Uzayda Bir Yatılı Okul Kitabının Özeti

 

Uzayda  Bir Yatılı Okul Kitabının Özeti


Yazu adında küçük bir Uzaylı insan geni taşıdığı için diğer uzaylılardan farklıydı ve bunun için de sürekli olumlu enerji ile şarj edilmesi gerekiyordu. Bu durumundan memnun olmayan Yazu mutsuz oluyordu ve derslerinde de başarısız oluyordu. Annesi ve babası da onun bu durumu hakkında endişe ediyordu. Ayrıca annesi de ikizlere hamileydi. Bunu duyan Yazu artık beni hiç sevmezler diye düşünmeye başlamıştı. Yazu böyle düşünmesine rağmen ailesi onu çok seviyordu ve ona değer veriyordu. Çünkü çocuklarının geleceği her şeyden daha önemliydi. Annesi Fifili Hanım ve babası Omili Bey onun için her fedakarlığı yapmaya hazırdı. Bir gün mahalleye ekmek almaya giden Yazu orada Hanko dede ile sohbet etmeye başladı. Fırın ustası olan Hanko dede torunu Talutu’nun farklı olduğunu ve Özel Gen Yüksek Okulu diye bir okulda okuduğunu ve oranın çok iyi olduğunu söyledi. Yazu bunu ailesine söyledi ve ailesi de memnun oldu.


 Hemen hazırlıklara başlandı Yazu’ya yeni kıyafet alındı, berbere götürüldü ve bir sürü hazırlık yapıldı. Daha sonra Yazu o okula gönderildi. Annesi hamile olduğu için onu uğurlamaya gelemedi. Yazu okula vardığı zaman Hayın Başkan onu karşıladı. Bu okulda her şey çok karışık ve sinir bozucuydu. Çünkü çocuklara kötü davranılıyordu ve sürekli patates yedirtiliyordu. Çocuklar özgürce düşüncelerini dile getiremiyorlardı ve sürekli ceza alıyorlardı. Öğretmenler çocukları birbirine karşı da kışkırtıyordu ve çocuklara geleceğin askerleri diye hitap ediliyor, onlara nefret ve intikam duyguları aşılanıyordu. Aslında bu okul gizli bir kötü niyeti olan karargah okuluydu. Yazu’ya Er 97 unvanı verildi bu okulda.  Okulun adı Özel Gen Yüksek Okuludur. Okul sanıldığı kadar güvenilir değildir. Orada çalışan görevliler çocuklara hiç iyi davranmamıştır. Çocuklara geleceğin askerleri diyerek onları piyon olarak kullanmak istemişler ve onlara savaşmayı öğretmeye çalışmışlardır. Sevgiyi değil nefreti aşılamışlardır. Çocukları birbirlerine karşı kışkırtmışlardır. Çocuklara sadece patates yedirtmişlerdir. Çocuklar özgürce düşüncelerini dile getirememişlerdir, getirmeye çalıştıklarında hemen ceza almışlardır. Çocuklar okuldan nefret etmişlerdir.Okul Kötü amaçlar için kullanılan gizli bir karargahtı. Çocuklar buradaki öğretmenlerin kötü niyetini anladılar ve gizli gizli bir araya gelerek toplantılar yaptılar. Hanko Dedenin torunu Taluta ile Yazu burada lider olan ve isyanı tetikleyenlerdir. 


Çocuklar bu isyanı çıkardılar ve Yazu;  Zikzak adındaki aracı süren kişinin aracının içine mektup koydu ve o mektup ailelere ulaştı ve çocuklar kurtarıldı. Olumlu enerjiden çok akıl ve mantığın daha önemli olduğu anlaşıldı ve her şey daha güzel olmaya başladı. Yazu tıpkı büyük dedesi Büdübü gibi iyi bir uzaylı oldu ve kötü niyetlileri yenmeyi arkadaşları ile başardı.



Not:  Kitapta ne anlatılıyor?

Cevap: Yazu, "Negezeg" gezegeninde yaşayan, eşitlikçi ve barışçıl bir yaşam süren "nasniler"den biridir. Doğacak ikiz kardeşleri yüzünden ailesinin ilgisini yitireceğine inanan küçük uzaylı Yazu'nun okulla da başı derttedir. Yalnızca kendisi gibi insan geni taşıyanların gidebildiği özel bir okulda yatılı okumak için ailesini ikna eder. Oysa, sert kurallarla yönetilen okulun müdürü Hayin Başkan'ın gizli planlarını fark eden Yazu ve arkadaşlarını zor günler beklemektedir...

Uzayda Bir Yatılı Okul Kitabı İle İlgili Test Soruları ve Cevapları

 

Uzayda  Bir Yatılı Okul Kitabı İle İlgili Test Soruları ve Cevapları

 

1) Yazu’nun diğer uzaylılardan farkı nedir?

A) Konuşuyor olması

B) Uyuyor olması

C) Gülüyor olması

D) İnsan geni taşıması

 

2) Yazu’nun annesinin adı nedir?

A) Lili Hanım

B) Kili Hanım

C) Mimi Hanım

D) Fifili Hanım

 

3) Yazu’nun babasının adı nedir?

A) Osili Bey

B) Omin Bey

C) Bumin Bey

D) Timun Bey

 

4) Fırın ustasının adı nedir?

A) Canko

B) Hanko

C) Tanko

D) Panko

 

5) Yazu’nun gitmek istediği okulun adı nedir?

A) Yazılı Gen

B) Özel Gen

C) Üstün Gen

D) Geri Gen

 

6) Gri Çağı sona erdiren kimdir?

A) Yazunun ninesi

B) Yazu’nun babası

C) Yazu’nun büyük dedesi

D) Yazu’nun büyük amcası

 

7) Yazu’nun annesi Yazu giderken neden onu uğurlamaya gelmemiştir?

A) Çok hasta olduğu için

B) Meşgul olduğu için

C) Hamile olduğu için

D) Yazu’dan nefret ettiği için


 

8) Komutan Büdübüdü kimdir?

A) Yazu’nun dayısı

B) Yazu’nun komşusu

C) Yazu’nun büyük dedesi

D) Yazu’nun büyük ninesi

 

9) Yazu’ya ne yükleniyordu?

A) Olumlu enerji

B) Nefret enerjisi

C) İntikam enerjisi

D) Bencillik enerjisi

 

10)  “Ünlü akrabalarla övünmek ya da başkalarına üstünlük taslamak toplumumuzda hiç hoş karşılanmaz.” sözünü kim söylemiştir?

A) Yazu

B) Yazu’nun annesi

C) Yazu’nun babası

D) Yazu’nun arkadaşı

 

11) Yazu’nun yeni okulunun müdürünün adı nedir?

A) Zalım Başkan

B) Hayın Başkan

C) Mutlu Başkan

D) Gülen Başkan

 

12)  Yazu’ya yeni okuşlunda ne denilmeye başlanmıştır?

A) Er 97

B) Er 86

C) Er 43

D) Er 26

 

13) Yazu’dan sorumlu olan arkadaşının adı nedir?

A) Nova

B) Galaks

C) Taluta

D) Alorak

 

14) Yeni okulunda Yazu'ya neden ceza verilmiştir?

A) Yemek yediği için

B) Derste uyuduğu için

C) Savaşın felaket bir şey olduğunu söylediği için

d) Arkadaşlarını derste rahatsız ettiği için

 

15) Yazu nereye kapatılmıştır?

A) Patates kilerine

B) Çilek kilerine

C) Elma kilerine

D) Ekmek kilerine

 


16)  Taluta neden bilerek ceza almak istemiştir?

A) Desten sıkıldığı için

B) Yazu’dan dedesinin mektubunu almak için

C) Yazu’yu yalnız bırakmamak için

D) Boş boş gezmek için

 

17) Aşağıdakilerden hangisi Yazu'nun yeni okulu ile ilgili yanlış bir bilgidir?

A) Çocukların bilincinde nefret duygusu oluşturulmaya çalışılıyordu

B) Çocuklara sürekli patates yedirtiliyordu

C) Çocuklar özgürce düşüncelerini dile getiriyor ve çok mutluydular

D) Çocuklar bu okuldan nefret ediyorlardı.

 

18)  Özel Gen Yüksel okulu nasıl bir okuldu?

A) Örnek bir okul

B) Sevgi dolu bir okul

C) Eğitim son derece gelişmiş

D) Kötü amaçlar için kullanılan gizli bir karargah

 

19) “Kapkara bir geleceğin askerleri olmaktansa, geleceği kendi ellerimize almalıyız diyen kimdir?

A)  Olinka

B) Talatu

C) Yazu

D) Galaks

 

20) Çocuklar isyana nereden başlamışlardır?

A) Müdür odası

B) Yemekhane

C) Öğretmenler odası

D) Sınıf

 

21) Zikzak’ın hava siklesine mektubu koyan ve  ve mektubun ailelere ulaşmasını sağlayan kimdir?

A) Yazu

B) Taluta

C) Galaks

D) Ruhana Çavuş

 

22)  Olumlu enerjiden daha önemli olan şey neymiş?

A) Yemek yemek

B) Dinlenmek

C) Akıl ve mantık

D) Koşmak

 

23) Uzayda Bir Yatılı Okul kitabının yazarı kimdir?

A) Suzan Geridönmez

B)  Muzaffer İzgü

C) Görkem Yeltan

D) Yalvaç Ural

 

24) Aşağıdakilerden hangisi Yazu2nun özelliklerinden biri değildir?

A) İşbirlikçidir

B) Kötülüklere baş kaldırır

C) Sorumluluk sahibidir

D) Bencildir.

 

25) Aşağıdakilerden hangisi Taluta2nın özelliklerinden biri değildir?

A) Cin fikirlidir.

B) Hazırcevaptır.

C) İşbirlikçidir.

D) Sorumsuzdur.


not:Yazu, "Negezeg" gezegeninde yaşayan, eşitlikçi ve barışçıl bir yaşam süren "nasniler"den biridir. Doğacak ikiz kardeşleri yüzünden ailesinin ilgisini yitireceğine inanan küçük uzaylı Yazu'nun okulla da başı derttedir. Yalnızca kendisi gibi insan geni taşıyanların gidebildiği özel bir okulda yatılı okumak için ailesini ikna eder. Oysa, sert kurallarla yönetilen okulun müdürü Hayin Başkan'ın gizli planlarını fark eden Yazu ve arkadaşlarını zor günler beklemektedir...

 

Cevaplar:

1.d  2.d  3.b  4.b  5.b  6.c  7.c   8.c  9.a  10.b  11.b   12.a  13.b  14.c  15.a  16.b   17.c   18.d  19.a  20. b  21. a  22.c  23.a  24.d   25.d

Aile Büyüklerinizin Zamanındaki Bayramlarla Günümüzün Bayramlarını Karşılaştırınız.

 

Aile Büyüklerinizin Zamanındaki Bayramlarla Günümüzün Bayramlarını Karşılaştırınız.


Aile büyüklerimizin zamanında bayramlarda erkenden kalkılır ve önce sabah namazı kılınır daha sonra da bayram namazı kılınırdı. Daha sonra cami çıkışı büyük büyük bir kuyruk oluşur ve insanlar birbirleri ile bayramlaşırdı. Daha sonra herkes evine gider ve güzel bir bayram kahvaltısı ile bayramın tatlı anıları başlardı. Ninelerimizin ve annelerimizin yaptığı kahvaltılık ekmekler, börekler sofrayı donatır ve tatlı dilin hakim olduğu bir sohbet süreci başlardı.


 Evler günler öncesinden temizlendiği için, tatlılar, yemekler hazırlandığı için ev sahibi büyük ve yaşlı kimseler evine gelecek olanları beklemeye başlardı. Gençler büyükleri ziyaret ederdi ve ellerinden öperdi. Çocuklar en güzel kıyafetlerini giyer ve büyükleri çocuklara harçlık ve çeşitli hediyeler  verilirdi.  Çocuklar sokak sokak şeker toplardı ve harika bir görüntü oluşurdu. Günümüzdeki bayramlara bakacak olursak şunları söyleyebiliriz. Mezar ziyaretleri azalmaya başladı. İnsanlar hayatın da getirdiği zorlu yaşam koşulları nedeniyle birbirlerine az gider gelir oldu ve görüşme daha çok telefondan görüntülü şekilde olmaya başladı. 


Eskiden misafir gelecek diye sevinen büyüklerimiz varken şimdiki dönemde evine misafir istemeyen insanlar olmaya başladı ve eskiden olan sosyallik azalmaya başladı. O gelmeden ben onun evine bayramlaşmaya gideyim ki o bana gelmesin düşüncesi insanlarda oluşmaya başladı. Bunlar da bayramın maneviyatına zarar vermeye başladı. Oysa eskiden ilişkiler daha samimiydi ve insanlar daha kucak açıcı bir şekilde evine alırdı gelen kişileri. Ailemle sürdürdüğüm bayram geleneklerimiz şunlardır. Babamla birlikte sabah namazına gidiyoruz ve bayram namazını da kılıyoruz. 


Daha sonra büyüklerimin ellerinden öpüyorum. Dedemler bize geliyor ve ailece büyük bir kahvaltı sofrası hazırlanıyor. Büyüklerimin elinden öpüyorum ve harçlıklarımı ve şekerlerimi alıyorum. Arkadaşlarımla komşu komşu şeker toplamaya gidiyorum. Evimize misafir geliyor ve biz de misafirliğe gidiyoruz ve güzel bir bayram geçiriyoruz.

Çocuk İle İlgili Söylenmiş Özlü Sözler

 

Çocuk İle İlgili Söylenmiş Özlü Sözler


Çocuklar nasihate değil davranışlara  önem verir. Bunun için çocuklara olumlu yönde örnek olmak gerekir. Çocuk ile ilgili söylenmiş sözler şunlardır:


“Dünyadaki dürüst ve gerçek sözlerin neredeyse tamamı çocuklar tarafından söylenmektedir.”  Oliver Wendell Holmes,

 “Sağlam çocuklar yetiştirmek, arızalı insanları düzeltmekten kolaydır.”  Frederick Douglass

“Çocuklar yaş çimento gibidir, üzerlerine ne düşse iz bırakır.” Haim Ginot,

“Toplumumuzun en kırılgan bireyleri olan çocuklarımıza şiddet ve korkudan arındırılmış bir hayat borçluyuz.” Nelson Mandela


“Çocuklar şekle sokulacak şeyler değil, serpilmeleri sağlanacak bireylerdir.”  Jess Lair,

“Gerçek eğlence ihtimali yalnızca çocukların toplandığı bir yerde mümkündür.”  Mignon McLaughlin”

“Çocukların eleştirmenden çok doğru rol modellerine ihtiyacı vardır.” – Joseph Joubert, 

“Çocuklarınızın zeki olmasını istiyorsanız onlara peri masalları okuyun. Eğer daha da zeki olmalarını istiyorsanız, daha da çok peri masalı okuyun.” –Albert Einstein, 

“Çocukta ruh ve beden eğitimi ve gelişimi beraber yürütülmelidir.” -ibni Sina

“Her zaman çocuklarınıza iyi geceler öpücüğü verin, çoktan uyumuş olsalar bile.” – H. Jackson Brown, 

“ “Çocuklarınıza verebileceğiniz en iyi hediyeler sorumluluğun temelleri ve özgürlüğün kanatlarıdır.” Danis Waitley.


“Oyunlardan sanki ciddi öğrenmenin yorgunluğunu atmak için yapılan faaliyetmiş gibi söz edilir. Oysa oyun, çocuklar için ciddi öğrenme demektir. Oynamak aslında çocukluk sırasında icra edilen bir meslektir.” Fred Rogers, 

“Çocuklar büyüklerin sözünü dinlemekte hiçbir zaman başarılı olmadılar, öte yandan, büyükleri taklit etmekte hiç başarısız olmadılar.”  James Baldwin

Vakit Nakittir Atasözü İle İlgili Kompozisyon

 

Vakit, Nakittir Atasözü İle İlgili Kompozisyon


Zaman  para gibi değerlidir. Herhangi bir şey yapmadan geçirilen her saat, bir daha ele geçmemek üzere yitirilmiş olur. Bundan dolayı az bir zaman parçası bile boş geçirilmemeli, gereği gibi değerlendirilmelidir. Bunun için de atalarımız vakit, nakittir sözünü söylemişlerdir. 


Zamanın kıymetini bilmeyen insanlar geriye baktıklarında çok pişmanlık yaşarlar. Oysa zaman en değerli hazinemizdir. Çünkü insan zamanını  verimli kullanırsa başarılar elde eder ve geride büyük pişmanlıklar yaşamak zorunda kalmaz. Bunun için ömrümüzden geçen her salisenin bile değerini bilmek gerekir. Örneğin; gençken çalışmalıyız, birikim yapmalıyız ve yaşlılığımızı da rahat geçirmeliyiz. Bunu yapmanın yolu da zamanı iyi değerlendirme sayesinde olur. Çünkü zaman para gibi değerlidir. Zamanın kıymetini bilmezsek hayat bize mutluluk vermez.  Onun için zamanı önemsemek gerekir. Örneğin; Birkaç hafta sonra yazılılarımız başlayacaktır. Bu yazılı konularını son güne bırakmamalıyız.


 Zamanında çalışmalı, alın teri dökmeliyiz. Zamanı gelince de sınavımıza girip güzel notlar almalıyız. Çünkü o güzel notlar ileride bize güzel bir meslek, iyi bir maaş olacaktır. İşte tüm bundan dolayı geçen her anın kıymeti bilinmeli, zaman boşa harcanmamalıdır.

Uzun Hikaye Kitabı İle İlgili Test Soruları ve Cevapları

 

Uzun Hikaye Kitabı İle İlgili Test Soruları ve Cevapları

 

1)  Aşağıdakilerden hangisi Ali'nin özelliklerinden biri değildir?

A) Dürüst

B) Namuslu

C) Güvenilir

D) Bencil

 

2) Ali’nin sevdiği kızın adı nedir?

A) Münire

B) Muazzez

C) Nalan

D) Yasemin

 

3) Ali sevdiği kadınla kaçıp hangi ulaşım aracı ile uzun  bir yolculuğa çıkmıştır?

A) Otobüs

B) Tren

C) Araba

D) Tır

 

4)  Ali’nin okul bahçesini çok güzel bir hale getirmesi sonrasında kim bu bahçeyi sadece kendine aitmiş gibi kullanmaya başlamıştır?

A) Ali’nin oğlunun öğretmeni

B) Ali’nin eski arkadaşı

C) Okul müdürü

D) Okul hizmetlisi

 

5) Ali’nin eşi nasıl ölür?

A) Doğum sırasında fazla kan kaybı ile

B) Trafik kazası sonrasında

C) Balkondan düşerek

D) Evde doğalgaz patlaması sonucunda


 

6) Ali eşi vefat ettikten sonra oğlu ile başka bir kasabaya gider r-ve orada en sevdiği ………  ile dilekçe yazarak geçimlerini devam ettirmeye çalışırlar. Boşluk alan ne gelmelidir?

A) Cep telefonu

B) Tablet

C) Daktilo

D) Masa üstü bilgisayar

 

7)  Mustafa’nın arkadaşının rahatsızlığı nedir?

A) Kemik erimesi

B) Kan kanseri

C) Tip 1 diyabet

D) Kalp rahatsızlığı

 

8)  Mustafa neden sevdiği  kıza açılamamıştır?

A) Kızın babası çok gaddar olduğu için

B) Kız çok şımarık olduğu için

C) Mustafa’nın arkadaşı da aynı kızı sevdiği için

D) Kız çok kibirli olduğu için

 

9)  Belediye kulübelerini yıkınca Ali ve oğlu Mustafa başka kasabaya yol alırlar ve orada ne açarlar?

A) Çiğ köfteci

B) Kitapçı

C) Dürümcü

D) Nohut pilavcı

 

10)  Mustafa neden babasına kızgındır?

A) Babası onu terk edip gittiği için

B) Aşkını ve en yakın arkadaşını bırakıp başka bir yere geldikleri için

C) Babası ona güvenmediği için

D) Babası onu harçlıksız bıraktığı için

 

11) Babası Mustafa’ya ne hediye etmiştir?

A) Televizyon

B) Cep telefonu

C) Daktilo

D) Altın kol saati

 

12)  Uzun Hikaye adlı kitabın yazarı kimdir?

A) Ömer Seyfettin

B) Mustafa Kutlu

C) Sabahattin Ali

D) Memduh Şevket Esendal

 

 Cevaplar:

1.d   2.a   3.b   4.c   5.a   6.c  7.a   8. c  9.b  10.b  11.c   12. b

Engin Geçtan Sözleri

 

Engin Geçtan Sözleri


İsmail Engin Geçtan, Türk psikiyatri mütehassısı hekim, akademisyen ve yazar. İlk ve ortaokulu, liseyi İzmir’de tamamladı. 1956'da İstanbul Tıp Fakültesi'nden mezun oldu. Uzmanlık eğitimi için Amerika Birleşik Devletleri'nin New York ve Columbia üniversitelerinde uzmanlık eğitimini tamamladı.


Engin Geçtan Sözleri şunlardır:


“Oysa, eğer bir insan diğerlerini küçümsüyorsa, aslında küçümsenmekten korkan ve kendisini küçük gören biridir.”

“Eğer bir insan, abartılmış bazı davranışlar gösteriyorsa gerçekte o davranışların tam karşıtı duygular yaşamakta olduğunu da düşünmek gerekir.”

“Kendisine değer vermeyen insan başkalarının duygusal ihtiyaçlarını da algılayamaz.”

“Bir insanı sevmek, onun gerçeklerini anlamaya çalışmayı da içerir.”


"Yapamam ki!" gerekçesiyle gerçekleştirmekten kaçındığımız davranışların çoğu aslında yapmak istediklerimizdir. Yapmak istemediklerimiz zaten aklımıza gelmez.”

“İnsan bir zaman tüketicisidir. Üstelik bize ayrılan bu zaman oldukça sınırlıdır da. Ama yine de çoğumuz yapmak istediklerimizi sonsuza dek zamanımız varmışçasına erteleriz.”

“Değersizlik duygusunun tohumları çocukluk yıllarında atılır..”

“Bir insanın kendine güvenmesi çocukluk yıllarında çevresine duyduğu güvenle başlar.”

“Okunarak öğrenilecek ve yaşanarak öğrenilecek şeyler var; önemli olan bu ikisinin birleşimini oluşturabilmek.”

“İnsanları gerçekten seven biri, bunu sürekli dile getirme gereğini duymaz, sevgisini yaşantıya çevirir.”

“Oysa, "O bensiz yapamaz!" sözü aslında, "Ben onsuz yapamam!" gerçeğinin saptırılmasından başka bir şey değildir..”

“Anlaşılabilme umudunu tüketen insanlar, dünyayla ilişkilerini beğenilme üzerine kurma eğiliminde oluyorlar..”

“İnsan hem yapan hem bozan, hem seven hem kıran bir varlıktır.”

“Dünyada iki tür insan vardır : yaşayanlar ve yaşayanları seyredip eleştirenler. Seyretmek ölümü, katılmak ise yaşamı simgeler.”

“İnsanın kendi içinde ürettiği kargaşa dış dünyadaki gerçek tehlikelerden çok daha ürkütücüdür.”

“Gerçekten de bazı insanlar yalnızlıklarını ve boşluklarını gidermede kızgınlık duygusunu uyuşturucu bir madde olarak kullanır ve diğer insanlara karşı yaşadıkları sürekli öfke sayesinde kendileriyle yüzleşmekten kaçınırlar.”

“İçinde yaşadığımız dünyanın zor bir alan olduğundan yakınarak zamanı tüketmek yerine, onu ve gerçekleri kabul ederek savaşmak zorundayız.”

“Kimse siyah ya da beyaz olarak nitelendirilemez. Aslında hepimiz grinin tonlarıyız. Kimimiz daha koyu, kimimiz daha açık. Beyaza çok yakın bir tonu tutturabilenlerin azınlıkta olduğunu biliyoruz.”


“İnsan gençken zamanı ,kaç yılı geride bıraktığını düşünerek değerlendirir. Kaç yılı kaldığını düşünmeye başladığı andan itibaren de orta yaşa girmiş olur..”

“Sevgi, diğer insanların seçimlerini kendi seçimlerimiz gibi sevebildiğimizde gerçekleşir.”

“Normalliğin temel ölçütlerinden biri, kişinin kendisini iyi hissedebilmesidir. Bu ise yalnızca yaşamın sürdürülmesini değil, insanın dünya içinde kendine özgü bir yer edinebilmesini ve yaşamından doyum sağlayabilmesini de içerir.”

Gem Almayan Atın Ölümü Yakındır Atasözü İle İlgili Hikaye

 

Gem Almayan  Atın Ölümü Yakındır Atasözü İle İlgili Hikaye


Gem almayan atın ölümü yakındır atasözünün anlamı şudur: Kendisine söylenilen sözleri dinlemeyen kişi bu davranışın zararını her zaman kendisi görür.


Gem Almayan Atın Ölümü Yakındır

Saat on bire geliyordu. Ailece günlük işlerimizi bitirmiş ve hepimiz uyumak üzere odalarımıza yönelmiştik ki apartmanda büyük bir bağırma sesi ile uykumuz dağıldı. Babam bana ve kardeşlerime hadi bakalım çocuklar yatağa dedi. Ses giderek artıyordu. Hemen hemen haftada bir iki kere Hatice Teyzelerin evinde bu saatlerde kavga ve bağırış çağırışlar  oluyordu. Hatice Teyze’nin eşi Rasim Amca alkol bağımlısı olduğu için eve geliyor ve  Hatice Teyze ve çocuklarını dövüyordu. Bu durumu biliyorduk ve çok üzülüyorduk.. Bu gece de kıyamet kopmuştu anlaşılan. Babam hemen hızla evin kapısını kapattı ve yukarı kata çıktı. 


Annem de bizim yanımıza geldi ve bizi yatıştırıp uyumamız gerektiğini söyledi. O korku ile her ne kadar geç saatlere kadar uyumamış olsam da en sonunda uyumuşum. Sabah uyandığımda ses yoktu şükür. Babam gece geç saatlere kadar Rasim Amca ile konuşmuş, bu yaptıklarının yanlış olduğunu anlatmış ama adam babamı hiç umursamış ve seni ilgilendirmez demiş. Babam da çaresiz evimize geri gelmiş. Bu arada Rasim Amca uyuşturucu kullanmaya da başlamış. Onun için de Hatice Teyze’den devamlı para istiyor, çocukları çalışması için zorluyormuş. Bunu duyduğumda başımdan kaynar sular döküldü. Çok üzüldüm çocukların ve Hatice Teyze’nin haline. Rasim Amcayı diğer komşular da uyarmış, ailene sahip çık çok pişman olursun yapma deseler de o kötü yola devam etti ve daha çok içmeye başladı.. Günler böyle geçip gidiyordu. 


Bir gün okuldan gelirken bizim apartmanın önü kalabalıktı. Hatice Teyze ağlıyor, çocukları ağlıyordu. Meğerse Rasim Amca gece yarısı uyuşturucu çetesi tarafından bıçaklanmış ve hayatını kaybetmiş. Bunu duyunca üzüldüm ama atalarımızın şu sözü aklıma geldi o an "Gem almayan atın ölümü yakındır.” gerçekten de öyle oldu Söz dinlemedi Rasim Amca ve ne olduğu belirsiz insanların elinden hayatını kaybetti. Onun tüm kötülüklerine rağmen eşinin ve çocuklarının ağlamasına ne demeliydi. Onun zorbalıklarına, işkencesine rağmen yine de ağlayan insanlar…. Üzüldüm yalan söylemeyim ama bir taraftan da seviniyordum. Keşke böyle olmasaydı daha düzgün adam olsaydı ama Hatice Teyze ve çocuklar artık dayak yemeyecekti, özgür olacaktı.

Akıp Giden Zaman Şiiri Dinleme Metni İle İlgili Soru ve Cevaplar

 

Akıp Giden Zaman Şiiri Dinleme Metni İle İlgili Soru ve Cevaplar

 

Akıp Giderken Zaman Şiiri

 

Sevgili çocuklar,
Bir yılın değerini
Sınıfta kalan öğrenciden
Daha iyi anlayan
Var mıdır şu dünyada?
(…)

Sormak gerek
Bir haftanın değerini;
Haftalık dergi çıkartana.

Bir günlük ömrü olan
Kelebeğe sorun,
Tek günlük yaşamın anlamını.
Bir dakikanın değerini,
Vapur kaçırmış
Yolcudan daha iyi
Bilen yoktur herhâlde?

Kim ne derse desin
Bir saniyenin değerini
Anlamak için
Trafik kazasından
Kıl payı kurtulmak gerek

Ne dersiniz;
Salisenin değerini
Olimpiyatlarda gümüş madalya
Kazanan atletten
Daha iyi bilen var mıdır?

Sevgili çocuklar
Zamanın yol haritasında
İnişler, çıkışlar, virajlar çoktur
Ama geriye dönüşler yoktur.
Çünkü tek yönlüdür burada trafiğin akışı

Mirasyedice avans çekilmez
Zamanın yarınında
Varsa gücün
Yararlanırsın baharından karından
Siz siz olun; kof düşüncelere,
Boş hayallere dalmayın,
Akıp giden zamanın dışında durup
Yaşananlara seyirci kalmayın. (Mehmet Güler)

 

Soru ve Cevaplar:

1) Bir yılın değerini kimden sormak gerekir?

cevap: Bir yılın değerini sınıfta kalmış bir çocuktan.

 

2)  Bir haftanın değerini kimsen sormak gerekir? Bir haftalık dergi çıkarandan. Çünkü kişi bir hafta içinde yeni dergisini çıkaramadığı zaman okur kitlesini kaybeder ve bu da kişiye hem maddi açıdan hem de manevi açıdan zarar verir. Onun için her işi zamanında yapmak gerekir.

 

3)  Kelebek için için bir gün önemlidir?

Çünkü onun ömrü bir  gündür ve o bir gün ona bir ömürdür. Kelebek de için de bu değerlidir. Bir gün değerli değildir dememek gerekir. Kelebeğe göre ömürdür o bir gün. 


4) Bir saniye neden önemlidir?

Çünkü trafik kazası yapan kişi daha dikkatli olsaydı o bir saniye ile hayatını kurtarabilirdi. Onun için her anın önemi olmalıdır hayatımızda ve zamanın kıymetini bilmek gerekir. Kişi o bir saniye ile hayatını da kurtarabilir hayatını da kaybedebilir. Yani zaman çok değerlidir.

 

5)  Bir  salise neden bir olimpiyat oyuncusu için önemlidir?

Çünkü o bir salise sayesinde  kişi kazanabilir veya kaybedebilir.

 

6)  Yaşananlara neden seyirci kalmamalıyız?

Çünkü hayat akıp gidiyor ve giden zaman da bir daha asla geri gelmeyecektir. Bunun için zamanın kıymetini bilelim ve hayatımızı verimli ve dolu dolu geçirelim, zamanın önemini bilelim.

Sergüzeşt Kitabında Geçen Alıntılar

 

Sergüzeşt Kitabında Geçen Alıntılar

 

Samipaşazade Sezai, Sergüzeşt'te döneminin en büyük toplumsal gerçeklerinden biri olan esirliğin yakıcılığını tüm yönleriyle anlatıyor.


Kitapta geçen alıntılar şunlardır:

“Gönül sevdaya karşı daima çocuktur…”

“Kalbe sükûnet gelince insanı yerin altına koyarlar.

"Güzellikten büyük asalet, kalp temizliğinden büyük zenginlik mi olur?"

“İnsan, hayatının hangi devrinde olursa olsun anneye karşı daima çocuktur…”


"Korkma! Bu ağaçlar, çiçekler sır saklar. İnsan değil ki ihanet etsin."

"Zavallı çocuklar! Sizin o mini mini elleriniz birkaç asırdan beri insanlığın altında inlediği esaret zincirlerini kırmak için değil, belki kendiniz gibi küçük kuşları, güzel çiçekleri okşamak içindir."

“Bir kalp, sevmek için mutlak servete ve asalete mi muhtaçtır?”

“Yalnız dökülen gözyaşları acıdır.”

“Ağlamak, uğradığımız felaketlere karşı vücudumuzda kalan kuvvet kalıntılarının bir feryadıdır.”

“İnsan hiç bir kimseye ve bilhassa Allah ile annelere yalan söylememelidir.”

“Zavallı hafıza! ... Hüzünlü bir bakışı senelerce muhafaza eder... Bir sözü, bir tebessümü yıllarca saklar...”


''Bir kalp, sevmek için mutlak servete ve asalete mi muhtaçtır? Bence en hakiki ikbal, ruhun göründüğü iki güzel göz; en büyük servet, kalbin hissini gösteren gül renginde dudaklardan akseden tebessümdür. Güzellikten büyük asalet, temiz kalpten büyük bir servet mi olur?''

-"Niçin ağlıyorsun?" diye sordu. -"Hiç! Ağlamak esaretin en büyük hakkıdır. Biz o hakka sahibiz!"

"Gönül sevgiye karşı her zaman çocuktur."