Toplumu Oluşturan Bireyler Arasındaki Dayanışmaya Verilebilecek Örnekler Nelerdir?

 

Toplumu Oluşturan Bireyler Arasındaki Dayanışmaya Verilebilecek Örnekler Nelerdir?


Toplumu oluşturan bireyler arasındaki dayanışma örnek olarak şunları verebiliriz. Yakın bir zamanda ülkemizin başından büyük bir deprem felaketi geçmiştir. On bir ilimizde olan deprem sonucunda binlerce can kaybı yaşadık ve binlerce yaralı vatandaşımız oldu. Milletimiz bu deprem felaketinde birlik, beraberlik ve dayanışma içinde olarak orada yardıma muhtaç olan insanlara yardıma gitti ve her evden oradaki ailelere yardımlar tırlar ile ulaştırılmaya çalıştırıldı ve millet olarak yardımlaşma ve dayanışma nasıl oluyormuş örneğini tüm dünyanın gözleri önüne serdik.


 Depremden zarar görmüş insanlara herkes elinden geleni yaptık. Onları farklı şehirlere yerleştirmeye çalıştık ve maddi durumu iyi olanla oradan gelen kardeşlerimize evlerini açtılar, iş verdiler, aş verdiler ve onlar yalnız bırakmadılar. Bir diğer örnek olarak ise şudur: Bizim yakın zamanda mahallemize yeni bir komşu geldi. Komşumuzun durumu hiç iyi değildi. Yeni ev yaptırdıkları için ellerinde fazla paraları kalmamıştı. Bunun için de annem onlara ara sıra yemekle yapıyor, bahçemizdeki meyvelerden ikram ediyordu. Böylece komşumuz ile aramız günden güne daha iyi hale geldi ve bize karşı hep vefalı oldu.  Annem bir gün çok ağır girip olmuştu. Komşu teyzemiz hemen çorba yaptı ve annemin iyileşmesi için elinden geleni yaptı. Annem komşu teyze için bir iş buldu ve ona evden çalışabileceğini söyledi. Böylece mahallede maddi durumu iyi olmayan diğer kadınlara birlikte küçük bir mantı dükkanı açıldı ve kadınla orada hem çalışıp hem de para kazanmaya başladı. 


Bu dükkanın açılışını akıl eden kişi ise annem oldu. Çünkü dedemden kalma boş bir dükkanımız vardı ve öylece duruyordu. Annem ve babamın işi olduğu için o dükkanı kimse işletmiyordu En azından birilerine faydamız olsun denildi. Mahalle kadınları işleri ilerlettiği zaman biz de dükkanın kirasını almaya başladık. Hem kadınlar kazandı hem de biz kazandık..

Sınıfça Yardımlaşma ve Dayanışma İçinde Olduğunuzda Elde Edeceğiniz Başarılar Neler Olabilir?

 

Sınıfça Yardımlaşma ve Dayanışma İçinde Olduğunuzda Elde Edeceğiniz Başarılar Neler Olabilir?


Sınıfça yardımlaşma ve dayanışma içinde olunduğu zaman ortaya ortak bir başarı, ortak bir mutluluk çıkar. İşbirliği ve dayanışma sayesinde sorunlar daha çabuk çözülür ve amaca daha kısa yoldan ulaşılır. Sınıf içinde yardımlaşma ve dayanışma sayesinde sınıf öğrencileri tarafından tertemiz hale getirilir ve daha yaşanılır bir ortam olmuş olur.


 Sınıfta başarılı olan öğrenciler başarmak için mücadele eden ama yeteri kadar başarılı olamayan arkadaşlarına yardım eder ve böylece onların da başarılı olması sağlanmış olur. Bu da güzel duyguları harekete geçirir ve sınıf içinde sevgi, barış, arkadaşlık ve dostluk ortaya çıkar. Birimiz hepimiz için hepimiz birimiz için anlayışı yaklaşıldığı için güzel sonuçla ortaya çıkar. Sınıfın başarı düzeyi artar, sosyallik artar ve arkadaşlık bağları da daha da güçlü hale gelir. Bunun için her zaman yardımlaşma ve dayanışmadan yana olmak gerekir. Sınıfça dayanışma içinde olduğumuz zaman başka sınıflardan gelen öğrenciler sınıfımıza kafasına göre giremez ve böylece sınıfımız korumuş oluruz.


 Öğretmen ders anlatırken, bir arkadaşımız söz hakkını almışken sınıfça onun sözünü kesmeden dinlemek, dayanışma içinde hareket etmek sınıf ortamının daha sağlıklı hale gelmesini sağlar.

 

İnsanlara Karşı Neden Adaletli Davranılmalıdır Konulu Konuşma

 

İnsanlara Karşı Neden Adaletli Davranılmalıdır Konulu Konuşma

 

Adalet genel bir söyleyişle, herkesin hakkının gözetilmesi, hakkını alabilmesi, kimsenin başkasına zarar vermemesi yönünde bir duygudur. Bir toplumda adalet varsa o toplum kolay kolay bölünmez ve daha uzun ömürlü olur. O toplumda yaşayan insanların ruh hali daha sağlıklı olur ve kimse suçsuz yere hapislerde çürümek zorunda kalmaz. Oysa adaletin olmadığı yerde ahlak olmaz, insanlık olmaz, hakkaniyet olmaz. Güçlü olan güçsüzü ezer. Parası olan her suçu işlediği halde o kişiye hiçbir ceza verilmez. Bunun için toplumda büyük bir kaos ortamı oluşur ve böyle toplumlar kısa zamanda dağılır ve bozulur.

 

Sevgili öğretmenim, değerli dinleyiciler,

İnsanlara karşı adaletli davranmak gerekir çünkü adalet olduğu zaman kimsenin hakkı yenilmemiş olur, mazlumun hakkı korunmuş olur ve zalime gerekli olan yaptırım da uygulanmış olur. Adalet ile ilgili şu söz insanlara neden adaletli davranılması gerektiğini en net bir biçimde açıklar: “Adalet dünyadan kalkarsa, insan hayatına değer verecek bir şey kalmaz.” der Kant. Çünkü adalet olmadığı zaman insan yaşamının da bir kıymeti olmaz ve insanlık diye bir şey de kalmaz. Bunun için bir haksızlık gördüğümüz zaman susmamalıyız ve haklı olanın yanında yer almalıyız. Çünkü adalet hepimize bir gün lazım olacaktır. Bugün adaletsizlik karşısında sessiz kalırsak o adaletsizliğin bedelini belki bir gün biz kendimiz, bir başka zaman bizim çocuklarımız, torunlarımız ödeyecektir. Onun için adalet hepimize gerekir ve adil olmak insanı insan yapar Kimi insanlar adaletli olmaz ve güçlü olanın zalim olanın yanında olur. Güçlünün en büyük ayıbında susar ve hak olanın yanında yer almaz.

 

İşte böyle kimseler korkak ve kaypak kimselerdir ve adaletsizlik karşısındaki suskunluğunu bir gün mutlaka daha farklı bir şekilde ödeyecektir. Çünkü mazlumun ahı çıkacaktır ve hak yolunu bulacaktır. Dürüst ve güveniliri biri olma için, daha adil ve daha mutlu bir dünyada yaşamak için, özgürlük için, mutluluk için her zaman adaletten yana olmalıyız ve adaletli olmalıyız. İnsanlara karşı adaletli davranıldığı zaman hak eden hakkını alır ve daha sağlam temelli toplumlar sağlam bir yapı kurmuş olur ve bu yapısı da uzun ömürlü olur. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için çok teşekkür ediyorum.

Okuduğunuz Kitaplardaki Beğendiğiniz Başkahramanları Ve Bunların Özelliklerini Defterinize Yazınız

 

Okuduğunuz Kitaplardaki Beğendiğiniz Başkahramanları Ve Bunların Özelliklerini Defterinize Yazınız.


Okuduğum kitaplar şunlardır: İçimdeki Müzik,  Şeker Portakalı,  Dedemin Bakkalı, ve daha çok sayıda okuduğum kitaplar vardır. Bu kitapların kahramanlarının özellikleri ise şunlardır:

Sharon M. Draper'ın kaleme aldığı İçimdeki Müzik kitabı, 2016 yılında yayımlanmış bir kitaptır. İçimdeki Müzik adlı kitapta Melodi adında bir kız vardır. Melody, serebral palsi ile doğmuş, beşinci sınıfa giden bir kızdır. Ancak düşünebiliyor ve bunu hiç kimsenin yapmadığı gibi yapıyor. Onun suskun, çoğunlukla etkisiz vücudunun içinde, kavramları ve gerçek bilgileri dehadan başka bir tanım yapılamayacak bir düzeyde kavrayan yüksek bir zihin sıkışıp kalmıştır. Melodi engeli olmasına rağmen hayata dört elle tutunmaya çalışan, mücadeleci, azimli ve çalışkan bir kızdır. Aynı zamanda çok iyi kalpli ve empati kurma becerine sahip akıllı bir kızdır. Hayata küsmeyip hayatta ayakta kalmayı başarabilen ve her zorluğa rağmen elinden gelenin en iyisini yapan başarılı bir kızdır. Fiziksel engelli olarak doğan Melody çok zeki ancak konuşamayan bir kızdır. Melody üstün zekası ile ailesinin dikkatini çekmeyi başarmış ve onların sınırsız desteğini alarak büyümüştür. Bu nedenle hayata sıkı sıkı tutunmayı başarmıştır. Melody zihinsel engelli değildir aksine çok zeki bir kızdır.


Dedemin Bakkalı adlı kitap ise Şermin Yaşar’a aittir. Kitabın baş kahramanı ise Şebnem'dir. Şebnem üretici bir düşünceye sahip olan, kimi zaman yaramazlıklar yapmaktan da kendini alıkoymayan zeki bir kızdır. Şebnem akıllı, çalışkan ve olaylara farklı bakış açısı ile bakabilen bir çocuktur.


Şeker Portakalı  adlı kitap ise  José Mauro de Vasconcelos’ aittir. Bu kitabın baş kahramanı ise Zeze’dir. Zeze, yaramaz olmasının yanında hayal gücü geniş, okumayı tek başına sökecek kadar akıllı ve öğretmenini mutlu etmek için her gün ona bir çiçek götürecek kadar duygulu bir çocuktur. Çok küçük yaşta okula başlayan Zeze, okulda uslu ve çalışkan bir öğrenci olur ama sokakta yaramazlıklarını sürdürür.


Tuhaflıklar Asansörü adlı kitabın yazarı ise Ayşe Sevim’dir. Kitabın baş kahramanı ise Şaban’dır. Şaban’ın yaşamındaki güzelliklere kimi zaman burun kıvırdığı görüşür ve ona küçük bir ders verilir. Böylece Şaban sahip olduklarını şükreder ve doğayı daha temiz tutmak için, daha iyi ve daha sorumluluk sahibi bir çocuk olmak için yoluna devam eder. Yardıma muhtaç olan kişi aslında Şaban’ın kendisidir. Şaban da tüm bunların farkına varır ve daha iyi bir çocuk, daha bilinçli bir çocuk olur.

Teknoloji Çağında İp Veya Top Gibi Basit Malzemelerle Oynanan Oyunlar Çocuklar İçin Neden Hâlâ Önemli Olabilir? Deneyimlerinizden Hareketle Düşüncelerinizi Yazınız.

 

Teknoloji Çağında İp Veya Top Gibi Basit Malzemelerle Oynanan Oyunlar Çocuklar İçin Neden Hâlâ Önemli Olabilir? Deneyimlerinizden Hareketle Düşüncelerinizi Yazınız.


Teknolojinin gelişmesi ile oynadığımız oyunların sayısı da artmıştır. Cep telefonlarından, tabletlerden çok sayıda oyuna daha kısa zamanda ulaşır olduk ve böylece farklı oyunları da oynamaya başladık ama bunların hiçbir çocukların oynadığı geleneksel oyunların yerini alamıyor. Çünkü geleneksel oyunlar çocukları bir araya getirir, onların daha sosyal olmasını sağlar ve onları daha mutlu eder.


 Çünkü bu oyunlarda sanal bir ortam yoktur, yüz yüze iletişim ve etkileşim vardır. Teknoloji çağında ip veya top gibi basit malzemelerle oynanan oyunlar çocuklar için önemlidir çünkü çocuklar bu oyunlar birlikte oynuyorlar, birlikte vakit geçirip eğlenebiliyorlar ve daha eğlenceli bir ortam ortaya çıkıyor. Daha üretici fikirle ortaya çıkıyor ve çocuklar bir top bile daha yaratıcı fikirler ileri sürerek oyunu daha zevkli hale dönüştürebiliyor. Bu oyunlar sayesinde çocuklarda  sosyal becerilerin gelişimi, zihinsel gelişim, problem çözme yetenekleri, duygusal gelişim, risk alma ve özgüven gelişimi  daha çok olur ve böylece daha doğal bir ortam da sağlanmış olur. 


Çocuklar bir araya geldiği zaman çocukluğunu daha güzel yaşıyorlar ve birlikte oynamanın verdiği lezzet ise bir başka güzel oluyor diyebilirim. Kısacası bu oyunlar çocukların başkalarıyla iletişim kurmalarına, sosyal becerilerini ve özgüvenlerini artırmalarına ve daha mutlu yetişkinler haline gelmelerine yardımcı oluyor.

Geleneksel Çocuk Oyunlarını Araştırınız. Seçtiğiniz Bir Oyunun Kurallarını Defterinize Yazınız

 

Geleneksel Çocuk Oyunlarını Araştırınız. Seçtiğiniz Bir Oyunun Kurallarını Defterinize Yazınız


Geleneksel çocuk oyunları şunlardır: Körebe, çelik, çelik-çomak, gömme çelik, kemik, saklambaç, kazık, dokuz kiremit, beş taş, dokuz taş gibi eğlenceye yönelik oyunlar, zekaya dayalı dokuz korgol veya dokuz kumalak gibi oyunların yanında orta oyunu tarzında düğün ve diğer özel gecelerde oynanan seyirlik oyunlar da bu kategorinin içine giren oyunlar arasında yer almaktadır.


Geleneksel oyunlardan seçtiğim ve sizlere anlatacağım oyun ise beş taş oyunudur.


Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım,


Beş taş oyunun kuralları şu şekildedir ve şu şekilde oynanır: En az iki kişiden en fazla ise beş kişiden oluşan bir oyundur. Hem çocuklar hem de yetişkinler zevkle oynayabilir. Oynadığımız taşlar bir avucun içine sığabilecek boyutta olmalıdır. Oyun esnasında, oyuncu taşı düşürürse veya yerdeki taşı alamazsa oyundan çıkar ve oyun oynama sırası diğer oyuncuya geçer. Oyuncular yere oturarak oynamaya devam ederler. Kura sonucu belirlenen birinci kişi  beş taş oyununu oynamaya başlar. Taşlardan birini eline alır, havaya doğru atar, o havada iken diğer taşlardan birini eline alıp havadaki taşı tutması gerekir, tabi bunu yaparken hızlı yani dikkatli ve aktif olması gerekmektedir. Beş taş oyununu oynayan oyuncu taşları önce birer birer, sonra ikişer, üçer ve dörderli gruplar halinde toplar ve bir diğer aşamaya geçer. Bir diğer aşamada oyuncu işaret parmağını orta parmağın üzerine koyarak elini köprü yapar. Öteki oyuncunun seçtiği taşa değdirmeden tüm taşları bu köprüden geçirir. Bu şekilde de taşları toplarsa bir sonraki aşamaya geçer. Son aşama­da ise taşların tümünü havaya atıp elinin tersiy­le tutar ve bunları da fırlatılıp bu kez avuçla yakalar. Avucunda ne kadar taş varsa o kadar sayı kazanır. 


Beş taş oyunu çok eğlenceli bir oyundur. Oyunun daha ilk başında da kişi hata yapabilir ve oyun sırası diğer oyuncuya geçer. İleri aşamasında da hata yapabilir. Önemli olan oyunu sonuna kadar götürebilmek ve başarılı bir sonuç ortaya çıkarabilmektir. Beş taş oyunun kuralları bu şekildedir. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Arkadaşlarınızla Birlikte Oynamaktan Zevk Aldığınız Fiziksel Oyunlar Nelerdir?

 

Arkadaşlarınızla Birlikte Oynamaktan Zevk Aldığınız Fiziksel Oyunlar Nelerdir?


Arkadaşlarımla birlikte oyun oynamak çok zevkli oluyor ve çok mutlu oluyorum. Onlarla oyunlar oynadığım zaman günüm daha çabuk ve daha eğlenceli geçiyor. Arkadaşlarımla birlikte oynamaktan zevk aldığım fiziksel oyunlar şunlar şunlardır: Saklambaç, istop, bezirgan oyunu, ip atlama oyunu, körebe, mendil kapmaca, çuval yarışı, bowling oyunu, çemberle iş birliği oyunu, sırt sırta top taşıma oyunu, uzağa top fırlatma oyunu, top yuvarlama oyunu, hazine avı oyunu, sıcak soğuk oyunu, yakan top oyunu, futbol, basketbol, voleybol gibi daha çok sayıda oyunlardır. 


Bu oyunları oynarken daha sosyal insanlar oluyoruz ve arkadaşlarımızla birbirimizin özelliklerini zaman içinde daha yakından öğrenmiş oluyoruz. Hem eğlenceli, hem mutlu bir gün geçirmiş oluyoruz. Dijital oyunlara da meraklıyım ama ailem sokak oyunlarının beni daha çok mutlu edeceğini biliyor ve bunun için de arkadaşlarımla daha fazla vakit geçiriyorum.


 Dijital oyunların kimisi de fiziksel oyunlara dökülebiliyor. Değişik kartlar ve görsellikler hazırlayarak oyunumuzu fiziksel oyun haline getirebiliyoruz ve bu da gayet eğlenceli oluyor.

Bir Konuşma Yaparken Sadece Konuşmak Mı, Konuşmayı Resim, Müzik, Grafik Gibi Ögelerle Desteklemek Mi Daha Etkileyicidir? Niçin?

 

Bir Konuşma Yaparken Sadece Konuşmak Mı, Konuşmayı Resim, Müzik, Grafik Gibi Ögelerle Desteklemek Mi Daha Etkileyicidir? Niçin?


Konuşma eğitim ve öğretim faaliyetlerinin de temelinde yer alır. Öğretmen-öğrenci arasındaki bilgi alışverişi, açıklama, anlatma, değerlendirme en çok konuşma aracılığıyla yapılır. Konuşmada konu ve konunun nasıl anlatıldığı kadar konuşanın ses tonu, diksiyonu, vurgulama ve telaffuzu da çok önemli hususlardır. Konuşmada anlamı vurgulama konusunda yardımcı bir özellikte vücut dilini doğru ve güzel kullanabilmektir. Vücudumuz duyguları ifadede ve konuşmayı etkili kılmada en önemli yardımcımızdır. Ancak onu nasıl kullanacağımızı bilmemiz gerekir.  Bir konuşmayı yaparken  etkili konuşmak elbette iyidir ama sadece konuşarak etkili konuşma da sağlanamaz. 


Bir konuşma yaparken konuşmayı resim, müzik, grafik gibi ögelerle desteklemek daha etkileyicidir. Çünkü tüm bunlar sayesinde konuşma daha ilgi çekici olur ve dinleyiciler sizin anlattıklarınızı can kulağı ile dinler ve konuşmada  ve konuşmayı sunarken kullandığınız materyaller sayesinde anlatmak istediklerinizi daha net anlatırsınız bu sayede sizi dinlemeye gelen dinleyiciler de ve her zaman sizi dinlemek isterler. Böylece akıcı bir konuşma, akıcı bir sunum ve verimli bir ortam sağlanmış olur. Konuşmayı yaparken görsellerden faydalanıldığı zaman dinleyiciler o görselleri unutamazlar. Konuşmanın içeriğine uygun müzik konulması dinleyicide olumlu bir etki bırakır ve konuşmayı daha etkili ve dikkatli dinlemeye başlar. Konuşmayı grafikler ile desteklemek dinleyicilerin grafikteki bilgilere daha iyi odaklanmasını sağlar. 


Kısacası konuşma yaparken farklı materyaller konuşmayı daha etkili hale getirir ve hem zevkli, hem üretken bir ortam kurulmuş olur. Konuşmayı yaparken farklı öğretim yöntem ve tekniklerini kullanmak her zaman daha avantajlı olur. Bu sayede dinleyiciler o ortamdan sıkılmazla ve orada daha uzun süre kalıp konuşmacının bilgilerinden, deneyimlerinden ve yaptıklarından faydalanmak isterler.

Yeterli Ve Dengeli Beslendiğinizi Düşünüyor Musunuz? Niçin?

 

Yeterli Ve Dengeli Beslendiğinizi Düşünüyor Musunuz? Niçin?

 

Yeterli ve dengeli beslenme; vücudun sağlıklı büyümesi, yenilenmesi ve çalışması için gerekli olan enerjinin ve tüm besin maddelerinin yeterli ve uygun şekilde alınmasıdır. Yeterli ve dengeli beslenme hastalıklardan korunmanın ve sağlığın temelidir. Yeterli ve dengeli beslenildiği zaman kişi hem beden olarak daha sağlıklı olur hem de ruhsal olarak kendini daha enerjik ve daha mutlu hisseder. Yeterli ve dengeli beslendiğimi düşünüyorum. Çünkü ailem küçük yaşlardan beri yeterli ve dengeli beslenmemi sağlamış ve ben de aynı yoldan devam ediyorum.

 

Hemen hemen her vitamin grubundan, mineral grubundan, proteinden ve karbonhidrattan ölçülü olarak tüketiyorum ve uzmanların beslenme konusunda söylediklerine de elimden geldiğince uymaya çalışıyorum. Yeterli ve dengeli besleniyorum çünkü kolay kolay hasta olmuyorum ve yeterli beslendiğim için de bağışıklık sistemim bir anda çökmüyor ve kendimi daha güçlü ve daha sağlıklı hissediyorum. Öyle de oluyor. Arada sırada abur cubur da kaçırdığım oluyor ama bunu asla abartmıyorum. Çünkü abarttığım zaman bağımlılık oluyor ve hemen o tür kötü beslenme alışkanlığından kendimi koruyorum.

 

 Yeterli ve dengeli beslediğim için aşırı kilolu değilim. Bu yüzden kendimi daha dinç hissediyorum ve daha mutlu oluyorum. Hemen yorulmuyorum,  dişlerim çürümüyor, yüzümde fazla sayıda sivilce çıkmıyor, rahat hareket edebiliyorum. Yeterli ve dengeli beslenen kişiler, yetersiz ve dengesiz beslenen kişilere göre daha güçlü bir görünüme sahip, bakışları daha aktif ve dikkatli, ciltleri daha pürüzsüz ve nemli, baş ağrılarından, yorgunluktan ve isteksizlikten uzak; zihinsel, fizyolojik ve sosyal gelişim bakımından daha normal olan kişilerdir. Bu nedenle yeterli ve dengeli beslenmenin hayatımızı devam ettirmek için çok önemli olduğunun bilincinde olarak hareket etmeliyiz. 

Sağlıklı Yaşamın Sırları Konulu Konuşma

 

Sağlıklı Yaşamın Sırları Konulu Konuşma

 

Hayatta insanlar için en büyük hazinenin sağlık olduğunu düşünüyorum. Sağlık yerinde olmadığı zaman malın ve mülkün, eğlencenin hiçbir tadı olmaz. Çünkü acı çekerken, ağrı çekerken para bize mutluluk vermeyecektir. Oysa insanın sağlığı yerinde olduğu zaman kendine yetebilecek kadar parasının olması onu yeterince mutlu eder diye düşünüyorum.

 

Sevgili Öğretmenim, değerli sınıf arkadaşlarım,


Sağlık yaşamın sırları şunlardır. Öncelikle yeterli ve dengeli beslenmeyi kendimiz ilke edinmeliyiz ve bundan kesinlikle vazgeçmemeliyiz. Bazen istisnai durumlar olabilir ama genel olarak bu şekilde yaparsak daha sağlıklı oluruz. Sigara, alkol gibi kötü alışkanlıklardan uzak durmalıyız. Düzenli uyumalıyız. Her gün aynı saatte yatıp aynı saatte kalkmalıyız. Erken yatıp erken kalkarsak gün ışığından daha fazla yararlanırız ve gece de uykusuz kalmamış oluruz. Gece geç saatlere kadar uyumayıp geç kalkarsak gün boyunca halsiz ve gergin oluruz. Sağlığımız için spora özen göstermeliyiz. Yürüyüş yapmalı, egzersiz yapmalıyız vb.

 

 

Sevgili öğretmenim,

Beynimizi aktif tutmalıyız ve aşırtı konforlu bir yaşamdan uzak durmalıyız. Sürekli yemek, dinlenmek, yatmak insan beynini bir zaman sonra yavaşlatmaya başlar ve üretici düşünemez hale geliriz. Onun için kitap okumalı, derslerimize iyi çalışmalıyız. Böylece beynimiz daha aktif olur ve daha az unutkan biri oluruz. Bedensel ve ruhsal sağlığımıza da dikkat etmeliyiz. Kendimizi temiz tutmalıyız. Kirli bir ortamda yaşamamalıyız. Ruhumuzu temiz tutmalıyız ve insanlara karşı kötü duygular beslememeliyiz, kendi sağlığımız için bize kötülük edenleri affetmeliyiz  ama iyi niyetimizi de kimsenin istismar etmesine göz yummamalıyız.

 

 Aşılarımızı zamanında yaptırmalıyız. Aşırı güneş ışığına maruz kalmamalıyız. Stresle başa çıkmayı öğrenmeliyiz ve  olumsuz bir durum yaşadığımız zaman ona takılıp kalmamalıyız ve sorunlarımıza farklı çözüm yolları bulmaya çalışmalıyız ve hayatta da asla umudumuz kaybetmemeliyiz. İşte bunları yaptığımız zaman daha sağlıklı, daha aktif ve daha mutlu bir insan olabiliriz. Anlatacaklarım bu kadardır. Dinlediğiniz için çok teşekkür ediyorum.