Levent Mardin’de Kitabının Özeti

 Levent Mardin’de Kitabının Özeti


Leventlerin eski komşuları olan Emel Hanım ve Sabri  Bey başka bir şehre taşınmışlardı. Bu duruma üzülen Levent ise yeni gelen komşuları  Ferhat ile tanıştı ve onunla arkadaşlık kurdu. Ferhat da iyi kalpli, duygusal ve arkadaş canlısı bir çocuktur. Ferhat’ın annesi devlet memuru ,babası ise Mardin’de mesleğine devam eden telkâri  ustasıdır. Babası işinden dolayı   Ferhatlar ile gelmemiştir. Bir süre daha Mardin’de olmaya devam edecektir.


 Levent’in okulu kulüp olarak yine bir gezi düzenleyecektir. Levent de öğretmeninin hangi şehre gitme önerisine Mardin şehrine gitmeyi istediğini söylemiştir. Çünkü Ferhat da Mardinlidir ve memleketinin ne kadar köklü ve geniş kültüre sahip bir memleket olduğunu Levent’e önceden anlatmıştı. Bunun üzerine okul ve öğrenciler hep birlikte Mardin’e gitme kararı alır. Yalnız Ferhat bazı maddi sorunlar yaşadığı için memleketine gidemeyeceğini üzülerek Levent’e söyler. 


Levent öyle iyi kalpli ve empati kurma becerisi yüksek olan çocuktur ki bu durumu öğretmenine bildirir ve öğretmen de Ferhat’ın masrafını okul karşılar , Ferhat da misafir öğrenci olarak gider demiştir ve böylece hep birlikte uçakla Mardin’e gidilmiştir. Çocuklar uçakla gittikleri için hem çok sevinmişler hem de çok mutlu olmuşlardır. Uçaktan çok korkan kişi ise Kâmil olmuştur. Kamil her zamanki şirinliklerine devam etmiştir yine.


 Levent’in kardeşi Mert de şirinliklerine devam etmiştir. Abisinin şapkasını arkadaşına vermiş, kendi şapkasını başına geçirmiştir.  Önceden buranın sıcak olacağını araştırmış ve onun için de şapkaları yanında getirmiştir. Levent de kardeşi için ne akılı bir çocuk diye gülmüş. Mardin kenti  altı bin beş yüzyıllık  geçmişi olan köklü bir kenttir. 



Mardin’de belli yerler gezilmeye başlanır. Bunlardan biri de  Latifiye Camiidir. Daha sonra Ulu Cami’ye gidilmiştir. Ulu Caminin diğer adı ise  Cami-i Kebir’dir. Ulu Cami  1176 tarihinde Kutbeddin İlgazi tarafından yaptırılmıştır. Çocuklar caminin etrafında fotoğraflar çektirilmiştir. Öğretmen gidilen her yerin geçmişi hakkında çocuklara bilgi vermiş ve böylece çocuklar gittikleri yer hakkında daha fikir sahibi olmuşlardır. Daha sonra Bakırcılar Çarşısına gidilmiş ve orada  cezveler, tepsiler ve çeşit çeşit su  güğümler satılıyormuş. Bu arada Ferhat da Mardin’de babasın kavuşmuş ve o memleketini çok iyi bildiği için akşama kadar babası ile hasret gidermiş ve akşam olunca uçağa gelmiş.


 Ferhat’ın babası telkâri ustası olduğu için  kelebekten yaptığı  incecik tellerden yaptığı gümüş  ve altından olan  kelebek motifini öğretmene hediye etmiştir. Öğretmen kabul etmese de Ferhat’ın babası  siz bana oğlumu getirdiniz bu küçücük hediyeden ne olacak diye öğretmene hediyeyi alması için rica etmiş, öğretmen de onu kırmamış ve hediyeyi teşekkür ederek kabul etmiştir. 


Daha sonra Zinciriye Medresesine gidilmiştir. Bu medrese 1385 tarihinde Sultan İsa tarafından yaptırılmıştır. Buradan sonraki yer Mardin  Kalesi olmuş. Mardin Kalesinin diğer adı ise Kartal Yuvasıdır. Bu kale çok yüksek olduğu için buraya Kartal yuvası denmiş. Yeni durakları ise Deyrülzafaran Manastırı olmuştur. Bu manastır çok büyük ve çok eski bir manastırdır. Bu manastırda milattan önce  yapılmış olan bir kısım yerde harç kullanılmamıştır, taşlar birbirine kenetlenmiş gibi ilginç bir şekilde yapılmıştır.


Daha sonra Antik Dara  kentine gidilmiş,  Mezopotamya’nın ilk sulama barajı bu kentte yer alıyormuş. Su sarnıcına gidilmiş, Nusaybin’e gidilmiştir.  Nusaybin çok eski bir geçmişi olan bir ilçeymiş. Telkâri dükkanları en fazla Nusaybin’de bulunuyormuş. Midyat İlçesi’ne gidilmiş. Kasımiye Medresesi’ne gidilmiş ve böylece gezi sonlandırılmıştır. Ferhat da babasından ayrılarak Leventlerin yanına gelmiş.  Uzun ve yorucu bir günün ardından herkes otobüse binip hava alanına doğru yol almış. Çok güzel ve dolu dolu bir gün olmuş.

 

               

 

6 yorum:

Deneme