Milli Mücadele Yıllarında Yaşamış Olsaydınız Vatanımızın Düşman İşgalinden Kurtulması İçin Ne Yapardınız Konulu Konuşma
Milli Mücadele yılları, bağımsızlık savaşının verildiği o zor ve bir türlü geçmek bilmeyen yıllar… Anadolu halkı yoksul durumda, Evde aş yok ekmek yok. Bir yandan yoksulluk ile mücadele diğer yandan ise acımasız düşmanın akla gelmeyecek zulümleri ile mücadele ve geçmek bilmeyen , sabır gereken, mücadele gereken o zor yıllar…
Sevgili öğretmenim, değerli
arkadaşlarım. Bugün sizlere milli mücadele yıllarında yaşamış bir genç olsaydım
vatanımızın düşman belasından kurtulmak için neler yapardım adlı konuşmamı
sunacağım.
Vatanım için evde oturup, ne de
olsa askerlerimiz vatanımızı kurtarır, vatanımıza bir şey olmaz deyip rahatça
evde oturmazdım. Önce anamın imkanları doğrultusunda yaptığı hamur aşından,
yarı yanık yarı pişmiş ekmeklerden bir azık hazırlayıp bunun cepheye gitmesi
için arkadaşlarımla birlikte olurdum ve askerlerimize o kahraman vatanın kahraman yürekli
cengaverlerine yiyecek götürürdüm. Yesinler ki güç alsınlar, yesinler ki
düşman karşısında dimdik dursunlar diye düşünürdüm. Köylülerimin de desteği ile
askerlerimiz için kıyafetler yapar, ayaklarına çorap örer, sırtlarına kalın
kazaklar örerdim. Milli mücadele bilinci içinde olurdum ve bu zor günlerin, bu
zalim yılların elbette geçeceği düşüncesi ile çalışmaya, vatana hizmet etmeye
devam ederdim. Babası askere gitmiş küçük çocukların ablası olurdum,
kardeşlerim ise o yavruların abisi olurdu. Onlar ile oynar, babalarının tez
zamanda Allah’ın izni ile köye geleceğini söyleyerek o minik yavrulara umut
verirdim. Ülkemiz kurtulduğu zaman bir yerlere saklanmak zorunda
kalmayacağımızı söylerdim.
Evimizde olan silahları
kardeşlerimle birlikte düşman askerlerinin görmediği bir anda cephaneye
taşırdım. Evde bulunan kıymetli eşyaları ise toprağı kazar ve yerin altına
gizlerdim ki bu kıymetli eşyalar zalim düşmanın eline geçmesin. Annem askerler
için yemek yaparken ben de ona yardım ederdim ve vatan kurtulsun diye her türlü
zorluğa göğüs germeye çalışırdım. Düşmanla çarpışmaktan korkan kimselere karşı
konuşma yapar ve bu vatan kurtulmazsa hepimizin sonunu büyük bir bela
beklediğini söylerdim ve onlara vatan ve bağımsızlık konulu konuşmalar
yapardım.
Gerekirse köy köy kapı kapı
dolaşırdım ki savaşa askerlerimiz çoğalsın, asker sayımız artsın ve düşman
sadece donanma gücü ile bizi yenemesin. Bizim de iman gücümüz olduğunu, zor günlerde
birlik, beraberlik ve dayanışma içinde hareket ettiğimizi görsün. Vatanımın
kurtulması için yeri gelir aç kalırdım ama vatan nöbetine devam ederdim. Eğer
ki bu uğurda şehit olmak varsa canımı seve verirdim, yeter ki vatan kurtulsun,
yeter ki vatan başka ülkelerin egemenliği altında olmasın. İşte tüm bunlarla
birlikte Mustafa Kemal’in emirlerini köye yaymaya çalışır ve en büyük
kurtuluşun bağımsızlık olduğu inancı ile çalışmaya, düşman vatanımdan arkasına bakmadan kaçıncaya dek mücadelem iman ve inanç gücümle devam ederdim.
0 Comments:
Yorum Gönder
Deneme