İnsanın Fabrika Ayarları Adlı Kitapta Geçen Düşündürücü Sözler

 İnsanın  Fabrika Ayarları Adlı Kitapta Geçen Düşündürücü Sözler


İnsanın Fabrika Ayarları adlı  kitap Sinan Canan’ın yazdığı kişisel gelişim kitaplarından olan çok anlamlı ve güzel bir kitaptır. Okurken zevkle okudum ve bir solukta okudum. Neleri yanlış yaptığımızı, nelere dikkat edeceğimize dair güzel ipuçları buldum kitapta. Şimdi gelin bu kitapta geçen sözlere göz atalım:

Mükemmelin iyiyi öldürmesine izin verme! (...) Mükemmelini yapacağım diye sürekli düşünüp hiç faaliyete geçemeden nice fırsatlar, hatta ömürler kaçıran insanlar çoktur.

Dilinizin sınırları dünyanızın/zihninizin sınırlarıdır.

Sağlık, sadece hasta olmama hali değildir. Sağlık sürekli fit, ince, neşeli ve hareketli olmak değildir. Sağlık, güzel ve genç görünmek de değildir. Sağlık, bütüncül bir barış halidir.

Yediğin vakit az ye. Yedikten sonra dört beş saat kadar daha yeme. Şifa, hazımdadır. Yani kolayca hazmedeceğin miktarı ye. Nefse ve mideye en ağır ve yorucu hal, yemeği yemek üstüne yemektir. İbni Sina

Zan esarettir ve eğer cesaret varsa esaret de eninde sonunda ortadan kalkacaktır.

Bir insanı mantık yoluyla ne kadar tartışılmaz derecede ikna ederseniz edin, o insanın duygusal devrelerinde gerekli değişiklikler oluşmadığı takdirde davranışlarının değişmesi çok zordur.


Beden ağırlığımız, bu sayılar arasında belki de en popüler, en etkileyici parametredir. Hepimizin “kaç kilo olmamız” gerektiği ile ilgili bir fikri vardır. Bu fikrin nereden geldiği, neden “ideal” olduğu, genellikle doğruluğu hakkında hiçbir fikrimizin olmadığı kulaktan dolma bilgilere yahut bazı ön kabullere dayanır.

Evrim yahut biyoloji tarihi “en güçlü olanı” değil, değişen koşullara “en iyi uyum sağlayanları” seçer; sistem böyle kurgulanmıştır. İnsanoğlunun da bu Homo rekabetinden tek galip olarak çıkması, muhtemelen zekâsı dışında başka etmenlerle de ilgili olmalıdır.

Gıda israf ediyorsak, çöplerimizin önemli bir kısmı yarı yenmiş gıdalardan oluşuyorsa, canımızın her istediğini istediğimiz zaman bulabilmek istiyorsak, özellikle de “mevsimi dışında” bitki ve besin tüketmek alışkanlığına sahipsek, üzgünüm ama çevreye bu denli zarar veren nice uygulamaları da bilmeden talep ediyoruz demektir.

En az 200 senedir var olan bir rutinimiz var: Önce düşün sonra yap. Etrafımızdaki insanlara baktığımızda; az düşünüp hemen faaliyete geçenlerin, hemen denemeye başlayanların genelde daha başarılı olduğunu, daha hızlı mesafe aldıklarını fark ederiz.

"insan ferdi" olarak doğmak işin sadece başlangıç kısmıdır. İnsan kalabilmek, dahası gerçekten gelişkin bir insan olabilmek, sürekli gayret ve çaba ister.Bir kuşun uçması gibidir insan olmak...

Hareket etmenin hayatımızdaki etkisini gösteren bu kadar çok delilimiz varken, bu mucizevî ve basit eklemeyi bir türlü hayatımıza yerleştiremiyor olmamız, fabrika ayarlarımızın çok dışında gelişen yaşam alışkanlıklarımızın bizi nasıl bir duruma soktuğunu açıkça gösteriyor.


İnsanın en çok zorlandığı konu belki de gerçekliğe dair dürüst bir duruş sergilemek olsa gerek.

İnsanların kültür, inanç, alışkanlık ve ön kabullerinden daha zor bir engelle hiç karşılaşmadım.

Yürürken aynı zamanda kulaklığınızı takıp sesli kitaplar ya da ilham veren konuşma kayıtlarını dinlemek, yürüyüş faaliyetinizi saf bir bedensel hareket mecburiyeti havasından çıkaracak, bir fırsat haline getirecektir.

Sırf daha uzun yaşama hesabıyla, sınırlı ömrümüzün ciddi bir kısmını “bizi hiçbir yere götürmeyen” koşu bantları yahut pistler üzerinde terlemek için harcamak ne kadar “sağlıklı”?

Sadece belli koşullar sağlandığında, sadece aynı dar rutin içerisinde "iyi hissedebilen" bir insan, sağlıklı değil "bağımlı"dır.

Hareketi azalan bir bedenin, zihin performansını da azaltması kaçınılmazdır.

Hareket etmek bizzat beyni uyandırarak akıl yürütme ve karar alma sisteminin daha doğru ve daha verimli çalışmasını mümkün kılar.


İnsan, tek damla kan ve bin bir endîşedir. Sadî-i Şirazî

Ağırlıkla, kiloyla, sayıyla sağlık olmaz. Kilonuzdan önce sağlığınızı ve yeme alışkanlıklarınızı düşünün.

Başarıyı eğitim -daha doğrusu yüksek puan alma- başarısına endekslemek gibi anlamsız bir ön kabul neredeyse herkesi sarmış durumda.

0 Comments:

Yorum Gönder

Deneme