaktır. Anlatacaklarım ve bildiklerim bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Refika Gürkan’ın Gazze’de Çocuk Olmak Şiiri

 

Refika Gürkan’ın Gazze’de Çocuk Olmak Şiiri

 

İsrail Filistin’de binlerce çocuğun canını almıştır. Hayatta kalanlar ise ya annesiz, ya babasız ya da ailesinin tamamını kaybetmiştir. Katil İsrail’in yaptığı zalimlikler ve zulüm ne yazık ki bitmek bilmiyor. İslam ülkelerinin ve diğer dünya ülkelerinin bir an önce bu zulme hayır demesi gerekir ve İsrail’e gereken cezanın en ağır hali ile verilmesi gerekir.

 

Gazze'de Çocuk Olmak (Refika Gürkan)


Gazze’de çocuk olmak nedir, bilir misiniz?
Dağılan şarapnel parçaları arasında koşmak
ve ölümün kıyısında kan rengi bir hayatı kovalamak..

Gazze’de çocuk olmak nedir, bilir misiniz?
Oyuncak bir bebeğin hayali süsler düşlerimi
Hayatta hiç oyuncağım olmadı benim,
ama hep o hayalle savdım korku dolu gecelerimi.
Ansızın patlayan bir bomba sesiyle
Fırlarım yatağımı serdiğim kapı arkasından
Ayaz kesen bir korkudan buz tutmuş el ve ayaklarım..


Gökyüzünde karanlığın hükmünü bozan bir ışık kümesi
Aydınlatır camları kırık virane odamızı..

Çocuklar ışık oyunlarını çok sever, bilirsiniz
ama Gazze’li çocuklar değil..
Ölesiye korkar onlar, patlayan her ışıktan..

Ben de çocuğum..Gazzeliyim.. Korkuyorum..

Gerçek yıldızlar yüzünü gösteremez Gazze semalarında
İzin vermez ölüm yüklü bulutlar sevimli pırıltılara..

Çığlıklar yükselir Gazze’de,
Bu bulutlardan yağan ışıkların ardından..
Sanki bir ahtapotun kolları kuşatmış göklerimizi,
ve ölümün soğukluğu dolaşır peşin sıra evlerimizi..

Gazze’de çocuk olmak nedir, bilir misiniz?
Dağılan şarapnel parçaları arasında koşmak
ve ölümün kıyısında kan rengi bir hayata tutunmak..

Çocuğum deyip geçmeyin sakın! Ablayım ben de..
Kol kanat olurum, korkuyla çırpınan kardeşime..
Abla olmak zor.. çocuk olmak daha zor..
Hem abla hem çocuk olmaksa, inanın, çok daha zor..

Cansız bedenimin zaman zaman yorulduğunu
Anneme bile belli etmeyeceğim ya,
Bir de titremese ayaklarım soğuk ve açlıktan..

Gazze’de de çocukların acıktığını bilir misiniz?
Bilemediğinizse, günlerdir acıkınca uyuduğumuz..
Akşam bir parça ekmek verdi annem elimize,
dedim kendimce 'Ablayım ben, yemesem de olur'
Uzattım elimdekini, önce gözlerimin taa içine
sonra da ekmeğime bakan kardeşime..


Gazze’de çocuk olmak nedir, bilir misiniz?
Açlıkla uykuya dalmak, uyanınca hala aç olduğunu hatırlamak..
ve açlığın sınırında, yalnızlığın kucağında yaşamla savaşmak..

Babamız gelecek diyor annem, kardeşim her sorduğunda
ve kaçırıyor endişeli gözlerini, devam ederken;
Babamız yiyecek dolu bir sepetle dönecek evimize..

Üç gün oldu babam evden gideli
Geri gelmeyecek bir babanın, beklemek yolunu..
nasıl bir duygudur, bilir misiniz?
Gazze’li çocuklara sorun, öğrenmek isterseniz..
Gelsin evimize babam yeter ki,
Hevesim yok yiyecek dolu sepetinde..
Görsün onu yanımızda, sadece gözlerimiz..

Gazze’de çocuk olmak nedir, bilir misiniz?
Sokaktan gelen siren sesleriyle uyanmak,
Uykusuz geçen gecenin sabahında..
ve mavisi griye çalmış bir gökyüzüne uyanmak her sabah..

Uyanmama korkusuyla
uyumama gayreti arasına sıkıştırılmış bir yaşamı
Mavi ve yeşilden mahrum bırakılmış bir dünyada,
Bir parça umutla besleyerek yaşamak.. ama inadına yaşamak..

Gazze’de çocuk olmak nedir, bilir misiniz?
Dağılan şarapnel parçaları arasında koşmak,
Avucumuzdan çalınan yarınlarımızı kovalamak..
ve bu kovalamaca içinde, ölümün kıyısında
Kan rengi bir hayata tutunmaya çalışmak..


Gazze’de çocuk olmak nedir, bilir misiniz?
Bilmedi ayaklarım benim, okul yolunu hiç..
Okul yolunda anılarım olmadı benim
Arkadaşlarla top sektirecek bahçemiz yoktu..
ve durmaksızın koşacak yemyeşil kırlarımız..

Ölümün soğuk yüzüyle, doğarken tanıştık biz..
Dost ve düşmanlığın ne demek olduğunu
İlk adımlarımızı atarken öğrendik hayata..

Korku nedir bilmedik biz, kan kokusuyla yaşamaktan..

Ağaçtaki son yaprağın hikayesini bilirsiniz..
Rüzgarın inadına nasıl da gayretle tutunur ağaca..
O son yaprak düşmeden gösteremez yüzünü
Kışın soğuk çıplaklığı kapıdan..


Gazze’de her çocuk bir son yaprağıdır mevsimin,
Savrulmaya inat tutunur vatanın toprağına..

Dağılan şarapnellerin arasında koşmak..
Ardı sıra yükselen siren sesleriyle yarışıp
Yıkık dökük binaların arasında kaybolmak..
Kan rengi de olsa hayata ölesiye tutunmak..

Bir sonraki sokakta ölümle yüzleşene dek,
Koşmak.. daha da hızla koşmak...

Gazze’de çocuk olmak nedir, gayrı siz bilirsiniz..

10 Atasözü ve Anlamı

 

10 Atasözü ve Anlamı

 

 

Dil yüreğin kepçesidir: Kişi içinde ne varsa, ne duyuyor, ne düşünüyorsa onu söyler,  ona göre davranır.

Döven öküzünün ağzı bağlanmaz: İmkanları geniş bir işin başında bulunan kimse bunlardan az da olsa faydalanır.

Çömçe tutan elim olsun, ocaklıkta yerim olsun: Her insan küçük de olsa bir yerde baş olmak ister.

Emme isteyen çocuk ağlar: Hakkını aramasını bilmeyen kişinin işi görülmez.


Emanetin canı gözünde olur: Kullanılmak üzere geçici olarak verilen emanet şeyler genellikle kalitesiz, eski olur. Hiç umulmadık yerde ve zamanda emanet mala zarar gelir, zor durumda kalınır.

Çarık çarıkla, sarık sarıkla: Hayatta herkes kendi seviyesindeki kimselerle bir arada olmak ister.

Başına gelen bilir: İnsan kötü bir durumu ancak kendisi yaşadığı zaman iyi anlar. Bundan dolayı aynı kötü durumu yaşayan kişiye de ancak o zaman hoşgörülü davranır.

En  kolay iş ekmek yemek, o da çiğnemeden yutulmaz: Her işin bir zorluğu vardır. Her iş için mutlaka bir emek sarf etmek gerekir.


Emanet eşeğin kuskunu yokuşta kopar: Ödünç  alınan araçlarla başlatılan işlerden çoğunlukla güzel sonuçlar alınamaz.

Gelen git denilmez: Çağrılmadığı halde kendiliğinden gelen bir misafir kovulmaz kabul edilir.

Her ziyan bir öğüttür: Kişi gördüğü her kötülükten, uğradığı her zarardan bir ders çıkarmalıdır.

İnsan Ne İle Yaşar Kitabında Geçen Özlü Sözler

 

İnsan Ne İle Yaşar Kitabında Geçen Özlü Sözler

 

Şeytan ve meleği temsil eden karakterleri öykülerinde kullanarak, insanın er ya da geç iyiliğin peşinden gidebileceğini anlatmak ister. Tolstoy 1885'te yayımlanan bu esere adını veren "İnsan Ne İle Yaşar" adlı öyküde, insanların özünde iyilik olduğunu ve durum her ne olursa olsun iyilik yapması gerektiğini anlatır.

İnsan Ne İle Yaşar kitabında geçen anlamlı ve mesaj verici sözler şunlardır:

 

" Dünyada barış, insanda iyi niyet olmalı!"

"İnsan her şeyi öğrenebilir, yeter ki istesin."

“Bütün insanlar kendi esenlikleri için harcadıkları düşünceyle değil, insana verilen sevgiyle yaşarlar.”

“Dünyanın bin türlü hâli var,”

“Adam bir yılın hesabını yapıyor, oysa akşama kalmadan öleceğini bilmiyor.”

“Cahille uğraşmak ne zor iş.”


“Allah beni 3 hakikati öğrenmem için Dünyaya yolladı. Allah'ın bana söylediği ilk soru şuydu. 'İnsanın kalbine ne hükmeder?' ve anladım ki insanın kalbine sevgi hükmeder. ikinci soru ise 'İnsana ne verilmemiştir ? ' İnsana kendi ihtiyaçlarının bilgisi verilmemiştir. ve üçüncü soru ise 'İnsan ne ile yaşar?' ve anladım ki İnsanın elinde hiç bir şey olmasa bile Allah sevgisi olsun yeter. Yani insan Allah'a inanmadan yaşayamaz.”

“Emek ucuz, ekmek pahalıydı.”

“Tüm insanların, kendilerine baktıkları için değil, sevgi sayesinde yaşadıklarını öğrendim.”

“Anladım ki insan içinde sevgiyle yaşar.”

“Bir saatte kaybettiğini bir yılda telafi edemezsin.”

"Hevesin olsun yeter. İnsan her şeyi öğrenebilir."

"Öyle horozlar vardır ki ,öttükleri için, güneşin doğduğunu sanırlar."

“Şunu sakın unutmayın : tek önemli an vardır, o da şu andır. En önemli an şimdidir. En gerekli kişi o an kiminleysek odur çünkü kimse bir daha başka biriyle görüşüp görüşemeyeceğini bilemez. Ve son olarak yapılması gereken en önemli iş iyilik yapmaktır çünkü insanın dünyaya gelişinin tek amacı budur .”

“Kıvılcımı söndürmezsen, ateşi zapt edemezsin...”

"Sadece kitap okumak yetmez insana. Bazen meydan okumalı; kendine, hayata, dünyaya.."

“Herkesten çok güldü. Belli ki acı çekiyor.”

“Kalbine bir sor böyle yaşanır mı hiç?”

“İnsan anne ve babasız yaşayabilir fakat Allah olmadan yaşayamaz.”

“Bir insanın canını almak ciddi bir günah. Bir ruhu yok etmek kolay, peki sonra sizin ruhunuz ne olacak?”


“İnsanlar sadece kendi hayatları için kaygılandıkları, kendilerini kolladıkları için yaşar sanırdım, oysa onları yaşatan tek şey sevgiymiş.”

“Bugün zengin olduğun hâlde yarın kendini dilenirken buluverirsin.”

“Kötülük kötülükle yok edilebilseydi Tanrı bunun yolunu muhakkak bizlere gösterirdi.”

“İnsan öldürmek kolay, ama kan ruhuna da sıçrar.”

“Kim severse, Tanrıya yaklaşır; Tanrı da ona yaklaşır. Çünkü o, sevgiyi yaratandır.”

"Musibete boyun eğersen, gün gelir musibet de sana boyun eğer."

“İki insan arasındaki kötülük sadece birinden mi çıkar? Kötülük iki taraflıdır. Onun yaptığı kötülüğü görüyorsun ama kendininkine gözlerin kapalı.”

“Belki de hayatımızı değiştirecek insan, yolda yürürken sessiz sedasız geçmiştir yanımızdan.”

“Başkasının bir günahını örtersen, Tanrı senin iki günahını affeder.”

"Biri sana kötü bir şey mi söyledi, aldırmayacak doğrusunu göstereceksin.”

“Kin senin gözünü kör etmiş. Hep başkasının günahını görüyor, kendininkini kulak ardı ediyorsun.”

“Bir erkeğin bir kadına verebileceği en güzel şey; ömrünün geri kalanında bütün kadınlardan vazgeçmiş olup, sadece onun için atan anlamlı bir kalp."

"İnsan annesiz babasız yaşar da Tanrısız yaşayamaz."

Özgürlük Sizin İçin Ne Demektir?

 

Özgürlük Sizin İçin Ne Demektir?

 

Özgürlüğünden vazgeçen kimse, insanlıktan, hak ve görevlerinden vazgeçmiş demektir der  Jean J. Rousseau. Özgürlük benim için bağımsız bir ülkede hiçbir ülkenin manda ve himayesi altında yaşamamak demektir. Özgürlük benim için başka insanların yaşama hakkına saygı duyup, kimseyi rahatsız etmeden dilediğini yapabilmek demektir. Özgürlük insanın gelişmiş bir ülkede mutlu bir şekilde yaşayabilmesi demektir. Özgürlük, hürriyet ya da erkinlik, birinin engellenmeden ya da sınırlandırılmadan istediğini seçebilmesi, yapabilmesi ve hareket edebilmesi durumudur. 

 

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım

İnsan özgür olmadığı zaman kendi kafese kapatılmış gibi tutsak hisseder ve mutlu olamaz. Özgür olmayan bir ülkede bilim ve fen gelişmez, özgür düşünce gelişmez. Onun için de böyle ülkeler geri kalmış olmaya devam eder. Oysa gelişmiş ülke olmak için özgürlük olması gerekir. Çünkü özgürlüğün olduğu yerde bilim ve fen gelişir. Özgür olmak demek istediğin kadar çalışabilmek, istediğin kadar dinlenebilmek, eğlenebilmek ve hayatı yaşayabilmek, anın tadını çıkarabilmek demektir. 


Kendi yurdunda, kendi toprak parçanda kendini güven için de hissederek yaşayabilmen demektir özgürlük. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.