Akıl Akıldan Üstündür

 

Akıl Akıldan Üstündür


Her insan aynı anlayış, bilgi ve düşünme yapısına sahip değildir. Birinin aklına gelmeyen, bir başkasının aklına gelebilir. Hepimiz bir konuda farklı düşüncelere sahip olabiliriz. Birimiz bu konuda daha pratik düşünebilir, bir başkası daha zor yoldan düşünebilir ama herkes eninde sonunda düşünür. Tüm bunlara rağmen herkesin aklı değildir. Çünkü akıl akıldan üstündür. 


Biri bizden daha iyi düşünüp karanlık bir noktada bize ışık tutabilir. Bu bakımdan önemli işlerimizde güvenli, geniş düşünce sahibi kimselere danışmaktan, onların bilgiye tecrübesine başvurmaktan kaçınmamalıyız. Sadece kendimiz çok akıllı görürsek bir adım bile öteye gidemeyiz ve yerimizde saymaya devam ederiz. Onun için bizden daha iyi düşünen insanların, bizden daha aydın insanların var olacağı bilinci ile hareket etmeliyiz ve  bunun için başka düşüncelere de saygı duymalıyız ve o başka düşünen insanların güzel fikirlerinden faydalanmalıyız. İşte tüm bunun için de atalarımız “Akıl akıldan üstündür.” sözünü söylemiştir.


 İyi bildiği bir konuda bile her insanın bir başkasından öğreneceği, bilgi alacağı yan vardır. Sorunlar karşısında insanların bilgilerini ve deneyimlerini paylaşarak dayanışma içerisinde ortak akılla hareket etmeleri gerekir. Böyle yapılırsa kişi daha çok gelişir ve daha çok ilerler.

Yavuz Hırsız Ev Sahibini Bastırır Atasözü İle İlgili Kompozisyon

 

Yavuz Hırsız Ev Sahibini Bastırır Atasözü İle İlgili  Kompozisyon


Arsız, edepsiz, ahlaksız, şarlatan öyle kimseler vardır ki bunlar suç işlemekle kalmazlar, işledikleri suçu reddettikleri gibi bir de bu suçu, zarar verdikleri kimseye yüklemeye ve onu susturmaya çalışırlar. Kısacası suçlu kişi zarar verdiği kişiyi edepsizce suçlar ve sanki suçu yapan kendisi değilmiş gibi ahlaksızlığına, pişkinliğine devam eder. Bunun için atalarımız yavuz hırsız ev sahibini bastırır sözünü söylemiştir. Bu tip insanların yüzü bile kızarmaz.


 Doğru, dürüst  olan insanı suçlamaya çalışırlar ve onun kendisini kötü hissetmesine neden olabilirler. İşte böyle insanlar arsız insanlardır. Böyle insanlarla iç içe olmamak gerekir. En iyisi onlardan uzak kalmaktır. Çünkü böyle insanalardan her türlü tehlike beklenir.  Kötü arkadaşlardan uzak durulmalı, iftiracı kimselerden uzak durulmalıdır. Onların haya duygusu kaybolduğu için her türlü kötülüğü çekinmeden derler ve bu şekilde arsızca yaşamı benimseler. 


Dürüst ve güvenilir, ahlaklı olan, utanma duygusu olan insanlarla iletişim içinde olmalıyız. Çünkü böyle insanları kimseye zarar vermez ve pişkin olmazlar. Pişkin olmadıkları için de kimseyi suçlamazlar, kimsenin malına göz koymazlar, hırsızlık yapmazlar, masum insanların yanında olurlar.

Ara Güler Sözleri

 

Ara Güler Sözleri

Ara Güler, Türkiye Ermenisi gazeteci, foto muhabiri ve yazardır. 


Ara Güler sözleri şunlardır:

“Cahilsin; okur, öğrenirsin. Gerisin; ilerlersin. Adam yok; yetiştirirsin, günün birinde meydana çıkıverir. Paran yok; kazanırsın. Her şeyin bir çaresi vardır. Fakat insan bozuldu mu, bunun çaresi yoktur. “

“Eğer ben bu insanların fotoğrafını çekmese idim, Türk Edebiyatı (100’süz) kalacaktı.” 

“Fotoğrafın çok büyük gücü var. Ama insanlar fotoğrafa da bakmıyorlar. Hayata bakmayan fotoğrafta ne görsün?”


“İstanbul'u tanımadıkça kendimizi bulamayız.”

"Eski İstanbul'da mimarînin saltanatına rekabet eden başka güzellik varsa, o da ağaçlardır."

“İnsanlar nerede doğduysa, oranın adamıdır. Ben Şark'ın adamıyım. Bunu hissediyorum. "

“Rastgele çekilen fotoğraflar daha güzel çıkar, tesadüfen tanışılan insanlarla daha mutlu oluruz, kıyıda köşede uyuyakalmak uykunun en keyiflisidir, plansız hadi denilerek yapılan aktiviteler daha eğlencelidir. Her şeyin "kendiliğinden" olanı güzel.” “Yaşam size verilmiş boş bir film. Her karesini mükemmel bir biçimde doldurmaya çalışın.”

“Bir kere görmesini bilmek lazım.”

“Sevgisiz insan, insansız da fotoğraf olmaz.”

“Sevginin bir hali vardır ki sevileni sarar ve o sevilenin, onu saran kolları ve sevgisinin dışına çıkmasını istemez... ne var ki istemez amma kollarının ve sevgisinin bir hapishane olmasını da istemez, tuhaf ve tatlı bir şeydir bu sevgi.”

“Hasret sade geçmiş zamana ait olan ve bugünkü hayatımızla, mantığımızla zarurî olarak çatışan bir duygu değildir.”


“Binlerce, milyonlarca insan binlerce, milyonlarca yoldan dünyanın dört yanına gider. Birbirine kavuşanlar, birbirinden ayrılanlar olur. Binlerce otobüs, milyonlarca yol yalnızca bu işe hizmet eder. Binlerce, milyonlarca insan aynı şeyi duyumsar, aynı şeyi ister. Birbirlerinin yanından geçer, konuşur, ayrılırlar… Her insanın pusulası, sanırsın onları birbirinden uzaklaştırmak için yaratılmıştır. Her an yanından geçen binlerce, milyonlarca mutluluktan habersizdir insan. Köpük içinde hapsolmuş sinekler gibi…”

“Zaman insanları değiştiriyor. Zevkler, görünüşler, her şey değişiyor. Kent değişti, insanlar değişti, görüntüler değişti, fikirler değişti, gittikçe pislendi. Bazı şeyler gelişti ama insanlar bitti. Doğa can çekişiyor. Ben bu değişimin şahidi oldum yalnızca.”

Stoacı Filozofların Söylediği Düşündürücü Sözler

 

Stoacı Filozofların Söylediği Düşündürücü Sözler

 

Stoacılık, yıkıcı duyguların üstesinden gelmenin bir yolu olarak özdenetim ve metanetin geliştirilmesini öğretir; felsefe, açık ve tarafsız bir düşünür olmanın kişinin evrensel aklı (logos) anlamasını sağladığını savunur


Stoacı Filozofların Söylediği Düşündürücü Sözler Şunlardır:

“Çok yaşaman kaderle ilgili bir iştir, dolu bir yaşam sürmen, ruhunla ilgilidir!” Seneca

“Başına gelenleri ve kaderin olanı sev. Bundan daha uygun ne olabilir?” Marcus Aurelius

“Hakikati arıyorsan, her yoldan zafer kazanmaya çalışmayacaksın ve hakikati bulduğunda da yenilmekten korkmayacaksın.” Epiktetos

“Olayların istediğiniz gibi olmasını talep etmeyin, nasıl oluyorlarsa öyle olmalarını isteyin, böylece mutlu olursunuz.” Epiktetos

“Hiç kimsenin başına katlanamayacağı bir şey gelmez.” Marcus Aurelius

“Başkalarına bakma ve yolundan sapmadan dosdoğru ilerle. Biri yanlış bir şey mi yapıyor? Yanlışı kendisine yapıyor.” Marcus Aurelius

 

“Gözlerine eskileri unutmayı öğret, kulaklarını daha sağlıklı sözlere alıştır. İleri attığın her adımda, geçişin hızlı bile olsa, ihtiraslarını kamçılayacak bir şey, şu ya da bu, karşına çıkacak.” Seneca

“Gücümüz dâhilinde olan şeyler vardır ve gücümüzün ötesinde olan şeyler vardır. Gücümüz dâhilinde olanlar düşüncelerimiz, amaçlarımız, arzularımız, nefretlerimiz, tek kelimeyle bize ait olan şeylerdir. Gücümüzün ötesinde olanlar ise bedenimiz, malımız, itibarımız, işimiz yani tek kelimeyle, bize ait olmayan şeylerdir. Gücümüz dâhilinde olan şeyler doğaları gereği özgürdür, sınırlandırılmamıştır, engellenmemiştir; fakat gücümüzün ötesinde olanlar zayıftır, bağımlıdır, sınırlıdır ve yabancıdır.” Epiktetos.

“Yaşamda size bir şey mi sunuldu? (İş, zenginlik, güç, kariyer, eş…) Elinizi uzatın ve ölçülü bir miktar alın. Yanınızdan mı geçti? Onu durdurmayın. Henüz gelmedi mi? Ona doğru bir arzu hissetmeyin, o size ulaşana kadar bekleyin. Böyle olmadığı zamanlarda da önünüze konan şey kadar alın, hatta onları bile bırakabilir durumda olun.” Epiktetos

“Yanlış yapanlar kendilerine kötülük eder. Adaletsiz davrananlar, kendilerine haksızlık etmiş olur, kendi doğalarına zarar verir ve kendilerini kötü yapar.” Marcus Aurelius

 

“Okuma zekâyı besler, çalışmaktan yorulan insanı, çalışmadan bütünüyle de uzaklaştırmadan, dinlendirir.” Seneca

“Gözlerine eskileri unutmayı öğret, kulaklarını daha sağlıklı sözlere alıştır. İleri attığın her adımda, geçişin hızlı bile olsa, ihtiraslarını kamçılayacak bir şey, şu ya da bu, karşına çıkacak.” Seneca

“UNUT! Geçmiş acıları hatırlamaktan vazgeçmeliyiz. Ne acılar çektim! Benim acım herkesten daha fazla oldu. Ne zorluklara katlandım. Bunlar yaşanmış olsa da bitti artık. Geçmiş acıları tekrarlamak ve bunlarla mutsuz olmak neye yarar?” Seneca.

“İnsan sadece yaşamının her geçen gün tükendiğini ve zamanının giderek daha da azaldığını düşünmekle kalmamalı, aynı zamanda eğer uzun süre yaşasa, anlayışının bir şeyleri kavramak için hâlâ yeterli olup olmayacağının, Tanrısal ve insana ait bilgiyi edinmeye yarayan tefekkür gücünü kaybetmeyeceğinin oldukça belirsiz olduğunu da göz önünde bulundurmalıdır.” Marcus Aurelius

Dede Korkut Hikayeleri Kitabında Geçen Alıntılar

 

Dede Korkut Hikayeleri Kitabında Geçen Alıntılar


Dede Korkut Hikayelerinde Türklerin yaşayış biçimlerinden gelenek ve göreneklerine kadar pek çok olay anlatılır. Bu olayların kiminde Türklerden Şamanizm'e inanan bir topluluk, kiminde ise Müslüman bir topluluk olarak bahsedilir. Dede Korkut Hikayeleri asırlar boyunca dilden dile anlatılarak aktarılmıştır. Kitabın içinde on iki hikaye bulunur.


Kitapta geçen alıntılar şunlardır:


“Aç görürsen doyur Çıplak görürsen donat Borçluyu borcundan kurtar.”

"Kötülere acımak, iyilere zulümdür. Zalimleri affetmek mazlumlara zulmetmektir."

“İyi dost, İyi günde çağrıldığında, Kötü günde ise çağrılmadan gelendir.”

“Dedem der, "Fakir ve miskinin hayır görmediği cimri zenginler yağmalansa daha iyi."

 "Ecel vakti ermeyince kimse ölmez, Ölen adam dirilmez, çıkan can geri gelmez."


“Eski pamuktan bez olmaz, eski düşman dost olmaz.”

"Geçen günün geçmiştir, gelen günün hayra dönsün"

“Deve kadar büyümüşsün, yavrusu kadar aklın yok Tepe kadar büyümüşsün, darı kadar beynin yok”

“Evvel ahir , uzun yaşın ucu ölüm Ölüm vakti geldiğinde arı imandan ayırmasın Günahınızı Muhammed Mustafa yüzü suyuna bağışlasın Amin diyenler didar görsün hanım hey!”

“Hani dediğim bey erenler Dünya benim diyenler Ecel aldı, yer gizledi Fani dünya kime kaldı Gelimli gidimli dünya Ahir son ucu ölümlü dünya.”

Karşı yatan Kara Dağ'ını aşmaya gelmişim Akıntılı suyunu geçmeye gelmişim Dar eteğine, geniş koltuğuna Sığınmaya gelmişim Tanrı buyruğuyla, peygamber kavliyle Kızını almaya gelmişim.”


“Yerli Kara Dağ'ın yıkılmasın Gölgelice kaba ağacın kesilmesin Coşkun akan görkemli suyun kurumasın Kanatlarının ucu kırılmasın Kadir seni namerde muhtaç etmesin Koşarken ak boz atın sürçmesin Çalışında kara polat öz kılıcın kertilmesin Allah'ın verdiği umudun kesilmesin Ahir sonu arı imandan ayırmasın Ak alnında beş kelime dua kıldık , kabul olsun Derlesin toplasın , günahınızı Adı güzel Muhammed'e bağışlasın hanım hey!”

“Yücelerden yücesin Kimse bilmez nicesin Görklü Tanrı Nice cahiller seni gökte arar , yerde ister Sen hod müminlerin gönlündesin Daim duran Cebbar Tanrı Baki kalan Settar Tanrı”

“Karanlık akşam olanda günü doğan Kar ile yağmur yağanda er gibi duran Kara koç atları kişnettiren Kızıl deve gördüğünde bağrıştıran Akça koyun gördüğünde kuyruk çarpıp kamçılayan Arkasını vurup berk ağılın ardını söken Karma bökeçin semizini alıp tutan Kanlı kuyruk yüzüp çap çap yutan Avazı kaba köpeklere kavga salan Çakmaklıca çobanları gece koşturan Yurdumun haberini bilir misin, söyle bana Kara başım kurban olsun kurdum sana.”

“Onlar da bu dünyaya geldi geçti Kervan gibi kondu göçtü Onları da ecel aldı, yer gizledi Fani dünya kime kaldı Kara ölüm geldiğinde geçit versin Sağlık, saygınlık ve devletini Hak artırsın O övdüğüm yüce Tanrı dost olup medet eriştirsin.”

Dede Korkut Hikayeleri Kitabında Geçen Kelimelerin Anlamını

 

Dede Korkut Hikayeleri Kitabında Geçen Kelimelerin Anlamını


Destan döneminden  halk hikayeciliğine geçiş döneminin en önemli ürünü  Dede Korkut Hikâyeleridir. Hikâyeler Kuzeydoğu Anadolu dolaylarındaki Müslüman Oğuzların hayatını anlatır. Kitapta geçen kelimeler ve anlamları:


Polat: Çelik

Muhannet: İhanet eden, hain.

Kulan: Bir tür yaban eşeği

Server: Önder

Buğra: Erkek deve

Yekdil: Gönlü bir, sevgili

Uğru: Hırsız, haydut

Görklü: Güzel, gösterişli, erdemli, iyi huylu

Paşmak: Ayakkabı, terlik, nalın.

Bazlamaç: Bazlama.

Külek: Yağ, su, süt koymak için ağaçtan yapılmış büyük kap.

Bozaç: Boza çalan.

Boy: Destan

Salkım: Serin

Şami: Şam işi

Toy: Yemekli, eğlence, ziyafet.

Düvlek: Küçük kavun

Daye: Sütanne, dadı, bakıcı

Külük: Hızlı, çevik, yel gibi

Tümen: On bin

Şişlik: Kuzulama yaşına gelmiş koyun

Ata: Baba

Bidat: Haksızlık, zulüm, adaletsizlik

Kazılık. Büyük, güçlü ve iyi cins



Nezir: Adak

Güman: Şüphe

Boy boylamak. Destan söylemek

Soy soylamak: Destanın manzum bölümlerinin bir ezgiyle okunması

Tulu kuş: Güneşin doğuşu sırasında öten kuş, sabah kuşu.

Beli: Evet

Karıcık: İhtiyarcık

Sası: Çürümüş, bozulmuş, kokuşmuş

Hayf. Zulüm, haksızlık

Didar: Çehre, yüz

Bökeç: Sürünün önünde giden koyun

Tokluk: Altı aylık kuzu

Emr-i ahır: Ahırcıbaşı

Buldur buldur. Damla damla, iri damlalar halinde

Çatlaguç: Kamçının şaklaması için ucuna konulan tüy ya da sapanın çatlayan kısmı

Ceri: Askeri

Öğeç: İki üç yaşında koç

Çalkara kuş: Kartal

İnak: Bir beyin hizmet edenleri arasında en güvendiği kişi

Erkeç: Sürünün önde giden erkek keçi

Cilasun: Eli çabuk, becerikli

Mahbub: Sevilen, sevgili

Nöker: Hizmetkâr

İmrence: İmrenilen

Behişt: Cennet

Destmal: Mendil


Kargış: Beddua

Aşıt: Geçit

Nikap: Peçete, yüz örtüsü

Dan dansık: Önemli, değişik, şaşılacak şeyler

Maslahat görmek: İyi ve faydalı olduğunu kabul etmek, uygun bulmak

Seht olmak: Etkilenmek, üzülmek

Şivan: Matem, yas, ağıt

Şebçerağ: Gece parlayan kıymetli taş

Fırak: Ayrılık, ayrılık acısı

Yüklet: Yük hayvanı

Gömeç: Küle gömülerek pişirilen çörek

Gezek: Ailelerin birbirlerine sırasıyla verdikleri ziyafet

Karalı: Yaslı

Kunt: Kalın, dayanıklı, sağlam

Kakılıben: Kızgın ya da dargın gibi

Apul apul: İki yana sallana sallana


Daz: Kurak, çorak

Bun: Sıkıntı, darlık

Turgay: Serçe

Yılıngın: Yılışık

Kolun: At ya da eşek yavrusu

Serhat: Sınır boyu

Murassa: Değerli taşlarla bezenmiş

Koğurmak: Nara atmak, bağırmak

Ortaç: Mirasçı, veliaht

Yüğrük: Koşar gibi yürüme

Sermuze: Çizme üzerine giyilen ayakkabı

Torum: Deve yavrusu

Yeğrek: Daha iyi, daha üstün

Mekirlemek: Azarlamak

Gazavat: Gazalar, din savaşları

Zeval: Yok olma, ortadan kalkma

Argab argab: Kıvrım kıvrım

Şadlık: Neşeli havlar

Gökçek: Taze, körpe

Gökçek: Taze, körpe

Alağan: Avını kaçırmayan, alıcı

Çargab çargab çadır: Altın işlemeli çadırlar

Har. İçinde yiyecek olan küp.

Cuşa gelmek: Coşmak

Hod: Zaten

Avsıl: Bir hayvan hastalığı

Gön: Hayvan derisi

Serheng: Çavuş, komutan

Hasut: Hasetçi

 Bühtan: İftira

Zebun olmak: Güçsüz, zayıf, aciz kalmak

Balkımak: Parlamak

Hemandem: O anda, aynı anda

Çalap: Tanrı

Musahip: Arkadaş

Zirüzeber: Altüst

Tarraka. Gümbürtü

Sak: Uyanık, dikkatli

Burçak: Tane

Dad: Yardım isteme, imdat

Serçeşme: Alay beyi, kumanda

Kad: Boy

Çargab: Kaftan

Dede Korkut Hikayeleri Kitabı İle İlgili Test Soruları ve Cevapları

 

Dede Korkut Hikayeleri Kitabı İle İlgili Test Soruları ve Cevapları

 

1) Oğuz Türklerinin geleneklerini, törelerini tam anlamıyla bilen efsanevi bilge kimdir?

A) Piri Reis

B) Ahmet Yesevi

C) Yusuf Has Hacip

D) Dede Korkut

 

2)  Dede Korkut kitabı kaç hikayeden meydana gelir?

A) 8

B) 10

C) 12

D) 15

 

3)  Destansı hikayeler ne zaman yazıya geçirilmiştir?

A) 9 ve 10.yy

B) 14 ve 15.yy

C)  6 ve 7.yy

D) 17. ve 18.yy

 

4)  Aşağıdakilerden hangisi Dede Korkut hikayelerindeki bilge kişinin adlarından biri değildir?

A) Korkut Ata

B) Baba Adam

C) Dedem Korkut

D) Dede Korkut

 

5) Dede Korkut ile ilgili aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır?

A) Belirli olaylar sırasında ve her hikayenin sonunda ortaya çıkar.

B) Olayları tatlıya bağlar.

C) Öğüt verir.

D) İnsanları birbirine karşı tatlı bir dille kışkırtır.


 

6) Dede Korkut Kitabı ile ilgili ülkemizde çalışma yapan kişiler olmuştur. Çalışma yapan kişiler arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) İlber Ortaylı

B) Kilisli Rıfat

C) Orhan Şaik Gökyay

D) Muharrem Ergin

 

7) Hanlar Hanı Han Bayındır yılda kaç kez toy ( yemekli eğlence, ziyafet) düzenlermiş?

A) 1

B) 3

C) 5

D) 7

 

8) Dede Korkut kitabında geçenlere göre aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır?

A) Ak otağ: Oğlu olanlar alınırdı.

B) Kızıl otağ: Kızı olanlar alınırdı.

C) Kara Otağ: Çocuğu olmayanlar alınırdı

D) Pembe otağ: İkiz bebeği olanlar alınırdı.

 

9)  Kitaba göre Bayındır Han’ın buyruğu nedir?

A) Oğlu kızı olmayan da insandır ve ona değer verilmelidir.

B) Oğlu kızı olmayanı Tanrı Teala kınamıştır, biz dahi kınarız demiştir.

C) Sadece oğlan çocuğu olmalıdır.

D) Sadece kız çocuğu olmalıdır.

 

10)  Dirse Han çocuğu olması için yaptığı şeyler arasında hangisi yoktur?

A) Attan aygır, deveden buğra, koyundan koç kestirdi.

B) Aç görürse doyurdu, çıplak görürse donattı.

C) Borçluyu borcundan kurtardı.

D) Eşinden ayrılıp başka bir kadınla evlendi.

 

11)  Dirse Han’ın evladı boğa öldürdüğü için ona ne ad verilmiştir?

A) Yiğit Han

B) Galip Han

C) Boğaç Han

D) Muzaffer Han

 

12) Dirse Han neden oğluna zarar vermiştir?

A) Oğlu hırsızlık yaptığı için

B) Oğlu yalan söylediği için

C) Oğlu vatana ihanet ettiği için

D) Oğlunu kendisine karşı kışkırtan yalancıların sözüne inandığı için


 

13) Boğaç Han kaç günde iyileşmiş ve sapasağlam olmuştur?

A) 20

B) 40

C) 60

D) 80

 

14) Boğaç Han’ın ölmediğini duyan kırk namertler Dirse Han için aşağıdakilerden hangisini yapmamıştır?

A) Ak ellerini ardına bağladılar.

B) Kıl sicimi boynuna taktılar

C) Ak etinden kan çıkıncaya kadar dövdüler

D) Öldürüp kargaların önüne attılar

 

15) Boğaç Han ve Dirse Han hikayesinden nasıl bir ders çıkarılmalıdır?

A) Her duyulana inanmalıyız.

B) Hiçbir asker yalan söylemez.

C) İnsanları yargılamadan önce onlarla konuşmalı, yapıp ettiklerini onların ağzından duymalıyız.

D) Bizi  yakınlarımıza karşı dolduran insanlara her zaman güvenmeliyiz.

 

16)  Dede Korkut Hikayeleri kitabı ile ilgili aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?

A) Destan döneminden  halk hikayeciliğine geçiş döneminin en önemli ürünü  Dede Korkut Hikâyeleridir. 

B) Dede Korkut’un hikâyeleri, parça parça ve değişik versiyonlarda Anadolu’nun çeşitli yerlerinde yaşamaktadır. 

C) Hikâyeler Kuzeydoğu Anadolu dolaylarındaki Müslüman Oğuzların hayatını anlatır.

D) Kitapta Fatih Sultan Mehmet’ten çokça bahsedilir.

 

17)  Bay Büre Bey’in oğlunun adı nedir?

A) Bamsı Beyrek

B) Kazan

C) Deli Dumrul

D) Dirse Han

 

18)  Bay Bican Bey’in kızının adı nedir?

A) Selcen Hatun

B) Burla Hatun

C) Banu Çiçek Hatun

D) Bala Hatun


 

19)  Deli Dumrul köprünün üzerinden geçenden kaç akçe alırdı?

A) 27

B) 33

C) 45

D) 76

 

20)  Deli Dumrul’a kim canını vermek istemiştir?

A) Annesi

B) Babası

C) Eşi

D) Arkadaşı

 

21)  Allah Deli Dumrul ve eşine kaç yıllık bir ömür vermiştir?

A) 123

B) 140

C) 100

D) 200

 

22) Dede Korkut Hikayeleri kitabı ile ilgili aşağıda verilen bilgilerden hangisi doğru değildir?

A) Metnin  Dresden yazması on iki, Vatikan yazması ise altı destansı hikâye ve bir önsözden oluşur.

B) İçerdiği hikâyeler tarih  boyunca dilden dile, anlatıcıdan anlatıcıya aktarılan birer sözlü gelenek ürünüdür. 

C) Oğuzların  yaşam biçimlerinden ekonomisine, inançlarından giyinişlerine, beslenmelerinden içinde yaşadıkları doğaya kadar pek çok konuda bilgi sağlayan bir kaynaktır.

D) Osmanlı Devleti’nin dağılma dönemi hakkında bilgi veren bir kitaptır.

 

23) Aşağıdaki kahramanlardan hangisinin adı Dede Korkut Hikayeleri adlı kitapta geçmez?

A) Burla Hatun

B) Bayındır Han

C)  Tuğrul Bey

D) Uruz Er

 

 Cevaplar:

1. d   2.c  3.b  4.b  5.d  6.a  7.a  8.d  9. b  10.d   11.c  12.d   13.b   14.d   15.c  16.d   17.a   18.c   19.b  20.c   21. b   22.d   23.  c

Gençlerle Baş Başa Kitabı İle İlgili Klasik Sorular ve Cevapları

 

Gençlerle Baş Başa Kitabı İle İlgili Klasik Sorular ve Cevapları

 

1) Ali Fuat Başgil’e Mösye Girard’ın tavsiye ettiği kitabın adı nedir?

Cevap:  İrade Terbiyesi adlı kitaptır. Çünkü her şey iradeli olmakla başlar. İradesine hakim olan güçlü olur, başarılı olur ve mutlu olur.

 2) Yazara göre başarının ilk düşmanı nedir?

cevap: Yazara göre başarının ilk düşmanı tembellik, hoppalık, züppelik, uyuşukluktur. Tembel insanın elinde bir şey gelmez. Topluma zararı olur faydası dokunmaz ne yazık ki. Bunun için tembellikten uzak durulmalı, çalışkan olunmalıdır

 3) Yazara göre başarının düşmanı nelerdir?

Cevap yazara göre başarının düşmanları tembel olmak, kötü bir arkadaş edinmek, kötü örnekleri model almaktır. Bu üçü olduğu zaman kişi başarısız olur, kötü yola gider ve mutlu da olamaz. Mutlu olamadığı için de yaşamdan zevk almaz ve aylak aylak dolanmaya devam eder. Mutlu olmanın temel şartı da iradeli olmaktır. Güçlü bir irade başarılı bir hayat getirir kişiye. Güçlü irade insana aynı zamanda büyük bir ilham kaynağı olur.

 


4)  Başarılı olmanın ilk şartı nedir?

Cevap: Başarılı olmanın ilk şartı iradeli olmaktır. Çünkü iraden güçlü ise kolay kolay pes etmezsin. Kendi hayatına kendin yön verirsin, planlı ve programlı olursun, çalışkan ve mutlu olursun. Kendi yaşamını kendin yönetirsin ve hayata karşı daha dik duruşlu ve daha kararalı olursun. Kötü kişileri değil iyi kişiler örnek alırsın, tembel olmazsın, mutlu ve başarılı bir hayatın olur.

5) Yazara göre irade nasıl elde edilir?

cevap: İrade gayret göstererek elde edilir. Çünkü kader gayrete aşıktır Mevlana’nın da dediği gibi. Gayretli insan başarılı olur, mutlu olur.

 6)  İlim ve terbiye neyi değiştirmez?

Cevap; İlim ve terbiye  Huyu değiştirmez sadece üstünü örter ve gerçekle reninde sonunda ortaya çıkar. Can çıkar huy çıkmaz der atalarımız. Kimi huylar genetiktir, kimi huylar yaratılış itibarı ile insanda vardır. Kimi huylar da güçlü bir irade ve nefis terbiyesi  sonunda değiştirilebilir ama hepsi kesinlikle değiştirilemez.

 7)  Başarılı olmanın sırrı nedir?

Cevap: İşini severek yapmak, işinden zevk almaktır. İşini severek yapanlar mutlu olur, başarılı olur. Çevresindekileri de mutlu edebilir.


 

8)  Ali Fuat Başgil nerede doğmuştur?

Cevap: Ali Futa Başgil Samsun’da dünyaya gelmiştir.

 9) Ali Fuat Başgil hangi cephede savaşmıştır?

Ali Fuat Başgil Kafkas Cephesi’nde subay olarak görev yapmıştır.

10) ) Aşağıdakilerden hangisi Mösyö Girard’ın Ali Fuat Başgil’e önerdiği eserlerden birkaçını yazınız.

Cevap; Fikri Çalışma,  Öğrenme Sanatı,  Fikri Çalışmayı Düzenleme.


11. Kitapta geçen özlü sözlerden birkaçını yazınız

“İnsan zekâsı ve bilgisiyle değil, ancak iradesi ile insandır.”

 "Başkalarından gördüğün kötülük, seni iyilik yapmaktan alıkoymasın. İyilik ibadettir, kötülükle mahsuplaşmaz.”

“Arkadaşın kötüsü, emin ol ki, bir gencin başına gelebilecek kötülüklerden en kötüsüdür.”

“Çalış ,genç arkadaşım çalış! Nâmerde muhtaç olmak ,ölmekten beterdir.”

“Kibirli olma. Kibirli insan sarımsak kokan ağız gibidir. Herkesi kendinden uzaklaştırır.”

“Herkesçe beğenilen asıl güzellik, ahlâk güzelliğidir. Çünkü ahlâkı güzel insan her yaşta güzeldir.”

“Çalış ,genç arkadaşım çalış! Nâmerde muhtaç olmak ,ölmekten beterdir.”

“Genç okuyucum! Alışkanlıklara doğru atacağın ilk adıma bilhassa çok dikkat et. İyice düşün ve iradene sahib ol; kötülük yolunun çamuruna basmamaya çalış. Kumar masasında, meyhâne köşelerinde, kahve peykelerinde (sedirlerinde) ömür geçiren nice bedbaht görürsün ki, bunlar hep ilk adımın kurbanıdırlar.”

“Dilini tut ve bil ki, dil yarası bıçak yarasından daha kötüdür.”

“İnsanların çoğu, bindiği eşeği unutup da kayboldu sanarak pazarda eşek arayan Nasrettin Hoca'ya benzerler. Onlar da saadetin kendi içlerinde olduğunu unutarak onu barlarda, kahvelerde ve eğlencelerde ararlar. Sen bu gaflete düşme ve inan ki, muvaffakiyetin sırrı gibi, saadet kuşu da kendi içimizde ve içimizin en orijinal ve insani bir kudret kaynağı olan irademizin altından kafesi içindedir. Saadet, define gibi bir tesadüf kazması darbesiyle bulunuveren bir nimet değildir .O ne şanstır, ne mirastır, ne piyangodur, ne mevki ve servettir. Saadet, gayretle ve irademizin kuvvetiyle zapt edebileceğimiz bir kaledir.”

Simyacı Kitabı İle Klasik Sorular ve Cevapları

 

Simyacı Kitabı İle Klasik Sorular ve Cevapları


1) Santiago’nun mesleği nedir?

Cevap: Genç delikanlı Santiago'nun mesleği çobanlıktır.

 2)  Çobanın hayatını anlamlı hale getiren ve onu mutlu eden şey nedir?

Cevap: Dünyayı gezip dolaşmak, merak ettiği yerleri gezmek, görmek.

3) Ailesi genç çobanın ileride hangi mesleği yapmasını istiyordu?

Cevap: Rahip

 4) Kitaba göre  İnsanların  gerçek sorumluluğu ne olmalıdır?

Cevap:  Kendi kişisel menkıbesini gerçekleştirmek yani kendi hayat hikayesinin peşinde koşmak, başkalarının hayat hikayesine burnunu sokmamaktır.


 5)  Simyacı kitabında bahsedilenlere göre   bir çobanın öğrendiği ilk erdem nedir?

cevap: Bir çobanın öğrenmesi gereken ilk erdem sabırdır. Çünkü koyunlara bakma, onları dağdan dağa gezdirmek, otlatmak büyük bir sabır gerektirir.

6)Genç delikanlı Mısır'a gitmeyi ve piramitleri görmeyi çok istiyordu. Çünkü orada hazine bulduğuna dair bir rüya görmüştü.

8) Urim ile Tummim taşlarını genç çobana kim hediye etmiştir?

Cevap: Urim ile Tummim taşlarını çobana  yaşlı bir kral hediye etmiş ve ayrıca çobana birçok nasihat de etmiştir.

 9)  Kitaba göre Evrensel dili bilen kişi kimmiş?

cevap: Evrensel dili bilen kişi  Simyacı'dır.

 10) Kendi kişisel menkıbesini yaşayan kimse, ………………………. sonucuna varır ve neye ihtiyacı varsa onu elde edebileceğini bilirdi.  Noktalı yere aşağıdakilerden ne gelmelidir?

Cevap:  Her şey bir tek şeydir

11) Genç delikanlının aşık olduğu kadının adı nedir?

Cevap: Bir Arap kızı olan Fatima'dır.

 

12) Hazine  aslında neredeymiş?

Cevap: İspanya'da çobanın yaşadığı yere yakın olan İncir ağacının altındaymış ve çobanın gördüklerinin hepsi de bir rüyaymış.

13) Simyacı Kitabına göre asıl hazine nedir?

Cevap: Asıl hazine işin sonunda elde ettiğin değil, elde edene kadar yaşadığın macera ve bu maceradan edindiğin deneyimdir. Yani insan yaşadığı anın kıymetini bilmeli, mutluluğu içinde aramalıdır. Yaşarken hayatı gözlemlemek, çevreye bakmak ve hayata sırtını dönmemek gerekir. Asıl denetim yaşarken olur. Kitap da okumalı, seyahat de edilmelidir. Araştırma da yapılmalı ve hayat yolculuğuna insan yaparak ve yaşayarak katılmalıdır.


 14)  Genç çoban yolculuğu sırasında kimlere rastlamıştır?

Cevap: Yaşlı bir kral, Billuriye tüccarı, bir İngiliz, Arap kızı Fatima, Simyacı, kabile reisleri, askerler vb.

15)Kitapta geçen ve siz etkileyen sözlerden dört tanesini yazınız.

 “İster hayatımız, ister ekin tarlalarımız olsun, sahip olduğumuz şeyleri yitirmekten korkarız. Ama hayat hikayemiz ile dünya tarihinin aynı "El" tarafından yazılmış olduğunu anladığımız zaman, bunu anlar anlamaz, bu korku uçup gider.1

"İnsan sevdiği için sever, aşkın hiçbir gerekçesi yoktur."

"Mutluluğun gizi dünyanın bütün haritalarını görmektir ama kaşıktaki iki damla yağı unutmadan."

"Gözler, ruhun gücünü gösterir."

16) Paulo Coelho nerelidir?

Cevap: Brezilya

 

17) ) Paulo Coelho yazarlığa başlamadan önce ülkesinde hangi mesleği yapıyormuş?

Cevap: Şarkı sözü yazarlığı yapıyordu.

18) Paulo Coelho hakkında kısaca bilgi veriniz.

cevap:  1986 yılında Hristiyanların  Batı Avrupa’dan   başlayıp  İspanya’da  Santiago de Compostela  kentinde sona eren geleneksel hac yolculuğunu yaptı1988 yılında yayınlanan romanı Simyacı Coelho'yu en çok okunan çağdaş yazarlardan biri yaptı. Paulo Coelho'nun kurduğu Paulo Coelho Enstitüsü, ülkesindeki yoksul çocuk ve yaşlılara yardım etmektedir. 


19) Simyacı adlı kitabın yazarı kimdir?

Cevap:Paulo Coelho

20) Kitapla ilgili ne söyleyebilirsiniz?

Bir şeyi yürekten ve bütün beliğimizle istersek o şey gerçekleşir. Yeter ki yürekten bir istek olmalıdır ruhumuzda. Bu istediği de Yüce Allah gerçekleştirir sadece. Kendi hikayemizin peşinden gitmeliyiz, başkasının yaşamına müdahale etmemeliyiz. Çalışmalıyız, meraklı olmalıyız, kadere inanmalıyız ama araştırmayı ve çalışmayı da ihmal etmemeliyiz. Anın kıymetini bilmeliyiz. Ne yaparsak yapalım ne dersek edelim olacak olan olur ve değişmez.

Gençlerle Baş Başa Kitabında Geçen Alıntılar

 

Gençlerle Baş Başa Kitabında Geçen Alıntılar


Ali Fuat Başgil; Gençlerle Baş Başa kitabında; bilgi ve tecrübesiyle genç nesillere rehberlik etmiş, gençlere başarılı olma yolunun tehlikeli düşmanlarını anlatmış ve başarıya ulaşmanın şartları üzerinde durmuştur.


Gençlerle Baş Başa kitabında geçen alıntılar şunlardır:

“Kibirli olma. Kibirli insan sarımsak kokan ağız gibidir. Herkesi kendisinden uzaklaştırır.  Alçak gönüllü ol. Mütevazı insan, meyve ağacına benzer. Meyve dalının yere eğilmesi meyvesinin çokluğundandır.”

Çalışmak için müsait gün ve saat bekleme. Bil ki, her gün ve her saat çalışmanın en müsait zamanıdır.  Çalışmak için müsait yer ve köşe arama. Bil ki, her yer ve her köşe çalışmanın en müsait yeridir.”

“Okuduğun bir kitapta rastladığın güzel bir parçayı veya orijinal bir fikri yerini ve sahifesini işaret ederek not et. Bu suretle biriktirdiğin notları bir dosyaya ve bir fiş kutusuna sırası ile yerleştir. Bir yazı yazmak veya bir eser yapmak istediğin zaman, bu notlar senin için zengin bir malzeme hâzinesi olur.”


 “Bir işe başlamadan, bir dersi öğrenmeye, bir kitabı okumağa oturmadan evvel düşün ve çalışman için lâ­zım olan şeyleri yanında ve elinin altında bulundur. Tâ ki, ikide bir kalem, kâğıt aramağa kalkıp ta dikkatin dağılmasın. Çalışmağa oturduğun zaman tıpkı ateş hattında düşmanı gözetleyen bir asker gibi uyanık ol, ve dikkat kesil. Ve bütün ruhî ve bedenî kuvvetinle kendini işe ver.”

“Herkesin imrendiği pırlanta gibi kıymet sahibi ol. Korkma, yerde kalmazsın.  Kendinden üsttekilere değil, kendinden alttakilere bak, rahat edersin.  İşinde ve sözünde doğruluktan ayrılma. Hak doğ­ruların yardımcısıdır. Çalış, daima çalış, fakat hırsı bırak. Zira hırs, verimli çalışmanın, sağlık ve saadetin düşmanıdır.  Çalış, fakat haris olma. Haris insan, ciğer bulaş­mış eğeyi yalayan aç kedi gibidir: dilinden akan kanı yalar da bilmez.”

“Hayatın ve tutacağın yol hakkında tereddüde ve kararsızlığa düşüp de bir ışık aradığın zaman, fikrini ve reyini soracağın kimseyi iyi seç. Düşün ki, isabetsiz bir fikirden hareket ederek verdiğin karardan bütün ö­mür boyunca pişmanlık duyman mümkündür. Fakat isabetli bir fikirden aldığın ışık da bütün Ömrünce yolunu aydınlatır.”

 “Sebat önünde güçlükler erir ve imkansız görünen, mümkün olur. İşinde rastladığın bir güçlüğü evvelâ parçala. Her parçayı birer birer ve sıra ile yenmeğe çalış. Bunun için de, meselâ, bir dersi, bir kitabı en basit elemanlarına, kısım, fasıl ve bahislerine ayır. Sıra ile her bahsi iyice ve noksansızca anlayıp öğrenmeden öbür bahse geçme. Fasıllar ve bahisler üzerinde bir kör gibi yürü. Yani attığın adımı iyice basmadan öbürünü atma.”

“Bir iş üzerinde yorulursan dinlenmek için işini değiştir ve çalışma hızını yavaşlat. Fakat dinlenme bahanesi ile, asla boş oturma. Boş oturanın içi, işlemeyen demir gibi, pas tutar. Çok düşün. Ve bil ki, çalışmak mutlaka hareket etmek veya okumak, yazmak demek değildir.”

 İşinde ve dersinde herhangi bir fikri ve noktayı küçümseyerek ihmal edip geçme. Küçük ihmalden bazen büyük zararlar doğduğunu unutma.  Gece yatağına uzandığın zaman, o gün ne yaptı­ğını ve yarın ne yapacağını kendine sormadan uyuma. 

“Düşünen bir insan, maden kuyularında kazma sallayan işçiden daha çok çalışıyordur. Verimli çalışmayı sakın iş üzerinde geçirdiğin zamanla ölçüp de, eh bugün şu kadar saat çalıştım, yeti­şir deme.”


“ Çalıştığın bir dersin, bir kitabın fasıl ve bahislerini bitirdikçe, kitabı kapayıp, okuduğunu ezberden hülâsa halinde not et. Bir dersi, bir suretle iyi anlayıp öğrenmenin yolu, onu bu suretle yazmaktır. Bir dersten öğrendiğin, bir kitaptan okuduğun fasıl ve bahisleri arkadaşlarınla ezberden müzakere ve münakaşa et. Bu suretle hem zekân işler ve öğrendiğin hazmolur, hem hafızan kuvvetlenir; hem de düzgün konuşma ve fikirlerini vuzuh ile ifade etme melekesi elde edersin.”

“Herkesçe beğenilen asıl güzellik, ahlâk güzelliğidir. Çünkü ahlâkı güzel insan her yaşta güzeldir.  Ahlâkını güzelleştirmeğe daima çalış. Ahlak güzelliği insan için en kıymetli bir servettir.  En yakın arkadaşlarınla bile şakaların zarif ol- sun. Kaba şakadan hayvan bile hoşlanmaz.  Dost ol, tâ ki sana da dost olsunlar.”