Birine İftira
Atıp Pişman Olmak İle İlgili Hikâye
Sabah uyandığımız zaman annem ve babam dedem hastalandığı için erkenden köye gitmiş bize köye gittiklerini bir kağıda yazarak bizim kendilerini merak etmememizi istemişlerdi. Ablam Meliha, kardeşim Metin ve ben evde kalmıştık. Ablam annem olmadığı için hemen çay koymaya gitmişti. Ablam her zaman bizi çok sever ve bizim için en güzel kahvaltılıkları öyle güzel bir görselle hazırlardı ki bizi çok mutlu ederdi. Ablam kahvaltıyı hazırlarken biz de kardeşimle anne ve babamın odasına girip orada olan eşyaları karıştırmaya başladık.
Çok meraklıydık çünkü. Eşyaları karıştırıp dururken orada babamın yeni aldığı gözlük duruyordu ve aldığı bu gözlüğü hemen takmak istemiştim. Çok güzel görünüyordu ve gözlüğün camı çok güzel parlıyordu. Elime alıp gözüme taktım, nasıl olduğunu incelerken birden hızlı bir şekilde gözlüğü açıp kapatırken gözlüğün kenarları kırıldı ve yere düştü. Kardeşim Mert de bunu gördü ve o da gözlüğün kırıldığına çok üzüldü. Hemen ablamın yanına koşarak gözlüğü kırdığımı söylemedim ve o gözlüğü kardeşim Metin kırdı diyerek ona iftira attım. Metin benim gözüme bile bakmadan boynunu eğdi ve hiçbir şey demeyerek suçumu kabul etti. Sıra akşamı bekleme zamanıydı
. Akşam olmuştu ve babam ve annem köyden gelmişti. Dedem iyileşmişti ama şu an ben iyi değildim. Babam odasına girdiğinde gözlüğünün kırılmış olduğunu ve bunu kimin yaptığını sert bir şekilde konuşarak ve bizim gözümüzün içine bakarak sordu. Ben hemen atılarak baba o gözlüğü ben kırmadım Metin oynuyordu yanlışlıkla kırdı dedim. Babam öyle bir sinirlendi ki Metin’e çok hızlı bir tokat attı ve metin babamın tokadı ile kafasını masaya hafifçe çarptı ve bana acı ile bakan gözleri ile dolu dolu bir bakış attı ki canım çok acıdı.
Babama benim yaptığımı, asıl suçlunun ben olduğunu demedi ve köşesine çekilerek sessiz sessiz ağladı. O anda keşke ölseydim dedim, keşke kardeşime iftira atmasaydım diye içimden geçirmiştim ama iş işten geçmişti. Yine de babama doğruyu söyledim ve çok pişman olduğumu söyledim. Babam da çok pişman olmuştu ve bu yaptığımın çok yanlış olduğunu söyledi ve Metin’e sarılarak ondan özür diledi. Kardeşime ise beni affetmesi için yalvardım ve bana tokat atmasını istedim. O ise sadece gözümden akan pişmanlık göz yaşlarını sildi ve bana sarılarak ağabeyciğim bir daha insanlara iftira atma olur mu dedi. Bugün bana attığın iftira yarın bir başkasının yaşamında kötü sonuçlara neden olabilir ve sen kendini affetsen bile vicdanının seni asla affetmez ve içinde hep pişmanlık yaraları kalır diyerek bana büyük bir ders verdi. O günden sonra kardeşimin bu olgunluğuna hep hayran kaldım ve onu daha çok sevdim. Açtım ellerimi semaya ve içimden gelen tüm duaları ettim Allah'ıma. Bir daha ne pahasına olursa olsun iftira denen belaya bulaşmayacaktım.
Bundan sonraki hayatımda daha iyi bir insan olmak için hep mücadele
ettim ama o içimdeki pişmanlık hala kalbimin en ücra köşesinde bir yara olarak kaldı. Siz siz olun sakın
insanlara iftira atmayın sonra kalbinizde onulmaz yaralar açılabilir. Kardeşim
şu anda büyük bir hastanenin baş hekimi oldu ben ise pilot olduk. İkimiz de
işimizi ve birbirimizi çok seven kardeşler olarak hayatımıza ve işimize devam
ediyoruz.
0 Comments:
Yorum Gönder
Deneme