İnsanların Ön Yargılı Davranmalarının Sebepleri Neler Olabilir? Araştırınız.

 

İnsanların Ön Yargılı Davranmalarının Sebepleri Neler Olabilir? Araştırınız.


 Ön yargı bir kişi ya da bir şey hakkında yeterli bilgiye sahip olmadan bir değer yargısı geliştirmek ya da taşımak anlamına gelir. Yani tanımadığımız, özelliklerini bilmediğimiz insan hakkında kesin yargılara kapılırız ve   o kişi ya da kişiler hakkında yanlış izlenimler edinebiliriz. Bu da bizi  hoşgörüsüz bir insana dönüştürür.

İnsanların ön yargılı olmalarının nedenleri şunlardır:

* Yetiştiği ortam. İnsan içinde bulunduğu çevreden etkilenir. Oranın kültürel değerlerinden, yaşam tarzından, insanlara bakış açısından etkilenir ve o da içinde yaşadığı kişiler gibi  başka insanalar karşı ön yargılı olur ve katı bir tutum sergiler.

* Sevgi ve empati kurma becerisinden yoksun yetiştirilme biçimi

*Kişinin kendisini başkasından üstün görme düşüncesi

*  Belirsizliği azaltma: Belirsizlik durumlarında insanlar, önyargı geliştirerek dünyayı daha anlaşılır hale getirmeye çalışabilir.

*Herhangi bir gruba üye olma durumu: İnsanlar, bir grup üyesi oldukları zaman diğer gruplara karşı olumsuz düşünebilir ve önyargı geliştirebilir.

*Kalıpyargılar:  Kalıpyargılar ne yazık ki önyargılara zemin hazırlar ve otomatik olarak ortaya çıktığı için değiştirmesi oldukça zordur.

*Sosyokültürel faktörler: Toplum içinde yaşayan bireylerin yaşam alanlarındaki gruplar, etnik kökenler ve bunlara bakış açıları, farklı düşünce tarzları ve kişilerin yaşam şekilleri gibi pek çok çevresel faktör aslında önyargılar için çok belirleyicidir. 


*Engellenme: Psikanalistlere göre özellikle de çocuk yaşlardaki engellenmeler çeşitli duygusal gerilimler ortaya çıkarır ve bunlara bağlı olarak ilerleyen zamanlarda karşılaşılan durumlarda bu duygusal gerilimler kendini önyargı olarak ortaya çıkarabilir.

*Kusurlu kişilik ve zayıf karaktere sahip olan insanlar da ön yargılı olur.

Aşağıdaki Metinde Geçen Bazı Kelimelerin Anlamları Verilmiştir. Anlamları İlgili Oldukları Kelimelerle Eşleştiriniz. 5. Sınıf Türkçe Kitabı

 

Aşağıdaki Metinde Geçen Bazı Kelimelerin Anlamları Verilmiştir. Anlamları İlgili Oldukları Kelimelerle Eşleştiriniz. 5. Sınıf Türkçe Kitabı


1) Tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların tümüne Kültür denilir. Ya da bir toplumun maddi ve manevi değerlerinin hepsine birden kültür denilir.


2) Bir üniversiteye bağlı veya bağımsız bir kuruluş olarak genellikle araştırma yapan ve bazı durumlarda öğretime de yer veren eğitim kurumuna Enstitü denilir.

3) Mesleği desen yapmak olan kimseye  Desinatör denilir.

4) Grafik tasarımcısına  grafiker denilir.

5) Üst düzeyde uygulayıcı meslek elemanı yetiştiren yükseköğretim kurumuna akademi denilir.

6) Belli bir yöre ile ilgili, yerel olana da yöresel denilir.


Metinde sorulan kavramlar ve cevapları yukarıda güzel bir şekilde yazılmıştır. Kültür, Desinatör, akademi, yöresel, grafiker, enstitü, sanat. Burada sadece sanatın anlamı verilmemiştir. Sanat kavramının anlamı ise şudur:

Sanat: halkın duyu ve duygularına dokunmaya yönelik gerçekleştirilen insan çalışmalarının tümünü bir araya getiriyor. Resim gibi heykel, video, çizim, fotoğraf, dans, edebiyat, müzik da birer sanattır. 

Sanat Denilince Aklınıza Neler Geliyor?

 


Sanat Denilince Aklınıza Neler Geliyor?


Yaratıcılığın ve hayal gücünün ifadesine sanat denilir. Sanat deyince aklıma edebiyat, resim, müzik, heykel, sinema, mimari, tiyatro aklıma geliyor. Çünkü bu kavramlar sanatı içinde barındıran ve sanatı gerçek yaşamda yaşatan kavramlardır. Sanat denilince aklıma incelik geliyor. Göze, kulağa hoş gelen şeyleri sanat olarak nitelendiririm. 


Örneğin; Bir tiyatroya gittiğimizde oradaki oyuncular bizi hem güldürür hem de düşündürürse işte onlar sanat yapmış olur. Böylece hem eğlenmiş oluruz hem de hayata dair güzel mesajlar almış oluruz. Sevdiğim bir sanatçının konserine gittiğimde onun sesi beni benden alır ve beni çok mutlu eder. Dinlediğim müzikler sayesinde kendime gelirim ve kendimi daha dinç ve daha neşeli hissederim. Bir edebi roman okuduğum zaman, bir sinemaya gittim zaman sanattan faydalanmış olurum ve sanatın güzelliklerine katılmış olurum. Sanat denilince aklıma gelen şeyler bunlardır. Sanat kavramı her insana göre farklı olabilir. Örneğin birine göre müzik, bir başkasına göre sinema, bir başkasına göre de müzik olur. Yani sanat kavramının ne olduğu kişiye göre göreceli olabilir.


Genel anlamıyla baktığımızda ise yukarıda saydığımız kavramların hepsi sanatın içine giren kavramlardır. Mustafa Kemal de sanata çok önem vermiş ve sanat ile ilgili şu sözü söylemiştir: Sanat güzelliğin ifadesidir Bu ifade sözle olursa şiir, nağme olursa musiki, resim ile olursa ressamlık, oyma ile olursa heykeltraşlık, bina ile olursa mimarlık olur.”

İlk Görüşte Hakkında Yanlış Düşüncelere Kapıldığınız İnsanlar Oldu Mu? Olduysa Düşüncelerinizdeki Değişikliği Arkadaşlarınızla Paylaşınız.

 

İlk  Görüşte Hakkında Yanlış Düşüncelere Kapıldığınız İnsanlar Oldu Mu? Olduysa Düşüncelerinizdeki Değişikliği Arkadaşlarınızla Paylaşınız.


İlk görüşte hakkında yanlış düşüncelere sahip olduğum çok insan olmuştur. O kişileri anlayıp dinlemeden nasıl bir insan olduklarını bilmeden onlar hakkında  olumsuz bir izlenime sahip olmuştum. Bir gün sınıfımıza yeni bir arkadaşımız gelmişti. Yeni geldiği için onu hiç sevmemiştim ve maddi durumları da çok iyi olduğu için kesin şımarıktır  ve merhametsiz bir insandır diye düşünmüştüm. Gelen arkadaşım beni zaman içinde çok şaşırmıştı. 


Bir gün yakın arkadaşlarımla otururken başka bir arkadaşımın hakkında dedikodu yapıyordum. Sınıfımıza yeni gelen arkadaşımız da konuştuklarımıza kulak misafiri olmuş ve yanımıza gelmişti ve bize şunları söylemişti: Sizin yanınızda olmayan bir insanın arkasından konuşmak korkaklık değil mi? Ayrıca bir arkadaş başka bir arkadaşını kötülememelidir. Bu yaptığınız doğru değil demişti. Ben ve diğer arkadaşlarım bu kız arkadaşımın konuşmaları karşısında sessiz kalmış ve çok utanmıştık. Oysa o sınıfımıza yeni geldiğinde ben onun hakkında ön yargılı olmuştum. Ayrıca günler geçtikçe yeni gelen arkadaşımın ne kadar yardımsever ve  merhametli bir insan olduğunu şu şekilde anlamıştım. 


Bir gün sınıfımızdaki bir arkadaşımızın okul kıyafeti yırtılmış ve ayakkabısı eskimişti. Maddi durumu çok iyi olan bu arkadaşım maddi durumu iyi olmayan arkadaşımıza destek olmuş ve ona yardım etmişti. Bundan sonra bir daha kimsenin hakkında ön yargılı olmayacağım ve insanları önce tanımaya çalışacağım.

Veronika Ölmek İstiyor Kitabında Geçen Özlü Sözler

 

Veronika Ölmek İstiyor Kitabında Geçen Özlü Sözler


Genç ve güzel bir kız olan Veronika, hayatın rutinliğinden sıkılır ve intihara teşebbüs eder. Bu teşebbüsü başarısızlıkla sonuçlanınca da bir akıl hastanesine kaldırılır ve ondan sonra  Veronika'nın hikayesi başlar.

Veronika Ölmek İstiyor Kitabında Geçen Özlü Sözler şunlardır:

 

“İnsanların hoşlarına gitmiyorsa şikayette bulunabilirler. Şikayet edecek cesaretleri yoksa bu onların sorunları.”

"İnsanlar da yaşamak için savaşır, ölmek için değil"

"Ne de olsa "deli"ydi ve kimseyi hoşnut etmek zorunda değildi."

“Niyetle hare­ket arasında her zaman bir kopukluk vardır.”

"Nedense hepimiz yalnızca sevmek, kabullenmek, işlerin kolayını bulmak, çatışmadan kaçınmak üzere yetiştiriliriz."

“Deliler çocuk gibidir, istedikleri yapılmadıkça yerlerinden kıpırdamazlar.

“Siz farklı bir insansınız ama herkes gibi olmak istiyorsunuz. Bu da bana kalırsa ciddi bir hastalıktır.”


“Normallik fikir birliğinden başka bir şey değildir. Yani, çoğunluk bir şeyin doğru olduğunu düşünür, dolayısıyla o şey doğru -normal- olur.”

“Ya zihninizi denetleyeceksiniz ya da zihninizin sizi denetlemesine izin vereceksiniz. İkincisine alışkınsınız zaten korkular, nevrozlar, güvensizlikler içinde savrulup gidiyorsunuz, çünkü hepimizin kendini yok etme eğilimi var.”

“Çok ciddi patolojik vakalar dışında, insanlar yalnızca günlük yaşamın tekdüzeliğinden kurtulmak amacıyla delirirler.”

“Ne olursa olsun yaşama savaşı vermektir doğal olan.”

“İnsanlar hiçbir zaman kendilerine anlatılanlardan bir şey öğrenmezler, kendi çabalarıyla öğrenirler yalnızca.”

“Kendi dünyasında yaşayan herkes delidir. Şizofrenler, psikopatlar, manyaklar. Yani başkalarından farklı olanlar.”

“Normalde insanlar en beklenmedikleri gün ölürler.”

“Bütün ailelerde suçu başkalarına yükleme eğilimi vardır.”

“Kimsenin kimseyi yargılayacak durumu yok. Her insan kendi bilir çektiği acının boyutlarını ya da yaşamın anlamının hepten yok olduğunu.”

“Bu dünyada hiçbir şey rastlantı sonucu oluşmaz.”

“Şaşılacak bir şey yok, hayat böyle. İnsanlar mutlulukla başa çıkamıyorlar bir türlü.”


"Nedense hepimiz yalnızca sevmek, kabullenmek, işlerin kolayını bulmak, çatışmadan kaçınmak üzere yetiştiriliriz."

"Her normal insan gibi ağlayabilir, telaşlanabilirdin, ruhunun yukarılarda bir yerde bu kötü durumlara gülerek baktığını unutmaman yeterliydi."

"İnsan bir kez akıl hastanesine girdi mi, delilik dünyasında var olan özgürlüğe alışıyor, hatta ona bağımlı hale geliyordu."

"Ama korkunç bir şey bu, insanlık dışı. Hastalar komaya girmek için değil, komadan kurtulmak için savaşır."

Özdemir Asaf’ın Şiirlerinde Geçen Özlü Sözler

 

Özdemir Asaf’ın Şiirlerinde Geçen Özlü Sözler

 

Özdemir Asaf şiirlerini okuyunca insan kendisini daha iyi hissediyor ve hayata daha farklı yönlerden bakmaya başlıyor. Özdemir Asaf şiirleri şunlardır:

 

“Ya farkıma vardığında farkın kalmamış olursa?”

‘' Her insanın bir öyküsü vardır, ama her insanın bir şiiri yoktur.'’

“Yalnızlık Müziğin bile seni dinlemesidir.”

“Seni yaşayacağım, anlatılmaz; Yaşayacağım gözlerimde; Gözlerimde saklayacağım. Bir gün, tam anlatmaya.. Bakacaksın, Gözlerimi kapayacağım.. Anlayacaksın.”

“Benim söylemek için çırpındığım gecelerde, Siz yoktunuz.”

“İnsan, kaldıkça küflenir, gidemedikçe çürür.”

 

“Geleceğim, bekle dedi, gitti.. Ben beklemedim, o da gelmedi. Ölüm gibi bir şey oldu.. Ama kimse ölmedi.”

“Geleceğim, bekle dedi, gitti.. Ben beklemedim, o da gelmedi. Ölüm gibi bir şey oldu.. Ama kimse ölmedi.”

“Sen beni yenmedin Çünkü ben seninle oynamadım.”

“Seni düşlerime aldım, Uykusuz kaldım. Seni uykularıma aldım, Düşsüz kaldım.”

“Ama ne olur, sakın bir insanı gönülce, gözce, dilce, ruhça kırmayın.”

“Siz gittiniz, gittiniz, gittiniz, Ben kaldım, kaldım, kaldım, Sesiniz kaldı, onda kaldım, Yöneldim yüzünüze baktım, Yöneldim gözlerinize baktım, Orada yansıyan bana baktım. Yalnızlığımı nasıl anlayacaktım.”

“Eskiden kızardım. Daha çok konuşurdum. Gülerdim. Gülümserdim. Beklerdim. Umardım. Yaşama sevincimi yitirmedim ama kızamıyorum artık. Daha az konuşuyorum.”

 

“Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu, Birinciliği beyaza verdiler.”

“İnsanlar, insanların içinde "İnsan'lara" hasret yaşarlar.”

“Ben çiçeklileri Renklileri Delileri severim, Bir de delilikleri.”

"Dünyanın en büyük ordusu iki kişidir, En kalabalık kenti de bir kişi.."

Nankörlük İle İlgili Bilgilendirici Bir Metin Yazınız.

 

Nankörlük İle İlgili Bilgilendirici Bir Metin Yazınız.

 

İyilikbilmeze yaraşır davranışa nankör denilir. Nankör insanlar kendilerine yapılan iyilikleri bildikleri halde vefasız olurlar ve nankörlüklerine devam ederler.  Nankörlük; bize iyilik yapan insanların iyiliklerine karşı duyarsız kalma, minnettarlık göstermemedir. Bundan dolayı nankör insanlar  sevilip sayılmazlar ve bir dahaki sefere böyle kimselere gereksiz fedakarlıklar yapılmaz ve böyle kimselerin değeri de insanların gözünde kalmaz.

 

“Nankörlük, kötülüğün şeytanca zincirinin bir halkasıdır, kıskançlık ve yalancılık gibi tehlikelidir. İnsanlar nankörlüğü tümüyle yok etselerdi kötü olan çok şeyin önüne geçilebilirdi.” der  Galina Serebryakova. Bu kadar tehlikeli olan kötü davranıştan uzak durmalıyız ve bize iyilik eden, bize vefa gösteren insanların kıymetini bilmeliyiz ve biz de onlara elimizden gelen fedakarlıkları göstermeliyiz. Bizim iyiliğimizden anlamayan insanlara ise fazla anlam yüklememeliyiz. Böyle kimselere büyük iyiliklerde bulunmamalıyız. Nankör insanlar toplum tarafından sevilmezler ve böyle kimseler ile arkadaşlık, dostluk, komşuluk ilişkileri kurulmaz.

 

Nankörlük insanlar arasındaki güveni ortadan kaldırır ve insan ilişkileri zayıflar. Empati azalır. Nankörlük gören kişi mutsuz olur ve kendini kötü hisseder. Bir daha başka insanalar kolay kolay güvenmez ve kimse ile yakın olmak istemez. Nankörlükle başa  çıkmak için kendimizi başka insanların yerine koyarak empati yapmalıyız. Bize iyilik edenlere minnet duymalıyız ve onların büyük iyiliklerini görmemezlikten gelmemeliyiz. İnsanlarla aramızdaki iletişimi güçlendirmeliyiz.

Ramazan Bayramı İle İlgili Bir Gününüzü Yazınız.

 

Ramazan Bayramı İle İlgili Bir Gününüzü Yazınız.


Sabah erkenden kalktım. Önce babamla sabahın erken saatlerinde bayram namazı kılmaya gittik. Camiler dolup taşmıştı. Bugün bizim için farklı ve güzel bir gündü. Kardeşim ve ben otuz orucun hepsini de tutmuştuk. Bu bayramı hak etmiştik yani. Hem mutlu hem heyecanlıydım. Camiden çıkınca uzun bir sıra oluştu ve herkes birbiri ile tokalaştı. Daha sonra babamla eve geldik. Kardeşim ve annem ise kahvaltıyı hazırlamıştı. Annem günler öncesinden evleri temizlediği için evimiz mis gibi kokuyordu. 


Çaydanlıktan kaynayan suyun fokurdaması, kahvaltılıkların masaya konulması çok güzeldi. Anne ve babamın elini öptüm, kardeşimle sarıldım ve şekeri de aldıktan sonra ailece kahvaltımızı yaptık. Babam bize bayram harçlığı verdi ve çok mutlu olduk. Kahvaltıyı bitirdikten sonra dedemlere geçtik ve onların da bayramını kutladık. Dedem, amcam, yengemde bana para verdi. Bir sürü param olmuştu. Daha sonra oradan çıkıp bayram gezmelerine gittik. Gittiğimiz yerde, sarmalar, dolmalar, tatlılar ve içecekler vardı. Hepsinden az miktarda yedim. Oradaki çocuklarla oynadık, gülüştük, eğlendik. 


Daha sonra evimize geldik ve bize misafirler geldi. Annem de onlara yaptığı güzel yemeklerden ve tatlılardan ikram etti. Teyzelerim ve dayılarım şehir dışında olduğu için bize para göndermişler . Bunda da ayrı bir mutlu olduk. Bayram çok güzel ve dolu dolu geçti. Bayramlık kıyafetlerimizi ve ayakkabılarımızı herkes beğendi ve buna çok mutlu olduk. Daha sonra akşam oldu ve yorgunluktan uyuyakaldık.

Bilim İnsanının Taşıması Gereken Özellikler Hakkında Bir Yazı Yazınız.

Bilim İnsanının Taşıması Gereken Özellikler Hakkında Bir Yazı Yazınız.

 

Bilim insanı, bilimci veya bilimadamı-bilimkadını, evrene ilişkin olgulara ve değişkenlere yönelik bilimsel veri elde etme yöntemlerini kullanarak sistematik bir şekilde bilgi elde etmeye çalışan kişidir. Bilim insanı kısaca bilimsel yöntem kullanan bir bireydir.


Bilim insanının taşıması gereken özellikle şunlardır:


Bilim insanı yapacağı işler için sabırlı ve kararlı olmasını bilmelidir. Sabır ve kararlılık olmadan istenilen başarı yakalanmaz. Onun için sabır ve kararlılık daim olmalıdır. Bilim insanı iyi bir gözlemci olmalıdır. Bilim insanı araştırılan olayı ya da nesneyi tek tek parçalara ayırmak ve böylece bütün ayrıntıları görebilmek, daha sonra bu parçaları yeniden bir araya getirip bütün olarak algılamak için  gözlem yapabilmelidir. Araştırdıkları gerçekleri deney yolu ile ispatlayabilmelidir. 


Bilim insanları meraklı ve sorgulayıcı olmalıdır. Merak yoksa bilim insanı da olunmaz.  Bilim insanı her şeye körü körüne inanmamalıdır. Şüpheci olmalıdır. Aklına geldiği konuları pot etmelidir. Çünkü notları ileriki günlerde kendisine gerekli olabilir. Dünyada olan gelişmelere kayıtsız kalmamalıdır. Gündemi takip etmeli, devamlı öğrenmeli ve bilgi sahibi olmaya çalışmalıdır. 


Hayalperest ve  yaratıcı olmalıdır. Bilim insanları kişisel çıkarlarının peşinde değil bilgi peşinde koşmalıdır. Bunun için de tarafsız olmalıdır.  Çalışkan ve disiplinli olmalıdır. Disiplini kendine ilke edinmelidir.

Vatansever Bir İnsan Ülkesine Zarar Verecek Neleri Yapmaz Konulu Konuşma

 

Vatansever Bir İnsan Ülkesine Zarar Verecek Neleri Yapmaz Konulu Konuşma

 

Vatansever insan demek  vatanı için çalışan, vatanı için bilim yolunda, ilim yolunda ilerleyen kişiler demektir. Vatanseverlik vatani görevlerini zamanı gelince yapmak demektir. Örneğin askere gitmek, oy kullanmak gibi.

 

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım,

Vatansever bir insan aylak olmaz. Yani tembellik yapmaz. Vatan millet, Sakarya deyip yan gelip yatmaz. Gerçek anlamda vatanını seven kimseler ülkemizin Nobel ödülünü alan Aziz Sancar gibi, uzaya giden ilk Türk astronot Alper Gezeravcı gibi ve daha sayamadığım nice vatansever insanlar gibi olur. Vatansever insan bayrağına saygılı olur. İstiklal Marşı okunurken hareket halinde olmaz ya da ciddiyetsiz davranışlarda bulunmaz. Vatanına içten bağlı olur ve çok çalışır, vatanını en iyi yerlere getirmek için çalışmayı hayatının bir alışkanlığı yapar.

 

Sevgili Öğretmenim,

Vatanını seven insan oyunu kullanır. Mutlaka yaşı geldiği zaman oyunu kullanır, seçme seçilme hakkını yerine getirmiş olur. Vatanını seven bir insan iki yüzlü olmaz. Riyakar olmaz. Yalancı olmaz. Doğru, dürüst ve güvenilir bir insan olur. Akılcı olur ve bilimi kendine rehber edinir. İnsanların gözünün içine baka baka yalan söylemez. Devlet malına zarar vermez ve devlet malını çalmaz. Vatanını seven insan adaletsizlik yapmaz ve her türlü adaletsizliğe hayır der. Kaba kuvvet kullanmaz. Sorunları şiddetle değil insani davranışlar ile çözmeye çalışır.

 

Sevgili dinleyiciler,

  Vatanını seven insan Batı’nın yaşamını örnek almaz, Batı’nın bilimi örnek alır. Ana dilini unutmaz ve ana diline sahip çıkar. Günlük konuşmalarında ana dilinin içine yabancı kelimeler serpiştirmez. Milli benliğini, kültürünü ve ana dilini korur ve benimser. Yani özünü unutmaz: Geçmişine sahip çıkar ve geçmişinden ders çıkarır.  Vatanının havasını, suyunu, toprağını kirletmez. Ormanlarına sahip çıkar, vatanını ağaçlandırır ve ormanlık alanlarda ateş yakmamaya gayret gösterir. Vatanının tarihi ve doğal güzelliklerinin farkında olur ve onlara asla zarar vermez. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

İyi Bir Misafir Olmak İçin Ne Yapmalıyız Konulu Konuşma

 

İyi Bir Misafir Olmak İçin Ne Yapmalıyız Konulu Konuşma


Misafir olarak gittiğimiz yerde davranışlarımıza dikkat etmeliyiz. Ev sahibi gibi davranmamalıyız ve gevşek hareketlerde bulunmamalıyız.


Sevgili Öğretmenim,

Kadim kültürümüzde misafirliğe çok önem verilir ve eve gelen kişiler Tanrı misafiri olarak görülür ve onlar için ev sahibi elinden gelen hizmeti yapar. Ev sahibi elinden geleni yaparken de misafir ona yardım etmelidir. Ev sahibi misafire, misafir de ev sahibine  karşı kibar olmalıdır. Tatlı dil ve güler yüz daim olmalıdır. Misafir ev sahibi gibi davranmamalı, ev sahibine yaptığı işlerde bilgiçlik taslamamalıdır. Yani misafir kendini bilmeli, nasıl davranacağını bilmeli ve ona göre hareket etmelidir. Ev sahibinin önüne getirdiği ikramlıkların tadına bakmalı ve ev sahibine emekleri için teşekkür etmelidir.  Yani Önüne gelen yiyeceklere burun kıvırmamalıdır. Önüne ne konulduysa onu yemeli ve ev sahibine de teşekkür etmeyi bilmelidir.

 

Sevgili öğretmenim,

Misafir gittiği yeri kendi evi gibi kullanmamalı, gittiği yerde de günlerce yatılı kalmamalıdır. Yoksa ev sahibine bıkkınlık verir ve böyle kimseler bir daha eve kabul edilmez. Bunun için misafir nezaket sahibi insan olmalı, yerini bilmelidir. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Allah Korkusu İle İlgili Özlü Sözler

 

Allah Korkusu İle İlgili Özlü Sözler

 

Allah korkusu olan insanlar kötülük yapmaktan çekinirler ve Allah'a olan inançları yüzünden, sevgileri yüzünden kendilerini iyiliğe doğru götürürler.

 Allah korkusu ile ilgili özlü sözler şunlardır:


“Ey iman edenler, Allah’tan korkun. Herkes yarın için neyi takdim ettiğine baksın. Allah’tan korkun. Hiç şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.” Haşr Suresi

“Allah’tan kork! Başkasından emin olursun.” Hz. Ali.

“Herkes korktuğundan kaçar; yalnız Allah’tan korkan yine ona kaçar.” Ebu’l Kasım

“Kuran, iman, Allah korkusu, tevekkül ve güzel ahlak müminin aklını güçlendirir. “Hadis-i Şerif.


Hikmet ve hayrın başı Allah korkusudur. - Hadis-i Şerif

“İnsanlar için Allah’tan korkarak muamele et.” Hz. Ömer

“Onlar, iman edenler ve kalpleri Allah’ın zikri ile mutmain olan kimselerdir. Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah’ın zikri ile mutmain olur.” Ra’d Sûresi, 28.

“İki göz vardır ki, cehennem ateşi onlara dokunmaz: Allah korkusundan ağlayan göz, bir de gecesini Allah yolunda, nöbet tutarak geçiren göz.” Hz. Muhammed.

"Bir kimse Rabbini ne kadar bilir ve tanırsa ona karşı korku ve heybeti o oranda artar. İmam- ı Gazali


“İlim olarak Allah korkusu kafidir, cehalet de Allah namına aldanmak için yeterlidir.”  İbnu Mes'ud (r.a)

“Alim, ancak Allah'tan korkandır.” İmam Şafii

“Allah'a isyan hususunda kullara itaat yoktur; itaat ancak meşru olan bir şey hususundadır.”  Hadis-i Şerif

Bir Arkadaşın Kalbini Kırsa Tepkin Ne Olurdu Konulu Konuşma

 

Bir Arkadaşın Kalbini Kırsa Tepkin Ne Olurdu Konulu Konuşma

 

 Kalp kırmak hele hele başka insanların yanında arkadaşlarımızı rencide etmek insana yakışmayan kötü bir davranıştır. İnsanları kırmamak gerekir. Nezaket sahibi olmak ve kibar olmak gerekir.


Sevgili öğretmenim,


Bir arkadaşım kalbimi kırsa bu durumda çok üzülürdüm. Kalbim acırdı. Zaten duygusal biri olduğum için, biraz fazla da alınganlık olduğu için daha çok üzülürdüm ve arkadaşımın yaptığı bu hadsizliğin etkisinden uzun süre kurtulamazdım. Kendimi değersiz hissederdim ve çok üzülürdüm. O arkadaşımı belki bir gün affederdim ama onunla eskisi gibi olmazdım. Araya mesafe koyardım. Çünkü insanları kırmak, dökmek kolay olmamalı. Hiç kimse aklından geçirmediği şeyi bir anda dile dökmez. Arkadaşım da bana söyleyeceklerini içinden  ve aklından geçirdiği için bir anda kalbimi kırmış olabilir ve bu da beni derinden yaralar.

 

 Gelip benden samimi olarak özür dilerse onu affedebilirim ve bir daha yapmazsa onunla eskisi gibi arkadaş olabilirim ama eskisi  gibi aşırı samimi davranışlarda bulunmayabilirim. Çünkü ben onu kırmayı hiçbir zaman aklımdan dahi geçirmemişimdir. Bırakın kırmayı hep alttan aldığım zamanlarda olmuştur diye düşünürüm. Arkadaşım kalbimi kırdığı zaman ona bu davranışının yanlış olduğunu,  benimle bu şekilde konuşmaması gerektiğini güzel bir dille ifade ederim ve asla nezaketsizlik yapmam. Tepkim de gayet de anlaşılır olurdu ve kırıldığım bir şeyde de onu uyarırdım. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum öğretmenim.

Okulda ve Evde Disiplinli Olmanın Önemi İle İlgili Konuşma

 

Okulda ve  Evde Disiplinli Olmanın Önemi İle İlgili Konuşma


Disiplin hayatımızı düzene sokar ve insanı daha özgür hale getirir. Çünkü hayatı belirli bir plan ve program doğrultusunda yaşayan insanlar çalışkan olur ve yaptığı işten de büyük verim alır.

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım,

Okulda, evde kısacası hayatımızın her alanında disiplinli olmak gerekir. Çünkü disiplin demek düzen demektir, boş yere vaktini boş işlere harcamamak demektir. Disiplinli olduğumuz zaman kalan zamanlarımızda istediğimiz, sevdiğimiz etkinlikleri de yapabiliriz. Okulda disiplinli olmalıyız. Bunun için biz everilen ödevleri zamanında yapmalıyız ve derslerimize çok iyi çalışmalıyız. Okul eşyalarına kısacası okul malına zarar vermemeliyiz. Öğretmenlerimizi derste iyi dinlemeliyiz ve not tutmalıyız. Belir bir düzenimiz olmalıdır. Aşırı rahat hareketlerde bulunarak dersin dikkatini dağıtacak hal ve hareketlerde bulunmamalıyız. Okul kurallarına uymalı, okulumuzu ve öğretmenlerimizi sevmeliyiz.

 

Sevgili öğretmenim,

Eve geldiğimiz zaman da ev kurallarına uymalıyız. Mesela odamızı dağınık bırakmamalıyız. Annemiz ev işlerinde yardımcı olmalıyız ve evimizi devamlı düzenli bırakmalıyız. Böylece her gün düzenli olmak kişinin başka alanlarda da disiplinli ve çalışkan olmasını sağlar. Bu da hayatımızın başka alanlarına olumlu yönde etki eder. Mesela disiplinli çalışmak, düzenli olmak bizi hem çalışkan, hem gayretli insan yapar ve toplum içinde değerli bir insan oluruz. İşini düzenli yapan, sevilen sayılan kimseler oluruz.  


Disiplinli olmak, başarılarımızı artırır, çevremize örnek olur ve toplumda daha iyi bir birey olmamızı sağlar. Bu nedenle, disiplinli bir yaşam tarzı benimsemek, bizim ve çevremizdeki insanların mutluluğu ve başarısı için çok önemlidir. Disiplin insan yaşamını daha zevkli hale getiriri. İşlerimizi zamanında yapmanın verdiği özgüven sayesinde daha mutlu oluruz ve bu da insanlar ile aramızdaki iletişimi ve etkileşimi daha iyi hale getiriri. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için çok teşekkür ediyorum.

Otizm İle İlgili Söylenmiş Özlü Sözler

 

Otizm İle İlgili Söylenmiş Özlü Sözler


İlk 3 yaş içinde ortaya çıkan ve yaşam boyu süren, özellikle sosyal ilişkiler kurma ve sürdürmede zorluklara neden olan gelişimsel bozukluktur. Otizm bir kayıp değil bir farklılıktır. Onun için böyle çocuklarımıza daha ilgili davranmalı ve onların gelişimi için elimizden gelen fedakarlıkları göstermekten kaçınmalıyız.


Otizm ile ilgili özlü sözler şunlardır:


“Eğer parmağımı kırabilir ve otistik olamazsam, yapmazdım. Otizm benim olduğum şeyin bir parçası.” - Dr.Temple Grandin

Çocuk yetiştirmek için bir köy gerekir. Otistik bir çocuğu bu köylerin bilincini arttırmak gerekir. - Elaine Hall
Otistik bir çocuğu yetenekli, ilginç ve değerli olarak göremezsek, üstüne kattığımız hiçbir eğitim veya terapi önemli olmayacaktır. - Ellen Notbohm

Otistik bir çocuğun yapamayacağı şey yerine, neler yapabileceğine çok daha fazla önem verilmesi gerekiyor. - Dr. Temple Grandin

“Otizmli çocuklar ne kadar iyi olabileceğimizi görmek için aynalardır.” - Deya Velasco


Otizm bir seçim değil, kabullenme. Tam tersinin doğru olup olmadığını düşünün. - Stuart Duncan

“Otizmli bir beyin eşsizdir. Otizm bir eksiklik olarak algılanır, çünkü çocuk zamanla diğer insanlar gibi iletişim kuramaz, etrafındaki dünyayı anlayamaz ama fırsat verirseniz büyük bir yeteneği doğurabilecek bir eksikliktir bu! Yardım ederseniz bir şeyin eksikliği diğer bir şeyin fazlalığına dönüşebilir.” Akilah Azra Kohen

Otizmli bir kişiyle tanıştıysanız, otizmli bir kişiyle tanıştınız. - Dr. Stephen Shore

“Otistik çocuklar renkli, genellikle çok güzel ve gökkuşağı gibi öne çıkıyorlar. “-Adele Devine.

“Otizmden muzdarip değilim, ama bana davranış tarzından muzdaripim.” - Tyler Durdin

“Otizm bir engel değil, farklı bir yetenektir.”  Stuart Duncan

“Otizme karşı değil, otizmle birlikte.” Gil Eyal.


“Otizm yoruyor ama en çok insanlar yoruyor, farklılıklara bakış açısı yoruyor, devlet politikaları yoruyor. Hep mücadeleci olmanız gerekiyor, hep her şeye hazırlıklı.” Barış Ekici.

“Ebeveynler otizm dünyasındaki yolculuklarına başladıklarında kendilerini muğlak ve meçhul bir alanda buluyor. Bu dünyanın ne denli geniş ve uçsuz bucaksız olduğunu fark etmeleri biraz vakit alıyor. Fakat bu yolculuk deneyiminin zamansal yapısı, başlarını kaldırıp da etrafa bakmalarına pek fırsat tanımıyor.” Gil Eyal.

Dostluğun Gücü Öykü Serisinde Kurnaz Horoz Adlı Hikaye Kitabı İle İlgili Test Soruları ve Cevapları (İlkokul 2. sınıf)

 

Dostluğun Gücü Öykü Serisinde Kurnaz Horoz Adlı Hikaye Kitabı İle İlgili Test Soruları ve Cevapları (İlkokul 2. sınıf)

 

1)Aşağıdakilerden hangisi kitapta adı geçen karakterlerden biri değildir?

A) Tilki

B) Horoz

C) Sincap

D) Ördek

 

2) Kurnaz Horoz’un en önemli özelliği nedir?

A) Bencil olması

B) Kibirli olması

C) Cimri olması

D) Merhametsiz olması

 

3) Kurnaz Horoz’un bulduğu şey nedir?

A) Kolye

B) Kol saati

C) Kalem

D) Altın taç

 

4) Kurnaz horoz bulduğu eşyaya daha sonra neden korku ile bakmıştır?

A) Eşyadan ses geldiği için

B) Eşyanın içinden yılan çıktığı için

C) Eşyadan dev çıktığı için

D) Eşyanın içinden ağır bir koku geldiği için

 

5) Kurnaz Horoz bulduğu eşyayı neresine takmıştır?

A) Sırt

B) Ayak

C) Boyun

D) İbik


 

6) Kurnaz Horoz’a ördek ne vermiştir?

A) Bir torba mısır

B) Bir torba ceviz

C) Bir torba buğday

D) Bir torba fındık

 

7) Sincap Horoz’a ne vermiştir?

A) Ceviz

B) Badem

C) Çekirdek

D) Kaju

 

8) Çilli Horoz kurnazlık yapıp diğer hayvanlardan istediği gıdaları alırken onu izleyen hayvanın adı nedir?

A) Kartal

B) Karga

C) Tilki

D) Kurt

 

9) Kurnaz Horoz’un bulduğu eşya kimler için değerliymiş?

A) İnsanlar

B) Kuzular

C)Horozlar

D) Yılanlar

 

10) Aşağıdakilerden hangisi kitaptan çıkarılacak bir mesajdır?

A) Sadece kendin için yaşa.

B) Kurnazlık çok kazanç getirir.

C) Sana yapılmasını istemediğin bir şeyi başkalarına yapma.

D) Emanete sahip çık.

 

 Cevaplar:

1.a  2.a   3.b   4.a  5.c   6.a   7.a   8.b   9.a   10.c

Komşularımıza Karşı Nasıl Nazik Olabiliriz?

 

Komşularımıza Karşı Nasıl Nazik Olabiliriz?


 Sevgili Peygamber Efendimiz  Hz Muhammed Mustafa bir hadis-i şeriflerinde: “Cebrâil bana komşuya iyilik etmeyi tavsiye edip durdu. Neredeyse komşuyu komşuya mirasçı kılacak sandım.”  demiştir. Yani komşularımızla iyi geçinmek gerektiğini, onlara karşı saygıda kusur etmememiz gerektiğini söylemiştir. İnsanın komşusu insana candır. 


Çünkü komşu ailedir, arkadaştır, kötü gün dostudur. Onun için komşularımızla iyi geçinmeliyiz ve onları kıracak kaba hareketlerden kaçınmalıyız. Komşularımızın bir ihtiyacı olduğunda onlara yardımcı olmalıyız. Hele hele bir de maddi durumu kötü olan komşumuz varsa onu dar gününde yalnız bırakmamalıyız ve yardım etmeliyiz. Yardımı ederken de onu kırmadan, ona karşı üstünlük taşımadan yardım etmeliyiz ve nezaket göstermeliyiz. Jest ve mimiklerimizle onların hoşuna gitmeyecek hareketler yapmamalıyız. Onların arkasından konuşmamalıyız ve onların arkasından kötü konuşan insanları da uyarmalıyız. Her zaman kibar olmalıyız, affedici olmalıyız. Komşularımız evimize geldiği zaman onlara ikramlarda bulunmalıyız, tebessüm etmeliyiz ve güzel konuşmalıyız. Tatlı dilli ve güler yüzlü olmalıyız. Onlara karşı samimi davranmalıyız. Dilimiz ve kalbimizi aynı şeyi söylemelidir. 


Samimi olmalıyız ama arada mesafeyi de korumalıyız. Bazen komşularımızla aramızda sorun olsa bile nezaketi elden asla bırakmamalıyız. Komşular olarak birbirimize güvenebilmeliyiz. Kıskanç davranışlarda bulunmamalıyız. Birlik, beraberlik ve dayanışma içinde olarak birbirimize yardımcı olmalıyız.

Hayvanların Yaşadığı Sorunlar Nelerdir Konulu Konuşma

 

 Hayvanların Yaşadığı  Sorunlar Nelerdir Konulu Konuşma


 Korunmaya en çok muhtaç olan, insanların sevgisine ve merhametine muhtaç olan canlılardır hayvanlar. Onlara karşı yapılan acımasız davranışlar insanoğlunun nasıl bir canavar olabileceğini, insanlıktan çıkabileceğini gösteriyor. Özellikle de son zamanlarda hayvanlara karşı yapılan acımasız davranışlar hayvan severleri daha doğrusu içinde merhamet taşıyan vicdanları harekete geçirdi ve iyi insanlar hayvanlara yapılan kötülükle karşısında isyan etmeye başladı.

 

Sevgili öğretmenim, değerli dinleyiciler

 

Masum canlı olan hayvanların karşılaştığı en büyük sorunlardan biri de  barınma sorudur. Özellikle kış mevsiminin soğuk ve yağışlı dönemlerinde barınma ihtiyaçları daha önemli bir hale geliyor. Barınakları olmayan hayvanlar acınası bir durumda yaşıyor ve bu da beni  derinden yaralıyor. Kimi acımasız insanlar onların önüne zehir koyuyor ve hayvanların göz göre göre ölmesine eden oluyor. Bir diğer sorun ise beslenmedir. Kışın aşırı soğuklarda yiyecek bir şey bulamayan hayvanlar açlıktan ya çok zayıflıyor, ya hasta oluyor ya da hayatını kaybediyor. 


Bir başka soruna baktığımızda şunu söyleyebiliriz: Trafik kazaları. Sürücülerin dikkatsizliği, umursamazlığı, sokak hayvanlarının maalesef sıklıkla karşılaştığı sorunlardan biridir. Hatta  kimi sürücüler aracıyla çarptığı bir sokak hayvanını, orada yaralı bir şekilde bırakıp giderek ölümüne sebep olabilmektedir. İnip o hayvana bakma zahmetinde bile bulunmayan yüreksiz kimselerdir bunlar. Bu da çarpan insanın ne yazık ki insanlıktan nasibini almadığını gösterir. Hayvana merhameti olmayanın ne yazık ki insana hiç merhameti olmaz diye boşa denilmemiştir.

 

 Hayvan hakları konusunda  da kanunlar ne yazık ki yetersizdir ve yeteri kadar yaptırım uygulanmamaktadır. Bu da hayvanların karşılaştığı farklı sorunlardan biridir. Bu sorunların ortadan kalkması için el birliği ile mücadele etmeliyiz ve “önce zarar verme” ilkesi ile hareket etmeliyiz. Onlar için elimizden gelen fedakarlıkları yapmalıyız ve onların da bir can taşıdığını, sevgiye ve ilgiye muhtaç olduklarını asla ve asla  ve asla unutmamalıyız.

Sizce İyi Bir İnsanın Sahip Olması Gereken En Önemli Özellik Nedir? Niçin?

 

Sizce İyi Bir İnsanın Sahip Olması Gereken En Önemli Özellik  Nedir? Niçin?


İyi insan olmak için temiz bir kalbe sahip olmak gerekir. İyi insan aynı zamanda erdemli ve güzel ahlaklı olan, yüreğinde sevgi ve merhamet barındıran kimsedir. İyi insanlar dili ile kalbi bir olan, içinde kötülük barındırmayandır. İyi insanlar gösterişten uzak gerçekten özünde iyiliği isteyen, sevecen, hoşgörülü kimselerdir.


 Bana göre iyi bir insanın sahip olması gereken en önemli özellik adaletli olması, haksızlık karşısında susmamasıdır. Çünkü adaletli olunduğu zaman diğer erdemlerde kendiliğinden gelir. Oysa adaletten uzak olan kimsenin yüreğinde  sevgi olur, ne şefkat olur ne de empati kurma becerisi olur. Oysa adalet bunların çoğunu içine alır. Adalet olduğu zaman kimsenin hakkı gasp edilmemiş olur. Mazlum ve haklı olanın yanında olunur. bu da iyi insanlara olan güveni artırır ve insanların birbirine karşı sevgisi, saygısı ve hoşgörü de bu sayede daha çok artmaya başlar. 


İyilik büyük bir güçtür ve herkeste bulunmaz. Çünkü iyilik insan olma, empati kurma, merhametli olma, adaletli olma demektir. Doğru, dürüst ve güvenilir olmak demektir. Alçakgönüllü olan, affetmeyi bilendir. Bunların hepsi de çok değerlidir ama bana göre en önemlisi adaletli olma, doğru olanın yanında olmaktır. Ancak böyle iyi insan olabiliriz.

Alçakgönüllülük İle İlgili Konuşma

 

Alçakgönüllülük İle İlgili Konuşma


Kendi değerini olduğundan aşağı gösteren, mütevazi ve başkalarını küçük görmeyen insanlara alçak gönüllü denir. Özellikle yaptığı herhangi bir iş ya da karakteri açısından kendini övmeyen insanlardır. Mütevazi, insanlara tepeden bakmayan, övünmeyi sevmeyen ve gösterişten uzak duran insanlar alçakgönüllü insanlardır.


Sevgili öğretmenim,

Alçakgönüllü insanlar gösteriş meraklısı olmayan, özünde iyi olan, benliğine saygı duyan kimselerdir. Böyle kimseler çıkarcı kimseler değildir. Bir işi karşılık için yapmazlar ve kimseden beklenti içine girmeden yaparlar. Kibirli kimseler değildir. Alçakgönüllü insanlara çok fazla konuşmazlar ve kendilerini çok fazla övmezler. Genelde onları başkaları över. Biri beni övdü diye de böbürlenmezler. İnce düşünceli insanlardır. Hassas oldukları için kötü insanların merhametsiz davranışları karşısında çabuk üzülüp duygularını belli eden kimselerdir. Onun için  kendini bilen kimseler, vefalı olan kimseler alçakgönüllü insanları üzmemeli, onların değerini bilmelidir. Böyle kimseler çevreleri tarafından aranan, sevilen ve sayılan kimselerdir.

 

Sevgili öğretmenim,

Yetinmeyi bilen, açgözlü olmayanlardır böyle kimseler. Kimseye karşı kin beslemezler ve yüreği sevgi ve şefkat dolu insanlardır. Ukalalık ile öz güven arasındaki ince çizgiyi bilirler. Hep benim olsun istemezler kendilerinde olandan başkasının da sahip olmasını isterler. Yüksekliği istedim, onu alçakgönüllülükte buldum der  Hz. Ali. Bundan dolayı her zaman alçakgönüllü olmalıyız. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için çok teşekkür ediyorum.