Şermin Yaşar’ın Babaannem Geri Döndü Kitabında Geçen Alıntılar

 

Şermin Yaşar’ın Babaannem Geri Döndü Kitabında Geçen Alıntılar

 Bir gün evlerinin kapısında pembe saçları, ayağında pateni, on beş valizi  ve bir sürü evcil hayvanıyla beklenmedik bir şekilde babaannesiyle karşılaşan Çınar'ın neşeli, eğlenceli ve ön yargıları tepetaklak eden hikâyesi anlatılıyor.


Kitapta geçen sözler şunlardır:

“Hepsi çocukken yaşayamadıklarını büyüyünce yaşama hastalığına yakalanmışlar. Dünya da onlarla baş edebilen bir tek ben kalmışım.”

“Ben niye böyleyim? Çünkü siz çok sıkıcısınız. Bütün bir çocukluğumu siz eğlenin diye harcadım. Sizi güldürmeye çalıştım. Harekete geçin, kıpırdayın, eğlenin istedim ama yapamadınız. Pes ediyorum. Bundan sonra ben sizin gibi olacağım.”

“Aslında annemle babam da iyi insanlar. Ama nasıl söylesem, yani biraz fazla yoğunlar. Çok fazla işleri var. Bana ayıracak vakitleri sanıyorum ki yok. İşten eve geldiklerinde kendilerini koltuğa atıyorlar ve telefonlarına yapışıyorlar. Akşam yemeğini hazırlarken o kadar suratsız oluyorlar ki soğan ağlıyor.”


“Bu dünyada canımın sıkılmadığı tek yer var. O da babaannemin evi.. Onunlayken asla canım sıkılmıyor. Çünkü babaannem çok tatlı biri. Benimle konuşur, sohbet eder ve benim anlattığım her şeyi hiç sıkılmadan dinler.”

“Günaydın demeden güne başlayanı eşekler kovalasın!”

“İnsanların doğum gününü neden sadece bir gün kutluyoruz. Birinin doğum günü her gün kutlanamaz mı? Ben doğduğumda sevinmişsiniz, mutlu olmuşsunuz. Bu mutluluğu hatırlamak için her yıl aynı gün doğum günümü kutluyorsunuz. Eeee diğer günler mutlu değil misiniz? Yani eğer istersek her gün doğum günümüzü kutlayabiliriz! Kime ne ki?”

“Annemle babama hayatımıza renk katacak şakalar yapıyorum. Sıvı sabunu boşaltıp yerine çamaşır suyu doldurdum mesela. Güleceklerini sanmıştım.”

“Bir gün mutlaka büyüyeceğim ama karar verdim, çocukluğumu da yanımda götüreceğim. Bundan sonra ben nereye, çocukluk oraya.”

“Çocukların çocukluk yıllarında çocukluğunu doya doya yaşaması gerekiyor.”

“Haksızlığa uğradığımda sesimi asla kısamıyorum. Böyle olunca da haklı bile olsam haksız gibi görünüyorum.”

“Ben yaramaz değilim tamam mı, siz sıkıcısınız. Önce bunda anlaşalım!”

"Anneee bugün ne oldu biliyor musun?" diye heyecanla yanına koşuyorum ve o sadece "Hı" diyor! Genellikle "Bunu sonra konuşalım mı Çınar?" diye gönderiyor beni. Ne zaman sonra olacak çok merak ediyorum.”

“Gece uyanıyorum ve kendimi yatağımda bir anda aşırı yalnız hissediyorum. Bu konuyu annemlerle çok konuştuk. Çoooook konuştuk. Çooooook konuştuk. Gece uyandığında eğer birine sarılma ihtiyacı duyarsan yorganına sarıl, dedi annem. Yorgan mı annem mi? Tabii ki annem. Ama o bunu anlamıyordu. Yorganın kendisinden daha iyi bir seçenek olduğunu sanıyordu.”

“Kendi çocukluklarını anlattıkça gördüler ki aslında ben gayet normal bir çocukmuşum.”


“İnsanlar bu kadar uslu çocuğu ne yapacaklardı anlamadım gitti. Al işte babaannem uslu bir çocukmuş. Senelerce uslu durmuş. Sonunda patlamış zavallı.”

“Yaşamayı, okumayı, öğrenmeyi, gülmeyi seven biri ol.”

“Babaannem derdi ki; "Gitmek isteyeni kırk düğüm halatla bağlasan, tutamazsın. Kalmak isteyene saç teli yeter."

“Çocukluğunda çocukluğunu doğru dürüst yaşamayan insanlarda yaşlılıklarında böyle bir tepki halinde çıkıyormuş hastalık.”

 

0 Comments:

Yorum Gönder

Deneme