En Büyük Hazine Kanaatkâr Olmaktır, Sonra Sağlık ve Çalışkanlık Oldu Mu, Yaşamak İçin Yeter Bunlar.

 

En Büyük Hazine Kanaatkâr Olmaktır, Sonra Sağlık ve Çalışkanlık Oldu Mu, Yaşamak İçin Yeter Bunlar

 

İnsan sahip olduğu şeylere şükretmesini bilmelidir sürekli fazla ve hep daha fazlasını ister. Daha fazlasını da istemeye devam ettiği sürece hayatı boyunca mutsuz olur ve hayata olan tutkusu da kalmaz. Oysa kanaatkâr olmak insanı mutlu eder, insanın hayata bakış açısını olumlu yönde etkiler ve insanın empati kurduğunu da gösterir. 


Bunun için de en büyük hazine kanaatkâr olmaktır, sonra sağlık ve çalışkanlık oldu mu yaşamak için yeter bunlar der Goethe. Gözü ve gönlü tok olan insanlar sevgi dolu ve merhamet dolu insanlardır. Sağlıklı olduğumuz zaman, çalışkan da olduğumuz zaman hayatı daha çok severiz ve hayata dört elle sarılmaya başlarız. Tüm bunlar insanı güçlü kılar, mutlu eder ve kişin yaşamda daha dik durmasını sağlar. 


Sağlığı yerinde olmayan, tembel ve açgözlü kimseler yaşamadan da zevk almazlar ve tekdüze bir şekilde yaşamaya devam ederler. En büyük hazine kanaatkâr olmak, sağlıklı olmak ve çalışkan olmaktır. Kötülük insana tamahtan gelir. Kanaatten hiç kimse ölmedi, hırsla da hiç kimse padişah olmadı. der. Hz. Mevlana.

Gücün Haklı Çıktığı Yerde Adalet Yoktur Güce Tapan İnsanların Olduğu Yerde Huzur Yoktur

 

Gücün Haklı Çıktığı Yerde Adalet Yoktur Güce Tapan İnsanların Olduğu Yerde Huzur Yoktur


Gücün olduğu yerde adalet yoktur. Çünkü adalet güçle değil hakkı olana hakkını teslim etmekle gerçekleşir. Güce tapan insanların olduğu yerde huzur olmamasının nedeni de yine adaletsiz bir toplum yapısının olmasından kaynaklanır. Bir toplumda adalet ortadan kalkmışsa orada güçlüler adalet verici olur ve bu da keyfi olacağı için mazlum olanın hakkı çiğnenir, güçlü olanın hakkı olmasa bile ona en geniş yetki verilir. Bunların gerçekleşmemesi için toplumların içindeki fertlerin tek tek adalete önem vermesi gerekir ve her zaman adaletten yana olması gerekir.


 Adaletin olmadığı yerde ahlak yoktur, adaletin olmadığı yerde huzur yoktur, adaletin olmadığı yerde insanlık da insan hakları da yoktur. Onun için önce adaletli olmak gerekir. Haksızlıklara gereken zamanda ve gereken yerde tepki vermek gerekir. Haksız olan, adaletsizliği yapan en yakınımız bile olsa affedilmemesi gerekir. Etik olan haklı olana hakkını vermektir. Yüce Allah da Kuranı Kerim2de adaletin önemi ile ilgili şu ayeti indirmiştir: Ey iman edenler, kendiniz, anne-babanız ve yakınlarınız aleyhine bile olsa, Allah için şahidler olarak adaleti ayakta tutun. (Onlar) ister zengin olsun, ister fakir olsun; çünkü Allah onlara daha yakındır. Öyleyse adaletten dönüp heva (tutkuları)nıza uymayın. Eğer dilinizi eğip büker (sözü geveler) ya da yüz çevirirseniz, şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır. Maide Suresi, 8. ayet. İşte tüm bunlardan dolayı güce değil adalete sırtımızı yaslamalıyız ve haklı olanın yanında olmalıyız. 


"Haklıdan yana değil güçlüden yana olanlar korkak ve kaypak olurlar; güç merkezi değiştikçe döner fırıldak olurlar." demiştir Uğur Mumcu. Bizler haklı olanın yanında olalım güçlü olanın değil.

Uğur Mumcu’nun Bir Pulsuz Dilekçe Kitabında Geçen Alıntılar

 

Uğur Mumcu’nun Bir Pulsuz Dilekçe Kitabında Geçen Alıntılar

 

 Suikasta uğrayarak hayatını kaybeden onur ve dürüst gazeteci Uğur Mumcu Bir Pulsuz Dilekçe kitabında 12 Mart döneminin arkasından gelen ve aslında onun uzantısı olmaya çabalayan Milliyetçi Cephe rejiminin marifetleri ve marifetlileriyle uğraşıyor. Ülke gerçeklerine  değinen Uğur Mumcu Bir Pulsuz Dilekçe kitabında şunları yazmıştır:

 

“Türkiye bir garip ülke oldu. Yolsuzluklar, cinayetler, son zamanlarda çok partili hayatımızın vazgeçilmez unsurları yapıldı, kimsenin bu işlere aldırdığı yok. Toplum olarak cinayetlere de yolsuzluklara da alıştırıldık.”

“Özgürlüklerin kısıldığı bir toplumda, insanlar, bir maskeli balodaymış gibi, kimlerle beraber olduğunu bile bilmiyor. Işıklar açıldıkça, maskeler çıkıyor, ve herkes gerçek yüzleriyle tanınıyor...”


“Devleti ele geçirmek, her zaman tankla tüfekle olmaz. Devlet bürokrasisi içinde, önemli köprü başlarının tutulması, karar organlarında egemenlik kurulması da bir bakıma, devletin ele geçirilmesidir. “Milliyetçi Cephe” adıyla ortaya çıkan sermaye partileri, devleti adım adım egemenlikleri altına sokmuşlardır.”

Cinayet, yolsuzluk ve işkence... Bu uğursuz üç geni kırmadan, ne demokrasiden söz edebilirsiniz, ne de özgürlükten.”

“Arslanın sırtında hükmetmeye özenenler de bir gün bu arslana yem olurlar.”

"Şiddet, şiddeti besler " gerçekten de öyledir. Şiddetin egemen olduğu toplumlarda, yasalara bir yana atılır, öç alma ve kin, bir " siyasal kan davası " gibi herkesi sarar.”


“ Atatürk’ün hangi ilkesini bir bayrak yarışı gibi genç kuşaklara sapasağlam verebildiler? Ülkemizin bağımsızlığını mı korudular? Kırk bin karanlık köyü ışıklarla mı donattılar? İnançları uğruna yiğitçe mi dövüştüler? Yenilmezliğin, ulusallığın simgesi mi oldular? Atatürk milliyetçiliğinin hangi mirasına sahip çıktılar?. Ülkeyi yönetmiş ve yönetmekte olan ve <Nizam-ı alem > adına bir kuşağı ezmek isteyenlere soruyoruz: —Sizler, Atatürk’ün mirasını harcamış bir kuşağın sorumluları ve suçluları değil misiniz? . Ne ektiniz ki , ne biçmek istiyorsunuz?... 

İyi İnsan Aklından Hiç Kötülük Geçirmeyen Saf İnsan Değildir İyi İnsan Her Şeyin Farkında Olup İyiliği Tercih Edendir

 


İyi İnsan Aklından Hiç Kötülük Geçirmeyen Saf İnsan Değildir İyi İnsan Her Şeyin Farkında Olup İyiliği Tercih Edendir


İyi insanlar hiçbir şeyden haberi olmayan, saf kimseler değildir. Yani kendilerini geliştirmiş, olgun, kişiliği oturmuş, yürekleri temiz olan insanlardır. İyi kimseler  kimlerin art niyetli kimlerin kötü niyetli olduğunu bilirler ama her şeye rağmen iyi olarak kalmayı tercih ederler. Karşısındaki kişilerin nasıl olduğunu bilirler ama onları gibi olmazlar. Çünkü onlar gibi olursa kendilerinin de onlardan bir farkı olmadığını anlarlar ve bunun için her şeye rağmen iyi olmakta ısrar ederler.


Kendi duruşlarını bozmazlar ve kendilerine yakışan erdemli davranışları sergilerler. İyi insan aklından hiç kötülük geçirmeyen saf insan değildir, iyi insan her şeyin farkında olup iyiliği tercih edendir. Yoksa iyi insanlar da bilir her türlü oyun çevirmeyi, insanları kandırmayı, bencil olmayı. Ama onlar her şeye rağmen iyi olmayı tercih ederler. Merhametli olmayı, sevgi dolu olmayı tercih ederler. Kimi kurnaz insanlar onlar iyi niyetli diye onlara en iyi yakıştırması yapa ve karşısındaki kandırdığını, kullandığını sanır ama herkes kendine yakışanı yapar ve herkes kalbinin ekmeğini yer. 


İyi niyetli insanların iyi niyetini sömüren kimseler aslında zavallı kimselerdir. Böyle insanlara karşı da dikkatli olmak ve kendini kullandırmamak gerekir. İyi insanları daha çok sevmeliyiz ve onlara daha çok değer vermeliyiz. Onların iyi niyetini suistimal etmemeliyiz.

Arkadaşını Yalnızken İkaz Et Başkalarının Yanında Öv.

 

Arkadaşını Yalnızken İkaz Et Başkalarının Yanında Öv.


Arkadaşlar birbirlerinin her halini her ortamda dile getirmeyen, birbirlerine saygılı olan ve birbirini çok seven kimselerdir. Arkadaşlar arasında bazen anlaşmazlıklar olabilir ve bu son derece normaldir. Arkadaşımız bir yanlış yaptığı zaman onun kusurunu başkalarının yanında bağıra bağıra söylememeliyiz. Ona akıl vermeye çalışmamalıyız. Bu olsa olsa dikkat çekme ve arkadaşımızı başkalarının yanında küçük düşürme, rencide etme olur. 


Arkadaş arkadaşı yalnızken uyarmalı, yanlışlarını da baş başayken birbirlerine söylemelilerdir. İyi bir arkadaş  sevdiğini her hali ile kabul eder ve onu başkalarının yanında kırmaz, incitmez. Bunun için de arkadaşını yalnızken ikaz et, başkalarının yanında öv denilmiştir. Arkadaşlarımızı başkalarının yanında övdüğümüz zaman arkadaşımız kendini iyi hisseder, mutlu olur ve yanlışları varsa da onları düzeltmeye çalışır ve daha iyi insan olma yolunda ilerler. 


Başkalarının yanında övdüğümüz arkadaşımız kendini daha güçlü hisseder, bize güven duyar ve o da bizim her zaman yanımızda olur, o da bizim yanlışlarımızı baş başayken bize söyler. Böylece de arkadaşlık daha uzun ömürlü, daha güvenilir ve daha sevgi dolu olur. Başkalarının yanında uyarmak ise onu mutsuz hisseder, kendini güvende hissetmez ve bir daha bize güvenmez.

Kanaat Kelimesinin Anlamını Araştırınız. Kanaat İle İlgili Atasözü, Deyim ve Özdeyişlerden Birkaçını Bulup Defterinize Yazınız.

 

 Kanaat Kelimesinin Anlamını Araştırınız. Kanaat İle İlgili Atasözü, Deyim ve Özdeyişlerden Birkaçını Bulup Defterinize Yazınız.

 

Kanaat: elindekiyle yetinme durumu, yeter bulma, kanıklık.

Kanaat kelimesi ile ilgili atasözleri şunlardır:

Kanâatta izzet, tamah da zillet vardır. 

Aç doymam, tok acıkmam sanır.

Kanaat gibi devlet olmaz.

Azıcık aşım, kaygısız başım.

Kanaat, tükenmez hazinedir .

Aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz.

Bir başa bir göz yeter.

Çoğu zarar, azı karar. 

Evdeki ayran komşudaki yoğurttan iyidir.

 

Kanaat İle İlgili Deyimler

Kıt kanaat geçinmek, kanaat etmek, kıt kanaat vb.

 

Kanaat ile ilgili özdeyişler şunlardır:

Elinde olandan memnun ol, insan her şeyde birinci olamaz. Ezop

Tama fakirlik, kimsenin servetine göz dikmemek zenginliktir. İnsanların servetine göz dikmeyen onlardan müstağni olur. Hz. Ömer.

Kötülük insana tamahtan gelir. Kanaatten hiç kimse ölmedi, hırsla da hiç kimse padişah olmadı. Hz. Mevlana

 

Kime yeteri kadarı az gelirse, ona hiçbir şey yetmez. Epikuros

Yeryüzünde bütün ızdıraplar, aza kanaat etmemekten doğar. Firdevsi

“Eğer siz iman eder ve şükrederseniz, Allah size neden azap etsin! Allah şükre karşılık veren ve her şeyi bilendir.”

“Müjde o kimseye ki, İslam hidayetine ulaşmış, geçimi yetecek kadar verilmiş ve buna kanaat etmiştir.” Hz Muhammed.

En büyük hazine kanaatkar olmaktır, sonra sağlık ve çalışkanlık oldu mu, yaşamak için yeter bunlar. Goethe

Doğan Cüceloğlu’nun Öğretmen Olmak Kitabında Öğretmenlik İle İlgili Özlü Sözler

 

 Doğan Cüceloğlu’nun Öğretmen Olmak Kitabında  Öğretmenlik İle İlgili Özlü Sözler

 

Doğan Cüceloğlu ve İrfan Erdoğan'ın öğretmenliğe yükledikleri anlam adına yaptıkları sohbetlerden derlenen bu kitapta, genel olarak “öğretmenlik yapmak” ve “öğretmen olmak” arasındaki ince çizgiden bahsedilmiştir.

Kitapta geçen özlü sözler şunlardır:

"Bence dünyada öğretmenlik gibi hiçbir meslek yok ki sadece bir saatlik bir dersle bile bir insanın kaderini etkileyebilsin".

"Sevgisizlik bir tür zehirdir..."

“Aristoteles, "İnsanlara aynı eğitimin verilmesi aynı faziletleri meydana getirmez," der.”

“Bir insana ismiyle hitap etmenin ne kadar önemli olduğunu bilmek gerekir.”

“Sen sevilmeye layıksın. Emek vermeye, zaman vermeye değersin...”

“Öğretmen olmak bir ayrıcalıktır.”

“İnsan öğretirken öğrenir ve böylece öğrencilik ve öğretmenlik dalga dalga birbirini izler.”


“Aristo, "insan sevmediği bir kimseden öğrenemez" der. Bu yüzden öğretmen, kendisinden her an etkilenen öğrencilerle bir gönül köprüsü inşa eder.”

“ Öğretmenlik yapan “ yüz “ merkezlidir , öğretmen olan ise “ CAN “ merkezlidir . “

“Her insanın hayatında silinmez izler bırakıp derinden etkileyen en az bir öğretmeni olmuştur.”

“Öğretmenin tanıklığı önemlidir. Öğretmen neye tanıklık ederse o gelişir ve gerçekleşir. Dolayısıyla öğretmen, yaptığı tanıklıkla bir öğrencinin hayatını olumlu veya olumsuz yönde değiştirebilir.”

“Sadece elini değil, onun geleceğini tutuyorsun Yalnız aklına öğretmiyorsun, kalbine de dokunuyorsun Sadece gözlerinin yaşlarını silmiyorsun, içindeki ruhu da besliyorsun Onların ne olacağında senin payın çok büyük Onlarla bir dakika geçirmiyorsun, ömür boyu sürecek anı oluşturuyorsun Sen gittikten sonra onlarda yaşayacaksın Ne muhteşem bir gücün olduğunu aklın hiç bilemeyecek  Bu dünyada etkin hiç bitmeden sürecek, sürecek, sürecek “Ben sadece bir öğretmenim!” demek mümkün değil, Sen sözlerin anlatamayacağı kadar büyüksün Öğrencinin sana bakışında kim olduğunu, Öğrencinin sana gülümseyişinde ne ifade ettiğini anla Sadece elini değil, onun geleceğini tutuyorsun Yalnız aklına öğretmiyorsun, kalbine de dokunuyorsun Sadece gözlerinin yaşlarını silmiyorsun, içindeki ruhu da besliyorsun Onların ne olacağında senin payın çok büyük!”

“Fark ettim ki kalpten kalbe bir sohbet içinde olan kişiler, birbirlerini gürültülü ortamlarda da duyup anlayabilirmişler.”

“Ben sadece öğretmenim" demek mümkün değil, Sen sözlerin anlatamayacağı kadar büyüksün.”


“Bir öğretmenin en büyük gücü gözlem yapmaktır. Öğretmen, öğrenmek için sahip olduğu gözlem gücünü kullanır ve sürekli gözlem yapar.”

“Eskiden bir öğretmen, çalıştığı okulun içinde bulunduğu mahalle ile bütünleşerek, o mahallenin sakinleriyle yaşayarak var olmaktaydı. Günümüzde ise zamanının çoğunu yollarda geçirerek vardığı bir okulda sadece öğretmenlik yapabilir.”

“Öğretmenliğin temelinde filozof olmak yatar.”

"Bir öğretmenin sahip olduğu değerler de bir ulusun geleceğini ve kaderini belirler."

Pulsuz Dilekçe Adlı Metinde Anne ve Babasına Seslenen Çocuğa Cevap Olarak Defterinize Bir Mektup Yazınız

 

Pulsuz Dilekçe Adlı Metinde Anne ve Babasına Seslenen Çocuğa Cevap Olarak Defterinize Bir Mektup Yazınız


Sevgili yavrum.

Benim de sana karşı duygu ve düşüncelerimi dile getirme ihtiyacı hissettim ve sana bir mektup yazmak istedim. Şunu bil ki seni çok seviyoruz ve sen bizim için çok değerlisin. Yetişkinler olarak kimiz aman size karşı çok yanlış davranabiliyoruz ve bu bizim hakkımızmış gibi büyük hatalara düşebiliyoruz Bize yazdığın mektup o kadar anlamlı olmuş ki okudukça duygulandım, gözlerimden yaş boşaldı ama aynı zaman da senin gibi akıllı ve bilinçli, düşünceli bir çocuğa sahip olduğum için çok mutlu olduğumu belirtmek isterim

 

Sevgili canım evladım,

Bundan sonraki hayatımda seni daha iyi tanımaya ve anlamaya çalışacağım. Sürekli senin özgürlüğünü kısıtlayacak yanlış davranışları yapmayacağım ve daha bilinçli bir ebeveyn olacağım. Seni dinlemeyi öğreneceğim, seni daha iyi anlamaya çalışacağım ve bunun için de ilk olarak kendimi değiştireceğim ve eğiteceğim. Sana karşı bir söz verdiysem yapacağım ve tutarlı bir insan olacağım. Sana davranışlarımla güzel örnek olmaya çalışacağım. Ailemiz içinde sevgi ve saygı daha çok artacak ve bunu sana hissettireceğim canım yavrum. Daha güzel günler, daha anlayışlı ve mutlu günler bizimle olacak bundan sonraki hayatımızda.

 

Canım evladım,

Seni bağırarak eğitmeye çalışmayacağım bir daha. Seni kimseyle kıyaslamayacağım, kendi çocukluğum da dahil olmak üzere. Çünkü sen ben değilsin bende  sen değilim. Onun için senin sen olmana müsaade edeceğim ve seni bir kalıba sokmaya çalışmayacağım. Seni hatalarınla kabul edeceğim ve yargılamayacağım. Yaptığın hataları hemen yüzüne vurmayacağım ve seni anlamaya çalışacağım.

 

Senden yaşına göre davranışlar bekleyeceğim ve üstesinden gelemeyeceğin sorumluluklar yüklemeyeceğim senin  o küçücük omuzlarına. Çünkü sen benim en kıymetlimsin, gözümün nursun sevgili yavrum. Hata yaptığım zaman senden özür dileyeceğim ve beni affetmeni bekleyeceğim. Sana karşı sabırlı olacağım, seni asla aşağılamayacağım ve karakterine hakaret etmeyeceğim. Yanlış davranışların için uyarıda bulunacağım ama kişiliğini hedef alacak, seni incitecek davranışlardan uzak duracağım. Seni çok seviyorum ve sevmeye de devam edeceğim.

Haritada Kaybolmak Kitabı İle İlgili Test Soruları ve Cevapları (2)

 

Haritada Kaybolmak Kitabı İle İlgili Test Soruları ve Cevapları


1) Kitaba göre birçok kişinin  farkında olmadan yakalandığı hastalığın adı nedir?

A) Depresyon

B) Obezite

C) Obsesif Kompulsif

D) Coğrastrit

 

2) Alt Kardeşlerin girdiği dükkanın adı nedir?

A) Tuhaflıklar Dükkanı

B) Merak Dünyası

C) Simit Dünyası

D) Saray Dükkanı

 

3) Kitapta bahsedilen haptan bir kerede ondan fazla alınması neye neden olurmuş?

A) Kalp krizi

B) Beyin kanaması

C) Hızlı ömür kaybı

D) 200 yaşına kadar yaşama

 

4) Dükkan sahibinin adı nedir?

A) David

B) Can

C) Austin

D) Chagrin

 

5) Aşağıdakilerden hangisi rulo kağıtta yazılanlardan biri değildir?

A) Toprak

B) Ateş

C) Su

D) Doğalgaz

 

6) Çocuklar neyi tercih etmiştir?

A) Hava

B) Su

C) Toprak

D) Ateş

 

7) Rulonun içinden ne çıkmıştır?

A) Top

B) Misket

C) Dünya Haritası

D) Türkiye Haritası

 

8) Okyanusların büyükten küçüğe doğru sıralaması hangi seçenekte doğru olarak verilmiştir?

A) Hint Okyanusu- Atlas  Okyanusu- Büyük Okyanus- Kuzey Buz Denizi

B) Büyük Okyanus- Atlas Okyanusu- Hint Okyanusu- Kuzey Buz Denizi

C) Kuzey Buz Denizi- Hint Okyanusu- Atlas Okyanusu- Büyük Okyanus

D) Büyük Okyanus- Atlas Okyanusu- Kuzey Buz Denizi- Hint Okyanusu

 

9) Aşağıdakilerden hangisi Alt Kardeşlerde görülen değişimlerden biri değildir?

A) Boy uzama

B) Saçların dökülmesi

C) Kilo alma

D) Ses kalınlaşması

 

10) Alt Kardeşlerin başına gelen gizemli olayda başlarına gelen en iyi olay  aşağıdakilerden hangisi olmuştur?

 A) Çok iyi aşçı olmuşlardır.

B) Yetenekli bir futbolcu olmuşlardır.

C) Okulun en başarılı öğrencileri olmuşlardır.

D) Kardeşler araba kullanmaya başlamışlardır.

 

11) Hindistan’da kaç çeşit dil konuşuluyormuş?

A)  50

B) 90

C) 145

D) 200

 

12) Resmi dili Urduca olan ülke aşağıdakilerden hangisidir?

A) Amerika Birleşik Devletleri

B) Fransa

C) Almanya

D) Pakistan

 

13) Aşağıdakilerden hangisi Alt Kardeşlerin düşmanlarından biri değildir?

A) Ted

B) Ned

C) Wrangel

D) Sulugöz Terasa

 

14) Alt Kardeşler yaşlandıkça kime benzemeye çalışmışlardır?

A) Robinson Crusoe

B) Ted

C) Ned

D) Dedeleri

 

15)  Alt Kardeşlerin balık oltalarının ucuna takılan kimdir?

 

A) Hırçın Marvin

B) Ted

C) Ned

D) Sulugöz Terasa

 

16)  Dünyanın en uzun nehri aşağıdakilerden hangisidir?

A) Amazon Nehri

B) Nil Nehri

C) Lena Nehri

D) İrtiş Nehri

 

 

17)  Haritanın işaret ettiği sözcükler neydi?

A) Yatay döndür

B)  Yavaş döndür

C)  Ters döndür

D) Hızlı döndür

 

18) Alt Kardeşlerden dünyayı istenilen yönde döndürdüğü zaman ne olmuştur?

A) Kardeşler yere yığılmıştır

B) Kardeşlerin dişleri dökülmeye başlamıştır

C) Kardeşler eski çocuk hallerine dönmüşlerdir

D) Kardeşler ölmüştür

 

19)Aşağıdakilerden hangisi kitapta geçen karakterlerden biri değildir?

A) Gezgin Tim

B) Hırçın Marvin

C) Sulugöz Terasa

D) Yaramaz Kedi

 

20) Haritada Kaybolmak kitabının yazarı kimdir?

A) Vladimir Tumanov

B) Henry James

C) Jack London

D) Charles Dickens


 

Cevaplar:

1. d  2.a  3.c   4. d   5.d   6.c  7.c  8.b   9.b   10.d  11.d   12.d   13.d  14.a  15.a  16.b   17.c   18.c  19.d  20.a


Not: Haritada Kaybolmak romanında iki kardeşin başlarına açtıkları dertten kurtulması, harita kullanma becerilerine bağlı! Bilmecelerde ipuçları verilen ülkelerin, dünya haritası ve ansiklopedi kullanılarak çözülmesiyle ilerleyen roman, hem öğrenmeyi eğlenceli kılıyor, hem de coğrafyanın yaşamımızdaki önemini vurguluyor.

Aşağıdaki Metni Okuyup Soruların Cevaplarıyla İlgili Düşüncelerinizi Arkadaşlarınızla Paylaşınız

 

Aşağıdaki Metni Okuyup Soruların Cevaplarıyla İlgili Düşüncelerinizi Arkadaşlarınızla Paylaşınız


Zamanı yönetme beceriniz, hayatta elde edebileceğiniz başarıları etkileyen en  önemli faktörlerden bir tanesidir. Zaman, vazgeçilemez ve yeri doldurulamaz bir başarı kaynağı haline gelebilir. O, en değerli varlığınızdır ve bir kez yitirildi mi ne kurtarılabilir ne de  geri getirilebilir. Hayatta yapmanız gereken her şey, bir zaman gerektirir ve zamanınızı ne kadar iyi kullanırsanız o kadar şey başarır ve daha büyük kazançlar sağlarsınız.

 

Soru: Sizce zamanlama ne demektir?

cevap: Bir şeyin en uygun zamanını bulmak zamanlamadır.


Soru: Zamanlama planlaması yapıyor musunuz? Nasıl?

Cevap: Evet zamanlama planlaması yapıyorum. Örneğin ders programına göre ve saatlerine göre dersimi çalışıyorum böylece her işimi zamanında yaparak başarılı olmaya gayret gösteriyorum.


Soru: Zamanlamaya dikkat edilmesi kişilerin yaşamını nasıl etkiler?

cevap: Zamanlamaya dikkat edildiği zaman işlerimizi uygun bir zamanda halletmiş oluruz ve elimize geçen fırsatları da geçirmemiş oluruz. Böylece hem mutlu oluruz hem de gereksiz pişmanlıklar yaşamamış oluruz.


Soru: Her işi zamanında yapmak neden önemlidir?

Her işi zamanında yapmak gerekir çünkü zamanında yapılan iş fırsatları kaçırmamamızı sağlar ve pişmanlıklar yaşamamış oluruz ve işimizi anında hallettiğimiz içinde  sorunlar ile karşı karşıya kalmayız ve mutlu oluruz, çalışkan oluruz, sorumluluk sahibi bir insan oluruz.


 Soru: Bugüne kadar özellikle zamanlamaya dikkat ettiğiniz için elde ettiğiniz bir başarı ya da kazanç oldu mu? Örnekler vererek açıklayınız.

Zamanlamaya dikkat ettiğim için elde ettiğim bir başarı oldu. Okulumuzda kitap yarışması vardı ve onun süresi de bir haftaydı. O kitabı her gün  okudum ve en ince detayına kadar inceledim. Sınav zamanı geldiği zaman da sınavına katıldım ve okulda birinci oldum. Eğer ki zamanlamaya dikkat etmeseydim, bir plan ve program dahilinde hareket etmeseydim başarılı olamayacaktım ve onun için de üzülecektim.