Kısa mektup örnekleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kısa mektup örnekleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Atatürk’e Mektup

 Atatürk’e Mektup


Ülkemizin kurucusu büyük önder Gazi Mustafa Mustafa Kemal Atatürk’üm!

Öncelikle seni her daim hatırlayacağım ve emanetin olan cumhuriyete her daim sahip çıkacağımın sözünü vererek başlamak istiyorum mektubuma.

Sana bu mektubu bir dağ köyünden yazıyorum. Şu anda hem ailemin koyunlarını ve keçilerini güdüyorum, hem de sana bu mektubu yazıyorum. Yani ben hem öğrenciyim hem de bir küçük çoban sevgili Atam!


Cumhuriyet’in 100. yılı yaklaşırken seni aramızda görmeyi çok isterdim Atam. Çünkü bizler bugün 100 yıllık bir çınarın yani cumhuriyetin yaşayışına şahitlik edebiliyorsak tüm bunlar senin, silah arkadaşlarının ve Mehmetçiklerimizin sayesindedir.

Biliyorum ülkemizin bağımsızlığı için, halkının egemenliği için çok çalıştın, çok yoruldun. Hiçbir zaman kişisel menfaatlerini ön plana çıkarmadın. Hasta yatağındayken bile memleket sorunları ile uğraştın ve askerlerine yorgun görünmemek için, hasta olduğunu belli etmemek için hep güçlü durmaya çalıştın ama sen de bir insan olduğun için sonunda aramızdan ayrılmak zorunda kaldın…

Senin gidişin milletini çok üzdü ve halâ kalplerde yaşayan sen büyük komutan, sen büyük asker, sen büyük öğretmen!


Nasıl unutabilirim seni nasıl unutabilirim ki…

Unutamam elbette elbette. Sen ülkemin kurucususun, değerlerin de ülkemizin değerleridir. Bugün cumhuriyetimiz 100 yaşında. Bugün çok mutluyuz Atam. Bu ana seninle şahitlik etmeyi çok isterdim…

Emanetinize her zaman sahip çıkacağım, değerlerini değerim bileceğim ve seni her daim hatırlayacağım Mustafa Kemal’im.

Dağ köyünden mektubunu yazan çoban Küçük Hasan.

Sevgilerimle…

Ortaokul Bire Geçmiş Bir Öğrencinin İlkokul Öğretmenine Yazdığı Mektup Örneği

 Ortaokul Bire Geçmiş Bir Öğrencinin İlkokul Öğretmenine Yazdığı Mektup Örneği


Beni bu günlere getirmiş olan ve dördüncü sınıfımı da tamamlayıp benim eğitimime büyük katkı sağlamış olan sevgili Suna Öğretmenim!


Öğretmenim sizde biliyorsunuz ki bu yıl  artık sizin öğrenciniz değilim. Sizden zor da olsa zorunlu olarak  ayrıldık. Canım öğretmenim  sizinle dolu dolu dört yıl geçirdik ve süreçte iyi günlerimiz oldu, bazen zorlu günlerimiz oldu ama zaman öyle akıp gitti işte. Bugün beşe geçtim. Artık orta okul birinci sınıf öğrencisiyim . Siz de yeni ilkokul birinci sınıflardan tekrar başladınız ve sizin içinde yeni bir dönem başladı bile.


Bugün yeni bir okula geldiğimde kendimi çok tuhaf hissettim. Babam beni yeni okuluma bırakırken biraz korktum, biraz duygulandım ve babamla göz göze geldik. Baktım onun da gözleri dolmuştu. Yeni ortam, yeni arkadaşlar ve hiç tanımadığım öğretmenler. Yeni okul müdürü İstiklal Marşı'nı okuturken bir an üzerimdeki kıyafete baktım ve ben neredeyim ya dedim. Burası nere falan gibi saçma sapan kendi kendime konuşmaya başladım. Sonra anladım ki artık eski okulum, eski öğretmenlerim ve eski arkadaşlarım yok. Artık beşinci sınıf öğrencisi olmuşum. Hemen kendime geri geldim. Daha sonra sınıflara geçmeye başladık. Tam okuldan içeri girince eski müdürümüz Bülent Hocamın arabasını gördüm zannettim ve bir de ona duygulandım. Sonra sınıfa girdim

 

Sevgili öğretmenim bugün yeni okulumda ilk günümdü. Çok yaramaz arkadaşlarım da vardı çok uysal arkadaşlarım da. Sınıfımız 30 kişi. Arkadaşlarımın hepsi ile tanıştım ama samimi olmak için zaman gerekecek. Yanıma çok hareketli bir arkadaşım oturdu, çok küfür ediyor ama artık büyüdüğümüz için kendine çeki düzen verecektir. Yaramaz da olsa onu da sevdim. Çünkü o da beni sevdi ve senin yanından ayrılmayacağım diyor. Bu duruma hem içimden güldüm hem de sevindim. Demek ki kendimi sevdirebilmişim.

 

Canım öğretmenim!

Yeni öğretmenlerimizden kimisini çok sıcakkanlı buldum, kimileri ise çok soğuk. Sizin sıcaklığınızı ve gülüşünüzü özledim. Onlar da zaman içinde daha sıcakkanlı olurlar mı bilmiyorum ama benim size olan sevgim ve özlemim asla bitmeyecek. Çünkü siz benim ilk öğretmenimdiniz, okuma yazmayı öğreten, düştüğümde yerden kaldıran ve gözlerime bakan sevgili güzel Suna Öğretmenimdiniz. Sizi nasıl unuturum ki. Sizi çok özledim. En kısa zamanda okula yanınıza geleceğim ve doya doya size sarılacağım.

 

Canım öğretmenim inşallah bu yeni okula da alışırım ve güzel bir arkadaş çevresi edinir ve başarılı olur.

Sizi çok seviyorum.

Öğrenciniz Mustafa Erdem

Mehmet Akif Ersoy’a İçinizden Gelen Duyguları İfade Eden Bir Mektup Örneği Yazınız.

 Mehmet Akif Ersoy’a İçinizden Gelen Duyguları İfade Eden Bir Mektup Örneği Yazınız.

 

Sabah kalktım, kahvaltımı yaptım. Annem beni okula gönderdikten sonra  işlerine devam etmiştir muhtemelen. Ben bugün okuldaysam ve sana bu mektubumu özgür bir Türkiye Cumhuriyeti  topraklarında yazıyorsam ne mutlu bana sevgili Mehmet Akif.  Bu mektubu yazma  özgürlüğü de sizin gibi kahraman vatan evlatlarının sayesinde nasip olmuştur bana. Kolay mı yıkılmakta  olan, yok olmakta olan vatanımda yeniden güller bitmesi, yeniden ağaçların tomurcuğa durması.  Yeşillendi işte her yer. Bahar geliyor memleketime artık. Baharın gelmesi demek mutluluk demek, heyecan demek. İşte biz bu mutlulukları sizin gibi insanların sayesinde yaşıyoruz yıllardır. 


Sizler olmasaydınız, sizin gibi kıymetli vatansever insanlar olmasaydı bahar gelir miydi hiç ülkeme? Şu anda sana olan duygularımızı dile getiren bir mektup yazın dedi öğretmenimiz. Sana olan duygularım çok güzel,  sana olan minnettarım çok be üstadım! İnsanın inandığı yolda gitmesi, inandığı manevi değerler üzerine çalışması, vatansever olması, milliyetçi olması, içinde iman gücü olması ne güzel bir şeydir. Sen her şeyden önce bir inanç adamıydın bizim için. Dava adamıydın Mehmet Akif. Dava adamı olmak, inandığı yolda sonuna kadar mücadele etmek, istikrarı elden bırakmamak da senin gibi milli marş şairine yakışan bir durum olsa gerek.  




Mücadelende çok çileler çektin, çok yoruldun, yeri geldi kırıldın, üzüldün ama yine de vatanına olan sevgin, vatanına olan  bağlılığın bir nebze de azalmadı. Çünkü sen vatanını canından bile çok seven büyük bir insan oldun her zaman. Her şeyden önce insan olmaya önem verdin. İyi insan, iman gücü ile kalbi dolu olan insan, vatanı uğrunda her an canını vermeye hazır olan bir kahraman oldun. Çok çalıştın, geceler boyunca uyumadın ve nice güzel eserler bıraktın bu topraklarda. Hangi eserini okusam bilmiyorum ki. 


Mesela beni etkileyen eserlerinden birinin dörtlüğünde şunlar yazıyordu. “Ey şehit oğlu şehit, isteme benden makber. Sana kucağını açmış, duruyor Peygamber. Nasıl bir İslam sevgisidir bu,  İslam’ı nasıl güzel bir anlatıştır ve edebi dile insanın yüreğine nasıl bir dokundurmadır o öyle? Ya da yazdığın o büyük şiirde şunlarla başladın.  Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak…. Ezelden beri özgürlüğümüze düşkün olduğumuzu dile getirmek, hür doğmak, hür yaşamak, zorluklara karşı ayakta iman gücü ile kalabilmek ve daha niceleri. İşte bu dizelerin, bu dörtlüklerin her biri bende sana olan özlemimi artıyor, sana olan sevgimi artıyor Akif’im. 




Sen ki zulümden yana olmayan, zalimi asla sevmeyen büyük adam. Ecdadına sahip çıkan, ecdadına dil uzatana haddini bildiren yiğit adam. Yeri geldiği zaman uysal bir koyun gibi olan, yeri geldiği zaman ise aslan gibi kükreyen koca küheylan. Sen, yazdığın eserlerini, inancına olan bağlılığını hiçbir zaman unutmayacağız. Aynı inançla, aynı vatan sevgisi ile yolumuza devam edeceğimize söz veriyorum üstadım. Seni çok seviyor bu milletin çocukları. Yattığın yer nurla dolsun, kabrin çiçeklerle  dolsun, mekanın cennet olsun. Emanetin emanetimizdir, bu vatan toprakları en kutsalımız, bu vatan  bayrağı, bu vatan  şiiri en özelimizdir ve asla bu vatan geçilemeyecektir Akif’im.

10 Kasım Temalı Mustafa Kemal Atatürk’e Mektup Örneği

 10 Kasım Temalı Mustafa Kemal Atatürk’e Mektup Örneği

 

Sonbahar yapraklarının sararması ile ayrılmıştın aramızdan bir daha dönmemek üzere. Ayrılmıştın da hepimizi yasa boğmuştun Atam.

Ülkemin kuruluşunda öncü olan, lider insan Gazi Mustafa Kemal Atatürk!


Sen ki bu milletin vatansever evladı, sen ki iyi günde, kötü günde milleti ile birlikte olup vatanına ihanet etmeyen, vatanını canından bile çok seven , sarı saçlı mavi gözlü yiğit.  Milletinin meşalesi, yüreklerin Paşası oldun bize hep. Çok özlüyoruz senin o aydın bakışlı mavi gözlerini. Milletim deyişini, milletine yürekten seslenişi, milletim asildir deyişini.

 

Biliyorum gelmeyeceksin bir daha Mustafa Kemal’im.  Her insanın ölümü tadacağını bildiğin için ; “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacak fakat; Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” diyerek cumhuriyeti, demokrasiyi bizlere emanet ettin. Biliyordun ki kolay kazanılmamıştı bu topraklar. Nice yiğitlerin, nice aslanların kanları ile, canları ile kazanılmıştı bu topraklar. Severdin hep askerlerini. Onlara öncülük ettin, onlara sevgi ile yaklaştın ve her zaman vatansever bir komutan oldun. Türk Milleti seni asla unutmayacak. Çünkü unutulacak işler yapmadın. Sen milletinin bağımsızlığı için fedakarlık ettin.  Kafkas  Cephesi'nde Çanakkale'de, Sakarya'da ve daha nice yerlerde düşmana aman vermedin de ülkem elden gitmesin dedin Mustafa Kemal Paşam.

 

 Cumhuriyeti, demokrasiyi getirdin ülkemize. İnsan hakları, adalet, eşitlik gibi kavramlar bu değerler sayesinde parladı ülkemizde. Tüm bunları da sana, silah arkadaşlarına ve tabi ki aziz milletime borçluyum. Seni çok seviyorum Atatürk'üm. Mekanın cennet olsun, kabrin nur ile dolsun.