El İle İlgili Deyimler ve Anlamları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
El İle İlgili Deyimler ve Anlamları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

El İle İlgili Deyimler ve Anlamları

 

El İle İlgili Deyimler ve Anlamları

 

El ile ilgili çok sayıda atasözleri bulunur. Bu atasözleri şunlardır:

Ellerin dert görmesin:   Allah senden razı olsun, hiçbir sıkıntın olmasın.

Elinle ver, ayağınla ara: Ödünç aldığı şeyi vermekte gecikenler için kullanılan bir deyimdir.

El ermez, güç yetmez: Bir iş karşısındaki güçsüzlüğü anlatmak için kullanılır.

Eli geniş: Geçimi yolunda olan, cömert.

Eli işe yatmak: Becerikli, eli uz olmak.

El açmak: Dilenmek

El bebek gül bebek: Şımarık, naz yapan.

 

El çekmek: Vazgeçmek

El değmemiş: Hiç kullanılmamış

El kaldırmak: Karşı gelmek, el ile vurmaya kalkışmak veya vurmak.

Elden ağza yaşamak: Günlük kazancı ancak günlük gereksinmesini karşılayacak kadar olmak.

Eli para görmek: Eline para geçmek.

Eline eteğine doğru: Temiz, her türlü kötülükten uzak olan.

Elini ayağını öpeyim: Çok yalvarırım, ne olur bağışla.

Eline kalmak: Ondan başka yardımcısı olmamak.

Eline eteğine sarılmak: Çok yalvarmak

 

Elinden iş çıkmamak: Çabuk iş görememek

Elinden tutmak: Yardım etmek

El kadar: Küçücük

Eli boş gelmek: Umulan şeyi getirmeden gelmek.

 

Elde avuçta bir şey kalmamak: Hiç malı, parası kalmamak.

El uzatmak: Bir iş için uzun süre uğraştırmak

El vermek: Yardım etmek

Ele alınmaz: Çok berbat

Ele avuca sığmamak: Söz dinlememek, baskı altına alınamamak.

Ele güne karşı: Herkese karşı

El vurmak: Birini çağırmak için iki elini birbirine vurmak

Elde kalmak: Harcanmayarak, satılmayarak, yitirilmeyerek ya da kullanılmayarak yerinde durmak.

Elden çıkarmak: Bir şeyin sahipliğini başkasına geçirmek, satmak.

Elden almak: Bir malı pazara çıkarılmadan sahibinin elinden satın almak.

Elden düşme: Az kullanılmış ve sahibinin elinden ucuza alınmış (eşya).

 

Elden geçirmek: Noksanlarını ya da bozukluklarını gidermek üzere eliyle kontrol etmek.

Ele alınır: Oldukça iyi, işe yarar.

Ele vermek: Suçlu bir kimseyi haber verip yakalatmak.

Eli ayağı düzgün: Vücutça kusursuz.

Eli bayraklı: Şirret, edepsiz, kavgacı.

Eli ayağı tutmak: Vücut gücü oldukça yerinde olmak.

Eli sopalı: Zorba.

 

Elinden bir sakatlık çıkmak: Kaza yapmak, birine istemeyerek zarar vermek.

Elini kolunu sallaya sallaya gezmek: Pervasızca, kimseden çekinmeden dolaşmak.

Ellerde gezmek: Elden ele dolaşmak.

Ellerim yanıma gelsin: "Allah canımı alsın!" anlamında bir inandırma sözü.