“Sarı Öküzü Vermeyecektin.” Sözünün Hikayesi
Ormanların birinde bir öküz sürüsü
yaşarmış. O ormanlarda yaşayan öküzlere göz koyan aslanlar varmış. Bu aslanların gözü de bu öküz
sürüsündeymiş. Öküzler bir araya geldiği
zaman dayanışma içinde olurlar ve aslanlar da bu durumda onlara saldıramazmış. Bu durumu düşünen aslanlar kendi aralarında
toplanıp neler yapabiliriz diye düşünmeye başlamışlar ve bir çare düşünmüşler.
Orada bulunan topal aslanlardan biri yanına birkaç aslanı da alarak beyaz
bayrak çekmiş ve öküz sürüsünün olduğu
yere yaklaşmış.
Aslan onların yanına giderek tatlı
bir dille şunları söylemiş:
Saygıdeğer öküz efendiler. Bugün
buraya sizden özür dilemeye geldik. Biliyoruz hatalıyız, bugüne kadar sizlere
hep zarar verdik ama inan ki bu verdiğimiz zararların hiçbirini isteyerek
yapmadık. Tüm suç hep o “ Sarı Öküzde.” O öküzün rengi sizinkilerden farklı ve bizim
de gözümüzü kamaştırıyor ve aklımızı başımızdan alıyor demiş aslan. Bu durumda biz de barışseverliğimizi unutuyor
ve saldırganlaşıyoruz. Sizinle bir sorunumuz yok aslında demiş. Aslan konuşmasına
devam ederek şunu demiş: “Saygıdeğer
öküzler siz bize o sarı öküzü verin, biz de sizi rahat bırakalım, kurtulun.” demiş. Böylece barış içinde oluruz ve barış
içinde yaşamaya devam ederiz demiş topal aslan.
“Boz Öküz” ve heyeti bu sözler
üzerine aralarında tartışmış ve teklifi haklı bularak, zavallı “Sarı Öküzü” vermişler aslanlara. Yalnız “Benekli Öküz” karşı çıkmış ama
kimseye derdini anlatamamış, kimse onu dinlememiş. Sarız Öküz verildikten sonra
aslanların isteği hiç biter mi? Elbette
bitmemiş. Aslanlar bu defa da öküzlerden “Uzun Kuyruk” adlı öküzü istemişler. Gördünüz
mü ne kadar barış severiz. Sizi de kararınızdan dolayı kutlarız. Ancak, şu
sizin Uzun Kuyruk var ya, kuyruğunu salladıkça nereden baksak görünüyor ve
aklımızı başımızdan alıyor. Onun kuyruğu
bizi bizden alıyor demişler. Size saldırmamak için kendimizi zor tutuyoruz.
Oysa sizler normal kuyruklusunuz. Verin onu bize, bu konuyu kapatıp, barış içinde
yaşamaya devam edelim.
Öküzler bu kez “Uzun Kuyruk'u” vermek zorunda kalmışlar.
Bu olay sürekli tekrarlanmış,
sonunda öküzler zayıflamış, aslanlar pişkin bir şekilde arsızlaşmaya devam
etmiş . Aslan sürüsü artık tatlı dile ya da bahaneye başvurmadan şunu söylemeye
başlamışlar: “Artık, hiçbir bahane ileri
sürmeden, doğrudan müdahale ederek, “Verin bize şunu, yoksa karışmayız.” demeye
başlamışlar. Çünkü öküzlerin sayısı azalmış ve kendini savunacak, dayanışma
içinde olacak öküzler tek tek aslanlara yem olmuş.
“Boz Öküz” ve birkaç öküz kalmış geride. İçlerinden biri
liderlerine, "Ne oldu bize, nerede kaybettik biz bu savaşı? Oysa, vaktiyle
ne kadar güçlüydük" diye sormuş.
“Boz Öküz”, “Benekli Öküzün” sözlerini hatırlayarak, gözleri nemli 'Biz' demiş, 'Sarı Öküzü verdiğimiz gün kaybettik bu savaşı. Bu hikayeden çıkarılacak ders şudur: Öküzler, aslanlar ilk olarak Sarı Öküzü istediklerinde birlik ve dayanışma içinde olup o Sarı Öküzü vermeyeceklerdi.. Taviz tavizi doğurdu ve aslanlar sürekli istemeye ve öküz sürüsünü yok etmeye başladılar. İşte bundan dolayı ilk başta verilmeyecek taviz. Yoksa insanların istediği hiçbir zaman bitmez ve sizi gücünüz tükenene kadar tüketmeye ve kullanmaya devam ederler.
Çıkarları doğrultusunda sizi sömüren insanlar sonra size zarar
vermeye başlarlar ve o zamanda artık iş işten geçmiştir ve eski gücünüz, kariyeriniz
kalmamıştır. Bu da insanlara yol gösterecek güzel bir kıssadan hisse örneğidir.
Yani en başta vermeyecektin ilk tavizi, en başta hayır demesini bilecektin
kimse sana zarar vermesin ki birlik içinde yaşamaya devam edesin.
0 Comments:
Yorum Gönder
Deneme