Mehmet Akif
Ersoy’a İçinizden Gelen Duyguları İfade Eden Bir Mektup Örneği Yazınız.
Sabah kalktım, kahvaltımı yaptım.
Annem beni okula gönderdikten sonra
işlerine devam etmiştir muhtemelen. Ben bugün okuldaysam ve sana bu
mektubumu özgür bir Türkiye Cumhuriyeti
topraklarında yazıyorsam ne mutlu bana sevgili Mehmet Akif. Bu mektubu yazma özgürlüğü de sizin gibi kahraman vatan
evlatlarının sayesinde nasip olmuştur bana. Kolay mı yıkılmakta olan, yok olmakta olan vatanımda yeniden
güller bitmesi, yeniden ağaçların tomurcuğa durması. Yeşillendi işte her yer. Bahar geliyor
memleketime artık. Baharın gelmesi demek mutluluk demek, heyecan demek. İşte
biz bu mutlulukları sizin gibi insanların sayesinde yaşıyoruz yıllardır.
Sizler
olmasaydınız, sizin gibi kıymetli vatansever insanlar olmasaydı bahar gelir
miydi hiç ülkeme? Şu anda sana olan duygularımızı dile getiren bir mektup yazın
dedi öğretmenimiz. Sana olan duygularım çok güzel, sana olan minnettarım çok be üstadım! İnsanın
inandığı yolda gitmesi, inandığı manevi değerler üzerine çalışması, vatansever
olması, milliyetçi olması, içinde iman gücü olması ne güzel bir şeydir. Sen her
şeyden önce bir inanç adamıydın bizim için. Dava adamıydın Mehmet Akif. Dava
adamı olmak, inandığı yolda sonuna kadar mücadele etmek, istikrarı elden
bırakmamak da senin gibi milli marş şairine yakışan bir durum olsa gerek.
Mücadelende çok çileler çektin, çok yoruldun,
yeri geldi kırıldın, üzüldün ama yine de vatanına olan sevgin, vatanına
olan bağlılığın bir nebze de azalmadı.
Çünkü sen vatanını canından bile çok seven büyük bir insan oldun her zaman. Her
şeyden önce insan olmaya önem verdin. İyi insan, iman gücü ile kalbi dolu olan
insan, vatanı uğrunda her an canını vermeye hazır olan bir kahraman oldun. Çok
çalıştın, geceler boyunca uyumadın ve nice güzel eserler bıraktın bu
topraklarda. Hangi eserini okusam bilmiyorum ki.
Mesela beni etkileyen
eserlerinden birinin dörtlüğünde şunlar yazıyordu. “Ey şehit oğlu şehit, isteme
benden makber. Sana kucağını açmış, duruyor Peygamber. Nasıl bir İslam
sevgisidir bu, İslam’ı nasıl güzel bir
anlatıştır ve edebi dile insanın yüreğine nasıl bir dokundurmadır o öyle? Ya da
yazdığın o büyük şiirde şunlarla başladın.
Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak…. Ezelden beri
özgürlüğümüze düşkün olduğumuzu dile getirmek, hür doğmak, hür yaşamak,
zorluklara karşı ayakta iman gücü ile kalabilmek ve daha niceleri. İşte bu
dizelerin, bu dörtlüklerin her biri bende sana olan özlemimi artıyor, sana olan
sevgimi artıyor Akif’im.
Sen ki zulümden yana olmayan, zalimi asla sevmeyen
büyük adam. Ecdadına sahip çıkan, ecdadına dil uzatana haddini bildiren yiğit
adam. Yeri geldiği zaman uysal bir koyun gibi olan, yeri geldiği zaman ise
aslan gibi kükreyen koca küheylan. Sen, yazdığın eserlerini, inancına olan
bağlılığını hiçbir zaman unutmayacağız. Aynı inançla, aynı vatan sevgisi ile
yolumuza devam edeceğimize söz veriyorum üstadım. Seni çok seviyor bu milletin
çocukları. Yattığın yer nurla dolsun, kabrin çiçeklerle dolsun, mekanın cennet olsun. Emanetin emanetimizdir,
bu vatan toprakları en kutsalımız, bu vatan
bayrağı, bu vatan şiiri en
özelimizdir ve asla bu vatan geçilemeyecektir Akif’im.