G Harfi İle İlgili Tüm Atasözleri ve Anlamları
Gafil çobana dağ, taş kurt kesilir: Sürüsünü koruyamayan çoban için en güçsüz canlılar bile tehlike oluşturur. Kendimizi ve korumakla sorumlu olduğumuz şeyleri özenle korumalıyız
Garibe bir selam, bir altın değer: Yoksul ve kimsesiz kişiyle ilgilenmek bile ona yardım etmek demektir. Çevremizdeki yoksul ve kimsesiz kişiler ile konuşmalı onların gönlünü almalı, onlara elimizden geldiği kadar yardım etmeliyiz.
Gafil baş, düşmana olur aş: Dikkatli olmayan kişi düşmana yem olur. Düşmanları tanımalı ve uyanık olmalıyız.
Garip kuşun yuvasını Allah yapar: Kimsesiz kişilerin yâr ve yardımcısı Allah olur. Garip kişilere yardım etmeliyiz.
Gafile kelam, nafile kelam: Dikkatsiz kişiyi uyarmak boşunadır. İşimizi dikkatsiz kimselere yaptırmamalıyız.
Gel demek kolay, git demek güç: Bir şeyin sorumluluğunu olmak kolay onu yerine getirmek ise zordur. Altından kalkamayacağımız sorumluluklar almaya çalışmamalıyız.
Gavurun tembeli keşiş, Müslümanın tembeli derviş: Hangi dinden olursa olsun, üretime katılmadan başkalarının sırtından geçinene kimseler tembel ve sevimsizdirler. Tembellik edip inançlarımızı kullanarak dini duygularımızı istismar den din tüccarlarına fırsat vermemeliyiz.
Garibin yeri ya han ya külhan: Yoksul kimseler ya han ya külhanlarda yaşarlar. Yoksul insanlara yardım etmeliyiz.
Garibin parası pul, karısı dul: Yoksulun parası azdır ve işe yaramaz. Onun için yoksul adam yoksulluğu yenemeyince dertten ölür ve eşi de dul kalır.
Garip itin kuyruğu, bacağı arasında gerek: Sahipsiz köpek korkak olur.
Gelmek misafirin, gitmek ev sahibinin elinde: Misafir kendi isteği ile gelir ama ev sahibinden izin almadan gidemez. Misafirliğe gittiğimiz yerde ev sahibine saygılı olmalı, onu incitecek hal ve hareketlerden uzak durmalıyız.
Gemsiz ata dizgin olmaz: Atın ağzında gem yoksa, dizgin bir işe yaramaz. Geçimsiz birini de yola getirmek imkansızdır.
Gele gidene rahmet okur: Gelen, gidenden daha kötü olur ve onu aratır. Birlikte çalışmak zorunda olduğumuz kişiler ile iyi ilişkiler kurmalıyız.
Gençlikte ölüm, yaşlılıkta yoksulluk güçtür: Genç hayatının baharında olduğu için onun ölümü insanları üzer. Yaşlı kimse de fakir olup başkasına el açtığı zaman yaşlı için dayanılmaz bir acı olur. Genliğimizde sağlığımıza dikkat etmeliyiz, yaşlanmadan önce de çalışıp yaşlılığımızı rahat bir şekilde geçirmeliyiz.
Gemisini batıran sandalını aramaz: Büyük zararların yanında küçük zararlar aranmaz.
Gidemediğin yer senin değildir: Elde edemediğimiz şeye sahiplenmemeliyiz.
Gem almayan atın ölümü yakındır: Gem almayan at yaşlı ve işe yaramaz olduğu için, ölümü yakındır. Huysuz olduğu gibi üretime de katılmayan kişi, davranışlarından kendisine zarar verir.
Gemisini kurtaran kaptandır: İyi yönetici, en zor koşullarda bile çözüm aramaktan kaçmaz, sonunda kadar savaşır.
Gençlikte para kazan, kocalıkta kur kazan: Geleceğimizi düşünerek gençlikte çalışmalıyız.
Göğe direk, denize kapak olmaz: Gücümüzün yetmeyeceği şeylerle boşuna uğraşmamalıyız.
Gök ağlamayınca yer gülmez: Bir şeyin gerçekleşmesi için gereken koşullar sağlanmadıkça, o iş sonuç vermez.
Gelen geçer, konan göçer: Bir gün bu dünyadan ayrılacağımızı düşünerek kimseyi incitmemeliyiz.
Gezen ayağa taş değer: Başıboş dolaşan kişi, her türlü tehlike ile karşılaşır.
Gelmek misafirin, gitmek ev sahibinin elinde: Misafir kendi isteği ile gelir ama ev sahibinden izin almadan gidemez. Misafirliğe gittiğimiz yerde ev sahibine saygılı olmalı, onu incitecek hal ve hareketlerden uzak durmalıyız.
Gemsiz ata dizgin olmaz: Atın ağzında gem yoksa, dizgin bir işe yaramaz. Geçimsiz birini de yola getirmek imkansızdır.
Gele gidene rahmet okur: Gelen, gidenden daha kötü olur ve onu aratır. Birlikte çalışmak zorunda olduğumuz kişiler ile iyi ilişkiler kurmalıyız.
Gençlikte ölüm, yaşlılıkta yoksulluk güçtür: Genç hayatının baharında olduğu için onun ölümü insanları üzer. Yaşlı kimse de fakir olup başkasına el açtığı zaman yaşlı için dayanılmaz bir acı olur. Genliğimizde sağlığımıza dikkat etmeliyiz, yaşlanmadan önce de çalışıp yaşlılığımızı rahat bir şekilde geçirmeliyiz.
Gemisini batıran sandalını aramaz: Büyük zararların yanında küçük zararlar aranmaz.
Gidemediğin yer senin değildir: Elde edemediğimiz şeye sahiplenmemeliyiz.
Gem almayan atın ölümü yakındır: Gem almayan at yaşlı ve işe yaramaz olduğu için, ölümü yakındır. Huysuz olduğu gibi üretime de katılmayan kişi, davranışlarından kendisine zarar verir.
Gemisini kurtaran kaptandır: İyi yönetici, en zor koşullarda bile çözüm aramaktan kaçmaz, sonunda kadar savaşır.
Gençlikte para kazan, kocalıkta kur kazan: Geleceğimizi düşünerek gençlikte çalışmalıyız.
Göğe direk, denize kapak olmaz: Gücümüzün yetmeyeceği şeylerle boşuna uğraşmamalıyız.
Gök ağlamayınca yer gülmez: Bir şeyin gerçekleşmesi için gereken koşullar sağlanmadıkça, o iş sonuç vermez.
Gelen geçer, konan göçer: Bir gün bu dünyadan ayrılacağımızı düşünerek kimseyi incitmemeliyiz.
Gezen ayağa taş değer: Başıboş dolaşan kişi, her türlü tehlike ile karşılaşır.
Gelmek misafirin, gitmek ev sahibinin elinde: Misafir kendi isteği ile gelir ama ev sahibinden izin almadan gidemez. Misafirliğie gittiğimiz yerde ev sahibine saygılı olmalı, onu incitecek hal ve hareketlerden uzak durmalıyız.
Gemsiz ata dizgin olmaz: Atın ağzında gem yoksa, dizgin bir işe yaramaz. Geçimsiz birini de yola getirmek imkansızdır.
Gele gidene rahmet okur: Gelen, gidenden daha kötü olur ve onu aratır. Birlikte çalışmak zorunda olduğumuz kişiler ile iyi ilişkiler kurmalıyız.
Gençlikte ölüm, yaşlılıkta yoksulluk güçtür: Genç hayatının baharında olduğu için onun ölümü insanları üzer. Yaşlı kimse de fakir olup başkasına el açtığı zaman yaşlı için dayanılmaz bir acı olur. Genliğimizde sağlığımıza dikkat etmeliyiz, yaşlanmadan önce de çalışıp yaşlılığımızı rahat bir şekilde geçirmeliyiz.
Gemisini batıran sandalını aramaz: Büyük zararların yanında küçük zararlar aranmaz.
Gidemediğin yer senin değildir: Elde edemediğimiz şeye sahiplenmemeliyiz.
Gem almayan atın ölümü yakındır: Gem almayan at yaşlı ve işe yaramaz olduğu için, ölümü yakındır. Huysuz olduğu gibi üretime de katılmayan kişi, davranışlarından kendisine zarar verir.
Gemisini kurtaran kaptandır: İyi yönetici, en zor koşullarda bile çözüm aramaktan kaçmaz, sonunda kadar savaşır.
Gençlikte para kazan, kocalıkta kur kazan: Geleceğimizi düşünerek gençlikte çalışmalıyız.
Göğe direk, denize kapak olmaz: Gücümüzün yetmeyeceği şeylerle boşuna uğraşmamalıyız.
Gök ağlamayınca yer gülmez: Bir şeyin gerçekleşmesi için gereken koşullar sağlanmadıkça, o iş sonuç vermez.
Gelen geçer, konan göçer: Bir gün bu dünyadan ayrılacağımızı düşünerek kimseyi incitmemeliyiz.
Gezen ayağa taş değer: Başıboş dolaşan kişi, her türlü tehlike ile karşılaşır.
Gönlün yazı, kışı var: İnsan duygu, düşünce ve davranışları değişken olduğu için kimi zaman sevivçli , kimi zaman da hüzünlü olur.
Gönül evi düğün evinden kalabalıktır: Gönül evi, düğün evinden daha geniştir ve oraya herkes duyar.
Göle su gelinceye kadar kurbağanın gözü çıkar: Zamanında yapılmayan işin kimseye yararı dokunmaz.
Gökten ne yağar ki yer kabul etmez?: Güçlü ve yönetici olanların her buyrukları , astlarınca kabul edilir ve uygulanır.
Gönül bir sırça sarayıdır, yıkılırsa yapılmaz: Kalbi bir kere kırarsak kırılan kalp kolay kolay düzelmez.
Gök keçiyi gören içi dolu yağ sanır: İyi incelemeden, dış görünüşe aldanarak karar vermeliyiz.
Gön yufka yerinden delinir: Her şeyin , her kişinin bir güçsüz noktası vardır, bu öğrenilirse, yenilmesi kolaylaşır.
Gönle kötek olmaz, âşığa edep: Gönül zorla dizginlenmez, aşık olan da başkasının düşüncesine önem vermeden duygusal ve çılgınca davranır.
Gönül karımaz (kocamaz): İnsanlar fiziksel olarak yaşlanırlar ama gönülleri yaşlanmaz.
Gönül ferman dinlemez: İnsan duygusu, sevgisi yasak dinlemez.
Gönül kimi severse, güzel odur: Güzellik görece bir kavramdır ve insan kimi severse güzel odur.
Gönül gönle karşıdır, sevgi iki başlıdır: Sevgi karşılıklıdır.
Gönül var otluğa, gönül var çöplüğe konar: Kişinin kimi seveceği belli olmaz, iyi de olabilir kötü de olabilir.
Görmemişin bir oğlu olmuş, çekmiş kolunu koparmış: Görmemiş kişi, elde ettiği mala nasıl sahip çıkacağını bilemediği için elindekilere zarar veriri.
Gören gözün hakkı vardır: Birinin karşısında bir şey yiyorsak, ona da vermeliyiz.
Görgüsüzün ekmeği yenir de misafiri ağırlanmaz: Görgüsüz kişiyi evde ağırlamak zordur, sorun çıkar.
Gördün deli, savul ger: Deliye bulaşmamak iyi olur, oradan hemen uzaklaşmak gerekir.
Görenekli gördüğünü işler, görgüsüz bildiğini: Görgü ve bilgi yapılacak işlerin sağlamlığını sağlar.
Görenedir görene, köre ne denir, köre ne?: Bir şeyi gördüğü halde görmezlikten gelen ve sorumluluğunu yerine getirmeyen kişiye hoşgörülü davranmamalıdır.
Gönülsüz davara giden it, sürüye getirir kurt: Gönülsüz kişilere iş yaptırmamalıyız, çünkü başarısız olurlar.
Gören göz kılavuz istemez: Gördüğümüz şeyi, başkalarının göstermesi gereksizdir.
Göz görmez, yüz utanmaz: Karşı karşıya gelinmedikçe işler istenildiği gibi yapılmaz.
Götürü Pazar, mideyi bozar: İyi incelemeden yapılan hesaplar zararlı olur.
Görünen dağın uzağı olmaz: Gözümüzün gördüğü yere doğru yürümekten çekinmemeliyiz.
Göz görür, gönül çeker: İnsan, gözü ile gördüğü ve hoşlandığı şeylere karşı istek duyar.
Göz iki, kulak iki, ağız tek; çok görüp, çok dinleyip, az söylemek gerek: İyice öğrenip bilgi sahibi olmadan çok konuşmamalıyız.
Göz görmeyince gönül katlanır: Yakınımızda olmayıp uzakta olan kişilerin sıkıntılarına katlanabiliriz.
Göz görmez, yüz utanmaz: Karşı karşıya gelinmedikçe işler istenildiği gibi yapılmaz.
Görünen köy kılavuz istemez: Gören göz kılavuz istemez anlamına gelir.
Gülme komşuna, gelir başına: İnsan başkalarının başına gelen kötü şeylere gülmemeli, onlarla dalga geçmemelidir. Unutmayın ki güldüğünüz şey bir gün sizin de başınıza gelebilir.
Gözü tanede olan kuşun ayağı tuzaktan kurtulmaz: Başkalarına zarar verenler, sonunda yakalanıp cezalandırılırlar.
Gözün karnı doymaz: Gözün her gördüğünden ummasının sınırı yoktur. Gözün ile gördüğünü eteğinle ört: Başkalarının kusurunu görüyorsak bunu kapatmalıyız. İnsan olana kapatmak yakışır.
Gülle düştüğü yer belli eder: Çalışkan ve ağırbaşlı kişiler, bulundukları yerde hemen ilgi çekerler.
Gül güdük ama kokusu güzel, servi büyük ama yapısı güzel: Her güzelin bir kusuru vardır.
Göze yasak olmaz: Göze yasak olmaz ama bunu da başkalarını rahatsız edecek şekilde yapmamak gerekir.
Güneş giren eve doktor girmez:: Güneş sağlığımız için gereklidir ve evlerimizi de güneş bakan yerlerden almalıyız ve hasta olmamalıyız.
Gümbürtüden korkan, demirci dükkanına girmez: Sonucunda korktuğumuz işe girişmemeliyiz.
Güvenme dostuna, saman doldurur postuna: Her yüze güleni dost sanmamalıyız yoksa o dost sandığımız kişilerden yeriz en büyük darbeyi.
Gülü seven dikenine katlanır: İnsanlar, sevdikleri şeylerin zararlarına katlanırlar.
Güneş balçıkla sıvanmaz: Güneş duvar gibi balçıkla sıvanamaz çünkü çok büyüktür. Gerçekleri saklamak, değiştirmek ya da tersine döndürmek olanaksızdır.
Gürültü istemeyen, hırkasını başına çeker: Gümbürtüden korkan, demirci dükkanına girmez atasözü ile aynı anlama gelir.
Güzellerin talihi çirkin olur: Güzeller umdukları ile kişiler evlenemeyebilirler. Kendilerine yaraşan bir hayat yaşayamadıkları için mutsuzdurlar.
Güzün gelişi yazdan belli olur: Kimi şeyler, belirtileriyle kendilerini belli ederler. Bunları görüp önceden önlemimizi almalıyız.
Güzele bakmak sevaptır: Güzellik, bakılması için vardır, bakılmasında sakınca yoktur. Güzele bakarken Allah’ın neler yarattığını düşünür ve büyüklüğünü anlarız.
Güvenme varlığa, düşersin darlığa: Savurgan olmamalı, geleceğimizi düşünmeliyiz.
Güzel göz için, akıllı gönül için: Güzellik geçici olduğu için sadece bakılır ve onunla yaşanmaz ama akıllık kalıcıdır ve yaşam boyunca onunla yaşanabilir.
0 Comments:
Yorum Gönder
Deneme