Aziz Nesin’in Zübük Kitabında Geçen Ders Verici Nitelikteki Özlü Sözler
Eser, "Zübük" olarak
adlandırılan madrabaz politikacı tipine ve bu tipi yaratan toplumsal yapıya
dair bir eleştiridir.
Zübük adlı eserde geçen anlamlı sözler
şunlardır:
"Zübük nedir bilir misiniz?
Üstünde haram çul, cebinde haram pul, elinde kur-an dilinde yalan, din
istismarı üzerinden siyaset yapan, ahaliyi birbirine düşürüp kırdıran,
muhalefet edene dinsiz, imansız, hain yaftası yapıştıran, gözleri fitne fecir
okuyan, kurnaz, hileci, sinsi, ahlaksız, vicdansız, riyakar siyasetci tiplemesidir..."
“Görgüsüzlük desen, değil; işte
helanın en güzelini yıllarca görmüşler, temizlemişler, kullanmışlar da... Ama
yine de kendilerine hela yapmıyorlar. Görmek, tek başına bir işe yaramıyor.
Kişinin o gördüğünü alacak, benimseyecek bir düzeye yükselmesi gerekiyor. O
yere yükselmedikçe, ne görse boş... Bunlar yıllarca temizledikleri helaların
kendileri gibi insanlar için değil, yalnız kapıcı, odacı durdukları han ve
apartmanlarda yaşayan insanlar için olduğunu sanıyorlar.”
“İşte biz bu halka ‘akıllı,
bilgili, anlayışlı, sezgili’ diyoruz. Yalan. Onları da, bizi de kandırmışlar,
aldatmışlar. Biz de o yalanlara aldanıp körü körüne halk dalkavuğu olmuşuz. Acı
gerçekleri öğrensek, öğretilmeden, eğitilmeden halkın bilgili, anlayışlı
olamayacağını kavrasak, o zaman ne yapmamız gerektiği üzerinde düşüneceğiz.
Ama, ‘Halk bilir, anlar...’ deyince düşünceye yer kalmıyor artık.”
"Dağ eşkıyası eskidenmiş.
Şimdi eşkıyalar şehre inmiş de kanun kitabına bakıp bakıp maddeye uygun adam
soyuyorlar."
"Şimdi çok iyi anladım ki,
Zübük bir tane değil, biz hepimiz birer zübüğüz. Bizim hepimizin içinde
zübüklük olmasa, bizler de birer zübük olmasak, aramızda böyle zübükler
büyüyemezdi. Hepimizde birer parça olan zübüklük birleşip, işte başımıza böyle
zübükler çıkıyor. Oysa zübüklük bizde, bizim içimizde. Onları biz kendi
zübüklüğümüzden yaratıyoruz. Sonra, kendi zübüklüklerimizin bitek Zübük'te
birleştiğini görünce ona kızıyoruz."
“Gerçekten bu halkın bilip
öğrenmesini istememişiz. İsteseydik, önce halkımızı bütün acı gerçekleriyle
tanır, ondan sonra ne yapmamız gerektiğini düşünürdük.”
"Sayın büyüklerim, sevgili hemşerilerim. Bizim başımıza her ne kötülük gelmişse bilgisizlikten gelmiştir. Biz bilgisizlikten çok çektik, daha da çekmekteyiz."
0 Comments:
Yorum Gönder
Deneme