O Harfi İle İlgili Deyim ve Anlamları
O kapı senin, bu kapı benim dolaşmak: Bir kapıdan öbür kapıya dolaşmak.
O dolabın beygiri değil: İşi yapabilecek yetenekte bir değil.
O tarakta bezi olmamak: O tarafla ilişiği olmamak.
O duvar senin bu duvar benim: Bir sağa, bir sola sendeleyerek.
O yolun yolcusu: Kötü bir yola gidiyor.
O ki düştün bu arka, ya kurt yer gözünü ya karga: Bu tehlikeli durumda başına er ya da geç bir şey gelecek.
Ocağına incir dikmek: Birinin ocağını yani evini, barkını dağıtmak.
O taraflı olmamak: Konu ile alakası yokmuş gibi davranmak.
Ok yaydan çıkmak: Geri dönüşü olmayan bir iş yapmak.
Olmasa gerek: Olmadığını sanıyorum.
Oh demek: Rahat bir nefes almak
Ocağına düşmek: Birine korunması için sığınmak.
Oğul balı: Anne baba için evlat
O gün bugündür: O günden beri.
Oğlan mısın, kız mısın?: Getirdiğin haber iyi mi kötü mü?
Oflayıp puflamak: Sıkıntısını belli etmek.
O çekmek: Birinin sıkıntısına sevinmek.
Omzuna yüklenmek: Bir işin kendisinin üzerine yıkılması.
Omuz omuza: Yan yana.
Omuz silkmek: Umursamamak.
Olursa çat pat, olmazsa aç yat: İyi kazanınca çok harcıyor kazanamayınca da perişan duruma düşüyor.
Olup olacağı: En son olacağı.
Okka çekmek: Büyüklüğüne göre ağır çekmek.
Okunu atmış, yayını asmış: Artık bu işlerle uğraşmayı bırakmış.
Omuz öpüşmek: İkisi bir derecede olmak.
Olur şey değil: Gerçekleşmesi kabul edilemeyen.
Oldu olanlar: İstenmeyen birtakım olaylar oldu.
Oldubittiye getirmek: Bir işi yapılmış duruma getirmeye çalışmak.
Okkanın altına girmek: Haksız yere ezilmek.
Oldum bittim: Başından beri.
Olan oldu: Bir olay gerçekleşti, yapacak bir şey yok artık.
Ola ki: Belki
Olan biten: Gelişen olaylar.
Omuz vermek Omzuyla desteklemek.
0 Comments:
Yorum Gönder
Deneme